Kızımız İçin

By kebellekciik

417K 24.6K 18K

(Tamamlandı✔) Kitabın tüm hakları; Asel'in motoruna olan aşkın'da Efo'nun alp'e olan takıntılı aşkın'da Alp... More

TANITIMSII♡
Kİ 1.BÖLÜM
Kİ 2.BÖLÜM
Kİ 3.BÖLÜM
Kİ 4.BÖLÜM
Kİ 5.BÖLÜM
Kİ 6.BÖLÜM
Kİ 7.BÖLÜM
Kİ 8.BÖLÜM
Kİ 9.BÖLÜM
Kİ 10.BÖLÜM
Kİ 11.BÖLÜM
Kİ 12.BÖLÜM
Kİ 13.BÖLÜM
Kİ 14.BÖLÜM
Kİ 15.BÖLÜM
Kİ 16.BÖLÜM
Kİ 17.BÖLÜM
Kİ 18.BÖLÜM
Kİ 19.BÖLÜM
Kİ 20.BÖLÜM
Kİ 21.BÖLÜM
Kİ 22.BÖLÜM
Kİ 23.BÖLÜM
Kİ 24.BÖLÜM
Kİ 25.BÖLÜM
Kİ 26.BÖLÜM
Kİ 27.BÖLÜM
I ' N ' S ' T ' A ' G ' R ' A ' M
Kİ 28.BÖLÜM
Kİ 29.BÖLÜM
Kİ 30.BÖLÜM
Kİ 31.BÖLÜM
Kİ 32.BÖLÜM
Kİ 33.BÖLÜM
Kİ 34.BÖLÜM
Kİ 35.BÖLÜM
Kİ 36.BÖLÜM
YENİ KİTABIMIZZ
Kİ 38.BÖLÜM
Kİ 39.BÖLÜM
Kİ 40.BÖLÜM
"Karakterlere sorular."
"Karakterlerin sorulara cevapları."
Kİ 41.BÖLÜM
Kİ 42.BÖLÜM
'Kİ 43.BÖLÜM'+100 BİN ÖZEL🎉
Kİ 44.BÖLÜM
Kİ 45.BÖLÜM
Kİ 46.BÖLÜM
Kİ 47.BÖLÜM
Kİ 48. BÖLÜM
Kİ 49.BÖLÜM
Kİ 50. BÖLÜM
Kİ 51. BÖLÜM
Kİ 52.BÖLÜM
Kİ 53. BÖLÜM
DUYURU!
Kİ 54.BÖLÜM
Kİ 55.BÖLÜM
Kİ 56.BÖLÜM
Kİ 57.BÖLÜM
İ'N'S'T'A'G'R'A'M #2
Kİ 58.BÖLÜM
Kİ 59.BÖLÜM
Kİ 60.BÖLÜM
Kİ 61.BÖLÜM
Kİ 62.BÖLÜM
Kİ 63.BÖLÜM
Kİ 64.BÖLÜM
FİNAL
ÖZEL BÖLÜM 1+235K'ÖZEL🎉
ÖZEL BÖLÜM 2
ÖZEL BÖLÜM 3

Kİ 37. BÖLÜM

4.4K 295 127
By kebellekciik

Multi: Poyrazz💚

Hepimiz ağzımız açık rüzgar hocaya bakarken poyraz masanın üstündeki sudan bi bardak uzattı. Rüzgar hoca suyu bi dikişte bitiririp hepimize kısa bi bakış attıp, kendini orkun abinin yanına bıraktı, " Hepinize gelen mektup bana da geldi. Kim olduğunu bilmiyorum ama bulduğum da sağlam bir yeri kalacağını sanmıyorum. " yüzünde hem sinir hem de üzüntü vardı. Herkes birbirine bakarken evde telefon sesi yükseldi. Alp direk telefonu yanıtlarken gözlerimiz bu kez onun üstündeydi.

" Güzelim şşt tamam sakin ol. Tane tane anlat bana, Herşeyi biliyoruz tamam tamam, sana yemin ediyorum elimden geleni yapacağım. Kızım ağlamasana. Bak sakın kendine zarar verecek bi girişimde bulunma. Biz bi yolunu bulup geleceğiz yanına. Bizde seni seviyoruz. " alpin asele konuştuğunu anlamıştık. Telefonu kapatıp elini saçlarına geçirdi. "Abi hıçkırarak ağlıyor, napacaz abi bu halde onu yanlız bırakamayız. Sikerim böyle hayatı ama ha. " alp kendi tutamayarak küfür ettiğin de poyraz onu çekmiş ve hepimiz oturmuştuk. Rüzgar hocanın ağzından çıkan kelimeler ile hepimiz tekrar gözlerimizi üzerine çıkarmıştık.

" Daha çok küçüktük. 5 yaşlarında filandım. Annemler bi curcuna ile hastaneye gitti, ben evde bakıcım ile kaldım. Sabah geldiklerinde ellerinde küçük bi kız vardı. Yeni doğumuştu asel o kadar güzeldi ki. Dokunmaya kıyamazdık. Her gece uyumayıp onu izlerdim. Annem onu ilk kucağıma verdiğin de kız kardeşin demişti bana. Onu korumalısın demişti. Kendimce onu kendimden koruyordum. Dokunmuyordum gece kimse gelmezsin diye başından ayrılmıyordum, " gözlerini yere kitlemiş anlattırken merakla ne diyeceğini bekliyorduk, " Gel zaman git zaman daha da güzelleşiyordu hepimiz ona hayrandık. Sonra bir gece evimize suikast girişimin de bulunuldu. Babam özel harekatta çalışan bir amirdi. Büyük bir saldırıya uğradık. Annemizi orda kaybettik. Son sözleri 'kardeşin sana emanet' olmuştu. Yoğun ateş altındayken aselin ağlayışlarını hiçbir zaman unutmadım, her gece kabus olarak görüyorum. İstinasız her gece. " gözünden bir damla yaş aktığında kendini zorlayarak devam etti, " Ardından suikast bittiğinde, babam ve ben o harabede tek kalmıştık. Aselde bir kurşun yemişti tam karnının ortasına küçücük birşeyken başladı benim meleğimin hayatla mücadelesi. " duyduklarım ile kalbim sızlamıştı. Karnın ortasındaki o izi görmüştüm. Sorduğum da doğum izi demişti.

Rüzgar hoca derin bir nefes alıp devam ettmişti, " Tam 1 ay komada kaldı. 3 kez kalbi durdu her seferin de hayatta tutundu. Sonra çıkardık hastaneden, ama hep ağlıyordu anladık ki annemi istiyor, ama vermedik annemi ona. Bakıcıllarla idare etti hep. Küçücükken kaybetti o." gözlerim yaşlanmaya başlmaştı bile. Ben dinlerken dayanamıyordum asel ise yaşamıştı. Boşa çok güçlü demiyorduk. " Sonra birgün kapı çaldı. O zamanlar delikanlı olmuştum bile. Asel ise 2 veya bilemediniz 3 yaşlarındaydı. Babamın arkadaşı ve yanında en yakın arkadaşım olan cem çakır geldi. Babamın arkadaşı yani cemin babası yasa dışı bir kaç işi vardı, ama ona göre baya güçlü bir adam dı. Babam aseli gözümün önünde onlara verdi, ne kadar inkar etsem ne kadar ağladıysam durduramadım babamı aseli cemlere verdi." artık bildiğiniz ağlıyordu rüzgar hoca. Orkun abiye baktığım da ciddi ciddi ağlıyordu. Asel konusunda çok hasastı. Hele bunlar duyduktan sonra kendini tutamamıştı.

" Sonra babam beni yurt dışına gönderdi. Ne türkiye yüzü ne de kardeşimi görebildim. Ama ceme güveniyordum, ona gözü gibi bakacağına emindim. Cem hergün onun fotoğraflarını gönderdi, ses kayıtlarını attı bi şekilde onu hissetmeye çalıştım. 1 yılımız böyle geçip gitti. Sonra baktım fotoğraflar gelmiyor, cemi aradım açmadı. Aradım tekrar tekrar ama açan olmadı. " elini saçlarına geçirdi arından kafasını kaldırıp konuştu. Gözleri tabiri caizse kan çanağına dönmüştü. " Araştırdım ve cemin ölüm haberi ile karşılaştım, tam asel iyi olacak diye ümit ederken bir de baktım, asel tekrar kaybetmişti. Ordan sonra valizimi toplayıp biletimi aldım, tam yolla çıkacakken babam tekrardan engelledi buraya gelişimi, 10 kez gelecekken, 10 kez engelledi babam. Sonra bir daha göremedim zaten. " hepimiz rüzgar hocaya bakıp ağlıyorduk, sessiz hıçkırıklarım içimize dolarken en beterimiz ise rüzgar hocaydı. Nefes bile alamıyacak hale gelmişti. " Sonra gel zaman geç zaman kendimi okula adadım. Her zaman aselden bi haber almaya çalıştım. Sonra sizi buldum, hepinizi teker teker araştırdığım da asel önüme çıkmıştı. Büyümüş, güzelleşmiş, yanlız değil yanında onu seven koruyan tam 5 tane adam varmış. " hepimize minnettarlık içeren gözlerle baktı. Sonra gülümseyip, " Başta sizi kıskandım yalan yok. Sonra baktım ki siz ona kendinizden iyi bakıyorsunuz. Hep size içimde bi minettarlık besledim. Elimden geleni yaptım ettim. Ardından okulunuza geldim, ilk geldiğim de aseli kavga ederken gördüm, size yemin ederim aynı annem gibi kokuyordu. Bana yumruk attı, orda oturup ağlayasım geldi biliyor musunuz? Kardeşim, benim birtanem bana ilk defa dokunmuştu. Sonra beni hatırlamdığını söyledi, içimdeki ümit ışığı sönerken yanında yamacında olmaya devam ettim, " bu defa yüzünde küçük bir gülümseme vardı. " Her defasında karşısına çıkıp anlatmak istedim, sonra o üzülür diye hep erteledim. İşte tam kendimi cesaretlendirip karşısına çıkacaktım, bir de baktım cezaevine girdiğini duydum. İşte dedim, işte ben yine kaybediyorum. Yine elimden kayıp gitti. " rüzgar hoca kendini toparlayıp ayağıya kalktı, " Sizin elinizden geleni yaptığını biliyorum ama ben hall ettim o kız şikayetini geri alacak, asel 1,2 güne çıkarılacak, şey.. " diyip elini saçına atarak karıştırdı,
" Beni dinlediniz teşekkür ederim, ama sizden sadece asele açıkladığınız da yanınızda olmak istiyorum. " diyip orkun abime bakmaya başladı. Orkun abim yutkunup ayağıya kalktı elimi rüzgar hocanın omuzuna katıp,
"Bundan sonra asel için en iyisini yapacağız. Seninle de arasını düzeltecek ben aseli azıcık tanıyorsam, seni göz göre göre bir daha kaybettmeyi göz almayacak. Seni artık biz de tek bırakmayacaz." Rüzgar hoca yüzündeki ile kapıdan çıkıp gözden kayboldu.

Biz kendi halimizde takılan çocuklardık, ne ara bu hale geldik.

Rüzgar hocanın gitmesiyle oturmuş birbirmize bakıyorduk, orkun abi ellerini saçlarına geçirmiş bir şekilde otururken telefonu çaldı. Masanın üstündeki telefonu alıp aceleyle yanıtladı, " Efendim kardeşim, hadi laan. Ulan inanamıyorum, şimdi gece gideceğiz emin misin? Çıkıyor he? Ulan ağzını öpeyim, yok aq töbe töbe ağzımdan kaçtı. Tamamdır kardeşim herşey için teşşekür ederim. " orkun abi telefonu kapattıp yanındaki alpe yumruk attı, ardından çağana tokat attı karanın yanına gittiğin de karan elleriye yüzü kapattığın da bu kez ona tekme attı. Alp, " Ulan abi napıyorsun? " orkun abi yanıma gelip bana da tokat attınca gözlerimi açtım, ulan çok acıyo. Poyrazın yanına gittip onun yakalarından öpüp sarıldı.

Ama orkun kral çifte standart uyguluyorsun.

Hepimize bakıp kahkaha attarak konuştu, "Lan ne bakıyorsunuz öküz gibi, seviniyoruz şurda. " diyince çağan itraz edercesine bağırdı, "Ama abi neden bizi hırpalayarak seviniyorsun? " orkun abi bize bakıp gülümseyerek, " Olum gece kızımızı alabileceğiz. Asel çıkıyor oğlum. " orkun abinin ağzından çıkanlardan sonrası bi curcurnaydı. Hepimiz birbirimize sarılıp sevinirken orkun abim ise ya tekmeliyordu ya da yumrukkuyordu, resmen şiddetli seviyor abi.

Akşam olana kadar her boku yapmıştık, yemek yemiştik, aselin odasını temizlemiştik sonra evi temizlemiştik, çağanla poyraz yemek yapmıştı. Orkun abi ise işe uğramıştı. Hepimiz oturmuş birbirimize bakarken karanın bakışları çarptı gözlerime, alpe işaret etmemle kafasını karana çevirip elini omuzuna bırakıp, " Karan kardeşim birşey mi oldu?" diye sorduğunda karan kafasını eğip elleriyle oynamaya başladı, allahım çocuk gibiydi.

Alp olmazsa yavşardım ama biliyorsunuz benim tek aşkım alpaşkıım.

" Kardeşim, bilmiyorum ben gece gelmezsem mi hatta ben başka bi yerde kalsam daha iyi olur. " alp gözlerini devirip karanın kafasına vurdu, gerçekten abi kardeş şiddetli seviyorlar." Mal mısın olum? Aseli biliyorsun kolay affetmeyecek seni ama merak etme, affedecek. Bizim kızımız çok merhametli. " aklıma gelen aselle burukça gülümsedim, gerçekten ona o kadar alışmıştık ki onsuz nefes almak bile zulüm gibi geliyordu. İyiki hayatımızdaydı. İyiki onun gibi bir kardeşe sahiptik.

Nihayet gece gelmiş çatmıştı, hepimiz orkun abinin arabasına dolarken bu kez daha da heycanlıydık. Kalbim duracaktı resmen. Arabada giderken heycandan yerimde duramayıp iki de bir tepreniyordum, yanımdaki poyraz kafama güzelce vurup, " Efo götünde kurt mu var abicim? Bi dur artık aq dur. " poyrazın şefkattli cümlerinden sonra kollarımı göğsümde birleşitirip yolu izlemeye devam ettim dersem inanamayın. Çünkü ben efoyum rahat durmak mı asla!

Kafamı bu kez telefonu ellinden çıkarmamayan çağana baktım, kafamı telefonun içine koyduğum da gördüğüm sohbette gördüğüm sarışın kız ile gülümseyip hınzırça gülüp bi telefona birde çağana baktım,
" Çağanaşko anlayalım? " dediğim de telefonu gözümün içine sokup gözlerini devirdi. Ardından kelimelere baskı yaparak konuştu.
" Efo cidden artık beyninin olmadığına emin oldum, olum bu benim kardeşim kardeşim. Çağıl lan bu. " dediğin de haa diye bir ses çıkardığım da orkun abinin sesiyle ikimizde sustuk, " Çağan kardeşim kız kardeşinle tam tanışamadık, aselimizi bi kurtaralım sonra tekrar gelsin hepimiz bu konuyu yeniden konuşalım. " dediğin de çağanın gülmesi ile bende güldüm.

Cezaevinin kapısında beklerken gece çökmüştü. Güneş yerini ay ve yıldızlara bırakmıştı. Yerimde duramıyordum, galiba poyrazın dediği doğruydu götümde kurt vardı heralde. Kapı iki asker tarafından açıldığında önde orkun abinin yakın arkadaşı altay abi çıktı. Ardından ise saçlarını toplamış, siyah kapşonlu kazak ve pantolon ile asel çıktı. Bizi gördüğün de yerinde durdu, hepimize tek tek bakıp gülümseyip koşarak üzerimize doğru atladı. Hepimiz yere düşmüşken asel hepimize sarılıp teker teker öptü, kafalarımızı sıkarak öpünce gülümseyip saçlarını kokladım, çok özlemişim be.

" Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim... " ağzından çıkan sözcükler ile alp gülüp yanaklarından tutarak güldü, " Kızım sus. Bunları konuşacağız, dur sana doyacana sarılalım. " diyip onu sıkıca sarıdığın da asel ise kollarını boyuna dolayıp aynı anda bizede sarılmaya çalışmasıyla güldük. Orkun abi alpin kollarına vurup aselli onun kolların dan ayırıp kendi sarıldı, aselin hıçkırması ile orkun abi endişe ile onu kendinden ayrıdığında asel onu bırakmayıp tekrar sarıldı, " Ben çok korktum, bir daha sizi göremiyeceğimi sandım, sizi kırdım... " diyip hepimize baktı kafasını eğdiğinde kaşlarımı çattım.
" Özür dilerim, beni affedecek misiniz? " dediğin de güldüm, bu kız bizim ona kızdığımızı filan mı sanıyordu. Bizim cevabımız ise ona sarılan ve sıkılaşan kollarımızdı.

Kapıyı aceleyle açan poyraz ile asel güldü. Yolda gelene kadar susmamış onunla konuşmuştum, alp ise beni kıskandığı için her seferinde aselin kulaklarını kapatıyordu, bunların hepsi beni kıskandığından. İçeriye girdiğimizde aselin yüzündeki gülümseme büyümüştü, hepimize bakarken karanın bakışlarından olabildikçe kaçmaya çalışıyordu, ama ona dayanamyacağını biliyorduk. En kısa zamanda onuda affedecekti.

Çünkü, bizim kızımız çok merhametliydi.


ASEL'DEN

Alple konuştuktan sonra gardiyan bekletmeden koluma girmişti, beynimin uyuştuğunu hissetmiştim adeta, yazılan o mektup kantılı delili elimdeydi. Doğruluk payı çok yüksekti. Aklıma gelen anılarla gözlerim buğulanmaya başlamıştı. Burnumu çekip gözyaşlarımın akmasını engeledim, ya da sadece engellemeye çalıştım.

İçeriye girdiğimizde gözler üzerime çıkmıştı. Hepsi merakla bakarken afra tek endişe ile bakıyordu, belki de o benim ne yaşadığımı anlardı. Hiçbirini takmadan yatağıma yöneldim, elimde sıktığım mektuba bakarken ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Yanıma gelen birini hissetmem ile kafamı kaldırdım. Afra yanıma gelmişti, yüzündeki endişe barizdi. Yanıma oturup bana sarılması ile aklıma gelen bizimkilerle gözyaşlarımı daha fazla tutmayıp akıttım, ben ilk defa başkasının kucağında ağlıyordum. Afranın ellerini saçlarımda hissettiğim de gözlerimi yumup öylece bekledim.

Afra, bundan sonra bacımsın.

Yavaş yavaş sakinleştiğim de afradan ayrıldım, minnetli gözlerim ile gözlerine bakarken o itina ile gözlerini kaçırıyordu. Ellerim ile ince elerini tutup gülümsedim, " Afra, cidden teşekkür ederim. Yani hayatımda ilk defa böyle bişi yaşıyorum. Bi kızın kucağında ağlamkta baya farklıymış ha. " diyip güldüm. O da benim gibi gülüp yutkundu, " Ben bilirim bu halleri asel, ağladığında birini yanında istiyorsun. Güçsüz gözükmemek için yastığı ısırdığım geceleri sadece ben bilirim,seni çok iyi anlıyorum. " demesi ile kafamı saladım. Afrayı burda bırakmak gibi bi niyetim yoktu, alpler beni kurtaracaktı ben ise afrayı kurtarcaktım.

Sadece, zaman.

Afra kendi yatağına geçmişti. Dizlerimi kendime çekmiş kafamı ise üstüne yaslamıştım, aklımdan çıkaramıyordum gelen mektupu ama aklımda birsürü soru işareti vardı. Bu mektup doğru olamazdı, peki o zaman annem beni neden sevmiyordu, onlarla olan neden küçüklük halimi hatırlamıyordum. Her seferinde abime sorduğum da geçiştiriyordu beni. Kafam allak bullak olmuştu, ama şuan elimden gelen birşey yoktu sadece bekleyecektim. İstesem de birşey yapamazdım. buraya tıkılmıştım, elim kolum bağlıydı. Hem ben onlara güveniyordum beni kurtarıp herşeyi açıllığa kavuşturacaktılar.

Demir kapının açılma sesi ile kafamı kaldırmadım, " Asel çakır, " adımın anonsu ile gelen gardiyana baktım. Herkes benim gibi ona bakarken hafifçe sırıttı, " Gözün aydın tahliye oluyorsun, gece serbestsin. " ağzın dan çıkanlar ile gözlerim fal taşı gibi açılmıştı, ne yani çıkıyor muydum?
Hala gardiyana bakarken ağzım kendiliğinden genişlemişti, çıkıyordum.

Gözlerim direk afranın gözlerine değdiğinde benim gibi gülümsediğini gördüm, yanıma gelmesi ile sıkıca sarıldım ona, bu dört duvar yerde kazandığım en güzel şeydi afra. Onun da bana sıkıca sarıldığını hissetmem ile kulağına fısıldadım, " Seni de kurtaracağım. " bunu söylemem ile afra daha sıkı sarılmıştı bana. Gülümsedim, bizimkilere de böyle sarılabilecektim. Hemde her dakika.

Geceyi beklerken onları görünce ağlamamak için kendimi tembihliyordum. Burda olan bi kaç parça eşyamı çantama sıkıştırıp cebimdeki fotoğrafı çıkardım, hepsine teker teker bakıp güldüm, sanırım hayatımda ilk defa bu kadar çok gülümsüyordum.

Sonunda gece gelip çatmıştı, garidyanın gelmesi ile çantamı sırtıma taktım, hiçkimseye bakmayıp sadece tekrar afraya sarıldım. Kulağına fısıldadığı sözcükler ile sırıttım, " Beni ziyarete gelemez isen allarım. " komik konuşması ile bende kulağına doğru fısıldadım, " Ziyarete gelmeyeceğim, çünkü seni burdan kurtaracağım. Yavşatan toparlanmaya başla. " ondan ayrılıp el salayarak gardiyanın peşine takıldım. Geldiğim kapıları teker teker geçerken duran garidyan ile durdum. İlk geldiğim zaman bıraktığım biletliklerimi ve kolyemi tekrardan takan gariyan ile büyükçe güldüm, kaybettiğim herşeyi yavaş yavaş geri kazanıyordum.

Avukatım ve orkun abimin yakın arkadaşı altay abinin buranın müdürü ile konuşmasını dinlerken yerimde duramıyordum. Altay abi son kez gözlerime bakıp birkaç cümle söyleyerek bitirdi konuşmasını. Önümüzde askerler arkada ben ve altay abi vardık. Bana bakıp gülümseyerek konuştu, " Geçmiş olsun güzellik. Seninkiler kapıda. Orkun varya seni kurtardığım için sabahtan aşk mesajları atıyor. Bir an önce sana kavuşsunda peşimi bıraksın. " altay abinin sözleri ile kendimi tutamayarak kahkaha attım. Altay abi ile orkun abimin anlaşma tarzı bambaşkaydı. Orkun abi her seferinde altay abinin ağzına sıçıyordu, tabii altan abide alta kalmayıp onun ağzına sıçıyordu, bu döngü böyle sürüp gidiyordu.

Sonunda dış kapıya ulaştığımız da askerlerin kapıyı açması ile altay abi önden çıktı, arkasından çıkmam ile kapı üzerime ötüldü. Bizimkileri görmem ile adımlarımı durdurdum hepsine teker teker bakıp koşarak üstlerine atladım. Hepimiz birlikte yere düşerken aynı anda hepsini öpüp sarılıyordum, hepsinin elini belimde hisstemem ile gözlerim dolmuştu bile. Ağzımdan çıkan sözcükler ile alpler daha sıkı sarıp sarmalamıştı beni.

Eve geldiğimizde şu kapıyı bile özlediğimi hissettim. İçeriye girdiğimiz de gülümseyip hepsine teker teker baktım, karanla göz göze gelmekten itina ile kaçıyordum. Efonun sözleri ile bakışlarımı ona çevirdim, " En çok ben ile mutfağı özledin dimi bacıcanım? " dedikleri ile gülüp, " Off mutfak dedin ya efo kurt gibi açım, hepinizi yemek olarak görüyorum. " sözlerim ile hepsi gülmüştü, beraber yemek masasına oturmamız ile başta ben ile efo olmak üzere hepimiz yemeklere saldırmıştık.

Ağzıma benim parmaklarım kadar ince olan sarmayı attıp çiğnedim. Hepsinin bana baktığını gördüğüm de sırıttım, acaba lokmalarımı felan mı sayıyordular. Öyle bi hataa yapmamışlardır çünkü bi zaman sonra ben bile bırakmıştım. Çağanın üst üste bildirim gelen telefonu ile kaşlarımı çattım, " Umarım o sarışınla konuşmuyorsun mavişim?" gözlerimi kısmış çağana bakarken gülüp telefonun ekranını bana çevirdi, evet bir sarışınla konuşuyordu ama o sarışın çiçek değildi. Aynı mavi gözler, aynı sarışınlık ile çağana benzeyen kız ile kaşlarım benden bağımsız çatıldı. Bizimkilere döndüğüm de hepsi merakla bi bana bi çağana bakıyordu " Bu kim? " demem ile çağan gülümseyip, " Kız kardeşim, çağıl." ağzım açılırken baya şaşırmıştım. Çağan ağzımın açtıldığını gördüğün de kahkaha attıp elini çeneme koyarak kappadı, " Onları buldum, birde beni arayan kardeşimi. Çok az oldu tanışalı, baya yeni sayılır, onların içinden böyle bir melek çıkmış.. Yani anlayacağın bebeğim çağıl benim kardeşim, sizi onunla da tanıştıracağım. " çağanın konuşması ile kafamı salayıp yemeğe geri döndüm. Demek içimize bi maviş daha gelecekti, ee hoşgelsin bakalım.


Veee veee vee mutluu son djsjdjsmxj sonunda aseli çıkardım ordan yeter da...

İki kişinin de ağzından anlattım daha anlaşılır olsub diyr umarım o duyguyu vermişimdir.

Sizce çağılla asel iyi anlaşacak mııı?

Peki mavili ile aselin karşılaşmasın da neler olacak?

Hepinizi yeni yayımladığım kitabımıza bekliyorum, bolca öpüyoruum :*

Uzun bölüme, uzun uzun yorumlar istiyorum, satır arası yorumları da sık tutalım çiçekleriim ♡


Continue Reading

You'll Also Like

374K 24.1K 23
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...
402K 34.5K 81
'Kafamın içindeki çığlıkları, senin ruhunun fısıltısı susturdu.'~Ayza A. *ESKİ İSİM: ABİLERİM Mİ?* ... Bir kız düşünün, şizofren.. Evet bu kız Ayza...
1M 40.2K 47
17 sene sonra gerçekler ortaya çıkarsa? Bunca sene yaşamış olduğu acılar boşunaysa? 17 sene sonra bebeklerin karıştırıldığı ortaya çıkarsa. Alya, ge...
382K 41.6K 30
Lee Minho, İngilizce ödevini sınıftan bir arkadaşına sormak istiyordu ama yanlışlıkla İngilizce öğretmeni Han Jisung'a mesaj attığından bir haberdi.