DUYGUNUN ÖTESİNDE +18

By rekolya

785K 26K 6.7K

♣️+18 sahneler vardır! Rahatsız olacaklar okumasın!♣️ Dudakları dudaklarıma imzasını bırakırken elim arsızca... More

1
2
3
4
5
6
7
8
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
Duyuru
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52

9

21K 687 25
By rekolya

Bu saçmalıktı? Onun bana güvenmesi için istediğini yapmaya hazırdım ama bu olmazdı. Saçmalığın daniskasıydı.

Bana güveniyor musun?

Hayır güvenmiyorum. Onun gözleri önünde çıplak kalmaktan...

Korkuyorsun. Her zamanki gibi.

Korkmuyorum. O geçmişte kaldı.

Yaşadığın şeyi gayet iyi biliyor bence.

"Biliyorsun değil mi?" güldü. Yine her zamanki gibi güldü.

"Hangi birinden bahsediyorsun? Bu zamana kadar neden kimseyle yatmadığından mı? Ya da sevgili yapamadığından mı?" Bunu kimse bilmiyordu o nasıl...

"Tacize uğradın. Bu yüzden kimseye güvenmiyorsun. Sana biri dokunacak diye ödün kopuyor. O olay yaşandıktan sonra babana bile güvenmedin. Yıllar geçti fakat o korku hep içinde bir yerde gizliydi.
Ölümden korkmuyorsun. Dün yaşadığın hayattan vazgeçmekte emindin."

Ortaokuldayken yaşadığım olay silinik bir şekilde gözlerimin önünden geçiyordu. O adamın pis yüzü ve hiçbir şey yokmuş gibi davranması...

"Bunu bana neden yapıyorsun?" sesim titriyordu. Nefes almakta zorlanıyordum. O bekliyordu. Soyunmamı istiyordu.

"Bana olan güvenini ve benim sana olan güvenimi ölçüyorum. En korktuğun şey bu. Bu da bu test için en güzel yol. Bana güveniyorsan soyunursun. En korktuğun şeye benim için karşı koyabilirsen bende sana güveneceğim. Çünkü bende en korktuğum şeyle karşı karşıya olsam bile senin yanında olacağım."

Yap şunu.

"Bana bir şey yapmayacağını nasıl anlayacağım?"

"Bu da testin bir parçası. Senin vereceğin bir karar. Bekliyorum."

Bunu yapmakta zorlanıyorsun. Fakat başka çaren yok.

O yaşananları sil kafandan. Yoksa hiç yapamayacaksın.

Elimi üzerimdeki büyük tişörte geçirip yavaşça çıkarmaya çalıştım. Kolumun acısı yüzümü buruştururken önüme atılan makasla Alpay'a baktım. Her şeyi düşünmüş müydü?
Yerdeki makası alıp tişörtü keserken kenarda duran boy aynasına baktım. Tişört üzerimden düşerken altımdaki eşofmanı güçlükle çıkardım. İç çamaşırlarımla karşısında dururken:

"Rahatsız olacaksan bana bakmayı kes." dediğinde gözlerimi kapattım. Ellerim sütyenin kopçasına giderken nefesimi tutup hızlıca çıkardım. Altımdaki parçayı da çıkardıktan sonra gözlerimi daha da sıktım. Görmek istemiyordum. Bu saatten sonra ne onun iğrenç bakışlarını ne de ben benim vücudumu görmek istiyordum. Bakamazdım.

"Gözlerini aç ve vücudunda sevdiğin bir yer seç." dediğinde açmamak için yumduğum gözlerimi aynaya doğru araladım. Çıplak vücudum gözlerimin önündeyken dediği şeyin saçmalığına bakmayıp vücudumu incelemeye başladım. Boynum kendini belli ederken Alpay'ın ne yapacağını bilmediğim için susmakla yetindim.

"Gerçeği söyle. Yalan konuşma." dediğinde gözlerim aynadan onun yansımasına kaydı.

Bakmıyordu.

Vücuduma bakmıyordu. Korktuğumu bildiği için yapmamıştı. Gözlerim o rahatlamanın verdiği şeyle yaşardı. Boynum kendini göstermeye devam ederken elim istemsizce enseme gitti. Ensemi seviyordum.

"Seçtim."

"Şimdi üzerini giyin. Ve Mete'nin odaya gelmesini bekle." üzerimi giyinirken yırtılmış olan tişörtü gördüm. O sırada kafama gelen tişörtle yalpalarken Alpay'ın kaslı vücuduyla karşılaştım.

"Testi geçtiğine göre artık anlaşma kabul edilmiş oluyor." odadan çıkıp beni yalnız bırakırken tişörtü zorla da olsa üzerime geçirdim.

Yardım edecekti bana. Ne olursa olsun yapacaktı. Ben zorda olduğumda o. O zorda olduğunda ben olacaktım.

...

"Bitti." ayağa kalkıp aynaya giderken gülmeye başladı.

"Hala kafam almıyor. Ne bok yedin de şu an bizden birisin?" ensemdeki dövmeyi zor da olsa gördükten sonra Mete'ye döndüm.

"Anlaşma yaptık. Elimden ne gelirse size yardım edeceğim. O da bana babamı verecek. Eğer babam gerçekten bu bokları yediyse Alpay'a vereceğim onu."

"Alpay da buna inandı öyle mi?" gerilmiş yüzü kendini belli ederken Alpay'ın her zaman oturduğu koltuğa geçtim. Artık bunu konuşmamız gerekiyordu. Benden bu kadar nefret etmesi sinirlerime dokunuyordu.

"Neden benden bu kadar nefret ediyorsun? O deneyi size ben uygulamadım Mete."

"Ama senin çevren sebep oldu. Daha gerçek ailemin kim olduklarını bilmiyorum. Baban kaçırmasaydı bizi en azından onların kim olduklarını öğrenecektim."

"Aileni bilsen bile o deneyin bir parçası olacaktın. O zamanda mükemmel bir hayat yaşamayacaktın. Şimdiyse biz bunun için burada değil miyiz? Hayatlarınızı düzeltmek ve intikam almak için."

"Bunu bizim için yapmıyorsun. Baban için yapıyorsun. O yüzden bizim tarafımızdaymış gibi davranmayı bırak."

"Eğer beni kaçırmasaydınız biz zaten Alpay'la HL'yi yakalamak için planlar yapıyorduk. Ama Alpay'ın beni kaçırma gibi bir fikri olduğu için size taraf aldım. Fakat bu HL'yi savunduğum ya da onlardan biri olduğum anlamına gelmiyor. Baştan beri bende bu durumdan rahatsızım. Ben hiçbir insanın hayatına mâl olacak kadar iğrenç biri değilim. Ve evet...bunu babam içinde yapıyorum. Lakin babamı sizden kurtarmak için değil gerçekleri öğrenmek için yapıyorum. Bunların aynısını Alpay'a da söyledim."
Kararlıydım. Bu sefer vazgeçmeyecektim. Ne kadar beni aşağılayıp dursa da umrumda olmayacaktı.

"O ensendeki pusula dövmesinin anlamını biliyor musun?" biraz yumuşamıştı galiba. Konuyu kapattığına göre o da istemiyordu.

"Geçici değil mi?"

"Sadece senin ki geçici. Bu olay bittiğinde sen kendi yolunda biz kendi yolumuzda olacağız. Neyse. Bu dövmenin anlamı her zaman pusulanın kuzeyi göstermesinden kaynaklı. Biz kuzeye 'Doğru Yol' diyoruz. O yoldan asla şaşmamak için ve birbirimizden kopmamak için. Şu an doğru yoldasın küçük cadı. Fakat bu senin başka yönlere gidemeyeceğin anlamına gelmiyor. Ve şu andan itibaren gittiğin diğer yollar bize ihanet demek. Bu da senin ölümün demek." ayağa kalkıp kapıyı açtığında bana dönüp çıkmamı işaret etti. Hızlıca toparlanıp kapıdan çıktık. Merdivenlerden indiğimizde herkes koltukta oturuyordu. Koltuklardan birine geçecekken Nil'in gelip bana aniden sarılmasıyla şoka girerken ne tepki vereceğimi bilmez hale geldim.

"Hoşgeldin." Nil'in gülümseyen yüzüne karşılık gülümserken Kutay yanıma gelip Nil'i nazikçe yitti.

"Şanssız küçüğüm benim yanımda oturacak. Oyalama şu kızı." kolumdan çekiştirip beni yanına oturttu.

"Şu an tüm sıkıntı senin yanında oturmaması mıydı?" Görkem'in sert tepkisi etrafı buza kesmişti. Galiba ciddi bir şey vardı. Herkes fazlaca sert ve sessizdi.

"Biz yukarıdayken bir şey mi oldu?" Mete'nin sorusunu içten içe onayladım. Gariplerdi.

"Haluk basına bu yaşananların hepsinin bir uydurma olduğunu, babanı da tanımadığını ve devlet adamına suç atmanın ağır cezasının olacağını söylemiş." Görkem'in dediklerini düşünürken bir yandan da ne yapacaklarını merak ediyordum.

"HL'ye sızsak? Levent doktor değil mi? Eğer içeriye adam akıllı sızabilirse içeride yapılanları kanıt olarak sunabiliriz."

"Tutku'nun dediği mantıklı olabilir lakin içeride ne olduğunu bilmediğimiz için çok tehlikeli. En ufak bir hata ölüme sebep olabilir." Savaş'ın dediğiyle Nil'in yüzü düştü. Levent'e bir şey olmasını asla istemezdi. O birbirlerinin ailesiydi.

"İşin kötü tarafı baban Alpay'ı biliyor. Bu da Alpay'ın görevlere dahil olmasını engelliyor. Ki babanın da gidip bu bizim hakkımızda Haluk'la konuştuğundan eminim. Özellikle de Alpay'dan." Alpay'ın bu durumu sıkıntı yapmayan bakışları etrafa yayılırken gözlerimi üzerinden çekip oturduğum koltukta geriye yaslandım.

"Eğer Haluk'u içten çökerteceksek bunu çevresindeki insanları ele geçirerek yapabiliriz. Emniyet müdürlüğündeyken Hakan Akın'ı araştırıyorduk. HL ile bir anlaşma içerisindeydi. Bu anlaşmanın ne olduğunu öğrenirsek şirketin başına geçen Hazar Akın'ı kullanabiliriz. Ne de olsa yasal olmayan işlerle uğraşan bir şirketle anlaşma yapmış." dediğim Alpay'ın hoşuna gitmiş gibi görünüyordu. Oturduğu koltukta eğilip ellerini birbirine birleştirdi.

"Araba şirketi olan bir malın neden HL'yle bir işi olsun?" Barış'ın dediğine Kutay da katılmıştı.

"Tabiki de pis işler için. Hazar karı kız peşinde koşan herifin teki. Babası şirketi bilerek Hakan'a emanet etmiş. Hazar piçi her şeyi mahvetmesin diye. Tabi Hakan ölünce de mecbur Hazar başa geçmiş." Görkem bu kadar şeyi bildiğine göre Alpay'dan bilgileri almaktan kaçmıyordu.

"Karı kıza düşkün bir herifse eğer kadın ticareti yapıyor olabilir mi?" İnci yine mantığını konuşturmuştu.

"Aslında tam olarak öyle değil." Görkem ayağa kalkıp merdivenlerden çıkmaya başlayınca arkasından bakakaldık. Ne yani onun araştırmasını mı yapmıştı? Görkem fazla hızlıydı.
Elindeki laptopla geri gelip ortadaki sehpanın üzerine koydu. Bir şeyler yazıp ekranı bana göstermeye başladığında açtığı videoyu izlemeye başladım.

"Görkem benim dosyaları mı çaldın piç herif?!" izlediğim video midemi altüst ederken Kutay'ın dediğiyle yanından kalkmamak için kendimi zor tuttum.

"Böyle iğrenç bir şeyi bana neden izlettin şimdi? İnsanların mahrem yerlerini görmek için fazla erken değil mi?" dediğimde Kutay gülmeye başladı.

"Bence geç bile kal-"

"Siktirtme belanı Kutay! Sen git barına orada ki kızlara göster!" Görkem'in sert tepkisi Kutay'ın sesini keserken dediği şeyleri duymamış gibi yaptım.

"Kızlara afrodizyak tarzı şeyler verip Hazar'ın barında tek takılan erkeklerle seviştiriyorlarmış. Sonrasında kızları kaçırıyorlar. Kızlar o birlikteliğin sonunda hamile kaldıkları için dokuz ay kızları zorla bir yerde bekletip doğurtuyorlarmış. Sonra doğan bebekleri HL'ye verip HL'nin bebeklere kimyasalı enjekte etmesine izin veriyorlarmış. Bu da Hazar'ın hem para kazanmasına hemde bu işten zevk almasına sebep oluyor." Bu iğrençti. Zorla iki insanı birlikte olmaya zorlamak gibi bir şeydi bu. O bebeklere kimyasal enjekte etmeleri daha beter bir konuydu. Ne kadar yanımda bulunan bu on kişide kimyasala maruz kalmış olsa da insanın canını acıtan cinstendi.

"Peki bebekleri doğuran o kadınlara ne oluyor?" Azra'nın sorusuyla gözler Görkem'e çevrilmişti. Kafasını bilmiyorum dercesine oynatınca herkes derin bir nefes verdi.

"Bu kamera görüntülerini aldığına göre bu kadınların kaçırıldıkları ve zorla doğurdukları videolar sende yok mu? Ya da alamaz mısın?"

"Yapabilirdim lakin bulundukları çevrede kameralar yok. Bu yüzden görüntülerde yok."

"Peki onların böyle bir şey yaptığını nasıl biliyorsun?"

"Alpay seninle yaptığı araştırmaların hepsini bana aktarıp bu herifleri araştırmamı istedi. Bende bu bara gidip inceleme yaptım. Tahmin ettiğim gibi de çıktı."

"Şirketin itibarını yerle bir edebilirsek şirket batar ve kadın ticareti durmak zorunda kalır. Tabi o süreç içinde kadın ticareti yapıldığı sırada polisleri devreye sokarsak HL'nin kuyruğu tutuşur." mantıklıydı. Biz direk zirvedeki adama yetişmeye çalışıyorduk fakat çevresindeki iğrenç insanları unutuyorduk. Hazar'ın da bunlardan biri olduğu gözler önüne seriliydi.

"Hazar'ı polislere bırakmayacağım." Alpay'a bakıp dediklerini idrak etmeye çalıştım bir müddet. Hazar'ı polislere vermekten daha iyi bir seçenek yoktu şu an.

"Doğru diyorsun. O piçi polisler alırsa bilgi edinemeyiz. Ki onun da polislere döküleceğini hiç sanmıyorum." Mete de aynı şekilde düşünüyordu. Onun böyle düşünmesi normaldi fakat Alpay bu kadar tehlikeli bir işe karışmazdı.

"O zaman içeriye kurban mı vereceğiz?"

"Aynen öyle. Bu sırada polisleri devreye sokacağım lakin Hazar'ı yakaladıktan sonra."

"Levent ve Nil gitsin o zaman. Nil'in afrodizyak alması Levent'e pekte sıkıntı çıkarmaz. Evliler sonuçta." Ciddi ciddi afrodizyak almayı göze alabiliyor muydu?

"Levent'in hastanede kalması gerek. Mesleğini tehlikeye atmış oluruz."

"Azra senle ben mi gitsek?" Kutay'ın çapkınlıkları Azra'ya göz devirtirken Alpay'la kesişen gözlerimiz içten içe titrememe sebep oldu. Bu bakışlar normal değildi.

"Afrodizyak alıp senle birlikte olursam yaşadığım pişmanlıktan dolayı intihar ederim Kutay. Ölmek için daha çok gencim."
O sırada Görkem'in sesi kulağımı bir kurşun misali delip geçti.

"Size gerek kalmadı. Bu bakışlarla gidecek çiftin kim olduğunu biliyorum."

Continue Reading

You'll Also Like

25.3K 518 31
Ben Nefes 17 yaşımda üniversite hayalleri kurarken yâşça büyük Urfanın en zengin en tehlikeli Şariwan ailesine gelin giden Nefes. Babam doğduğumda...
9.5K 208 21
"Melin, büyüleyicisin." Beni kendine biraz daha yaklaştırdı. Boynuma eğildi ve sert bir öpücük kondurdu. Sonra ise gözlerime baktı. Nasıl baktığını a...
3.1M 46.5K 11
'Umudun gece ise, ay'a tutun.' ∞ (15/08/2018; Başlama tarihi.)
7.8K 203 5
yaş farkı + cinsellik bulunmaktadır ona göre okuyunuz...