CEVHERİ (+18)

By lalelikoyunkavalcisi

2M 67.4K 19.4K

+18 ve üzeri içindir. More

BÖLÜM • 1
BÖLÜM • 2
BÖLÜM • 3
BÖLÜM • 4
BÖLÜM • 5
BÖLÜM • 6
BÖLÜM • 7
BÖLÜM • 8
BÖLÜM • 9
BÖLÜM • 10
BÖLÜM • 11
BÖLÜM • 12
BÖLÜM • 13
BÖLÜM • 14
BÖLÜM • 15
BÖLÜM • 16
BÖLÜM • 17
BÖLÜM • 18
BÖLÜM • 19
BÖLÜM • 21
BÖLÜM • 22
BÖLÜM • 23
BÖLÜM • 24
BÖLÜM • 25
BÖLÜM • 26
BÖLÜM • 27
BÖLÜM • 28
BÖLÜM • 29
BÖLÜM • 30
BÖLÜM • 31
BÖLÜM • 32
BÖLÜM • 33
BÖLÜM • 34
BÖLÜM • 35
BÖLÜM • 36
BÖLÜM • 37
BÖLÜM • 38
BÖLÜM • 39
BÖLÜM • 40
BÖLÜM • 41
BÖLÜM • 42
BÖLÜM • 43
BÖLÜM • 44
BÖLÜM • 45 • FİNAL
• ÖZEL FİNAL •

BÖLÜM • 20

43.1K 1.4K 261
By lalelikoyunkavalcisi

Okula giriş yaptığımda etrafta az kişi olduğunu gördüm. Ders başlamış olmalıydı. Koşturarak binaya girip dersimin işleneceği kata çıktım. Baştan üçüncü kapıyı tıklattığımda içeriden Zeynep hocanın sesini işittim.

"Gel.",

"Günaydın hocam, girebilir miyim?",

"Günaydın. Gel.",

Dediğinde gülümseyerek içeriye girdim. Gözlerimle koca sınıfa bir bakış attığımda Çınar arka sırada oturmuş bana bakıyordu. Hemen onun yanına doğru gidip oturdum.

"Günaydın.",

"Günaydın. Nasılsın?",

"İyiyim sen?",

"İyi ne olsun işte.",

Dediğinde gülümsedim. Zeynep hoca tahtayı açıp derse başladığında kol çantamdan defterimi ve kalemliğimi çıkartıp, anlattıklarını not almaya başlanıştım.

Sabah Aras erkenden çıkmak zorunda kalmıştı. Dersi vardı ve yetişmesi gerekiyordu. Çok geçmeden ben de arkasından hazırlanıp çıkmıştım. Çıkmadan önce evi toplamayı unutmamıştım. Dünün dağınıklığı olduğu gibi duruyordu çünkü.

Çınar, "Acıktım ya."

Dediğinde not defterimdeki bakışlarımı ona çevirip yüzüne baktım. Dersten sıkılmışa benziyordu. Aslında blok yapıldığı için ben de çok sıkılmıştım.

"Ben de.",

Dediğimde sınıfın kapısı çalmıştı, merakla kapıya baktım.

Zeynep hoca, "Gir.",

Kapı açılıp içeriye asistanlardan biri girince konuştu,

"Hocam, toplantı için sizi bekliyorlar.",

"Aa doğru ben onu unuttum.",

Zeynep hoca elini alnına götürüp unuttuğu şey için hayıflanırken bize doğru dönüp konuştu,

"Ders bitti arkadaşlar. Çıkabilirsiniz.",

Dediğinde not defterimi ve kalemliğimi tekrar çantama sokup, Çınar'la birlikte sınıftan çıktık. Birlikte yemekhaneye geldiğimizde o önde ben arkada yemek dolu tabildotları alıp boş masalardan birine geçtik.

Çınar, "Köfte patates ve pilav mı bayılırım!",

"Ben de çok seviyorum.",

"Ketçabı uzatır mısın?",

Dediğinde önümdeki ketçapı uzatmıştım. Gözlerim Çınar'ın arkasında bir yere odaklandığında kaşlarımı çattım. Aras ve Cansu birlikte yemek yiyip sohbet ediyorlardı. Cansu'nun kahkahası yemekhanede yankılandığında dişlerimi sıktım.

Aras önündeki köftelerden birini ağzına attığında gözlerimiz birleşti. Beni gördüğü için şaşırmışa benziyordu. Sonra bakışları Çınar'ı bulunca kaşlarını çattı.

Çınar, "İnci?",

Bakışlarımı Aras'tan çekip, Çınar'a çevirdiğim de sorgulayıcı bakışları üzerimdeydi.

"Sen beni dinlemiyor musun?",

"Dalmışım özür dilerim.",

"Ne oldu? Yüzün düştü.",

Dediğinde bir şey söylemeyip önümdeki köfteyi ikiye kestim. Çınar arkasına baktığında neye sinir olduğumu anlamıştı.

"Ovv yeni asistanı görmüşsün.",

İkiye ayırdığım köftelerden birini alıp ağzıma attım.

"Takma kafana sadece asistan.",

"Süper mini giyen bir asistan.",

"Bakıyım.",

Çınar hemen arkasına dönüp baktığında kafasına tokatımı geçirdim. Öyle dik dik baktığı için anlayacaklardı. Çınar kafasını tutup tekrar bana doğru dönmüştü.

"Ya ne vuruyorsun kızım.",

"Bakıp bakıp durma anlayacaklar.",

"Efsane güzel kadın ama.",

Dediğinde gözlerimi devirdim. Bu gerçek yeterince canımı sıkıyordu zaten bir daha söylemesine lüzum yoktu. Patateslerimden bir kaç tane alıp ağzıma attım.

Telefonumun bildirim sesiyle cebimden çıkardım. Mesaj Aras'tandı. Bakışlarımı kaldırıp Aras'a baktığımda elinde telefonla bana bakıyordu. Mesajını açıp okumaya başladım.

"Yemekten sonra odama gel.",

"Neden?",

"Dediğimi yap İnci.",

Son mesajını okuduktan sonra tekrar bakışlarımı Aras'a çevirdiğimde Cansu'ya bir şey söyleyip ayaklanmıştı. Cansu halen oturup yemek yemeye devam ediyordu. Aras bana bakarak yemekhaneden çıkmıştı. Ne olmuştu böyle? Çınar önündeki yemeği çoktan bitirmiş benimkileri yemeye başlamıştı.

"Çınar, benim bir işim var derste görüşürüz.",

"Yemeğini yemiyor musun?",

"Hayır.",

Bir şey söylemeden tobildotu önüne çekip yemeye devam ettiği sırada ben de ayaklanıp yemekhaneden çıktım.

Merdivenleri çıkıp Aras'ın odasının olduğu kata geldiğimde kapısı açıktı. Yavaşça yaklaştığımda masanının üzerindeki A4'lerle uğraştığını gördüm. Açık kapıyı tıklattığımda bakışları bana dönüp gülümsedi. Odaya girip kapıyı kapattığımda konuşmaya başladım,

"Ne oldu?",

Aras oturduğu yerinden kalkmış, benim yanıma gelip ellerini belime dolamıştı.

"Bir şey olmadı. Seni görmem için bir şeyin mi olması lazım. Sadece özlemiş olamaz mıyım?",

"Sabah gördün ya.",

Aras dudaklarını dudaklarıma bastırdığında hemen kendimi geri çektim.

"Biri gelecek şimdi Aras.",

Dediğimde umursamadan tekrar dudaklarımı öpmeye başlamıştı. Dudaklarımı bu sefer hemen çekemesemde bir süre sonra çekebilmiştim.

"Ciddiyim. Yakalanacağız.",

Dediğimde Aras kaşlarını çatmıştı.

"Ne o sevgilim olduğunu saklamaya çalıştığın biri mi var?",

Dediğinde ben de kaşlarımı çatmıştım. Ne alakaydı şimdi bu?

"Aras sen ne dediğinin farkında mısın?",

"Gayet farkındayım. Çınar'ın bilmesinden mi çekiniyorsun? Öğrenirse seninle takılmaz mı?",

Kollarımı önümde bağlayıp derin bir nefes çektim. İşte şimdi kıskançlıktan saçmalamaya başlamıştı.

"1.si sevgili olduğumuzu bilmemeleri gerektiğini sen söylemiştin. 2.si Çınar'ı mı kıskanıyorsun?",

"Hayır o lavuğu niye kıskanacakmışım.",

Tek kaşımı kaldırıp baktığımda inanamadığımı anlamıştı. İnanılacak bir savunma yapmamıştı zaten. Aras pes edip konuştu,

"Tamam kıskandım. Sürekli etrafında dolaşmasından rahatsız oluyorum.",

Dediğinde derin bir nefes alıp konuştum,

"Biraz olsun nasıl hissettiğimi anlamışsındır.",

Dediğimde birden odanın kapısı açılmıştı. İkimizde açılan kapının arkasındaki kişiye baktığımızda kaşlarımızı çattık. Kapı çalmayıda mı beceremiyordu?

