HAZAN VAKTİ

By eminenurckr

320K 15.1K 1.7K

Ruhu yara bere dolu bir adam Ali Asaf Demir. Hüznün vakti olan bir kadın Hazan Tekin. Ve bu da onların hikaye... More

Bölüm 1: Son Kez
Bölüm 2: Üç Yıl
Bölüm 3: Büyümeyen Adamlar
Bölüm 4: Kaybetme Korkusu
Bölüm 5: Tuna
Bölüm 6: Ameliyat
Bölüm 7: Hayal
Bölüm 8: Paramparça
Bölüm 9: Cemre
Bölüm 10: Fırtına
Bölüm 11: Unutmak
Bölüm 12: Hediye
Bölüm 13: Davet
Bölüm 15: Hayatımın İkinci Yarısı
Bölüm 16: Rüya
Bölüm 17: Hazan'ın Hikayesi
Bölüm 18: Kıskançlık
Bölüm 19: Tutulmayan Sözler
Bölüm 20: Yanmak
Bölüm 21: Ali Asaf'ın Hikayesi
Bölüm 22: Katil
Bölüm 23: Affetmek
Bölüm 24: Alparslan Tuna
Bölüm 25: Aşığım !
Bölüm 26: Ölene Kadar
Bölüm 27: Evlen Benimle !
Bölüm 28: Kabullenişler ve Vazgeçişler
Bölüm 29: Derya & Muzaffer
Bölüm 30: Beni Bırakma !
Bölüm 31: Geri Gel !
Bölüm 32: Teklif Ve Doğum Günü
-DUYURU/KESİT-
Bölüm 33: Düğün
Bölüm 34: Veliahtlar
Bölüm 35: Son Pişmanlık
Bölüm 36: Final
-DUYURU-
-ÖZEL BÖLÜM-
Alin ve Ali Emir'in Hikayesi/Duyuru
-EN ÖNEMLİSİNDEN DUYURU-
-ÖZEL BÖLÜM 2-
Duyuru/Alparslan Tuna'nın Hikayesi

Bölüm 14: Sevebilir Misin ?

7.2K 395 44
By eminenurckr

HALOOO EVRİBADİİİİ :)

EKŞIN DOLU BİR BÖLÜM OLDU, İYİ OKUMALAR DİLERİM :)

Olayın üzerinden bir süre geçmiş, salonda yemek servisi yapılırken Hazan etrafındaki herkesi kendine hayran bırakmaya and içmiş gibiydi. İnsanların sorularına verdiği mesafeli ama samimi cevaplar, güzelliği, mütevazi tavırlarıyla özellikle de genç adamların hayran bakışlarının odağı olmuştu. Salondaki kadınlar bile kıskançlıkları hat safhada olsa da hayranlıklarını gizleyemiyorlardı. Bu durum Ali Asaf'ı sinir etse de yapacağı bir şey olmadığını biliyordu. Niye sinir olduğunu bile bilmiyordu ki. Kendisi diyordu, Hazan herkesin hayran olacağı kadar mükemmeldi. Şimdi hemen kafasından salonda ona bakan bütün adamların kafataslarında yarıklar açma fikrinden kurtulmalıydı. Çalan slow müzikle insanlar dansa kalkmaya başladığında birkaç adamın Hazan'a hareketlendiğini fark etmiş, onlara izin vermeden elini kıza uzatmıştı. Hazan'ın heyecanla parlayan göz bebekleri yüreğindeki ateşlere serin sular sermişti ki birkaç gün önce eli eline değdi diye köşe bucak kaçan adam oyken tekrar kızın elini hissettiğinde yüreğindeki ateşlerin tekrar harlandığının farkında olarak elini çekmek isterken kendisine zar zor hakim oldu. Yanında güzelliğin vücut bulmuş hali kadın doğal bir zarafetle yürürken aklındaki bütün düşüncelerin uçtuğunu hissetti. Pistin ortasına geldiklerinde elleri Hazan'ın belini, gözleri gözlerini bulduğunda bedenini harlı bir ateşin sardığını hissetti. Şimdi tek düşündüğü karşısındaki kadının koyulaşmış yeşil gözlerinde kaybolmamayı nasıl başaracağıydı.

Hazan'sa olaydan sonra hiçbir şey olmamış gibi gelip oturduklarında kafasını dağıtmak için onunla muhabbet etmeye çalışan insanlara karşılık vermeye çalışıp yanında oturan adama hiç bakmasa da gözlerini üstünde hissediyordu. Bu durum bütün vücudunda harlı bir ateşin gezmesine yol açsa da kimsenin bunu fark etmediğine emindi. Hazan daha çocukken hissettiklerini saklamayı öğrenmişti. Biri senin zayıf noktanı öğrenirse bitirirdi seni, hayat ona bunu öğretmişti. Etraftaki hayran bakışların odağı olduğunu biliyordu aptal bir kadın değildi ama ne var ki tek bir adamın bakışları umurundaydı. Çalan müzikle çiftler birer ikişer pistte yerini alırken önüne uzatılan eli gördüğünde kalbinin duracağını hissetti. Adamın sıcacık elini tuttuğunda yüreğinin kanatlanıp uçacağını hissetti. Yanında yürüyen adama aşkla baktığını biliyordu ama buna engel olamıyordu, öyle bir isteği de yoktu zaten. Hayatta duygularının şeffaf olduğu tek an Ali Asaf'a baktığı zamanlardı. Şimdi adamın belinde ellerini, gözlerinde gözlerini hissettiğinde zamanın durmasını o kadar istedi ki. Belki başka bir şeyi bu kadar içten istese olabilirdi ama Hazan, her zaman imkansızı istemeyi severdi. Dakikalar geçerken daha fazla konuşmadan adama bakarsa kalbinin dayanmayacağını hissetti. "Asaf bey, bu gece çok centilmensiniz..." muzip bir sesle işi şakaya vurduğunda Ali Asaf'ın yüzünde oluşan gülümsemeyle emin oldu ki bu gece heyecandan ölmezse daha ölmezdi. "En az sizin güzelliğiniz kadar centilmen olduğum doğrudur, Hayal hanım..." adamın ucu açık cümlesiyle kendisini kahkahalarla gülerken buldu, o kadar heyecanlanmıştı ki Hazan bir anda kahkahası dudaklarından fırlayı vermişti ama adamın bu manzara karşısında aklını yitirmek üzere olabileceğini hesaba katmamıştı. Tıpkı Hazan'ın da bu adama bu kadar tutkun olmayı hesaba katmadığı gibi.

"Baba !" feryat eden sesle bir anda kendilerine gelen Hazan ve Ali Asaf birbirlerine bakmış ve sesin geldiği yere doğru koşmuşlardı. Yerde yatan altmışlı yaşlardaki adamın başında toplanmış olan kalabalıktan yükselen seslerle hemen adamın başına gelmişlerdi. Muhtemelen adamın kızı olan kadın hıçkırarak ağlıyordu etrafındaki insanların dokunmasına izin vermiyordu. Adamın elinin kalbinin üzerinde olduğunu gören Hazan "Ambulans çağırın !" diye bağırmış sonrada Ali Asaf'a dönmüştü. "Al şu kızı Asaf !" Ali Asaf kafasını sallayarak kızı kucakladığı gibi bağırmasına aldırmadan adamın başından çekmişti. Hazan meraklı kalabalığa otoriter sesiyle "Çekilin !" diye bağırdığında insanlar korkarak açılmışlardı. Hazan adamın nabzına bakıp, kravatını çıkardığında nabız alamamasıyla kalp masajına başlamıştı. Ali Asaf'ın yanına geldiğini hissettiğinde konuşmaya başladı. "Nabız yok, kalbini tutuyordu muhtemelen kalp krizi. Asaf bıraktığımda suni teneffüse başla !" kızın dedikleriyle ceketini ve papyonunu hızla çıkartıp adamın diğer tarafına geçti. Onları nefeslerini tutmuş izleyen kalabalıktan bir haberlerdi. Hazan ellerini çektiğinde kalabalıkta onları izleyen Ela, Alp, Tuna ve Esra'yı gördü ve gözlerindeki endişeyle karışık gururlu bakışları. "Esra kıza babasının kan grubunu sorup hastaneyi ara ameliyathaneyle beraber hazırlasınlar !" Hazan'ın otoriter sesini duyduğu anda kıza yöneldi Esra. Alp ve Ela gizleyemedikleri bir gururla kıza bakıyorlardı. Kızın bu genç yaşına rağmen otoriter ne yaptığını bilen halleri bütün salonda hayranlıkla karşılanmıştı. Salondaki herkes nefeslerini tutmuş Ali Asaf ve Hazan arasındaki muhteşem uyumu izliyordu. "Adamın adı ne ?" Hazan'ın kalabalığa yönelik sorduğu sorudan "Bekir !" diye bir cevap geldi. "Bekir amca, kızın çok ağlıyor. Onu üzmek istemediğine eminim geri dön tamam mı ? Hadi Bekir amca !" kalp masajı yaparken adamla konuşmasıyla herkes şaşkınlıkla ona bakıyordu. Ali Asaf ise kadının bu hallerine bayıldığı için içten içe gülümsemek istedi. Hazan kesinlikle sıradışı bir kadındı, insanda akıl bırakmayacak kadar sıradışı bir kadındı.

Hazan'ın "Döndü !" diyen sesini duyduğunda rahat bir nefes aldı, herkes. Hazan ayağındaki topukluları çıkarıp, ayaklarını uzatarak yere oturduğunda Ali Asaf onun ne kadar streslendiğini anlamıştı. "İyi misin ?" kıza kısık sesle sorduğu soruya ufak bir tebessüm ve baş sallamayla cevap almıştı. Kafasını kaldırdığında kalabalığın arasından anne ve babasının gururlu bakışlarını gördüğünde usulca gülümsedi.

Ambulans seslerini duyduklarında kalkması için Hazan'a elini uzattı, kız tereddütsüz elini tuttuğunda içini dolduran huzura engel olamadı; olmak da istemedi zaten. Hazan ise adamın her elini tuttuğunda, ona her elini uzattığında senelerdir çıkamadığı karanlıklardan çıktığını hissediyordu.

Ambulans görevlilerinin içeri girdiğini gören Hazan, Ali Asaf'ın etkisinden çıkıp onlara yöneldi. "Ben doktor Hazan Tekin, hastanın bir kere kalbi durdu. Geri döndürdük." Ambulans görevlileriyle ambulansa ilerlerken her şeyi unutmuş gibi direktifler veriyordu. "Ambulansa biner binmez ekg çekiyorsunuz, bir ampul adrenalin ve oksijen takviyesi yapıyorsunuz." Kafasını sallayan ambulans görevlilerine hafifçe tebessüm edip arkasında olduğunu bildiği adam döndü. "Asaf sen benim eşyalarımı alıp gelirsin hastaneye ben ambulansla gidiyorum, muhtemelen ameliyata girerim." Ali Asaf'ın bir şey demesini beklemeden ambulansa bindi.

Arkasında şaşkın bir kalabalık bıraktığını bilmiyordu tabi. Ali Asaf ise kadının bu haline bir kere daha hayran kalmıştı. Hazan işi söz konusu olduğunda hemen her şeyi organize edebiliyor, istediğini yaptırıyordu. Bu Ali Asaf Demir olsa bile.

"Bu kızı neden daha önce almamışım ki ben hastaneye ?" babasının sesini duyduğunda ambulansın arkasından bakmayı kesebildi. "Gerçekten daha önce böyle bir kız görmemiştim. Ülkemizin böyle doktorlara ihtiyacı var." Annesinin babasını destekleyen cümlesini duyduğunda yüzünde bir gülümseme oluştu, o da ilk gördüğünde aynı şeyi düşünmüştü. "Ali'ye de emir verebilen tek kişi olduğunu gözden kaçırmayalım !" Tuna'nın eğlenen sesini duyduğunda sinirle ona döndü Ali Asaf. "Zevzek herif !"

"Bende seni seviyorum hayatım !" sırıtarak kendisine bakan Tuna'ya gözlerini devirmekle yetindi. Tuna'ydı işte !

Hazan'ın ona verdiği her direktif emir verir gibi gelmiyordu ona, sanki çok doğal bir şeymiş gibiydi. Her şey olması gerektiği şekilde oluyormuş gibi geliyordu.

"Evet, geldiğiniz için teşekkürler sevgili misafirler ama bizim hastaneye gitmemiz gerekiyor." Alp'in konuşmasıyla herkes tek tek geçmiş olsun dileklerini ve bir yandan da tebriklerini iletirken, Ali Asaf Hazan'ın eşyalarını almak için masaya yöneldi. Şalına uzandığında burnuna dolan vanilya kokusuyla gözlerini kapatma isteğini zar zor bastırdı. Neyse ki yanına gelen Tuna'nın sesini duymasıyla düşüncelere dalmaktan kurtulmuştu. Yanında olmadan bile kendini etkileyebilen bir kadını düşünmek kendini daha çok çıkmazlara sokmaktan başka bir şeye yaramazdı. "Hadi Ali gidiyoruz." Tuna'ya kafasını sallamakla yetinirken Hazan'ın oturduğu yeri son bir kez kontrol ettikten sonra hastaneye gitmek için yola çıktı.

Yirmi dakika sonra hastaneye vardığında Hazan'ın ameliyata girmek üzere olduğunu öğrenmiş onu ameliyata girmeden yakalamak için neredeyse koşarak ameliyathaneye ulaşmıştı. "Hayal !" Ali Asaf'ın sesini duyduğunda yüreğindeki kuşların kanat seslerini de aynı anda duyduğuna yemin edebilirdi Hazan. "Asaf !" kendisine gülümseyerek bakan adam, onun sonu olacaktı bunu kabullenmişti artık Hazan ama bilmiyordu ki onun yüzündeki gülümseme de Ali Asaf'ın nefesini kesiyordu. "Sen gerçekten gördüğüm en iyi doktorlardan birisin, cesur yürek." Kıza yaklaşıp kollarının arasına aldı. "Ameliyattan çıkınca seni odanda bekliyor olacağım." Hazan'ın bir şey demesine izin vermeden hızlı adımlarla oradan ayrıldı. Kızı nasıl allak bullak ettiğini bilmiyordu, Hazan'ın gönlüne umut tohumları ektiğini bilmiyordu.

***

Uzun geçen başarılı ameliyattan sonra yorgun adımlarla odasına yöneldi Hazan. Ali Asaf'ın onu bekleyeceğini düşünmüyordu ama yine de onun orada olma ihtimali heyecandan nefesini kesiyordu. Odanın kapısına geldiğinde derin bir nefes alarak kapıyı araladı. Orada değilse hayal kırıklığı yaşayacağını biliyordu. Allah'ım ne olur orada olsun.

İçeri girdiğinde koltukta kıvrılmış uyuyan adamı gördü. Ağzının kuruduğunu, kalp atışlarının yavaşladığını hissediyordu. Bir insan uyurken de bu kadar güzel olamazdı, olmamalıydı. Koltuğa yanaştığında adamın kokusunun burnuna dolmasıyla titrek bir nefes aldı. Elleri adamın saçlarına tereddüt etmeden gitti, usulca saçlarında dolaşan elleri heyecandan titrese de huzuru iliklerine kadar hissediyordu. Ta ki adamın fısıltısını duyana kadar. "Melis..." elleri hızla çekildi adamın saçlarından, nefesi kesildi, acı her yerine yayıldı, gözyaşları yanaklarından usulca süzüldü, hıçkırıklar boğazında düğümlendi. Hazan acıyla kavruldu.

Ne kadar süre geçmişti bilmiyordu ama Ali Asaf uyandı. Hazan'ı ağlarken gördüğünde uyku mahmuru halinden sıyrıldı hemen. Kızı beklerken uyuya kalmıştı ama ne olmuştu da Hazan böyle içli içli ağlıyordu ?

"Hayal ?" endişeli sesi kızın kulaklarına dolduğunda bir hıçkırık koptu Hazan'ın dudakları arasından. "Neden ağlıyorsun ?" ellerini kıza doğru uzattığında Hazan geri çekildi, dokunmasına izin vermedi. Kızın bu haline kaşlarını çatan Ali Asaf ne olduğunu anlamıyordu. "Hayal neler oluyor, Allah aşkına ?"

"Asaf ?" Hazan'ın hıçkırıklar arasında fısıltılı seslerini duyduğunda usulca ellerini yüzüne uzattı istemsizce. Gözyaşlarını silerken Hazan bu sefer kaçmamıştı. "Hayal ?"

"Asaf, beni sevebilir misin ?"

HAZAN NAPTIN ÇOCUĞUM SEEEEENNN !!!!???!!??!?!

Sabırsız anam bizim kız dklşaskfdkas

Neyseeeee bu bölüm baya olaylı oldu dklasjfds 

Umarım beğenmişsinizdir, sağlıkla kalın :)

Continue Reading

You'll Also Like

397K 33K 40
Her hikayenin başladığı yerden başladık bizde. Ama her hikaye gibi farklı yollarda ilerledik, bambaşka olduk. Yer geldi karnımız ağrıyana kadar güldü...
6.3K 510 12
Bi' limanken tanıdığımız Agah Dilmen'in, fırtınalar estirdiği zamanlarda geçen hikayesine hoş geldiniz. *Gül İmparatorluğu ile çok feci ilişiktir, Me...
553K 27.9K 38
Karadeniz'in mahalle sıcaklığı uğruna yanan odunlardı onlar. Erkekleri kütük, kadınları daldı. İnadı kemer diye bellerine bağlamış, gücü zırh diye...
827K 16.3K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...