İdol: taekook

By aanonimyazarlik

993K 83.6K 82.2K

"Kararlarım beni iyi veya kötü yargılamanız için değil, istediğim hayatı yaşamak için varlar" 04.05.2019 More

1| Onunla olan her anım özel.
3| Seninleyken her zaman gülüyorum.
4| Seni büyütmüşüm gibi hissettim.
5| Tanrım, lütfen Taehyung benden önce iyileşsin.
6| Sevmen yeterli, Jungkook.
7| Yedi güzel adam.
8| Hünerlerinizi görmek isterim, Bay Kim.
9| Fan kulübüme katılabilirsin, istersen tabi?
10| Altı mükemmel adamın kardeşi.
11| Neyse, en azından yabancıya gitmedi desene?
12| Gurur verici olurdu.
13| Uyanma vakti, sevgilim.
14| Lütfen pratiğimize devam edelim.
15| Kabul etmekten başka çarem yoktu.
16| Çok utanıyorum.
17| İçeri geç, yakından göreceksin zaten.
18| Taehyung'un ilgi saati gelmiş.
19| Burnu büyük olanın-
20| 'Hyung' fetişi mi?
21| Ödeşme zamanı.
22| Jungkook, hiç mi şans veremezsin bana?
23| Ben olmasını istemiyorum.
24| İlişkilerinin adını koydum bile.
25| Sen de gelsen keşke.
26| Hakkını akşama kullanacağını sanıyordum?
27| Sana gerçekten çok kızgınım.
28| Yeterince belli ettiğimi düşünüyorum.
29| Saç diplerin için üzgünüm sevgilim.
30| Aşırı masum olan çocuklar.
31| Değilim.
32| Güzel planmış.
33| You are the cause of my euphoria.
34| Gerçekten çok güzel görünüyoruz.
35| Benim kadar güzel değildi, değil mi?
36| Yoongi hyung yine her zamanki formunda.
37| Bana yeteceğini falan mı düşündün?
38| Eski defterleri açmayalım lütfen.
39| Tebrik ederim.
40| Gözlerime bak, Taehyung.
41| Sadece iyi hissetmeni istiyorum.
42| 7-1=0
43| Biz olarak kalmaya devam edelim.
44| Tırmalayınca birkaç gün sızlamaya devam ediyor.
45| İyileştirsen bile iz kalacak.
46| Final: Never Not.

2| Çok safsın.

31.4K 2.6K 3.3K
By aanonimyazarlik

"Bunun ne işi var burada?"

Duyduğum ses gözlerimi aralamama neden olurken hissettiğim ağırlık ve sıcaklıkla birlikte gözlerimi açar açmaz göğsümde yatan kişiye çevirmiştim.

Taehyung göğsümde tatlı tatlı uyuyordu. Ah, yani Taehyung hyung diyecektim.

"Niye odanda yatmadın da ikinize de işkence ettin? Küçücük yatakta uyuyabildiniz mi?" Demişti Namjoon hyung gülerek yatağını toplarken. Taehyungu uyandırmak istemediğim için sessizce cevap vermiştim.

"Dün gece biraz konuştuk. Sonra da odaya gitmeye üşenip onunla uyumak istedim, o da izin verdi"

"Açıklama yapmanı istediğim için değil, rahat edemezsiniz diye söyledim. İstediğin kişiyle veya istediğin yerde uyuyabilirsin" dediğinde onaylar mırıltılar çıkarmıştım. "Hadi kalkın ve giyinin. Kahvaltınızı yapın" diyerek odadan çıktığında gözlerim Taehyunga çevrilmişti. Eli karnımdaydı ve burnuyla dudaklarını da hissedebiliyordum. Elimi çekinerek yumuşak görünen saçlarına daldırdığımda irkilmişti. Uyanık mıydı ki?

"Uyandın mı?" Desem de ondan ses gelmeyince uyanmadığını düşünmüştüm. Yavaş hareketlerle saçlarıyla oynamaya başladığımda onu uyandırmamaya çalışıyordum. Saçları çok güzel görünüyordu ve saçma sapan bir kesim bile onda harika duruyordu. Şu an ise kahvenin açık tonları hakimdi saçına. Parlak ve göründüğü kadar yumuşak olan saçları karnımda garip hisler uyandırıyordu.

"Saçlarım yağlıydı" demişti birden. İrkilmiş ve afallamıştım. Uyumuyor muydu yani?

"Oh? Hayır. Gayet temizler" demiştim ama utanmıştım işte. Yani resmen uykusunda onun saçlarına dokunmuş, oynamıştım ve beni yakalamıştı.

"Üzgünüm sadece göründüğü kadar yumuşak olup olmadığına bakmak istedim. Saçına dokunulmasını çok sevmiyorsun"

"Hayır, sorun değil. Oynayabilirsin" dediğinde utanarak elimi çekmiştim saçlarından. O da saniyeler sonra başını kaldırıp bir kolundan destek alarak hafifçe doğrulmuştu.

"Utandın" demişti gülerek yanaklarıma bakarken. Bu beni daha da utandırırken yutkunmuş ve gözlerimi kaçırmıştım. Yattığım yerden doğrulup ayağa kalktığımda beni izliyordu.

"Namjoon hyung-"

"Duydum" demişti gülerek. "Ben senden daha önce uyanmıştım"

Söyledikleri beni şaşırtırken kalbim garip bir şekilde hızlanmıştı.

"Ama çok rahattın. O yüzden kalkmadım. Keşke hep beraber uyusak" diye eklediğinde utangaçça gülümsemekle yetinmiştim.

"Ah, neyse. Ben banyoya gireceğim. Kahvaltıda görüşürüz" dediğinde başımı sallayarak hızla odadan çıkmıştım. Jimin hyungu görünce boğazımı temizleyerek normal davranmaya çalışmıştım.

"Günaydın hyung"

"Günaydın. Taehyungla mı uyudun? Odaya gelmedin?"

"Evet. Orada uyudum" dediğimde gülümsemiş ve karnıma hafifçe yumruk atarak başını sallamıştı.

"Giyin ve gel. Kahvaltıya geç kalma" dediğinde gülümseyerek başımı sallamıştım. O gittiğinde odaya girerek hızla üzerimi değiştirmiş ve aşağıya inip yemek yediğimiz yere girmiştim. Biz çalışanlardan ayrı bir yerde yiyorduk. Sadece grup üyelerinin olduğu küçük bir salonda. İçeriye girdiğimde Yoongi hyung dışında herkesin burada olduğunu görmüştüm. Bir de Taehyung hyung yoktu tabi.

"Yoongi hyung nerede?"

"Diyet yapıyormuş" demişti Jimin hyung direkt lafa atlayarak. "Daha ne kadar zayıflayacaksa artık" diye eklediğinde diğerleri de ona katılmıştı. Eh, haklıydı da. Yerime oturarak tabağıma baktığımda yüzümü buruşturmadan edememiştim. Kilolu değildim ama şirket biraz daha kilo vermemi istemişti. O yüzden sağlıklı şeyler yedirmeye çalışıyorlardı bana. Daha çok metabolizma hızlandıran, yağ yakan şeylerden. Haliyle pek lezzetli olmuyorlardı. İstemeyerek de olsa yemeye başladığım sırada Taehyung hyung içeri girmiş ve herkese günaydın diyerek yanıma oturmuştu.

"Yine mi?" Demişti tabağıma bakarak. Omuzlarımı kaldırıp alt dudağımı sarkıttığımda bir süre dudaklarıma bakmış, ardından gözlerini kaçırarak önündeki tabağa bakmıştı. Ben de önüme dönüp mecburen yemeğimi yemeye devam ettiğimde o da yemeye başlamıştı. Bir avuç bile olmayan pilavımdan alacaktım ki Taehyung birden kendi tabağındaki etlerinden birazını üzerine koyduğunda şaşırarak ona bakmıştım. O ise gülümsüyordu ama bana bakmıyordu. Yemek istiyordum evet ama kiloyu ne kadar çabuk verirsem o kadar iyi olurdu. O yüzden eti alarak onun tabağına geri koyduğumda bu sefer şaşıran oydu. Bana baktığında gülümsemiş ardından yemeğime dönmüştüm. Beni düşünmesi çok hoşuma gidiyordu ve şu an gerçekten mutlu olmuştum.

"Çabuk olun, bir saat içinde şirkette olmalıyız" diyerek kalkıp gitmişti Seokjin hyung. Namjoon hyung ve diğerleri de kalkıp teker teker gittiğinde Taehyung da kalkmak için hareketlenince bileğinden tutarak onu durdurmuştum. Yemek boyunca yüzü asıktı, sanırım onu biraz bozmuştum.

"Gerçekten teşekkür ederim" demiştim bana bakmasını sağlayarak. "Ama kiloyu ne kadar çabuk verirsem o kadar iyi. Böyle şeyler yemek işkence gibi. Anla beni lütfen. Bir an önce bitmesini istiyorum. Aç kalmak gerçekten dayanamadığım tek şey" dediğimde bakışları yumuşamış, tekrar yerine oturmuştu.

"Jungkook.." demişti ama devamı gelmemişti bir süre. Ne diyebilirdi ki? "Şirkette bu konuyu açmamı ister misin? Ya da özel olarak onlarla konuşmamı?"

"Hayır, gerek yok. Teşekkür ederim hyung. Sorun değil. Atlatabilirim"

"Fazlan yok ki, nerenden vermeni istiyorlar anlamıyorum. Kasların eriyecek yakında"

"Yüzüm yuvarlakmış. Keskin çene hattımın olmasını istiyorlar"

"Sen böyle gayet yakışıklısın ama.." demişti üzgünce. İltifatı beni utandırsa da gülümsemiştim.

"Teşekkür ederim" diyerek tabağımdaki son şeyleri de -yemek demek istemiyordum, benzeyen bir tarafı yoktu çünkü- yiyip suyumu da içtikten sonra ayağa kalkmıştım.

"Hadi gidelim, bizi bekliyor olmalılar" diyerek kapıya yöneldiğimde iç geçirdiğini duymuştum. Arkamdan geldiğini görünce kapıyı açıp çıkmış ve diğerlerine selam vere vere yurttan çıkmıştık. İnce hırkam beni soğuktan korumazken vücudumun titremesini engelleyememiştim.

"Üzerine bir şey almadın mı?" Demişti Jimin hyung yanıma gelerek. Küpemle oynamış ve ardından koluma girmişti. "Üşüyeceksin"

"Sorun yok"

"Dişlerin birbirine vuruyor, seni salak" diyerek güldüğünde otomatikman bende gülmüştüm. Gerçekten öyleydi.

"Koşalım mı? Isınırız?" Demiştim ona dönüp. Biraz yakın duruyor olsak da sorun etmemiştim. Jimin hyung her zaman böyleydi.

"Yoongi hyungun dizleri ağrıyor ama"

"Sana söyledim zaten ona değil"

"Oh, ama koşarsan terlersin ve bu sefer direk hast-"

"Tamam tamam, koşmak istemiyorum desene sen şuna" diyerek onu ittiğimde gözlerini büyütmeye çalışarak işaret parmağıyla alnımı ittirmişti.

"Yah! Nerede saygı ifadelerin? Hyungunum ben senin"

"Yurtta kalmış, bir koşu gidip alayım istersen?" Dediğimde hemen kahkaha atmıştı. Ben de gülerek yerimde zıplamaya başladığımda diğerlerinin gelmeye başladığını görünce gözlerimi üzerlerinde gezdirmiştim. Taehyung hyungun beni izlediğini fark ettiğimde gülümseyerek ona bakmış ve yanına gitmiştim.

"Ah çok soğuk" diyerek koluna girdiğimde Jimin hyungun bana trip atarcasına kızdığını duyuyordum. Onu hemen sattığımı falan söylüyordu.

"Niye üzerine bir şey giyinmedin?"

"Unuttum" diyerek güldüğümde gözlerini başka tarafa çevirmişti.

"Bileğin nasıl oldu?" Dediğinde gözlerimi istemsizce kaçırmış ve diğerlerinin bizi duyup duymadığına bakmıştım.

"Oh? İyiyim. Bir sorun yok" diye mırıldandığımda başını sallamıştı. Gözlerim saçlarına kayarken istemsizce utansam da hala biraz nemli olduklarını görünce kapşonunu kafasına takmıştım.

"Saçların ıslakken dışarıya çıkmamalısın"

"Dedi bu soğukta üzerine bir şey almadan çıkan çocuk"

Söyledikleri beni güldürürken Hoseok hyung yanımıza gelerek montumu bana verdiğinde gülümseyerek giyinmiştim.

"Teşekkür ederim hyung.." diye tatlı olduğunu düşündüğüm bakışları attığımda büyük bir kahkaha atmıştı.

"Jungkook bana aegyo yapıyor!" Diyerek diğerlerini dürttüğünde gözlerimi devirerek tekrar Taehyungun yanına dönmüştüm. Diğerleri kıkırdarken Taehyung sadece gülümsemişti. Namjoon hyung da geldiğinde hep birlikte yürümeye başlamıştık.

Şirkete vardığımızda çalışanları selamlayarak toplantı odamıza girmiştik hemen. Fanmeeting Ilsan'daydı, bu yüzden erkenden yola çıkacaktık. Yerlerimize oturduğumuzda Bang-PDnim de hemen gelmişti. Bize hiç eksik olmayan kağıtlarımızı dağıtmış ve koltuğuna oturmuştu.

"Bir eksiğiniz falan yok, değil mi? Her şey yolunda?"

"Yolunda efendim" diyerek bizim yerimize konuşmuştu Namjoon hyung.

"Taehyung? Bu aralar gariplik var üzerinde. Seni daha neşeli görmek istiyorum. Bir sorunun vsrsa bize anlatmalısın?"

"Hayır efendim bir sorunum yok. Sadece ailemi özledim. Onlarla uzun zamandır görüşemiyorum"

"Halletmeye çalışacağım. Biraz daha dişinizi sıkın çocuklar. Çok iyi yerlere geldiniz, dünya starısınız artık. Abartmadan eğlenin, tadını çıkarın dünyanızın. Anlaştık mı?"

"Evet efendim" diyerek onu onayladığımızda başıyla onaylamış ve ayaklanmıştı. Biz de kalktığımızda tekrar bizi durdurmuştu.

"Bu arada, ben gelemeyeceğim Ilsan'a. Biliyorsunuz değil mi?"

"Neden?" Demiştim şaşırarak. Bilmiyordum ben. Bizi yalnız bırakmazdı hiç. Biraz kaba olduğumu fark ederek bakışlarımı kaçırmış ve önüme dönerek özür dilemiştim.

"Sorun yok Jungkook. Sadece biraz işlerim var" diyerek güldüğünde utanarak ben de gülümsemiş ve eğilerek selam vermiştim. Sonrasında hepimiz odadan çıkıp şirket arabasına binmiştik. Herkes kendi kabuğuna çekilirken ben yerimden kalkıp en arkada tek oturan Taehyung hyungun yanına oturmuştum. Bakışları beni bulunca dudaklarımı büzerek kulaklık taktığı telefonunu elinden almıştım. Çalan şarkının benim şarkım olduğunu görünce sinsi bir gülüşle ona bakmıştım.

"Benim şarkımı mı dinliyorsun sen? Bağımlılık mı yaptı yoksa?" Diyerek omzuna vurduğumda gülerek gözlerini devirmişti.

"Şansıma o açıldı" dediğinde omuz silkmiş ve bir sonraki şarkıya geçmiştim. Onun da benim coverlarımdan biri olduğunu görünce aklıma gelen şeyle gülümseyerek bildiğim tuş kilidini açıp YouTube'a girmiştim.

"Hyung, baksana benim şarkılarımla oynayıp senin sesine uyarlıyorlar. Hiç dinledin mi?" Dediğimde şaşırarak kaşlarını kaldırmıştı.

"Öyle mi? İlk defa duyuyorum. Bakalım mı bir tanesine?" Diyerek kulaklığın birini kendisine birini bana taktıktan sonra telefonu elimin üzerinden kavrayıp kendine çevirmişti. Bir tanesini açtığında elimi çekmek için hareketlenmiştim ki konuşup telefonu daha sıkı tuttuğunda durmuştum.

"Woah.. Armyler gerçekten yetenekliler. Bu kadar güzel söylemezdim" dediğinde gülerek omzuna vurmuştum omzumla.

"Saçmalama hyung. Ses tonun çok güzel."

"Her melodiye uymuyor ama. Mesela sen kolayca bütün şarkılara uyabiliyorsun. Rap de yapabiliyorsun. Cypher 3 söylerken dinle bir de beni. Bakalım o zaman hala sesimi beğeniyor olacak mısın?" Dediğinde minik bir kahkaha atmıştım. O da güldüğünde oturduğum yerde yayılarak başımı omzuna yaslamıştım. Bir elini çenemin altına getirip her zaman yaptığı gibi kedi severcesine sevmeye başladığında gülümsemeden edememiştim.

Tekrar eskisi gibi yakın olduğumuz için mutluydum gerçekten. Umarım aramız hiç bozulmazdı.

-

Yolun yüzde doksanını gitmiştik ki midemin bulanmaya başlamasıyla birlikte kıvranmaya başlamıştım. Aynı pozisyonda bir dakika bile duramıyor, sırtımı yaslayamıyordum arkama. Araba yolculuklarını hiçbir zaman sevemeyecektim sanırım.

"İyi misin?" Demişti Taehyung hyung kaşlarını çatarak. Kulağımdaki kulaklığı çıkarıp ona vermiş ve ellerimi mideme bastırmaya başlamıştım.

"Midem bulanıyor"

"Oh.. araba biraz sallandı evet" diyerek telefonla kulaklığı çantaya tıkıştırmış ve bana dönmüştü.

"İlaç getirdin mi yanında?"

"Hayır" diye mırıldandığımda gözlerini etrafta gezdirip endişeyle bana bakmıştı yine.

"Yapabileceğim bir şey var mı?" Diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda sallamıştım. "Jungkook.. iyi görünmüyorsun. Namjoon hyunga söyleyeyim"

"Hayır dur. Söyleme. Geçer şimdi" diyerek kendimi kasmış ve midemi ovmaya devam etmiştim.

"Sıcak tutmalısın" diyerek çantasından bir kap çıkarmış ve içinden şu meşhur ısı veren küçük su torbalarına benzeyen şeylerden vermişti bana. Alıp midemin üzerine koyduğumda endişeli gözlerle bana bakmaya devam etmişti.

"İyiyim merak etme" diyerek gülümsediğimde gözleri dudaklarma kaymış, bir süre orada oyalandıktan sonra önüne dönerek çantayı kapatmıştı.

"Geçmezse söyle bana" dediğinde başımı sallayarak onaylamıştım. Daha sonra kucağındaki hırkayı alıp başımı bacaklarına yerleştirerek uzandığımda ellerini tereddütle de olsa saçlarıma yerleştirince istemsizce gülümsemiştim. Önceden sürekli saçlarımla oynardı. Araya soğukluk girdiği için uzun süredir dokunmuyordu saçlarıma.

"Saçların daha da yumuşaklaşmış" demişti dikkatle saçlarımı inceleyip dokunurken.

"Kestirince kırıklar da gitti ya, o yüzdendir" dediğinde başıyla onaylamıştı. Gözlerimi kapatıp hırkasını üzerime örttüğümde kokusu burnuma dolarken hırkayı burnuna götürerek kokusunu içime çekmiştim.

"Parfümünü değiştirmişsin" dediğimde biraz şaşırmış ardından biraz da utanarak gülümsemişti. Fazla tatlı görünüyordu.

"Nereden anladın?"

"Nefes alışverişinden bile tanıyabilirim seni. Bırak da yaptığın değişikliği farkedeyim" dediğimde dişleri görünecek şekilde gülmüştü. Aşırı tatlı göründüğünü söylemiş miydim? Sessizlik oluşurken gözlerimi kapatarak yan döndüğümde Taehyung hyungun kıpırdandığını hissedip gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk şey pantolonunun alt kısmı olunca yaptığım şeyi fark ederek utanmış ve gözlerimi kaçırarak diğer tarafa dönmüştüm. Utançtan midemin bulantısını bile unuturken elini saçlarıma daldırdığında dudağımın içini kemirmeye başlamıştım. Kalbim hızlanırken yanaklarım ısınıyordu.

"Uyu biraz" demişti saçlarımla oynamaya devam ederken. "Ben seni uyandırırım"

Bir şey demeyerek sessiz kalmış ve gözlerimi kapatmıştım. Uyusam gerçekten iyi olurdu.

-

Taehyung hyungun nazik dürtüklemeleriyle birlikte uyandığımda diğerlerinin arabadan indiğini görmüştüm. Gözlerimi kırpıştırarak oturur pozisyona geldiğimde gerinerek kalkacaktım ki elim Taehyungun yanağına çarptığında hızla ona çevirmiştim bakışlarımı.

"Oh.. çok özür dilerim" diyerek yanağını avcumun içine almıştım.

"Sorun yok" diyerek gülümsese de hafifçe kızardığını görünce kendimi kötü hissetmiştim.

"Kızardı.." dediğimde bileğimi tutarak elimi yanağından çekmemi sağlamıştı.

"Cidden sorun yok. Çok hafif geldi" dediğinde üzgünce yanağına bakmıştım. Hafif gelmediğini biliyordum. Geçirmiştim resmen.

