İdol: taekook

Af aanonimyazarlik

993K 83.6K 82.2K

"Kararlarım beni iyi veya kötü yargılamanız için değil, istediğim hayatı yaşamak için varlar" 04.05.2019 Mere

1| Onunla olan her anım özel.
2| Çok safsın.
3| Seninleyken her zaman gülüyorum.
4| Seni büyütmüşüm gibi hissettim.
5| Tanrım, lütfen Taehyung benden önce iyileşsin.
6| Sevmen yeterli, Jungkook.
7| Yedi güzel adam.
8| Hünerlerinizi görmek isterim, Bay Kim.
9| Fan kulübüme katılabilirsin, istersen tabi?
10| Altı mükemmel adamın kardeşi.
11| Neyse, en azından yabancıya gitmedi desene?
12| Gurur verici olurdu.
13| Uyanma vakti, sevgilim.
14| Lütfen pratiğimize devam edelim.
15| Kabul etmekten başka çarem yoktu.
16| Çok utanıyorum.
17| İçeri geç, yakından göreceksin zaten.
18| Taehyung'un ilgi saati gelmiş.
19| Burnu büyük olanın-
20| 'Hyung' fetişi mi?
21| Ödeşme zamanı.
22| Jungkook, hiç mi şans veremezsin bana?
23| Ben olmasını istemiyorum.
24| İlişkilerinin adını koydum bile.
25| Sen de gelsen keşke.
26| Hakkını akşama kullanacağını sanıyordum?
27| Sana gerçekten çok kızgınım.
28| Yeterince belli ettiğimi düşünüyorum.
30| Aşırı masum olan çocuklar.
31| Değilim.
32| Güzel planmış.
33| You are the cause of my euphoria.
34| Gerçekten çok güzel görünüyoruz.
35| Benim kadar güzel değildi, değil mi?
36| Yoongi hyung yine her zamanki formunda.
37| Bana yeteceğini falan mı düşündün?
38| Eski defterleri açmayalım lütfen.
39| Tebrik ederim.
40| Gözlerime bak, Taehyung.
41| Sadece iyi hissetmeni istiyorum.
42| 7-1=0
43| Biz olarak kalmaya devam edelim.
44| Tırmalayınca birkaç gün sızlamaya devam ediyor.
45| İyileştirsen bile iz kalacak.
46| Final: Never Not.

29| Saç diplerin için üzgünüm sevgilim.

25.6K 1.6K 1.8K
Af aanonimyazarlik


Cinsel içerik bulunur.


Kim Taehyung yeri gelince tehlikeliydi. Duştan yeni çıkmış, bornozlu bir Kim Taehyung çok tehlikeliydi. Duştan yeni çıkmış, bornozlu ve sevgilisinin dudaklarından yeni ayrıldığı için nefes nefese olan şiş dudaklı Kim Taehyung ise tehlikenin sözlükteki karşılığıydı.

Tehlikenin sözlükteki karşılığı olan adam şu an alnını alnıma yaslayarak saçlarıma sıkıca tutunuyordu ve ben onun en hassas noktasına uyluklarımla baskı uyguluyordum.

"Jungkook eğer amacın-" küçük, histerik bir kıkırtı bırakıp derin bir nefes almıştı şişik ve kıpkırmızı olan dudaklarıyla. Onu zorladığımı biliyordum. "Amacın beni yükseltip bırakmak falansa cidden bunu bana yapma"

Hayır, böyle bir amacım yoktu. Sadece aniden yükselmiştim ve özel bir şeyler yaşayalım istemiştim. Hatrı sayılır bir süredir birlikteydik ve o beni ne kadar arzuladığını zaman zaman da olsa belli ediyordu ve ben de artık neden bir şeyler olmasın ki demiştim. Henüz tam bir sevişmeye hazır değildim fakat buna hazır olmam için bazı şeyler yaşamamız da gerekliydi.

"Hayır" demiştim boğuk sesi yüzünden içim titrerken. Yutkunmuştum. "Seni ortada bırakmak gibi bir niyetim yok"

Gözlerini araladığını görmüş, nefesini tuttuğunu duymuştum. Dudaklarım istemsizce kıvrılırken yanaklarında duran ellerimden birini beline indirmiş ve sıkıca kavramıştım. Titrek bir nefes bıraktığında alınlarımızı birbirinden ayırmış ve yarı bayık bakan gözlerini gözlerime çıkartmıştı. Uyluğuma sürtünmemek için kasılan bedenini rahatlatmak istercesine belini okşayarak kendinden emin olan bakışlarımla bacağımı geri çekmiş ve yerini yine kendimle doldurmuştum. Alt dudağını ısırarak bir eliyle belime tutunmuş ve kendimi ona daha çok bastırmamla birlikte alnını omzuma yaslayıp sert bir nefes vermişti.

"Jungkook-" Sesi titremişti. Sikeyim, bu kadar mı etkileniyordu benden? "Emin misin güzelim?" Derin bir nefes alıp verdikten sonra konuştuğunda cevabımı onu iyice dolapla arama sıkıştırmıştım. Başını geriye atarak dişlerini birbirine sıkıca bastırarak inlemiş, hafifçe de kafasını vurmuştu dolaba.

"Kendini tutma," demiştim sessizce. Biliyordum kendisini tuttuğunu. Çünkü yine biliyordum ki içinde bir seks canavarı, aşırı dominant bir karakter vardı. Türlü türlü fetişleri olduğunu da biliyordum. Ah, fetiş demişken eklemeyi de ihmal etmemiştim. "-hyung"

Bakışları anında avını bulmuş bir kaplan gibi gözlerime çevrildiğinde surat ifadesi öyle çabuk değişmişti ki afallamadan edememiştim. Yüzüne yayılan tatminlik hissi ve dominantlık saniyeler sonra bedenini ele geçirmişti.

Belime tutunan eli eşofmanımın bel kısmına sıkıca tutunarak beni sertçe kendisine çektiğinde dudaklarımın kıvrılmasına izin vermiş, aynı zamanda da ona ayak uydurmuştum. Belindeki elimi sabit tutarken diğer elimi bornozunun kuşağına sarmıştım. Hafifçe çekiştirdiğimde zaten bol bağlandığı için rahatça çözülmüştü. Kirpikleri titreşerek kapanırken derin bir nefes vermişti. Alt bedenlerimizi ayırdığımda göğsü sertçe inip kalkmış, yüzü memnuniyetsizce buruşmuştu. Yine de bir şey demeden kısık gözlerle beni izlemeye başladığında nasıl koruduğumu bilmediğim sakinliğim yavaş yavaş kontrolden çıkmaya başlamıştı çünkü bornozunun kuşağı iki yana sallanırken iki yanından tuttuğum kumaşı hafifçe çekiştirmiştim.

Benim yavaşça çekiştirmemden hoşnut olmamış olacaktı ki bana yardımcı olurcasına omuzlarından indirmiş, karşımda çırılçıplak kalmıştı. Nefesimi istemsiz bir şekilde tutarak gözlerine baktığımda gözlerindeki istek dolu parıltıları geri çevirmemiştim. Dudaklarımızı birleştirip çıplak beline ellerimi yerleştirdiğimde hissettiğim sıcak ten içimde garip hisler uyandırmıştı. Alışkanlık yapacağını bildiğim teninde ellerimi gezdirirken o hırsla dudaklarımı eziyor ve emiyordu. Nefes nefese kaldığımızda dudaklarımız ayrılmıştı ve o bunu fırsat bilerek tişörtümün uçlarından tutarak çekiştirmiş, benim yardımımla çıkartmıştı. Karşısında yarı çıplak kaldığım gibi elleri vücudumda gezinmeye başlamıştı. Belimin bitimi, yani kalçamın başladığı yerde eşofmanımla uğraşan ellerinden aldığım cesaretle bir elimi sırtından kaydırarak kalçasına indirmiştim.

Sikeyim, göründüğünden ve ona vurduğum zamandan daha yumuşak ve dolgundu. Dudaklarımı boynuyla buluştururken kalçasını avuçlamış ve acımadan sıkmıştım. Boğuk bir inilti daha dudaklarından firar ettiğinde hırslanarak boynuna gömülürken kalçasını son kez sıkıp elimi tekrar beline çıkartmış, sıkıca sararak onu çevirmiştim. Anlayarak bana yardımcı olmuş ve geri geri yatağa yürümeye başlamıştı. Aynı zamanda benim eşofmanımı çekiştirdiğinde o yatağa uzanırken ben eşofmanımdan kurtulmuş sadece iç çamaşırımla kalmıştım.

Yataktaki çıplak bedenini süzdüğüm ilk an o andı ve ben büyük afallamıştım. Pürüzsüz teni o kadar güzeldi ki. Kusursuzdu. Aşırı seksi görünüyordu ve o cidden büyüktü. En az benimki kadar vardı ve cidden, ah-

Vakit kaybetmeden üzerine yerleşerek erkekliklerimizi birbirine sürtmüş ve onun inlemesine neden olmuştum. Başını geriye bastırarak inlediğinde bunu bir fırsat olarak görmüş ve tekrar boynuna gömülmüştüm. Dilimle ıslattığım noktaları kalıcı bir iz bırakmayacak şekilde emip öpüyordum. Boynundan göğsüne doğru indiğimde ilk olarak göğüs çizgisinin tam ortasına derin bir öpücük bırakmıştım. Saçlarıma asılarak çekiştirdiğinde dilimi teninde sürterek sağ göğüs ucunu dudaklarımın arasına almıştım. Dilimle ezip dudaklarımla emmeye başladığım sırada memnun mırıltılar çıkartarak belini havalandırmıştı. Çok fazla oyalanmadan diğer tarafla da ilgilenmiş ve aşağıya inmeye devam etmiştim.

Dudaklarımı yumuşak karnına bastırıp sesli bir öpücük bıraktıktan hemen sonra yumuşak ete hep yapmak istediğim şeyi yaparak dişlerimin arasına almış, o inleyene kadar da bırakmamıştım. Dilimi acısını almak istercesine dişimin iz çıkardığı yerlerde gezdirmiştim. Hafifçe emerek de kısmen özür dilemiş olmuştum kendimde. Artık işin asıl kısmına geçiş yapacağımız için dudaklarımı göbek deliğinin üç-dört parmak aşağısına bastırmış ve bakışlarımı gözlerine çevirmiştim. Dağılmış görüntüsü yapmak üzere olduğum şeyi yapma konusunda beni daha da istekli hale getiriyordu. Çünkü onu böylesine etkileyebiliyor olmak cidden gururumu okşuyordu.

Bakışlarımı ondan çekerek biraz yükselmiş, sertleşerek kasıklarına çapraz bir şekilde yaslanan uzunluğuna çevirmiştim. Tamamını ağzıma alma gibi bir ihtimal, en azından ilk deneyimim için, yoktu. Ama Taehyungun bu konuda şanslı olduğunu söyleyebilirdim çünkü fetişlerim arasında her ne kadar şu an itiraf etmek utanç verici olsa da, emmek de vardı. Bazen kendime dokunurken birine ağız işi verdiğimi ve beni yönettiğini hayal ettiğim zamanlar pek de az değildi.

Hafifce titreyen parmaklarımla onu kavradığımda daha fazla dayanamıyormuş gibi kısık sesle inlemiş ve yalvarırcasına bana bakmaya başlamıştı. Dudaklarım istemsizce kıvrılırken uzunluğunu yavaşça okşamış ve dudaklarıma yaklaştırmıştım. İçimdeki canavarı durduramıyordum ve açıkçası durdurmak da istemiyordum. Bu yüzden nefesimi bilerek sertliğinin ucuna vermiş ve dudaklarımı sertliğine sarmadan hemen önce kısık sesle mırıldanarak tüm bedeninin titremesine neden olmuştum.

"Yönet beni"

Dudaklarım pembe, hassas deriyle buluştuğunda karnımda büyük bir kasılma yaşanmıştı. Açıkçası hayalini fazlaca kurduğum şeyi yapıyor oluşumun getirdiği bir heyecen vardı üzerimde ve ben o kadar yükselmiştim ki, elimde olsa onun tüm uzunluğuna ve kalınlığına rağmen tamamen ağzıma alabilmek istemiştim.

Hassas deriyi yumuşak bir şekilde kısa bir süre emdikten sonra tatlı ama erotik bir şapırtıyla ayrılmış, dilimi uzunluğunu boyunca gezdirip damarlarını ezmiştim. Sızan zevk suyunu dilimle sertliğine yaymış, dudaklarımı tekrar hassas derinin etrafına sarmıştım. Bu sefer yavaş yavaş dudaklarımı ilerletmeye başlamıştım. İnleyişleri kulaklarıma dolarken beni sıkıştırmak isteyen bacaklarından birini esnekliğine güvenerek kavramış ve tamamen yatağa sabitlemiştim. Bir elimi iç bacağında tutarak diğeriyle sertliğinin ulaşamadığım kısımlarını kavrarken dilimle onu en iyi şekilde kavramaya çalışıyor, daha kuvvetli inlemesini sağlayabilmek adına ciddi caba sarf ediyordum.

Biraz zorlayarak da olsa yarısını ağzıma aldığım sırada saçlarımı sertçe kavramış ve derin bir inlemeyle birlikte beni kendisinden ayırmıştı. Saç diplerimin sızladığını hissediyordum ve bu beni daha da sertleştirmekten başka bir şeye yaramadığı için de delirmişim gibi hissettiriyordu.

Nefes nefese kalmış bir şekilde birbirimize bakaraken o vücudundaki son enerjiyi kullanırcasına yerlerimizi değiştirmiş ve üzerimde yükselerek sertliğini dudaklarıma yaslamıştı. Yapacağı şeyi anlayarak hevesle dudaklarımı araladığımda sıkıca kavradığı saçlarımı kendisine doğru çekerken belini de bana doğru itmişti. Gırtlağıma değen sertliği gözlerimi doldururken yutkunma isteği uyandırmıştı ve ben kendimi tutamayarak zorlukla yutkunduğumda Taehyung başını arkaya atarak sesli bir şekilde inlemiş ve ben ses yalıtımı olduğu için şükrederken kendisini hızla bana itmeye, ağzımı becermeye başlamıştı. İki eliyle de saçlarımdan tutarak beni zorlamamaya çalışarak aynı zamanda sınırlarımı zorlamış, onu kuvvetlice emmeme olanak sağlamıştı.

"Ah- bebeğim benim"

Dakikalarca kendisini ağzıma iterek beni yönlendirdiğinde haliyle ben de sertleşmiştim. Canım hafiften acımaya başladığı sırada o nefes nefese kalmış bir şekilde inlerken sertliğini ağzımdan çıkarmış ve hızla çekiştirmeye başlamıştı. Titreyen ve kasılan bedeni geleceğinin habercisiyken dudaklarımı toplarının üzerine kapatmış, onları da emerek gelmesine yardımcı olmuştum. Gelmeden saniyeler önce beni ittiği için biraz dudağımın sol alt kenarına ama genel olarak göğsüme boşaldığında hissettiğim zevkle gözlerimi kapatmıştım. Başımı geriye atarak dudaklarımı sertçe ısırdığım sırada bir elini çenemde hissetmiştim. Gözlerimi araladığımda tamamen dağılmış bir şekilde bana bakıyor olduğunu görmüştüm. Hala kavradığı uzunluğunu dudağımın yakınlarındaki kendi sıvısının olduğu bölgeye bastırıp tenimde sürterek dudaklarıma istekle yasladığında istemsizce dudaklarım kıvrılmıştı. Onu kabul ederek yavaşça emmiş ve garip tat dilimde yayılırken yutkunmuştum. O sırada kendisini geri çekip çenemi oynatmış ve dişlerimi birbirine bastırmamı sağlayıp kendisini aralık dudaklarımın arasından dişlerime sürttüğünde daha fazla kendimi tutamamış ve bir elimi sertliğime sarmıştım. Onun da bunu fark etmesi fazla zaman almamıştı elbette.

Geri çekilerek derin bir nefes vermiş ve beni iç çamaşırımdan kurtulduktan sonra oturur pozisyona getirip bacaklarımın arasına oturmuştu. Parmakları sertliğime sarıldığı gibi hızla hareket etmeye başladığında inlemelerimi tutamamıştım. Dudaklarını normal hayatta bile hassas olduğunu bildiğine emin olduğum göğüs uçlarımdan birine sarıp kuvvetli bir şekilde emmeye başladığında saçlarına ve omuzlarına tutunarak inlemeye devam etmiştim.

Sona ulaşmam dakikaları almazken titreyerek elini kirletmiş ve tamamen rahatlayana kadar da kendimi ona iterken bulmuştum.

İkimiz de nefes nefese kalmıştık. İkimiz de yorulmuştuk. Ama şu an her şeyi yeni yeni idrak edip utanmaya başlayan tek kişi bendim.

"Sen ne kadar yaramaz bir çocukmuşsun böyle" demişti Taehyung yanağımı kavrarken. Dudaklarında memnun bir gülümseme vardı. "Ne yalan söyleyeyim, beklemiyordum"

"Ben de öyle" diye mırıldanarak utançla boynuna sarılmış, yüzümü saklamıştım. Keyifli, küçük bir kahkaha atıp bana sarıldığında titreyen ellerimi sırtına yerleştirmiştim. Şu an ikimiz de kirliydik ve ben banyo yapamayacak kadar yorgun hissediyordum kendimi. Ama beni zorlayacağını biliyordum. Taehyung temizliğe, benim kıyafetlerimin düzgünce katlanmış olması konusundaki takıntım kadar takıntılıydı. Dudaklarını omzuma uzunca bastırdıktan sonra beni kendisinden ayırmıştı. Sıcaklığını hissettiğim yanaklarıma gülerek baktıktan sonra dudaklarını burnuma bastırmıştı.

"Birlikte duş alalım" demişti beni sıkıca kavrayarak kendisiyle birlikte hareket etmeye zorlarken. "Hadi güzelim, şimdi almazsak sonra çok üşeniriz"

Dudaklarımı büzerek omuzlarımı düşündüğümde kıkırdayarak bir süre yüzümü izlemiş, ardında hala büzülü olan dudaklarıma tatlı bir öpücük bırakıp ayağa kalkmıştı. Gözlerimi asla yüzünden başka bir yere çevirmeyişimi fark etmiş olacaktı ki gülmemek için dudaklarını dişlemişti. Elini bana uzattığında fazla bekletmeden tutmuş, beni kaldırmasına izin vermiştim.

Birlikte banyoya girdiğimizde benim utandığımı bildiği için üzerime gelmemiş, beni güldürmek için bir şeyler söyleyip durmuştu. Kısa bir duş alıp ikimiz de dişlerimizi fırçaladıktan sonra çıktığımızda ise hızlıca giyinmiş ve benim yatağıma geçmiştik. Onun yatağını temizlememiz gerekiyordu ve bunu sabaha bırakma konusundaki ısrarımı neyse ki geri çevirmemişti.

Yatağa giridğimizde hemen göğsüne sokulmuştum. Bir şeyler yaşadıktan sonra elbette ilgi beklerdim ama bunun dozunu da ayarlardım. Bu yüzden sadece göğsüne yaslanarak saçlarımla oynamasını istediğimi belli etmiştim. Çünkü ben sadece saçlarımla oynamasını istediğim zaman göğsüne yatardım, genelde ise yüzümü boynuna gizleyerek yatmayı severdim. Mesajı alarak saçlarımla oynamaya başladığında keyifle gözlerimi kapatmıştım. Evet, hala utanıyordum ama artık iş işten geçmişti. Bu yüzden bunu aşmaya çalışıyordum.

"Jungkook" demişti Taehyung birden sessizce. Saç diplerime yaptığı masaj beni mayıştırıyordu bu yüzden hmlamakla yetinmiştim. "Seni seviyorum"

Dudaklarım kıvrılırken başımı göğsünden kaldırmış ve yukarı uzanarak çenesine tatlı bir öpücük bırakıp tekrar yerimi almıştım.

"Ben de seni seviyorum" demiştim mayışık bir ses tonuyla. Güler gibi bir ses çıkartmış ve dudaklarını saçlarıma bastırıp derin bir nefes alıp vermişti.

"İyi uykular" demişti ve ben onaylarcasına mırıldanırken bilerek kıstığı hafif bir erotik hava kattığı sesiyle de eklemiş, yanaklarım kızarık bir şekilde uyumama sebep olmuştu. "Saç diplerin için üzgünüm sevgilim." Demişti. "Bir dahakine daha kontrollü olmaya çalışacağım"

-

"Tanrım, Taehyung çok seksisin, vuhu!"

Çekimlerin ikinci günündeydik. Dünkü maceramızın ardından Taehyung beni utandıracak bir şeyler söylemediği için mutluydum. İma falan da yapmıyordu ve bu cidden iyiydi çünkü ben hemen belli ederdim. Büyük rezillik çıkardı.

"Hoseok hyung, biliyorum" demiş ve bilmiş bilmiş saçlarını geriye tarayarak Hoseok hyunga göz kırpmıştı. Onun bu haline istemsizce güldüğüm sırada sırtıma vurulunca irkilmiştim. Seokjin hyung elini omzuma atıp bana yandan yandan bakmaya başladığında ben de ona bakmıştım.

"Ne oldu hyung?"

"Hiç, sadece bakıyordum kıskanıyor musun diye?"

"Saçmalama hyung" diyerek elimi beline attığımda dudaklarını büzmüştü. "Hyunglarımdan kıskanacak değilim" demiş ve salak gibi boş bulumarak eklemiştim. "Yani sadece sizden, Hwarang hyunglarından- neyse işte"

Beklediğim gibi boş boğazlığım onun kıkırdamasına neden olmuştu. Benden ayrılıp popoma birkaç kez vurduktan sonra yanağımı sıkmış, gitmeden önce bana sanki unutuyormuşum gibi hatırlatma yapmaktan geri kalmamıştı.

"Bogummie hyung mu ben mi?"

"Hyung!"

Mızmızlanmamı önemsemeden yanımdan ayrılıp başkalarına sataşmaya başladığı sırada kameranın Taehyunga doğru ilerlediğini görmüş, dikkatini dağıtmamak adına başka tarafa doğru ilerlemiştim. Zaten birazdan ikimizin başlattığı, daha doğrusu benim başlatıp onun bana katıldığı bir süre sadece ikimizin olduğu, sahneyi çekecektik. Açıkçası böyle sadece ikimizin olduğu bir sahneyi çekecek olmak beni hem mutlu hem de tedirgin etmişti. Her iki duygumun da geçerli nedenleri vardı ve oldukça açıktı.

"Jungkook-sshi! Başlayacağız, buraya gel lütfen!"

İsmimi duyduğumda hemen çekim alanına gitmiş, yerimi almıştım. Şimdi ise profesyonel olma zamanıydı. Tüm duyguları bir kenara bırakarak elimden gelenin en iyisini yapma zamanıydı.

Yapmıştım da.

Tek bir hata dahi yapmadan kendi kısmımızın çekimimizi tamamladığımızda elbette durmadan diğer çekimlere de devam etmiş, günü güzelce bitirmiştik. Bangtan Bomb'umuz için hep birlikte son bir video çektikten sonra herkese teşekkür ederek dağılmıştık. Arabalara yerleşme zamanı geldiğinde gözlerim Taehyungu aramıştı ama onu bulamamıştım. Bu yüzden telefonumu çıkarıp onu aramıştım fakat açmamıştı. Tam onu bulmak için soyunma odasına doğru gidecektim ki Jimin hyung kolumu kavramıştı.

"Gelsene" demişti beni arabaya çekiştirirken. "Birlikte binelim" dediğinde sesimi çıkartmadan peşinden binmiştim. Açıkçası Taehyungla birlikte bir arabaya binmek istiyordum ama benim binmemle birlikte bu araba dolmuştu. Kalksam da ayıp olurdu, ki Jimin hyung çağırmıştı. Bu yüzden sessiz kalarak başımı arkaya yaslamış, gözlerimi cama çevirmiştim.

"Bu araba tamsa gidin siz" dediğinde menajer hyungu onaylamıştı şoförümüz. "İyi işti çocuklar, iyi dinlenin"

Kısaca vedalaştıktan sonra kapıyı kapattığında şoför vakit kaybetmeden arabayı çalıştırmıştı. Jimim hyungun omzuma yaslanıp bana bir şeyler izletmek istediğini söylemesiyle birlikte bakışlarımı camdan çekip telefonunun ekranına sabitlemiştim. Açıkçası aklım Taehyungda kalmıştı çünkü geri dönmemişti bile. Yine de Jimin hyungla en iyi şekilde ilgilenmiş, bunu belli etmemeye çalışmıştım. Neyse ki hepimiz yorgun olduğumuz için modumun düşük olduğu belli olmuyordu.

Yaklaşık beş dakika sonra telefonum titremeye başladığında Jimin hyung izlettiği videoyu durdurmuş ve omzumdan ayrılarak bana alan tanımıştı. Taehyung olduğunu tahmin etmiş olmalıydı ki zaten başka bir seçenek de yok sayılırdı.

"Efendim?"

"Üzgünüm, duymamışım. Beni aramışsın"

"Sorun değil. Sadece herkes arabalara binmişti ve seni biraz bekledim ama yoktun. Merak ettim."

"Anladım, tamam. Odada konuşuruz"

Rahat konuşamadığını biliyordum. Muhtemelen o da benimle aynı arabada olmak istiyordu fakat bunu söyleyemezdi.

"Tamam. Görüşürüz. Uyu biraz"

"Görüşürüz"

Telefonu kapatarak tekrar kucağıma koyduğumda Jimin hyungun beni izlediğini fark etmiştim. Bakışlarım onun bakışlarıyla kesiştiğinde gülümsemiş ve omzumu patpatlamıştım. Dudakları kıvrılırken omzuma tekrar yaslanmış ama videoyu açmak yerine konuşmayı tercih etmişti.

"Sizin işiniz de zor" demişti güldüğü belli olurken. "Cidden, sizi anlamaya çalışıyorum fakat anlayamıyorum çünkü bu gerçekten zor. Bizim yanımızda nasıl hissediyorsunuz, kim bilir neleri kısıtlamak zorunda kalıyorsunuz? Ve gerçekleri konuşalım, hepimiz erkeğiz, hepimiz sapığız ve hepimiz harika görünüyoruz. Cinsel hayatınız da olmalı ama bilmiyorum, ben olsam nasıl hissederdim ne yapardım diyorum ve her ne kadar bilemesem de çekineceğim kesin diyorum."

Kıkırdayarak konuşmasına ara vermişti ama sonra yine devam etmişti. Seokjin hyung ve Hoseok hyung kulaklıkları kulaklarındayken uyudukları için pek de gerilmemiştim.

"Ne bileyim, kafamda bir sürü soru var ama hiçbirinin cevabını da öğrenebilecek durumda değilim. Bu yüzden sadece rahat olmanız için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Aslında bunu hepimiz yapıyoruz. Sizi asla garipsemediğimizi hissettirmeye çalışıyoruz. Bilmiyorum ne kadar başarılı oluyoruz ama gerçekten bana güvenebilirsin. Ne olursa olsun biz her zaman sizi destekliyor olacağız. Bizim yanımızda yakınlaşmamaya çalıştığınızı fark edebiliyoruz ama bil ki, bu sorun değil. Hatta bize eğlence çıktığı için ve de yanımızda daha rahat olduğunuzu düşünerek mutlu da oluyoruz. Neyse, ne demek istediğimi anladın değil mi?"

"Anladım hyung. Ama gerçekten ekstra bir çaba sarf etmiyoruz. Her zaman davrandığımız gibi davranıyoruz. Evet bazen fazla yakınlaşmak istediğimiz zamanlar da oluyor ama bunu kontrol edebiliyoruz. Ve gerçekten sen de, siz de, emin olun ki biz gerçekten rahatız. Elbette alışma sürecimiz oldu, hala da sürecin içindeyiz ama en başından beri bizim yanımızda olduğunuzu biliyorduk. Bu sadece kendimizi daha iyi hissetmemizle ilgili bir alışma süreci."

Sözlerimin üzerine gülümseyerek bana kısaca sarılmış ve yanağımı sıkıp tekrar omuzuma yaslanmıştı. İzletmek istediği videonun devamını izletmeye başladığı sırada telefonum titremişti.

Gelen: Tae hyung
Seni özledim
Keşke aynı arabada olabilseydik
:(

Mesajı görmemesi için biraz telefonu yüzüme yaklaştırmış ve hemen cevap vermiş, telefonu geri kucağıma koymuştum.

Gönderilen: Tae hyung
Erken gelseydin aynı arabaya binebilirdik
Hem
Neredeydin ki?

Hemen cevap gelmişti.

Gelen: Tae hyung
Ben çantamı alırken Seomin noona benimle konuşmaya başlayınca kesemedim ayıp olur diye ama baktım durdurmazsam devam edecek gibi ben de arabaların beni beklediğini söyleyip geldim

Kaşlarım istemsizce çatılırken hemen onları düzeltmiş ve hafifçe yutkunarak içimde oluşan garip hissi engellemeye çalışmıştım.

Gönderilen: Tae hyung
Seomin noona sence de seninle fazla ilgilenmiyor mu?

Gelen: Tae hyung
Bilmiyorum ki
Öyle mi dersin?

O salak falan değildi. Seomin noona son zamanlarda ciddi anlamda Taehyungla hep iletişim halinde olmaya çalışıyordu ve o da bunun farkındaydı. Mesafesini koruduğunu biliyordum fakat o benim sevgilimdi. Üstelik kimseye söyleyememe durumumuz vardı ve bu da canımı sıkan asıl şeydi.

Taehyungu her kız, hatta erkekler de, düşlüyordu. Bunun farkındaydım. Ama tüm hepsi düşlemekle kalacaktı çünkü onunla iletişim haline geçme şansları neredeyse yoktu. Fakat Seomin noona bizim makyözlerimizdendi ve sürekli Taehyungla temas halindeydi. Bence bunu kıskanabilirdim.

Gönderilen: Tae hyung
Taehyung

Gelen: Tae hyung
Tamam tamam
Sinirlenme hemen
Odada konuşalım bu konuyu da sana hatırlatayım

Gönderilen: Tae hyung
Neyi?

Gelen: Tae hyung
Kimin dudaklarına ait olduğumu

Cevap vermeden telefonumu kilitleyip kucağıma koyduğumda dudaklarımdaki hafif gülümseme ve kulaklarımda çınlayan Hoseok hyungun gülüşüyle birlikte videoyu izlemeye devam etmiştim.

Hayır, bu gece yaramazlık falan yapamayacaktık. Sadece ettiği ilk imaydı ve ben utanmak yerine mutlu olmuştum. Sonuçta o benim sevgilimdi ve ben onu tatmin edememekten korkmuştum. Ama şu an hissediyordum. İkimizin de dün geceden memnun kaldığımızı hissediyordum.

Hissettiğim diğer bir şey de şuydu: Jimin hyungun düşündüğü gibi çekingen bir cinsel hayatımız olmayacaktı. Aksine, sadece ikimiz varmışcasına hareket edeceğimizi hissedebiliyordum ve bu beni cidden heyecanlandırıyordu.

Riskleri severdim, Taehyung ile birlikte aldığımız riskleri ise beni tahrik edecek kadar çok severdim.





___

Hadi bakalım vatana millete hayırlı olsun jwmvkemvkemfkdkfk

Kendinize iyi bakın, sizi seviyorum❤️

Fortsæt med at læse

You'll Also Like

220K 21.3K 24
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
138K 12.4K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
1.5M 148K 95
tüm okulun en gözde konusu olan taehyung ve jungkook'un düşmanlığı, her atışmalarında taehyung'un feromonlarını kullanarak omegaya boyun eğdirişiyle...
1.5K 198 3
Jungkook shifting yapmak için yattığı yatağından kalktığında bazı şeylerin yalnış olduğunu anlamıştı *** "Sizin olanı sizden izinsiz aldığım için aff...