Karanlıkta Açan Çiçek (#Tamam...

By SemaSuder

974K 52K 13.1K

Çiçek Solmaz ince, uzun boylu ama bir o kadar da sert bir kız. Hasta babasına bakmak için küçük bir muhasebe... More

GİRİŞ
KADİR
YARDIM BALOSU
ÇİÇEK
ÇİÇEK-2
KAHVALTI
BLACK in BLACK
İŞ GÖRÜŞMESİ
ÇİÇEK'İN İŞ GÖRÜŞMESİ
RÜYA
RÜYA'NIN GERÇEK YÜZÜ
CASİNO
BALO
BASKIN
NİKAH
PARTİ
ÇİÇEK ve KADİR
GÜNAYDIN
ŞİRKET
GEÇMİŞİN HAYALETLERİ
PANTER DÜŞTÜ
HAYATA DÖNÜŞ
EVLENME TEKLİFİ
MİKASA
HASTANE
BARIŞMA
KAVGA
ÇİÇEK VE SIRRI
DÜĞÜN
ÇİÇEK
YENİ KOMŞU
YARDIM BALOSU
HASTANE
DAVETSİZ MİSAFİR
ENVER VE MANOLYA EVLENİYOR
KARA KALEYE DÖNÜŞ
POLİGON
DÜELLO
FATMA ANA
KADİR'DEN
KADİR'DEN DEVAM
HASTANEYE DÖNÜŞ
SÜRPRİZ
AYSEL ANNE
AYSEL ANNE
DÜĞÜN
TOPLANTI
HASTANE BASKINI
POLİS BASKINI
BALAYI
BALAYINDAN DÖNÜŞ
İLK KAVGA
BÜŞRA
NİŞAN
PATLAMADAN SONRA
EVİM
SORGU
SON
ÖZLENEN AŞK
KAÇAK GELİN
SENİ SEVEBİLİR MİYİM?

İNTİKAM

19.6K 1K 344
By SemaSuder

Çevremizdeki insanları hatırlayınca yavaşça kollarını indirdi.

— Geçmiş olsun Kadir Bey, dedi sanki az önce boynuma atlayan o değilmiş gibi.

— Hepimize geçmiş olsun. Buradaki herkes toparlanıp Mikasa'da ki yazlığa geçiyor. Aysel Anne yolda. Adem ve Yasin hanımlar size emanet. Yasin en çok güvendiğin beş adamını seç al. Mikasa güvenli de olsa şu an için her yer bizim için tehlikeli, dedim ciddi bir ifadeyle.

— Eşyalarımız, dedi Çiçek yüzüme bakıp.

— İhtiyaçlarınızı Mikasa'dan alırsınız. Uçaklar hazır derhal havaalanına gidiyorsunuz, dedim. Sesimde ki sertlik ona olayın ciddiyetini anlatmış olacak ki bir daha konuşmadı.

Onları alana yolladıktan sonra şirkete döndük Rafet ve Yekta'yla. Rafet Abi;

— Bu oturduğumuz yerden çözülecek bir mevzu değil Kadir, ben sokağa iniyorum, dedi ve gitti. Yekta'da eline telefonu alıp gerekli yerlere haber uçurmaya başladı. Kimdi bu şerefsiz, onu bulup doğduğu güne lanet ettirmezsem bana da Kara Kadir demesinler.

Camdan dışarı bakmaya başladım. Sanki o olaylar hiç yaşanmamış gibi hayat dışarda tüm hızıyla devam ediyordu. Mika nehri tüm ihtişamıyla kış güneşi altında pırıl pırıl parlarken, insanlar yazdan belki son kalan günün keyfini çıkartıyorlardı. Nehir kıyısı yürüyüş yapan, bisiklete binen insanlarla doluydu. Şehrin tüm pisliği güneşle temizlenmişti sanki.

Telefonum çaldı, açtım yine aynı mekanik ses;

— Beni boşuna arama Kara Kadir bulamazsın, dedi kahkaha atarak.

— Ulan it g.tün yiyorsa karşıma çıksana. Telefonun arkasına saklanama, diye bağırdım nefretle.

— O da olacak merak etme ama önce tüm sevdiklerini, adamlarını tek tek avlayacağım. Delireceksin ve karşımda yavaş yavaş öleceksin, dedi yine aynı kahkahayla.

— Sevdiklerimden ne istiyorsun? İstediğin benim çık karşıma hesaplaşalım, dedim dişlerimin arasından.

— Sen son istediğimsin, dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Sinirle telefonu duvara fırlattım.

O sırada şirket telefonu çaldı. Hafif yaralı olan üç genç başlarından vurularak infaz edilmişti. Hemen Rafet'i aradım ve şirkete çağırdım. Beraber hastaneye gittik.

Kimse bir şey görmemişti. Kimse bir şey duymamıştı. Ne olduğunu bilen yoktu. Enver bizden bir kaç dakika sonra hastaneye geldi.

— Kadir Bey neler olduğuna dair her hangi bir bilginiz ya da şüpheniz var mı?, diye sordu.

Sinirden konuşamıyordum. Üç tane gencecik çocuk ağızlarına yastık bastırılıp, gözlerine bakmaya zorlanarak infaz edilmişti. Gözlerini kendi ellerimle kapattım.

— Enver Baş Komiserim eğer ki bir bilgin olsa çoktan size gelmiştim ama yok. Birisi çok kirli oynuyor, diyebildim yüzüne bakarak.

— Anlıyorum Kadir Bey ama bir şey duyarsanız, aklınıza herhangi bir şey gelirse lütfen beni arayın. Kendi başınıza çözmeye kalkmayın, dedi başımı salladım ve oradan Rafet ve Yekta'yla beraber ayrıldım. Vahap evde ustaların başındaydı. Kafayı yemek üzereydim.

— Rafet Abi kim bu soysuz? Sokakta neler konuşuluyor, diye bağırdım arabada.

— Kadir sokaktaki adamların kulağına gelenlere göre bu durumun İbrahim Kartal'la bir bağlantısı varmış, dedi yüzüme bakarak.

— Abi adamın kemikleri kalmadı, öldüğünde ben bile Asım Babanın yanın da değildim. Ne oluyor Rafet Abi, dedim hırsla.

— İbrahim'in kanı yerde kalmayacak, diye laf dolaşıyormuş sokaklarda, dedi Rafet. Hay s.ç.yım böyle işin içine.

Ben daha Asım Babanın yanına gelmemişken, Asım Baba otuz dokuz yaşındayken o zaman başta Sadri Kocaman varmış. Babaların babası Sadri Kocaman. Yaşadığı olaylar, aldığı yaralar onu altmış beş yaşında yatağa düşürünce yerine geçebilcek üç ismin adı geçiyormuş Asım Kara, İbrahim Kartal ve Dursun Kolsuz o zaman ki soyadı Namlı'ymış.

Oylama sonucu İbrahim Kartal az bir farkla velihat seçilmiş, çünkü Sadri Kocaman'ın hiç çocuğu olmamış. Babam dahil herkes sonucu kabullenmiş ve İbrahim'e biat edeceklerini bildirmişlerdir. Bir tek Dursun karşı çıkmış ki kimse onu istememiş.

Sonra Dursun İbrahim'e pusu kurar ama kendi kazdığı kuyuya kendisi düşer ve kolundan olur. Yine de durumu kabullenmez ve birlikten ayrılır.

Bu arada birliğin yaptığı anlaşmaya göre Mikasa tüm kötülüklerden, pisliklerden uzak tutulacak maddesini İbrahim değiştirmek ister. Orada çok büyük bir pasta vardır ve İbrahim oraya göz koymuştur. Asım Baba;

— Açgözlülük yapma İbrahim bırak orası temiz kalsın. Yakamoz, Anemon, Dugong ve Dragon zaten pisliğe battı. Hepimize yetiyor orası da olmasın, demiş babam ama İbrahim kabul etmemiş. Babamla aralarında tartışma çıkmış ve İbrahim silahını çekmiş ama ateşleyemeden babamı çok seven Sefer Yılmaz İbrahim'i öldürmüş. Sonra da;

— Bu birliğin başına yakışmayacak açgözlü ve adaletsiz biriydi. Birliğin başına zaten Asım geçmeliydi, demiş.

O olaydan sonra İbrahim'in eşi, çocuklarını ve eşinin has adamını alıp yurtdışına gitmiş. Kendisini bir daha gören olmamış.

— Rafet şu Kartal'ın sülalesini araştır bakalım kim yapabilir böyle bir şeyi, dedim hırsla parmaklarımı saçlarımın arasından geçirirken.

— Araştırdım Kadir. Bir oğlu var ismi Halit. Babasından kalan parayla kaldıkları ülkede bir şirket kurmuş ve çok başarılı olmuş. Karanlık işlerle alakası olacak bir tip değil. Kendi halinde evli, barklı çoluk çocuk sahibi tipik bir aile babası.
İbrahim'in zaten kardeşi yokmuş yani varmışta bir çatışmada İbrahim'i korurken kör kurşunla ölmüş. Bir de kızı var. Nerde akşam orda sabah bütün sosyetik mekanlarda gezen. Hani ülke falan da fark etmiyor. Mykonos'ta denize girerken birden Milano'da defilede boy gösteren bir tip, dedi resimlerini gösterirken.

Kız tam bir partygirldü. Fotoğrafları hep barlarda, beachlerde ve eğlenirken çekilmişti. Doğru düzgün bir fotoğrafı yoktu hatunun. Ya elinde içki bardağı, ya da avuç içi kadar bikiniyle plajda dans ederken.

— Uzun zamandır ortalarda gözükmüyormuş ama baksana, dedim Rafet'in yüzüne dikkatli bakarken.

— En son dün Maldivler'den fotoğraf atmış "Cennet" diye, dedi Rafet.

— Peki Rafet İbrahim'in has adamı?, diye sordum tek kaşımı kaldırıp.

— Yıllar önce trafik kazasında ölmüş. Hatta İbrahim'in eşi de o kazadan sonra sakat kalmış, yürüyemiyormuş. Tekerlekli sandalye ile geziyormuş uzun zamandır, dedi omuzlarını kaldırıp.

— Rafet araştırmaya devam et ama dikkatli ol. Bak bu her kimse şakası yok, dediğim noktada arkamdaki cam patladı. Kurşun geçirmez camı özel mermiyle patlatmıştı birisi. Sonrası ortalık toz duman.

Rafet'le Yekta beni iç odaya kaçırdılar. Yaralanmamıştık ama her yerimiz cam kesiği olmuştu. Enver yine olaydan beş dakika sonra şirkette bitti. Artık ondan şüphelenmeye başlamıştım.

— Oo Enver Başkomiserim daha silahın dumanı sönmeden bittiniz, ne kadar hızlısınız, dedim alayla.

— Kadir Kara senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Şimdi de benden mi şüpheleniyorsun. Ben size bunu yapanı bulmaya çalışıyorum. Çalışıyorum ki şehirde savaş çıkmasın, dedi imalı bir şekilde.

— Ne zaman bir olay olsa önce sen geliyorsun benim yerimde olsan sen ne düşünürdün, diye diklendim. Rafet araya girdi.

— Kadir sakin. Bence başkomiser böyle bir şey yapmaya kalksa seni öldürür işi bitirirdi. Bu apaçık intikam, dedi beni kalktığım yere oturturken.

Kurşunlar ve deliler toplandı. Polis çıktı. Enver, ben, Rafet ve Yekta kalmıştık. Enver bana baktı.

— Bunu size kim neden yapar Kara hiç mi fikrin yok? Önce evin, sonra adamların, şimdi şirketin. Bak bu işin şakası yok. Bu her kimse ince ince planlamış her şeyi, dediği noktada telsizden bombalama anonsu geldi. Adres Aysel Annenin eviydi. Aysel Anne diğerleriyle birlikte Mikasa'ya geçmişti Allah'tan ama emektarı Gül Abla bugün eve uğrayacaktı. Enver'le beraber hızla olay yerine gittik.

Gül Abla şans eseri markete gittiğinde olmuştu patlama. Beti benzi atmış ambulansta oturuyordu.

— Abla iyi misin?, diye sordum yanına gidip.

— İyiyim oğlum ama evde deterjan bitmemiş olsa ben şimdiye ölmüş olurdum, dedi ağlamaya başlayarak. Bu işi yapan her kimse iyice azıtmıştı. Diğer telefonum çalmaya başladı;

— Efendim, dedim bilinmeyen numaraya küfür edercesine.

— Ne o Kara korkuyor musun?, diye alaylı mekanik ses geldi karşıdan.

— Ulan hayvan ateş olsan cirmin kadar yer yakarsın. Çık karşıma lan çık karşıma. Kozlarımızı yüz yüze paylaşalım, diye bağırdım.

— O o kadar kolay değil. Seni o kadar kolay öldürmeye niyetim yok. Bence sen artık korkmalısın. Sana hiçbir yerde huzur yok, güvenlik yok, dedi gülerek ve telefonu kapattı. Rafet'in yakasına yapıştım.

— Rafet ya bunu yapanı akşama kadar bulur bana getirirsin ya da gidip kendi kafana sıkarsın, dedim. Artık gözüm Enver'i falan görmüyordu. Aysel Anne benim kırmızı çizgimdi. Asım Babanın bana emaneti. Onun canına kast eden bunu canıyla öderdi.

Eve geçtim. Haşmet bir kaç gündür yurtdışı bağlantıları için Küba'daydı. Alelacele Yakamoz'a dönmüştü.

— Kadir Abi neler olmuş böyle? Emrin ne abi?, diye sordu hemen.

— Haşmet senin bağlantılarınla git konuş. Bunu yapanı akşama kadar bulmazsak bana da Kara Kadir demesinler, diye bağırdım bahçenin ortasında.

Haşmet evden çıkmadan üç kişiyi aradı, sonra Rafet'i aradı.

— Bir saate evdeyiz abi, dedi ve çıktı. Artık hava kararmıştı. Ben casinodan veya bardan gelecek bir patlama haberi beklerken bizim iki siyah minibüs son sürat bahçeye girdi. Dört kişi elleri bağlı, kafalarında siyah çuvalla mahzenin dış kapısından aşağı alındılar.

Dördü de perişan vaziyetteydi. Yolda Haşmet ve Rafet güzelce benzetmişlerdi. Elebaşları olan şerefsizi bana bırakmışlardı. Beni görünce Azrail görmüş gibi gözleri büyüdü.

— Abi ben de emir kuluyum bak valla ben yapmayalım dedim ama, diye başladı ağlanmaya. Önce ceketimi çıkarttım ve Haşmet'e verdim. Sonra yavaş yavaş gömleğimin kollarını kıvırdım. Sonra ilk yumruğu tam yüzünün ortasına attım ve burnunu tamamen kırdım. Acıyla bağırdı. Umurumda bile olmadı. Sonraki yumruk kulağında patladı tek kulağı artık duymayacaktı. Sonra yavaşça sordum;

— Kimin köpeğisin?, diye. Burnundan akan kanlar ağzına dolarken konuşmaya çalışıyordu. Hem korkudan hem acıdan konuşamıyordu. Köşede duran buzlu suyu kafasından aşağı boşalttım. Nefesi kesildi. Muhtemelen genzinden boğazına akan kan donmuştu. Öksürmeye başladı.

— Bir kere daha soracağım sonra soru sormadan işkenceyle seni yavaş yavaş öldüreceğim. Daha fazla acı çekmeden bir seferde ölmek istiyorsan hemen şimdi konuş, dedim.

— Eda Kartal, dedi direk. Rafet'le birbirimize baktık.

— Ulan yalan söylemesene it o şu anda Maldivler'de tatilde, diye bağırdım.

— Abi o dublörü, dedi usulca.

— Ne dublörü lan neden bahsediyorsun sen, diye bağırdım.

— Abi o internette gördüğünüz kız Eda Kartal'ın dublörü. Gerçek Eda Kartal burada. Hatta senin yatağına kadar girdi abi, dedi kaldım. Kimdi lan bu Eda Kartal.

— Kim lan kiiim!, diye bağırdım.

— Ahu Birkit, dedi. Rafet, Haşmet ve ben kalakaldık. Sadece;

— Anlat, diyebildim.

— Eda Kartal senden intikam almaya yemin etmiş. Benim olanı geri alacağım diye yıllarca çalışmış. Silah kullanmayı, yakın dövüşü öğrenmiş. Bu arada babasından kendine kalan mirasla kendine küçük bir ordu kurmuş. Bir de tabi dublör tutmuş. Sonra gidip çeşitli estetikler yaptırıp burada mankenliğe başlamış. Senin dikkatini çekmek için senin gittiğin yerlere gitmiş. Sonra evine, yatağına kadar girmiş. Her altına yattığında kendinden tiksinse de, seni öldürmemek için kendini zor tutmuş. Çünkü niyeti intikammış. Senin çabuk ölmeni değil acı çekmeni istiyormuş. Yani abi bizi dışardan getirdi. Ben senin kim olduğunu yeni öğrendim abi yapma bize kıyma, dediği noktada Haşmet silahını çıkartıp hepsinin kafasına birer tane sıktı.

Rafet bana döndü;

— Şimdi ne yapacaksın?, diye sordu. Güldüm. Önce yukarı çıktım duşumu aldım. Sonra üzerime siyah takımlarımı giydim. Ahu Hanım Kadir Kara'yı biliyordu ama Kara Kadir'le daha önce hiç tanışmamıştı.

Rafet ve Haşmet'i alıp evine gittim. Ahu Birkit'in sosyal medya hesabında çekimde olduğu yazıyordu. Evindeki tüm adamları tek kurşun atmadan temizledik ve onu beklemeye başladık.

Evden içeri girdiğinde beni elimde bir buket kırmızı gülle görünce çok şaşırdı. Kısacak bir an yüzünde o nefreti gördüm.

— Sevgilim nasılsın?, diye sordum alayla.

— Biz biz ayrıldık. Sen beni bir çiçek ve ucuz bir hediye gönderip terk ettin, dedi bir şey olmamış gibi.

— Pişman oldum aşkım. Seni çok özledim, dedim sırıtarak. Bildiğimi o an anladı ve maskesini indirdi.

— Öğrendin demek. Nasıl hoşuna gitti mi sürprizlerin. Bu gece de barını kafana geçireceğim, diye bağırdı hırsla.

— O iş bitti güzelim. Tüm adamların öldü. Sıra sana geldi. Senin için çok güzel planlar geçse de aklımdan sonuçta bizde kadına el kalkmaz, racona ters, dedim sırıtarak.

— Siz benim babamı öldürdünüz hayvanlar. Ben sizin yüzünüzden babasız kaldım. Annem zaten alkolik manyağın tekiydi. Sizin yüzünüzden yıllarca onun tacizlerine maruz kaldım. Beni ondan koruyan babamdı. Siz benim koruyucu meleğimi elimden aldınız, diye bağırdı.

— Yanlışın var güzelim babanı biz değil Sefer Abi babanın aç gözlülüğü yüzünden öldürdü. Baban anlaşmaya uymadığı için öldü. Sen neyin intikamından bahsediyorsun, diye ben bağırdım bu sefer.

— Benim çektiklerimin intikamı, deyince Rafet Abi daha fazla dayanamadı ve silahını çekip alnının ortasından vurdu.
Sen ananın sana yaptıklarının intikamını bizim anamızdan çıkarmaya kalkarsan ölürsün, dedi ve silahını beline takıp;
Haydi eve gidelim bugün yeterince yorulduk, dedi...

Aksiyonu bol bir bölümdü. Ahu hepimizi şaşırttı galiba. Bakalım Mikasa'da Kadir'i Çiçek nasıl karşılayacak? Bundan sonraki bölümde bizleri ne gibi sürprizler bekliyor olacak...

Beğendiğinizi umarım...
Sevgiyle kalın...❤️

Continue Reading

You'll Also Like

806K 47.9K 67
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
2.1M 22.2K 10
Eski bir köy kurgusudur. İnsanların bilinçsiz ve cahil olduğu "dönem" kurgusu olduğunu unutmadan okumanızı rica ediyorum. Bu bir kitap, gerçek hayata...
14.4K 829 6
"Anne, ben enişte dediğim adamla nasıl evlenirim?" "Kızım, yeğenin için bunu yapacaksın." *** İclal, daha 18 yaşını yeni doldurmuştu. Ablasının mutlu...
228K 36 3
*** "Sen benim yaralı olmamı istiyorsun. Sürekli kanamamı istiyorsun. Yaralarımın iyileşmesindendir senin korkun kaldırıyorsun kabuğunu inatla. Ben b...