Ev Arkadaşım | bxb

By starrystygian

420K 30.2K 21.7K

"Herif beni evden atacak. Yarına kadar nereden bir ev bulabilirim ki?" Kulak misafiri olduğum konuşmayla bera... More

0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3 - Geçmişten Kesitler
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
Karakterler Tanıtımı Gibi Bir Şeyler
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9 - Geçmişten Kesitler
3.0
3.1
3.2
3.3.1- Geçmişten Kesitler
3.3.2 - Geçmişten Kesitler
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3.1 - Geçmişten Kesitler
4.3.2 - Geçmişten Kesitler
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
5.0

0.6

11.6K 853 325
By starrystygian

"Aman tanrım! Kızıl!" dedi Çağlar'ın yanındaki çocuk kollarını bana uzatırken. Ama sarılamadan Çağlar diğer tarafımdan elini uzatıp çocuğun yüzünü geri ittirdi.

"Yerinde dur Batu," dedi ifadesini göremeyeceğim şekilde arkamdan Batu denen çocuğa bakarken. Batu ellerini geriye doğru çekip, "Ne var ya? Çocuk yeni gelmiş. Sarılayım dedim," diyerek arkasına yaslandı.

Kollarını göğsünde birleştirip çocuk gibi ofladı. Neden yaptığımı bilmediğim bir şekilde Batu'ya dönüp kollarımı açtım. Onlarla iyi anlaşmak istiyordum.Bir süre anlam veremesede hızla kavrayıp yüzündeki kocaman gülümsemeyle bana sarılıp başını göğsüme koydu.

Kafasını hafiften kaldırıp arkamdaki Çağlar'a baktı. "Kıskan patla çatla. Ortadan ikiye yarıl,"dedi gülerekten.

Batu benden hâlâ ayrılmamışken Çağlar çocuğu arkadan itekleyerek doğrulmasını sağladı. "Kıvırcık, sarılma şu orangutana," dedi.

"Tamam,"dedim sırtımı geri yaslarken. "Hemen de kabul ediyorsun,"dedi Batu sinirle bana bakarken. "Boşver sen bu babacığı, kızıl. Beni al. Ben bundan daha eğlenceliyim," dedi eliyle arkamdaki Çağlar'ı gösterirken. Babacık ne alaka ya?

Ben hâlâ neden burada olduğumu sorguluyordum. Daha demin neredeyse bir kavga başlıyordu ve ben tam aralarındaydım. Asıl olay bu kişilerin üniversiteli yetişkinler olmasıydı. Kendimi şuanda aşırı derecede liseli hissediyordum. Üniversiteli olduğum gerçeği pek gerçekçi gelmiyordu.

"Şimdi,"dedi Çağlar düz dönüp en sağdan saymaya başlarken, " bu Eda. Bu Merve. Cem'le Burak'ı tanıyorsun. Bu da,"dedi eli bir süre Batu'da oyalanırken, "bi varlık işte,"dediğinde Batu onun eline vurup bana döndü.

"Ben Batu. Bu grupta en seviceğin kişi benim,"dedi gülerekten. "Seni mi sevecek? Bir tarafımı ye Batu," dedi Eda denilen kız önüne gelen saçlarını geriye atarken. "Seni sanki çok severde,"dedi Batu ona dil çıkarırken.

Ben sessiz bir şekilde biraz daha yerimde kaydım. Hepsi iyi insanlara benziyordu. Gerilmeye gerek yoktu. Gerilecek ne vardı ki?

"Bize biraz kendinden bahsetsene kızıl," dedi Merve yüzünü ellerine dayarken. Bir an da bütün gözler bana döndüğünde yerimde biraz daha kaydım.

"Bahsedicek bir şey yok ki," dedim. Bir süre süre sessiz kaldıklarında Merve tekrardan atıldı. Sanırım konuşmak istemediğimin farkında gibilerdi.

"O zaman kaynaşmak için bir şeyler yapabiliriz," dedi. "Hafta sonu evimde bir parti vereceğim. Sen de gel. Hem eğleniriz."

Tam ağzımı açmıştım ki tekrardan konuya girdi. "Kimseyle konuşmak zorunda değilsin. Sadece bizle konuşsan yeter. Diğerlerini boşver,"dedi evet dememi bekler bir yüzle.

"Bilmiyorum,"dedim fısıltı gibi çıkan sesimle, "ben pek parti insanı değilim."

"Zorlama yok," dedi Eda arkasını yaslarken," amaç eğlenmek. Hem okuldakilerin parti anlayışını da görmüş olursun. Bence biraz düşün."

"Tamam,"dedim olabildiğince inandırıcı bir şekilde. Hiçbir şekilde o partiye gitmeyecektim.

"Biz artık kalkalım o zaman," dedi Çağlar, "çok yorgunuz." O ayaklandığı gibi hızla bende kalktım.

"O zaman sonra konuşuruz," dedi Burak el sallarken. "Görüşürüz," dedi Cem gözlüğünü düzeltirken. Diğerleride ellerini sallarken Çağlar, "Görüşürüz," dedi ve kolunu omzuma atıp kapıya doğru yöneldi.

Kafe'den çıktığımızda, "Taksiye binelim mi? Yağmur yağacak gibi," dediğinde hafiften yağmur çiselemeye başlamıştı.

"Başka bir şey desem olacakmış," dedi sinirle gökyüzüne bakarken. Bu haline istemsizce gülmüştüm. Kolundan asılıp, "Hadi taksi bulalım," dedim. İtiraz etmeden benimle ilerlemeye başladı.

*
"Kalkıyoruz biz," dedi Cem Burak'la beraber ayağa kalkarken. Ceketlerini giyip masadan ayrıldıklarından bir süre sonra Batu'da kalkmış evinin yolunu tutmuştu. Merve ve Eda'da okula dönmüşlerdi.

Cem'le Burak taksiye bindiklerinde, Burak camdan çiseleyen yağmura bakmıştı. İkiside sessizce evin yolunu izliyorlardı. Burak Cem'e dönüp dışarı dalmış gözlerine baktı.
Ona yaklaşıp gözlüklerini hızla aldığında Cem irkilip ona döndü. Burak gözlükleri takıp, "Ne düşünüyorsun kara kara?" dedi.

Cem Burak'ın gözlüklü haline güldü. "Bir şey düşündüğüm yok. Dalmışım sadece," dedi eliyle Burak'ın burnundan kaymış gözlüğü düzeltirken.

"Emin misin?"

"Eminim." Cem kafasını geri yasladı. Bir süre sonra taksiden inip apartmana girmişlerdi. Aynı kata çıktılar. Karşılıklı dairelerde oturuyorlardı.

"Yarın görüşürüz," dedi Cem kapıya ilerlerken. "Görüşürüz."

Burak kapıyı açıp içeri girdiğinde ablası hızla ona ilerledi. "Annem bugün bir arkadaşında kalacakmış. Bende bir arkadaşımda kalacağım. Sabah alarmını kurmayı unutma."

"Unutmam." Ablası kafasını sallayıp evden çıktığında Burak bir süre sessizliğin arasına karışan yağmuru dinledi. Derin bir nefes verip odasına ilerlerken üstünü çıkarmaya başlamıştı.

Odasına girip tişörtünü bir kenera attığında kapının çalmasıyla oflayarak arkasını döndü. "Yine ne unuttu acaba," dedi ablasının geldiğini varsayarak.

Kapıyı açtığında tam konuşacaktı ki Cem'i görmesiyle çenesini kapattı. Cem gözleri Burak'ın göğsüne kayarken Burak kafasını eğdi.

Sakin ol, diye düşündü. Lisedeyken beden dersi için bir sürü erkeğin içinde giyinmiştiniz. Şimdi neden utanıyorsun ki?

"Cidden,"dedi Cem derin bir nefes verirken, "bu soğukta neden çıplaksın!"

Burak parmağını dudaklarını götürdü. "Aile apartmanında çıplak diye bağırılır mı? Gir içeri," dedi Cem'i kolundan çekiştirerek içeri  iterken.

Burak kapıyı kapatıp Cem'e döndüğünde Cem elindeki kabı havaya kaldırdı. "Annem kek yapmıştı sana da getirmemi istedi."

Arkasını dönüp bildiği yoldan mutfağa girdi.
Burak onun arkasından kapıya doğru ilerledi. Cem kabı bırakırken, "Git üstüne bir şey giyin!" dedi.

Burak derin bir nefes verip odasına ilerledi. Dolabtan bir kazak alırken yerdeki giysi yığınlarına baktı. Birkaç gündür üstünde gereksiz bir uyuşukluk vardı. Ailesi de odasına girmediği için odası harabeye benziyordu.

Hızla odadan çıkıp kapıyı arkasından kapadı. Cem odayı görürse kesin yine azar yerdi. Küçüklüğünden beri hep Burak'ın dağınık olmasından yakınırdı.

Kazağı üstüne geçirip tekrardan mutfağa ilerledi. Cem'in karşısına oturup tabaktaki keklerden yemeye başladı. Cem elini çenesine dayayıp Burak'ı izlemeye başladı.
Her ışırışında yüzündeki gülümseme ve dudağının etrafına bulaşmış çikolata onu çocuk gibi gösteriyordu.

Burak onu izleyen Cem'e baktı. "Sen yemiyecek misin?" Cem kafasını salladı. "Ben yeterince yedim."

"Eve gireli birkaç dakika olmuştu. Ne zaman yedin?" Cem yerinde doğrulup esnedi. "Midem birkaç dakika içinde neler alabilir bilsen şaşarsın."

"Bugün burada kalsana," dedi Burak. "Akşam annem ve ablam olmayacakmış. Film falan izleriz."

"Olur," dedi Cem. Birbirlerinin evlerinde kalmalarına alışıktılar. Bu sıklıkla yaptıkları bir şeydi.

Burak kafasını sallarken Cem peçeteyi aldı. "Çocuk gibisin," dedi Burak'ın yüzüne bulaşmış çikolataları silerken. "Ve böyle mutluyum," dedi Burak daha rahat silebilsin diye yüzünü biraz daha öne çıkararak.

*

"Sonunda bitti," dedi Cem elindeki mısırı yan tarafına bırakırken. "Bir daha ruhlarla ilgili korku filmi izlemeyelim."

Burak yerinde esneyebilmek için koltukta Cem'den biraz uzaklaştı. Cem'e ne kadar yaklaştığını film izlerken hiç anlayamamıştı.
"Bir daha korku filmi izlemeyeceğim," dedi Burak koltuğa geri yaslanırken. Camdan kararmış gökyüzüne baktı. Yan tarafındaki telefonunu aldı. Saat neredeyse gece yarısı olucaktı.

"Ben tuvalete gidiyorum," dedi Cem ayaklanırken. Burak'ta ayağa kalkıp yedikleri şeyleri geri mutfağa götürdü. Aklına hâlâ filmden sahneler geldikçe arada bir yerinden sıçrıyordu. Ellerini tezgaha dayayıp kafasını eğdi. "Filmi izlememeliydim."

Cem kapıyı kapatıp koridorda ilerlerken Burak'ın odasının önünde yavaşça durdu. Hafifçe aralık kalmış kapıya baktı. "Acaba hâlâ dağınık mı?" Yavaşça ilerleyip temiz olması umuduyla kafasını içeri uzattı. Ama gördüğü manzara her zamanki manzaraydı. İlkokulda ortaokulda ve lisede her geldiğinde gördüğü oda hâlâ aynı şekilde dağınıktı. Eşyalar karışıktı. Yerlerde bir sürü giysi ve yiyecek paketi vardı. Kapıyı açıp içeri girdi.

"Cidden Burak!" dedi içeriye doğru. "Artık odanı toplayacağını söylemiştin!"

"Ne!" dedi Burak koltuktan kalkarken. "Odaya girme!" dedi ne diyeceğini şaşırarak. Odaya geldiğinde ise Cem çoktan yerdeki birkaç giysiyi almaya başlamıştı. "Öğrenci evinde yaşamıyorsun. Aile evinde yaşıyorsun. Bu odanın hali ne?"

"Toplayacaktım," dedi Cem'e ilerlerken. "Sonra toplarım sen uğraşma."

"Kendimi bildim bileli seni tanıyorum ben. Şimdi bırakırsam aylarca temizlemezsin sen," dedi Burak'ın elinden almaya çalıştığı kıyafetleri kendine çekerken.

"Ver şunları," dedi Burak çekmeye çalışırken, "uğraşmak zorunda değilsin."

"Lise de senin odanı hep ben temizlerdim. Neyin uğraşından bahsediyorsun? Bu artık bir alışkanlık," dedi Cem kıyafetleri kendine çekerken.

"Bana laf sokma," dedi Burak Cem'in kolunu tutmaya çalışırken. Ama işler Burak için ters gitmişti. Cem onun ayağına çelme takıp onu yatağa oturtmuştu. Burak oturduğu yerden Cem'e bakarken Cem, "Bana engel olma," demişti. "Toplayacağım."

Bu an nedensizce Burak'a ortaokul zamanlarında gittikleri dövüş kurslarını hatırlatmıştı. Cem onu bir şekilde yere serip tepesine oturmayı severdi. Elleriyle Burak'ı yere bastırır ve, "Ben kazandım!" derdi neşeyle. O zamanlar Cem Burak'tan daha kısa ve daha güçsüzdü. Bu yüzden Burak'ı yenmek Cem'i mutlu edebilirdi. Ama şimdi... Burak Cem'i baştan aşağı süzdü. Çoktan onu geçmiş boyuna ve onun gibi sporu bırakmadığı için gelişmiş vücuduna baktı. Artık bu çocuğu yenemezdi.

Cem ona doğru eğilirken aniden düşüncelerinden çıktı. Cem onun arkasındaki tişörtü alıp doğrulduktan sonra odadan çıkmıştı. Burak gerginlikle saçlarını karıştırıp, neden bunu hatırladım ki, diye düşündü. O sırada da kapı çalmış ve Cem dışarıdan, "Ben bakarım," demişti.

Cem ilerleyip kapıyı açtığında Burak'ın ablası içeri girdi. "Cem, koçum. Nasılsın?" dedi Cem'in koluna vururken. "İyi gibi," dedi Esma ablanın çökmüş haline bakarken. "Sen nasılsın?"

"İyi gibi," dedi çantasını koltuğa fırlatırken. "Bu gece gelmeyeceğini sanıyordum,"dedi Burak onlara doğru ilerlerken. Esma bıkkınlıkla nefesini verdi. "Bu gece neler oldu bilemezsin," dedi.

"Anlatırsan bilirim."

"Çocuklarla eğlenmek için mekana gittik. Nasıl olduysa birileri tarafından kavga çıktı. Sonra bir bakmışız kavgaya dahil olmuşuz. Sonra polisler geldi. İfademizi almak için götürüldük falan. Serbest kalınca da hevesimiz kaçtığı için eve döndük."

"Harika bir gece geçirmişsin," dedi Burak. "Harika bir geceydi,"dedi ablası koridorda ilerlerken. "Çok yorgunum. Direkt yatacağım. Fazla ses yapmayın." Odasına girip kapısını kapattığında Burak ve Cem rahatsız edici bir sessizliğin içerisinde kaldılar.

"Ben gidiyorum o zaman," dedi Cem kapıya ilerlerken, "yarın okul var sonuçta."

"Tamam,"dedi Burak arkasından ilerlerken, "yarın görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz." Burak kapıyı kapattığında kafasını yasladı. "Kendine gel." Arkasına dönüp odasına girerkende aynı şeyleri tekrarlıyordu. "Kendine gel. Kendine gel."

Odasına girdiğinde yerdeki dağınıklığa baktı. "Yarın toplarım,"dedi ve kendini yatağa bıraktı.

Continue Reading

You'll Also Like

1M 13.8K 35
Aşık olduğu adamın evleneceğini öğrenen Mavi, çareyi en yakın kız arkadaşında bulur. Düğüne kısa bir süre kala acilen bir plan yapmaları gerekmektedi...
498K 14.3K 52
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
2.1M 132K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...
82.1K 3.7K 22
~Yeşim Deniz ~ Kendisi hayatını yaşıyor sanarken daha gerçek hayattı ile bile tanışmaması gerçeği fakat hayatı olan adam Alaz Karadağ onu 7 yıldır ta...