müzik kutusunu yutan kız.

By ssarhoskedi

2.4K 478 637

▪kısa hikaye, tamamlandı. Genç kız bedenini iskeleye yatırıp; gözlerini, gökyüzüne değdirdi. Bulutlar gözle g... More

iskeledeki masal kahramanı.
teknede ki prens.
toprağından koparılan kelimeler.
şehrin gürültüsünü bastıran gözler.
gözyaşları ile büyüyen umut.
işitmek artık her an gökkuşağının altından geçicekmişcesine yakın.
bir varmış hep varmış.
kucak dolusu sevgilerle, teşekkürler.

ilmek ilmek örülen sarmaşıklar

225 56 52
By ssarhoskedi

Güneş batmaya başlamış, yerine geceye bırakıyordu. Herhalde onca saat etrafı aydınlatmaktan bitap düşmüştü, güneş. Gece nöbet tutacaktı biraz da.

Batan güneşin yerini alan tek şey gece değildi. Aynı zaman da evlerin ışıkları ve sokak lambaları da etrafı aydınlatmayı görev bilmişti. Ayrıca ay, insanlara güzellikler sunuyordu. Yakomozlar...

Teknede ki genç adam elinden süpürgesini bırakmış ve derin bir nefes almıştı. İşi bitmek üzereydi. Otomatik çay makinasının içine göz attı tekneyi terk etmeden önce, içinde az biraz çay kalmıştı.

Hemen makinenin yanında duran karton bardaklardan bir bardak aldı ve kendine çay doldurdu. Gitmeden önce biraz içi ısınabilirdi.

Çayı doldururken ki burnuna dolan çay kokusu gülümsetti onu. Tabii çayın kokusunun yanı sıra denizin kokusu da vardı. Fakat o koku zaten ruhuna bağlıydı.

Karton bardağı ağzına götürürken aynı zaman da etrafta gözlerini gezdiriyordu. Yine iskelede takılı kaldı gözleri. Yine o kız vardı. Aslında sabah orada biraz vakit geçirdikten sonra gitmişti fakat şimdi tekrar gelmişti.

Gözlerini ondan alıp bardağından çıkan buhara dikti, ardından çay makinesine döndürdü bakışlarını. Yüzünde tebessüm oluştu. Oturduğu yerden kalktı ve diğer karton bardağı eline alarak içine çay doldurdu. Çay doldurduğu bardağı bir eline, diğer eline ise birkaç şeker aldı. Tekneden dikkatlice inerek hemen yanında olan iskeleye doğru ilerlemeye başladı. İçinden gelmişti. Ona çay götürmesinde bir sakınca görmüyordu. Neden olsundu ki?

Kız ile aralarında birkaç adım kalmıştı. O adımları da attı ve yanına oturuverdi. Kız, yanında oluşan hareketlilikten dolayı kafasını sağına çevirdi. Gözleri, genç çocuğun gözleriyle kesişti.

Çocuk, hiç sesini çıkarmadan elinde ki çayı ve şekeri uzattı. Genç kız, biraz tereddütte kalmış olsada bardağı uzun parmaklarıyla sardı ve bir tane şeker kattı içine.

O da konuşmadı. Sadece tebessüm etti. Bazen dili tutulurdu kelimelerin. Gözler konuşurdu, tebessümler konuşurdu. Gözler, sesi olmayan kelimelerdi belki de.

İkisi de bakışlarını birbirlerinden çekip denize çevirdiler.Denizi dinlediler birlikte, denizin iç sesini dinlediler. Konuşmadılar ama birbirlerini dinlediler.

Continue Reading

You'll Also Like

106K 9K 47
Eşcinsel bir kurgudur.
233K 4K 3
Derin Gökser, 17 yaşında babasının işleri nedeniyle doğup büyüdüğü ilçeden, evinden ve okulundan ayrılmak zorunda kalır. Duygusal sancıların içinde...
325K 6.6K 15
(tamamlandı) Dağ Ayısı: Niye engelliyorsun kızım Hazal: Niye engellemeyeyim Hazal: Önemli biri misin sen? Dağ Ayısı: Değil miyim? Hazal: Artık değils...
663K 35K 59
"Hiç romantik olamayacağım. Sana o kadar derece yaptırdım, bunun bedelini benimle evlenerek öder misin?" Kendi kurduğu cümleye güldükten sonra sesli...