Issız sokaklardan gelen çığlık sesleri kulaklarımı ahenkle doldururken yüzümde en güzel gülümsemelerimden birisi oluşmuştu. Seviyordum çığlıkları. En çokta sessiz olanları. En çokta cıvıl cıvıl ortamlarda oluşmasını. Boğazları yakarcasına bağırmak istenmesini ama yapılamamasını. Bir kaç metre arkamda kalan, bugün için en güzel kıyafetlerini giyip hazırlanan bir kadının 12 dakikadır atamadığı çığlığını atması gibi. Yüzümdeki gülümseme silinmeden teker teker yükselen diğer çığlıkları dinledim. Arkama dönüp yavaş yavaş adımlarla davet bahçesinden ayrılırken bile çığlıklar artmaya devam ediyordu. Burada işim bitmişti. Yani şimdilik.