OY VE BOL BOL YORUM LÜTFEĞĞĞN
Bölümü multideki şarkıyla dinleyebilirsiniz
Kaan'ın yanından koşarak ayrıldım. Beni görmeyeceği bir yere geldiğimde ağlamaya başladım.
Çok canım yanıyor. Kalbim sıkışıyor. Nefessiz kalıyorum.
Yaşadıklarımızı nasıl böyle kolay silebilir ?
Beni hiç sevmedi mi ?
Bütün yaptıkları yalan mıydı ?
"Niye beni kandırdın Kaan ?"dedim fısıltıyla.
Keşke peşimden gelsen, hepsi bir oyundu seni kandırdım desen ben de senin ağzına sıçsam ne kadar güzel olurdu.
Niye bana bunu yaptın, seni çok severken...
Niye kalbimi parçaladın, senin için yanarken...
Ben bunları hak edecek ne yaptım ?
Senden artık nefret ediyorum Kaan... Ve bundan sonra senin için asla ağlamayacağım.
O benim sevdiğim son kişi olacaktı. Kalbimin kapılarını bundan sonra kimseye açmayacaktım.
Artık aşka inanmıyordum. Benim için basit bir oyundan başka bir şey değildi.
Üstümü silkerek yerden kalktım. Annem'in ağladığımı anlamaması gerekiyordu. Gözlerimi kırpıştırarak ağlamamı engelledim. Uysalca göz pınarlarımdaki sululuğu dindirip derin bir nefes aldım. Dünyanın sonu değildi. Bir an önce toparlanmam gerekiyordu.
Sakin sakin eve yürümeye başladım.
Vardığımda yüzüme yalancı bir tebessüm takınıp anahtarımı deliğe soktum ve eve girdim. Annem bu seferde kuoförüm sensin izliyordu.
"Hoş geldin."dedi gülümseyerek.
Ben de yapmacık bir şekilde gülümseyerek 'Hoşbulduk.' dedim.
"Gel yanıma otur."
İtiraz etmeden yanına oturdum.Yaşadıklarımı birine anlatmam gerekiyordu. Kan çanağı olan gözlerimi anneme çevirdim.
"Niye üzgünsün ?"
Bu kadın müneccim falan mı ?
"Üzgün değilim."dedim dudağımı ısırarak.
"Anlat annene. Kim yaraladı seni bu kadar ?"
Gözlerim dolmaya başlamıştı.
Hayır,hayır,hayır.
Hani bir daha onun için ağlamayacaktın Rüya ?
Daha on dakika bile olmadı.
Annemin sarılmasıyla hıçkırarak ağlamaya başladım.
"Onu çok sevdim anne. Belki de bu yüzden kaybettim."
"Tamam kızım tamam. Hadi elini yüzünü yıka gel."
Odama çıkıp lavaboya girdim. Başım dönüyordu, tam yüzümü yıkayacaktım ki kusma isteği geldi.
Kendi tutamayıp içimdeki bütün şeyleri klozete çıkardım.
Annem hemen yanıma geldi.
"Ah yavrum ah." Telaşla elimi yüzümü yıkadı.
"Hadi biraz dinlen. Yarında okula gitme."
Beni yatağıma yatırıp yorganımı üstüme çekti. Alnımdan öperek odadan çıktı.
Odanın köşesinde duran kocaman ayıcığa ve kuzuya baktım.
Bana öylece bakıyorlardı.
"Bana öyle bakmayın."
Onlara baktıkça Kaan aklıma geliyordu.
Yatağımdan kalktım. Masanın üzerinde duran makası elime aldım.
Aklım: Artık bunların bir anlamı kalmadı onları yok et.
Kalbim: Hayır yapma. Bu kadar kısa zamanda onu bitiremezsin.
Aklım: Ama o seni çoktan bitirdi
Ama bunlar hep kalbimi dinlediğim için olmamış mıydı zaten ?
Ellerim titreyerek ayıcığa yaklaştım. Ona sımsıkı sarıldım. Belki de az sonra yapacaklarım daha sonradan pişman olmamı sağlayacaktı.
"Üzgünüm ama yapmak zorundayım."dedim fısıldayarak.
Ağlayarak ayıcığı kesmeye başladım.
"Hiç bitmesin isterdim.
Ama bitti."
Her konuştuğumda ayıcığı kesiyordum.
"İkimizin hayalini kurardım.
Ama hayalim kabusa dönüştü."
Her makas darbesinde kalbimden ona ait parçalar bir bir sökülüyordu.
"Gökyüzüne bakardım seni görürüm diye.
Kafama kuş sıçtı."
"Gülüşüne aşık olurdum.
Onun başkasına ait olduğunu bilmeden..."
"Kokunu içime çekerdim.
Son koklayışım olduğunu bilmeden."
"O güzel yüzüne bakardım.
İçimde nefret olmadan."
"Öperdim seni susamış gibi.
Sonra susuz kalacağımı bilmeden."
Son sözümle ayıcığın her yerini kesmiştim.
"Çok severdim.
Ama yetmedi."
Şimdi kalbim gibi parçalanmış bir ayıcık vardı. Her parçasında Kaan ile yaşadığımız anılar vardı. Ama bundan sonra bunlar asla birleşemezdi.
Tekrar yatağa girdim. Gözlerimi kapattım. Bir daha hiç açmak istemezcesine...
Aklıma hep o cümle geliyordu.
Ayıcık ve bay sapık bitti...
Evet galiba bitmişti.
Kaan beni kendinde bitirmişti.
Artık bende onu bitirmiştim...
Görüşürüz sapığım...
ÇOOOK SEVDİĞMMM YALAAĞN OLDU ZALIĞM GECELEEEER...
-----
Sabah annemin sesiyle uyandım.
"Kalk uykucu ! Dün akşamüstü altıdan beri uyuyorsun."
"Yaaaaa birazcık dahaaa."diye mırıldandım.
"Hayır kalk. Aşağıda arkadaşın bekliyor. Senin küçüklük aşkın geldi. Ramiz miydi neydi ?"
Gözlerimi aniden açtım.
"Galiba Rüzgar'dan bahsediyorsun."dedim gülerek.
Yataktan hemen kalktım. Lavaboya koşturup elimi yüzümü yıkadım. Üstümü başımı düzeltip aşağıya indim.
Rüzgar koltukta oturuyordu.
"Günaydın."dedim gülümseyerek.
Başını kaldırdı. O güzel gülümsemesini yine gözler önüne sermişti. Hala çocukluğunda nasılsa öyleydi. Sevecen,güler yüzlü, samimi ve temiz kalpli...
"Günaydın."
"Senin okulun yok muydu ?"
Soruma karşılık omuz silkti.
"Umurumda değil. Seni bugün biraz eğlendirmeye karar verdim."
"Ooo nereye gidiyoruz ? "
"Sen nereye istersen."
"Hmm biraz düşüneyim."
Annem de o sırada kahvaltıyı hazırlamıştı.
"Kızım siz kahvaltınızı yapın ben güne gideceğim. Görüşürüz Rüzgar oğlum."
Annem Rüzgar'ı küçüklüğümüzden beri tanıyordu. Beni onunla yalnız bırakmada bir sakınca görmemişti.
Kahvaltıya oturduğumuzda annem gitti.
Vatan okulda, babam da işteydi yani koca evde sadece ikimiz vardık.
Ehehm aklıma kötü şeyler getirmemeliyim.
Tvb yarabbim tvb.
Rüzgar masadan ayaklanıp tezgahtan ayrı tabak aldı. Masanın üstündeki her şeyden birer tane alıp tabağa koydu.
"Al bakalım."
"Bana özel tabak hazırlamak ? Ben bu kadar ilgiye alışık değilim. Beni alıştırma ,sonra hep yapmak zorunda kalırsın."
"Sıkıntı yok seve seve yaparım."
"Aaa dur sana yumurtalı omlet yapayım. Eskiden kahvaltıda çok severdin."
Bana gözlerini dikmiş dudağını vay der gibi büktü.
"Hayret unutmamışsın."
Masadan kalkıp malzemeleri tezgaha yerleştirdiğimde yapmaya başladım. Beş on dakikada hazır olmuştu. Tabağı düzenleyip Rüzgar'ın önüne koydum.
Biraz yanmıştı ama güzel gözüküyordu.
"Yesene."
Ağzım açık Rüzgar'a bakıyordum. Ne tepki verecek, acaba beğenecek mi ?
Omletin bir tanesini alıp ısırdı. Önce yüzü biraz ekşidi ama sonra düzeldi.
"Enfes olmuş."
"Öyle mi ben de yiyeyim o zaman."
"Hayır, hayır hepsini ben yiyeceğim."
Rüzgar benim yememe izin vermiyor tabağı önümden çekiyordu.
"Ya ver ben de bakacağım tadına."
Zorla bir tane omleti aldım.
Isırdığım gibi yere tükürdüm.
"Bu ne lan ? Öğhh, ay kusacağım galiba."
Bardağa su doldurup bana getirdi.
"İç çabuk şunu."
"Niye çok güzel deyip yedin ? Mal mısın ?"
"Güzel olup olmamasının bir önemi yok ki. Sonuçta sen kendi ellerinle bana yaptın."
Ağzım yırtılacak gibi yaygınlaştı.
"Yiaa gerizekalı."diyip omzuna bir yumruk geçirdim. Vurduğum yere elini koyup ovuşturdu.
"Oha lan elin ne kadar ağır ?"
Evet, herkes öyle söylüyor. Tabağı önünden alıyordum ki buna engel oldu.
"Ya ben yiyeceğim."
"Salak mısın çocuğum ver şunu."
"Ya ama sen yaptın, bırak yiyeceğim."
"Zehirlenmek mi istiyorsun ? Versene şunu."
"Hayıır." Tabağı alıp kaçtı.
"Rüzgar ver şunu."
Masumca kafasını salladı.
Of Allah'ım çokta tatlı.
"Ver dedim."
Yüzünü somurtarak tabağı uzattı. Hemen elinden çekip aldım.
Manyağa bak aq.
"Şimdi sen burada otur ben sana başka şeyler yapayım."
"En güzel geçirdiğim doğum günü."
"Ne ?"
Kafama dank etti.
"Bugün senin doğum günün mü ?"diye haykırdım.
Buruk bir şekilde gülümsedi.
"Yaaaaa unuttum."
"Doğum günün kutlu olsun mavişim."diyerek sımsıkı sarıldım.
Aslında yanağından öpecektim ama beni yanlış anlar diye yapmadım. Aklıma çok güzel bir fikir gelmişti.
"Aaaa sana ne yapacağımı buldum. Pastaaaa."
Hemen unu yağı yumurtayı çıkardım.
"Rüya emin misin ?"
"Sen bana bırak, rahat ol. Bak geç şu koltuğa otur."
On dakika bile geçmeden Rüzgar'a seslendim.
"Rüzgaaaaaaaaarrrr çabuk gel."
Yanıma geldiğinde yumurtayı gösterdim.
"Bu nasıl kırılıyor ?"
Bana şaşkın şaşkın bakıyordu.
"Ne ?"diye tepkisini gösterdi.
"Tamam Rüya bırak."-rüzgar
"Yaaa hayırr. Birlikte yapalım bari."
Bana nasıl kırılacağını gösterdikten sonra denedim.
"Şimdi onu at."
"Dediğini yapıp krema yaptığım kabın içine kabı attım."
"Hayır oraya değil aptal. Çöpe atacaksın."
"Sensin aptal."
Elime bir avuç un alıp yüzüne attım.
"Öhhöhoooöğ." O öksürükle boğulurken benim kahkahalarım odada yankılanıyordu.
O da bir avuç alıp bana attı. Ben de bu sefer yumurtayı alıp ona fırlatmıştım.
Tam kafasında kırılmıştı.
Benim yaptıklarımın aynısını yapıyordu. Yumurtayı alıp bana fırlattığında son anda kurtulmuştum. Zeytinyağı şişesini alıp ona fışkırtmaya başladım.
Kısasa kısas bebeğim diyen gözlerini bana çevirdi.
Bütün sosları aldı ve bana fışkırttı.
Buzdolabını açıp bütün meyve sularını kapaklarını açıp ona fırlattım.
Elimdeki zeytinyağı bitmişti. O da elinde sirke ile bana geliyordu.
"Onu nereden buldun be ?"
Sırıtarak bana yaklaşıyordu.
"Bak benim en nefret ettiğim şey sirkedir. Kokusundan nefret ederim."
Ama üstüme geliyordu.
"Iyyy gelme git be."
Bir anda bütün sirkeyi başımdan boşalttı.
"Yaaaaaaa iğreeeençççç."diye cırladım.
Her yerim vıcık vıcıktı ve sirke kokuyordum.
"Bittin oğlum sen." Üzerine koşturmaya başladım.
"Hiyaaaaaaa."
Ama yerdeki zeytinyağı, sirke, meyve suları yüzünden üzerine doğru kaydım. İkimizde kayarak yere düşmüştük.
Her şey çok hızlı gelişmişti ki yanlışlıkla dudaklarımız birbirine bir saniyelik değdi.
Hemen üstünden atladım. O ise ağzını silip tükürüyordu.
"Gerçekten de sirkenin tadı iğrençmiş."
"Bana göre senin dudağının tadı iğrenç."
"Sirkeden anlayamamışsındır istersen bir daha deneyelim."
"Evk evk evk. Çok komik."
"Has siktir." Etrafa baktığımda resmen ahıra dönmüştü. Ve evdeki bütün malzemeler bitmişti.
"Neyse Rüya'cım ben yavaştan kaçayım. Çok teşekkürler beni ağırladığın için."
Gidecekken yakasından tuttum.
"Hele bir git. Hem bu halinle mi gideceksin ?" İkimizde çok pis görünüyorduk.
Elini tuttum.
Çok sıcaktı , nedense birden heyecana kapıldım. O da tuttuğum anda kasılmıştı.
Yalnız daha az önce dudaklarımız değdi tepki vermedik buna tepki veriyoruz aq.
Hep sirke yüzünden.
"Sana Vatan'ın kıyafetlerinden veriyim." Elini tutmaya devam ederek Vatan'ın odasına çıktık.
Allah'tan Vatan kendine çuval gibi olan kazaklar giyiyordu. Yani Rüzgar'a tam olurdu.
Kazak seçmek için elimi çektim ama bırakmadı.
"Rüzgar elimi alabilir miyim bana lazım oluyor da."
"Ha ? Tabi tabi alabilirsin."
"Allah razı olsun."
Bir tane kazak seçip üzerine fırlattım.
"Şey banyonuzu kullansam olur mu ?"
"Olur."
Bir tane de eşofman çıkartıp onu da verdim.
O benim banyoma girerken ben de kendime kıyafet seçiyordum.
Yanlışlıkla gözüm oraya kaydı. T-shirtünü çıkarmış soyunuyordu.
Oaaaaaa ahooooo aooooo .
O ney lan ?
Tam altını çıkarıyordu ki yüzümü hemen çevirdim.
Rüya kendine gel amk kaşarı.
İyice sapıklaştın artık.
Yanağıma iki tokat attım.
Kendime de siyah yanları beyaz çizgili eşofman üstüme de siyah düz göbeği açık kazak çıkarttım.
"Rüzgar iyi misin ?"
"Rüya senin vereceğin şeyi seviyim."
Banyodan çıktığında kahkahalara boğuldum. Kazak tam uymuştu ama eşofman dizinin altına geliyordu.
"Gülme ! Hemen bana eşofman almaya gidiyoruz."
"Böyle dışarı çıkacak mısın gerçekten ?"
Gülmeye devam ediyordum. Çok komik ve tatlı duruyordu. Ayağa kalkarak yanına gittim.
"Çok yakışmış çok."dedim.
Tatlı tatlı bakıyordu. Daha fazla dayanamayıp yanaklarını sıkmaya başladım.
"Ayyyy hanimiş hanimiş."
"Aaa bırak yanağımı." O da benimkini sıkmaya başladı.
Mal mal birbirimize bakıyorduk.
Çok fazla bakıştığımız için yanağını sıkmayı bıraktım.
"Neyse ben banyoya giriyorum."-rüzgar
"Tamam."
-----
Banyomu yaptıktan sonra mutfağa inip ortalığı toplamaya başladık.
"Annemin anlamaması için yeni malzemeler de almamız gerekiyor."
"Tamam ben alırım."
"Ay teşekkür ederimm."dedim sevimli bir şekilde.
"Şöyle yapma."
"Niye ?"
Dudağıma bakarak bilmem dedi. Ben ne yaptığını anlayamadan masadan bant alıp ağzıma yapıştırdı.
"No yopoyorson yo ?"
"Bunu yapmazsam kötü şeyler olabilir."
Ağzımdaki bantı çıkardım.
"Hadi gidelim de sana don alalım, donsuz."dedim gülerek.
Yakınlardaki bime gidiyorduk. Rüzgar'a bakıp bakıp gülüyordum. Çok komik gözüküyordu.
"Rüya kötü olacak ama."
"Tamam tamam."
Bime girdiğimde herkes Rüzgar'ın donuna baktı. Ama bakılmayacak gibi de değil. Benden ince bacakları var çocuğun.
"Kendimi çok kötü hissediyorum."diye fısıldadı Rüzgar.
"Bence de hissetmelisin."
Marketin altını üstüne çevirerek eşofman bulmayı başardık. Rüzgar hemen eşofmanı alıp arkada giyindi.
"Oh be rahatladım."
"Şimdi malzeme alacağız."
Rüzgar market arabası çıkarıp içine beni bindirdi. Sırayla bütün malzemeleri aldı. Rafın en üstündeki cips dikkatimi çekmişti. Market arabasından indim ve oraya uzanmaya çalıştım ama ne yapsam olmuyordu.
"Gel üstüme çık öyle al." Omzuna binip cipsime ulaşmıştım.
Bu pozda durmaya devam ederken Rüzgar olduğumuz koridordan geçen bir ablayı durdurdu.
"Abla bizi şöyle çeker misiniz ?"
Abla bize deli misiniz bakışları atıp fotoğrafımızı çekti. Yavaşça Rüzgar'ın omzumdan indim. Eşyaları alıp eve doğru gidiyorduk.
"Yaa versene bir iki poşet bana. Niye hepsini sen taşıyorsun ?"
"Rüya dırdır etme de önüne bak."
Elindeki poşetleri yere bırakıp önümde eğildi. Ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.
"Evlenme teklifi falan mı edeceksin ?"
"Bağcığın çözülmüş geri zekalı."dedi gülerek. Of tam bir utanç kaynağıyım.
Bu anı yakalayıp fotoğrafını çektim.
Galerime baktığımda Kaan'ın fotoğraflarını görmemle yüzüm düşmüştü. Rüzgar elimden telefonu alıp neye baktığıma baktı.
"Unutmak çok zor değil mi ?"
"Evet."
"Kemdimden biliyorum."dedi gülümseyerek.
"O fotoğrafları siler misin ?"
"Emin misin ?"
"Evet..."
Fotoğrafları silip bana uzattı.
"Hadi annem gelmeden hemen eve gidelim."
-----
Neyse ki annem gelmeden varmış, malzemeleri yerleştirmiştik.
Annem tabiki de bir bokluk olduğunu anlayacak ama neyse.
"Ha Rüya söylemeyi unuttum. Yarın okullar arasında bir şarkı yarışması olacakmış ve ödül 20.000 lira mı neymiş. Senin sesinin güzel olduğunu bilerek ismini yazdırdım."
"Neeee ? Bunu bana şimdi mi söylüyorsun ? Ne söyleyeceğim şimdi ben ?"
"Sakin ol ya. Bende katıldım ve bende daha hiç çalışmadım. Mutlu haber şu ki yarın sevdiğim kıza açılacağım."
Bu duruma nedense biraz üzüldüm.
"Aaa gerçekten mi ? Çok merak ettim ya. Kız güzel mi bari ?"
Bana çok içten bir şekilde bakarak büyük bir iç çekip 'Çok güzel.' dedi.
"Baya etkilenmişiz bakıyorum da."
Utanmış bir şekilde başını salladı.
"Yarışma iki tur olacakmış. Birinci tur herkes şarkısını söyleyecekmiş ikinci tura üç kişi kalacakmış. Eğer son üçe kalırsam beni anlayacağı bir şarkı söyleyeceğim."
"Waaow herkesin içinde ilan-ı aşk ha. Kız seni seviyor mu ?"
"Hayır."dedi gülümseyerek.
"Başka birisini seviyor. Muhtemelen de beni reddedecek ama artık her şeyi göze almaya varım."
"Kızı kıskandım amk. Keşke beni de birisi böyle sevse."
Rüzgar koltuktan kalktı. "Saat beş olmuş ben gideyim artık. Hem yarın yarışma var ona da çalışmamız gerekiyor."
Rüzgarı uğurlayıp odama çıktım.
Of bugün çocuğun doğum günüydü ve ben hiç bir şey yapamadım. Şu yarışmadan sonra kesinlikle bir şeyler yapmam gerekiyordu.
Ama ilk önce ne söylemem gerektiğini düşünmem lazım.
Biraz kafa yorduktan sonra bulmuştum. Belki son tura çıkarım diye iki şarkı seçtim.
----
Saat on ikiye kadar şarkıma çalışmıştım. Yatmadan önce instagrama girdim. Rüzgar ablanın çektiği fotoyu paylaşmıştı.
(Temsili)
6.789 beğenme 690 yorum
rüzgar_sygn= Hayat kısa Rüya ondan daha kısa ksjsjsjsjw @.rüya_güler.
.rüya_güler.= Özele gel özele @rüzgar_sygn
dedikoducu_garı= Bunlar sevgili mi gııooo
ozan_pmk= Siz gezin bizsiz :(
_kader_.= Ouwww shiiip aşırı ship
yak.agaa= Iyy kaptı gül gibi çocuğu
yteeerr= Amk neden herkes bu kızı seviyor nedeeeeeen ?
kaan_src= Komik...
(Temsili)
5.899 beğenme 878 yorum
.rüya_güler.= Çalış köleeeeeeeeee @rüzgar_sygn
rüzgar_sygn= Nee ara çektin lan ben niye görmedim. Birde telefonun elimdeydi aq @.rüya_güler.
ceren_kara = Oha laan şu an fark ediyorum ikinizin de baş harfi R lskskemdkdms
_kader_.= Eveeet hatta ben onlara ship adı buldum. RÜRÜ skskskksjsjs @ceren_kara
jshjfkj= Ben KAYA taraftarıyım. Rüya- Kaan
.rüya_güler.= Bir susun amk ya @ceren_kara @_kader_.
benbirayyaşım= Bize de oradan bir Rüzgar gönderin aw
Telefonumu kapatıp yatağımın yanındaki masaya koydum.
Gözlerimi kapattım. Bugün çok yorulmuştum.
-----
Sabah erkenden kalkıp hazırlanmaya başlamıştım. Normal bir şekilde giyinecektim güzel giyinmek umrumda değildi.
Sade gri bir kazak altına da siyah bir kot giydim.
ALVİN VE SİNCAPLAR
rüya=
rüya= Hazır mıyız milleeet ?
küçük danam= Kim katılıyor bu gruptan. Sen ve Rüzgar mı ?
mavişim= Galiba evet
esmer bombam=
esmer bombam= Ablanız yine harika beybisi
küçük danam= Görende bu yarışmaya katılacak sanır
esmer bombam= Ya sanane. Ağzına sıçacağım artık
esmer bombam= Kendini bir bok sanıyorsun doğru tespit. Çünükü boooksun ehuheue
şerfsiz= Ozan uğraşma artık...
yenge= Evet ben geldim kenara çekilebilirsiniz.
esmer bombam= Sevgiline ne demeli ?
küçük danam = Kes lan
Rüzgardan mesaj gelmişti.
mavişim = Hazır mısın ?
civcivim = Yaniğ
mavişim = Seni almaya geliyorum
civcivim= Tamam
Aşağıya inip Rüzgar'ı beklemeye başladım.
Beş dakika içerisinde gelmişti.
Arabaya bindim ve okula doğru gitmeye başladık.
"Ne söyleyeceksin ?" diye bir soru yönelttim.
"Sürpriz."
"Ya söyle merak ettim."
Kafasını hayır anlamında sallladı.
"Off."
Yüzümü cama çevirdim.
Acaba Kaan da şarkı söyleyecek miydi ?
Yeter Rüya yeter. Kaan'ı düşünmeyi bırak artık.
Ama olmuyordu...
----
Yarışma yerine çoktan varmış koltuklara oturmuştuk.
Okul okul çağırıyorlardı. Bana daha altı üç kişi vardı.
Elim titremeye başladı. Heyecandan üşüyordum.
Rüzgar sıcak eliyle elimi tuttu.
Bu bana güven vermişti.
"Bu kadar heyecanlanma, yapacağını biliyorum."
Ona bakarken sahnedeki sesle dikkatim dağıldı.
Kaan sahnede şarkısını söylüyordu. Galiba sıra bizim okula gelmişti.
Yüzyüzeyken Konuşuruz - Boş gemiler (şarkıyı açarak okuyun )
Boş gemiler geçiyor gönlümün kıyısından
Ruhum yorgun ve bezmiş düşman sayısından
Ne anlamam lazım bu bakışından?
Belli miydi zaten kaçışından?
Boş gemiler geçiyor gönlümün kıyısından
Ruhum yorgun ve bezmiş düşman sayısından
Ne anlamam lazım bu bakışından?
Belli miydi zaten kaçışından?
Ne söylesem boş beni göremezsin
İçimde bir ses ama seçemezsin
Hani özlersin geri dönemezsin, of
Ne söylesem boş beni göremezsin
İçimde bir ses ama seçemezsin
Hani özlersin geri dönemezsin, of
Of ki ne of...
Biri bir duvar ördü, kendim gördüm herkes kördü
Ben de sövdüm, herkes gördü
Bize biraz umut lazım, diyalog lazım, karavan lazım
Herkes güldü, ben de sövdüm
Ne söylesem boş beni göremezsin
İçimde bir ses ama seçemezsin
Hani özlersin geri dönemezsin, of
Ne söylesem boş beni göremezsin
İçimde bir ses ama seçemezsin
Hani özlersin geri dönemezsin, of
Of ki ne of...
Şarkıyı bitirdiğinde herkes onu alkışladı.
Sırada bizim okuldan tanımadığım kişilere gelmişti.
Bir tane kız 'Her Yerde Sen'i , birisi de Yapma 'N'olursun' söylemişti. Sıra Rüzgar'a gelmişti.
Yerinden kalkıp sahneye çıktı.
Hazırlıklarını yaptıktan sonra şarkısına başladı.
Emre Yıldırım- Gelmesen de Beklerim (şarkıyı açarak okuyun)
Dursun geceler aaah olmasın sabahlar
Gözlerim senle açılmıyorsa...
Yansın yeryüzü, ters dönsün gökyüzü
Umrumda değil bu gece
Belki az sevdik belki yalandı
Belki de bu bitirdi bizi aaaahh
Yalaaanmış, değiiilmiş
Ne farkeder ki senin beni sevmen
Onca düş, onca hayal sebepsiz de severim
Göz görmeyince gönül, katlanmıyor artık
Ne kadar acı, bilemezsin ama gelmesen de beklerim
Gelmesende beklerim yerinde bana bakarak söylemişti.
Dursun geceler aaah olmasın sabahlar
Gözlerim senle açılmıyorsa...
Yansın yeryüzü, ters dönsün gökyüzü
Umrumda değil bu gece
Belki az sevdik belki yalandı
Belki de bu bitirdi bizi aaaahh
Yalaaanmış, değiiilmiş
Ne farkeder ki senin beni sevmen
Bana bakıyordu.
Onca düş, onca hayal sebepsiz de severim
Göz görmeyince gönül, katlanmıyor artık
Ne kadar acı, bilemezsin ama gelmesen de beklerim
Şarkıyı bitirince onu da herkes alkışladı.
Sıra bana gelmişti.
Ben hem gitar çalacak hem de şarkı söyleyecektim.
Tuğkan- Bu kalp seni unutur mu ? (şarkıyı açarak okuyun)
Derin bir nefes alarak söylemeye başladım.
Yıllar geçse de üstünden
Bu kalp seni unutur mu ?
Kader gibi istemeden
Bu kalp seni unutur mu ?
Bir hasretlik yüzün vardı
İçinde bir hüzün vardı
Söyleyecek sözüm vardı
Bu kalp seni unutur mu ?
Bu kalp seni unutur mu ?
Kalbim seni unutur mu ?
Anlamı yok tüm sözlerin
Sensiz geçen gecelerin
Yaşanacak senelerin
Bu kalp seni unutur mu ?
Bambaşka bir halin vardı
Farketmeden beni sardı
Benliğimi benden aldı
Bu kalp seni unutur mu ?
Bu kalp seni unutur mu ?
Kalbim seni unutur mu ?
Her gün akşam yastığımda
Üşüyorum yokluğunda
Yaşıyorum boşluğunda
Bu kalp seni unutur mu ?
Bana aşkı veren sendin
Sonra alıp giden sendin
Yollarımız ayrı derdin
Bu kalp seni unutur mu ?
Bu satırı Kaan'a bakarak söylemeye başladım. Gözümden de usul usul yaşlar akıyordu.
Oysa düşlerim başkaydı
Birden bire yarım kaldı
Benliğimi benden aldı
Bu kalp seni unutur mu ?
Bu kalp seni unutur mu ?
Kalbim seni unutur mu ?
Alkışlar eşliğinde sahneden inip yerime oturdum.
"Muhteşem söyledin."-rüzgar
"Teşekkür ederim."
Başımı Rüzgar'ın omzuna koydum.
Sırayla herkes şarkısını söyleyip yerine oturuyordu.
Herkes bitirdikten sonra sahneye bir erkek çıktı.
"Herkese katılımları için teşekkür ederiz. Şimdi de sona kalan ilk üçü açıklayacağım."
Biraz bekledikten sonra isimleri söyledi.
"Rüya Güler, Kaan sarıca ve Rüzgar Saygın." diye bağırdı.
Ben şaşkın şakın etrafa bakıyordum. Bir anda sevinçle Rüzgar'a sarıldım.
"Ay pardon bir anlık şeyle şey oldu."
"Evet bu üç arkadaşı birer şarkı daha söylemeleri için sahnede göreceğiz."
İlk önce sahneye Kaan çıktı.
Yüzyüzeyken konuşuruz- Dinle Beni Bi' (şarkıyı açarak okuyun)
Şarkıyı bana bakarak söylüyordu.
Tut elimi buradan gidelim
Olmaz demeden dinle beni bi
Rüzgarım söndü, dindi ateşim
Ah bebeğim ben hala deliyim
Sen yokken ne gece ne de gündüz
Ne ay var ne tek bir yıldız
Her yer karanlık ve ıssız göremiyorum
Sen yokken ne gece ne de gündüz
Ne ay var ne tek bir yıldız
Her yer karanlık ve ıssız göremiyorum
Tut elimi buradan gidelim
Olmaz demeden dinle beni bi
Rüzgarım söndü, dindi ateşim
Ah bebeğim ben hala deliyim
Sen yokken ne gece ne de gündüz
Ne ay var ne tek bir yıldız
Her yer karanlık ve ıssız göremiyorum
Sen yokken ne gece ne de gündüz
Ne ay var ne tek bir yıldız
Her yer karanlık ve ıssız göremiyorum
Şarkıyı bitirdikten sonra sahneden indi. Sıra Rüzgar'a geldi.
Çok merak ediyordum kimi sevdiğini.
Yerinden kalktı ve yavaş yavaş sahneye yürüdü.
Hem gitar çalacaktı hem de şarkı söyleyecekti.
Başlamadan küçük bir konuşma yaptı.
"Bu şarkıyı çok sevdiğim ama kavuşamadığım kişiye söylüyorum."
Gözlerini kapatarak söylemeye başladı.
Tuğkan-Küçük Civcivim
Her veda edişimde düşünürüm
Seni bir daha görememek var
Keşke kimsesiz kalsak her yerde biz olsak
Ama yine de seninleyken dünya bile dar
-
Yine seni düşünürken yağmur çiseledi
Nefesim ellerine hasret kalmış besbelli
Yine seni düşünürken yağmur çiseledi
Nefesim ellerine hasret kalmış besbelli
Bu kısmı bana bakarak söylemeye başladı. Ve o an beni sevdiğini anlamıştım.
Küçük civcivim, güzel kızım, dünyam benim
Bunun adı aşksa eğer,
Bu aşk yalnızca sana değer
Bu adam yalnızca sana boyun eğer
-
Küçük civcivim, güzel kızım, dünyam benim
Bunun adı aşksa eğer,
Bu aşk yalnızca sana değer
Bu adam yalnızca sana boyun eğer
-
Her veda edişimde düşünürüm
Seni bir daha görememek var
Keşke kimsesiz kalsak her yerde biz olsak
Ama yine de seninleyken dünya bile dar
-
Yine seni düşünürken yağmur çiseledi
Nefesim ellerine hasret kalmış besbelli
Yine seni düşünürken yağmur çiseledi
Nefesim ellerine hasret kalmış besbelli
-
Küçük civcivim, güzel kızım, dünyam benim
Bunun adı aşksa eğer,
Bu aşk yalnızca sana değer
Bu adam yalnızca sana boyun eğer
-
Küçük civcivim, güzel kızım, dünyam benim
Bunun adı aşksa eğer,
Bu aşk yalnızca sana değer
Bu adam yalnızca sana boyun eğer
Bu adam yalnızca sana boyun eğer
Şarkıyı bitirmişti ve ben hala şoktaydım.
Bunca yıl beni mi sevdi ?
Hiç vazgeçmedi mi ?
İşte kimileri insanı bir günde siler kimisi de onun için on yıl bekler.
Sıra bendeydi ama Rüzgar daha sahneden inmemişti.
Sahneye doğru yürümeye başladım.
Rüzgar benim gelmemi bekliyordu. Tam karşısına geçip durdum
Gülümseyerek ama biraz da tedirgin bir şekilde elini uzattı.
"Tek kaldı dünyam, dünyam olur musun? Deniz kadar sevdim, dalgam olur musun? Ateş gibi yandım, Alevim olur musun? Hiç aşık olmadım desem, aşık olur musun civcivim ?"
Rüzgar'a bakarken Kaan da sahneye çıkmıştı o da hemen elini uzattı. Gözlerindeki pişmanlığı 'Bana gel.' deyişini görebiliyordum.
İkisi de bana bir beklenti içinde bakıyordu. Ben onların arasında kalmış tek bir kelime etmiyordum.
Kararımı vererek hiç kimsenin beklemediği bir şey yaptım...
< Bölüüüm Sonuuu >
Ouuu acaba Rüya kimi seçecek ? Çatlayın msksksjbdkjnfk
KAYA TAKIMI BURADA MI :D ?
RÜRÜ TAKIMI BURADA MI :D ?
BU SEFER OY YÜZÜ GEÇMEDEN YB YOK EHEHEHEH. VALLA SİZ OY ATMAZSANIZ BENDE YB ATMAM.
EĞER BÖLÜMÜ BİR SÜRÜ YORUMLARLA DOLDURURSANIZ VE BOL BOL OY ATARSANIZ İKİ BÖLÜM PAYLAŞABİLİRİM. YAZARINIZDAN HER ŞEY BEKLENİR.
Bir dahaki bölüme görüşmek üzere...