"Balın?" Dediğimde bir süre gözlerime baktı ve derin bir nefes verip eğildi, kitaplarını topladı. Şimdi fark ediyordum, arkasında bir dükkan vardı ve bu bir kitapçıydı. Dükkanın önüne karavanını park etmişti.
Karavanın ön kapısını açıp kitapları içeri attıktan sonra ellerindeki tozu çırpıp bize döndü.
"Selam," dedi. "Merhaba, ne yapıyorsun sen burada?" Dedim ben de.
"Burası benim dükkanım." Diyerek arkasındaki kitapçıyı gösterdi. İstemsizce inceledim dükkanı. İçi epey büyük gibiydi. Her yer raflarla doluydu, ara ara masalar koyulmuştu. Çiçeklerle dolu, ahşap ağırlıklı sevimli bir kitapçıydı. Tabelada 'Bal Kitap' yazıyordu. Kendi adıyla alakası vardı büyük ihtimalle. Güzel bir mekandı.
Tesadüfe bakın ki, dükkan Çağıl'ın evinin altındaydı.
"Güzel mekanmış, seni yansıtıyor." Dedim gülümseyerek. Karavanın içi de renkli ve ahşap ağırlıklıydı çünkü.
Balın cevap vereceği sırada bacaklarıma bir şey dolandı. Cora, miyavlayarak bacaklarıma dolanmıştı. İstemsizce gülerek eğilip kucağıma aldım ve tüylerini okşadım. Hemen sırnaşmıştı.
"Nasıl ya? Bu kedi beni her gördüğünde her yerimi tırmalıyor." Çağıl bir adım uzaklaşıp kediye ters ters bakınca Balın'a döndüm. Gözlerini devirip alayla gülmüştü.
"Belki de kediyi her gördüğünde yüzünü buruşturup ondan uzaklaşmaya çalıştığın içindir?"
"Ayrıca beni tanıdı. Baksana," Cora çenemi yalamaya çalışırken gülüp Balın'a baktım. Gülümseyerek izliyordu.
"Nasıl tanıyor seni?" Dedi Çağıl.
"Geçen gün Balın'a gitmiştim, oradan hatırlıyordur." Dedikten sonra Çağıl bir bana bir Balın'a baktıktan sonra iç geçirdi ve başını salladı.
"Ben eve çıkıyorum, hoşçakal Cefa." ve cevap vermemi beklemeden evine çıktı.
"Ne oldu buna şimdi?" Dediğimde Balın omuz silkti.
"Cora'yı arabaya bırakır mısın? Ben kucağıma alınca huylanıyor ve binmek istemiyor." Karavanın kapısını açınca kediyi içeriye bırakıp tüylerini okşadım ve geri çekildim. Balın da kaçmasın diye kapıyı kapattı.
Gözlerimi yüzüne diktiğimde kaşları havalandı.
"Ne bilmek istiyorsun?"
"Çağıl'la aranız neden kötü? Neden onun evinin altı senin dükkanın?"
Balın derin bir nefes verdi.
"Cidden merak ediyor musun? Yoksa öylesine mi soruyorsun?" Bunu sorduğunda birkaç saniye kalakalmıştım. Harbi, normalde bu tarz şeyleri umursamazdım. Neden soruyordum ki? Bana neydi?
Peki merak ettiğim Çağıl mıydı, Balın mıydı?
Kesinlikle Balın'dı. Klişe olacak ama,kız kapalı bir kutu gibiydi. Gizemliydi, kendini benim gibi bir adama bile merak ettiriyordu. Gülen gözlerinin altında derin bir acı yatıyordu ve ben sanırım bunu bilmek istiyordum.
"Gerçekten merak ediyorum. Seni merak ediyorum." Dedim. Kaşları tekrar şaşkınlıkla havalandı. Ardından gözlerini kaçırdı ve başını salladı.
"Gel bir çay koyayım, konuşuruz o arada." Karavanın kapısına yürüdüğünde ben de arabamı kilitleyip ardından gittim. Karavana bindik, o direkt mutfağa giderken ben de Cora'yı alıp koltuğa oturdum.
Bir dakika içinde yine ince belli çay bardaklarına çayı doldurup getirmişti.
"Her zaman hazırlıklı mısın, nesin? Her daim çayın hazır." Dedim gülerek. Balın aramıza tepsiyi koyup diğer tarafına oturdu ve bacaklarını altına aldı.
"Canımın ne zaman çay isteyeceğini bilemem, o yüzden daima çaydanlığımın altı açık olmalı." Güldü ve bardağı ince parmaklarıyla kavrayıp bir yudum aldı.
"Sen nerelisin?" Diye sordum.
"Ankara doğumluyum ama ailem Rize'li."
Gülerek Cora'yı kucağımdan indirdim. "Tahmin etmiştim. Ben de Rize'liyim ama senin kadar çay bağımlısı değilim."
"Ya ben aslında has Angara'lıyım, bakma bu kadar çay içtiğime. Bu annemden gelen bir alışkanlık. Bizim ev çay kokardı resmen, annem de babam da çok severlerdi. Asla o çaydanlık boş kalmazdı.Her daim ocağın üstünde buharları çıkan bir çaydanlık bulunurdu." Birden iç geçirdi ve gülüşü silindi. "Öyle işte,ben de onu devam ettirmeye çalışıyorum."
O an anlamıştım ki, bu kızın ailesiyle ilgili bir sorunu vardı. Ama anlatmak istemiyordu. Üstelemedim o yüzden, insanların anlatmak istemediğim bir şeyi zorla anlattırmaya çalıştığında çok sinirlenirdim ve bunu başka birine yapacak değildim.
Çayımdan bir yudum aldım. "Güzel yapıyorsun ama bak, ellerine sağlık."
"Teşekkürler." Dedi.
"Evet, gelelim asıl konuya. Çağıl'la probleminiz ne?"
Balın gözlerini ovuşturarak bana baktı.
"Çağıl benim üvey kuzenim." Dediğinde şok olmuştum. Ne alakaydı lan?
"Babamın kardeşinin kızı işte. Pek anlaşamayız, sevmeyiz birbirimizi. Öyle abartılacak bir şey değil. Sadece... Senin yanında görünce şaşırdım. Aranızda bir şey mi var?"
"Hayır tabii ki! Sare'nin arkadaşı,arada bizimle takılıyor. Bugün de kafası bozuktu biraz, sahilde azcık konuştuk. Sonra da evine bıraktım. Bana neden sarıldığını bilmiyorum, içinden geldi herhalde."
Pekala, ben neden şimdi Balın'a hesap veriyordum?
Farkettiğim gerçekle yutkundum ve Balın'a baktım. Gülümseyerek başını salladı.
"Tamam tamam, anladım."
Sikeyim, bu kızla flört etmeyi acilen bırakmam gerekiyordu.
"Peki, neden üvey dedin?"
"Amcam ve yengem evlat edinmişler onu biz çok küçükken."
"Anladım." O an Çağıl'ın bir cümlesi yankılandı beynimde.
En azından bedenen de olsa yanımda olan bir annem var.
"Çağıl bana sadece annesinden bahsetti ama?" Dedim. Kafam karışmıştı.
"Evet,amcam-" bir anda duraksadı ve yutkundu. Elleriyle saçlarını karıştırdı ve bir tutamını diğer tarafa attı.
"Bu konuyu konuşmasak olur mu? Çağıl'la birbirimizi sevmeyiz, gerek olmadıkça konuşmayız. Bunu öğrenmek istiyordun zaten sanırım?" Beklentiyle gözlerime baktığında el mecbur başımı salladım.
"Evet. Ailevi sorunlarınıza burnumu sokmuş gibi oldum, özür dilerim. Böyle meraklı bir insan değilimdir aslında."
Balın hafifçe gülümsedi. "Bu konuyu niye merak ettin ki?"
"Bilmem." Yeşilimsi gözlerine baktığımda boğazımın düğümlendiğini hissettim ve yutkunma ihtiyacı duydum. "Seni merak ediyorum sanırım."
Balın sessizce yüzüme baktı ama bir şey söylemedi.
Cora tekrar yanımıza geldiğinde Balın yüzünü buruşturup onu kucağına aldı. "Dükkanda her yere süründü, onu yıkamam gerekiyor hemen. On dakika takıl sen."
Başımı salladım. O banyoya gittiğinde ben de telefonumu elime aldım. Eleysa birkaç saat önce mesaj atmıştı.
Eleysa: Ne yaptın koçum?
Eleysa: SARE NE YAPTI ÖYLE? JSSLFXKVJXKJXKVJCKCJXH
Eleysa: BAYILIYORUM BU KIZA YA
Eleysa: Nereye gittiniz?Çağıl neden sizle geldi?
Eleysa: Baksana lan şu mesajlara
Cefa: Görmedim, kusura bakma
Cefa: Herkesi evlerine bıraktım
Cefa: Balın'ın yanındayım şimdi, karşılaştık da beş dakika uğradım
Eleysa: İyi yapmışsın bebeğim
Cefa: Akşam konuşalım, olur mu?
Eleysa: Olur tabii ki :)
"Balın! Ben eve geçeceğim." Diye seslendim içeri doğru. O sırada Balın havluya sarılmış Cora ile banyodan çıktı. Kızıl saçları yer yer ıslanmıştı ve yorgundu resmen.
"Banyo yapmaktan nefret ediyor." Cora'yı yere bırakıp havluyla son bir kez kuruladı ve bıraktı.
"Otursaydın, birer bardak daha içerdik."
"Yok, eve gideyim ben. Aşırı yorgunum. Zor bir haftaydı." Başıyla onayladı. "Haklısın. Ben geçireyim o zaman seni."
Eğilip yuvarlanmaya çalışan Cora'nın tüylerini okşadım. "Görüşürüz, delikanlı." Gülerek doğrulup kapıyı açtım. Küçücük bir alandı zaten, oturduğum yerden bile istediğim yere ulaşabiliyordum. Balın rahat rahat yaşayabiliyordu burda ama ben asla yapamazdım sanırım.
Balın'la vedalaşıp kendi arabama gittim ve çalıştırdım. Çok geçmeden eve varmıştım.
Herkes evdeydi, salonda oturuyorlardı. Televizyonda annemin Youtube kanalı açıktı.
"Ben geldim," diyerek salona girdim ve annemin yanına oturdum. Annem babamın kolunun altından çıkıp boynuma sarıldı ve saçlarımı öptü. "Hoşgeldin annem, nasıldı sınavın?"
"Güzeldi anne, kalmam herhalde." Dediğimde güldü ve tekrar babamın kolunun altına girdi.
"Biz de annemin eski vloglarını izliyorduk." dedi Sefa, elinde birkaç paket cipsle salona girmişti. Birer tane annemlere ve bana fırlattığında babama baktım. Yiyebilirsin anlamında başını salladığında paketi açtım ve bir tane ağzıma attım. Önemli bir maç yaklaşıyordu,dikkat etmem gerekiyordu.
Feda videoyu başlattı. Videoda yaklaşık 5 yaşındaydık. Olduğumuz yer dedemin Muğla'daki yazlığıydı. Ben babam ve dedemle top oynarken, Sefa annemle video çekmeye çalışıyordu. Feda ise havuzda yüzmeye çalışıyordu.
O zamandan belliymiş ne halt olacağımız işte. En azından ben ve Sefa için.
Sefa annem onu videoya çekerken türlü şebeklikler yapıyordu. "Anne bak, bunu kesin çek tamam mı?" dedikten sonra annem "Ne yapacaksın?" diye sordu. Sefa hınzırca sırıttı ve koşa koşa havuza atladı. Feda'nın üzerine.
"Sefa! Ay öldü çocuk!" annem kamerayı aceleyle yere bırakıp havuza atlayıp Feda'yı çıkardığında Feda öksürerek anneme tutunmuştu. Sefa kahkaha atarak yüzmeye devam etmişti.
"Sefa, kafayı mı yedin babacığım?" Emir Reis de oradan laf attığında Sefa kafasını sallamıştı. "En az senin kadar, reis."
Biz hepimiz kahkaha atarken Sefa gururla sırıttı. "5 yaşında bile yargı dağıtıyormuşum, görüyor musunuz?"
"Sus lan, canıma kastetmişsin resmen şerefsiz." Feda Sefa'nın kafasına bir şaplak attığında Sefa da ona vuracaktı ki, babam ayağını ikisinin arasına soktu. "Bir susun da izleyelim lan! Ben ikinizi de döveceğim şimdi."
"Reis bee!" diye gaz verdiğimde kardeşlerim gülmüş, babam da bana göz kırpıp televizyona dönmüştü.
Video bittiğinde Sefa başka bir videomuzu açtı. Bu videoda 1.yaşımızı kutluyorduk. Video Vodafone Park'da çekilmişti. Annem videoyu stadda açıyordu ve çıkışta takımdakilerle birlikte Sena Abla'nın (Mustafa Pektemek'in eşi.) kafesinde kutlayacağımızı anlatıyordu. Ben annemin kucağındaydım, Sefa ve Feda da Ece Teyzemle Şermin Teyzemin kucağındaydılar (annemin kardeşi değillerdi ama çok yakın oldukları için amca-teyze diyerek büyümüştük ve hala öyle seslenirdik. Ece Teyzem Cenk Amcamın yani Cenk Tosun'un eşiydi, Şermin Teyzem de Oğuzhan Amcamın yani Oğuzhan Özyakup'un ablasıydı.)
Tam annem kameraya bir şeyler anlatırken duyulan yoğun taraftar sesi ve Beşiktaş marşı kesilmiş, stadda bir doğum günü fon müziği çalmıştı. Tüm taraftar aynı anda "İyi ki doğdunuz, Beşiktaş'ımızın Yavru Kartalları!" diye tezahürat yapmaya başlamışlardı. Annemin gözleri dolarken gülerek taraftarı gösterdiğinde, karşı tribünde kocaman bir pankart açılmıştı. Üzerinde tüm ailenin bulunduğu fotoğrafımız vardı ve yaptıkları tezahüratı yazmışlardı.
Ece Teyzem kamerayı annemden alıp babamı çektiğinde sırıtmıştım. Babam gülümseyerek bize bakıyordu. Daha sonra olduğumuz tribüne yaklaşılar Oğuzhan Amcam ve Necip Amcam ile birlikte. Babam elleriyle 'gel' işareti yapınca annem beklemeden beni babama uzatmıştı. Amcalarım da Sefa ve Feda'yı aldılar. Annem ağlayarak babama sarıldığında babam gülmüş ve elini tutmuştu annemin. Maç bitişi olduğu için çok taraftar olmasa da yine binlerce insan vardı ve annem hepsine sevgi dolu bakışlarını gönderiyordu. Biz tabii ki bunu hatırlamıyorduk ama sanırım kutladığımız en güzel doğum günüydü.
Annem de babam da yıllardır Beşiktaş taraftarı tarafından çok seviliyorlardı. Özellikle de annemi çok seviyorlardı. Çünkü taraftarla her zaman içli-dışlı kalmıştı. Biz doğduktan sonra bile bir yolunu bulup maç çıkışları Çarşı'ya gider kutlamalara katılırdı ya da maç kaybettiğimizde onların Çilingir sofralarına otururdu. Onların dertlerini dinlerdi. Bu yüzden annemi sevmeyen taraftar yoktu. Hatta öyle ki, annem kadın futbol takımında oynarken her maçına gidiyordu bir çoğu. Bu yüzden Beşiktaş kadın fubolunda taraftar ve desibel rekoru kırılmıştı, hala da bizdeydi.
Bizim tanınma ve yüksek takipçilere sahip olma sebebimiz de onlardı zaten. Sefa bunu çok iyi kullanmıştı. Şu an büyük markalarla çalışıyordu. Ben de geçen sene Adidas'ın yüzü olmuştum bir süre, reklam filmi çekmiştik. Hala da sponsorluğumu yapıyorlardı. Bir reklam projesi daha vardı ama kesinleşmemişti henüz. Feda da geçen yıl Meray'la birlikte patlamışlardı sosyal medyada. Sefa Meray'ın Feda'ya şarkı söylediği bir videoyu paylaşmıştı, herkes aşırı beğenmişti. Şu an Meray neredeyse 1 milyon olmak üzereydi.
"Ay, Emir ya... Ben çok özledim onları. Yarın maç çıkışı Çarşı'ya inelim mi birlikte?" dedi annem. Babam gülümseyip başını salladı ve saçlarını öptü.
Birkaç video daha izledikten sonra kapatmıştık. Babam bir spor kanalını izlemeye başladığında annem de mutfağa gitmişti. Sefa stüdyoya gideceğini söyleyip evden çıkmıştı. Feda babamla televizyon izlerken ben odama gittim. Telefonumu elime aldım.
Cefa: Geldim
Eleysa: Aman Cefa Bey, gözlerimiz yollarda kaldı
Cefa: Hadi ordan dhxhxjcjxh
Eleysa: Ne yapıyorsun?
Cefa: Uzanıyorum öyle
Eleysa: Kolay gelsin yiğidim ahshxhxhckchx
Cefa: Sağolasın
Cefa: Sen ne yapıyorsun?
Eleysa: işteyim, yemek yiyordum
Cefa: Ciddi bir para sıkıntın varsa söyleyebilirsin
Cefa: Elimden geldiğince yardımcı olurum
Cefa: Yanlış anlama lütfen bunu
Cefa: Annem ihtiyacı olan öğrencilere aylık burs veriyor, sana da ayarlayabilirim bir şeyler
Cefa: Hem dersler hem iş zor oluyordur eminim
Eleysa: Senin düşünceni yerim
Eleysa: Merak etme, para sıkıntım yok
Eleysa: Sevdiğim için çalışıyorum diyelim
Eleysa: Hem de para kazanıyorum işte
Eleysa: Bu arada, annen mükemmel bir kadın biliyorsun değil mi? 🥺
Cefa: Buna sevindim
Cefa: Bilmez olur muyum?
Cefa: Karşıma annem gibi biri çıksın, nikahı basmayan şerefsizdir xhdhchckvjcmvhcj
Eleysa: Çıktı ya bebeyim
Cefa: Kim?
Eleysa: Beeeennn
Eleysa: Hadi evlenelim
Cefa: Tamam geliyorum iki dakikaya yanına
Eleysa: Gerizekalı dhclgjvkvjcfkjfdch
Cefa: Harbi ya
Cefa: Bu anonimcilik olayını daha uzatmayı düşünüyor musun?
Eleysa: Evet
Eleysa: Dediğim gibi, gerçekten mutlu olduğunu ve Yaren'den vazgeçtiğini hissettiğim an sana yazmayı bırakacağım
Cefa: Karşıma çıkmayacak mısın?
Eleysa: Düşünmüyorum, esmerim
Eleysa: Seni uzaktan sevmek güzel şey.
Cefa: Yine de, günün birinde karşıma çıkmanı isterdim
Cefa: Kafa kızsın, arkadaş olabilirdik
Eleysa: Belki yine olabiliriz, ama senin haberin olmaz? Jdkdfhkxjckxj
Cefa: Lan
Cefa: Reelde arkadaş mıyız seninle?
Eleysa: Kime göre neye göre?
Eleysa: Bana göre assssla arkadaş olamayız mesela xhdjcjckj
Cefa: Lafı dolandırmasana kızım
Eleysa: Sus lan
Eleysa: Aa ocakta yemeğim kalmış ev yanmış, benim gitmem lazım bb
Cefa: Bahaneye bak...
Cefa: Manyak aq dhjcckvjckcjkdjxh
☁️☁️☁️
KIZ BEN YERİM BUNLARI HE JAAHHXDDKCJCKHC
BERKAN'LARI ÖZLEMİŞTİK HE😭😭💕
Nasılsınız bakayım, iyi misiniz?
Bölüm nasıldı?
Ufak bir spoiler, sonraki bölüm Sefa'dan olacak haberiniz ola
HEMEN BÖLÜM GELSİN DİYE YORUM REKORUNU GEÇMEYE ÇALIŞANLARI EKMEĞİMİN ARASINA KOYUP YİYORUM HABERİNİZ OLSN
İnstagram: yaremwattpad
kişiselim: yagmurrayranci
SİZİ ÇOK SEVEN BİRİSİ VAR HE💕 BEN KAÇTIM, HADİ EYWW💔