"Cansu kapıyı çalmadan niye giriyorsun?",

Aras, sert ses tonuyla Cansu'dan hesap sorunca gülümsedim.

"Şey ben burada olduğunuzu bilmiyordum.",

Dediğinde araya ben girdim,

"Aras hocam, vize konularını isterseniz ben daha sonra alırım.",

Dediğimde Aras kafasıyla beni onayladığında odadan çıkmıştım. Cansu'yu gördükçe sinirlerim tepeme çıkıyordu.

Sakinleşmek için kendimi bahçeye attığımda kızları gördüm. Hemen yanlarına doğru yürüdüğümde Ece beni farketmişti.

"Aa İnci? Senin derste olman gerekmiyor muydu?",

Oturduğu banka oturup sorduğu soruyu cevapladım,

"Ders erken bitti. Siz ne yapıyorsunuz?",

Başak, "Ece'nin katıldığı parti hakkında konuşuyorduk. Sen ne yapıyorsun?",

"Hiç bir şey.",

Gizem, "Bir şey olmuş. Noldu?",

Dediğinde kızlardan bir şey saklayamadığım gerçeği gün yüzüne çıkmıştı. Onlara yalan söyleyemiyordum. Söylesem bile ya çok belli oluyordu ya da anlıyorlardı.

"Cansu. Aras'ın asistanı. Sinirlerimi bozuyor.",

Başak, "Ha şu mesele.",

Cansu'yu onlara anlatmamıştım ki. Nerden biliyorlardı.

"Siz nerden biliyorsunuz?",

Ece, "Seninkiyle asistanını sabah okula girerken gördük.",

Dediğinde sıkıntılı bir nefes verdim. Demek ki dikkat çekecek kadar farkediliyordu.

"Bir şey yapmam lazım.",

Gizem, "Hemen icraata geçmezsen çok geç kalacağını söylemek isterim kuzum.",

Ece, "Gizem abartmıyor musun acaba? Alt tarafı bir asistan.",

Başak, "Manken gibi bir asistan.",

Gizem, "Ayrıca okulda nasıl giyinileceğini bilemeyecek kadar da salak biri.",

"Gizem! Tamam ya kız sırf güzel diye hakaret etmemize gerekmiyor.",

Başak, "Ne yapacaksın?",

"Bilmiyorum. Aras'a güveneceğim sanırım.",

Dediğimde kızlar da bir şey dememişti. Elimden sadece bu geliyordu. Bir şey yaparsam sevgili olduğumuzun haberi yayılır diye de korkuyordum. O yüzden bir şey yapamamaya karar verdim. Aras'a güvenmek şu an yapacağım tek şeydi.

• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •

2 Ay Sonra

Aras'ın odasının kapısının önünde dikilmek sandığımdan daha kolaydı. İçeriye girmek için çekiniyordum. Cansu'nun odada olma ihtimali bile burdan çekip gitmem için bir nedendi.

Ama elimde bilgisayarımla canım Aras hocamdan kritik alma zorunluluğum vardı. Derin bir nefes verip kapıyı çaldım. Aras'ın sesi kulaklarımı doldurduğunda yavaşça kapıyı açtım.

Gözlerim ilk Cansu'ya takılmıştı. Üzerindeki gri elbisenin tam oturmuş olması oldukça sexy göstermişti. Cansu elindeki telefonla kendi masasında oturuyordu.

"İnci?",

Aras'ın sesini işittiğimde girdiğim trans halinden çıkıp Aras'a baktım.

"Ne oldu?",

"Şey hocam bugün için kritik vereceğinizi söylemiştiniz onun için gelmiştim.",

Dediğimde Aras kafasıyla beni onaylamıştı. İçeriye girip arkamdan kapıyı kapattım. Elimdeki bilgisayarı Aras'ın masasına koyup, uyku modundan çıkardım. Ekranda beliren projeyle Aras'ın bakışları oraya yoğunlaştı.

Çantamdan not defterimi ve kalemimi çıkarıp Aras'ın söylediği hatalarımı not etmeye başladım.

"İnci bak burada nasıl bir hatan var?",

Aras eliyle bilgisayarda bir nokta gösterdiğinde biraz daha ona yaklaşıp gösterdiği yere baktım. Ama odaklanamadım. Çünkü Aras'la aramda sadece milimler vardı. Erkeksi kokusu burnumu doldururken başım dönmeye başlamıştı.

Bakışlarımı Aras'a doğru çevirdiğimde hareket halindeki dudakları, yeni bıraktığı bıyıkları, kestirdiği saçları, gözünün etrafındaki kaz ayakları, mavi gözlerindeki ışıltı, kırmızı dudakları, beni kendine çekmiş transa girmiştim. Aras'ın söyledikleri bir uğultu haline dönmüştü. İçim gidiyordu bu adama.

Bakışlarım boynuna gittiğinde saklamaya tenezzül bile etmediği morluklara gülümseyerek baktım. Onlar benim eserimdi.  Onunkileri ise fondöten ile kapamak için baya uğraşmıştım.


"İnci?",

Aras'ın adımı tekrar seslendiğini duyduğumda transtan çıktım.

"Ah evet anladım hocam.",

Dediğimde ona bakıp dalıp gittiğimi anlamaması için uğraşıyordum. Aras elimin üzerine elini koyduğunda donup kalmıştım. Yanımızda Cansu vardı.

"İnci, fareyi diyorum verir misin?",

Elimin altındaki fareyi aldığında yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Neler oluyordu bana böyle?

Bir süre sonra verdiği kritik bittiğinde bilgisayarımı topluyordum. Cansu bakışlarını Aras'a çevirip konuşmaya başladı.

"Aras, kamp için bir kaç kişi geri dönüş yaptı. Uygun alan mevcutmuş, öğrencilere duyuru yapalım mı?",

Cansu'nun cümlesinde bir çok şeye takılı kalmıştım, mesela ilk önce Aras'a, Aras hocam, Aras bey gibi hitap şekilleri yerine direkt Aras demiş olmasına takılmıştım. Sonra kamp mı demişti o? Kamp ne alakaydı. Başbaşa kampa gideceklerdi yoksa?

"Olur duyuruyu yap Cansu.",

Aras'ın cümlesine gülümsediğinde bakışlarını bana çevirip konuştu,

"O zaman ilk duyuruyu İnci'ye yapayım. İnci haftaya kampa gidiyoruz hafta sonunu orada geçireceğiz ne dersin?",

Gülümseyerek sorduğu soru üzerine omuz silkip konuştum,

"Bilmiyorum ki. Yani ben çok kamp işinden anlamam. Sadece mimarlık fakültesi mi gedecek?",

"Evet, Aras'ın fikriydi. Finallerden önce eğelenelim istedi.",

Dediğinde bakışlarımı Aras'a çevirdim. Bana niye daha önce bundan bahsetmemişti?

"İnci, pek kamp insanı değil galiba. O yüzden zorlama istersen Cansu.",

Aras'ın benim hakkımda yaptığı yorum üzerine sinirlerim ayağa kalkmıştı.

"İyi o zaman, ben bizim için uyku tulumu siparişi veriyorum Aras.", 

dediğinde telefonu eline alıp alışveriş sitesine giriş yapmıştı. Bizim için mi demişti o? Biz? Aras ve Cansu?

Kızgın bakışlarımı Aras'a çevirdiğimde bana bakmıyordu. Tabii niye baksın, bakacak yüzümü vardı. Adi!

"Cansu!",

Cansu telefonundaki bakışlarını küaldırıp bana baktığında konuştum,

"Aslında Çınar kamp işlerinde çok iyidir. Onunla gelmek isterim. Çınar ve beni listeye ekleyebilirsin.",

"Tamamdır.",

Dediğinde bakışlarımı tekrar Aras'a çevirdim. Bu sefer kızgın bakan oydu. Umrumda mıydı? Asla. Az bile olmuştu. Pislik!

Bilgisayarımı alıp odadan çıktım. Çınar'ı bulup bu durumdan bahsetmem gerekiyordu ve büyük bir ihtimal ikna etmek için bir çok isteğini kabul etmeliydim.

• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •

"Çınar lütfen ya! Diyorum ki bu benim için hayat memat meselesi!",

Çınar omuz silkmeye devam ediyordu. İstisnasız bir buçuk saattir ikna etmek için uğraşıyordum.

"Bir şartla!",

"Her şarta kabulüm. Nolur yeter ki gel!",

Dediğimde bu halime gülmüştü. Şartını merak ediyordum.

"Ece'yle başbaşa yemek ayarlayacaksın.",

Dediğinde şok olmuştum. Şok olduğum Ece'den hoşlanmış olması değildi. Yaklaşık iki haftadır bu durumun arkındaydım. Bana soracak olursanız Ece'nin de Çınar'a karşı boş olmadığıydı. Ama işte iki öküz insanın kavuşamamasına şahit oluyordum.

Benim şaşırdığım nokta ise bunu Ece'nin de bunu söylemiş olmasıydı. Tabii bunu Çınar'a söylemeyecektim. Çınar dostum olabilirdi ama Ece kız kardeşimdi ve ben kız tarafıydım. Gerçi  erkek tarafı olmakta hiç fena olmazdı.

"Tamam vallaha söz. Kamptan gelir gelmez size muhteşem bir akşam yemeyi ayarlayacağım.",

Dediğimde Çınar uzattığım elimi kavrayıp sıkmıştı. Girdiğimiz anlaşma sonucunda ikimizde kazanıyorduk. Geriye sadece kampa gitmek kalmıştı.

Telefonumun bildirim sesiyle elimi çekip telefonumu açtım.

"Çınar'la kampa mı geleceksin bir de?",

Aras'ın bu cümlede bir sürü küfür sakladığından emindim ama bu savaşı o başlatmıştı. Ben ona güvenip bir şey yapmamışken o beni yanıltıp çok şey yapmıştı. Mesela Cansu ile senli benli olmuş o da yetmemiş kampa da birlikte gidiyormuş. İşte bu savaş nedeniydi.

"Evet. Bu seni niye ilgilendiriyor?",

"Sevgilin olduğum için olmasın?",

"Artık eski sevgilim, yeni düşmanımsın Aras Rüzgar Cevheri!",

"Ne?", "Ne eski sevgilisi? Ne düşmanı İnci? Neler oluyor?",

"Sence?",

"?"

"Cansu ile gidileceğin kamp için çok heyecanlıydın.",

"Kampı düzenleyen hoca olarak benim gitme mecburiyetim var. Ayrıca diğer hocalarda kampta olacak.",

Yemiş miydim? Tabii ki hayır. Doğru olsa bile umrumda değildi. Benim gelmemi istemiyor oluşu bile bir sorundu.

"Cansu'yu da başbaşa kalmak istediğin için götürüyorsundur.",

"Ne alakası var İnci? Asistanım olduğu için geliyor.",

"Beni niye istemedin o zaman?",

"Sen kamptan nefret edersin. Böceklerin, yılanların, ayıların, seni korkuttuğunu söylerdin hep.",

Dediğinde bu bile yeterli gelmemişti. Bana Cansu ile gideceğinden bahsetmiş olsaydı elbette gelirdim. Ama o bahsetmeyi bırakın konusunu bile açmaya tenezzül etmemişti.

"Yanılmışsın! Çınar bana bu konuda çok yardımcı olacak. Belki geceyi onun çadırında geçiririm.",

Yazıp gönderdim. Ağır mı olmuştu? Hayır! En iyisi bu olmuştu. Beter olasıca! Daha bu azdı bile ona!

Aras'ın yazdıklarını görmemek için telefonumu sessize alıp cebime attım. Şu an ilgilenmem gereken bir çöpçetanlık işi vardı.

Continue Reading

You'll Also Like

103K 3.3K 6
Eğer hayat bana ikinci bir seçim hakkı daha vermiş olsaydı bu hakkı Kılıç Şahbazoğlu'undan boşanmak için kullanırdım.
667K 23.8K 22
Falçata kara semti'nin kapılarını sizin için açıyor... 🔈Uyarı ağır psikolojik şiddet mevcut dayanamayan lütfen okumasın..
43.2K 1.9K 39
"TUTKU KOKANLAR SERİSİ 1" Genç kız işini bitirip kabinden çıktı askıda duran beyaz havlusuna sarındı saçlarınıda minik havlusuna sarıp dışarıya çıktı...
8K 82 7
Melekler ihanet eder mi? Benim Meleğim 45 yaşındayken 24 yaşında oğlu 19 yaşında kızı varken, 27 yıllık evliyken FEC den tanıştığı kendisinden 11...