27❤️

925 77 12
                                    




Saman kağıdı bir mektubun son cümlesi gibiydim sen yokken. Ne zaman geldin işte o zaman ümit ettim bir sonraki mektuptan. Çünkü sen yarım kaldığım yerden beni tamamladın.

🕊️


2010-Bursa

Esma ve Musab eve vardıklarında oldukça yorgun ve açtılar. En son sabah kahvaltısı ile duruyorlardı muhtemelen.

Esma, üzerini değiştirmek için odaya geçerken Musab onu kolundan tutup durdurdu.

"Dileğim.."

Esma duydukları ile Musab'ın anında sözünü kesti.

"Musabb.." bu ikaz ile Musab sırıtarak cevabını söyledi.

"Şalını benim açmama izin ver. O güzel saçlarının kokusunu çekmek istiyorum."

Esma, duyduklarıyla rahatlarken içinden kendi kendine kızdı. Bir an sanmıştı ki..

Musab, Esmanın değişen yüz ifadesini gördüğünde konuşmaya devam etti.

"Ne oldu? Sen ne zannetmiştin ki?"

Esma, anında kafasını iki yana sallayıp konuştu.

"Yok yok bir şey. Hiç bir şey zannetmedim."

Musab'ın kahkahası yankılanırken Esmayı kolundan çekip sarıldı.

"Sonunda sarılabiliyorum be. Ne de güzelmiş."

Esma, koluyla hafifçe vurup güldü.

Sarılmaları bitince ikiside el ele odaya girdiler. Esmanın şalını Musab özenle açıyordu. İlk önce iğneleri çıkarttı. Sonra tamamen açtı.

Bağlı olan saç tutamındaki tokayı da çıkarttığında sonunda serbest kalmıştı saçları. Kahverengi, dalgalı, uzun saçları elleriyle düzeltip bir tutamını tutup kokusunu içine çekti. Şampuan kokusu içine dolarken hafiften de gül kokusu alıyordu. Gül esansı sürdüğünü biliyordu çünkü küçükken beraber güllerden parfüm yaptıklarını hatırlıyordu.

Musab'ın en sevdiği kokunun gül kokusu olduğunu öğrendiği günden beri gül kokulu şeyler kullanırdı Esma.

Dudakları yukarı kıvrılırken Esma Musab'ın bu halini aynadan izliyordu. Yüreği pır pır atarken heyecandan elleri terliyordu.
Sonunda Musab geri çekildiğinde odadan çıktı. Esmanın rahat olmasını istiyordu.

Üzerlerini değiştirip koltuğa oturduklarında karnından gelen ses ile Esma gülmeye başladı.

"Biraz daha bir şeyler yemezsem midem beni yiyecek gibi."

Musab buna gülerken kafasını olumlu bir şekilde salladı.

"O halde hadi mideleri doyurmaya."

İkisi de aynı anda kalkıp mutfağa gittiler. Yeni evlerinde yiyecekleri ilk yemek olacaktı. Esma, Musab'a bakıp bir fikir sundu.

"İstersen sen otur yorgunsun ben hazırlarım bir şeyler."

Musab, olumsuzca kafasını sallayarak Esma ile beraber girdi mutfağa.

"Hayır, iyiyim. Üstelik tek başına yapmana izin vermem. Her şeyi birlikte yapacağız. Hayattaki her şeyi birlikte göğüsleyeceğimiz gibi."

Esma, bu söz ile oldukça ferahlarken karşısındaki adamın güzel yüreğine bir kez daha hayran kaldı.

Esma, ne yapabiliriz diye düşünürken bir gün önce yaptıkları market alışverişi geldi aklına. Çoğu şeyi almışlardı ancak oldukça yorgun oldukları için makarna yapabileceklerini düşündü.

"Spagetti'ye ne dersin?"

Esma bunu Musab'a söylerken Musab bir kahkaha attı.

"İlk gün için güzel seçim bugün yemeklerin nasıl olduğunu umursamayacağım."

Esma, kaşlarını çatarak cevap verdi.

"Tabiki her gün böyle olmayacak ama en kısa bu olur diye düşündüm. "

Musab, gülüşünü kesmeden elini Esmanın kaşlarının ortasına getirdi ve onları narince düzeltti. Kaşları normale dönen Esma Musab'ın yakınlığından dolayı yavaşça yutkundu. Yakından oldukça etkileniyordu ondan ve yüreği tekliyordu sanki.

Musab geri çekildiğinde Esma tencereye su koyup ocağı açtı.

Su biraz kaynadıktan sonra makarnaları da atınca Musabta o sıra salata hazırlamaya girişmişti. Önündeki işi oldukça özenli yapıyordu. Esma da bu haline gülerek konuştu.

"Önündeki bir matematik problemi değil Musab bence detaylara dikkat etmemelisin. "

Musab'ın ince ince yavaşça doğramasına diyordu. Musab, omuzlarını silkip işine devam etti.

Her şey hazır olduğunda ikiside masaya geçti. İlk yemeklerini yiyeceklerdi.

Esma, spagetti'yi salçalı soslu yapmıştı. Musab, çatalı ile bir tane yediğinde Esma onu izliyordu. Tepkisi ne olacak diye merakla bakmasına rağmen Musab ona bakmayıp iştahla yemeği yiyordu.

Baktı ki bir şey demeyecek o da yemeye başladı.

Musab, Esmanın bakışlarını yakalamıştı ama bilerek bir şey demiyordu.

Yemekler yiyilip bulaşıkları Esma yıkayınca Musab koltukta oturuyordu. Esmanın geldiğini gördüğünde onu yanına çağırdı.

O gün günlerden Cuma olduğu için iki günleri vardı işe ve okula dönmek için. Bu yüzden Musab bir şeyler düşünmüştü iki gün için.

"Ellerine sağlık Maşukiyye'm çok güzeldi makarna."

Musab, sözlerine böyle başlayınca Esma yerine onun yanına geçerken keyifle oturmuştu.

"Afiyet olsun Zeytin gözlü'm."

Musab, bir kolunu Esmaya atıp onu kendine çekti ve konuşmaya devam etti.

"Yarın sabah yola çıkacağız. Bu yüzden odamıza erken geçelim."

Esma, kafasını yalnızca olumluca salladı.

"Nereye gideceğiz ki?"

"Orası sürpriz olsun. İki günümüz var. En güzel şekilde geçirelim istiyorum."

Esma, onu onayladıktan sonra Musab Esmanın elini tutarak kalktı.

Çekingen adımlarla Musab'ın arkasından giden Esma derin bir nefes çekti.

Her iki gençte gusül alıp namazlarını kıldılar. İlk önce Rabblerinin huzurunda şükre durdular sonra yüreklerinin ritminde kayboldular. 

❤️

Bir tohum düşer yeryüzüne. Güneşini bulmak için. İki yürek büyütür sevgiyle Güneşine kavuşsun diye. Ne zaman ki buluşurlar kainat o zaman can bulur yeniden.

Bir Kavanoz AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin