'Neden ağlıyorsun?' dedi. Cevap veremedim vermek de istemedim zaten.O an sadece buradan kurtulmak istedim.Ama o beni bırakmadı,tuttu ellerimden. 'Ağladığını çok gördüm neden gülmüyorsun?'dedi. 'Ben pek gülemiyorum. Genelde çevremdekiler gülüyor bana ise acı çekmek kalıyor' dedim. O ise bana yalvaran gözlerle baktı. '-Gül, Su annenin istediği gibi 'dedi. 'Güleceğim bir hayatım yok.'dedim Gözümden düşen yaşı sildi sonra da yanağımı okşadı.Bense utançtan kafamı yere eğmekle meşguldüm.'Çevrendekileri siktir et sen onların gerçek mutluluğu yaşadığını mı sanıyorsun Su?' 'Evet'dedim. 'Seninle işimiz çok zor desene'dedi 'Sen içeri gitsene Arzu yalnız kaldı'dedim O ise 'Arzu'yu sevdiğimi mi sanıyorsun?'dedi Onu ittim ve' evet' dedim o ise 'Sen aptalsın Su hiç bir şeyi anlamıyorsun' diye bağırdı. Sesi irkilmeme yetmişti zaten. 'Anlayacağım şekilde anlatsaydın şu an kavga etmiyor olurduk 'dedim 'Anlayacağın dilden anlatayım mı? 'dedi 'ANLAT'dedim. 'Hani sen şunu demiştin ya SU:^ Bazen karanlık denizin ortasında parlayan bir deniz feneri olmak istedim... Birisi için parlak bir IŞIK olmak istedim...^diye.İşte gel deniz kızı benim ışığım ol...