Bölüm 24 ☁️ Her Yolum, Her Fikrim Sen

13.5K 897 556
                                    

"Kanka,Çağıl'ın mekana mı gideceğiz?" Dedi Meray. Görmeyeceğini bilsem de başımı salladım. Bende böyle bir gerizekalıyım işte, ne yaparsınız?

"Evet, beğenmiştiniz orayı değil mi?" Dedim Kadıköy'ün ara sokaklarından birine girerken.

"Adamın biri sarhoş olmasaydı daha çok beğenebilirdik, evet." Feda ordan Meray'a laf attığında yine tartışacaklarını anlayıp vedalaştım ve kapattım. Garip bir ilişkileri vardı. Ne zaman iyiler, ne zaman kavgalılar asla yetişemiyordum. İki dakika önce ayrılacağını söyleyen Meray iki dakika sonra 'oy oy nutellam benim, yerim seni şerefsiz' diyerek sarılıp öpüyordu.

  Feda kapattıktan sonra babam aramıştı. Cevapladım hemen.

  "Efendim reis?"

   "Neredesin oğlum?" Dedi.

   "Kadıköy'e gidiyorum baba. Bu akşam bizimkilerle bir yerlere gideceğiz. Sorun olur mu senin için?" Emir Reis etkisi böyle bir şeydi, ondan habersiz bir şey asla yapamazdık. Ki zaten bunu istemezdik, babam haberi olduğu sürece bir şey demezdi.

  "Gidin ama içkiyi fazla kaçırma Cefa,  tamam mı?"

  "Tamam baba, dikkat ederim. Ki zaten son zamanlarda bıraktım biliyorsun."

  "Ben yine de uyarayım da..." dedi imayla ve devam etti. "Biz de bu akşam annenle yemeğe gideceğiz. Gece gelir miyiz bilmiyorum, yine de siz geç kalmayın."

  "Hayırlı işler reis." Deyip kahkaha attığımda babam da güldü.

  "Sefa'ya söyle, ev boş diye kız atmaya kalkmasın. Sabah geldiğimde o evde dişi sinek bile görmeyeceğim." Dediğinde güldüm yine. Ardından onunla da telefonu kapattık.

  Nihayet stüdyoya geldiğimde herkesin burada olduğunu gördüm. Ben geç kalmıştım biraz sanırım. Arabayı park edip içeri girdim. Gözüm direkt Sefa'yı aramıştı. Meray gözüne buz koymuştu, Meray'ın omzuna başını yaslamıştı.

  "Beyler, annemler gece evde olmayacaklarmış. Sefa'nın gözünü yarına kadar geçirecek bir büyü bilen var mı?" diyerek gidip Sare'nin yanına oturduğumda Sefa başını kaldırıp bana baktı. "Harbi mi lan? Sabaha geçer ya... Umarım."

   "Sen kimle kavga ettin?" dedim.

  "Asel'e yavşayan bir nargileci tipli pezevenk vardı, onu dövdüm." sırıttı ve Meray'ın omzuna yaslanmaya devam etti.

  Gülerek kafamı kaldırdığımda stüdyonun önünde bir karavan görmüştüm. Balın'ın karavanı.

  "Aaa, Balın." şaşkınlıkla Meray'a döndüm. "O da mı gelecek?"

 Meray başını salladı. "Çağıl'ın mekana gideceğimizden haberi var mı peki?" dediğimde "Biliyor." demişti. Ama kaşları çatılıydı. "Sen biliyor musun bu olayları?"

 "Evet."

"Nasıl ya?"

"İstersen bu konuyu Eleysa'yı konuşurken anlatabilirim," dedim imayla.Meray ağzına hayali bir fermuar çekip sustu. O sırada stüdyonun kapısı açılmış, içeri Balın girmişti. Kızı görünce meslek lisesi apaçileri gibi bir ıslık çalma isteği dolmuştu içime. Üzerinde renkli olan tek şey kızıl saçlarıydı. Siyah dar bir pantolon, siyah boğazlı bir kazak ve siyah deri ceket giyinmişti. Altında da yine siyah bir spor ayakkabı vardı. Yüzünde makyaj yoktu, sadece kırmızı bir ruj vardı sanırım.

  "Aman yarabbi," Sarp şaşkınlıkla kalbini tuttu Balın'a bakarak. "Atlas, içeri biri girdi mi iki saniye önce? Gerçi biri demek uygun olmaz, bir melek mi girdi? Şu an halisülasyon görüyor olabilirim."

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin