Accensus || Taekook ✓

By cartellia_

1.1M 123K 234K

"Nereye gidersen git." dedi değişik bir ses tonuyla üzerime yürürken. Ve ardına sığındığım tüm eşyalar, onun... More

zero
one
three
four
five
six
seven
eight
nine
ten
eleven
twelve
thirteen
fourteen
fifteen
sixteen
seventeen
eighteen
nineteen
twenty
twenty one
twenty two
twenty three
twenty four
twenty five
twenty six
twenty seven
twenty eight
twenty nine
thirty (END)
¹⁶.¹².²⁰
Special - Part 1
Special - Part 2

two

44.2K 5.5K 8.6K
By cartellia_

Merhabalar bu bir korku fiki değildir merhabalar

Jungkook karakter olarak birazcık tehlikeli o nedenle gerilim gerekiyor...

Mümkün olduğunca seri bölüm atacağım

Sizleri seviyorum, iyi geceler veeeee

İyi okumalaarrrrr ♥️♥️

___________________________________________

"Kurtulduk." dedim ve Jimin'e bakıp gülümsedim. "Kurtulduk!"

Deli gibi hissediyordum. Büyük bir zafer kazanmış gibi hissediyordum. Gülmeye devam ediyordum.

Ta ki, yolun ortasında dikilen o'nu görene kadar.

**

Ağzımda atan kalbim, kilitlenen çenem ve kesikleşen nefesim eşliğinde ona bakıyordum.

Bacaklarım işlevini yitirir gibi oldu, gaza basan ayağım ağır çekimde yaptığı basıncı kaybetmeye başladı. Kendime hakim olamıyordum. Jimin koluma sıkıca tutunmuş "Taehyung, gaza bas!" dese basamadım, basamıyordum.

Yaklaştım. Aramızda 150 metre kadar mesafe kaldığında, ağzındaki korkutucu gülüşü gördüm. Kollarını iki yana açtı, hafif önce eğik duran kafasını kaldırdı ve gülümsemeye devam etti. "Gel." der gibiydi. "Kollarıma gel."

Kulaklarımda belli belirsiz bir uğultu, yüksek bir dağdan aşağı iniyormuşum gibi basınç oluşturdu kulağımda. Göğsüm hızla inip kalmaya başladı ve ben o an, gazın üzerindeki ayağımın üzerine basan bir ayakla gözlerimi kırpıştırıp neler olduğunu algılamaya başladım.

"Bas şu lanet olası şeye, bas!"

Önce kulağımın dibinde saçımı çekiştirerek bağıran Jimin'e, sonra ayağıma bastığı için önüme uzanan bacağına ve son olarak da ona baktım.

Sonra da gaza bastım.

Onun kısık gözlerine karşı ben de gözlerimi kıstım, onun gülümsemesine karşı sert bir ifade aldım. Yaklaştıkça yüzünü daha net gördüm, kaşının birinin kalktığını ardından gülümsemesinin genişlediğini gördüm.

Ve daha da hızlandık.

Araba can çekişir gibi ses çıkarıyor, sallanıyordu. O ise öylece bana bakıyordu, gözlerime. Ona çarpmak, ezip geçmek istiyordum. Bunun ihtimali var mıydı bilmiyordum ama onu öldürmek istiyordum.

Bunun kararlılığıyla son sürat ona yaklaştığımda son gülümsemesini atmış ve kafasını yukarı kaldırarak hızla yükselmişti.

Gözlerim şaşkınlıkla onu takip ederek yukarı çıktığında, "Önüne bak!" bağırtısı ile heyecanlanarak direksiyonu hafif sağa kırmış ve Jimin'in direksiyona atlaması ile son anda savrulmaktan kurtularak yolumuza devam ettik.

Bir korku filmindeymiş gibi kaza yapıp burada kalsaydım cidden ölürdüm. O beni öldürmeden ölürdüm hem de.

Kontrolü sağlayıp yola devam ettiğimizde Jimin koltuğuna yaslandı ve derin bir nefes verdi dışarı. Nutkum tutulmuş gibiydim, dişlerimi ve direksiyonu sıkarak yola bakmaya devam ettim. O ise gerginlikten ağrıyan başına masaj yaptıktan sonra elini ağzına yasladı ve camdan dışarıyı izledi.

Yol boyunca konuşmadık.

Sakinleşti, ağırlaşan göz kapaklarıyla yolu izlemeye devam etti. Buraya gelirken memnun değildi ama heyecanlıydı en azından. Şimdi o enerjinin küçük bir kırıntısı dahi yoktu.

Onu eve bırakmak adına yol değiştirdiğimde hafifçe toparlandı koltuğunda. Saçlarını karıştırdı, sonra da gözlerini kaşıdı.

"Eve mi gideceksin? Bende kal istersen."

"Eve gideyim." dedim evinin bulunduğu sokağa girerek. "Uyanınca ararsın beni."

"Tamam." diyerek arka koltuktan çantasını aldı, kameraya bir bakış attı ve bana döndü. "Kamera sende kalsın."

Usulca kafa salladıktan sonra "Dikkat et." deme gereği duydum içsel olarak. O da tamam dercesine kafa salladı.

"Sen de."

**

Eve gelir gelmez eşyalarımı attığım gibi üzerimi de çıkarırken evin tüm ışıklarını yakmış, bir de sesli bir müzik açmıştım. Sessizlik cidden rahatsız ediyordu.

Aydınlanan ev ile rahatlamış hissederek küvete su doldurmak adına banyoya ilerlemiş, ardından her şeyin suçlusu zincirli pantolonumu bir hışımla, tepikleye tepikleye çıkarıp yere fırlattım.

Müziğin etkisi aklımdaki tüm düşüncelerin üzerini kapatırken dans ede ede mutfağa gittim bir şeyler yemek adına. Aldığım muzun kabuğunu tezgaha fırlatıp dans ede ede banyoya geri döndüm.

Eve geldiğimde sinirliydim. Ne yapacağımı bilmemek, korkmak, çıkmaza girdiğimi hissetmek beni oldukça sinirlendirmişti. Şimdi ise hiçbir şey yokmuş gibi suyun doluşunu izlerken dans ediyordum.

Düşünürsem biterdim.

Yeterli olduğunu düşündüğüm vakit suyun içini köpüklerle doldurmuş, ardından iç çamaşırımı çıkarmış hissetmek istediğim o huzurla suyun içine girmiştim.

Tam bir aptaldım.

Dalga geçtiğim herkes kadar aptaldım belki de daha fazlası. Bu yaptığım normal değildi, gördüklerim normal değildi, bu his iyi değildi.

Her ne kadar bir şey yokmuş gibi davrasam da, gözlerimi kapatıp düşünmemeye çalışsam da çatılı kaşlarım salak olduğumu belli eder gibi beni ikileme itti.

Duramadım uzun süre. Ne zaman gözümü kapatsam onu gördüm, o anı gördüm. Gülüşünü gördüm, bir hayvan misali toprak kazışını, ölü beden diriltişini. Yapamadım. Durulandım, havluyu kafama sarıp bilgisayarımım başına gittim.

Bilgisayarı açıp youtube hesabıma giriş yaptığımda, binlerce yorum çıktı karşıma. Çünkü bir salak olarak ben, korku videosu çekeceğimin haberini çoktan vermiştim.

Düşünmeye başladım. Fareyle oraya buraya gezindim, birkaç yorum okudum düşünmeye devam ettim. Sonra ise kendimi onu araştırırken buldum.

Yani onun gibi bir şeyi işte.

Hiçbir şey bulamadım. Daha doğrusu arama motoruna ne yazağımı bulamadım. O, tabir edebileceğim bir şey değildi.

Düşünmeye devam ettim. Tüm ışıkları açık olan evimin salonunda, çenemi ellerime yaslayıp hiçbir şey yazamadığım arama motorunu izledim. Sonra ise kamerama yapışıp bi cesaretle diski takarak bugünün kaydını açtım.

Jimin'in öfkeden kapatması sonucu iki parçaya ayrılan kaydın ilk partını açtığımda, yaptığım şeyleri izlemekten çok etrafta o var mı diye bakındım. Silüetini gördüğümüz ana kadar gerçekten de bir şey yoktu. Bu sebeple bitirdiğim ilk kayıttan sonra derin bir nefes çektim ve açmakla açmamak arasında kalarak uzunca baktım. Sonra ise farenin tık sesi ile video açıldı.

Açar açmaz az biraz duyulan kelimeler kaşlarımı çatmama sebep olurken o anlar geldi aklıma. Videonun sesini sonuna kadar açıp, duyabileceğim hale getirdiğimde bile anlayamıyordum.

Yaklaşırsam duyacakmışım gibi bilgisayara kulağımı uzattım. Yetmedi hoparlörü kulağıma dayadım. Anlayana kadar başa sarmaya karar verdim.

İlkinde bir şey anlamasam da ikincide, üçüncüde kelime kelime anlanmaya başladı.

Ölüm duydum, ölmek.

Toprağı kazarken ki söylenmesi idi bu ve bu nedenle hesap sorduğunu düşündüm ve bir daha dinledim.

Her defasında, kurtarmak.

Bu ikisinden sonra kaşlarım çatıldı, elime bir kalem alıp yazmaya başladım.

Ölmek

Daha

Kurtarmak

Sonra yeniden başa sardım. Yine aynı kelimeleri duydum sonra tekrar başa sardım.

Zorunda mıyım

Kaç kere

Yeniden başa sardım. Tüm kelimeleri duyana dek, kameraya tecavüz eden kendi nefeslerimi hiçe sayarak sürekli ve sürekli dinledim. Yetmedi evin içinde dolaştım, ağrıyan başımı ovaladım ve dinlemeye devam ettim.

Ben, seni ve tanrı aşkına

Ardından yazdığım tüm şeyleri anlamlı bir cümle oluşturmak adına sıraya koyduğumda karşıma çıkan cümleyle gözlerimi kocaman açıp yeniden ekrana baktım.

"Tanrı aşkına, daha kaç kere öleceksin? Ben seni kurtarmak zorunda mıyım?"

"Daha kaç kere öleceksin mi?"

Artık net olarak duyduğum bu cümle ile toprağı eşeleyen varlığı izlemeye devam ederken mezardan çıkarışını, ellerini silkeleyişini, ardından "Bıktım artık senden." diyişini duydum.

Bu anları hatırlamak kalbimi gümbür gümbür yapıyordu, tüylerim ürperiyordu. Biri beni izliyor hissi beynimi ele geçiriyordu.

Yutkundum. Usulca arkama, sağıma, soluma, duvarlara, nereye bakabileceksem baktım ve videodan gelen çığlık sesi ile altıma sıçarcasına sıçrayarak ekrana odaklandım.

İşte o an.

Kameranın açısının kulağımı tırmalayan o ses yüzünden bozulduğu an.

Videonun sesini sonuna kadar açtığımdan yine aynı hissi yaşayarak refleksle kulağımı kapatıp suratımı buruşturdum ve bu sesini kısana kadar devam etti.

Videoyu geriye sarıp, göremediğim o anı, açısı bozulduğundan dolayı çapraz yaptığım çekimi kafamı yana eğerek düz bir şekilde izlemeye devam ettim.

Ağır çekimde ama güçlü bir şekilde ittirdiği kolu ölü adamın göğsünden içeri girdiğinde, yukarı doğru yükselen o ışığa kupkuru olan dudaklarımı aralayarak baktım.

Bu ne sikimdi böyle?

Işık söndü, çığlık kesildi ve kamera açısı düzeldi, ben de kafamı düzelttim. Sonra ise yerde yatan adam hiçbir şey yokmuş gibi ayağa kalktı.

Bundan sonrasında ise o korkunç sahne tekrarlandı. Adam kafasını çevirmeye başladı. Merakla ekrana yaklaştım.

Çevirdi, çevirdi. Sonra ise gerileme ihtiyacı bulan aptal ben, onların dikkatini çekerek kuyumuzu kazmış oldum.

Anında kameraya doğru bakmaları ile o anı tekrar yaşamışçasına o kadar korktum ki geriye doğru fırlamam, sonrasında görüntünün bozulması bir oldu.

Sessizlik oluştu, sert ve korku dolu nefeslerim salonumu doldurdu. Gerginlik tüylerimi diken diken etti, nefes nefeseydim.

Kendimi geriye attığım sandalyemle daha da geriye giderek hırsla ayağa kalktım. Ellerim saçlarıma gitti, ordan yüzümü ovuşturdu.

"Aaah!" diye öfkeyle bağırdım ve bu bir kez daha yaşandıktan sonra ekranı parlayan bilgisayarı sertçe kapatıp masanın üzerindeki diğer eşyaları yere fırlattım.

Çok kötü hissediyordum. Bu his nasıl geçecek bilmiyordum. Çıldıracak gibiydim.

Yere çöktüm, ellerimi saçlarıma geçirip bir müddet bekledim, derin birkaç nefes sonrası yaşaran gözlerimle ayağa kalkıp dişlerimi sıkarak bilgisayarıma baktım.

Onu, yayımlayacak mıydım?

Continue Reading

You'll Also Like

883K 94K 58
[+18] "Bil istiyorum Omega. Seni, benim yapmak istediğimi bil istiyorum." [𝐎𝐦𝐞𝐠𝐚𝐯𝐞𝐫𝐬𝐞 / Taekook] -53 Bölüm- {1. Yayın 10.2019 - 2. yayın...
62.3K 5K 20
dövüşürken morarttığı yerleri sevişirken öpücüklere boğanlara, -mia☆
78.7K 8.4K 11
jjk: affedersin, tavşanımı hamile bırakan senin tavşanın mı? semetae / texting+18 (ağırlıklı) / text ~ #1-taekook {020524} #1-vkook {120424} {030524}...
177K 17K 26
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin