Bölüm 66 ☁️ "Onun Her Şeyi Benim."

12.2K 1.1K 476
                                    

"Sence babası ne dedi?" Arkaya kaçamak bir bakış attım dikiz aynasından. Esen uyuyor gibi gözüküyordu. Biraz Serdar Ortaç dinledikten sonra uyuyacağını söyleyip müziği kapattırmıştı.

Balın da benim gibi çok kısık sesle "Bilmiyorum ama iyi şeyler söylemediği belli. Baksana çökmüş kız."

"Evet. Babası orospu çocuğunun teki."

"Yalnız ben duyuyorum sizi." Esen'in kızgın sesini duyduğumuzda ikimiz de mahçup bir gülümseme attık. "Uyuyorsun sanmıştık." Dedi Balın.

"Uyumuyorum gördüğünüz gibi." Homurdanarak kapşonunu açtı ve doğruldu. "Neredeyiz?"

"Üç saat var daha." Dedim. "Babana orospu çocuğu dediğim kusura bakma."

Esen omuz silkti. "Sorun yok." Arka koltukta ortaya kaydı. "Babamı aradım, sordum." Balın hemen ona doğru döndü, ben de aynadan bakıyordum arada bir. Esen sinirle yüzünü ovuşturduktan sonra Balın'a baktı.

"Hiç inkar etmedi bile, biliyor musun? Bunun doğru olduğunu söyledi. Gerçekten bu boku yediğini kabul etti. Annemi mutlu etmek için yaptığını söyledi. Doktorun intihar ettiğini söyledim, bunun onun sorunu olduğunu söyledi. Sonra da paraya ihtiyacım olup olmadığını sorup hoşçakal bile demeden yüzüme kapattı. Merak ettiğiniz buydu, değil mi? Evet babamla konuştum."

"Özrümü geri alıyorum. Baban bir orospu çocuğu ve bunun annesiyle hiçbir ilgisi yok." Esen verdiğim tepkiye sinir bozukluğuyla güldü. İnsanlar bu kadar kötü olmak zorunda mıydı? Babası, annesine bu kadar aşıkken ve merhametliyken o hariç herkese nasıl bu kadar iğrenç davranabilirdi? Bu nasıl bir psikopatlıktı?

"Anneni mutlu etmek için bir ailenin canını yakması... Bilmiyorum, objektif bakamıyorum Esen. Sonuçta bu pisliğin içinde canı yanan taraf benim ailem."

Esen başıyla onayladı. "Farkındayım. Bu bokun içinden çıkmak için fazla geç kalmış hissediyorum."

"Öyle zaten. Geç kaldık." Balın iç çekti. Benim içim gitti.

"Nasıl yani?"

"Bu olayın asıl kahramanları artık hayatımızda değil demek.Onlar gittiler, olan bize oluyor." Gerçek ailesinin öldüğü haberini verecekti az sonra ona. Balın'a kısa bir bakış attım. Yorgun bakıyordu.

"Annemden mi bahsediyorsun?"

"Hem ondan, hem de ait olduğun asıl aileden bahsediyorum."

Esen'in omuzları çöktü. Kızın tutunduğu bir dal daha elinde kalmıştı yani. "Nasıl oldu?"

"Dört yıl önce. Bir trafik kazası. Detaylarını sonra anlatırım, zamanı değil henüz." Balın'ın söyledikleriyle Esen tekrar sessizleşip arkasına yaslandı ve camdan dışarıyı izlemeye başladı. Kızın kafasının içinde neler dönüyordu Allah bilir. Bir günde hayatını değiştirmiştik resmen. Balın da bu konuda üzgündü, belliydi. Ama başka ne yapabilirdik ki?

"Böyle bir durumda nasıl tepki vermem gerektiğini bilmiyorum. Anneme mi üzülmeliyim, babama mı kızmalıyım? O doktora mı sövmeliyim, yoksa asıl ailemle beni asla tanıştırmayacak olan kadere mi? Üzülmeli miyim, mutlu mu olmalıyım?" Esen iç geçirip Balın'a baktı tekrar. "Seni hiç tanımıyorum, sen de beni tanımıyorsun. Düne kadar senden haberim bile yoktu. Şimdi ise hep birlikte senin hayatına gidiyoruz. Neden geldiğimi bile bilmiyorum."

Balın bana kısa bir bakış attıktan sonra emniyet kemerini çözüp ayakkabılarını giyinmeden arkaya geçti kolayca. Dikiz aynasından kısa kısa bakıyordum ne yaptıklarına.

Balın Esen'in yanına oturup onunla konuşmaya başladı. "Ne hissetiğini az çok anlayabiliyorum. Yaşadığımız şeyler normal değil. Birbirimizi hiç tanımıyoruz. Hele sen beni hiç tanımıyorsun. Şu an birlikte olmamızın sebebi de bu zaten. Dışarıdan çok alakasız görünen iki kişiyiz ama aslında birlikte doğduk, bu dünyada birlikte var olduk. 20 yıldır uzağız, bu süreçte ikimiz de ailemizi kaybettik. Yalnız bırakıldık. Bence kaderin bizi birleştirme sebebi bu, biliyor musun?" Balın'ın şefkatli ses tonuna içten bir gülümseme bıraktım. Ona aşıktım. Bu kadar güzel düşünmesine, hatta çok fazla acı çekmesine bile aşıktım. O acılar ortaya kalbi tertemiz, merhametli bir insan çıkarmıştı ortaya.

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin