Acı Sevda(Tutkun Serisi-2-)

By ayseyda2322

657K 19.7K 4K

Tutkun Serisi'nin 2. Kitabıdır ve farklı karakterlerin hikayesini anlatıyor. Cayır cayır yanıyorduk ikimiz... More

TANITIM
1-AŞKIN PENÇESİNDE
2-UTANÇ
3-ÇARPIŞMA
4-TATLI SEVDAM
5-ÖZLEMİŞİM
6-KISKANÇLIK
7-ÇİÇEK KOKULU
8-TARTIŞMA
9-HAYAL KIRIKLIĞI
10-ACI SEVDA
11-KIYAMET
Kitap Tanıtımı(Bakın Lütfen!)
12-VAZGEÇ
13-İLK DANSIMIZ
14-DİĞER YARIM
15-MEFTUN
16-RÜYA TATİLİ
18-İTİRAF
19-CEZA
20-VURGUN
21-SÖZ
22-YANIK HİSLER
23-TUTKUN
24-HATA
25-KÜL
26-KALP KASILMASI
27-ÇİL
28-AYRILIK
29-CAN KIRIKLARI
30-YAS
31-YANLIŞ
32-KALBİMDEKİ AĞRI
33-KALBİMDEN VAZGEÇMEK
34-GİTME
Duyuru!
35-KALBİMDEKİ ACI
36-KORKU
37-MİLAT
38-YANGINIM
Kitap Önerisi!
39-GEL HAYALİM
40-DAĞ EVİ|İLK ÖPÜCÜK
41-KIZIL CENNET
42-YÜZLEŞME
43-KIRIK İHTİMAL
44-MAVİ TUTKU
45-MUCİZE

17-KARANLIK

9.2K 440 29
By ayseyda2322

SerMak çiftinden size bir bölüm getirdim.

Keyifli okumalar dilerim..

¦~KARANLIK

Irmak

Yattığım yerden inleyerek doğrulduğum vakit gözlerimi güçlükle araladım. Bir süre boş boş etrafı taradım. Uykumdan yavaş yavaş sıyrıldığım da ancak yeni yeni idrak ediyordum. Burası benim odam değildi, dahası benim burada ne işim vardı?

Birden yataktan fırlarcasına kalkarak endişe ile ne yapacağımı bilemez bir halde öylece ayakta dikildim.

"Önce sakin ol Irmak, sakin.." diye kendi kendime mırıldandım.

Fakat bu hiçbir işe yaramıyordu. Ben bir süre ne yapacağımı bilemez bir halde kalakalırken adım sesleri duydum. Anında gözlerim irileşirken elime ilk gelen şeyi kapıp sırtımı duvara yasladım. İçeriye giren kişiyi hemen etkisiz hale getirmeyi planlayıp buradan kaçmayı düşünüyordum. Kapının açıldığını işittim. Baştan aşağı adrenalinle dolarken adım sesleri daha da yaklaştı.

Yerime daha çok sinerken onu gördüm. Hiç beklemeden elimdeki vazoyu kafasına geçirdim.

Hemen acılı bir bağırış eşliğinde küfürler savurup yüzüstü yere kapaklandı. O acılı bir şekilde kafasını tutup yerde kıvranırken elimdeki vazoyu yere atıp hemen odadan çıkmak için hamle yaptım fakat duyduğum sesle beraber yerime çakılı kaldım.

"Kızım senin sorunun ne, ne yaptığını sanıyorsun sen!" diye bağırarak bana döndüğünde kalakaldım.

Bu bay ukalaydı..

Ağzım şaşkınlıktan kocaman açıldı. "Sen.." diye soludum.

Bay ukala dişlerini sıkarak bir küfür daha savurdu. Yerden kalkmaya çalışınca ona refleks olarak yardım etmek istedim fakat o, "Bırak, kendim kalkarım!" diyerek beni engelledi.

İçim suçlukla dolarken o ayağa güçlükle kalktı ve başından elini çekip avuç içine baktı. Bende aynı anda bakışlarımı eline indirirken kendime içten içe sövdüm. Resmen adamın kafasını yarmıştım. Avuç içindeki kanları gördükçe içim burkulmuştu.

Bay ukalanın sinirle bezeli buz mavisi gözleri bana çevrildi. "Senin benim canıma kastın mı var, bu neydi şimdi!" diye hırladı.

Dudaklarımı kemirirken, "Ben.." diye ağzımın içinde geveledim.

"Sen resmen kafamı yardın!" dedi sinirle.

Çenemi dikleştirip,"Bilerek olmadı," diye kendimi savundum.

"Bilerek olmadı öyle mi? Bir de üste çıkmaz mı deli olacağım ya!" diye homurdandı.

Kaşlarımı çatarak ona dik dik baktım.

"Ne yapmamı bekliyordun acaba! Uyanır uyanmaz kendimi yabancı bir yerde buldum. Bu yüzden kaçırıldım sandım," dedim.

Bay ukala gözlerime bir süre baktıktan sonra birden kahkaha patlattı.

Ona ifadesiz gözlerle baktım. Komik olan neydi burada, kaçırdım sanırım..

Kahkahalarının arasından," Kaçırıldığını sandın, hayatımda hiç bu kadar komik bir şey duymadım, "dedi.

Baştan ayağa öfkeyle doldum.

" Evet, ne var bunda! "diye tersledim onu.

Birden gülmeyi kesip bana doğru bir adım atıp yaklaştı. Geri gitmemek için zor tuttum kendimi. Tam karşımda dikilip üstten alaycı bakışlarını yüzüme dikti.

" Kızım aklı olan bırak seni kaçırmayı yanından bile geçmez, anlatabildim mi? "deyince dişlerimi sıktım.

" Kes sesini! "dedim dişlerimin arasından.

Sinirle gözlerimi ondan çektim. Onun hala sırıttığına oldukça emindim.

Geri çekilip elini başına götürdü. Nefesi ıslık tarzında dişlerinin arasından firar ederken göz ucuyla ona baktım. Nedense içimde tuhaf bir his oluştu, anlam veremedim.

"Şey.." deyip yutkundum.

Bakışları bana döndü. "Ben, yani, kusura bakma, panik oldum da bir an için, işte şey sandım seni ben, şey.. " diye mırıldanır tarzda konuştum.

"Ney?"

"Sapık!"

Bay ukala başını sağa sola salladı. "Gerçekten çok garip bir kızsın sen," dedi kısıkça.

Yanağımın iç kısmını dişledim.

Birden gözlerini kapatarak sendeleyince panikle ona doğru atılıp kolundan tuttum. "İyi misin?"

"Başım dönüyor," dedi kısıkça.

Ona endişeyle bakarak, "Otur şöyle," diyerek onu yatağın üzerine oturttum.

Onun acıyla yüzünü buruşturduğunu gördüğümde ise,"İlk yardım malzemesi var mı?" dedim.

Bana soldaki kapıyı işaret edip, "Banyoda olması lazım," dedi.

Hemen onu başımla onaylayıp ayaklandım ve banyonun kapısını açarak içeri girdim. Etrafı şöyle kısaca süzdükten sonra dolapları karıştırıp ilk yardım çantasını buldum. Vakit kaybetmeden hızlı adımlarla banyodan çıkıp odaya geri döndüm.

Yanına giderek oturdum ve önce kafasındaki yaraya baktım. Yüzüm buruşurken,"Çok acıyor mu?" diye sordum.

Başını çevirip bana baktı. Buz mavisi gözleri uzun uzun gözlerimi taradı. En sonunda, "Biraz.." diyerek cevap verdi.

Daha fazla ona bakmak istemeyerek çantadan bir pamuk çıkardım ve oksijenli suyla kanı temizlemeye başladım. Canını acıtmamak için nazikçe yapıyordum. Pamuk hızla kana bulanırken endişem daha da arttı.

"Bir hastaneye mi görünsen dikiş atılması gerekebilir."

"Gerek yok," dedi tok bir sesle.

Tam itiraz edeceğim sıra beni bakışlarıyla susturdu. Kafasındaki yarayı temizleyip bandajı dikkatli bir şekilde yaranın üzerine yapıştırdım.

"Tamam, oldu.."

Serkan ensesini ovalayıp bana baktı. "Sağ ol," deyince omuz silktim.

"Ama sen yinede bir doktora görün," diye tembih ettim.

"Daha sonra," dedi.

Bir an için ortamda tuhaf bir sessizlik oluştu. Ben başımı eğmiş parmaklarımla oynarken Serkan'a yandan kaçamak bakışlar atıyordum.

Şu an içinde bulunduğum an çok garipti. Farkında olmadan kalp atışlarım düzensizleşmişti. Benim her fırsatta tartıştığım bir adamın yanında ne işim vardı bilemiyordum. Ben en son doğum günü partisinde çılgınlar gibi eğlenip dans ediyordum. Buraya hangi ara gelmiştim? Resmen gecenin geri kalanını zihnimden silmiştim. Bir daha alkolü çok fazla kaçırmayacaktım. Bu bana ders olsun. Kendimi başka bir yerde de bulabilirdim. Neyse ki şanslıyım..

Aklıma yeni gelirken,"Çantam!" dedim yerimden fırlayarak. Benim hemen nerede olduğumu aileme haber vermem gerekiyordu.

Elimi alnıma götürüp inledim. "Bittim ben!"

"Bir sakin olur musun, neler oluyor?" deyince ona döndüm.

"Ailem beni bu sefer kesin öldürecek!" dedim korkuyla.

Serkan sakince ayağa kalkıp,"Kimsenin seni öldüreceği yok, bir sakin ol önce,"dedi ifadesiz bir sesle.

" Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? "diye sorduğumda dudakları kıvrılır gibi oldu.

" Çünkü ailene haber verdim. "

Şok içinde," Ne? "diye bağırdım.

🌸

" Yani ben dün gece Günçiçek'lerin evinden kaldım, aynı şekilde Günçiçek'te benim evimde kaldı öyle mi?"deyip kafamı anlayamaz bir şekilde kaşıdım.

" Of, kafam çorba oldu ya! "diye homurdandım.

Serkan göz devirdi." Kızım bunda anlaşılmayacak bir şey yok ki. Her ikinizin de ailesine birbirinizin evinde kaldığınızı haber veren mesajlar attık yani daha fazla o güzel kafanı yormana gerek yok biz her şeyi hallettik, "dedi.

Nefesimi dışarı üfleyip elimdeki kahve kupasından bir yudum daha aldım. Serkan çantamı bana verir vermez hemen telefonumu elime alarak Günçiçeği aradım fakat telefonunu açmamıştı. Bende ona bir sürü mesaj yolladım. Umarım bana en kısa zamanda dönüş yapardı.

"Yani iki gün boyunca ben senin evinde kalacağım öyle mi?" diye huysuzca sordum.

Asaf ve Günçiçek baş başa iki günü Şile'deki yazlık evlerinde geçirecekleri için bende mecburen Serkan'ın evinde kalacaktım.

"Evet, bir sakıncası mı vardı!" diye iğneleyerek konuştu.

Dudak büktüm. "Senin için sorun olmayacaksa benim içinde bir sorun yok öyleyse," dedim homurdanırcasına.

Dudakları alayla büküldü. "İyi.."

Üzerimdeki elbisem artık beni rahatsız ettiği için ona çekinerek sordum.

"Acaba bir duş alsam senin için sorun olur mu?"

Serkan kısaca üzerimi süzdü. Bir zaman sonra kafasını iki yana salladı. "Olmaz tabii."

Hafifçe tebessüm ettim ama bir sorun daha vardı. Ben üzerime duştan sonra ne giyecektim? Serkan sanki benim ne düşündüğümü anlayıp,"Üzerine benim kıyafetlerimden birini giyebilirsin," deyince bariz bir şekilde rahatladım.

Boğazımı temizleyip," Tamam," dedim.

Elimdeki kahve kupasını mutfak masasının üzerine bırakıp uzun tabureden aşağı indim ve,"Ben o zaman duş alayım," dedim kısıkça.

Serkan da ayaklanırken beni başıyla onayladı.

"Keyfine bak, bende o sıra bize kahvaltı hazırlamış olurum," dediğinde bende onu başımla onayladım.

Mutfaktan çıktığımda derin bir nefes bıraktım. Ben iki gün boyunca bu adamla nasıl aynı evde kalacaktım? Ah Günçiçek yaktın beni..

🌸

Rahatlatıcı bir duşun ardından ıslak bedenime havluyu dolayıp banyodan çıktım. Adımlarım direkt giysi dolabına doğru düştü. Ahşap gardolabın kapaklarını aralayıp üzerime giyecek bir şeyler arandım. Elime Serkan'ın tişörtlerinden birini alarak üzerime tuttum. Bana epey uzun gelirdi.

Önce bedenimi kurulayıp iç çamaşırlarımı üzerime geçirdim. Sonra da Serkan'ın tişörtünü giydim. Gerçekten de bana bir elbise gibi olmuştu. Dudaklarım hafifçe iki yana kıvrıldı. Saçlarımı kurutmadan tepeden bir topuz yapıp alt kata indim. Bu ev iki katlıydı. Oldukça genişti ve bir sürü odaya sahipti. Behçesinde bir de havuzu vardı. Kısacası güzel ve feraf bir evi vardı diyebilirim.

Mutfağa girdiğimde Serkan'ın masayı çoktan hazırlamış olduğunu gördüm. Kaşlarım yukarı kalktığında Serkan beni gördü.

Bakışları önce ıslak saçlarımda gezindi daha sonra bedenimi ağır ağır süzdü. Yanaklarımda hafif bir baskı hissettim. Bir erkeğin beni bu kadar dikkatli süzmesi garibime gitmişti. Aynı zamanda beklenmedik ve tuhaftı.

Serkan boğazını temizleyip beni süzmeyi bıraktı. "Hadi geç otur," dedi.

Sesi kulağa aşırı boğuk gelmişti. Başımı yutkunarak aşağı yukarı sallayıp onu onayladım.

🌸

"Ama hile yapıyorsun sen!"

"Kızım satrançta hile mi olurmuş!"

Kaşlarımı çatıp huysuzca taşımı oynattım. Neredeyse bütün taşlarımı almıştı. Serkan oynattığım taşı da alırken bu duruma yine isyan ettim.

"Ya çok kötüsün sen ama!"

Kollarımı bir çocuk gibi göğsümde bağlayıp,"Oynamıyorum ben!" dedim.

Serkan aldığım tavır karşısında gülerken iyice sinirlerim bozuldu. "Gülmesene be!"

"Tamam," diyerek dudaklarını gülmemek için birbirine bastırdı fakat bir işe yaramadı.

O gülmeye devam ederken somurttum bende.

Santrançtan sonra kahvelerimizi yenileyip salona geri döndük.

"Sen hile yapıyorsun!" dedim önden ben giderken.

"Hayır, yapmıyorum bayan oyunbozan. Sen oynamayı bilmiyorsun!" dediğinde bir hah sesi yükseldi boğazımdan.

"Hiçte bile," diye homurdandım.

Koltuğa geçip kurulurken o da yanıma geçip oturdu. Bacaklarımı altıma alarak rahat bir pozisyon aldım.

"Sana bir şey sorabilir miyim?" dedim birden.

Bana sakin gözlerle bakarak,"Sor," dedi.

"Sen ne işle meşgulsün?"

Onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum ve hakkında hiçbir şey bilmediğim bir adamın evinde kalmam biraz tuhafıma gidiyordu. Belki bilmediğimiz yönlerimizi konuşarak öğrenirsek birbirimizi daha iyi tanıyabilirdik diye düşünüyordum. Sonuçta iki gün boyunca onunla birlikte burada kalacaktım.

"Ben iç mekan tasarımları yapıyorum."

"Aa ne güzel," diye mırıldandım. Gerçekten bunu içten dile getirmiştim.

"Peki ya sen, Günçiçek'le aynı bölümde mi okuyorsun?" deyince hemen başımı salladım.

"Eczacılık bölümünde ikinci senem." O da başını salladı.

"Güzelmiş," dediğinde, "Bence güzel bulmadın,"dedim muzipçe.

Hemen karşı çıktı." Yo, hayır gerçekten güzel.. "

" Yaa, hadi ama bulmadın işte, "diye direttim.

Serkan yüzünü buruşturdu." Tamam, tamam beni yakaladın! "deyince gülmeme mani olamadım.

O da bana katılırken bir anda samimi bir ortam oluştu. Neden birden bire kendimi tuhaf hissettiğime anlam veremedim. Gülüşümüz yüzümüzde sönerken gözlerimiz birbirinde uzun süre asılı kaldı.

İlk defa kalbim benden bağımsız hızlı hızlı çarpmaya başladı. Daha fazla ona bakmak istemeyerek gözlerimi ondan çektim ve başımı önüme eğdim. Bir anda sıcak basmıştı.

🌸

Serkan'la uzun uzun tartıştıktan sonra en sonunda onun odasında kalmaya ikna olmuştum. O salonda uyumakta epey ısrarcı olmuştu. Geniş ve yumuşak yatağın içine kıvrılırken içim hiç rahat değildi.

Serkan Amerika'dan Asaf ve Zehra'yla birlikte döndüğünü, daha doğru düzgün evi döşemediği içinde diğer odalar da eşya bulunmadığını söyleyince huzursuz olmuştum. Ayrıca benim için rahatını bozması da nedense içten içe hoşuma gitmişti.

Dışarıdan göründüğün kadar ukala değilmişsin Serkan Yalçın..

Yüzümde sersem bir gülüş peydahlandı fakat daha sonra kendime içten içe kızdım. Ne oluyordu bana böyle? İyice ayarlarımla oynanmaya başlanmıştı. Bu kadar çabuk yumuşamak olmazdı. Kendime gelmeliydim.

Tam uyumak için gözlerimi kapatacağım sıra birden etraf karanlığa boğuldu. Cılız bir iniltiyle yattığım yerden doğrulurken yerime korkuyla sindim. Kahretsin..karanlıktan nefret ederdim.

Vücudum titremeye başlayınca çaresizce ne yapacağımı bilemedim ama daha fazla bu odada kalamayacağımı anlayınca hemen yataktan kalkıp temkinli adımlarla koridora çıktım. Etraf o kadar karanlıktı ki önümü görmekte zorluk yaşıyordum.

"Serkan!" diye seslendim.

Tam merdivenlere yönelecekken bedenim kuvvetlice bir bedene tosladı. Boğazımdan yükselen çığlıkla beraber o kollar sıkıca bana dolandı.

"Sakin ol Irmak, benim Serkan!" deyince hiç düşünmeden beline kollarımı sarıp başımı göğsüne gömdüm. "Serkan," dedim cılız bir sesle.

Kollarında tir tir titrerken saçlarımı okşadı.

"Tamam, sakinleş ben buradayım," diye fısıldadı.

Sesi bana o kadar güven veriyordu ki bir an için afalladım.

"Ben.. Bir anda ışıklar gitti.. Ne yapacağımı bilemedim.." diye yarım yamalak konuşunca beni susturdu. "Şişşt, tamam sorun yok ben buradayım.."

Kollarımı daha da sıkılaştırdım. "Irmak benim sigortaya bakmam lazım-" dediğinde sözünü hızlıca kestim.

"Hayır, lütfen yanımdan ayrılma, ben korkuyorum!" dedim.

Serkan bir süre sessiz kaldıktan sonra nefesini dışarı üfledi.

"Bari koridorda dikilmeyelim, gel hadi odaya geçelim."

Birlikte sarmaş dolaş bir şekilde ilerleyip odanın içine girdik. Her yerin karanlık olması beni daraltırken dayanamayıp,

"Çok karanlık!" diye inledim. Serkan yüzümü avuçları arasına aldı. Karanlıkta ışıl ışıl parlayan buz mavisi gözlerine bakınca saçma bir şekilde korkum azalıyordu.

"Korkma tamam mı ben yanındayım," dedi kısıkça.

O böyle söyleyince korkum minimum seviyeye geldi.

Başımı aşağı yukarı salladım. "Tamam," diye fısıldadım.

Birlikte yatağın içine girdiğimizde Serkan'dan bir an olsun kollarımı ayırmadım. Kafamı göğsüne yaslarken ona sıkıca sarıldım. Serkan da kara saçlarımda ellerini gezdirerek kulağıma sakinleştirici cümleler fısıldıyordu. Onun sayesinde daha az korkar oldum. Bu ilk defa başıma geliyordu. Beni ilk sakinleştirebilen insandı.

Kafamı göğsünden kaldırıp buz mavisi gözlerine baktım. "Teşekkür ederim," diye minnetle fısıldadım.

Yanağımdaki saçımı geriye iterek,"Lafı bile olmaz," dedi.

Bu beni içten bir şekilde gülümsetti. Onun gözlerine bakakalırken birden nasıl oldu anlamadım. Kendimi onu öperken buldum. Dudaklarımı dudaklarının üzerine hafifçe bastırdım. Yaptığım şeyi idrak ederken hemen kendimi geri çektim. Serkan'ın yanağımdaki eli duraksadı.

"Ben.. Şey.." diye gevelediğim sıra dudaklarımda güçlü bir baskı oluştu.

Şaşkınlıkla solurken öylece kalakaldım. Serkan...beni öpüyordu.

Bir süre dudaklarının baskısı altında şaşkınlıkla duraksarken eli çenemin altına kaydı. Alt dudağım dudakları arasında kıstırıldı. Bu beni yavaşça inletti. Göğsündeki elimi okşayarak boynuna çıkarıp bende ona karşılık vermeye başladım.

Onun dudaklarını dudaklarımda hissetmek kalbimin boğazımda atmasına neden olmuştu. Aralık dudaklarımın arasından sinsice sızan diliyle başımda yıldızlar döndü. Tadını usulca damağıma yayarken aklım başımdan uçup gitti.

Öpüşmemiz ne kadar sürdü bilemiyorum. Nefes nefese dudaklarımızı ayırıp sıklaşan nefeslerimizi düzene sokmaya çalıştık. Gözlerimi açamazken onun dudakları alnıma dokundu. Baştan ayağa titredim. Bunu yaptığımıza inanamıyordum.

Nefesim yeni yeni düzene girerken kısık ve boğuk sesini işittim.

"Söylemiş miydim, bu yeni saç modelini beğendim," dediğinde yüzümü göğsüne gömüp kıkırdadım.

O da benimle beraber güldü. "Hayır.." dedim. "Söylememiştin."

"Şimdi söylemiş oldum," deyince kıkırdamaya devam ettim.

Ona daha çok sokulurken ilk defa kendimi huzurlu ve güvende hissetmiştim. Bu çok garipti..

Bölüm sonu🌸

Asaf ve Günçiçek romantik bir kaçamak yaşarken Irmak ve Serkan da onlardan geri durmadı😅

SerMak aşkı nasıl sizce?

Bu çiftte favorim diyebilirim..😍😍

Eğer bölümü beğendiyseniz lütfen yıldıza basmadan geçmeyin. ⭐

ÇOK ÇOK SEVİLİYORSUNUZ ♥️

Continue Reading

You'll Also Like

HATEM By mayleydim

Teen Fiction

2.1M 115K 38
*yaş farkı mevcuttur. *asker-köy kurgusudur. *+18 sahneler bulunacaktır ona göre okumanız önerilir. İnci & Hatem Bir iki saniye sonra şah damarımın y...
1.4M 46.5K 22
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...
2.2M 69.3K 54
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
938K 34.7K 46
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...