DUYGUNUN ÖTESİNDE +18

By rekolya

783K 26K 6.7K

♣️+18 sahneler vardır! Rahatsız olacaklar okumasın!♣️ Dudakları dudaklarıma imzasını bırakırken elim arsızca... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
22
23
24
25
26
Duyuru
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52

21

18.1K 591 204
By rekolya

"Sizin aranızda ne var?"

"Anne çekiştirip durmasana! Aramızda bir şey yok!"

"Ne demek yok? Gözlerimle gördüm. Sana mı inanayım gördüğüme mi?" yanağından öptüğümü görse kesin ağzıma sıçardı. Evin tuvaletinde tartıştığımız konuya bak.

"Aramızda bir şey var desem konu kapanacak mı?"

"Bu da azarımdan kurtulma yolu mu?"

Oha anne!

"Bana inanmıyorsan oğlum diye dolaştığın Sarp'a sor. Sanki biz Hülya teyzeyle ikimizi yapmaya çalıştığınızı bilmiyoruz."

"Bana bak sıpa ayağımın altına alır çiğnerim seni! Biz adabına göre olsun dedik! Böyle olsun demedik!"

Alpay'ın ağzından:

"Bir şey demeyecek misin?"

"Diyecek bir şey mi bıraktın Sarp?! O kadının yüzüne nasıl bakayım ben şimdi?! Oğlum bir hata yaptı kızınızı... ağzıma bile alamıyorum." Daha ne kadar başımı şişireceksin Hülya Hanım? Bu aptalı elimde tutmak için en mantıklı yol buydu.

"Bunda utanılacak hiçbir şey yok. Sevgilimle yakınlaşmam gayet normal." şaşkın bakışların bir şeyi değiştirmiyor. O salak öğrendikten sonra ne tepki verecek bilmiyorum ama pek sikime taktığım söylenemez.

"Ne dedin sen?!"

"Duydun anne. Tutku'yla sevgiliyiz. İkimizde şimdilik gizli kalsın istedik fakat doğruları öğrenmek bugüneymiş. Zaten Sevda teyzeyle ikinizin amacını bildiğimiz için bizde rahat davrandık. Bu kadar tepki vereceğinizi bilseydik saklamazdık." yalan söyleyip söylemediğimi anlamaya çalışıyordu fakat işlemezdi.

"İyi de oğlum biz mutfakta öyle görünce..."

"Neyse anne. Artık bildiğinize göre sevgilimin yanına gidiyorum. Babama bir şey söyleme. Her şeyi ona ben açıklarım." yanından ayrılıp geri salona geçerken annesiyle beraber buraya geliyordu. Sevda teyzenin dibime girip suratıma tokadı geçirmesiyle kafam yana düştü.

İşte her şey şimdi kızışıyordu.

"Ne hakla kızıma dokunursun?!"

"Sevda Hanım öyle de-" annemin araya girişleri boşaydı fakat denemekten vazgeçmeyecek kadar da uslanmazdı.

"Biz sizi böyle mi yetiştirdik?! Hiç mi öğretemedik bir şey size?! Babandan da mı çekinmiyorsun?! Adam bahçede her şey normalmiş gibi balıklarını ızgaralar-"

"Sevda hanım yeter artık!" Hülya Hanım'da devreye girdiğine göre bu aptal artık her şeyi yeni öğrenecek.

"Evet bu yaptıkları gerçekten yanlış bir davranış fakat kızınız ya size bazı şeyleri eksik anlatmış ya da siz çok abartıyorsunuz. Çocuklar bizim onlar için düşündüklerimizi biliyorlarmış. Gönülleri varmış ve sevgili olmuşlar. Evet bizim zamanımızda sevgili olsak dahi el ele tutuşmak ayıp görülürdü. Fakat gel gör ki ikisi de koskoca yetişkin insanlar. Bu saatten sonra onların ne yapacağı bizi ilgilendirmiyor." Tutku'nun şaşkın bakışları bana dönünce kendimi koltuklardan birine attım. Bazen yalanı oynamak zorundasındır.

"Tutku bu duyduklarım doğru mu? Siz sevgili misiniz?"

Yalanımı devam ettirmek zorundasın. Yoksa sadece sen yanarsın.

" 'Yani öyleymişiz. Bende yeni öğrendim.' dersem yalan olur.Şöyle ki..."

Bu sefer ne gibi boktan bir yalan uyduracaksın acaba?

"Bana içerde öyle bir şey olmadığını söyledin Tutku!"

"Şöyle ki biz Sarp'la bu sabah kavga ettik. Fark ettiyseniz eğer o benden erken eve geldi. Biz kavga ederken ayrılma kararı aldık. O yüzden size de söyleme gereksinimi bulmadık. Az önce mutfakta yaşananlar da kendini affettirmek için yapmış olduğu bir şey. Siz gelmeseydiniz ben ona cevabını verecektim. Fakat siz bizi öyle yakalayınca söyleyeceklerim yarıda kaldı. Sana da o yüzden öyle söylemedim anne. Ayrılmak istediğime emin olduğumu Sarp'a söylemek için. Sonuç olarak ayrılacaktım ve senin de öğrenmeni gerek bulmadım."

İyiydi kabul et. Ben böyle yalan bulamam anasını satayım.

Bu aptalın bu dediklerine annem kesin inanırdı. Araya bir şeyler serpmem gerekiyordu.

"Hala mı aynı karardasın Tutku? Sana kaç defa söyledim. Emniyette olur böyle şeyler. Sanki benim suçumdu."

"Kıza sarılmak emniyette olacak şeyler zaten demi Sarp?! Oranın emniyet olduğundan emin miyiz?! Bana daha çok başka bir yer gibi geldi. Hani önceki hafta gidipte gelmek bilmediğin bir yer. Tanıdık gelmiştir belki."

Oha! Kız sert çıktı. Siksen yine altından kalkamazsın.

"Bir dakika! Sarp bu duyduklarım doğru mu?!"

"Anne önceki hafta bizimkiler çok istedi bende gitmek zorunda kaldım. Bugün yaşananlarda sarhoş olmuş bir grup şikayet için emniyete geldi. O sırada kız bir anda bana sarılınca Tutku beni o halde gördü. Olay bundan ibaret."

İyi hallettin. Fakat buna da bir cevabı var gibi duruyor.

"Bundan mı ibaret?! Kız adınla seslenip durdu Sarp! Sen şuna direk önceki hafta tanıştığım kız beni gördü ve üzerime atladı desene! Artık o zamanda mı böyle sana atladı da tutabildin bilmiyorum. Çünkü gayet güzel yakaladın kızı!"

Sen bunla yarışamazsın.

"Bir sakin olur musunuz Allah aşkına? Saçma sapan bir neden için kavga edip duruyorsunuz. Bakın şu an az önce yaşananları araya koymuyorum. Ama böyle güzel bir haberi verdikten sonra öyle hemen ayrılamazsınız. Demi Hülya?"

"Kesinlikle."

Başıma beladan başka bir şey değilsiniz.

Tutku'dan devam:

Ulan Alpay ulan Alpay senin ben yapacağın işin içine sıçayım! Şu düştüğüm hallere bak! Biz ne ara sevgili olduk gavurun oğlu? Hayır hata bende! Senin gibi dengesizin tekine neden uyuyorum ki!

"Ama benim kararım kesin ben ayrıl-"

"Bana bak seni şurada ayağımın altına alırım." hıh iyi bok yedin Tutku. Senin aklın olsa buraya mı gelirdin? Siktir olup giderdin kendi evine. Televizyonunda izlerdin dizilerini.

"Barıştığınıza göre artık şu yemeğe oturalım. Adam ağaç oldu orada." Anne sus! Allah rızası için sus!

"Neyse Sevda. Biz bahçeye çıkalım. Gençlerin konuşacakları vardır." o anlamlı gözlerini oymadan bence de çık Hülya teyze! Hayır yaklaşık yarım saat önce ikimizin de ağzına sıçıyordunuz fakat şimdi sevgili olayı olunca beni burada sikse mutlu olursunuz.
Yanımızdan ayrılıp bahçeye çıktıklarında suratına bir tane geçirmemek için kendimi zor tuttuğum kişiye baktım. Evet artık adıyla seslenmek bile istemiyorum.

"Böyle bir bok yedin ne geçti eline?! Hayır bundan ne kazanç sağlayabiliyorsun anlamıyorum! Birbirimizden haz etmediğimizi biliyorsun ve böyle bir saçmalık ortaya koyuyorsun! Tebrik ederim seni! Belayı kendi koynuna aldın!"

"Ben gayet bu durumdan mutluyum. Ne de olsa artık günaha girmiyoruz. Yat kalk şükret bence."

"Yemin ederim seni Nazife teyzenin kucağına atarım Alpay! Dalga geçmeyi bırak! Günahmış! Senin ben günahını si-"

Headshoot!

Gerçekten mi? Yani şu an elektriğin gideceği zaman mıydı? Dizi mi çekiyoruz? Alpay'la mı sınanıyoruz belli değil. Gözünü sevim geri gel ya. Kendimi oyunun ortasında elektrik yüzünden afk (oyun dışı) kalmış gamer gibi hissediyorum.

"Allah belanı versin Alpay. Gerçekten Allah belanı versin."

"Elektriği ben mi kestim aptal?"

"Emin ol başka bir nedenden kesilmiş olsa bile benim için her şeyin sorumlusu sensin. O yüzden git getir şu elektriği. Zeus'u mu sikersin başka bir şey mi yaparsın bilmem."

"Sen annemgilde olmanın rahatlığıyla böyle konuşmaya başladın heralde yoksa götün yemez."

"Allah Allah beni sana bağlayan ne ki götüm yemesin? Sen kimsin?"

JF Kennedy!

Aklıma gelen espriyi sikim.

"Çocuklar içerden mum getirir misiniz?" Cahit amcanın sesiyle Alpay'ın karanlıktaki silüetine döndüm.

"Ben mi bulacağım Alpay?"

"Yapmaman için bir sebep yok."

"Seni burada yapmamak için bağlayan şey ne?"

"Soğan soydum Tutku. Sonuç olarak bir iş yapmış bulunuyorum. Sen ise sadece izledin. Bir boka yaramak için işte sana fırsat."

"Kardeş miyiz sevgili miyiz? Korkuyorum ben sen git."

"Her gün ceset kesen bir kızın karanlıktan korktuğuna beni inandıramazsın." haklı bir isyan ama ben gitmek istemiyorum. Sevgiliysek kendisi gidip almalıydı. Hiç umrumda olmazdı. Hemde burası onun ailesinin eviydi. Ben nerden bileyim mumlarının yerini.

"İyi gitme. Bende gitmiyorum."

"İyi yürü beraber gidelim. İki romantik sahne görsünler."

"Ne saçmalıyorsun sen ya?"

"Yürü Allah'ın cezası. Yine çocuk ettin beni." böyle adam olursun işte. O önde ben arkada ilerlemeye başladık. Hayır anlamadığım bizim böyle saçmalıkların içinde olmak yerine HL'yle uğraşmamız gerekmiyor muydu? Bizim onun annesinde ne işimiz var?

Şüphelenmeyi ne zaman bırakacaksın acaba? Bir mum ararken de bunu düşünme.

"Alpay."

"Söyle."

"Biz annengile sadece annemin annengile söyledikleri için mi geldik? Yoksa başka bir şey mi var?" dediklerim karşısında bir an durup bana döndü. Telefondaki flaşı yüzüme  tuttuğunda gözlerimi kısmak zorunda kaldım.
Bu şüphe falan değildi. Sadece başka bir şey varsa öğrenmek istiyordum. Alpay hayatını bu kadar rahat yaşayan bir insan değildi çünkü. Hem bu sevgili olayını neden başımıza sarmıştı bilmeliydim.

"Bazen çok zeki davranıyorsun. Ve bazen de çok aptalsın. Garipsin."

"Sorumun cevabı bu değil."

"Babam böyle olmasını istedi. Seni elimde tutup korumam gerektiğini çünkü Haluk'un seni istediğini söyledi. Kan bağının olması böyle boktan sebeplere neden olabiliyor işte."

"İyi de beni neden istiyor? Baban bunu nerden biliyor? Ne oluyor Alpay?"

"Tedirgin olacak bir şey yok Tutku. O adamın kızı oldığun için seni istemesi gayet normal. Sadece korumam altındasın o kadar."

"Peki ya sevgili olayı? Hala neden böyle bir şey yaptığını bir türlü anlayamıyorum da."

"Seninle bu kadar vakit geçirmemin yanlış anlaşılmasını düzeltmek için. Kısaca geleceğe yatırım." dediğinde göz devirdim. Geleceğe yatırımmış.

"Peki neden buradayız? Baban buna bir şey dedi mi?"

"Sen yine fazla meraklandın. Ne bu? Güvenmiyor musun bana?"

"Geleceğe yatırım Alpay. Anlarsın ya yanlış anlaşılmaları düzeltmek için." bugün de fazla mı iyiyim ne? Yaşla beraber laflar da eskir diye düşünüyordum.

Çokta iyi değildi.

"Hmm sen fazla mı tahrik edicisin bugün?" ben yanlış mı duydum yoksa bana mı yürüyor? Şu tiple neyin tahriği? Olsa olsa ben öyle olurum.

"Lafı değiştirmek için böyle yollara girmene hiç gerek yok. Hem şu flaşı suratıma tutmayı bırakır mısın? Kör oldum."

"Görsen de bir boka yaramıyor zaten." şu adamın lafları beni gömmek dışında başka bir şey yapmıyor. Çıldırmak üzereyim.
Mutfağa gelip flaşla dolapları kurcalarken bende sandalyeye oturdum.

"Genelde sıcaktan erimesin diye buzdolabına konur. Belki oradadır. Bir bak bence." dediğimde dolabı açıp içini kurcaladı.

"Yok."

"Havaya bak Alpay." sandalyeden kalkıp yanına gelirken masanın köşesine kalçamı vurmamla içimde tuttuğum küfürü dışarı attım.
Buzdolabına ilerleyip rafları kurcalamaya başladım. Dolabın en ücra köşesinde duran mum kutusunu alıp tezgaha bıraktım.

"Havaya bakmakla olmuyor. O değil de kalçamı masada bıraktım resmen. Çok sert geçirdim. Daha fazla burada durmak istemiyorum. Gidelim artık."

"Sessiz ol."

"Ne?"

"Üst kattan ayak sesleri geliyor. Ben gelene kadar sakın buradan ayrılma. Tamam mı?"

"Alpay rüzgardır. Boşver."

"Ayak sesleri mi rüzgar? Dalga geçmeyi bırak artık."

"Tek gitme. Bende geliyorum." tek gitmesi doğru değildi. Yanında gitmeliydim.

"Aptalca davranmayı bırak. Şimdi mumlardan birini yakıp bizimkilerin yanına git. Ben geleceğim az sonra." kafamla oynaylayıp kenara çekildim. O yanımdan ayrıldığında mumlardan birini yakıp mutfaktan çıktım. Salonda ilerlerken telefonumun çalmasıyla salona geçmek zorunda kaldım.

Batu arıyor...

"Efendim Batu?"

"Tutku söyleyeceklerimi dinle ve lütfen sakin ol. Tamam mı?"  yine ne saçmalayacaktı acaba? Gerçekten dinlemek istemiyordum.

Alpay'dan devam:

Adım sesleri yatak odasından geliyordu. Hırsız olmasını umuyordum. Eğer HL'nin adamlarındansa işte o zaman gerçekten tehlikedeydik.
Kapıyı hızla açıp girdiğimde karşımdaki kişinin silüetiyle karşılaştım.

"Çok şükür geldin. Bekle bekle nereye kadar Alpay?" kim olduğunu bilmediğim piçin teki anlaşılan beni gayet iyi tanıyordu.

"Kavga ya da başka bir şey için gelmedim buraya Alpay. Şu arayıp durduğun herif benim. Sizin HL'yi yakalamanız için ipucu veren herif. Kısaca sizin taraftayım."

Sakin ol.

"Evime böyle izinsiz girmene gerek yoktu. Konuşacak başka yerler de vardı."

"Sende haklısın tabi. Ailene zarar gelecek korkusu her evlat için korkutucudur. Ne kadar üvey olsa da." Beni çok iyi tanıyordu bu herif. Başka açıklaması olamaz.

"Ne istiyorsun?"

"Tutku'yu. Onu şu durumda koruyamazsın Alpay. Bunu çok iyi biliyorsun." kim olduğunu bilmediğim herif benden Tutku'yu istiyordu. Bunu benden istemesi büyük saçmalıktı.

"İşime karışılmasını sevmem. Karşımdaki sen olsan bile."

"O benim kardeşim Alpay. Onu senden daha iyi koruyacağıma eminim. Bu yüzden dediğimi dinle." Tutku'nun abisi mi vardı? Bu piçte mi deney sonucu doğdu yani?

"Sende mi deney sonucusun?"

"Aynen öyle. Aslında ilk deney bana yapıldı. Sana değil. Eğer Tutku'yu verirsen artık sırrını güvence altında tutabilirsin. Olması gereken de bu Alpay."

"Seni dinleyecek değilim. Ve Tutku'yu da sana vermeyeceğim. Bunu benden istemen bile aptallıktı."

"Onu zorla alırım Alpay. Ve emin ol haberin bile olmaz. Kim olduğumu bilmediğin gibi."

"Bekliyorum. Gelip almanı. Tabi alabilirsen. Kim olduğun sikimde değil. İşime burnunu sokarsan yok ederim seni. Bunu göze alarak hareket et."

"Peki o zaman. Yaşanacaklardan ben sorumlu değilim. Ha bu arada bir şey daha var. Şu deney sonucu doğanlar. Onlara dikkat et. İçlerinden birisi sizi arkanızdan vurmaya çok müsait. Bir köstebek yüzünden hayatınız çöp olabilir." yanımdan ayrılıp pencereden kaçarken gözlerim dışarıya takılı kaldı. Eğer gerçekten içimizde bir köstebek varsa herkesin hayatı tehlikeye girerdi. Ama önceliğim Tutku'ydu. O adama güvenmiyordum. Abisi olduğuna inancım sıfırdı. Tutku'yu ona vermeyecektim. Her şey ortaya çıkana kadar. Ve o herifin kim olduğunu öğrenene kadar.

Tutku'dan devam:

"Söyle Batu ama acele et. İşim var."

"Şu hastanede beraber dolaştığın bir arkadaşın vardı." Duygu'dan bahsediyordu. Ama neden?

"Duygu."

"Evet. Ben bunu nasıl açıklayacağımı bil-"

"Batuhan geveleme de cevap ver! Duygu'ya ne oldu?"

"Evinde ölü bulundu. Vücudu delik deşikti Tutku. Masasının üzerinde bir not bulduk. 
Notta: 'Dünyadan izini silsen de, her zaman bir ipucu vardır. Her şeyin cevabı aslında onda saklıdır.' yazıyordu."

Beynimde dönüp durdu bu kelime. Hata yapmıştım. Büyük bir hata hemde. Babama söylemiştim ben bu lafları. Bir yeri atlamıştım. Onu incelerken bir yeri atlamıştım. Bütün cevap ondaydı. Cevabı alamadım.

Dünyadan izini silsen de, her zaman bir ipucu vardır. Her şeyin cevabı aslında onda saklıdır.

Cevap hala babamdaydı. Ve benim onu mezarından çıkarmam gerekiyordu.

_______________________________________________

Bir Tutku'nun abisi eksikti o da oldu. Duygu öldü zaten yapacak bir şey yok. O Halil'in de ağzına sıçayım. Ölüsü bile bırakmıyor peşimizi diyeceğim bir bölüm oldu. Diğer bölüm feci hoş olacak bir bölüm. O yüzden takipte kalın derim.

İthaf işini şimdilik bıraktım. O yüzden ithaf etmeyeceğim.

Günün sorusu:

– Gerçekten köstebek varsa bu köstebek sizce kimdir?

Cevapları bekliyorum yoruma. Oylarınız için şimdiden teşekkür ederim. Diğer bölüm mezar kazmak dileğiyle iyi günler dilerim. ♥️😆🤣😆♥️

Continue Reading

You'll Also Like

65.9K 322 5
mesleğini eline alamayınca kendini barlarda escort ilan etmiş bir kızın aşk hikayesi...
1.9M 82.9K 66
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
392K 3.2K 23
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
68.4K 1.5K 32
bir gün ansızın babam yanında onlarca siyah takım elbiseli adamlarla gelmişti ben okulu bitirmeyi planlarken o benimle evlilik planları kuruyordu ond...