İdol: taekook

13| Uyanma vakti, sevgilim.

"Hayır, ikinci öpücüğümü de sana vermeyeceğim, iyi geceler"

Başımda dikilmesini umursamadan ona arkamı dönmüş ve yorganımı başıma kadar çekmiştim. Kıkırdadığını duyduğumda oflamadan edememiştim. Zevk alıyordu gerçekten. Beni böyle sıkıştırmaktan büyük zevk alıyordu.

Yaklaşık on dakikadır bana yalvarıyordu ikinci bir öpücük almak için. Ve bunda ciddiydi. Utanmıyordu, çekinmiyordu ve net bir şekilde dudaklarımın çok güzel olduğunu söylüyor, tekrar öpmek için fırsat kolladığını da söylemekten çekinmiyordu.

Bense o her böyle şey söylediğinde utanıyor, bunu belli etmemek için binbir takla atıyordum. O rahatsa ben de rahat olurum diyordum ama olamıyordum. Bilmiyorum, belki de yapı meselesiydi.

"Hadi Jungkook, ne olacak bir kere daha öpsen?"

"Kudurdun mu ya? Git uyu"

"Kudurduysam ne olacak?"

"Sus, uyumaya çalışıyorum"

"Hyungum ben. Bana nasıl karşı gelirsin?"

O görmese de gözlerimi devirip kendi kendime onun taklidini yapmıştım. Saniyeler sonra belimde hissettiğim elle birlikte duvara doğru itilmiştim. Taehyung hemen arkama, yorganın altına kıvrılıp belime sarılmıştı. Dudaklarını enseme bastırırken vücutlarımızı tamamen birleştirmişti. Biz her zaman böyle yatardık ama nedense son zamanlarda bu beni geriyordu.

"Öpüşmek senin için önemli bir şey mi gerçekten?"

Sorduğu soru ağzımı açık bırakacak cinstendi. Ama şaşırmamalıydım, o bu konularda farklı düşünüyordu gerçekten.

"Ne? Elbette önemli. Senin için değil mi sanki?"

"Yani, bilmiyorum. Sonuçta bazen annem de dudağımı öpüyor. Bu öpüşmek olmaz gerçi ama ne bileyim, insanların dudaklarının birbirine değmesi öpüşmek diye adlandırılmamalı bence"

"Ne olarak adlandırılmalı Bay Çok Bilmiş?"

Kurduğum cümleye gülmüş ve burnunu saçlarımın arasına daldırıp konuşmaya devam etmişti.

"Hiçbir şeyle adlandırılmamalı. Bak, şöyle düşün. Yanağın da dudağın da senin bir parçan değil mi? Vücudunun herhangi iki yerini aynı amaçla öptüğümü düşünürsek, neden bu öpüşme olsun ki? Hem öpüşme karşılıklı yapılır"

"Seninle bunu konuştuğuma inanamıyorum. Ama bu söylediklerin tamamen kendi fikrin. Ben öyle düşünmüyorum"

"Sen nasıl düşünüyorsun? Ve elbette benimle konuşacaksın. En sevdiğin üye benim sonuçta"

"Öyle mi? Kim diyor bunu peki?"

"Kaçmaya çalışma, soruma cevap ver"

Ups. Yakalandım.

Olduğum yerde yavaşça dönerek onunla yüz yüze geldiğimde memnun bir ifadeyle yüzümü süzmüştü.

"Bak, vücudumun parçası olan yerleri aynı amaçla öpmen bir şeyi değiştirmez. Vücudumun birçok parçası var emin ol 'arkadaşça' diyişin içgüdüsel olarak hareketlenmeme engel olamaz"

"Ama konuyu farklı yere çekiyorsun. Ondan bahsetmiyorum ki. Yani dudağını öpmek istiyorum diye seksüalite mi içeriyorum ben şimdi? Çok tatlı görünüyorlar ve öpesim geldi. Bunda ne var ki?"

Derin bir nefes vererek başımı iki yana salladığımda dudaklarını büzmüş ve omuzlarını kaldırıp indirmişti. Onu asla düşüncesinden vazgeçiremeyeceğimi biliyordum.