Eleysa☁️ (Tamamlandı)

By bendenizyagmur

1.1M 79K 63.7K

O, kendi halinde yaşardı. Okuldan eve, evden antrenmanlarına giderdi. Gündüzleri normal biriydi. Sıradandı. O... More

Bölüm 1 ☁️ "Eleysa'nım."
Bölüm 2 ☁️ Uyursam Geçer Mi?
Bölüm 3 ☁️ Esmerim
Bölüm 4 ☁️ Unutturamam, Vazgeçirebilirim
Bölüm 5 ☁️ İki Gözümün Çiçe
Bölüm 6 ☁️ Yaman Bir Beyefendi
Bölüm 7 ☁️ Beni Unutma.
Bölüm 8 ☁️ Haave You Met Me?
Bölüm 9 ☁️ Oturur İçerim Tek Başıma.
Bölüm 10 ☁️ Ben De Yoluma Giderim
Bölüm 11 ☁️ Nefes Almak Gibi Bir Şey
Bölüm 12 ☁️ Aşk Nefrete Ne Yakınsın
Bölüm 13 ☁️ Aşka Yürek Gerek
Bölüm 14 ☁️ Racona Ters
Bölüm 15 ☁️ Aylar Olmuş
KARAKTERLER SORULARINIZI CEVAPLADI
Bölüm 16 ☁️ Gülümse
Bölüm 17 ☁️ Sevgili En İyi Dostum
Bölüm 18 ☁️ Ya İstanbul Hatırlamazsa?
Bölüm 19 ☁️ Flört?
Bölüm 20 ☁️ İyi Ki Varsın
Bölüm 21 ☁️ Beni İyi Etmeye Çalışan Biri Var
Bölüm 22 ☁️ Bal Kitap
Bölüm 23 ☁️ Sarışınlığımı Kıskandın!
Bölüm 24 ☁️ Her Yolum, Her Fikrim Sen
Bölüm 25 ☁️ Son Umut.
Bölüm 26 ☁️ Doğru Kişi?
Bölüm 28 ☁️ Esmer Bomba
Bölüm 29 ☁️ Eskiden Seven Kız
Bölüm 30 ☁️ Jr. Berkan
Instagram ☁️ Yalakalık Desen Var
Bölüm 31 ☁️ Nazar Duası
Bölüm 32 ☁️ Hiç.
Bölüm 33 ☁️ İkilem
Bölüm 34 ☁️ Çıkalım Bu Şehirden
Bölüm 35 ☁️ Acıdan Geçmeyen Şarkılar Biraz Eksiktir
Bölüm 36 ☁️ Ted Mosby Yıkıklığı
Bölüm 37 ☁️ Çaresiz.
Bölüm 38 ☁️ Kusura Bakma
Bölüm 39 ☁️ Veda
Bölüm 40 ☁️ Gözlük
Bölüm 41 ☁️ Kapanan Son Yara
Bölüm 42 ☁️ Ölmeye Yüz Tutmuş Bir Ruh
Bölüm 43 ☁️ "Ben Bunu Haketmedim."
Bölüm 44 ☁️ "Benim Eleysa'm..."
Bölüm 45 ☁️ Onu Çok Kırmışlar
Bölüm 46 ☁️ Yıldızlar
Bölüm 47 ☁️ Zehirli Bir Bal
Bölüm 48 ☁️ Eleysa'nın Anlamı...
Bölüm 49 ☁️ "Ben Eleysa."
Bölüm 50 ☁️ Elbet Bir Gün Buluşacağız
Bölüm 51 ☁️ Sana Ben Gerek
Bölüm 52 ☁️ Bir Sigara Dumanı
Bölüm 53 ☁️ Kızıl Bebişimin Minnoş Psikolojisi
Bölüm 54 ☁️ Ben Adam Olmam
Bölüm 55 ☁️ "Haberi Olmazdı,"
Bölüm 56 ☁️ Sana Angara'yı Yakarım
Bölüm 57 ☁️ "Televizyon Sesi Gelmiyor."
Bölüm 58 ☁️ Enkaz
Bölüm 59 ☁️ Seni Dert Etmeler
Bölüm 60 ☁️ Çıkışa Gel Adamsan
Bölüm 61 ☁️ Savaş Sözü
Bölüm 62 ☁️ İncinmesin Kanatların
Bölüm 63 ☁️ Baba Mı?
Bölüm 64 ☁️ Suç Ortağım
Bölüm 65 ☁️ İsmi Lazım Değil
Bölüm 66 ☁️ "Onun Her Şeyi Benim."
Bölüm 67 ☁️ Çukur
Bölüm 68 ☁️ "Baba"
Bölüm 69 ☁️ Gang Of Berkan Brides
Instagram/Texting Özel Bölüm☁️
Bölüm 70 ☁️ Eskisi Gibi
Bölüm 71 ☁️ Ağır Bulut
Final☁️
okumadan geçmeyinV3
YENİ HİKAYE-duyurumsu bişiler
Özel Bölüm 1 ☁️ Çay Harareti Alır
Özel Bölüm 2 ☁️ Bilir O Beni (1MİLYON OLMUSUZ?)

Bölüm 27 ☁️ Niye Herkes Bu Kadar Ciddi?

14K 867 1.5K
By bendenizyagmur

0553*******: Hey!

0553*******: Selam

Telefonum titrediğinde çıkarıp baktım. Bilinmeyen bir numara yazmıştı ama profil fotoğrafı vardı. Çağıl'dı bu.

Cefa: Selam, Çağıl

0553*******: Profil fotoğrafımdan mı tanıdın?

Cefa: Evet

Cefa: Bir şey mi oldu?

0553*******: Yok, hayır

0553*******: Neredesin?

Cefa: Her zamanki kafedeyim, kahvaltı yapıyorum

0553*******: Yalnız mısın? Yanına geleyim mi, ben de tek takılıyordum da canım sıkıldı

Cefa: Olur, sen bilirsin

Çağıl mesajıma görüldü attı ve çevrimdışı oldu. Omuz silkip önümdeki simit ve peynire baktım. Simite bayılırdım. Hemen her kahvaltıda simit alır yerdim. Alışkanlık gibi bir şey olmuştu bu bende. Diğer bir alışkanlığım ise önümde duran çaydı. Bu sabah yine Eleysa bana çay bırakmıştı. Sabahın köründe nasıl siteye girdi, nasıl bıraktı hiçbir fikrim yoktu. Belki de, aynı sitede ya da yürüme mesafesi kadar yakın mahallelerde yaşıyorduk çünkü sabahın köründe kim Beşiktaş trafiğine girmek isterdi ki?

"Selam!" Çağıl mor saçlarını savurarak karşıma oturduğunda hafifçe başımı salladım. "Selam, günaydın."

"Nasılsın?"

"İyidir, sen?"

"Bende iyiyim." Kahvaltıma bakınca hafifçe kaşları çatıldı.

"O termosta ne var? Epey güzel kokuyor." Termosu parmaklarımla kavradım.

"Özel tarif bir çay. Tadı da kokusu kadar enfes."

Çağıl gülümsedi. "Tadına bakmamda bir sakınca var mı?"

"Yok."

"Ben bir karton bardak alıp geleyim." Hızla kalktı ve gidip bardak alıp geldi. Bardağına biraz doldurdum.

Çayı içer içmez gülüşü solmuştu. Kaşları çatıldığında çayı beğenmediğini düşündüm. Hiç damak zevki yok muydu bu kızın?

"Ne oldu?"

Çağıl hemen gülümsedi. "Hiç, tadı güzelmiş. Kim yaptı bunu?"

"Tanımazsın. Bir arkadaş."

Çağıl yavaşça başını salladı. "Ee, dersin var mı bugün?" Dedi ve önüne gelen mor saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. Evet, saçlarını mora boyamıştı.

"Girdim çıktım, bugün başka dersim yok. Sare'lerin yanına giderim belki." Diyerek susmasını umdum. Rahat kafayla kahvaltımı yapmak istiyordum sadece.

"Aslında... İşin yoksa bugün bir şeyler yapalım mı?" Ağzıma soktuğum yarım simitle öylece kalakaldım. O ve ben... Başbaşa?

Çayımdan birkaç yudum alıp ağzımdaki yarım simiti zorlukla yuttum. "Ne yapacağız?"

"Sadece... Vakit geçiririz." Bana hafifçe gözlerini kısıp baktı. "Seni tanımak istiyorum."

Aslında kesin olarak reddedeceğim bu teklif, beynimin içinden Sare Reis'in sesini duymamla hafif sıcak bakmamı sağlamıştı.

Sakın reddetmek gibi bir gerizekalılık yapma, Cefa. Yaren gittiyse gitti! Önüne bak, hayatını yaşa. İnsanları bu yüzden kırma. Yapabilirsin! Hadi, kabul et. En azından bir şans ver ona. Belki ondan hoşlanacaksın?

Derin bir nefes verdim ve çayımın son yudumunu içip sırt çantama attım.

"Olur, hadi gidelim."

Çağıl heyecanla ayağa kalktı. Bu kız kesinlikle bana karşı bir ilgi besliyordu. Aslında marjinal ve eğlenceli bir tip değildim. Gece kulübüne dans edip eğlenmek için değil içmek için giderdim. En azından arada bir gittiğimde böyle olurdu. Çağıl'sa tam eğlence adamıydı. Eğlenip dağıtmayı seven ve eğlendiren biriydi. Bu yüzden DJ olmakta çok iyiydi zaten. Pek... Onun tipi değildim bence.

Otoparka yürürken bizim fakülteye doğru yürüyen Balın'ı fark etmemle duraksadım. Kucağında Cora vardı, parmaklıklı evcil hayvan kutusunun içinden siyah-beyaz patisini görebiliyordum.

"Çağıl, bir saniye bekler misin?" dedim ve cevap vermesini beklemeden Balın'a doğru yürüdüm. Beni görünce hafifçe gülümsedi.

"Cora Reis'in burada ne işi var?" eğilip parmaklığın ardından ona baktığımda göz göze geldik. Hafif bir miyav çıkararak içeri soktuğum parmağımı yalamaya başlayınca gülümsedim.

"Veterinerlik okuyan bir arkadaşım var, son sınıf. Cora'yla o ilgileniyor çoğu zaman. Onun yanına götürüyorum." Başımı kaldırıp gözlerine baktım.

"İyileşmedi mi hala?"

"İyileşti, konrol için. İçim rahat etmiyor, kesin onay almam lazım." O gülünce ben de güldüm. "Sen?"

"Ben.." Arkamı dönüp Çağıl'a baktım. Ellerini cebine sokmuş bize bakıyordu. "Şey, Çağıl'la bir işimiz var da. Dışarı çıkıyorduk."

Balın başını salladı. "Anladım. İyi eğlenceler." Küçük bir gülüş atıp cevap vermemi beklemeden uzaklaştı benden. İç geçirdim. Çağıl'dan hiç hazzetmiyordu.

Arabaya bindik kısa bir süre sonra. Okuldan çıkarken gözlerimi yoldan ayırmadan sordum. "Nereye gidiyoruz?"

"Alibey Barajı'na." Kaşlarımı çatıp kısa bir bakış attım ona. Ne halt etmeye gidiyorduk oraya biz?

"Piknik mi yapacağız?"

"Hı-hı. Çantamda senin için beyaz atlet ve tüp de var." Alayla söylediği şeylere gülmeden edemedim.

"Ciddiyim, ne yapacağız kızım Allah'ın barajında?"

"Mantıken barajları biz insanlar yapıyoruz ama bu konumuz bu değil." İç geçirdi. "Sana güzel bir yer göstereceğim. Belki giderken tekele de uğrarız."

"Bu ara alkol almıyorum, sezonun ortasındayız neredeyse."

"Ah, doğru ya. Futbolcusun sen. O zaman... Biraz şeker alman sorun olmaz sanıyorum? RedBull ve ketçaplı Lays alalım. İkisinin mükemmel bir ikili olduğunu biliyor muydun?"

Tek kaşımı kaldırıp muzip bir bakış attım. "Pek ketçaplı Lays seven bir tipe benzemiyorsun. Daha çok... Doritos insanı gibisin."

"Sende de Pringles tipi var ama gel gör ki Cheetos yiyorsun!" Diye homurdanınca sırıttım. "Birincisi, Pringles'ın tadı efsane olabilir ama ona onlarca lira verecek kadar enayi değilim. İkincisi, Cheetos adamdır tamam mı? Hem ucuz,hem tadı efsane. Üçüncüsü, benim Cheetos sevdiğimi nereden biliyorsun?"

"Zengin ve cimri... Seni alacak kız ayvayı yedi oğlum!" Güldü ve devam etti. "Birinin snapinde görmüştüm. Sare'nin muhtemelen."

"Yok be, cimri değilim. Ama gereksiz pahalı olan şeyleri sevmiyorum. Öğrenci adamız sonuçta." Omuz silktiğimde güldü.

Çok geçmeden baraja geldik ama piknik yapılan alana girmedik. Çağıl'ın tarifleriyle baya dağa tırmanarak ağaçlı yollardan geçtik. Nihayet bir yere vardığımızda, burası yolun sonuydu. Yol bitmişti ve ağaçlarla devam ediyordu.

"Atla hadi." O inince ben de indim ve arkaya attığımız abur-cubur poşetlerini aldım. Çağıl beklemeden ağaçların arasına daldı. Ben de peşinden tabii.

Çok değil, beş-altı tane yaşlı ve heybetli ağaçları geçtikten sonra karşımıza öyle bir manzara çıkmıştı ki...

Dağın en tepesinde olmalıydık. Otursak bile enfes bir manzara görünüyordu.

"Burası benim kafa dinleme mekanım. Doğru düzgün kimse bilmez. Yıllardır geliyorum ve burayı keşfeden kimseyle karşılaşmadım. Genelde herkes şu aşağıdaki mesire alanında takılıyor."

Şaşkınlıkla ona baktım. "Neredeyse 20 dakika dağ tırmandık. Arabayla zor çıkılan yere sen nasıl çıkıyorsun?"

"Bisikletle. Ben profesyonel bisikletçiyim. Geçen yıla kadar yarışmalara katılıyordum, derecelerim de var ama bu yıl katılmayı düşünmüyorum." Deyip omuz silkti. Vay be.

"Neden?"

"Her yıl katılıyordum. Sıkıldım artık. Başka sporlara yönelmek istiyorum." Bana bakıp sırıttı ve kollarını bacaklarına sardı. "Belki de futbola yönelirim, ha? Olur mu benden futbolcu?"

"Ofsaytı biliyor musun?"

"Hayır."

"O zaman olmaz." Gülerek oturduğum yerde ayaklarımı uzattım ve geriye yaslanıp kolumu yere dayadım. "Babam hep, 'ofsaytı bilen bir kız asla üzmez,' der."

"Ne alaka?"

"Ofsaytı bilen kız futbolu takip ediyordur ve taraftardır. Harbi taraftar olan biri de kalp kırıklığına alışkındır. Kaybetmeye de kırılmaya da alışkındır. Bu yüzden basit şeylerden kırılmaz. Basit şeyleri umursamaz. Ufacık olaylardan kavga çıkarmaz." Diye açıkladığımda Çağıl başını salladı.

"Şimdi ben harbi kız olamaz mıyım?" Diye masum masum sorduğunda güldüm.

"Takım tutuyor musun?"

"Soranlara Fenerbahçeliyim diyorum ama taraftar değilim. Pek ilgimi çektiği söylenemez."

"Anladım."

Bir süre susup RedBull'ları çıkardık ve diğer paketleri açtık. Poşetin dibinden birkaç tane Cheetos çıkarınca sırıttım.

"Bana biraz hayatından bahsetsene. Cefa Berkan nasıl biridir mesela? Nasıl bir hayatı, nasıl bir hikayesi var?" Dedi. RedBull'umdam büyük bir yudum aldım telefonumu çıkardım. Google'a girdim.

"Bakalım nasıl bir hayatım varmış?" Arama çubuğuna adımı yazıp arattığımda bir sürü sonuç çıkmıştı. Vikipedia hariç her yerdeydim çok şükür.

Bir tane haber sitesinin yazısına girdim. Çağıl yanımda gülüyordu.

"Okuyorum. Gerek aşklarıyla, gerek başarılarıyla ülkede sevmeyen kimsenin olmadığına inandığımız Emir ve Deniz Berkan çiftinin üçüz oğullarından biridir. İsminin anlamı tamamen Beşiktaş'la alakalı olan Cefa Berkan'ı, kardeşleri Feda ve Sefa kadar göz önünde göremiyoruz maalesef. Belki de bu yüzdendir bilinmez, en çok o dikkatimizi çekiyor. Aldığımız bilgilere göre Beşiktaş'ın altyapısında babasının izinden gitmekle beraber, iyi bir üniversitede iyi bir bölüm okuyor. Yetenekli olduğu kadar zeki ve yakışıklı da yani :)" Sonraki cümleyi okuduğumda gözlerim büyüdü.

Yanımda gülen Çağıl'a baktım. "Yuh! Bak bak, ne yazmışlar... Tam bir esmer bomba kendisi." Çağıl gülmekten ağrıyan karnını tutarak daha çok gülmeye başladı. Ben de güldüm ve devam ettim.

" Çoğunlukla yorumlara kapalı olan İnstagram postlarının altına yazdığı acılı aşk sözleriyle daima gündeme gelen Cefa'nın unutamadığı bir sevgilisi olduğunu düşünüyoruz. Böyle bir çocuğu üzen kadından ülkecek nefret ettiğimiz de aşikâr." Bu mevzuyu biliyordum. Ne zaman bir fotoğraf atsam Twitter'da en çok konuşulanlar listesine giriyordum. Yazdığım şarkı sözleri baya dalga konusu oluyordu. Bununla storylerde ben bile dalga geçiyordum. Haklılardı yani.

Haberin devamında tamamen boş yaptıklarını düşünerek çıktım siteden. Başka birine girecekken, Çağıl durdurdu.

"Ben boktan bir haber sitesi yerine senden dinlemek istiyorum." Dedi tereddütle. Onu terslememden korkuyordu.

"Çağıl, hayatımda önemli hiçbir şey yok. Okula gidiyorum, antrenmanlara gidiyorum, eve gidiyorum. Bu kadar. İlginç ne bekliyorsun bilemem ama yok. Emin ol, bu sikik haber sitesi bile benden daha çok haberdar benim hayatım hakkında. "

Bir süre cevap vermedi Çağıl ve ben ona sormadan anlatmaya başladı.

"Tamam, bana güvenmiyorsun. O zaman ben anlatayım sana. Bildiğin üzere Balın'ın kitapçısının olduğu binada oturuyorum. Annemle birlikte yaşıyorum. Babamı yıllar önce kaybettim."

"Neden?" Diye sorduğumda Çağıl'ın gözlerinden bir öfke geçtiğini gördüm ama bana yansıtmadı.

"Trafik kazası. Neyse, öldü işte. Bir kardeşim de yok. Annem var bir tek. Onla da ilişkimizin mükemmel olduğunu söyleyemem. Babam öldüğünden beri ihtiyaçlarımız dışında konuşmuyoruz." Omuz silkti. "Onun dışında bildiğin üzere Dj'lik yapıyorum. Geçen yıl on sekizime basar basmaz gidip eğitim aldım, hayalim buydu çünkü. Sertifikamı alır almaz da bir mekana girdim. Hem okuyup hem çalışıyorum anlayacağın. Şu an mükemmel durumdayım." Eliyle onay işaret yaptı ve gülerek sırtını ağaca yasladı.

Babasının ölmesinin onu derinden etkilediği kesindi. Kendi aileme bir şey olduğunu düşünemiyordum bile. Annem geçen yıl kanser olduğunda aylarca sürünmüştüm, onu kaybetsem bir daha normal olabilir miydim emin değildim. Neyse ki durumu şu an iyiydi.

"Peki... Balın? Onunla neden aranız iyi değil?"

Çağıl iç geçirdi. "Bilmem. Sebepsiz yere benden nefret ediyor. Kedisine zarar verdiğimi idda ederek beni kitapçıya bile sokmuyor. Benden olduğu kadar annemden de nefret ediyor. Onu asla anlamıyorum. Ben onu seviyorum ama, o istemediği için konuşmuyoruz."

"Emin misin? Balın böyle bir kız değildir."

Bana baygın bir bakış attı. "Kız benim 19 yıllık kuzenim, Cefa. Bırak da senden iyi tanıyayım." Haklıydı. Ama yine de içimden bir ses öyle olmadığınu söylüyordu. En azından bana kendini tanıttığı kadarıyla böyle bir kız olduğuna inanmıyordum. Durduk yere birinden nefret etmezdi bence. Özellikle bu kişi kuzeniyse.

"Hadi şarkı dinleyelim." Dedi ve telefonunu çıkardı. Az sonra çalan şarkıyla gülümsedim.

"Aşığım şu kadına." Diye mırıldandım. Çağıl da gülümsedi. "Biliyorum."

Çağıl içeceğinden içerek yüksek sesli müziğe eşlik etti.

"Niye herkes bu kadar ciddi?
Okunmamış kitaplar ama ciltli.
Asık asık yüzlü insanlar,
Ta yüreğine kadar kilitli!"

Gülerek ayağa kalktı. "Hadi kalk! Sen de eşlik et." Başımı iki yana sallayıp üzerimdeki ceketi çıkardım ve bağdaş kurup oturdum. Kolum ağrımıştı.

"Aman, içi geçmiş bunun!" Çağıl bana söylendikten hemen sonra bulutlara bakıp sırıttı ve RedBull olan elini gökyüzüne uzatıp bağırarak söylemeye devam etti.

"İnadına yaşamak hemen şimdi!

Yaşıyoruz desinler diye,
Bizi çok sevsinler diye,
Oofff...

Lol lol hadi kop gel, parti parti.
Lol lol dize getir aşk, kalbi kalbi.
Lol lol bu neyin,harbi harbi?
Yaşasın hayat,budur manifesto!"

Gülerek onu izlemeye devam ettim. Şimdi fark ediyordum da, bu kız cidden ruh hastasının tekiydi. Beni normali bulmazdı ki zaten.

Şarkıya eşlik ederek mal mal dans ettikten sonra yoruldu ve oturdu.

"Şarkı çok iyi yav." Dedi bir de ve çantasına başını yaslayarak yere uzandı.

"Sen manyaksın." Dedim kararlılıkla. Omuz silkti ve gülümseyerek gökyüzüne baktı.

"Biliyorum. Manyak olmadığında hayatın bir çekiciliği kalmıyor."

Haklıydı.

