Eleysa☁️ (Tamamlandı)

By bendenizyagmur

1.1M 78.9K 63.7K

O, kendi halinde yaşardı. Okuldan eve, evden antrenmanlarına giderdi. Gündüzleri normal biriydi. Sıradandı. O... More

Bölüm 1 ☁️ "Eleysa'nım."
Bölüm 2 ☁️ Uyursam Geçer Mi?
Bölüm 3 ☁️ Esmerim
Bölüm 4 ☁️ Unutturamam, Vazgeçirebilirim
Bölüm 5 ☁️ İki Gözümün Çiçe
Bölüm 6 ☁️ Yaman Bir Beyefendi
Bölüm 7 ☁️ Beni Unutma.
Bölüm 8 ☁️ Haave You Met Me?
Bölüm 9 ☁️ Oturur İçerim Tek Başıma.
Bölüm 10 ☁️ Ben De Yoluma Giderim
Bölüm 11 ☁️ Nefes Almak Gibi Bir Şey
Bölüm 12 ☁️ Aşk Nefrete Ne Yakınsın
Bölüm 13 ☁️ Aşka Yürek Gerek
Bölüm 14 ☁️ Racona Ters
Bölüm 15 ☁️ Aylar Olmuş
KARAKTERLER SORULARINIZI CEVAPLADI
Bölüm 16 ☁️ Gülümse
Bölüm 17 ☁️ Sevgili En İyi Dostum
Bölüm 18 ☁️ Ya İstanbul Hatırlamazsa?
Bölüm 19 ☁️ Flört?
Bölüm 20 ☁️ İyi Ki Varsın
Bölüm 21 ☁️ Beni İyi Etmeye Çalışan Biri Var
Bölüm 22 ☁️ Bal Kitap
Bölüm 23 ☁️ Sarışınlığımı Kıskandın!
Bölüm 24 ☁️ Her Yolum, Her Fikrim Sen
Bölüm 25 ☁️ Son Umut.
Bölüm 26 ☁️ Doğru Kişi?
Bölüm 27 ☁️ Niye Herkes Bu Kadar Ciddi?
Bölüm 28 ☁️ Esmer Bomba
Bölüm 29 ☁️ Eskiden Seven Kız
Bölüm 30 ☁️ Jr. Berkan
Instagram ☁️ Yalakalık Desen Var
Bölüm 31 ☁️ Nazar Duası
Bölüm 32 ☁️ Hiç.
Bölüm 33 ☁️ İkilem
Bölüm 34 ☁️ Çıkalım Bu Şehirden
Bölüm 35 ☁️ Acıdan Geçmeyen Şarkılar Biraz Eksiktir
Bölüm 36 ☁️ Ted Mosby Yıkıklığı
Bölüm 37 ☁️ Çaresiz.
Bölüm 38 ☁️ Kusura Bakma
Bölüm 39 ☁️ Veda
Bölüm 41 ☁️ Kapanan Son Yara
Bölüm 42 ☁️ Ölmeye Yüz Tutmuş Bir Ruh
Bölüm 43 ☁️ "Ben Bunu Haketmedim."
Bölüm 44 ☁️ "Benim Eleysa'm..."
Bölüm 45 ☁️ Onu Çok Kırmışlar
Bölüm 46 ☁️ Yıldızlar
Bölüm 47 ☁️ Zehirli Bir Bal
Bölüm 48 ☁️ Eleysa'nın Anlamı...
Bölüm 49 ☁️ "Ben Eleysa."
Bölüm 50 ☁️ Elbet Bir Gün Buluşacağız
Bölüm 51 ☁️ Sana Ben Gerek
Bölüm 52 ☁️ Bir Sigara Dumanı
Bölüm 53 ☁️ Kızıl Bebişimin Minnoş Psikolojisi
Bölüm 54 ☁️ Ben Adam Olmam
Bölüm 55 ☁️ "Haberi Olmazdı,"
Bölüm 56 ☁️ Sana Angara'yı Yakarım
Bölüm 57 ☁️ "Televizyon Sesi Gelmiyor."
Bölüm 58 ☁️ Enkaz
Bölüm 59 ☁️ Seni Dert Etmeler
Bölüm 60 ☁️ Çıkışa Gel Adamsan
Bölüm 61 ☁️ Savaş Sözü
Bölüm 62 ☁️ İncinmesin Kanatların
Bölüm 63 ☁️ Baba Mı?
Bölüm 64 ☁️ Suç Ortağım
Bölüm 65 ☁️ İsmi Lazım Değil
Bölüm 66 ☁️ "Onun Her Şeyi Benim."
Bölüm 67 ☁️ Çukur
Bölüm 68 ☁️ "Baba"
Bölüm 69 ☁️ Gang Of Berkan Brides
Instagram/Texting Özel Bölüm☁️
Bölüm 70 ☁️ Eskisi Gibi
Bölüm 71 ☁️ Ağır Bulut
Final☁️
okumadan geçmeyinV3
YENİ HİKAYE-duyurumsu bişiler
Özel Bölüm 1 ☁️ Çay Harareti Alır
Özel Bölüm 2 ☁️ Bilir O Beni (1MİLYON OLMUSUZ?)

Bölüm 40 ☁️ Gözlük

14.1K 939 2K
By bendenizyagmur

Cefa: Günaydın

Çağıl: Günaydın

Cefa: Ne yapıyorsun?

Çağıl: Kuafördeyim

Cefa: Bu sefer ne renk?

Çağıl: Ahsjflgkdhdhs

Çağıl: Bakım yapılıyor sadece, en azından birkaç gün boyatmak gibi bir niyetim yok

Cefa: O kadar boyaya o saçın nasıl dayandığı da merak konusu zaten

Çağıl: Kuaförüm çok iyiyse demek ki

Çağıl: Çaktırma, şu an Barış Abi'nin gözleri telefonumda ve beleşe yaptırmak için yağcılık yapıyorum şş

Cefa: JDVLJFLVJXLCJXKCH

Çağıl: Sen ne yapıyorsun?

Cefa: Duştan çıktım şimdi

Cefa: Bugün bir planın var mı?

Çağıl: Yok, iptal ettim hepsini. Yazacağını biliyordum :)

Cefa: Güzel :)

Cefa: 1 saat sonra kapıda olurum

Çağıl: Tamamdır, eve geçerim bende max 10 dakikaya

Cefa: Görüşürüz

Çağıl: Görüşürüz:)

"Annem, saçlarını neden kurutmadın bakayım?" Annem elinde fön makinesiyle girdiğinde gülümsedim.

"Zaten kuş kadar saçım var anne, nesini kurutayım?"

"Saçmalama Cefa." Annem koltuğun yanındaki prize fön makinesinin fişini takıp çalıştırdı ve yanıma oturup saçlarımı kurutmaya başladı. Elleriyle dağıtıyor ve kurumasını kolaylaştırıyordu.

Saçıma dokunmasına izin verdiğim tek kişi annemdi, takıntı gibi bir şeydi bu bende. Babam dokunduğunda bile hoşlanmazdım ama sırf annem sevsin diye her fırsatta sokulurdum dizlerine.

Saçlarımı kısa sürede kuruttuktan sonra gürültülü makineyi kapattı ve kenara bırakıp elleriyle düzeltti saçlarımı. Ardından gülümseyerek avcunu yanağıma indirdi, bana doğru uzanıp uzun uzun öptü alnımdan.

"Güzel oğlum benim, gurur duyuyorum seninle."

"Neyimden gurur duyuyorsun anne, Allah aşkına? Sizi sürekli zora sokuyorum."

Sabah dedemin evinin önünde biriken bir sürü gazeteci geldi aklıma. Nereden haber aldılarsa artık, kapıda bitmişlerdi. Hatta sokaktaki mobese kamerasından eve girerken olan görüntülerim vardı, şu an herkes onu konuşuyordu muhtemelen.

Cefa Berkan yine sarhoş olup sızmıştı, ancak bu kez farklıydı. Yanındaki gizemli güzel kız kimdi?

Ah bir bilsem...

Görüntüleri izlemiştim, Eleysa anahtarı güvenliğe teslim ediyor ve kapımı açıp bana eğiliyordu. Tıpkı annem gibi alnımı öpmüştü. Dudakladının sıcaklığı zihnimdeydi ancak maskesini indirdiği yüzünü ya da sesini asla hatırlayamıyordum. Kaderin cilvesi işte...

"Bu sonmuş, öyle demişsin babana. Yaren'e veda etmişsin."

Gülümsedim ve başımı salladım. "Kendime tamamen yeni bir hayat kuracağım, anne."

"Geceki kız... Sana bu gücü o mu verdi?"

"Evet, öyle de denebilir. Bana yardım etmek için kendini parçalıyor resmen anne. Onu sevmeliyim." Diye mırıldandım. Annem güldü ve sarılıp geri çekildi.

"Kim olduğuna dair bir fikrin var mı?" Diye sordu. Başımı salladım.

"Sanırım Çağıl."

Annemin kaşları çatıldı. "Çağıl da kim?"

Ona instagramı açıp fotoğrafını gösterdim.

Fotoğraf saçının yine mor olduğu bir dönemdendi.


"Ay, Cefa! Bu ne güzel kız böyle? Saçına bayıldım." Dedi. Gülümseyip başımı salladım. "Güzel kızdır."

Bana bakıp kaşlarını kaldırdı. "Ama?"

"Ne ama?"

"Ama diyecek gibi bir halin vardı." Deyip gülümsedi.

"Eleysa o mu yoksa değil mi bilmiyorum, bütün oklar onu gösteriyor ama içimde bir şeyler hala emin değil ondan.

"Eğer o Eleysa ise mutlaka bunu anlarsın, zaman ver kendine. Hem daha yeni yorucu bir süreçten geçtin, hemen bir kıza kalbini vermezsin." Annem elimi tutarak bu cümlelerini sıralarken, içimin rahatladığını hissettim. Haklıydı.

Annemle azcık sarıldıktan sonra ben kalkıp hazırlanmsya gittim. Siyah kot pantolonumu,siyah boğazlı kazağımı ve siyah deri ceketimi giydim. Altına da uyumlu bir spor ayakkabı bulduktan sonra saçlarıma hafifçe şekil verdim ve hazırdım.

Tam evden çıkacakken, telefonumun çalmasıyla duraksadım. Arayan kişi annemlerin menajeri Rüzgar Abi'ydi.

Kesin magazin yüzünden yine tatava yapacaktı!

"Efendim Rüzgar Abi?" Dedim isteksizce.

"Oğlum, o görüntüler neydi öyle? Yine mi içmeye başladın sen?"

"Yok abi, bir gecelikti sadece ve annemlerin haberi vardı. Magazincilerin haber yapacağı kadar sarhoş olacağımı tahmin etmiyordum." Dedim dürüstçe.

"Cefa, yine sana cephe alan bir sürü insan var. Bunun farkında mısın?" Dedi sinirle. Haklıydı.

Twitter'da yine bir sürü linç yemiştim.

"Okudum abi, biliyorum."

"Benim aklımda bir fikir var ama sana uyar mı, bilemem. Şu geçen ay sana teklif gönderen büyük bir Youtube kanalı vardı ya, az önce yine aradılar beni. 'Linç' adı altında sana gelen eleştirileri okuyacaklar, öyle bir konsept bu. Ben gidip videoyu çekmen taraftarıyım." Diye açıkladı ama reddetmem çok uzun sürmemişti.

"En son bir Youtube kanalına katıldığımda, davalık olmuştuk. Bir daha ailemden başka birinin kanalına da programına da katılmam ben abi." Dedim kesin bir dille.

"O zaman Sefa'yla konuşalım. Sana soru sorduğu bir video hazırlayalım. Kendini insanlara açabilmen için bir fırsat vermeye çalışıyorum şu an sana Cefa. Bu kadar kötü yorumdan sonra sponsorlukların bitecek diye korkuyorum. Adidas yeni bir teklif sunacaktı ama beklemeye almış, haberin olsun."

İç geçirip başımı salladım. "Tamam abi, sen öyle diyorsan öyle olsun."

Vedalaşıp kapattık telefonu. Umarım bu video fikri işe yarardı.

Çağıl'a evden çıktığımda alakalı bir mesaj attıktan sonra asansöre ilerleyip düğmeye bastım. Asansör inerken aynı zamanda da Eleysa'ya cevap veriyordum.

Cefa: Dün gece için gerçekten özür dilerim, akılsızca hareket ettim.

Asansör saniyeler sonra durdu, kapı açılmaya başladı.

Cefa: Beni affedebilecek misin?

Etrafta bir bildirim sesi yankılanınca kaşlarımı çatarak kafamı kaldırdım. Balın, kapının önünde bana bakıyordu şaşkın şaşkın.

Tam mesaj attığım anda bildirim sesi gelmesi... Tuhaftı.

Kaşlarım çatılı ona bakarken o rahat bir gülümsemeyle asansöre bindi. "Selam," derken telefonunu çıkarıp baktı. Bu Eleysa'nın telefonu değildi.

"Önemsiz bir bildirim," diye mırıldanıp tekrar cebine attı. Bende çok sorgulamadım, tesadüftü büyük ihtimalle.

"Selam," diyebildim. "Dün konuşamadık. Nasılsın?"

"Dün gece güzel bir geceydi. İyiyim bu arada,seni sormalı?" Tatlı tatlı gülümsediğinde istemsizce bende gülümsedim. Bu kız herkese lazımdı, sabah sabah içimi açmıştı.

"Bende iyiyim. Meray'a mı geldin?"

"Aynen, gece burda kaldık. Kız gecesi muhabbeti falan işte." Omuz silkti.

"Sabaha kadar sevgilisini anlattığına yemin edebilirim," diye dalga geçtiğimde Balın da güldü. "Daha çok beni dinledi aslında."

"Bir problem mi var?"

Gözlerimin içine baktığında, kalbimin sıkıştığını hissettim. Bana öyle bir bakmıştı ki, problemin ben olup olmadığını düşünmüştüm elimde olmadan.

"Havadan şeyler ya, boşver." ve asansörün kapıları açılınca o önden ben arkadan indik.

"Karavan ormanda mı? Seni bırakabilirim."

Arkasını dönmeden "Kitapçıda bıraktım ya, sana terstir eminim. Ben giderim otobüsle." Dedi.

"Aslında tam da oraya gidiyordum." Dediğimde duraksayıp bana baktı yine. "Neden?"

"Şey ya, Çağıl'ı alacağım da. Şey yapacağız-"

"Anladım. O zaman olur, gelirim seninle." Zorla bir gülüş gönderdikten sonra önüne döndü. Çağıl'dan hiç mi hiç hazzetmiyordu. Onların arasındaki şeyi öğrenmek için deliriyordum resmen ama ikisi de anlatmamakta kararlı gibiydi. O değil, arada ben bok yoluna gidecektim.

Arabaya biner binmez klimayı çalıştırdım. Hava buz gibiydi.

Ben arabayı yola sokarken Balın da radyodan şarkı bulmaya çalışıyordu.

Bir süre aradı aradı ama kendine göre bir şey bulamadı. "Ay bu ne be? Adam akıllı bir şey yok." ve son kez çevirdiğinde, denk gelen istasyon bir Ankara istasyonuydu.

"İşte bu!" Kahkaha atıp şarkının sesini yükseltince bende güldüm istemsizce.