"Gerçekten özür dilerim" diyerek parmaklarımı çenesinin altına götürmüştüm. Ona sormadan dudaklarımı kırmızılaşan yere hafifçe bastırdığımda şaşkınlıktan eli havada kalmıştı. Geri çekilerek ona bakmıştım.

"Bir yerin acıdığında her zaman annenin seni öptüğünü söylemiştin" demiştim utanarak. "Annen değilim ama.. belki acısını alır"

"Her yaralandığımda öpeceksen.." demişti dudakları kıvrılırken. "Ne kadar çok yaralanırsam o kadar iyi o zaman"

Söyledikleri beni utandırırken gülmüş ve bir şey demeden arabadan inmiştim. Neden öyle bir şey yaptığım hakkında bir fikrim yoktu. Sadece aklıma gelmişti ve ben de yapmıştım. Pişman mıyım? Kesinlikle hayır.

Hyunglarım beni bazen öpüyordu ama ben daha önceden hiçbirini öpmemiştim. Yani anlayacağınız  Kim Taehyungla birlikte yeni bir ilke imza atmıştım.

Her konuda ilklerim onunla oluyordu.

Mesela giyinip soyunma konusunda fazla çekingendim ilk geldiğimde. Herkes uyuduktan sonra banyoya girer, üzerimi değiştirirdim. Bir gün Taehyung hyung uyumamıştı ve neden üzerimi değiştirmediğimi sormuştu. Utanmıştım. Yanında değiştirebileceğimi, çekinmemem gerektiğini söylemişti. Ben de değiştirmiştim. En basit örneği buydu mesela.

İlk defa Taehyung hyungla birlikte uyumuş, ilk defa ona sarılmıştım grupta. Birlikte yaptığımız bir çok şey vardı ve bu durumdan oldukça memnundum.

Arkamdan geldiğini duyduğumda kapşonumu başıma geçirerek ellerimi cebime sokmuştum. Gülerek yanıma gelip koluma girmiş ve benimle birlikte yürümeye başlamıştı. İstemsizce ben de gülümserken derin bir nefes alıp vermişti.

"Çok safsın" demişti güldüğü belli olan sesiyle. "Ve ben gerçekten bu saflığını çok seviyorum"









__

Dedim son yirmi gün kaldı ama olsun hazırda bölüm var atayım jskfksjdj

Ve bir iki şey söylemek istiyorum.

Birincisi, 'fanmeeting' ve 'Bang-PD' birleşik mi yazılıyor, araya çizgi konuyor mu veya ayrı mı bilmiyorum o yüzden düz mantıkla gözüme güzel gelen şekilde yazdım haberiniz olsun, bilen varsa buraya yazabilir ❤️

İkincisi, neden bilmiyorum Bang-PD ile konuştururken efendim demeleri hem çok resmi geldi hem de gerekli gibiydi, emin olamadım, size de fikrinizi sormak istedim. Şimdi daha yeniler ya o yüzden daha resmi konuşmaları gerektiğini düşündüm. İlerleyen vakitlerde konuşma olursa daha samimi yazarım diye de düşünüyorum ❤️

Söylemek istediklerim bunlardı smkskdsk

Şaka maka son yirmi gün kaldı arkadaşlar, sonrasında bir sorun olmazsa uçacağız birlikte ❤️

Ve geçen günlerde konuşurken tekrar aklıma geldi de, siz destek olmasaydınız asla geri dönmezdim. Sizi seviyorum, iyi ki varsınız 💕💕💕❤️❤️

Kendinize iyi bakın ❤️💕

Continue Reading

You'll Also Like

220K 21.3K 24
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
29.5K 1.9K 24
Dünyaca ünlü büyük mafyaların birbiri ile oynadığı büyük mevlâ kumarı, maça hiç katılmayan birinin bütün paraları alıp gitmesiyle son bulmuştu. Lakin...
449K 46.4K 44
Ruhun merhemi ruha aittir... Bilmiyordu ki Jungkook. Çocuğun uzun yıllar sonra ilk defa çilek reçeli yediğini bilmiyordu. Oysa bilseydi, Taehyung'un...
14K 1.9K 19
"Buldum seni Medusa." |ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ| By ░ 🄿🄸🄽🄺🄼🄰🄽🄶 & 🅂🅃🄰🅁🅁🄾🅆 ░