37| Bana yeteceğini falan mı düşündün?

26K 1.5K 2.4K
                                    

---

S O N U N D A

---

"Oğlum, bu tatile dinlenmek için çıktınız sanıyordum? Neden seni bir kez bile dinlenirken görmüyorum?"

Annem bu durumdan hoşnut olmadığını belli ederek konuştuğunda dudaklarımı büzerek hareket etmeyi, daha doğrusu tatil dönüşünde yapacağımız dönüşün koreografisini üstünkörü de olsa çalışmayı bırakmıştım.

"Jungkook eminim ki her zaman böyledir. Yani yerinde durmuyordur, sürekli dans ediyor veya spor yapıyordur." Demişti Junghyun hyungum muftaktan gelerek masaya tabakları yerleştirirken. "Değil mi Taehyung?"

Birkaç saniye sonra muftaktan elinde tencereyle çıkan sevgilim dudaklarımın hafifçe kıvrılmasına neden olmuştu.

"Kesinlikle tam da düşündüğün gibi hyung" demişti kısa bir an bana bakıp tekrar önüne dönerken. "Asla yerinde durmuyor. Bir şey de diyemiyoruz, en azından karşılığını alabiliyor diye mutluyuz" diye eklediğinde öylece ayakta dikilmeyi bırakıp annemin yanına gitmiştim. Dizleri ağrıdığı için masayı hyungum ve Taehyung kuruyordu. Ben de ortalıkta dolanıyordum öylece. Anneme yardım etmek dışında evde pek iş yapmazdım.

"Ben böyle mutluyum" demiştim kollarımı annemin küçük bedenine sararken. "Ayrıca bana diyor ama Taehyung hyung ve diğerleri de sürekli hareket halindeler."

"Belli zaten, geçen geldiği zamana göre zayıflamış" diyerek göğsüme yaslandığında annemin saçlarına bir öpücük bırakmıştım.

Evet, geri dönüşümüz öncesinde kısa bir tatile çıkmamızın bize iyi geceleğini düşündüğümüz için bireysel olarak tatile çıkmıştık. Ama Taehyung hyungun annesi ve babası, kız kardeşiyle birlikte çok önceden planlanıp başlanmış olan bir dünya turundalardı. Tamamen gezi amaçlı gitmişlerdi. Taehyung önce onların yanına, şu an Prag'da geziyorlardı, gidecekti fakat uçak yolculuklarını sevmediğini, giderse daha da yorulacağını söyleyip buralarda kalacağını söyleyince onu davet etmekten çekinmemiştim. Ailesinin bir hayali olan dünya turu, birkaç kez daha böyle tatile denk gelmişti ve o zamanlardan birinde de yine bize gelmişti. Bir keresinde de Jimin hyungla birlikte gitmişti.

"Her şey hazır, iyiyseniz sizi masaya alalım, değilseniz hemen bir tabak hazırlayıp getirebilirim?"

Taehyung tatlı tatlı, utangaç bir şekilde konuştuğunda gülmemek için dudaklarımı dişlemiştim. Bakışları bana kaydığında o da gülecek gibi olmuştu ama kendisini tutmuştu.

"Hayır hayır, ben iyiyim" diyerek kollarımdan kurtulup ayağa kalkmıştı annem. Masaya doğru ilerlerken ben de peşinden gitmiştim. Taehyung kendi kendine başıyla onayladıktan sonra tencerenin kapağını açmış ve yemekleri sıra sıra tabaklara yerleştirdikten sonra gelip yanıma oturmuştu. Benim karşımda annem vardı, Taehyungun karşısında ise Junghyun hyungum. Babam ise işteydi, henüz gelmemişti.

"Afiyet olsun çocuklar"

Annem yemeğe başlamamız için gülümseyerek konuştuğunda biz de aynı şekilde mırıldanmış, yemekleri iştahla yemeye başlamıştık. Hiçbir ünlü şefin yemeği gerçekten annemin yemekleri kadar güzel değildi benim için. Zaten her zaman ev yemeklerine düşkün olan biriydim, anneminkiler ise değişmeyen favorimdi.

"Taehyung, bak bunu denemelisin. Annem bol acılı peynirli tavuğu harika yapar"

Junghyun hyungum tavuk dolu tabağı Taehyunga uzattığında Taehyung bir an duraksamıştı. Elbette nedenini biliyordum.

"Taehyungun acıyla pek arası yok, sonradan kaşınmaya başlıyor."

"Ama deneyebilirim, sorun değil"

İdol: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin