35❤️

853 68 13
                                    

"Ulu çınarlar.." dedi adam, "..Fidanlığından bile belli olur. Yaprakları kendine has, güneşi kendine hastır onun. Hele bir açsın yapraklar, onu seyredalmaya gör."

🕊️



Vizelere az kalmıştı. Bu yüzden Esma ve Fatıma sözleşip ders çalışmaya karar verdiler. O hafta bir kaç gün okula gitmeyip derslere odaklanacaklardı. Kapı zili çaldığında Esma kapıyı açmak için yöneldi.

"Hoşgeldinn, canım."

Fatıma ayakkabılarını çıkarıp selam verdi.

"Selamünaleyküm, hoşbuldum canım."

"Ve aleykümselam."

Fatıma içeriye geçtiğinde Esma ayakkabıları düzeltip o da içeriye geçti.

"Çantan dolu gelmişsin, bu demek oluyor ki bugün iyi çalışacağız."

Fatıma, çantaya vurup cevap verdi.

"Aynen öyle."

Fatıma kitapları çıkarırken Esma, demlediği çayı almak için mutfağa gitti. İkisine de birer tavşan kanı çayı koyup yanınada damla çikolatalı kurabiyelerden koydu.

Fatıma gelen tepsiyi görünce arkadaşına takılmadan edemedi.

"Oo mis gibi yeni gelin kurabiyesi kokuyor."

Esma, kıkırdayarak cevap verdi.

"Afiyet olsun şekerim."

Masaya ikramlıkları koyup o da kitaplarını ayarladı.

İki arkadaş hem bireysel çalışıp hem ortak bir şekilde anlatım yaparak bir kaç saat ders çalıştılar. Esma ara ara çayları tazelemişti. Onun dışında bulundukları yerden hiç kalkmamışlardı. Bir kaç saatin sonunda Fatıma gerinerek esneme hareketleri yaptı ve bitirdiğine dair haberi verdi.

"Ben bitirdim canım ama bende bittim."

Esma da onun gibi arkasına yaslanıp şakaklarını ovdu.

"Gerçekten bende bittim. Başım öyle ağrıyor ki."

Fatıma, Esmanın gözlerini kapattığını görünce doğruldu ve arkadaşına su getirmek için ayağa kalktı.

"Ben sana bir su getireyim canım iyi durmuyorsun."

Esma, itiraz etmek için elini tutsa da Fatıma onu oturtturup mutfağa geçti.

Esma, şakaklarını ovmaya devam ederken gelen suyu görünce eline alıp yavaş yavaş içti.

"Elhamdülillah. Teşekkür ederim canım."

"Ne demek canım, ağrın nasıl ? İyi misin biraz daha ?"

Esma başını olumlu bir şekilde sallarken kapının zili çaldı.

Havanın karardığını farkeden Esma gelenin Musab olduğunu düşündü.

"Musab gelmiştir." deyip kapıya yöneldiğinde Fatıma da ayaklandı.

Esma, yavaş adımlarla kapıya ulaştığında direk kapıyı açtı ancak aynı anda gözleri kararırken kendinden geçerek düşüyordu. Tam o sırada Musab aralık olan kapıyı tamamen açıp onu yakaladı.

"Esmaa.."

"Esmaa.."

Fatıma da hızla koştuğunda Musab, hemen Esmayı kucağına aldı ve arabaya yöneldi

"Fatıma, anahtarı alır mısın ? Ben hemen arabaya geçiyorum."

"Tamam tamam, alıp hemen geliyorum."

Fatıma çantasını ve evin anahtarını alıp hemen çıktı ve arabaya gitti.

Fatımanın gelmesiyle arabayı hemen süren Musab bir yönden arkada Fatımanın kucağında yatan Esmaya bakıyor bir yandan da soru soruyordu.

"Fatıma, ne oldu? Neyi vardı Esmanın ?"

Fatıma kafasını iki yana sallayıp cevap verdi.

"Bilmiyorum, biz bir kaç saattir ders çalışıyorduk o da kafam ağrıyor demişti bende su felen götürmüştüm hatta. Sonra kapıyı açmak için geldi ve bir anda oldu yani."

Hastaneye geldiklerinde Musab tekrar Esmayı kucağına alıp hızla acile girdi.

"Bakar mısınız karım bayıldı !"

Bir yandan acildeki sedyeye yatıran Musab, sesleniyordu. Hemşireler anında gelerek ona yardımcı olurken içeriye aldılar. Musab
yanında giderken perdelerin çekilmesiyle dışarıda kaldı. Fatıma da dışarıda kaldığında Musab'ın endişeli haline bakarak konuştu.

"Musab, Esmanın girişini yaptır istersen ben buradayım."

Musab, aklına gelen şeyle kafa sallayıp sekreterliğe yöneldi. İşleri halledip hemen döndüğünde hemşirelerin işlerinin bittiğini Esmaya bir serum takıldığını gördü. Endişeyle acildeki doktora baktı.

"Doktor bey, neyi var eşimin?"

Doktor, elindeki kağıttan başını kaldırıp Musab'a baktı.

"Eşiniz iyi Musab bey, gerekli müdahaleyi yaptık. Ayrıca kanda aldık sonuçlar bir kaç saat sonra çıkar o zaman tam olarak ne olduğunu öğreniriz."

Musab endişeli bakışlarla kafasını sallarken tekrar Esmanın yanına gitti.

Esma, daha uyanmamıştı. Ellerini tutup yanında beklemeye başladı.

Fatıma da aynı endişeyle arkadaşının uyanmasını bekliyordu.

Yarım saat sonra Esma gözlerini açtığında hepsinin içi rahatlamıştı. Musab, sevinçle Esmanın yüzüne götürdü elini ve yanağını okşadı.

"İyi misin güzelim ?"

Esma, kafasını sallayıp endişelenmemesi için gülümsedi.

~

Bir kaç saat sonra sonuçlar çıkınca doktor çiftin yanına geldi.

"Esma Hanım, Musab bey sonuçlar çıktı."

Esma ve Musab merakla doktora bakarken doktorun yüzünde geniş bir gülümseme oluştu.

"Tebrik ederim Esma hanım 2,5 aylık hamilesiniz."

Esma ve Musab duyduklarına inanamazken Esma gözlerini belertti ve her zamanki gibi dudakları aralandı. Musab, sevinçle ilk önce doktora bir adım attı ardından dönüp Esmayı omuzlarından tuttu. Yüzü gülerken tam sevincini yaşayamadığını düşünerek doktora bir soru yöneltti.

"Doktor bey, eşimi kaldırıp kucağımda ufak bir döndürsem bir şey olur mu?"

Doktor, gayri ihtiyari gülerek cevap verdi.

"Ufaklığa mı?"

Musab, bir çocuk gibi kafa sallarken doktor gülüp cevap verdi.

"Çok aşırı olmamak şartıyla yapabilirsiniz."

Uyarısını da demeyi unutmamıştı. Bu izin ile Musab Esmayı sedyeden kucağına alıp etrafında bir tur döndürdü. Esma hayretle Musab'ı izlerken onun kendisini kaldırmasıyla ufak bir çığlık attı.

"Allah bee baba oluyorum. Babaa.."

Tüm acildeki hastalar küçük çaplı acılarını unutup onlara bakarken Musab kahkaha atmıştı. Esma, utançla başını eğerken  Musab'ın bu aşırı tepkisine içinden kızıyordu. Neyseki bir kere döndürüp geri bırakmıştı. Ama yinede dönüş yolunda yol boyunca ona kızacağına emindi.

Ahh deli adam. Birde doktora sormuştu.

❤️

Sevmek delicesine.. Hiç bu kadar paha biçilmez bir duygu olmamıştı.

Bir Kavanoz AşkWhere stories live. Discover now