BÖLÜM • 31

32.5K 1.1K 459
                                    

"İnci.",

Merdivenlerde durup arkama baktım. Aslı bana gülümseyerek bakıyordu. Yüzünden bir şey söylemek istediği belli gibiydi. Çıktığım bir kaç basamağı inip Aslı'nın yanına geldim.

"Efendim?",

"Abim ne zaman gelecek biliyor musun? Aradım telefonunu açmadı da.",

Dediğinde kaşlarımı çattım. Aslı'nın Aras'la konuşacağı her ne ise oldukça önemliymiş gibi duruyordu.

"Bu akşam geç gelecekti. Adalar projesi için çalışıyorlar biliyorsun.",

Dediğimde başını sallayıp beni onayladı. Ellerini birbirine bastırıp tırnak kenarlarıyla oynuyordu. Sakin kalmaya çalışsada hiç sakinmiş gibi durmuyordu. Gözleri kızarmıştı. Dudakları ısırılmaktan yara olmuştu. Aslı'daki sorun her ne ise tahminimden de büyük duruyordu.

"Aslı.. Benimle konuşabileceğini biliyorsun değil mi? İyi bir dinleyici ve iyi bir sır saklayıcığımdır.",

Dedimde gözlerini benden kaçırdı. Söyleyip söylememek konusunda karasız gibiydi.

"Ayrıca içinde tuttuğunu şey her ne ise seni yıpratmaya başlamış. Biriyle konuşmak iyi gelebilir.",

Dediğimde gözlerimin içine baktı. Güvenip güvenemeyeceğine karar vermeye çalışıyordu.

Sıcak bir gülümseme bahşedip kolunu okşadım.

"Abime söylemeyeceksin?",

"Abinle aramda sır olmasından hoşlanmasamda senin için bu sırrı saklamaya razıyım.",

Dediğimde derin bir nefes verdi.

"Peki, gel seraya gidelim.",

Dediğinde bana doğru uzattığı koluna girdim. Birlikte kapıdan çıktığımızda sonbaharın soğu yüzümüze çarpmıştı. Birlikte taşlık zeminde yürüyerek seraya geldik. Aslı seranın kapısını kapattığı sırada ben de masanın yanındaki sandalyelerinden birine oturdum.

"İnci, abime söylemeyeceksin. Kimse bilmeyecek tamam mı?",

Son bir kez daha benden onay aldığında gülümsedi.

"Ben biriyle çıkıyorum.",

Dediğinde gülümsedim. Hemen karşıma oturduğu için yüzündeki mutluluğu görebiliyordum. O zaman az önceki endişe de neyin neseydi?

"Aslı bu çok güzel ve normal bir şey. Bunu niye saklamak istiyorsun ki anlamıyorum?",

Dediğimde dudaklarını ısırdı. Yüzündeki endişe tekrar nüksettiğinde kaşlarımı çattım,

"Çünkü çıktığım kişi abimin en yakın arkadaşı Koray. Koray Atmaca.",

Dediğinde kaşlarım daha da çok çatılmıştı. Koray ile henüz tanışmamış olsamda ismini Aras'ın ağzından defalarca kez duymuştum. Bildiğim kadarıyla Koray'la bizim kızlarla olduğumuz gibi çocukluk arkadaşıydı.

Koray'ın İstanbul'a geri döndüğünü bilmiyordum. Koray kendisine kalan aile şirketinin başına geçip Dubai'ye taşınmıştı. O yüzden Aras ile çok sık görüşemiyorlardı.

"Koray İstanbul'da mı?",

"Evet.",

"Aras söylemedi. Bir dakika Aras'ın haberi var mı?",

Dediğimde Aslı başını düşürdü. Demek ki Aras'ın haberi yoktu. Gizli mi gelmişti yani?

Aras ve Koray liseye geçtiklerinde kendi ikili gruplarına Su'yu da dahil etmişler, bu üçlü Üniversite zamanlarında ayrı yerlere dağılmışlardı. Koray, Almanya'ya. Su, Fransa'ya. Aras ise İngiltere'ye okumaya gitmişti. Ve bu üçlü dağılmıştı.

CEVHERİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin