CEVHERİ (+18)

By lalelikoyunkavalcisi

2M 67.6K 19.4K

+18 ve üzeri içindir. More

BÖLÜM • 1
BÖLÜM • 2
BÖLÜM • 3
BÖLÜM • 4
BÖLÜM • 5
BÖLÜM • 6
BÖLÜM • 7
BÖLÜM • 8
BÖLÜM • 9
BÖLÜM • 10
BÖLÜM • 11
BÖLÜM • 12
BÖLÜM • 13
BÖLÜM • 14
BÖLÜM • 15
BÖLÜM • 16
BÖLÜM • 17
BÖLÜM • 18
BÖLÜM • 19
BÖLÜM • 20
BÖLÜM • 21
BÖLÜM • 22
BÖLÜM • 23
BÖLÜM • 24
BÖLÜM • 25
BÖLÜM • 26
BÖLÜM • 27
BÖLÜM • 28
BÖLÜM • 29
BÖLÜM • 30
BÖLÜM • 31
BÖLÜM • 32
BÖLÜM • 33
BÖLÜM • 35
BÖLÜM • 36
BÖLÜM • 37
BÖLÜM • 38
BÖLÜM • 39
BÖLÜM • 40
BÖLÜM • 41
BÖLÜM • 42
BÖLÜM • 43
BÖLÜM • 44
BÖLÜM • 45 • FİNAL
• ÖZEL FİNAL •

BÖLÜM • 34

34.5K 1.1K 398
By lalelikoyunkavalcisi

"Aras ben hamileyim.",

Aras son cümlemden sonra donup kalmıştı. Hiç bir şey söylemiyor oluşu beni korkutuyordu. Ya istemiyorum derse? Ya aldır derse? Aldıracak mıydım?

Hayır! Ben bezelyemle mutluydum. Onu istiyordum. Aras olsun ya da olmasın bezelyemi doğuracaktım.

"ALLAHHHH!",

Aras birden beni tutup etrafımızda döndürünce çığlık attım. Gözü dönmüş gibiydi.

"Aras! Midem bulanıyor! Aras!",

"Oğlum ne yapıyorsun?",

"Eniştemiz kafayı yedi.",

Düğündeki son kalabalıkta etrafımıza toplandığında utançtan ölmek üzereydim.

"BABA OLUYORUM! Baba! BABA OLUYORUM!",

Aras beni bırakıp yüzümün her noktasına öpücükler bırakmaya başlamıştı. Halen başım döndüğü için olduğum yerde duyordum.

"NE?",

"Teyze mi oluyorum?",

"Hala oluyorum!",

"Allah küçük Aras geliyor be!",

Kızlar yanıma gelip beni kucakladıklarında kahkaha atıyordum. Bu tepki beklediğimin ötesindeydi.

Aras'ın bu kadar sevineceğini tahmin etmezdim. Herkes gülerek karşılamıştı. Hande hanımın bile bu haberden mutluluk duyduğu belliydi.

Şimdi gerçekten aile olmuş muyduk?

• • •

"Aras?",

"Hımm?",

"O gün yemekte neden bebeklerin seslerini sevmediği söyledin?",

Aras'ın kolunun altından çıkıp yüzüne baktığımda göz kapaklarını açıp bana baktı. Elimi çıplak tenine koyup, göğüs kıllarını okşadım.

"O gün bebeğe bakışını gördüm. Üzüntüyle bakıyordun. Ben de üzülme diye dedim.",

Dediğinde gülümsedim. Her şeyin bir nedeni olmasına seviniyordum.

"Kendini baba olarak görmediğini de söyledin?",

"İncim, inci tanem. Ben kendimi hep baba olarak hayal ettim. Küçük bir kız çocuğum olsun çok istedim. Küçük bir oğlum olsun onunla futbol oynayayım istedim. Ama sen o gün çocuklara sıcak bakmadığını söyleyince seni üzmemek için öyle söyledim.",

Dediğinde gülümsedim.

"Bak annesiz veya babasız olmadığım için senin acını anlayamam ama ailenin seninle olmayıp işleriyle meşgul olmalarının acısını anlayabilirim. Annesiz kaldığın için çocuk sahibi olmak istemediğinin farkındaydım. Hatta eminim. O yüzden seni zorlamak istemedim. Zaten nikah aceleye gelmişti bir de çocukta acele olsun istemedim. Sen ne zaman istediğinde o zaman olsun istedim.",

Dediğinde dudaklarına yapıştım. Empati yapabiliyor olması bile her şeyden daha değerliydi.

Aras tekrar beni altına aldığında kıkırdadım.

Dudaklarını çıplak tenime bastırdığında dudaklarımı ısırdım. Bir öpücüğü bile mahvediyordu.

Aras boynuma bastırdığı dudaklarını göğüsüme doğru indirdiğinde küçük bir inilti dudaklarımdan kaçmıştı.

Aras dudaklarını göğüslerimden çekip karnıma bastırdığında gıdıklanmıştım. karnımdaki dudaklarını ayırıp konuştu,

"Bence kız.",

Dediğinde gözlerimi açıp Aras'ın mavi gözlerine baktım,

"Bence erkek.",

Dediğimde gülümsedi.

"Her iddiasına varım. Kesinlikle kız.",

Elimi karnıma götürüp sesli bir şekilde konuştum,

"Bezelyeciğim, lütfen babana erkek olduğunu söyler misin.",

"Bezelye mi?",

"Evet.",

"Bu nerden çıktı?",

"Sonuçların çıkmasını beklerken araştırma yapmıştım. Şu an boyutu bezelyenin boyutlarındaymış.",

Dediğimde gülümsemişti. Aras tekrar dudaklarını karnıma bastırdığında kafamı geriye atıp gözlerimi kapattım.

Aras elleriyle bacaklarımı tutup araladığında dudaklarını kadınlığıma bastırdı.

Bu hareketi içimden bir şeyleri harekete geçirmişti. Aras'ın ıslak dilini kadınlığımın içinde hissettiğimde sesli bir şekilde inledim.

Kendimi çekmeye çalıştığımda Aras beni tutup dilini daha fazla içime sokmuştu. Altında kıvranıyordum. En güzel işkence yöntemi bu olmalıydı.

Aras beni yaladıkça ben daha fazla inliyordum. Artık öyle bir noktaya gelmiştim ki Aras'ı daha fazla içimde istiyordum bu yüzden kafasını kadınlığıma doğru bastırdım.

Kıvırcık saçlarına elimi sokup çekerken Aras artık emmeye başlamıştı. Deli gibi ıslanmıştım.

Aras dilini bir ustaymışçasına kullandıkça inlemelerim çığlıklara dönüşmüştü. Mahvoluyordum. Kendimi diri diri mezara gömülüyormuşum gibi hissediyordum. Hem bu kadar acı verici hem de bu kadar mutluluk veren başka bir şey olamazdı.

Aras içimdeki dilini ustalıkla kullanmaya devam ederken yatağın çarşafıyla birlikte dişlerimi sıktım. Beklenilen sona adım adım yaklaşıyordum.

Aras'ın dişlerini kadınlığımın yanaklarında hissettiğimde artık ölmüştüm. Bunun başka bir açıklaması olamazdı.

"Aras..",

"Güzelim..",

"Ahhhh.",

Konuşamıyordum. Kelimeleri, harfleri unutmuştum. Tek isteğim adım adım tırmandığım bulutlardan bir yağmur damlası gibi düşmekti.

Çok geçmeden orgazmın derinliklerini ulaştığımda vücudumun çektiği işkence, mükafatına kavuşmuştu. Nefes nefese kalmıştım. Kalp atış hızım odanın içerisinde yankılanıyordu.

Aras bacaklarımın arasından çıkıp yanıma uzandığında muzipçe gülüyordu.

"Tadına bayılıyorum.",

Dediğinde utanmıştım. Onca sevişmeye rağmen halen utanıyor olmam normal miydi?

Aras'ın göğüsüne başımı koyup kokusunu burnuma çektim. Elim kıllı göğüsünü okşayarak aşağıya doğru gidiyordu.

Aras'a sırıtarak baktığımda göz kapaklarını kapatmıştı, sıra bendeydi.

Aras'ın karın kaslarını hem okşayarak hem de yalayarak kasıklarına doğru indim. Yorganın altından bile belli olan erkekliğini kavradığımda Aras'ın hırlamasını duymuştum.

Elimle erkekliğini sıvazlarken dudaklarımı göğüsüne bastırdım. Göğüsündeki kıllar yüzüme battıkça daha fazla haz alıyordum.

Sertleşen erkekliği avucumun içerisinde bir kalpmiş gibi atıyordu, şişen damarlarını avucumun içinde hissedebiliyordum.

Şahlanmış erkekliğine dilimi değdirdiğimde Aras sesli bir şekilde küfür etmişti.

Bu derece haz almasına, ona zevk verdiğimi bilmek beni mutlu ediyordu.

Ağzımın içine o kadar zor sığıyordu ki boğulacakmışım gibi oluyordum. Ben emdikçe Aras inliyordu.

Bir süre sonra Aras ağızımdan çıkıp boşlamıştı. Sonra beni kucaklayıp temizlenmek için duşa götürdü.

• • •

Gözlerimi açtığımda hava kararmak üzereydi. Saatlerdir yataktan çıkmıyor oluşumuzdan kaynaklı tatlı bir yorgunluk vardı.

Yavaşça başımı kaldırıp Aras'a baktım. Bir çocukmuş gibi uyuyuşunu izledim bir süre. Kirpikleri, uykudan dolayı şişen dudakları, göz etrafındaki kaz ayakları, hepsine dokunmak istiyordum. Bir erkek ne kadar yakışıklı olabilirse o kadar yakışıklıydı.

Yeni yeni çıkan sakallarına bakıp gülümsedim. Kesinlikle traşlı haline göre sakallı hali daha iyiydi. Çenesindeki gamzesine dokudum. Sanki tam işaret parmağıma göreydi.

Saçından yüzüne düşen lülelerini yavaşça çektim. Acaba bezelyeminde saçları kıvırcık olur muydu? Aynı babası gibi mavi gözlere sahip olur muydu?

Heyecanlandım. Acaba kime benzeyecekti? Elimi karnıma götürüp okşadım. Sevgili bezelyem lütfen babana benze. Onun gibi yakışıklı, romantik ve cesur ol.

Dediğimde kıkırdadım. İki gün önceye sorsanız hamile olmaktan korkan ben bugün bebeğimizin kime benzeyeceğini hayal ediyordum. Çok ironik bir durumdu.

Aras'ın adem elmasına dokunarak boynunu okşadım. Sanki tenine değdikçe benden bir iz bırakacakmışım gibi hissediyordum. Ona dokunup hafızama kazımak istiyordum.

Erkeksi kokusunu burnuma çektim. Bu kokuyu duymadan nasıl yaşamıştım bu zamana kadar?

Elimi kaslı geniş gösüne koyup, kalp atış sesini hissetmeye çalıştım. Yavaş bir şekilde atıyordu.

Çok mutluydum ama çokta korkuyordum. Ya bu mutluluğun bir sonu olursa? Ya her güzel şey gibi bu da biterse?

Korkuyordum, Aras'ı kaybetmekten korkuyordum. Bir gün uyandığımda onu yanımda görememekten, bana İncim diyen tok sesini duyamamaktan, erkeksi kokusunu koklayamamaktan korkuyordum.

Sevgi ne kadar çoksa kaybetme korkusu da o kadar çok oluyordu. Aras bu kadar içime işlemişken, bir bütün olmuşken, her şeyin tam tersine dönmesinden korkuyordum.

Gözlerim dolunca kendime küfrettim. Çok ağlamaya başlamıştım. En ufak şeyde ağlıyordum.

Hıçkırarak ağlamaya başladığımda artık kendimi tutamaz olmuştum. Bakışlarımı pencereye çevirip sakinleşmeye çalıştım.

"İnci?",

Aras'ın uyku mahmuru sesini duyduğumda bakışlarımı ona çevirdim.

"Güzelim ne oldu?",

Dediğinde daha fazla ağlamaya başladım. Aras oturur pozisyonuna geçtiğinde ben de geçtim. Göz yaşlarımı silerken konuştum,

"Korkuyorum Aras...",

"İncim? Güzelim ne oldu böyle birden bire? Neyden korkuyorsun?",

"Seni kaybetmekten.",

Dediğimde gülümsedi. Beni kollarının arasına alıp saçlarımı okşarken konuştu,

"Meleğim, ben seni hiç bir zaman bırakmayacağım. Her zaman yanında olacağım.",

"Ya bu mutluluğumuz bozulursa? Ya ayrılırsak?",

"Güzelim, imkansızlar hakkında konuşmayalım. Biz o kadar çok mutlu olacağız ki herkes imrenerek bakacak.",

Dediğinde burnumu çektim.

"Söz mü?",

"Söz incim. Söz güzelim. Sen yeter ki beni sevmekten vazgeçme.",

Dediğinde gülümsedim,

"Ben seni sevmekten asla vazgeçmem. Son nefesimi verene kadar sadece seni seveceğim.",

Dediğimde Aras dudaklarımı dudaklarıyla kapatmıştı. Küçük küçük kondurduğumuz öpücüklerle biraz olsun rahatlamıştım.

Bu aralar girdiğim bu duygu yoğunluğundan çıkmam lazımdı artık. Sulu göz İnci olmaktan sıkılmıştım.

• • •

Geldiğimiz dağ evinin tadını çıkarmakla o kadar meşguldüm ki ders çalışmaya hiç vakit ayıramamıştım. Aras'la el ele etrafta tura çıkıp dağı keşfediyorduk.

"Aras..",

"Güzelim..",

"Ege hocanın düğünde ne işi vardı?",

"Ben davet ettim. Bu fırsatı kaçıracak değildim. Görsün sen kimin karısısın anlasın istedim.",

Dediğinde kıkırdadım. Bu adımın kıskanç halleri de bir başka oluyordu.

"Cuma günü bunu mu konuşuyordunuz?",

"Evet.",

Dediğinde şaşırmıştım. Neredeyse herkes biliyordu tek bilmeyen ben kalmışım gibi hissetmiştim.

"Hande hanım düğünde baya bir eğlendi.",

Dediğimde kahkaha attı. Sanırım o da bunu farketmişti.

"Seni kabul edeceklerini söylemiştim.",

Dediğinde gülümsedim. Gerçekten hayatımız çok güzeldi. Her şeyi yoluna koymuştuk.

"Bezelyemin bir babaannesi ve dedesi olacağı için çok mutluyum.",

Dediğimde dudaklarını şakaklarıma bastırdı. Beni kolunun arasına alıp yürümeye devam ettik.

"O çok şanslı bir çocuk, senin gibi bir anneye sahip olacağı için.",

Elini karnıma götürüp okşadı. Ufacık bezelyemi hissetmek için sürekli elim karnımda geziyordum.

"Senin gibi bir babası olduğu içinde çok şanslı.",

Dediğimde gülümsedi. Bir süre temiz havanın tadını çıkarttık.

"Acaba Tavuk ve Kal ne yapıyordur?",

Aras beklemediği her halinden belli olan sorum üzerine kıkırdayarak cevapladı,

"Merak etme Koray ve Aslı onlara iyi bakıyordur.",

"Aa Koray sizde mi?",

"Bugün Annemlere söyleyeceklerdi.",

Dediğinde sevinmiştim. Bu hikayede mutluluğu hak eden biri varsa o da Aslı'ydı.

Güzel bir tepeye çıktığımızda tüm deniz manzarası ayaklarımızın altındaydı.

"Aras..",

"İncim..",

"Dans edelim mi? Aynı Londra'da sokağın ortasında ettiğimiz gibi.",

Dediğimde Aras gülümsemişti. Aras ellerini belime koyduğu sırada ben de ellerimi boynunda dolamıştım.

Birlikte bir sağa bir sola yavaş yavaş hareket ettiğimizde Aras dudaklarını alnıma bastırdı. Aramızdaki boy farkının avantajlarındandı.

Fikrimin ince gülü
Kalbimin şen bülbülü
Fikrimin ince gülü
Kalbimin şen bülbülü

Aras'ın birden mırıldanmaya başladığı şarkıyla bakışlarımı gözlerine sabitledim. Mavi gözlerindeki pırıltıyı görünce gülümsedim.

O gün ki gördüm seni
Yaktın ah yaktın beni
O gün ki gördüm seni
Yaktın ah yaktın beni

Beni biraz daha kendine çektiğinde kollarımı beline doladım. Başımı arasın omzuna koyup kokusunu içime çektim.

Şarkıyı öyle sessiz mırıldanıyordu ki kulağımın hemen yanında söylemese asla duyamazdım.

Yaktın ah yaktın beni
Yaktın ah yaktın beni

Ellerin ellerimde
Gözlerin gözlerimde
Ellerin ellerimde
Gözlerin gözlerimde

O gün ki gördüm seni
Yaktın ah yaktın beni
O gün ki gördüm seni
Yaktın ah yaktın beni

Mırıldanması bittiğinde derin bir nefes aldım. Aras'la geçirdiğim her saniyenin kıymetini öyle çok biliyordum ki bu saniyeleri hiç bir şeyle değişmezdim.

• • •

Haftaya gireceğim sınavlara son dakika çalışmaya başladığım için kendimi tebrik etmeliydim.

"Kahve mi Sıcak çikolata mı?",

Aras'ın mutfaktan sorduğu soruyla bağırarak cevapladım,

"Sıcak çikolata. Kafein bezelyeme iyi gelmez.",

Aslında kafeinin bebeğe çok zararı olmayabilirdi ama yine de dikkat etmek en iyisiydi.

Aras mutfaktan elinde iki koca kupayla çıktığında gülümsedim.

"Ne çalışıyorsun?",

Aras'ın önüme bıraktığı kupayı tutup bir yudum aldım. Sıcak çikolata boğazımı yakarken içimi ısıtmaya başlamıştı bile.

"Ergonomi.",

"Sorun varsa emrinize amedeyim leydim.",

"Olursa sorarım lordum.",

Dediğimde gülümsedi. Notlarımı temize geçme işine devam ederken Aras konuştu,

"İnci, sana bir şey soracağım.",

"Dinliyorum.",

Yüzüne bakmadan konuştuğumda Aras derin bir nefes aldı. Bu iyi bir sorunun gelmeyeceğini belli etmişti. Bakışlarımı notlarımdan çekip Aras'a çevirdiğimde yüzünde gerginlik hakimdi.

"Ne oldu?",

"Bir şey olmadı.",

"O zaman bu halin ne?",

"İnci.. Sen akrabalarını hiç araştırdın mı?",

Dediğinde kaşlarımı çattım. Nerden çıkmıştı ki şimdi bu?

"Nerden çıktı bu?",

"Bana bu konuda çok fazla şey bahsetmedin.",

Dediğinde gözlüğümü çıkarıp bilgisayarımın kapağını indirdim.

"Beni kabul etmeyen insanları araştırma gereği bile duymadım.",

"Ama ya öyle değilse?",

"Aras! Lütfen o insanları bana karşı savunma. Onlar bunu hak etmiyorlar.",

"Neden?",

Derin bir nefes aldım. Sanırım doğru düzgün açıklamadan sormaya devam edecekti.

"Kazadan sonra karakola gittim. Annemle babamın cansız bedenleri ise hastaneye gitmişti. Karakoldaki babamın arkadaşlarının kahroluşlarını izledim.",

Boğazım düğümlenince yutkundum,

"Samet amca benim başımı okşarken göz yaşları içerisindeydi. Ben her şeyden habersizdim. Sadece rüyada mıyım değil miyim onu anlamaya çalışıyordum. O siyah ceset taşıma poşetleri asla gözümün önünden gitmiyordu.",

Gözlerimden bir kaç damla aktığında hemen kuruladım.

"Beni bir odaya koydular. O odada belki yarım saat belki üç saat geçirmiştim, bilmiyordum. Tek bildiğim boş bakışlarla karşımdaki duvarı izlediğimdi.",

Bakışlarımı Aras'tan alıp avuçlarımın arasındaki sıcak çikolataya çevirdim.

"Samet amcanın sesini duyuyordum. Çok uzaktan gelmiyordu. Yavaşça kapıyı açıp polislerin konuşmalarını dinledim. Babamın babası aylar önce ölmüş, babaannemde beni istememişti. Telefonda sürekli dedemin ölümünden babamı sorumlu tutmuş. Polislerin acır gibi konuşmalarından bunları duymuştum.",

Göz yaşlarım masaya damladığında derin bir nefes aldım. İçimdeki zehri akıtma zamanım gelmişti demek ki.

"Sonra anneannemi aramışlar, anneannem, annemin ölümünü duyunca kahrolmuş. Sonuçta ölen evladıydı. Benim asıl konduramadığım babamın arkasından annesinin ağlamıyor okuşuydu. Bir anne nasıl evladını umursamazdı? Yedi yabancı insanlar bile kaç gün babamın yasını tutmuştu. Bir anne nasıl oğlunun ölümüne üzülmezdi?",

Bakışlarımı Aras'a çevirdim. Sanırım babamla ortak bir noktaları vardı. Aras acı bir gülüşle pencereden dışarıya baktığında mahvolmuştum.

"Annemin babası, telefonu alıp benim ne kızım ne de torunum var, yetiştirme yurdunu verin, demiş. Samet amca bunu ağlayarak anlatıyordu. Sanırım annesiz ve babasız kalmamın yanında sahipsiz kalışımamada üzülmüştü. Annemin babası, yani dedem, bu olayların başı gibiymiş zamanında. İlk önce karşı çıkan, ilk önce evladını silen hep o olmuş. Hatta anneannemi de bu konuda sorumlu tutmuş sürekli. Annem 2 yılda bir anneannemle mektuplaşırdı. Mektuplarda hep dedemi kötüleyip ona engel olduğunu yazmış.",

"Anneanneni aramadın mı hiç?",

"Hayır. Çünkü ben annem gibi düşünmüyordum. Hele şimdi bu kararım yüzünden kendimle gurur duyuyorum.",

"Neden?",

"Aras, bir anne her ne olursa olsun, ister kocası onu boşasın ister dayak yesin ama hiç biri bir anneyle evladın kavuşmasına engel olamaz, olmamalı. Anne olan yapamaz. Ben bile bezelyeme bir şey olacağından o kadar çok korkuyorum ki sürekli kendimden önce onu düşünüyorum ama anneannem yıllarca annemi görmemiş arayıp sormamış. Ben doğduğumda beni görmek bile istememiş. Anne olan kadın her şeyi göze alır, yalan dolanla bile olsa kızını görmeye gelirdi.",

Öfkem gitgide artıyordu. Hepsinden nefret ediyordum. Hiç birini sevmiyordum.

"Her neyse kısacası benim bu hayatta bezelyemden ve senden başka ailem yok.",

Dediğimde oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Kollarının arasına aldığı vücudumla birlikte konuştu,

"Ben her zaman seninle olacağım güzelim.",

Dediğinde gülümsedim. Tek moral kaynağım buydu. Hiç ayrılmayacak olamamızdı.

Continue Reading

You'll Also Like

122K 6.5K 17
Mezopotomya topraklarına genç bir kız gelip geçti. Adı: Azra Öztürk'tü! Hayallerinin peşinden koşan umut dolu genç bir Öğretmendi Azra. İstanbul'un e...
105K 3.7K 7
Eğer hayat bana ikinci bir seçim hakkı daha vermiş olsaydı bu hakkı Kılıç Şahbazoğlu'undan boşanmak için kullanırdım.
46.4K 4.5K 11
leelix: merhaba leelix: öpüşebilir miyiz lütfen •texting •minific
2.4M 38.1K 27
Bol +18 olcaktır. 18 yaşından küçükler ve rahatsız olanlar okumasın. #2 - Henrycavill