DUYGUNUN ÖTESİNDE +18

By rekolya

783K 26K 6.7K

♣️+18 sahneler vardır! Rahatsız olacaklar okumasın!♣️ Dudakları dudaklarıma imzasını bırakırken elim arsızca... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
20
21
22
23
24
25
26
Duyuru
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52

19

17.9K 639 275
By rekolya

"Sikim sizi! Bas gaza!" arabadaki sert sesi gazı fullemeye sebep olurken koltuğa daha çok sindim.

"Alpay b-"

"Sus! Sana sonra geleceğim!" kesin çıkan sesiyle susmak zorunda kaldım. Çok sinirliydi. Eğer Mete'ye bir şey olursa bunun hepsi benim suçum olurdu.

Allah kahretsin!

"Daha hızlı git Görkem." sakinleşmeye çalışan sesi sanki yeniden küllerinden doğuyormuş gibiydi. Ve bu sakinlikten çok vakti geldiğinde patlamaya hazır olan biri volkan gibiydi. Söylediklerimi sindirmeye çalıştığından emindim.

Ev göründüğünde torpidodan silah çıkardı. Görkem arabayı kenara park etmesiyle hızla arabadan inip eve girdik. Koltuğa yayılmış Savaşgil'i gördüğümüzde rahatlarken Alpay beni kenara yitip İnci'nin odasına daldı. Arkasından yetiştiğimde odanın boş olduğunu gördüm.

"Alpay ne oluyor? Ne bu sinir? Hem neden İnci'nin odasındasınız?" Barış'ın dediğiyle şifonyere sert bir tekme geçirmesiyle irkildim. Kaçırılmış mıydı yani?

Odaya girip etrafı kurcalamaya başladım. Bu kadar kişi evdeyken kaçırılmış olamazdı.

"Alpay ne oluyor?!" Barış'ın ısrarlı tavrına karşılık Alpay daha fazla sinirlendi.

"Mete nerede?" kulaklarımda turlayan isim canımın yanmasına sebep oldu. Gebertecekti onu. Odaya bakınmayı bırakıp Alpay'ın yanına ilerlediğimde oturma odasından buraya gelen Nil'in gözleri beni buldu. Endişe yüzünde gezindi bir müddet. Alpay'ın öğrenip öğrenmediğini anlamaya çalışıyordu fakat çok geçti. Şu an bu durumdan yırtmış olabilirdi ama Alpay'a her şeyi anlatacaktım. Ona da sıra gelecekti.

"Yetimhaneyi ziyarete gitti. Biri artık bir şey söyleyebilir mi? Neyin peşindesiniz?"

"İnci?"

"İnci ne?" anlamsız bakışlar Alpay'ın yüzünde gezindi.

"O nerede?"

"Azra ile hastaneye gittiler. Kendini kötü hissediyormuş. O kadar yemeye bende hasta olurum." Kutay'ın her zamanki rahat tavrı Alpay'ı daha fazla gerdi. Patlamaya yakındı.

"Adam bizi parmağında oynatıyor. Ve bizde parmağında olmayı zevk biliyoruz." Görkem'i içten içe onayladım. HL fazla oluyordu artık. Bu işte bir bokluk vardı.

"Tutku tatlım bir gelsene benle." Nil'in sahte nazikliğini umursamazken koluma dokunmasıyla ona dönmek zorunda kaldım. Hala kendi paçasını kurtarmaya çalışan bir orospudan farkı yoktu.

"Tutku'yla benim işim var. Mete ve İnci geldiğinde bana haber verin." Alpay'ın sesiyle Nil ellerini üzerimden çekerken Alpay bakışlarını üzerime dikti. Nil ise artık her şeyi ona teker teker anlatacağımı anlamış gibiydi. Merdivenlerden çıkmaya başlayınca bende arkasından ilerledim. Odasına gelmiştik. Her zamanki gibi düzenliydi. Fakat konu bu değildi.

"Sıkışmış kuyruğunu kurtarmak için üç saniyen var." dediğinde derin bir nefes verdim. Anlattıklarımdan sonra bu sefer kendine gelebileceğini sanmıyordum. Şu an bile çok sinirliyken söylemem mantıklı sayılmazdı.

Fakat zorundasın.

Haklıydı. Söylemek zorundaydım. Daha fazla bu güven olayında sorun yaşamamız doğru değildi. Birbirimizden bir şeyler saklamaktan sıkılmıştık. HL işini kökten halletmek için bu işe doğru şekilde başlamalıydık. Ama sıkıntı o değildi. Eğer ona her şeyi söylersem Nil'le yaptığımız anlaşmayı da söylemek zorundaydım.

İnci'den uzak tutmak için onu ayartmaya çalıştığım anlaşmayı.

Bilmemeliydi. Eğer ona bunu söylersem bende yanardım.

Yalan söylersen yine yanacaksın.

"Bana İnci'nin hamile olduğunu söyleyen kişi Nil'di. Bende bilmiyordum başta. Mete ve İnci konuşmak için içmeye gitmişler. O sırada fazla kaçırdıkları için beraber olmuşlar. İnci sonrasında hamile olduğunu öğrenmiş. Fakat bebeğe kıyamamış. Sonra işte kızlar bir gün içmeye gitmişler. İnci de bebeğe zararlı olmasına rağmen içmiş ve sarhoş olmuş. Sonra her şeyi Nil'le Azra'ya anlatmış. Nil'de gelip bana söyledi. Senin bebek yapmayı yasakladığını ve bu yüzden bebek yapmadıklarını. Eğer öğrenirsen onları öldüreceğini söyledi. İnci seni sevdiği için senden ve Mete'den her şeyi sakladı. Eğer bebek doğarsa onunla olmayacaktın. Mete de bebek için buna izin vermezdi. Nil de Mete'ye zarar vermemen için benim yanıma geldi. Çünkü Mete'nin hiçbir suçu yoktu. Benden seni İnci'den uzak tutmak için yardım istedi fakat bu yardım tehdite dönüştü. E-eğer seni kendime aşık edip İnci'den uzak tutmazsam bu bildiklerimi sana söylemediğim için kendisi dışında beni de yakacaktı. F-fakat kabul etsem de yapmadım, yapamadım. Bu doğru değil-"

"Geri kalan her şey doğru muydu da bu yanlıştı?! O aptal kadın İnci'nin çocuğu olduğu için kıskanıp ortaya masum birini attı ve sende o kişi üvey kardeşin diye ona inandın öyle mi?! Bana güvendiğini söyleyip etrafta dolanıyordun ama kendi menfaatlerin içindi! Bana söylemediğin sürece Mete'ye bir şey olmayacaktı ve sen kardeşini koruduğun için mutlu olacaktın! Ama gördüğün üzere artık ikisinin de başı belada! Özellikle de karnındaki bebeğin!" Nil bu kadar aptalca düşünemezdi. Kıskandığı için böyle bir bok yemezdi.

"Nil kıskandığı için bunu neden yapsın?"

"Çünkü Levent'le çocukları olmuyor. Levent kısır ve Nil bunu bilmiyor. Levent üzülmemesi için bunu ona söylemedi fakat Nil sıkıntının kendisinde olduğunu zannediyor. Bu yüzden çocuk hakkında bu kadar hassas. İnci'nin hamile olması onu delirtmiş olmalı." dedikleriyle Nil'le aramdaki konuşmalar kafamda dönüp durdu. Çocuk için miydi her şey? Basit diyemiyordum. Çünkü basit görülecek bir konu değildi ve ben bunu kaldıramazdım. Çocuğu olmadığı için sıkıntının kendinde olduğunu düşünüp içten içe kötü oluyordu.

"Buraya geldiğimde Levent bu iş bittiğinde çocuk yapacakları konusunda konuşmuştu. Kısır olduğunu bile bile neden bunu söyledi?"

"Nil'in umudunu kesmemek için." Levent çok ince düşünüyordu. Karısının mutluluğu için yalanlarla yaşıyordu. Bu onu içten içe öldürse de buna göğüs gerebilen nadir insanlardan biriydi galiba.

"Bunları sana daha önceden söylemediğim için özür dilerim fakat ben Mete'ye za-"

"Ben suçsuz birine zarar verecek kadar karaktersiz biri değilim! Bunu o beynine sok artık!"

"Hatalı olduğumu biliyorum fakat sana güvenemiyorum. Ben sana nasıl güven vermiyorsam sende bana vermiyorsun. HL'nin oyununa duygularınla hareket ettiğin için beni onların tarafındaymışım gibi gördün. Bu üç gün içinde kendimden şüphe ettim. İmkansız olduğunu bile bile kendimden şüphe ettim. Çünkü senin dediklerine Allah kahretsin ki inanıyorum. Bende böyle bir aptalım. Güvenmediğim halde sözlerin benim gözümde inandırıcı. Ve ben göz göre göre dediklerine inanıyorum Alpay. Birini öldürmekle suçlanmak gerçekten iğrenç bir şey. Bunu şimdi daha iyi anlıyorum. Sana yalvarıyorum Alpay. Artık bu aramızdaki güvensizlik bitsin. Başımıza ne geliyorsa birbirimize güvenmediğimiz için geliyor. Ben sana artık bu saatten sonra güveniyorum. Hiç kimseye güvenmediğim kadar sana güveniyorum. Sende bana güvenir misin?" öylesine suratıma bakıp derin bir nefes verdi. Yüzüne baktığımda hiçbir şey anlayamıyordum. Hani insanların gözüne baktığımızda bir şeyler anlatmaya çalışıyor gibi bakıyor deriz ya. İşte o yalandan ibaretti. Öyle bir şey yoktu. Bu gözle görülecek bir şey değildi. Ya çok iyi tanımalıydınız o kişiyi ya da o size bile isteye belli ederdi. Başka yolu yoktu bu işin.

Açılan kapıyla içeri Görkem girince Alpay bakışlarını üzerimden çekti.

"Mete eve geldi. Azra'yı aradım beş dakikaya onlarda gelecek. Herkesi oturma odasına topladım. Şu konuya temize çekelim artık. İş tehlikeli olmaya başladı." dediğinde Alpay geri bana döndü.

"Herkes geldiğinde sana cevabı vereceğim. İkinizde inin. Geleceğim az sonra." (erkek adam! asdadssdasd😅)

Sesimi çıkarmadan odasından çıktım. Merdivenlerden indikten sonra salona geçip meraklı gözlerin üzerime çekilmesini seyrettim. Mete'nin bakışlarında takılmamak için çabalayıp koltuklardan tekine geçtim. Nil'in gözlerini de Mete gibi üzerimde hissediyordum fakat ona bakmamayı kendime görev edinmiştim.

Kapının çalmasıyla kalbimdeki hareketlilik kendini belli ederken Nil ayağa kalkıp kapıya baktı. İçeri giren İnci'yle Azra bizi görünce durmak zorunda kaldılar.

"Ee doktor ne dedi? Bir dahakine insan gibi mi ye dedi?" Kutay'ın ortamı yumuşatmak için yaptığı şebeklik yüzümü daha fazla düşürürken İnci altta kalmadı.

"Doktor orospu çocuklarıyla bir arada çok kalmışsın. O yüzden bu sende mide bulantısı yapmış dedi. İlaç olarakta seninle aynı ortamda olmamam söylendi. O yüzden bana laf atmak yerine siktir olup gitsen çok iyi olur."

"Orospu çocuğunu bilmem ama kimin orospu olduğu belli." ağzımdan istemsizce çıkan laf herkesin bana bakmasına sebep olurken ne dediğimi daha yeni kavrıyordum.
Belki de artık konuşmanın zamanı gelmişti.

"Sen kimsin de bana böyle bir ithamda bulunabiliyorsun?!" yanıma doğru yürürken Azra kolundan tuttu.

"Kutay ortada ki sehpayı biraz kendine çeker misin?" dediğimde sehpayı kendine çekti.

Alpay gelene kadar ağzına sıçabilirdim.

"Orospu olduğunu kabul ettiğine göre Kutay'a boşa laf yetiştirme. Burada bir boka yaramaktan çok bize sıkıntı çıkarıyorsun. Ve sende bunun gayet farkındasın." sinirlenmesi gülümsememe sebep oldu. Azra'yı hızla kenara yitip üzerime gelmesiyle suratına yumruğu geçirdim. Düşeceği sırada kolundan tutup tekli koltuğa ittim.

"Bak görüyorsun değil mi ne kadar da düşünceli bir doktorum? Düşmene izin vermeyecek kadar karnındakini düşünüyorum. Şşt sakın ağlama. Dudağın patladı diye bebeğe bir şey olmuyor. Dikkatini çekerim özellikle suratına geçirdim. Ovv...ağzımdan kaçırdım. Hamile olduğunu herkes öğrendi. Şimdi ne yapacağız? Doktora sormadın mı ben biraz orospuyum doktor hanım. Sevdiğim adama değil de onun arkadaşına verdim. Ne yapacağım ben diye? Böyle mal mal baktığına göre sormamışsın anlaşılan." içimde oluşan ferahlıkla bir kez daha gülümsedim. Birinin ağzını dağıtmayalı uzun zaman olmuştu.

"Hiç bana bakmayın benden değil amına koyim." Kutay açıklama yapma zahmetine girerken salona Alpay girdi.

"Mete bir açıklama yapmayacak mısın?" dediğinde bütün bakışlar Mete'ye döndü. Mete öylece kalırken Alpay koltuğa geçip elindeki sigarayla oynamaya başladı.

"Sen hamile misin İnci?" sorusu İnci'nin ona bakmasına neden oldu. Bu bakış bile cevabı olumlu yapmaya yetiyordu.

"Bana cevap ver! Hamile misin?!" sesi yükselirken kendimi koltuğa attım. O ise ayağa kalkıp tam karşısında durdu.

"Bir şey söyle!"

"Evet! Hamileyim! Bir çocuğumuz olacak! Duymak istediğin eğer buysa söylüyorum! Senden hamileyim!" Mete'nin bakışları İnci'nin karnına indi ve bir müddet orada durdu.

"Yediğin bokun sonucuna bakmak bir kurtuluş değil Mete. Haluk bebeğin peşinde. Sizin sikik kafanız uyardığım halde beni dinlemediği için şu an herkes tehlikede. Yaklaşık bir saat önce bir adam gözümüzün önünde öldürüldü. Tabi bunları düşünmüyorsunuz. Çünkü işiniz gücünüz kafanıza göre hareket etmek. Şu an ağzınıza sıçmıyorsam bu size olan güvenimden dolayıdır. Güvenimi sarsmaya kalkarsanız hiçbirinize acımam. Bunu bilin ve ona göre hareket edin." bakışları beni bulurken yüzümde oluşan gülümsemeyi anında sildim.

"Gelelim İnci ve Mete'ye. O bebeği doğuracaksın İnci. Sizin hatanız yüzünden o çocuğu göz göre göre ölüme terk etmem. Her ne kontrol varsa hepsine git. Ve kafandan saçma sapan planlar kurup beni elde etme saçmalıklarından vazgeç artık. Çünkü benim sözüm sana ne kadar geçiyorsa sende benim için o kadar geçerlisin. Fakat sözlerimi sende geçerli olmamış. İşte bizim olurumuzda bu kadar geçersiz. Hem artık Mete'yi sevmeye bak. O da seni sevmeye bakacak. Cezanız bu. O çocuğun hayatını kendi hayatınız gibi boka çevirmenize izin vermem." dediğinde kimseden bir ses çıkmadı. Olması gereken de buydu galiba.

...

Suyun altında olmanın vermiş rahatlıkla gözlerimi kapadım. Üç gündür duş almamıştım ve bu oldukça iğrençti. Suyun altında biraz daha kaldıktan sonra havluyu vücuduma sarıp banyodan çıktım. Azra'dan aldığım eşyaları üzerime geçirip ıslak saçlarımı umursamadan odadan çıktım.

"Listemin başındaki hatun banyodan çıkınca daha bir bir seksi görünüyor. Yolun bir gün odama düşerse ge-"

"Senin odana gelmemek için önem verdiğinden eminim Kutay." Savaş'ın tavrına orta parmakla cevap verip bana göz kırptı. Garip bir şekilde yavşaklık ona yakışıyordu.

"Hatun elinin sert olduğunu bize bugün kanıtladın. Elinin tersindeyken bir tane suratına geçirmeye ne dersin?" Kutay yine ve yine bana takılırken burnuma gelen sigara kokusuyla arkamı döndüm.

"Konuşmanızı aşağıda yapın. Sinirimi bozuyorsunuz."

"Uyandıktan sonra sigara içmek işsizlikte kaçıncı seviye acaba? İki saat yatayım diye gittin akşam oldu."

"Kutay yanına gelirsem hiç iyi şeyler olmaz. Barına git ve bir daha gelme."

"Listemin başındaki hatun buradayken nereye gideyim Alpay? Saçını kurulamamışsın hatun. Kurutmamı ister misin? Nazik davranmak konusunda üzerime yoktur."

"Saçındaki ıslaklığı vücudumla bütünleştirmek istiyorum desene sen şuna. Öpüşürken su damlalarının omzuna düşüp aktığını mı hayal ettin?"

"Küllerinden yeni bir playboy mu doğuyor ne?" demesiyle Savaş'ın göz devirmesi bir oldu.

"Biz ona halk dilinde yavşak diyoruz Kutay. Belanı sikmeden git artık. Sende git saçını kurut." Alpay'ın tavrına şaşırırken Savaş daha fazla katlanamayarak yanımızdan ayrıldı.

"Azra'dan saç kurutması ala-"

"Ben veririm." Kutay'ın direk atlamasıyla geriye çekilmem bir oldu.

"Kutay siktir git yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim." demesiyle ellerini kaldırıp yanımızdan ayrıldı. Saçımın arasına karışan sıcak nefesle kasılırken ileri adım atıp arkama döndüm.

"Geç içeri. Üşüteceksin gerizekalı." demesiyle içeri çekilmem bir oldu. Tişörtümü tutmayı bırakıp banyoya girince yatağa oturdum. Elindeki saç kurutma makinesini yanıma bırakıp yatağın ucuna uzandı.

"Sesten rahatsız olmazsan burada kurulayayım. Eğer rahatsız ol-"

"Kurula." dediğinde makineyi çalıştırıp kurutmaya başladım. Hızlı bir şekilde hareket ederken makineye tuttuğum elimi saran ellerle durdum.

"A-alpay?"

"Bok gibi kuruluyorsun. Bana dön." dediğinde elimi makineden çekip ona döndüm. Yatakta karşılıklı oturuyorduk ve saçımı kuruluyordu. Alpay...Alpay kuruluyordu.

At yalanı sikim inananı.

Gözlerim ara sıra gözleriyle kesişirken bakmamak için özel bir çaba sarf ediyordum.

"Birine güvendiğinde böyle davranıyorsan keşke daha önce güvenseydin bana." ağzımdan çıkan cümle beynimde yankılanırken alev aldım.

"Saçını kuruladığım için mi bu hareketler?" dediğinde kafamı kaldırıp sinirle yüzüne baktım.

"Hayır tabiki! Sadece artık samimisin. Ve bu güzel bir şey." makinenin sesi durduğunda oda koca bir sessizliğe boğuldu. Birbirimize bu kadar yakın olduğumuzu daha yeni fark etmiştim. Ve bu fazla garipti. Çekime kapılmak istiyordum. O istiyor muydu? Ellerimi yanaklarına koyup bir müddet yüzünü inceledim. Pürüzsüz ve bir o kadar da güzeldi. Baş parmağımı dolgun dudaklarında gezdirirken belimde hissettiğim ellerle dolgun dudakları dudaklarımı buldu. Sanki uzun bir süre bunu bekliyor gibiydik. Dudakları dudaklarıma imzasını bırakıp kendimden geçmeme sebep olurken elleri belimden kalçama geldi ve beni kucağına aldı. Yatağın çarşafı bedenimi titretirken ellerimi saçlarına geçirdim. Elleri kalçamı nazikçe sıktığında altımdaki sertlikte kendini bir o kadar belli etmişti. Dudaklarım dudaklarında kaybolurken bir anda kalçamı sıkmasıyla ağzının içine inledim. Bu farklıydı. Biz farklıydık ve bu yaşadığımız şeyler çok daha farklıydı. Ona kapılıyordum. Dudaklarından ayrılıp alnını alnıma yasladım.

"Belki de artık bunu bu sefer benim sana söylemem gerek. Sana güveniyorum Alpay."

_______________________________________________

2103 kelime. Waow!😆 Bölümü ithaf ettiğim kişi -Tuanaazel- arkadaşımız oldu tebrik ederim.

Bu bölümü yazarken parmaklarım koptu. Kısaca çarpıldım diyebilirim.

Valla ne yalan söyleyeyim İnci o yumruğu haketti.😫 Yine olsa yine vururum.

Neyse. Bu bölümde benim için:

'Aşk bir yalaktır, içine düşen salaktır.' diyebileceğim bir bölüm oldu. Öpüşmeleri 19. Bölüme kısmetmiş ne diyeyim amk.

O değil de ben hala Mete yavruma çok üzülüyorum. Daha ne yaşayabilirdi ki? En büyük günahı zaten İnci'yi sevmeye çalışmak olacak.

Neyse. Siz yazarınıza güvenin. O duruma bizzat el atmaya çalışacak çünkü yazar olmak bunu gerektiriyor maalesef. Ve bölümün başından beri kafamda şu dönüp durdu.

-Size göre Alpay nasıl bir karakter? Davranışları ve hareketleri çocukça mı olgunca mı?

Gerçekten bu sorunun cevabına çok ihtiyacım var. Çünkü Alpay'ı yazar ben olsam da bazen anlayamıyorum. Çok karmaşık bir adam. Bir de sizin düşüncelerinizi alayım dedim. Bölüm sorusu da bu olsun. Yoruma bekliyorum.♥️😆🤣😌😉🤓😮

Continue Reading

You'll Also Like

157K 11.2K 34
Agra bebeğiyle çaresizce sokakta yaşarken bir gece karşısına çıkan adamla hayatı tamamiyle değişir. Ferişte - Masum, melek ve günahsız demek. Not: +...
718K 27.4K 89
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
22.2M 893K 115
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
102K 5.8K 33
TAHASSÜR Cihan ve Kamerin hikayesi... Yıllar önce birbirine verilmiş sözler... Yıllarca birbiriyle kavuşmayı bekleyen iki insan yıllar sonra tekrarda...