MAFYANIN KIZI

Por denissaym

3M 135K 51.9K

Açıklamayı falan geçin, hikayeyi öğreneceksiniz zaten. İsmi kadar dramatik bir kitap değildir. Eğlenmek, haya... Mais

MK - 1 / Zoraki Öpücük
MK - 2 / Tuhaf Tesadüf
MK - 3 / Kayıp Şehir
MK - 4 / Savaşın İntikamı
MK - 5 / Karanlık Korkusu
MK - 6 / Savaş Tehlikeli!
MK - 7 / Birlikte Uyumak
MK - 8 / Gizemli Teklif
MK - 9 / Bıçaklanma ve Öpücük
MK - 10 / Denizin İntikamı
MK - 11 / Kaçırılma Olayı
MK - 12 / İhanet ve Kurtarılma
MK - 13 / Davet Gecesi
MK - 14 / Yırtılan Poster
MK - 15 / Erdem ve Selin
MK - 16 / Dövüş Günü
MK - 17 / İnandın Mı?
MK - 18 / Seviyor Musun?
MK - 19 / Çürük Patates
MK - 20 / Renkli Gece
MK - 21 / Kıskançlık Krizi
MK - 22 / Doğum Günü
MK - 23 / Huzurumu Çizdim
MK - 24 / Seni Görmek İstedim
MK - 25 / Savaşa Aşık Olmak!
MK - 26 / Randevumuz Vardı
MK - 27 / Aptal Aşıklar
MK - 28 / Katlanamıyorum
MK - 29 / İlerlersem Duramam
MK - 30 / DKTT Konseri (ÖZEL BÖLÜM)
MK - 31 / AHP Gecesi
MK - 32 / Sevgiliye Laf Sokulmaz
MK - 33 / Dövme
MK - 34 / Kraliçemsin
MK - 35 / Gül De Öpeyim
MK - 36 / Öpmesem Uyuyamazdım
MK - 37 / Kıskanma Oyunları
MK - 38 / Aidiyetini Resmileştiririm
MK - 39 / Komşunun Çocuğu
MK - 40 / Şüphe
MK - 41 / Nefesim
MK - 42 / Aç Gözlerini
MK - 43 / Erkekler Ağlamazmış
MK - 44 / Trip Time
MK - 45 / Doktor Bey
MK - 46 / İftira
MK - 47 / Hasta Ziyareti
MK - 48 / Rüya Gibi Bir Gece
MK - 49 / Bazı Sırlar
MK - 50 / Senden Nefret Ediyorum
MK - 51 / Basketbol Maçı
MK - 52 / Savaş Sen İyi Misin?
MK - 53 / Kavun Bey
MK - 54 / Ben Bir Bok Yedim
MK - 55 / İstanbul Yanacak
MK - 56 / Kabus
MK - 57 / Annem Öğrendi !
MK - 58 / Kızmak Yok Mu?
MK - 59 / Parti
MK - 60 / Yine Hastane
MK - 61 / Gökay Ailesi
MK - 62 / Seni İstiyorum
MK - 63 / Tatil
MK - 64 / ÖZEL BÖLÜM 2
MK - 65 / Plaj Kavgası
MK - 66 / Güçlü Olmak
MK - 68 / İşler Kızışacak
MK - 69 / Beni Sınama
MK - 70 / Maç
MK - 71/ Rövanş
MK - 72 / Seks Canavarı
MK - 73 / Temsilci
MK - 74 / Verebileceğin En Güzel Şey
MK - 75 / İstemiyorum Onu!
MK - 76 / ÖZEL BÖLÜM 3
MK - 77 / Ben Hamileyim
MK - 78 / Baba Olacağım
MK - 79 / Kalp Atışı
MK - 80 / Kız İsteme
MK - 81 / İmza Meselesi
MK - 82 / Parmaklarımın Arasından
MK - 83 / Korkuyorum
MK - 84 / Alışveriş
MK - 85 / Sandal
MK - Ara Bölüm
MK - 87 / Test Sürüşü
MK - 88 / Bekarlığa Veda
MK - 89 / DÜĞÜN
MK - 90 / Balayı
📎MK (ÖZEL) / Cinsiyet
📎MK (ÖZEL) / Bebekler
📎 MK (ÖZEL) / Kalabalık Pazar
📎 MK (ÖZEL) / İddia Meselesi
📎 MK (ÖZEL) / Rapunzel

MK - 67 / Savaş Gökay

19.5K 1K 493
Por denissaym

Multimedia:Aşık Olduğumuz Kadın

Genel olarak değiştirme demişsiniz ama değiştir diyenler de hepsini değil diyor. Arkadaşlar size güveniyorum. Değiştirmeyeceğim.

Bu arada yeni kapak nasıl? Kalsın mı değiştireyim mi?

________________🍁🍁🍁_______________

Deniz oturduğu yerde hızlıca ayaklarını oynatıyor ve babası ile görüşebileceği anı bekliyordu. Annesi ile avukat içeride idiler. Onlar çıkınca girecekti.

Savaş yaslandığı duvardan kızı izlemeye devam ederken düşüncelere dalmıştı. Leyla Hanım Denizin burda olmasından hiç hoşlanmamıştı. Hepsi endişeliydiler. Çünkü risk çok fazlaydı. Suçlamalar ağırdı ve gerçekti. Deliler vardı.

Denizin heyecanlı yüzüne baktı uzun süre. Eğer sorarsa ne söyleyecekti? Gerçek mi diye sorarsa? Savaş derse, babamı neden orda tutuyorlar? Ne söyleyecekti ?

Kapı açılıp da Leyla Hanım dışarı çıktığında bakışları onu buldu. Deniz hemen yerinden sıçrayıp annesinin gözlerine dikti bakışlarını. Annesi başıyla işaret verince Deniz gülümseyerek Savaşa baktı ve sonra içeri girdi.

Leyla Hanımın kaşları çatık ve öfkesi hakimdi. Ceketinin düğmelerini açıp Savaşa döndü.
Sertçe baktı genç adama. Savaş ise yaslandığı duvardan aynı şekilde baktı kadına.

Leyla Hanım eliyle kapıyı işaret etti ve önden kendisi çıktı.
Savaş bir süre bakışlarını tavanda gezdirdi. Sonra kadının arasından gitti.
Geleli yarım saat olmuştu ama Leyla Hanımla hiç konuşmamışlardı. Şimdi zamanıydı işte. Kadın öfkeliydi, Savaşsa umursamaz.

Binanın önünde bir kenarda karşı karşıya geldiler. Leyla Hanım ellerini göğsünde birleştirdi.

"Denizi buraya nasıl getirirsin..?"

Savaşın tepkilerini ölçtü. Genç adam kaşlarını çattı, ellerini pantolonun ceplerine koydu.

"Gelmek istedi."

Leyla Hanım şaşkınlıkla dudaklarını araladı.

"Öyle mi !? Biradan neden babasının burda olduğunu da bilmek isteyecek. Söyleyebilecek misin!?"

Savaş bir süre kadının gözlerine baktı. Sustu.

"Bilmiyorum." diye mırıldandı. Sonra ekledi.
"Ama bilmesi gerekiyor."

"Sen söyle o zaman Savaş! Sen söyle ona... De ki, senin baban bir çocuğu öldürdü. O yüzden burda de.. Söyleyebilir misin!?"

Savaş yine uzun süre sessiz kaldı. Sonra kendini toparladı ve kadının gözlerinin içine baktı.

"Eninde sonunda öğrenmeyek mi?"

Leyla Hanım net bir dille "Hayır! Asla öğrenmeyecek !" dediğinde Savaş keskin bir bakış attı kadına.

"Bunu ondan saklamayı mı düşünüyorsunuz? Böyle birşey olmayacak Leyla Hanım!"

Leyla Hanım sabırla dudaklarını yaladı.
"Seni babam mı gönderdi buraya?" diye sordu aniden.

Savaşın dudaklarında alaycıl bir gülüş peyda oldu.
"Bu birşeyi değiştirir mi?"

"Herşeyi değiştirir..." dedi ve anlamlı anlamlı kafasını salladı.

Savaş kafasını iki yana salladı.
" Fuat baba burda değil. Dün gece Yurtdışına çıktı. Olanlardan haberi yok..."

Leyla Hanım kaşlarını çattı. Şaşkınlıkla "Nasıl yani? Tutuklamaya dair birşey bilmemesi imkansız." dedi.

Savaş gülümsedi alayla.
"Ben aptal değilim Leyla Hanım. Denizden neden saklamaya çalıştığınızı biliyorum. Gidip dedesine söylemesinden ve onun da Ömer Beyin yaptığı hataya ceza kesmesinden çekiniyorsunuz."

Leyla Hanım şaşkınca baktı genç adama.
"Hakkınızda sizin sandığımızdan daha çok şey biliyorum. Bunların Denizi incitmemesi için elimden geleni yapıyorum. Ama ondan, var olan bir gerçeği saklamak... Bu benim tarzım değil..."

"Peki ne yapaksın? Gidip gerçeği söyleyip, sonra da bunu dedesine anlatamamasını mı isteyeceksin? Ne diyekesin? Eğer söylersen deden babana kendi tarzında ceza keser mi? Komik olma Savaş. Evet Deniz bu dünyanın içinde büyüdü ama yeterince iyi tanımıyor hala. Dedesinin, babasına ceza verebileceğine inandıramazsın onu."

Savaş gözlerini kıstı. Bir süre düşündü. Sonra derin bir nefes aldı.
" İnandırma konusunu bana bırakın. Bakın Leyal Hanım... Fuat babaya yalan söyleyebilirim, ama Denize söyleyemem. Ondan birşey saklayamam. "

Leyla Hanım elleriyle yüzünü sıvazlayıp ofladı.
"Zaten, bu işi halledemeyeceğiz... Herşeyi öğrenecek! Çok kötü şeyler olacak Savaş..." derken kafasını iki yana salladı.
Sonra yutkundu ve ellerini beline yerleştirdi.

Savaş ise kafasını hafifçe yana yatırıp gözlerini kıstı.

"Üzerinde çalışıyorum... "

" Yapabileceğin hiçbirşey yok.. Koca bir avukat ordum var ama deliller çok keskin..."

Savaş sırıttı. Aklından bin tane sinsilik geçerken dudaklarını yaladı.
"Ben kendi tarzımla halledeceğim Leyla Hanım. Fuat baba yarın akşam dönecek. Ve ben bu gece bu işi bitireceğim."

Leyla Hanım umutla kafasını kaldırıp baktı Savaşa.

"Bunu yapabilir misin!?"

"Beni hafife almayın..."

"Savaş... Eğer bunu yapabilirsen.. Dile benden ne dilersen!"

Savaş kaşlarını çattı. Kafasını olumsuzca salladı.
"Bunu sadece Deniz için yapıyorum Leyla Hanım. Sizden tek istediğim ona gerçeği söylemeniz.."

Leyla Hanım uzun süre genç adamın gözlerine baktı. Fazla ihtimal vermiyordu bunu yapabileceğine ama yine de kafasını salladı ve "Söyleyeceğim." dedi sakince.

🌹🌹🌹🌹

Savaştan :

İçimde tarifi zor bir rahatsızlık vardı. Denizi abilerine bırakıp gelmiştim. Gittiğimi bilmiyordu, uyuyordu.
Bu gece bu işi halledemezsem herşey çok kötü olacaktı.

Fuat baba dönecekti yarın, Ömer bey her ne kadar o veledi isteyerek öldürmemiş olsa da, o bahane kabul etmezdi. Mafyaya bulaşmış insanlar dışında herhangi birini öldürmek katiyen yasaktı. Fuat baba polise bulaşmaktan nefret ederdi.

Yüksek memurlarla anlaşmaları olduğunu tahmin ediyordum. Bu anlaşmalarda örtbaslar sadece ölümü polisin ancak, işine gelecek insanlar olduğunda kabul görüyordu.

Kafamı iki yana sallayıp galeriden içeri girdim. Son bir haftadır Enes burda tutulduğundan beri galerimde karmaşa vardı. Hiç hoşlanmıyordum.
Ben içeri girdiğimde kenarlara dağılmış olan bütün adamlarım toplandılar. Bir tanesi öne çıktı.
"Hoşgeldin abi."

Kafamı salladım ve "Yavuzla Selim geldi mi?" diye sordum.

"Ofisteler abi."

Ofise yöneldim. İçeri girdiğimde ikisi de bilgisayara görülmüş birşeyi inceliyorlardı. Ben girdiğimde Yavuz ayaklandı.

"Savaş bunu görmen gerekiyor.."

Kaşlarımı çatıp bilgisayara ilerledim. Ekranda bir çocuk ve yanında Enes vardı. Selim açıklamaya başladı.

"Sen sabah araştır dediğinden beri uğraşıyorum. Bunu buldum. Enes ve Ali. Ali 15 yaşında Enesin kardeşi. Geçen sene uyuşturucu kullanmaya başlıyor, nasıl elde ediyorsa en kaliteli malları kullanıyor. Abisi bunu farkedince çocuk kliniğe yatırılıyor. Enesin düşmanlığını bulduk.. Ama asıl olay o değil... "

Kafasını kaldırıp bana baktı. Bende ona baktım. Gözlerinde çekingenlik vardı.
"Ne buldun olum?"

"AA... Savaş, çocuğun Ömer Atakanla bir münasebeti var. Bu Ömer Beyin görüntülerini polise veren düşmanları varya, o görüntüler bu klinikte çekilmiş. Tahmin ediyorum ki çocuk da..."

"... Ömer Atakanın öldürdüğü çocuk!" diye tamamladım. Şaşkınlıkla ellerimi saçlarıma daldırdım.
" Bu şerefsiz bu yüzden Denizi hedef aldı... "

" Aynen abi... Taşlar oturuyor ama hala anlamadığım birşey var... Ömer Atakanın bu çocukla ne ilgisi var?"

Yavuz'a bakıp kafasımı iki yana salladım.
"Hiçbir fikrim yok... Önemli de değil. Bu gece bu saçmalığa bir son vermemiz lazım o kadar."

Selim derin bir nefes aldı ve arkasına yaslandı.
"Savaş... Bak söylemeyim söylemeyeyim diyorum ama... Abi büyük oynuyorsun. Fuat baba yalan söylediğini anlarsa hepimizin ebesini siker."

Sertçe baktım ona. "Size baştan söyledim. Bulaşmak istemezseniz zorlamam diye.."

Selim yüzünü buruşturup "Abi ben o yüzden mi söylüyorum be..." dediğinde sözünü kestim.

"Olum bu seçme şansım olan bir durum değil. Göz göre göre Denizin hayatının kararmasını mı izleyeyim!?"

Yavuz kafasını sallayıp "Haklı.." dedi ve Selimin yanındaki sandalyeye oturdu.

"Bence abartıyorsunuz... Fuat baba acımasızdır evet ama, kızının ailesini dağıtacak kadar da değil... En fazla işlerden çektirir adamı bir süre."

"Bilemiyorum..." diye mırıldandım.
"Söz konusu bizim ihtiyar olunca, merhamet beklemek biraz saçma geliyor."

"Ben yine de bu kader endişelenecek birşey olduğunu düşünmüyorum. Ama Fuat babadan saklama nedenimiz sadece bu değil unutmayın... Eğer bunu öğrenirse Enesi de öğrenir. İşte o zaman 10 gündür burda sakladığımız şu piç başımıza bela olur" diyen Yavuz'a hak verdim. Sonra "Ee asıl koz olarak ne buldunuz?" diye sorduğumda ikisi de güldüler.

Şaşkınca suratlarına baktım.

"Ne var olum?"

Yavuz "Abi adam bizim pornocu Veysel çıktı ya lan!" dedi ve kahkahayı bastı.

Selim de ekrandan birşey açıp bana çevirdi.

45, 50 yaşındaki adam, yanında yirmilik mankenlerle porno yıldızlarına özenmişti. Kahkahayı bastım.

"Adam, bırak geri adım atmayı, geriye maraton Koşar bu görüntülerden sorma amına koyayım!" dediğimde yine güldük. Selim ekranı kapattı sonra.

"E dayının fazla özeline girmeyelim. Bilgisayarının kasasında saklıyor bunları. Ulaşana kadar bokum çıktı."

Bilgisayardan flaşı çekip bana verdi.
"Görüntüler içinde. Bunlarla istediğin herşeyi yaptırırsın."

Flaşı alıp cebime attım. Sonra diklendim ve ofisteki silah dolabına yöneldim.

"E yarramı bir ziyaret edelim o zaman..." derken dolabı açtım. Aynı anda ofisin dışındaki adamlardan birine seslendim.

Adam içeri girdiğinde silahımı seçmiş ve belime yerleştirmiştim.

"Hazırlanın amınakoyim. Bu gece çıkıyoruz."

🌹🌹🌹🌹

45, 50 yaşlarında bir adam, bulunduğu otelin terasında, kahvesini yudumlarken bir gürültü duydu. Gazeteyi bir kenara bırakıp bilgisayarı aldı.

Bilgisayar ekranında otelin kamera görüntüleri vardı. Davetsiz misafir bekliyordu ama bu kadar erken değil..

Kamerada görünen şey felaketti! Otel giriş ve çıkışlarında kendi adamları değil de başkaları vardı. Deri ceket de dahil siyaha bürünmüş gözlüklü adamlar...

"Emre Atakan değil bu..." dedi kendi kendine. Onu bekliyordu halbuki. Babasının intikamını almaya gelmesini bekliyordu.

Belindeki silahı eline aldı ve kapının karşısına dikildi. Birisi gelirse hemen vuracaktı! Kim olabilirdi ki!?

Kapının önünde gürültüler başladı. İtişme kakışma sesleri... Ve sonra kapıya sert bir tekme atıldı. Kapı açılır açılmaz adam korkudan kim olduğunu bile görmeden ateş etmeye başladı.

Karşılık gelmeyince ateş etmeyi kesti.

"Orospu çocuğu... Yediricem sana bu mermileri..!"

Ardından içeriye aynı anda beş tane adam daldı. Silahı kafasına doğrulttular. Korkudan elleri titreye titreye silahı yere attı. En son içeriye ağzında sigara ve ellerinde iki tane tabancayla, 20 yaşlarında bir genç girdi.
Kaşları çatık ve omuzları dikti.

Silahları beline yerleştirirken gözlerini hedefine dikti. Ağzındaki sigaraya aldırmadan "Niye insan gibi karşılamıyorsun yarram? Ayıp olmuyor mu?" dedi sinirle. Sonra ceketini düzeltti ve sigarayı eline aldı.

"Sen kimsin." diye sordu adam.
Genç adamın dudaklarında alaycıl bir tebessüm belirdi.

"Savaş Gökay ? Hiç duymadın mı?"

Adam kaşlarını çattı. Elbette duymuştu... Korkmasına gerek var mıydı bilemedi. Savaş Gökaya ucu dokunacak birşey yaptığını anımsamıyordu. Sakinleşti ve koltuğu gösterdi.

"Buyur, otur.."

Savaş dudağını büzüp koltuğa adımladı. Rahatça yayıldı ve ellerini koltuğun arkasına yasladı.
Karşısındaki adam da oturmak üzere iken kaşlarını kaldırıp alayla baktı.

"Ben sana otur dedim mi yarram?"

Adam şaşkınca karşısındaki gence bakarken etrafında kendisine doğrultulmuş beş adet silahı anımsadı. Yurkunup Savaşın karşısında ayakta bekledi.

Savaş sigarasından bir nefes alırken gözlerini gökyüzüne kaldırdı.

" Konuyu kısa keseceğim. Vaktim yok. Ömer Atakanı ele veren görüntülerin montaj olduğunu kabul ettiğin bir yazı vereceksin karakola. O görüntüleri birdaha kimse görmeyecek. Şikayetini geri çekeceksin ve birdaha boyundan büyük işlere kalkışmayacaksın."

Gözlerini hedefine çevirdi ve sırıttı.
"Beni anladın mı?"

Adam şaşkınca Savaşa bakarken güldü.
"Böyle birşey olmayacak. Seni kim göndersiyse ona de ki..."

Savaş oturduğu koltuktan ayağa fırlayıp adamın boynunu elleri arasına aldı ve burnundan soluyarak konuşmaya başladı.

"Anlaşılan beni tanımıyorsun..." derken adamın sırtını duvara yapıştırdı ve nefesini yüzüne üfledi.
"... Yaşamayı seviyor musun ihtiyar?"

Adam nefessiz kalmıştı. Çırpınışlar içinde gözlerini kırpıştırdı.

".. O zaman söylediklerimi yapacaksın!" dedi ve tiksinerek adamı yere fırlattı. Sonra da cebindeki flaşı çıkartıp suratına attı.

"Birde bu var tabi... Porno kariyerin için tavsiye istersen uğra yarram, uzun uzun konuşuruz.."

Ardından masanın üzerine bıraktığı, sönmek üzere olan sigarasından son bir nefes çekti ve izmariti adamın üzerine atıp çıktı.

Kapının ardında kendisini bekleyen adamları onun arkasından çıktılar. Binanın önünde bir çember oluşturuldu. Savaş hepsini toplayıp ortalarına geçti.

"Beyler ben aksini söyleyene kadar bu puştun her saniyesi izlenecek. Polis dışında herhangi biriyle görüşmeye kalkışırsa izin vermeyin. İzlendiğini hissetmeli. Bilhassa Fuat babaya konuyla ilgili haber uçarsa..." dedi ve memnuniyetsizce yüzünü buruşturdu.

"... Beni biliyorsunuz beyler... Uçmasın. Canımı sıkmayın. Şimdi dağılın. Bir ekip takibe diğer ekip de benimle birlikte galeriye dönüyor... "

Savaş bu karı söyledikten sonra ekip ikiye ayrıldı . Kendisi de arabasına yöneldi. Adamlardan biri telefonunu getirdi koşarak.

" Abi yenge yarım saatten beri arıyor. Mecbur kalınca açtım müsait değil dedim. Çok sinirlendi abi... "

Savaş kaşlarını çatıp içeri girmeden önce bıraktığı telefonu aldı eline.

Tam o anda yine çaldı telefon.
Hızlıca yanıtladı ve arabaya bindi.

" Efendim? "

" Savaş sen nerdesin ! İki saattir yoksun .. "

Savaş, Denizin sözünü kesip " Hala karakolda mısın?" diye sordu.

Deniz "Hayır !" diye çıkıştı.
"Yani.. Yürümek istedim biraz.. Eve doğru gidiyorum.."

"Kızım sabaha kadar yürürsen ulaşamazsın eve... Konum at geliyorum."

"Tamam.. Savaş.. Benim sana söylemem gereken birşey var.." dedi çekingen bir ses tonuyla.

Savaş kaşlarını çattı.
"Gelince konuşuruz."

"Tamam..."


_______________🍁🍁🍁________________


















Continuar a ler

Também vai Gostar

Sen ve Ben Por 𝓮

Ficção Adolescente

5.4M 261K 63
"Hâlâ köpek gibi bana aşıksın," diyerek canımı yakacak bir kahkaha attı. "Biriyle kol kola okula gireceğim diye ödün kopuyor, birinin yanına ilerledi...
4.4K 218 35
*TAMAMLANDI* ...sessizce sokulmuş yine ellerini tutuyordu. Sonbahara mal ettiği öfkeyi bu seferde ona çevirdi genç kız. "Yine ne istiyorsun ellerimde...
760 209 3
İlk tanıştığımız gece tatlı bir geceydi. Hafif serindi, yine de etrafta hoş bir hava hakimdi. Biz o gecedeki gemilerdik. Karanlık sularda dolanırken...
41.6K 2.2K 93
"Ben istediğin beyaz atlı prens olamam ama arabası olan bir ayı olabilirim" -- İrem en yakın arkadaşlarından birinin ona ve çocukluk arkadaşı Bahar'a...