tag,you're it | taegyu

By krevontulet

52.5K 6.3K 10.3K

"kasabanın altın çocuğu taehyun'un uzun bir süredir sakladığı büyük sırları vardı." More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
final
.

1.2

1.5K 226 235
By krevontulet


..

Yüzümdeki gülümsemeyle yürümeye devam ediyordum, bu on dakikadır böyleydi. Sabah annemin zoruyla kahvaltı yaptıktan sonra mecburen okulun yolunu tutmuştuk. İkimiz de konuşmuyorduk onun yerine ikimizin de teki takılı olan kulaklıkta çalan müziğe odaklanmıştık. Dünden sonra onunla kulaklığımı paylaşmak bile beni hem geriyor hem heyecanlandırıyordu.

Onu öptüğümde de bu konu hakkında konusmamıştık, sanırım konuşma gereği duymamamızın nedeni ikimizin de eninde sonunda bir gün zaten bunun gerçekleşeceğini biliyor olmamızdan kaynaklanıyordu. En azından karşılık verdiğini bilmek içimdeki karamsarlığı büyük oranda azaltıyordu.

Okula girerken son şansım olduğu için hızlıca ona döndüm “Çıkışta beni beklesene.” Meraklı bakışları bana dönünce elim çekingen bir şekilde enseme gitti “Yani eve beraber yürüyelim diye demiştim.”

“Anladım.” Bana şakacı bir şekilde omuz atıp aniden koluma girdiğinde ağzımın kocaman açılmasını engelleyememiştim, zaten önceden yaptığı ve alışık olduğum şeyler olsa bile şu an daha farklı hissettiriyordu “Bu kadar gerileceğini bilsem öpmemiş olmanı tercih ederdim, hyung.”

Daha sonra koşarak sınıfına gitmişti ve ben de bahçede salak gibi dikilmekten vazgeçip Wooyoung'un yanına ilerlemiştim.

“Gerçekten mi?” Wooyoung yanındaki ilk defa gördüğüm çocuktan ilgisini çekip bana döndü “Şimdi de Taehyun mu?”

“Sus, aptal!” Şakasına kafasına vurmamla beni kolumdan tutup banka doğru çekti “Anlatsana, nasıl oldu?”

“Ne bileyim işte.” Sorduğu soru beni gerçekten de düşünmeye itse de cevabını bulamıyordum, Taehyun'dan ne zaman veya nasıl hoşlanmaya başladığım hakkında bir fikrim yoktu. İçinde bulunduğumuz durumlar o kadar farklıydı ki kaybolup gitmiştim belki de bilemiyordum “Öyle oldu bir anda.”

“Kai nasıl tepki verdi?”

Kai demesiyle dudaklarım aralık bir şekilde öylece kalakalmıştım, bunlar yaşanırken Kai aklımın ucundan bile geçmemişti.

“Tahmin ediyordu bence zaten aramızda bir şeyler olacağını.” dedim daha sonra rahat bir şekilde kendimi geriye atarken “Çok büyük bir tepki vereceğini düşünmüyorum.”

Wooyoung'a bu kadar yakından bakınca şimdi göz altlarındaki kapattığı morlukları fark edebiliyordum, neredeyse yüz kaslarını kontrol etmekte zorlanıyor gibi duruyordu bu kadar mı uykusuz bırakmıştı kendini.

Wooyoung, iyi misin?” Sormamı beklemediği için kaşları yavaşça yukarı kalktı “Evet.” dedi hızlıca “Neden olmasın?”

“Biliyorsun, Ryujin.” Bu konuyu şimdi tekrar açmam ne kadar doğruydu bilmiyordum ama Wooyoung'u bir şekilde teselli etmek istiyordum gözleri gerçekten de boş bakıyordu ve bu kesinlikle alışık olduğum neşeli Wooyoung değildi “Siz ikiniz benden bile yakındınız. Atlatamamış gibi duruyorsun.”

“Bir şeyim yok benim.” Yüzünü yere doğru eğmiş elinde muhtemelen Ryujin'in ona hediyesi olan küçük oyuncakla oynuyordu “Yapabileceğim bir şey yok.” dedi bu sefer fısıldayarak “Onu geri getiremem.”

Bir anda neredeyse ateş saçan gözleriyle doğruldu “Ama eğer bunu yapanı öğrenirsem.” Daha fazla kendini tutamayıp rahat bıraktığında hıçkırıklarını duydum. Sanırım ona Ryujin'i hatırlatmam pek iyi olmamıştı “Eğer öğrenirsem.” Elindeki oyuncağı sıkmaya başladığında olduğum yerde öylece durmaya devam ettim. Ne yapmam gerektiği hakkında bir fikrim yoktu. İnsanların yanımda ağlamasına veya onları teselli etmeye alışık değildim. Bunu bir tek Taehyun'la yaşamıştım onun nedeni de korku odaklı kısa ataklar olduğu için beni çok da zorlamamıştı ama şimdi ne yazık ki bu durumda ne diyebilirim de onu sakinleştirebilirim bilmiyordum eminim Ryujin yaşasaydı bunu benim yerime her zamanki gibi o yapardı.

Şaşırtıcı bir şekilde her şeyi fark ettiğim kısa bir zamandı, ne zaman üzgün olsam veya başım bir derde girse Ryujin, Wooyoung hatta Yeonjun bile benim yanımda olmuştu ama ben onlara neden yardımcı olduğumu hatırlayamıyordum. Yeonjun'a yardım ettiğim zamanlar çöktü bunu inkar edemezdim ama nedeninin ona gerçekten yardımcı olmak istemem değil de vicdanımı rahatlatmak olması yüzümün asılmasına neden olmuştu. Aniden ayağa kalktım “Özür dilerim.” diye fısıldadım Wooyoung'a “Her şey için özür dilerim.”

Hala Taehyun'la bağlantısını bilemesem bile Ryujin'in ölümünün bizimle ve belki de bu olayları fazla deşelememizle alakalı olduğunun farkındaydım ve bu Wooyoung'un yüzüne bakamama neden oluyordu. Ryujin bizim yüzümüzden ölmüştü.

Normalde her yeni ölüm haberi aldığımızda kolayca toparlanan öğretmenlerin, sınıf arkadaşlarımın yüzünde hala üzüntüyü görmek en kötüsüydü.

Hyung.” Kai'ye bakmadan dümdüz yürümeye devam ettim, o da benimle yürümeye devam etti “Yeonjun bir şeylerin peşinde olduğunuzdan şüpheleniyor.”

“Huh?” Bunu bana niye söylüyordu en önemlisi de nereden öğrenmişti “Sen bunu nereden biliyorsun?”

“Kolay pes eden birisi değilim.” dedi ağzı kulaklarına varana kadar gülerken “En azından benimle konuşabileceği kadar yakınlaştım sanırım.”

“O zaman onun söylediklerini neden bana söylüyorsun?”

“Amacı beni kullanmak.” dedi ama kurduğu cümleye rağmen yüzündeki ifade değişmemişti, Kai onu görmediğim bu kadarcık kısa sürede olgunlaşmış mıydı yoksa hep mi böyleydi “Ona ders vermek istiyorum da denilebilir aklı sıra sizinle arkadaş olduğumu bildiği için benden laf almaya çalışıyor.”

“Üzüldüm.”

“Önemli bir şey değil.” Kai'nin gitmesine izin vermeden kolundan tutup ona doğru yaklaştım, birinin bizi duyması tehlikeli olabilirdi silahın resmen elimden kayıp gitmesinden sonra okulda iyice tetikteydim artık “Bir fotoğraf.” dedim “Eğer yırtılmış bir fotoğraf bulursan bana getirir misin, fotoğrafta Yeonjun'un olup olmaması önemli değil.”

Konuştuğumuzu söyledim hyung, evinize kafama göre girip çıktığımı değil.” Sonra omzunu silkip sınıfına doğru ilerledi “Ama eğer şansım olursa yaparım.”

“Sana iki gram sevgi beslemiyorum bu arada benimle flörtleşmeye çalışıp en yakın arkadaşımdan hoşlanman iğrenç.”

“Nereden biliyorsun?”

“Sabah gördüm sizi ve seni azıcık tanıyorsam hareketlerinden hoşlandığına yemin edebilirim.”

Taehyun ile olan arkadaşlığın etkilenmeyecek diye düşünüyorum.” Biraz önceki söyledikleri ne kadar umrumda olmasa da şimdi sesim biraz dahi olsa tehditvari çıkıyordu “Seni çok seviyor çünkü.”

“Sadece bir şey sormak istiyorum.” Şimdi yanıma geri dönmüştü ve üzgün mü sinirli mi seçemeyeceğim bir ruh haline bürünmüştü “Beni her randevuya çıkardığında bir şekilde ortadan kaybolmanın nedeni Taehyun muydu?”

Koridorun sonunda bize doğru el sallayan Taehyun'u görünce gülümseyip dikkatim bir süreliğine kaysa da geri Kai'ye döndüm “Geçerli bir nedenim var, gerçekten.”

“Geçerli nedenin?” Sinirle güldü “Neymiş o geçerli nedenin?”

“Söyleyemem.”

“İğrenç birisin gerçekten.” O devam edemeden Taehyun yanımızda bitmiş ve bizim aksimize mutlu gözleriyle sırtını duvara yaslayıp kafasını bana doğru eğmişti “Yarın açık hava sineması var.” Ses tonunu ayarlamasına bakarsak Kai'nin duymasından kaçınmaya çalışmıştı “Gidelim mi?”

“Gidelim.” Kai ile aynı anda aynı cevabı verdiğimizde Taehyun'la benim yüzümüz düşse de şimdi de o keyifliydi “Her zamanki yerde ve zamanda olduğunu tahmin ediyorum, şimdi gitmeliyim. Görüşürüz.” Bize yalandan el sallamalarıyla koşarak sınıfa girdi.

“Beraber çıkarız sonra.” Taehyun mahcup bir şekilde parmaklarıyla oynamaya başladı “İkimiz yani, yalnız.”

“Anladım.” dedim hızla onu rahatlatmak için “Sorun değil.”

Az daha unutacağım şeyle öne atıldım “Kai bana bir şeyler söyledi.” Taehyun'un meraklı duruşuna bakarsak Kai onu daha hiçbir şey söylememişti “Yeonjun'la konuşuyorlarmış ve Yeonjun bizden şüphelendiğini söylemiş.”

“Bir şey olmaz.” dedi elini rahat bir tavırla savururken “Ne olacak sanki şüphelenirse.”

Onun bu rahatlığı beni sinirlendiriyordu, kendine bu kadar güvenmesinin nedeni neydi bilmiyordum, Yeonjun'un ona neden bu kadar taktığını bilmiyordum ve bu kadar fazla belirsizlik beni yoruyordu.
“Neden Yeonjun'un senin hakkında benden fazla bir şeyler bildiğini düşünüyorum Taehyun.” Taehyun endişeyle dişlerini alt dudağına geçirdi, eskiden ne zaman bu konular açılsa direkt bana diyecek bir şey bırakmayıp susturan Taehyun şimdi afallamıştı, yavaş yavaş gardını düşürmek üzereydi. “Öyle bir şey yok.” dedi kendini biraz olsun toparlayınca sert sesiyle “Yeonjun'un dediklerinden bir şeyler çıkarıp kendini kandırmayı bırak.” Ardından sınıfına gitmeden önce uzanıp yanağıma neredeyse sadece dudaklarını değdirdiğini hissettiğim kadar küçük bir öpücük bıraktı “Sorgulama.” dedi “Henüz değil.”

Taehyun benden daha ne kadar saklanacaktı?

...

...

Continue Reading

You'll Also Like

873 72 13
San Wooyoung'un sevimli,utangaç yüzüne inanmakla hata etmişti. Belki de bu San'ın en güzel hatasıdır. "İyi çocuk" kişiliğine aldanmak belki de San'ın...
405K 33.4K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
180K 7.5K 36
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
35.5K 4.5K 35
ve sonra sen ellerimi tuttun, ben de kalbinden vurulmayı bekleyen bir av oldum.