31❤️

822 73 13
                                    

"Allah, bir güçlükten sonra kolaylık yaratacaktır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Allah, bir güçlükten sonra kolaylık yaratacaktır."
(Talak,7)


🕊️

Herkes sofraya oturmuş yemeklerini yerlerken Esma, bir yandan Musab'a bakıyor herhangi bir sorunda müdahale etmek için adeta diken üstünde bekliyordu. Onu kaybetmekten öyle korkmuştu ki  bu hâli istemsiz şekilleniyordu.

Esmanın bakışlarından haberdar olan Musab, biraz sinirlense de sessizce yemeye devam ediyordu. Herkesin gözünün onda olduğunun farkındaydı.

Masada sessizlik hakimken Musab en sonunda kaşığını bırakıp ellerini masada kavuşturdu.

"Akademisyen olduğumu söylemiştiniz. Doktor rapor verdiğine göre bu durumu bildirdiniz mi?"

Bu durum dediği şey hafıza kaybıydı. Bunu anlayan Esma boğazını temizleyip konuştu.

"Dekana bildirdik ve o da durum düzelesiye kadar gelmeyebileceğini belirtti. İkimiz için de rapor kayda girdi. "

Musab, kafasını sallarken konuştu.

"Eğer düzelmezse başka bir şeyler bakmam gerekecek ama sen fakülteye devam etmelisin."

Musab'ın söyledikleri masadaki herkesi tedirgin ederken Rüveyda hanım atıldı.

"Öyle deme oğlum. Doktor geçici dedi ya düzeleceksin elbet. Hem bu senin elinde olan bir durum değil mazur görmeliler bunu."

Selim bey eşini destekleyerek araya girdi.

"Evet oğlum, mazur göreceklerdir bu durumu. Hem hayalindeki meslekten vazgeçmeni istemiyorum. Biraz sabret yalnızca, Rabbim elbet bir kolaylık çıkaracaktır."

Selim beyin sözleri Musab'ı biraz olsun rahatlatırken Abdullah bey de katıldı Selim beye.

"Evet oğlum, öyle koyverme hemen kendini. Rabbim yardım edecek."

Musab, başını olumlu bir şekilde salladı. Karşısındaki insanların kendini ne kadar düşündüklerini görebiliyordu.

~

Yemekler yenilip biraz oturulduğunda Esma ayağa kalktı ve Musab'ın yanına gitti.

Annesinin hatırlatmasıyla Musab'a kumruları gösterecekti. Belkide hafızasına iyi gelecekti.

"Biraz bahçeye çıkalım mı? Sana göstermek istediğim birileri var."

Musab, kaşlarını çatarak cevap verdi.

"Birileri mi?"

Esma yalnızca başını salladı ve önden çıktı. Bu hareketiyle Musab'ta yerinden kalkıp onu takip etti.

İkiside bahçeye çıkmışken Esmanın bir kuş yuvasına doğru gittiğini gördü.

Esma, kapısını açıp kumrulardan birini eline aldı ve Musab'a döndü.

"Bak bu Maşukiye senin kumrun."

Musab, hayretle Maşukiyye'ye bakarken Esmaya inanamadı. Onu nasıl elinde tutuyordu da kumru kaçmıyordu.

"Benim mi?"

"Evet, küçükken bu kumruları ilk ben bulmuştum ama sonra sende birini sahiplenmek istedin ve bunu sahiplendin. Şuradaki Maşukta benim kumrum."

Musab, birde diğerine baktı. İki kumruda birbirine çok benziyordu ama diğerinde siyah bir halka vardı boyun kısmında.

"Eline almak ister misin?"

Musab, bu teklif karşısında başını iki yana salladı.

"Yok almayayım. Nasıl tutabilirim ki?"

Esma, üzgün bir şekilde Maşukiyye'ye bakınca Musab Esmanın bu kadar üzüleceğini düşünmemişti. Esmanın gözleri dolmuştu bile. Bu yüzden onu kırmamak adına başka bir şey dedi.

"Ama bana nasıl tutacağımı gösterirsen elime alabilirim."

Esma, heyecanla Musab'a baktığında kafasını olumluca salladı ve ona yaklaştı.

"Tabiki gösteririm. Çok kolay zaten, çok fazla sıkmayacaksın, elinden uçaracak kadar da serbest bırakmayacaksın."

Esma elleri ile kumruyu Musab'a verirken Musab ilk önce Esmayı izledi sonra kumruyu düzgünce almaya çalıştı. Öyle narin davranmaya çalışıyordu ki Esma kıkırdamadan edemedi.

Ne kadar hafızasını kaybetmiş olsa da aynı hassasiyetteydi.

Musab, ellerine Esmanın ellerinin değmesiyle kızın üşüdüğünü anladı ve kumruyu eline aldıktan sonra:

"Üşümüşsün. İçeriye geçelim istersen." dedi.

Esma, bu anı bozmak istemiyordu o yüzden hemen başını iki yana salladı.

"Hayır üşümedim, ellerim hep soğuktur benim."

Musab, elindeki Maşukiyye'yi yeniden yuvasına koydu ve Esmanın önüne geldi.

Esma ne yapıyor diye bakarken bir anda ellerinin alınmasıyla oldukça şaşırdı.

Musab, Esmanın ellerini alıp nefesiyle ısıtmaya çalıştı. Ellerin biraz daha ısındığını anladığında Esmanın elini alıp ceketinin cebine koydu. Esma olanları şaşkın bir halde izlerken Musab'ın böyle bir şey yapabileceğini hiç tahmin etmemişti.

"Isındı mı biraz?"

Esma, nefes bile alamazken kafasını sallamakla yetindi.

Musab, Esmanın nefes almadığını gördüğünde kahkahası duyulacak şekilde güldü. Bu kız onu çok güldürüyordu.

"Biraz daha yaşamak istiyorsan nefes almalısın." dediğinde Esma tutmuş olduğu nefesini bıraktı.

Yanakları hem soğuktan hem utançtan kızarırken yüzünü başka tarafa çevirdi. Musab onun yine utandığını anladığı için keyifle etrafına bakıyordu.

Yüreğinin en güzel yerinin ona ait olabileceği geldi aklına. Belki hatırlamıyordu zihni ama yüreği zaten onu tanıyor ve seviyordu.

❤️


Utanmak, senin süsün.
Kaçırdığın gözlerin en latif halin.
Ezber ediyorum her anı
Bir kez daha gülüşünü görmeyi hiç bir şeye değişmem.

Bir Kavanoz AşkWhere stories live. Discover now