Şarkıya eşlik ederken aynı zamanda parmaklarını şıklatmayı ihmal etmiyordu. "Tribin olurum düşünür düşünür sıkıntıya girersin! Gafama da takmam yüzüne de bakmam! Anncaa gidderrsiin!"

Onun bu haline kahkahayı basarken, Aklıma Eleysa'nın gelmesiyle duraksadım.

Ankara, oyun havası...

Gözlerimi kırpıştırarak Balın'a baktım. Bu mümkün olamazdı ki!

Balın ve Çağıl kuzendi, muhtemelen ikisi de Ankara'lıydı.

Ama Çağıl üveydi.

Ama birlikte büyümüşlerdi...

İnanılmaz kafam karışmıştı. Balın'ın olabileceğine ihtimal veremiyordum ki. Kız aşırı havalı bir tipti ve ne bileyim, istediğini böyle dolaylı yollardan elde etmek için uğraşacak biri değil gibiydi. Kampüsteki neredeyse bütün erkeklerin dibi düşüyordu kıza. Herhangi birine en ufak göz kırpsa bile kolayca hayatına girebilirdi. Güzeldi, gizemliydi, zekiydi... Birini gece gündüz takip edip de onun için başka telefonlar alacak bir kız değildi. Kendimi buna inandırmıştım.

Çok geçmeden kitapçıya gelince bangır bangır çalan oyun havasının sesini kıstı ve bana bakıp gülümsedi. "Teşekkürler,getirdiğin için. İyi eğlenceler."

Vedalaşmak amaçlı kemerimi söküyordum ki, beklemeden arabadan çıktı ve hızlı adımlarla kitapçıya girdi. Sanırım Çağıl'la karşılaşmak istemiyordu.

Çağıl'a kapının önünde olduğuma dair mesaj atıp beklemeye koyuldum. O sırada Balın'ın açık bıraktığı radyoda Ankara havası söyleyen adam;

Ben biliyorum ki,
Senden gidersem
Sokağın bir daha,
Bana da çıkmaz.

Afedersiniz ama hayat benle taşak geçiyordu yine galiba.

O kadar kafam karışmıştı ki, Eleysa adım attığım kişiden başkası çıkacak diye ödüm kopuyordu. Ondan başkasına gidersem, onun sokağı bana bir daha çıkmazdı çünkü biliyordum.

Oflayarak radyoyu kapatıp başımı koltuğa yasladım ve kitapçının kapısına baktım. Balın,şu sarışın çocukla hararetli hararetli bir şey konuşuyordu. İsmi Özgür'dü sanırım, benim arabama kısa bir bakış attığını gördüm. Ardından kolunu Balın'ın omzuna attı ve içeri girdiler. İstemsizce sinirlendiğimi farkettim. Ne ayaktı bu çocuk? Gerçekten arkadaşlar mıydı acaba?

Görüş açım kapandığında doğruldum. Çağıl arabaya bindi ve gülümseyerek baktı bana. "Selam, çok beklettim mi?"

"Yok yeni geldim sayılır." Bende ona hafifçe gülümsedim.

Umarım doğru kişiye adım atıyorumdur.

"Nereye gidiyoruz?" Diye sorduğunda afalladım. Düşünmemiştim ki...

"Aç mısın?" Dedim. Başını iki yana salladı.

"O zaman birer kahve içebiliriz?"

"Ay ne kahvesi Cefa ya? Çok sıkıcısın!" Söylenerek kemerini bağladı. "Sahile gidelim, bana pamuk şeker ısmarlarsın. Düşük bütçeli Türk dizisi hesabı." Dediğine gülerek arabayı çalıştırdım ve sahile sürmeye başladım.

"Kaç gündür kapalı mekanlardan o kadar sıkıldım ki! Biraz yürüyüş yaparız."

"Olur tabii ki. Bugün sen ne istersen o." Hafifçe gülümsediğimde o da gülümsedi.

Sahile kadar havadan sudan muhabbet edip müzik dinledik. Mesleği gereği, dinlemediği müzik tarzı yoktu kızın. Bütün şarkıları biliyordu. Müzik repertuarı epey genişti ve bundan zevk aldığı belliydi. Bir ara bana playlist hazırlayabileceğini söyledi, kabul ettim. Bendekilerin hepsini ezberlemiştim artık.

Sahile gelince arabayı park edip indik ve yürüyüş yoluna girdik.

"Ee, senin futbol nasıl gidiyor?"

"Milli ara vardı, maça çıkmıyorum iki haftadır falan ama bu hafta bir maç var. Benim için çok önemli,as kadroya oyuncu bakmak için birkaç yetkili ve babam gelecek."

"As kadro?"

"Beşiktaş'ın asıl kadrosu. Alt takımların değil de, bu büyük futbolcuların olduğu kadro işte."

Çağıl'ın kaşları havalandı. "Vaov, bu aşırı havalı. Ama bence basketbol futboldan daha havalı he. Basketçilerin hepsi boylu poslu yakışıklı oluyorlar." Neredeyse ağzından sular akacaktı.

Gülerek durdum ve kendimi gösterdim. "Biz neyiz burda? Güdük Necmi mi?"

Dediğime büyük bir kahkaha atıp koluma girdi. "Sözüm meclisten dışarı, alınma hemen ya."

Tekrar yürümeye başladık.

"En sevdiğin müzik türü ne?" Diye sordum. Bana baktı. "Nerden çıktı şimdi?"

"Hiç, seni tanımaya çalışıyorum."

Hiç, sadece Eleysa olup olmadığını anlamaya çalışıyorum.

"Kulağıma ne güzel gelirse dinlerim ben ya. Moduma göre de değişiyor. Mutsuzsam arabesk, mutluysam pop, sinirliysem rap." Dedi ve güldü. Ama bu çok kaçamak bir cevap olmuştu!

"En sevdiğin dizi?"

"After Life." Şaşkınlıkla duraksadım. Siktir.

"Ben... Bende severim o diziyi."

"Biliyorum," deyip yaramaz bir gülüş atınca kalbimin yine sıkıştığını hissettim. "Nasıl?"

Ağzından kaçırmış gibi duraksadı ve dudağını ısırdı. "Şey, instagram storylerinde falan gördüm sanırım birkaç kez. Tahmin yürüttüm."

Yalancı.

"Anladım."

Biraz sessiz kaldık.

"En sevdiğin kahvaltı?" Bu soruma gülse de cevap vermişti. "Mısır gevreği."

"Mısır gevreği mi?"

Eleysa neredeyse her sabah mısır gevreği yerdi.

"Sakın vizyonsuz olduğumu söyleme, seviyorum ne yapayım?" O kendi kendine konuşurken, ben onu izlemeye koyuldum. Bu kadar tesadüf normal miydi?

"Dün neden o kapıyı dinledin?"

Gülüşü yerini hüzne bıraktı ve kolumdan çıkıp saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Bunu konuşmuştuk."

"Evet ama... Bilmiyorum, aklımı kurcalayan biri var ve senin o olup olmadığını öğrenmem gerek." Dedim dürüstçe.

Durup gözlerimin içine baktı. "Bilmem... Belki de o'yumdur."

Ben nefes almayı unuturken, o yürümeye devam etti. Öylesine mi söylemişti, yoksa cidden Eleysa mıydı bilmiyordum ama, iyi hissetmiyordum. Onun Eleysa olması fikrine alışabilir miydim, bilmiyordum.

"Hey, ağaca bak!"

Koşa koşa eğik duran bir ağacın yanına gitti ve tek atlayışta üzerine çıktı. Kahkaha atarak oturmasını ve ardından yüzüstü yatmasını izledim.

Bu kız bipolardı. Emindim artık.

"Fotoğrafımı çek!" Gülerek yüzünü diğer tarafa atınca kırmayıp çektim fotoğrafını.

Ayağa kalkmaya yeltendiğinde atılıp
bacağından tuttum. "Kızım deli misin? Oranı buranı kıracaksın, in artık." Kıkırdayarak oturdu ve bana yaramaz bir gülüş attı yine. "Arkanı dönsene."

Ne yapacağını anlayıp güldüm. Arkamı döndüğümde boynuma sarıldı ve kendini bana bıraktı. Düşmesin diye hemen bacaklarını sarmasını sağlayıp sıkı sıkı tuttum.

"Yürü bakalım, köle!"

"Köle ne lan? At falan deseydin bari. At gibi çocuğum bugüne bugün."

Dediğime büyük bir kahkaha attı.

Dakikalarca eğlendik mal mal. Epey de yürüdük. Yolun sonunda deniz kenarı bir kafeye oturduk, yorulmuştuk ve acıkmıştık.

Yemeklerimizi yerken Çağıl'a baktım kısa bir süre. Onunla çok eğleniyorduk ama ne bileyim... Çağıl'la arkadaş olmayı daha çok seviyordum sanki. Ya da ben kızlarla arkadaş olmaya o kadar alışmıştım ki, ilerisini göremiyordum. Muhtemelen sorun buydu.

Yaren'e karşı artık kalbim hızlanmıyordu,ama başka biri için de hızlanmamaya meyilliydi.

Yemeğimiz bitmek üzereyken Çağıl'ın telefonu çaldı. Masanın diğer tarafındaki çantasına tek eliyle uzanıp telefonunu aradı ve bulduğunda çıkardı.

Telefonunu çıkarırken, çantasından başka bir şeyler daha çıkmıştı ve bu şeylerin arasında... Eleysa'nın gözlüğü vardı.

Şok içinde gözlüğe uzandım. Gerçekten onun aynısıydı!

İçimde bir şeylerin koptuğunu hissettim. Çağıl'a karşı olan şüphem kesinleşmişti. Resmen onu bulmuştum! Aylardır telefonun ucunda ona tek bir gülümseme bahşetmemi bekleyen kız şu an karşımdaydı ve ne yapacağını bilemez bir haldeydi. Telefonu dakikalarca çaldı ama bunu ikimiz de umursamadık.

Sanırım... Eleysa oyunu artık bitmişti ve ben karşımda oturan bu kızı hayatıma almak zorundaydım.

☁️☁️☁️

SEELLAAAMM

Olaylar olaylar... NOLUR SÖVMEYİN BANA AHJXLGÇBLBVKVJKCKVLFJJC

Sonraki bölüm bomba gibi gelecek♥️

Özgür'ü merak edenler??

Bu arada şaka maka 40. Bölüme geldik he. Ne ara geldik bende anlayamadım... Bu arada 38. Bölümde yorum rekoru gelmiş yine... TASLAK KALMADI ASKIMLAR NİYE BÖYLE ŞEYLER YAPIYOSUNUZ SHSHFKLVLGC

İnstagram: yaremwattpad
Kişiselim: yagmurrayranci

Seviyom sizi çok, çarşamba günü görüşürüz, hadi eeyyww💔

Continue Reading

You'll Also Like

195K 9.8K 41
Hayatta kalmaya çalışan bir Melih ve onun zorbası Arda. Zorbalık, şiddet, hakaret gibi ögeler içerir. (Yok ben cinsellik istiyorum şöyle böyle diyenl...
40K 2.8K 26
salladığı numara bir mafya liderine denk gelirse ve bu mafya lideri onu bırakmak istemezse...
493K 26.2K 37
Eski sevgilisine içinde kalanları sövmek için yazan Yaren numarayı yanlış yazıp dünyanın en önemli iş insanlarından birine denk gelirse ne olur... Si...
105K 6K 18
Ailesinden ayrı büyüyen Günce, o gün hırsızlık yapmak için abisini seçtiğini nerden bilebilirdi? ••• 6 Ağustos 2001. Bahçeden gelen kuş cıvıltılarıy...