SÖZ AŞKI

By aysemmgulumm

5.1M 181K 17K

Yıllar önce verilen bir söz iki gencin hayatlarını nasıl değiştirir? 08.06.2018 14.04.2021 More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 48
Duyuru
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Bölüm 76
Bölüm 77
FİNAL

Bölüm 47

48K 1.7K 87
By aysemmgulumm

İlk beğeni ve ilk yorum için @mutluol53 teşekkürler :)

İki gün geçmiş ve toplantının olduğu günün sabahına uyanmışlardı, Feyza huzursuzluğunu belli etmemeye çalışsa da Alparslan her şeyin farkındaydı sadece her şeyi akışına bırakmıştı.

Feyza Alparslan'ın giyeceklerini hazırladıktan sonra aşağıya mutfağa indi ve az da olsa kafasını dağıtabilmek umuduyla kek yapmaya başladı, bir saat geçmesine rağmen gene de düşüncelerine engel olamamış kafasını dağıtmaya yaramamıştı

"yenge" Feyza aniden koluna dokunulması ile yerinde sıçradı

"yenge seslendim ama duymadın galiba korkutmak istememiştim kusura bakma"

"dalmışım Dilan, bir şey mi oldu"

"ha evet abim seni çağırıyor odanızda"

"tamam sen 10 dakika sonra keki fırından çıkartır mısın ama sakın unutma bak yanmasın"

"hallederim ben sen abime bak" Feyza mutfaktan çıkıp odalarına girdi

"Alparslan"

"gel ceylan gözlüm"

"beni çağırmışsın bir şey mi oldu"

"evet sabah odadan sessizce gitmişsin bende iyi misin diye merak ettim"

"iyiyim hem neden iyi olmayayım ki" Alparslan Feyza'nın saçlarını okşadı

"Feyza'm... seni artık tanıyorum ne kadar rahat görünmeye çalışsan da kafandaki düşüncelerle baş etmeye çalışıyorsun bunun farkındayım ama sana önce de söyledim hayatımız aynı şekilde devam edecek sadece bazı sorumluklarım olacak tabi senin de ama bunlar seni korkutmasın tedirgin etmesin zamanla her şeye alışacaksın korkma"

"tamam elimden geleni yapacağım"

Tüm aile kahvaltı sofrasındayken herkes sessizce kahvaltısını yapıyordu

"çocuklar çıkalım artık, Fatma hanım akşama Ferman ağa gelecek ona göre hazırlanın"

"tamam Ömer bey"

Ömer ağa iki oğlu ile konaktan ayrıldığında Fatma hanım da mutfaktakilere haber vermek için masadan ayrıldı

"Dilan sen Ferman ağa geleceği için mi bu kadar gerginsin"

"ne alakası var yaren hem gelirse gelsin bana ne"

"Feyza abla kaç gündür durgun sende olabildiğine gerginsin hayır sizin yanınızda bende kendimi kötü hissediyorum"

"ben iyiyim sana öyle gelmiş yaren" Dilan bir hışımla masadan kalkıp merdivenlerden çıkarken ne Feyza ne de yaren arkasından yorum yaptı. Yaren Dilan'ın ardından sessizce masadan kalkıp yukarıya çıktığında Feyza da sıkıntıyla önünde ki tabakla oynadı

"Feyza kızım, kızlar nerede"

"ikisi de odalarına çıktılar anne, akşama ne yapacağız bende yardım edeyim"

"yok kızım mutfaktakiler hallederler Dilan da çayın yanına tatlı yapsın diyecektim"

"ben yapardım anne"

"bir iş yaptığı yok zaten kızım en azından hazır evdeyken yardım etsin"

"tamam o zaman ben çağırayım" Feyza yukarıya çıkıp Dilan'ın kapısını çaldı ve içeriye girdi

"Dilan annem seni çağırıyor"

"tamam geliyorum yenge" ikisi birlikte mutfağa geldiğinde herkesin bir şeyler yaptığını gördüler

"buyur anne beni çağırmışsın"

"akşama harire tatlısı yap da çayın yanında yenilir"

"ya anne niye ben yapıyorum"

"herkesin işi var Dilan sen pek güzel yaparsın hem bizde epeydir yemiyorduk"

"tamam tamam yaparım" Fatma hanım mutfaktan çıkarken Dilan da tatlının malzemelerini çıkarmaya başladı

"Dilan neyin var"

"bir şeyim yok yenge" Dilan malzemeleri çıkardığı kaba dökerken olabildiğince Feyza'ya çaktırmamaya çalışıyordu

"var bir şeyler ama bize söylemiyorsun masada yareni de kırdın senin arkandan bir şey demeden odasına çıktı, sorun ne ise bizimle paylaşabilirsin"

"yenge sonra konuşalım mı?"

"Ferman ağamı" Feyza Dilan'a yaklaşıp sadece Dilan'ın duyacağı şekilde fısıldadı

"yenge onunla ne alakası var ya" Dilan mutfaktakilere duyurmamak için hemen Feyza'yı susturdu

"onunla tanıştığın günden beri ruh halin çok değişken e şimdi de yemeğe geliyor sen çok gerginsin yani aklıma başka bir şey gelmiyor"

"biri duyacak şimdi bir şey var sanacak lütfen "

"tamam susuyorum ama şimdilik bu konuyu sonra konuşacağız, bir de yarenin gönlünü al haksız yere bağırdın üzdün"

"tamam şu tatlıyı yapayım gidip özür dileyeceğim"

"iyi madem bende sana yardım edeyim, tatlının adı ne sanırım farklı bir tatlı "

"adı harire buralara özgü bir tatlı ama çevre illerde de yaygın"

Dilan tatlıyı yaparken Feyza ile Mardin'e özgü yemeklerden konuşmuşlar sonrasında Dilan yarenin yanına gidip özür dilemiş ve gönlünü almıştı.

Akşama kadar ev toparlanmış ve yemekler yapılmıştı, masa hazırlanmış sadece Ömer ağaların gelmesini bekliyorlardı. Ferman ağa ile birlikte içeriye giren Ömer ağa ve arkalarından gelen Alparslan ile Baran konağa girdiklerinde Fatma hanım hepsinin yüzündeki gerginlikten bir şeyler olduğunu fark etmişti ama hiçbir şey demeden karşıladı

"hoş gelmişsin oğlum, tekrardan başın sağ olsun"

"hoş bulduk Fatma hanım sağ olun"

"Fatma hanım neymiş ben senin iş arkadaşın mıyım Fatma teyze de bana" Fatma hanım Ferman'ı sıcak bir şekilde karşılarken Feyza, yaren ve Dilan sadece hoş geldiniz demişlerdi

"sofra hazır isterseniz direk masaya geçelim Ömer bey"

"tamam Fatma hanım"

"ben izninizle bir lavaboya gideyim"

"tabi oğlum Baran misafirimize eşlik et"

"bey hayırdır pek keyfiniz yok gibi yoksa ters bir şey mi var"

"sonra konuşuruz hanım" Ömer bey masaya geçerken Baran ile Ferman da gelmiş ve herkes masadaki yerini almıştı.

Yemeğin sonuna kadar kısa konuşmalar haricinde herkes sessizliğini korumuştu

"Fatma teyze ellerinize sağlık yemekler çok güzel uzun zamandır ev yemeği yememiştim"

"afiyet olsun Ferman oğlum, konaktaki çalışanların yapmıyorlar mı"

"ben, konağa gitmiyorum..."masada ki büyük sessizlik fermanı rahatsız etmişti insanların kendisine acımasını vah tüh demelerinden nefret ediyordu o yüzden kalkmak için yeltendi

"ben müsaadenizi isteyim Ömer ağa geç olmadan kalkayım"

"olmaz öyle şey Ferman daha çay içeceğiz, biz sedirlere geçelim kızlar bize çay getirin"

"hemen baba" yaren mutfağa gidip erkeklere çay dökerken kızlarda mutfaktakilerle birlikte masayı toparladılar

"Dilan çayları sen götürsene benim bileğim ağrıyor tepsiyi taşıyamam"

"yenge sen götürürsün değil mi?"

"ah! ayağıma kramp girdi galiba" Feyza numaradan bacağını tutarken yaren ile gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı

"anladık tamam verin ben götürürüm" Dilan çayları servis ettikten sonra geri mutfağa gelmiş bu seferde tatlıları götürmüştü. Mutfağı topladıktan sonra kendilerine çay ve tatlı alıp sedirlere geçip oturdular

"Fatma teyze tatlın anneminki gibi olmuş ellerine sağlık" Ferman tatlıyı yerken her lokmasında eskilere gitmiş içindeki yanan ateş körüklenmişti

"afiyet olsun oğlum ne zaman istersen sen haber et Dilan yapar, Dilan Ferman oğluma bir tane daha getir de ağız tadıyla yesin" Dilan Ferman için üzülse de gözlerini devirmeden duramamıştı

"hayır yani özellikle Dilan diye belirtmek zorunda mısınız afiyet olsun de geç hayır herkes ağız birliği yapıp benim aklıma düşürmeye mi çalışıyorlar anlamıyorum ki" Dilan söylenerek mutfaktaki tatlı tabaklarından birini alıp Ferman'a götürdü

"anne Dilan'ın da bu evde sayılı günleri var artık kocasına yapar tatlısını" Baran'ın sözleri evin kadınlarında özellikle de Dilan da büyük bir şok etkisi yaratmıştı

"oğlum sen ne dersin, Ömer bey Baran ne der"

"anne senin de mi haberin yoktu, saygınlar Dilan'ı büyük oğullarına istiyormuş bugün bizzat kendisi gelip babama kararını sordu, ben senin haberin var sanıyordum" Dilan dolan gözlerini babasına çevirdi

"Baran bunlar misafirimizin yanında konuşulacak şeyler değil daha sonra ailecek konuşur karar veririz"

"o sırada Ferman ağada yanımızdaydı bilmediği bir şey değil ki" Dilan ağlamamak için dişlerini sıkarken bir an Ferman'a baktı ve Ferman ile gözleri kesişince hemen gözlerini geri çekti

"Ömer ağa ben artık kalkayım sizde rahatça konuşun"

"peki oğlum, kusurumuza bakma"

"estağfurullah" Ferman ağa gittikten hemen sonra tüm gözler Dilan'ın vereceği tepkiyi görmek için Dilan'a dönse de Dilan'ın gözleri sadece babasının gözlerine bakıyordu

"baba bir şey demeyecek misin?" Dilan sesinin titrememesi için büyük çaba sarf etmiş ve başarmıştı

"oturalım anlatacağım kızım" sedirlere geçip otururken Dilan sabırsızlıkla babasının konuşmasını bekliyordu

"geçen saygınlar haber salmak için kahyalarını göndermiş ben sana soracağımı söyledim ama düğün telaşı ile konuşmaya fırsatım olmadı bugün de ağalarla bir araya gelince gelip kararımı sordu bende daha seninle konuşmadığımı söyledim en kısa zamanda bizden haber bekliyorlar"

"baba lokantaların başındaki büyük oğlu Hamza'ydı değil mi?

"evet o, bir iki yıla kalmaz o da babasının yerine geçer"

"pardon da siz ne konuşuyorsunuz ya ben evlenmek falan istemiyorum söyleyin kimse gelmesin"

"kızım bir düşünseydin saygınlar iyidir"

"anne isterlerse kanatsız melek olsunlar evlenmeyeceğim diyorum neyini anlamıyorsunuz. Baba müsaade edersen ben odama çıkıyorum"

"tamam kızım, sen benim kıymetlimsin istemediğin bir şeye zorlamam seni bunu unutma"

"sağ ol babam" Dilan babasının yanağından öptükten sonra odasına çıktı arkasından yengeleri de müsaade alıp Dilan'ın odasına gelmişlerdi

"Dilan gelebilir miyiz"

"uyuyacağım yenge yarın konuşalım mı?"

"tamam canım iyi uykular" Feyza ve yaren Dilan'a fazla ısrar etmeyip yalnız bıraktılar ve  kendi odalarına geçtiler

Kimse bu konu üzerine daha fazla konuşmamış ve Ömer ağa ile Fatma hanımın odalarına çıkınca Alparslan ve Baran da odalarına çıktılar.

"ceylan gözlüm siz Dilan'ın yanına gitmediniz mi?" Alparslan geceliklerini giymiş kanepede oturan karısını görünce şaşırdı

"gittik ama uyuyacağını söyledi bizde ısrar etmedik"

"neyse bakalım"

"babam Dilan istemediği halde evlendirmez değil mi?"

"babam bizi evlendirdi ama Dilan onun kıymetlisi o istemediği sürece kimse ile evlendirmez merak etme"

"ne yani benimle evlendiğin için halinden memnun değil misin?"

"Feyza'm bunu nereden çıkardın şimdi ben öyle bir şey mi dedim hem ben yatıp kalkıp babalarımıza dua ediyorum senin ile evlenmemize vesile oldukları için"

"gerçekten mi?"

"yavrum ben sana ne zaman yalan söyledim, hadi şimdi bırakalım bu konuları ben bir duş alayım sonra da yatıp uyuyalım yorgunum" Alparslan banyoya girerken Feyza da yatağa uzanıp Alparslan'ı beklemeye başladı ama bir süre sonra uyuya kaldı, banyodan çıkan Alparslan karısının uyuduğunu görünce hemen üzerini giyindi ve karısının yanına uzandı. Feyza Alparslan'ın kokusu ile hemen ona dönüp başını göğsüne yasladı ve kaldığı yerden uyumaya devam etti.

Gecenin ilerleyen saatlerinde Dilan hala uyuyamamıştı, daha fazla odasında duramadı ve üzerine hırkasını giyip telefonunu da cebine koydu son olarak yastığını ve örtüsünü alıp aşağıya sedirlere gidip uzandı ve gökyüzündeki yıldızları izlemeye başladı.

Dilan çocukken abisi ve Baran ile burada yatıp ve gökyüzündeki yıldızları seyredip hayaller kurduğu günleri hatırladığında yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.

"ikisi de karısının yanında mışıl mışıl uyuyor ben ise tek başıma geceyi izliyorum" Dilan sıkıntı ile nefes verdi ve telefonunu cebinden çıkartıp kulaklığını taktı ve müzik açtı. Bir süre sonra tanımadığı bir numaradan mesaj gelince endişelendi zira gecenin ikisinde kim niye Dilan'a mesaj atsın

Gönderen:05.........

"Evlenecek misin?"

Dilan mesaja bir anlam veremediği için ekranını kapattı ve yanına bıraktı ama tekrar gelen mesaj ile yeniden telefonu eline aldı aynı numaradan bir mesaj daha gelmişti

"Ferman Köroğlu"

Dilan mesaj ile ilk başta şaşırmış ardından da sinirlenmişti

"sana ne ya sana ne istersem evlenirim seni ne ilgilendiriyor" Dilan cevap yazmadan telefonun ekranını kapatıp kenara attı ama tekrar gelen bildirim sesi ile oflayarak tekrar telefonu eline aldı

"mesajlarımı okuyup neden cevap yazmıyorsun"

"ağa bozuntusu ya niye beni merak ediyorsun etme beni merak falan. Mesaj atarsa okumayacağım bakmayacağım bile" Dilan kararlılıkla telefonu sessize alıp yanına bıraktı.

Titreyen telefonuna inat mesaja bakmamakta kararlıydı

"bakmayacağım işte hem cevap yazmıyorum ne diye hala mesaj atıyorsun... of tamam bu son sonra telefonu kapatacağım" Dilan son kez telefonu eline aldı

"kendi kendine konuşmada cevap ver"  Dilan bir an etrafına göz gezdirdi ama sonra saçmaladığını Ferman'ın sadece iyi bir tahmin de bulunduğunu varsaydı.

"yok ya hak etti valla hak etti, ağzıma geleni yazayım da görsün neymiş kendi kendime konuşmayıp cevap verecekmişim oldu canım" Dilan kaç gündür aklında dönüp duran ve Ferman'ın bir türlü anlam veremediği davranışları yüzünden içinde birikenleri yazdı yazdı yazdı ve sildi sildi sildi. Telefonu yanına atıp mutfağa gitti anlaşılan bu gece uyku haram olmuştu o yüzden büyük fincanda kahve yapıp yanına da Ferman'ın beğendiği pardon kendi yaptığı tatlılardan alıp sedirlere geçip oturdu. Bağdaş kurup bacaklarını örttü ve yeniden kulaklarını takarken bu defa titreşimi bildirimleri her şeyi kapattı ve efkarlı müzik listesini açıp kendini gecenin sessizliğine ve karanlığına bıraktı.

Müziğin durması ile ne olduğunu anlamak için telefonuna baktı

"yuh artık mesaj bitti bir de arıyor" Dilan aramayı meşgule attı ve telefonu uçak moduna almak için ekranı açtığında mesaj kutusundaki bildirim sayısı ile merakına yenik düşüp mesajları açtı

"ne yazdın ve neden sildin"

"Dilan!!"

"uyuduğun için cevap vermediğini düşünmek istesem de öyle olmadığından eminim"

"sokağınızdayım"

"bu saatte ne yapıyorsun orada"

"kahve ve tatlı"

"bak artık şu mesajlara"

"iyi bende ararım"

"aç şu telefonu"

Dilan mesajları okurken her mesaj da daha da şaşırmış içten içe mutlu olsa da sinirlenmişti sokağın başında görünen arabaya baktı karanlıkta içini göremese de Ferman'ın arabasını tanımıştı

"bu sefer aç telefonunu"  gelen aramayla Dilan Ferman'a daha doğrusu arabaya baktı ve meşgule attı

"keyfin bilir"  Dilan mesajı okuduğunda zafer kazandığını düşünerek tatlısından büyük bir lokma aldı ama araba gitmemiş aksine kapısı açılmış ve içinden biri inmişti ve konağa doğru yürüyordu, Dilan hızla telefonunu eline alıp fermanı aradı ama Ferman meşgule atınca dişlerini sıktı ve hemen mesaj yazdı

"ne yapıyorsun sen çabuk git buradan" Ferman sokağın ortasında durmuş telefonuna bakmış ve ardından yürümeye devam etmişti

"arıyorum aç şu telefonunu derdin neyse söyle ve git" Dilan fermanı yeniden aradığında Ferman telefona baktı baktı ve sonunda açtı

"sen ne yaptığını sanıyorsun ya çabuk git buradan"

"merhaba Dilan"

"allah aşkına merhaba demeye mi geldin, derdin ne senin kendini de beni de yakacaksın bin arabana bas git Ferman" Dilan sinirinden kudursa da elinden geldiğince sessiz olmaya çalışıyor ama bir taraftan da Ferman'a kızıyordu

"mesajlarıma cevap vermeyen sensin"

"pardon da neden cevap verecekmişim? gecenin bu saatinde bana mesaj atıyorsun, o da yetmez gibi arabana binip sokağıma geliyorsun, beni arıyorsun, evime gelmekle tehdit ediyorsun kimsin sen benim neyimsin de bana böyle davranıyorsun söylesene bu saatte ne işin var burada" Dilan içindekileri bir bir saydırırken Ferman durduğu yerden Dilan'ı izliyordu

"evlenecek misin?" Dilan yeniden sinirle dişlerini sıktı

"evleneceğim oldu mu merakını giderdiysem git artık" ikisi de telefonu kulağında sessizce birbirlerine bakıyorlardı.

Ferman telefonunu kapattıktan sonra Dilan'dan gözlerini çekti ve arabasına binip gitti, Dilan elindeki telefonu bir kenara attı

"oh iyi oldu, iyi dedim" Dilan ne kadar böyle söylese de içinde bir yerlerde pişmanlık hissetmeye başlamıştı telefonunu komple kapattı ve uzanıp üzerini örttü ve uyumak için aklındakileri düşünmemeye çalıştı büyük uğraşlar sonunda uykuya yenik düştüğünde gün ağarmaya başlamıştı.

Evet arkadaşlar Ferman ile Dilan'ın arası iyice kızıştı onları ne bekliyor dersiniz?  En kısa zamanda yeni bölüm ile sizlerleyim :)

Continue Reading

You'll Also Like

1.4M 45.9K 78
Çocukluğumda öğrendim ben. Doğan güneşin batmaya mahkum olduğunu ve her yazın sonunda çetin bir kışın beklediğini... Güller bin bir hevesle açsa da n...
346K 12.7K 47
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
5.9K 233 13
aley hakkinda farkli bir hikaye 🌹💫 hem mutluluk var hem uzuntu💫 ama her ne olursa olsun her zaman birlikteyiz 💫💫 lutfen okuyun ve oy verin 🙏🙏�...
2.6M 85.5K 60
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı?