Cԋɾιʂƚɱαʂ Gιϝƚ ☆ Larry Stylin...

Od AllaireNora

8.5K 837 1.5K

"Gidiyorum." Harry'nin sesi titremişti. Louis kaşlarını çattı. "Ne?" "Bu şehirden, senden... gidiyorum." Yayı... Viac

Tanıtım
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm

27. Bölüm

205 17 13
Od AllaireNora


Yüzüme çarpan şeyle korkuyla uyandım.

"Ne bokum oluyo-"

"Uyan uyan uyan, hadi uyan!" En sonunda gözlerimi ovuşturup da karşımda elinde yastık tutan Niall'ı görünce gözlerimi devirdim.

"Niall... ne oldu?"

"Sabah olunca uyanman için önemli bir sebebe mi ihtiyacın var?"

"Ne alaka, niye sabahları uyanıyoruz mesela? Neden sabahları uyumuyoruz da geceleri yatıyoruz?" Suratını buruşturarak baktı bana.

"Boş yapıyorsun, yapma. Sabah yine beynin cillop gibi maaşallah."

"Maaşallah?" Dedim gülerek.

"Zayn öğretti." Dedi gururla. Kıkırdayarak yattığım yerden doğruldum. Yandaki Louis'nin yatağı boştu.

"Onlar çoktan aşağıya indiler."

"Onlar?" Dedim gözlerimi irice açarak.

"Merak etme Belle ile değil. Zayn ile indiler, gerçi her halde sevgilisiyle de orada buluşur. Aaa, unutmuşum senin de sevgilin vardı değil mi? Öptüğün çocuğun sevgilisinin -ki o kişi hoşlandığın kız- kardeşi. Doğru, bana bayağıdır bir şeyler anlatamadığın için geç yetişip hatırlıyorum."

"Niall... cidden önümüzdeki en az bir yıl bu konu yüzünden bana trip atacaksın değil mi?"

"Tabii, ne sandın?" Dedi iki kolunu göğsünün üzerinde çapraz bağlarken. "Cidden Harry..." dedi bir anda o da yatağa oturarak. "Ne yapmayı planlıyorsun?"

"Ne... ah, ben... Ben bilmiyorum." Gözlerimi kaldırıp ona baktım. "Gerçekten."

"Her defasında bu cevabı veriyorsun." Dedi düşünceli bir şekilde gözlerini yere çevirerek. "Harry," tekrardan göz göze gelene kadar duraksadı. "Sana bir şey soracağım ama dürüst cevap vereceksin, tamam mı?"

"Peki?" Dedim sorgulayarak. Kabul etmeliyim, bu biraz rahatsız etmişti, ne soracagini merak ediyorum.

"Acaba bir ihtimal... Belle'yi artık sevmiyor olabilir misin?" Ah...

Belle'yi hala seviyor muydum?

"Ben... evet, evet." Derin bir nefes aldım. "Seviyorum. Yoksa niye Louis ile bu kadar şey olayım?"

"Şey? Siz de bir garipsiniz. Bir kavga etseniz beş dakika sonra yakınlaşıyorsunuz ama ne zaman her şey yolunda olsa mutlaka bir sorun, pürüz çıkıyor." Dudaklarımı büzerek gözlerimi ondan kaçırdım. "Harry... soruyu sorduğumda en başta sorguladın."

"Ne?"

"Belle'yi hala sevip sevmediğini sorduğumda, duraksadın. Belki de onu artık sevmiyorsundur? Sadece bu kadar yıl peşindeyken Louis'nin bir anda onu çaldığı düşüncesi seni hırslandırdı?"

Bunu... daha önce düşünmüştüm ama...

Bilmiyorum, Niall'dan bunu duymak... farklı hissettirdiği kesin.

"Ne yani? Artık onu sevmediğimi mi düşünüyorsun?"

"Paranoya gibi bir şey sanki. Yani yanlış anlama ama sırf Belle ve Louis'ye karşı gıcıklığına Sophia ile çıkman hiçbir şey anlam ifade etmiyordu."

"Bunu zaten neden yaptığımı bilmiyorum bile..."

"Belle ve Louis'den intikam alacağını düşünüp düşüncesiz davrandın?"

"Bilmiyorum, belki onun gibi bir şey."

Derin bir nefes verdi. Beni çaresiz bir hastası gibi gördüğüne adım gibi eminim. Aynı durumda ben de olsam ben de öyle düşünürdüm gerçi.

"Ee sonuç olarak?"

"Bilmiyorum..."

"Ne zaman 'bilmiyorum'dan başka bir cevap alacağım?" Dedi gülerek. Tekrardan 'bilmiyorum' diyeceğim sırada kendimi frenledim. "Yine 'bilmiyorum' diyecektin değil mi?" Dedi kıkırdayarak. Cevap olarak sadece başımı usulca sallayarak yetindim.

"Senin yüzünden çok ciddi bir insan olmaya başladım, bu sorulara bir an önce cevep bulsan iyi olur. Aklı başında bir birey ve tavsiye verici olmak için henüz çok gencim, beni orala sürükleme." Dediği şeye gözlerimi devirirken o da kalkıp kapıya doğru ilerledi.

"Hızlı ol da aşağıya in. Gerçi yüzünü gizlesen iyi olur dün akşamki kavgadan sonra hocaların seni bir yerde görüp boğmalarını istemiyorum. Henüz en yakın arkadaşımı kaybetmek için de çok gencim."

"Of, cidden dünü hiç hatırlatma."

"En azından hemen ayırmışlar da sizi patatese dönmemişsiniz."

"Hah, patatese mi? Ben mi?"

"Ağzımı açtırma, karınca bile ezemezsin sen. Ne olduysa Louis'den sonra oldu zaten. Bir totoşun kalktı senin, havalı havalı davranmalar falan..." Gözlerimi kısarak kınarcasına ona baktım.

Gerçi haksız da sayılmazdı. Ne olduysa Louis'den sonra olmuştu. Evet.

Niall'ın kapıyı kapatıp gitmesiyle beraber ben de kendimi yatağa geri attım.

Sadece uyumak istiyorum. Belki de düşünmeye falan ihtiyacım vardır, Aç falan değilim.

♧♧♧

Sevmiyor muyum?

"Ah gerçekten o kadar şey kaçırdınız ki!" Dedi Belle heyecanla, sonra da portakal suyundan birkaç yudum daha aldı.

"Hey, daha fazla bahsetmesene bu anca onları üzüyor." Dedi Zayn gözlerini kısarak Belle'ye bakarken.

Hayır, hayır.

Belle'yi seviyordum.

Ben-

Seviyor muyum onu?

Tam o sırada Sophia masanın altından elimi tuttu. "Özür dilerim, hepsi benim suçum." Dedi sessiz bir şekilde. Masadaki herkesin başı ondan yana dönmüştü ama o ayakkabılarını izliyordu. Daha iyi hissetsin diye ben de onun elini tuttum. Bunun için kendini bu kadar üzmedi gerekmezdi. Sophia olmasaydı da Lucas olayı yüzünden Simonlarla her halükarda kavga ederdik zaten.

Çünkü o kadar kolay bırakacak tipe benzemiyordu o manyaklar. Ama bunu Sophia'ya anlatamazdım sonuç olarak Louis ile alakalı bir durumdu.

Daha da uzun süre kalmamıştık o masada, sonra herkes odalarına çıkmıştı akşam olduğu için.

Beni asıl kötü hissettiren Sophia'nın, ceza alanın ben olmama rağmen benimle beraber kalıp hiçbir etkinliğe katılmamasıydı. Cezalı olan bendim, ama o eğlenmek için heyecanlanla geldiği gezide benim yüzümden eğlenemiyordu.

Odaya girince iki kolumu da yana açarak kendimi yatağa attım.

"Ne müthiş bir gezi." Dedi Louis alaycı bir şekilde kıkırdarken. Hiçbir şey demeden başımı kaldırıp suratına baktım.

"Louis." Dedim suratına düz bir ifadeyle bakarken.

Ben...

'Ne?' dercesine suratıma baktığında boğazımı temizledim.

"Birini... Birini sevdiğini nasıl anlarsın?" Bir süre gözlerimin içine baktı.

"Belle'yi sevmiyorum, eğer buraya bağlayacaksan konuyu."

"Hayır, hayır bu yüzden değil."

"Belle'den sonra Sophia'ya mı aşık oldun?" dedi düz bir ifadeyle gözlerimin içine bakarken.

"Hayır, saçmalama. Sadece sorumu sevapla." Bir süre sessizce bekledikten sonra bir iki adım uzandığım yatağa doğru ilerledi, sonra durdu.

"Bana sonunda bir şeylerin farkına varmaya başladığını söyle." Sesi fısıldar  gibi çıkmıştı, ya da bilmiyorum belki bir şiir mısrası gibi. Sertçe yutkunup yattığım yataktan kalkıp tam karşısına dikildim.

"Eğer sorumu cevaplarsan, bu konuda bana bayağı yardımcı olmuş olursun." Dedim aynı onun gibi fısıldarken. Kalbim o kadar hızlı  atıyordu  ki, her an yere yığılıp  bayılmaktan korkmaya başlamıştım.

Dişlerini sıkıyordu, görebilmiştim.

Birkaç adım ileri attı ve aramızdaki mesafeyi kapattı.

Ve pamuk kadar dudaklarını, benimkilere yasladı.

Onun öpücüğü,
Şiir,
Evet şiir gibiydi.

Eminim.

Niall çok şanslı bir piçsin artık 'bilmiyorum' diyerek başının etini yemeyeceğim.

Çünkü,
Biliyorum.

Bu sefer biliyorum cevabı.

"Bu, bu cevabı bulmanda yardımcı oldu mu peki?" Dedi henüz elleri yüzümü çevrelemiş, ılık nefesi suratıma çarparken.

Cevap vermedim.

Kurduğum cümlelerle çok iyi iletişim kuramıyorum çünkü.

Tekrardan başımı ileri uzatıp dudaklarına yapıştım.

İtiraf etmeli miyim?
Bu tadı özlemişim.

Ve bunu itiraf etmek için neden bu kadar geç kaldım bilmiyorum.

Ben aptalım.

Koca bir aptal.

Bir elini başımın arkasına alarak sırtımı duvara yasladı. Bacaklarım kendiliğinden onun beline sarılırken o elini tişörtümün içine atmıştı. Nefes nefese kalınca istemesem de başımı geri çektim.

Elleriyle kalçamı kavrayıp beni kucağında yatağıma taşıdı. Gözlerimi gözlerinden ayırmadan elimi komidinin üstündeki lambaya atıp ışığı kapattım. En son net görebildiğim tek şey gözlerimin dibine beni kazırcasına bakan o masmavi gözleriydi.

***

Niye böyle bir bölüm oldu bilmiyore,
Çok da şey etmeyin ama edin de,
Neyse
Vote atın pls <3
Sizi seviyore <3
Muck

Pokračovať v čítaní

You'll Also Like

24.3K 1.3K 8
güneşi ararken peşini bırakmaz ay * Eğer kaçırılan Alaz olsaydı ve Asi sokakta büyümeseydi. *Aslaz role reversal*
18.8K 2.6K 17
O hep "kırılmadım sorun yok" diyordu, fakat ruhu yavaş yavaş ölüyordu. Texting&düzyazı
120K 12.6K 27
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
58K 2.6K 15
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.