O gün, günbatımına kadar orda takıldık. Müzik dinledik, birkaç RedBull bitirdik ve boş konulardan sohbet ettik. Güneş batarken sessizleşip manzarayı izlerken arkada bugün ilk kez slow bir parça çalıyordu. Sezen Abla'dan bir şarkıydı ama adı aklıma gelmiyordu.

"Manzara çok iyi, değil mi?" Dedi mırıldanarak. Turuncu gökyüzüne bakarak başımı salladım.

"Hayattan bir beklentin var mı?" Diye sordu durduk yere. Bugün o kadar çok boş yapmıştık ki, bir an çok ciddi gelmişti bu soru ama beni düşündürmüştü de aynı zamanda.

"Mutlu olmak istiyorum. Sadece ailem ve benim olduğum küçük bir dünyam var, ama bu dünyada bir kişi eksik gibi. O kişinin kim olduğunu bilmiyorum. Bir an önce gelsin ve ben bu küçük dünyamda mutlu öleyim istiyorum. Hayattan en büyük beklentim bu sanırım." Kaşlarımı kaldırarak ona baktım.

"Senin?"

Hafifçe gülümsedi. "Mutlu olmak istiyorum. Hiç kimseyle tartışmak zorunda olmadığım, herkesin beni sevdiği bir hayat istiyorum. Bir de Dj'likte ilerleyip yurtdışına çıkmak istiyorum."

Bir süre sessiz kaldık yine.

"Peki, Cefa... O eksikliği dolduracak biri var mı hayatında?"

"Şimdilik yok gibi ama... Beni çok seven biri var. Kim bilir, belki de o olur." Dedim umursamazca. Bu kız Eleysa'ydı tabii ki. Sabah da böyle düşünmüştüm zaten.

"Kim?"

"Bilmiyorum ki. Bana anonimden yazıyor. Arada konuşuyoruz ama beni sevdiğini biliyorum." Diye özet geçtim. Detay vermeyecektim tabii ki.

Çağıl gülümsedi.

"Belki de o'dur, haklısın." Detayları istemeyince derin bir nefes verdim. Kimseyle Eleysa olayını enine boyuna konuşmak istemiyordum. Çağıl da merak etmemişti belli ki.

Sessizce gökyüzünü izlemeye devam ettik. Güneş batınca da çöplerimizi toplayıp arabaya bindik ve şehire döndük.

☁️☁️☁️

SELLAAAMM

BÖLÜME GELEN HER YORUM BİR DGKO OLARAK ALIYORUM AHAHSGHDHDH

Bugün erken paylaştım ama akşam vaktim olmayabilirdi aşkımlar, erken geldiği için derse girenlerden özür dilerim ahahshdydhdy

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi buraya alalım, Çağıl'ı da tanıdınız sonunda, ne düşünüyorsunuz bakalım?

SİZİ ÇOK SEVİYOM, HADİ EYW💔😭

Continue Reading

You'll Also Like

87.8K 5.8K 10
Henüz 6 yaşındayken ailesi tarafından terk edilen Lara ablası tarafın büyütülür ve başarılı bir boksör olur. 18 yaşındayken Amerikadan teklif gelir v...
145K 5.7K 30
"Ne sanıyorsun sen kendini? Sevgili değiliz, asla olamayız, sen beni korkutuyorsun ve zarar veriyorsun!" Dedim direkt, kısa bir sessizliğin ardından...
99.5K 564 3
Uyarı! BU HİKAYEDE 18+ EROTİZM İÇERİR. OKUMAK İSTEYEN HERKES BUNU OKUYUP ÖYLE BU KİTAPİ OKUMAYA BAŞLASIN.
151K 5.3K 29
Askerden gelen adam annesi ve yengesiyle sarıldıktan sonra yengesinin arkasında başı eğik elleriyle oynayan kız dikkatini çekmişti üstüne başına bak...