Yaşıyoruz İnadına | GAY

By TwoFacedHearts

2.1M 120K 76.5K

🔞/ Argo, cinsellik içerir "Bazen yanlış tren seni doğru istasyona götürür. " ➷Eşcinsel karakterlerin olduğu... More

I.
II.
III.
IV.
V.
VI.
VII.
VIII.
IX.
X.
XI.
XII.
XIII.
XIV.
XV.
XVII.
XVIII.
XIX.
XX.
XXI.
XXII.
XXIII.
XXIV.
XXV.
XXVI.
XXVII.
XXVIII.
XXIX.
XXX.
XXXI.
XXXII.
XXXIII.
XXXIV.
XXXV.
XXXVI.
XXXVII.
XXXVIII.
XXXIX.
XL.
XLI.
XLII.
XLIII.
XLIV.
XLV.
XLVI.
DUYURU (kerem ve umut)
XLVII.
XLVIII.
XLIX.
PİS ADAM WATTY
L.
LI.
LII.
LIII.
LIV.
LV.
LVI.
LVII.
LVIII.
LVIV.
LX
LXI.
LXII.
LXIII.
LXIV.
LXV.
LXVI.
LXVII.
LXVIII.
LXIV.
LXV.
FİNAL 1.1
FİNAL1.2

XVI.

39.9K 2.2K 950
By TwoFacedHearts

Okunma sayısı artıyor. Duygusal bir topum şuan:( Tişikkürler iyi okumalarrrr💜

(DÜZENLENDİ.)

Ne kadar uğraşsam da hep aynı sonuca varıyorum. Sanırım kaderimden kaçamıyorum. Vicdanımın sesine kulak asmayı bıraktığım zaman daha mutlu bir insan olacağımı biliyorum. Ya da birazcık kin tutabilsem huzura ereceğimi hissediyorum. Benim gibi insanlar bu yüzden kaderinden kaçamıyorlar ve her zaman kendilerine zor anlar yaşatıyorlar.

Derin bir nefes alıp kapının şifresini girdim. Sığınağa adım atarken alnımdan ter damlasının aktığını hissediyordum. Telefonla konuşan Bars kapıdan çıkan sesle yüzünü bana döndü. Beni sabah burada görmenin şaşkınlığı yüzüne yansımıştı. Onu görmeyeli üç gün olmuştu. Hâlâ bana bakıyorken hızlı adımlarla yanına yaklaştım. Gözleriyle beni takip etti. Karşıdaki insanı cevaplarken kaşlarını çatmıştı. Aramızdaki mesafeyi kapattım.

"Hisselerinizi korumak istiyorsanız en iyi yol bizd-"

Parmaklarımın üzerinde kalkıp dudaklarımı dudaklarına hafifçe bastırdığımda sözü yarım kalmıştı. Gözlerimi açıp dudaklarımı oynatmadan geri çekildim. Aramızdaki mesafeyi açmadan şaşırmış ifadesine baktım. Bu kadar afallamasını beklemiyordum.

"Bars Bey? Orada mısınız? "

Yutkunup boğazını temizledi. Ne yapacağını şaşırmış gibi bir hâli vardı. Gülmek istedim ama mimiklerim felç olmuş gibiydi oynatamıyordum.

"Ben sizi sonra arayacağım. "

Telefonu hızlıca kapattı. Ne diyeceğini bilemez bakışlarının ardından sonunda konuştu:

"Ne demek oluyor bu? "

Aslında aklımda aniden dudaklarına yapışmak yoktu. Üç günün ardından gördüğüm suratı sayesinde panik yapmıştım. Panik yapınca saçmalayan kesimde bir salak olduğum için ne bok yediğim hakkında bir fikre sahip değildim. Elimi esneme atıp bakışlarımı kaçırdım.

"Ne anladıysan. "

Gülerek baktı suratıma. Kendi kendini zor duruma sokmam hoşuna gidiyordu büyük ihtimalle. Birden kollarımdan tutup vücuduna yapıştırdı beni. Bu sefer şaşıran taraf benken dudaklarıma değmek üzere olan dudaklarını son anda elimi kullanarak durdurdum. Ağzını kapatan elimle kaşları yukarı doğru kavislendi.

"O bir kere olur. "

Dil çıkartıp kollarından ayrıldım ve koltuğa oturdum. Bugün tepkilerini saklayamıyordu ve bu benim çok hoşuma gitmişti.

"Üç gün düşünmek için güzel bir zamandı. "

Karşıma oturup sigarasını yaktı. Çay içmeyi de çok sevdiğini görmüştüm. İkisine de büyük tiryakiydi.

"Düşünebildiğini bilmiyordum. "

"Çok komik. "

Gözlerimi devirirken konudan çok sapmamak ilk amacımdı. Zaten cesaretim 100 gram falan kalmıştı.

"Düşündüm ve istediğin şeyin tehditle yürümeyeceğine kanaat getirdim. "

"Ne istiyorsun? "

"Rica et. Eğer karşında bir insan olduğunun bilincinde olup rica edersen istediğin anlaşmayı yapacağım. Etmezsen videolarımdan vazgeçmek pahasına olsa bile sana hiç bir şekilde yaklaşmayacağım. "

Kendimden emin duruşum ve sarf ettiğim sözler onun gerilmesi için yeterliydi. Onun gibi bir adamın bunu kabul etmeyeceğini bildiğim içindi belki de bu rahatlığım.

"Rica edeyim? "

"Evet."

"Ali seninle ne konuştu? "

Birden gelen soru sayesinde omuzlarım çöktü. Hemen toparlanırken amacım onun için üzüldüğümü anlamamasıydı. Zaten bunu kendim biliyor olmak bile berbat hissettiriyordu.

"Senden farklı bir şey söylemedi. Söyleyeceği hiç bir şey fikrimi değiştirmezdi zaten. Hâlâ bu durumu istemiyorum. Ama ailemin anılarına ihtiyacım var. Açıkca söyleyeceğim. Sana yardım edecek olan benken bunu gururumu çiğneyerek yapmanı istemiyorum. Çekip gidemiyorum. Sende takılı kaldım. Bu durum beni boğuyor. Ufacık bir rica istiyorum... Çok mu zor? "

İstemiyordu. Kasılan çenesi, gözlerini kaçırışıyla bunu anlayabiliyordum. Hiç bir şey söylemedin kalkıp çıkışa yürüdüm. Bir basamak merdiven çıkmıştım ki bileğinden tutulup çekildim. Dudağıma yapışan dudaklarının etkisiyle dengem bozulurken elim omuzlarına yerleşmişti. Üst dudağımı emip, diliyle yaladı. Dudağımı ısırmasıyla açılan ağzımdan içeriye dilini soktu. Dillerimiz birbirine değerken elini belime sarıp kendine bastırdı bedenimi. Diğer elini enseme atıp saçlarımı çekiştirdi. Bu kadar etkilenmemeliydim. Ben kendimi bu kadar kaybetmemeliydim dudaklarıyla. Son kez dilimi emip dudaklarıma ufak bir öpücük kondurup kızarmış ve afallamış yüzüme baktı. Nefes seslerimizi dinledik bir süre. Daha sonra fısıltılı boğuk sesi doldurdu kulaklarımı:

"Lütfen... "

Erkekliğini erkekliğime doğru bastırırken inlememek için dudağımı ısırdım.

"Lütfen bana yardım et. Sana ihtiyacım var. "

Onun tanıştığımdan beri ilk defa gördüğüm masum ifadesi allanan yanakları ile bacaklarım titredi. Kalbimin titremesiyle birlikle kafamı salladım. Bir şey söylemeden tekrar öpmeye çalıştı. Kafamı geri çekerken beni izledi.

"Pişman etme beni lütfen."

Anlayışlı bir gülümseme belirdi dudaklarında daha sonra eli yanağımı okşadı. Bugün beni şaşırtıyordu. Bu sefer öpmek istemesine karşılık verdim. Dudaklarıma sert olmayan bir öpücük bırakıp açıkta olan boynuma doğru ilerledi dilini sürterek. Adem elmasımı yalarken inlemiştim. Bacaklarıma dolanan eliyle kendimi kucağında buldum. Boynumu koklarken benimle birlikte koltuğa oturdu. Tişörtümün altından soğuk elini sokup karnımı okşadı. Tekrar dudaklarıma çıkan dudakları bu sefer nazik değildi. Altımda hissettiğim sertliğine ağırlığımı verdiğimde inledi. Elini göğüs ucumda hissettiğimde ben de inmeyerek dudaklarını ısırdım. Şişmiş göğüslerimi okşarken bile gelecekmiş gibi hissediyordum. Dudaklarını geri çekilirken saniyeler sonra meme ucumda hissettim. Boynumu arkaya atıp inlememe karşılık bir ısırık bıraktı. Alt tarafımı istem dışı ona sürterken. Kalçalarımı tutup daha çok bastırdı kendine. Erkekliğimde elini hissettiğimde titredim. İlerisini bilmediğimden dolayı biraz da korkudandı. Gözlerim kapalıydı ama geri çekilmesinden suratıma baktığını anlayabiliyordum. Galiba anlamıştı.

"Bakma.Utanıyorum."

İçten bir gülüş bırakırken dudaklarından, gözlerimi aralayıp suratına baktım. İlk defa gerçek bir gülüştü. Galiba hasta oluyordum, kalbim çok ağrıyordu. Utançtan yüzümü boynuna saklamama gülmeye devam etti. Eli sırtıma çıkıp sarılır gibi sıvazladı.

"Bugün cesaret hapı içtin sanıyordum."

"Ben de sinirlenirsin sanıyordum. Baya mutlusun. "

"Utanınca baya saçmalıyorsun. Hoşuma gitti."

"Sus."

Dudağımı omzuna dayarken bütün enerjim bitmiş gibi hissediyordum. Üç gündür durmadan düşündüğüm için üzerimde bir rahatlama vardı. Dudaklarını saçıma bastırırken konuştu:

"Bu günlük bu kadar yeter. "

Gözlerimi açsam da geri çekilmedim. Kokusu burnuma dolarken uyumak istiyordum. Sırtımı birine dayamayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki şu an yanlışı doğrusu önemli değildi. Yorgundum.

"Gözlerinin altı morarmış. Uyumadın mı? "

"I-ıh"

Dinlenmem mümkün değildi. Sorumluluğum fazlaydı. Düşünecek çok şey vardı.Aylardır öyle huzursuzdum ki en ufak ilgiye böyle düşüyordum işte.

"Biraz böyle kalabilir miyiz? Çok az uyusam yeter. "

Titreyen sesim acizliğimeydi. Bir şey demedi sadece iki elini birden belime sarıp daha çok çekti kendine. Kucağında daha rahat bir pozisyonda dönüp gözlerimi kapattım. Uykuya dalmam zor olmamıştı.

**

Gözlerimin üzerinde gezen parmakların verdiği kaşıntı hissiyle kıpırdandım. Bilincim yerine gelirken ilk onun senini duydum.

"Çek elini! "

Daha sonra Hakan'ın neşe saçan sesini:

"Şuna bak ya. Çok tatlı. Ah-"

Etrafımdan bir hışırtı gelirken gözlerimi araladım. Görmeyi beklediğim şey Hakan'ın boynuna sarılmış boğan bir Bars olmadığından afallamıştım. Uykulu gözlerim onun kehribarlarına değince Hakan'ı bırakıp boğazını temizledi:

"Uyandıysan işine dön. "

İşte gelmişti yine buzul çağından Bars. Sabah ki adamla bu adamın aynı kişi olduğuna beni kimse inandıramazdı. Doğrulup gözlerimi ovuşturdum.

"Valla bebek bu! "

Yanağımı sıkan Hakan'a göz devirmek istedim. Hayatımda zaten bana bebek muamelesi yapan bir Yasemin vardı. İkincisine gerek olduğunu sanmıyordum. Yine de benden nefret etmemesi beni mutlu ediyordu.

"Hakan siktir git kardeşim hadi! "

Tehditvari söylenen Bars'a anlamsız bir bakış atıp kalktım. Onları orada bırakıp banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Geri geldiğimde duvardaki saatten saatin on olduğunu görmüştüm. Umut'u aradım:

"Neredesin sen saatlerdir? "

"Özür dilerim. Haber vermeyi unutmuşum. "

"Abi bugün Işık çok ağladı. "

"Ağladı mı? "

"Evet. Seni özlüyor artık. Bir çözüm bulmalıyız yoksa iyi olmayacak. Biliyorsun çok çabuk hastalanıyor. "

"Of Allahım...yanında mı şu an? "

"Uyuyor. Sen iyi misin? "

"Bilmiyorum. Düşüneceğim tamam mı sen sıkma canını. "

"Tamam. Haber ver bir dahakine."

"Tamam."

Telefonu kapattığımda Bars'ın sesini duydum. Bilgisayara kurulurken bir kulağım ondaydı.

"Sorun mu var? "

Söyleyip söylememek arasında biraz düşündüm. Ona ailevi meselelerimi açmak istediğimi pek sanmıyordum. Beni bir daha ailemle vurmasından korkuyordum.

"Işık huysuzlanıyor. Hallederim bir şekilde merak etme. "

Bunun onu germemesi için söylediğim şeye karşı söylediği şeyler elim klavyenin üzerinde dondu:

"İstersen bazı günler seninle birlikte buraya gelsin. "

Sandalyemle birlikte ona döndüğümde ayakta durup bana baktığını gördüm.

"Burası onun için tehlikeli. "

"Arka kapıdan girersiniz. Buranın çıkışı direkt caddeye bakıyor. "

"Senin için sorun olmaz mı? "

Dudaklarını yaladı. Bir şekilde ondan çekindiğimi belli ediyordum.

"Olmaz. Eğer burada rahat edeceğini düşünüyorsan getir. Sadece bir seçenek. İşi bırakman mümkün değil çünkü. "

Alttan verdiği ayar gayet netti. İtiraz etme hakkım da yoktu.

"Peki çok huysuzlandığında getiririm."

Sabahın acısı çıkıyordu. Gözleri öyle soğuk bakıyordu ki sabah olanlardan tiksindim. Kendimden tiksindim. Onun omuzunda uyuyacak kadar kendimi kaybetmemden tiksindim. Bu hep böyle olacaktı. Aramızdaki bu sikik ilişki hep kalbimi kıracaktı. İleride çekeceğim acıları, onun beni kıracağı canımı acıtacağı gerçekteğini hiç bir güzel an değiştiremezdi. Keşke bugün onun da huzurlu gözüktüğü yüzüne daha çok baksaydım. Öyle zamanlarda ne kadar güzel gözüktüğünü ona söyleyebilseydim. İçimde ona karşı  bir duyarlılık oluşuyordu. Kalbime yerleşmeden önce önüne geçmem gerektiğini ruhsuz bakışları bana anlatıyordu. Önüme döndüğümde dolan ama akmamak için yeminli gözlerim, kendime üstesinden gelebileceğimi,ona ise bunun sözünü veriyordu.

MUTLU KALINN CANLARIM💋

Continue Reading

You'll Also Like

683K 55.2K 21
[TAMAMLANDI] Sivas'tan adam çıksa iti meşhur olmazdı.
275K 28.8K 14
[TAMAMLANDI] Tımarhane konulu bir kurgudur...
8.1M 375K 65
"İkimizde biliyoruz ki, er ya da geç benimle evleneceksin. Ve bu zorunluluktan olmayacak!" "Başlangıç: 12 HAZİRAN 2016 Bitiş: 18 EKİM 2019" ...
2.7K 126 11
On yıllık bir esaretten nasıl kurtulunur? Dikkat: Bu hikaye eser miktarda şiddet, kan, ölüm, tecavüz ve taciz sahneleri içerir. Eğer bu konu hakkında...