NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)

By selin-visne

1.8M 105K 38.6K

Kiraz Mahallesinin yaralı abisi Halit ve masum kızımız Nazenin'in hikayesi... Başlama Tarihi : 2017 More

TANITIM
TANITIM II
TANITIM III
1. Yeni Bir Hayat
2. Göğe Bakma Durağı
3. Çiçek Kız
4.Muhallebi Çocuğu!
5. Dedikodu
6.Pamuk Şeker
7. Umutları Elinde Kalır
8. İmtihan Bu Ya..
9. Biçare
10. Bak Aşk Diyorum
11. Uzaktan Sevmek
12. Çıkmaz Sokak
13. Çok Eskiden Karşılaşacaktık
14.Kendini Bulmak Senin Elinde
15. Hüzün Sessizliğin Olmuş
16. Rüzgarım Olan Adam
17. Seni Zamana Bıraktım
18. Sensiz Olmaz
19. Senden Öğrendim
20. Bu Şehirde Sen Varsın
21. Mavi Hareler
22. Bitmesin
23. İlkler
24. Bir Çıra Meselesi
25. Bir Sen, Bir Ben, Bir De Bebek
26. Küçük Osman (Osman&Yeliz)
27. Kaynanam Baldan Tatlı!
28. Naz Evi !
29. Beklenmeyen Misafir
30. Dönüm Noktası
31. Meftun Bir Adam
32. Anne Kız
33. Ay Şahit
34. Meydanlar Bizim!
35. İstemeyle Topyekün Mücadele
36. O Kurnadan Bu Kurnaya !
38. Anılar
39. Bir Pazar Kahvaltısı
40. Bir Olmak -1-
41. Bir Olmak -2-
42. Hazırlıklar Başlasın
43. Son Dokunuşlar
44.Kınayı Getir Aney!
45. Hayat
46.Bir Şarkısın Sen
47. Oy Oy Güzelim
48.Sevince
49.
50.
Minicik Bir Duyuru
51. Hızla Geçen Günler
52. Bölüm (Final)

37. Sevda Kervanı

18.6K 1.3K 618
By selin-visne

İyi Okumalar.
~~

Nazenin son zamanlarda boşladığı "Göğe Bakma Durağına" gelmişti. Annesinin gelmesiydi, istemeydi, sonra hep birlikte toplanmalarıydı derken gün içerisinde dükkana uğrayamadığı zamanlar bile olmuştu. Neyse ki eli ayağı çok güvendiği kız kardeşi gibi gördüğü İpek vardı da dükkanı çekip çevirmişti küçük arkadaşı.

Bugün daha önceden sipariş verdiği çocuk kitapları gelecekti. Onları yerleştirip düzeltmesi gerekti. İpek "Nazenin abla sen kolileri dert etme ben düzeltirim" dese de evde kalıp annesiyle, kayınvalidesiyle çeyiz hazırlığından kaçıp buraya sığınmıştı.

Yüzükler takıldıktan sonra annesi İstanbul'daki evinden Nazenin daha küçük bir kızken başladığı günden güne çoğalttığı çeyizlerini getirtmişti. Çeyizler geldiğinden beri de istisnasız her gün çıkarıyor eksiği varsa belirlemeye çalışıyordu. Tabi bunu yaparken de  Semra teyzesinin, Aysel sultanın, kayınvalidesinin, Ahsen'in hatta Yeliz'in bile fikrini alıyordu.

Nazenin ayrı bir nişan olmasını istememişti. İsteme gününde tüm sevdikleri yanındaydı onların eşlik etmesiyle takılmıştı yüzükler. Tekrardan daha büyük bir merasimi istememesi üzerine herkes bu fikre saygı duymuştu.

Şu sıralar gündemlerinde nişan bohçası vardı. İstemeden bir gün sonra Gülistan annesi elinde bir bohçayla kapılarını çalmıştı. Nişan bohçası hazırlamıştı kendisi için. Bohçanın içine gecelik, iç çamaşırı, bir elbise, bir çift ayakkabı, makyaj takımı, havlu takımı koymuştu. Bohçadan çıkan gecelik ve iç çamaşırını gördüğünde çok utanmıştı Nazenin. Hepsi bedenine uygun ve güzel şeylerdi.

Erkek tarafından gelen bohça sonrasında annesi tutturmuş bizde damat bohçası yapalım diye. Yarın annesiyle sabahtan çarşıya çıkıp bohça için Halit'e iç çamaşırı, pijama takımı, tıraş takımı, havlu gibi şeyler alacaklardı. Çok işleri vardı çok.

Nazenin'in beklediği siparişleri gelmişti. Getiren çocuk içeriye 2 koliyi koydu, ücret ödenince ayrıldı. Küçük tabureye oturup kolileri önüne aldı Nazenin. İçinden çıkardığı çocuk kitaplarını elindeki bezle silip yan tarafındaki sehpaya koydu. Böylelikle iki koliyi hızlıca açtı. Daha önceden raflarda yerini ayarladığı kitapları düzgünce yerine dizdi.

"Kolay gelsin Nazenin"

"Hüsamettin hoşgeldin" gülerek arkadaşını karşıladı.

"Hoşbuldum bugün işim yoktu yanına uğrayayım dedim, laflarız biraz."

"Çok iyi yaptın. Bende bugün tekim, İpek biraz grip olunca gelme dedim."

İki arkadaş masaya geçip oturdular birlikte. "Şimdi bi kahve yapayım içelim." Nazenin kahve makinesini ayarlarken bir yandan da içeri girdiğinden beri düşünceli olan canı sıkkın gibi duran arkadaşına bakıyordu göz ucuyla.

Sandalyeyi çekip oturdu Nazenin. Kahvesinden bir yudum içip baktı arkadaşına.

"Eee nasılsın ? "

"İyi gibiyim sen"

"Bende iyiyim de seni biraz durgun gördüm sanki."

Hüsamettin derin bir nefes alıp yavaşça verdi. Gözlerini Nazeninden kaçırdı.

"Hüsamettin bir derdin var senin" merakla baktı arkadaşına.

"Evet bir şey var da dert mi değil mi bilmiyorum ki"

"Sen anlat da beraber karar verelim"

"Nazenin, ben ilk kez böyle bir şeyle karşılaşıyorum, ilk kez böyle hissediyorum. Bu yüzdende ne yapacağımı bilmiyorum ?"

Nazenin Hüsamettin'in anlattıklarıyla iyice meraklanmaya başlamıştı. Ailesinden birine ya da kendisine mi bir şey oldu diye düşünüyordu.

"Bir aydır anaokuluna çocuklar için tiyatro dersine gidiyoruz bir arkadaşımla. Nasıl anlatsam bilmiyorum ki."

"Hüsamettin gerçekten çok merak ediyorum. Sen iyisi mi olduğu gibi anlat gitsin."

"Anaokuluna ilk gittiğimiz gün çocuklarla tiyatro için gösteri salonuna geçtik. Ben çocuklarla ilgilenirken sonra o geldi. Kapıdan öyle bir girişi vardı ki. Zarif bedeniyle gülümseyerek yanımıza geldi. Çocuklar onu görünce sevinçle yerlerinde zıplıyorlar, bıcır bıcır konuşuyorlar. Çocuklarla konuşmasını, onlara anne edasıyla dokunmasını büyülü gözlerle izledim. Sonra bize döndü çocuklara uyuması için masal anlatan biri gibi naif sesi vardı. Ela rengi büyük gözleri sımsıcak bakıyordu Nazenin." Başı önünde anlatmıştı.

Nazenin gözleri ışıl ışıl hayretle arkadaşına bakıyordu. Durgunluğu, dert mi değil mi karar veremediği demek kalp sancısıydı.

"İnanamıyorum Hüsamettin."

"İlk önce emin olamadım kendimden ama onu her gördüğümde kalbimin yerinden çıkacak gibi atması, konuşurken sesimin titrememesi için gösterdiğim çaba, ne konuşacağımı bilememem dilimin dolaşması, bir sürü tiyatro gösterisine çıktığım halde bir kere bile heyecanlanmamış olan ben için onu gördüğümde elimin ayağımın dolaşması normal mi sence ?"

Nazenin gülümseyerek başını iki yana salladı. "Normal değil."

"İlk kez böyle hissediyorum Nazenin. Bu başka bir duyguya benzemiyor. Hepsini içinde barındırıyor ama hepsinden çok farklı."

"Seni çok iyi anlıyorum. Aranız nasıl ? "

" Devamlı iletişim halindeyiz aslında. Ben onun gözünde çocuklar için gelen tiyatro eğitmeniyim." Ümitsizce konuştu Hüsamettin.

"Siz bir amaç için oradasınız bu yüzden. Onun sana karşı farklı bir bakışını ya da davranışını yakaladın mı ?"

Kafasını olumsuzca salladı Hüsamettin.

"Hüsamettin bu kız senin hislerinden bihaber. Farklı bir bakış ya da davranış bekleyemeyiz. Bak ne diyorum?"

Nazenin'in ağzından çıkacak olan söze kitlendi Hüsamettin.

"Senin bu kızla vakit geçirmen gerekir. Birbirinizi tanımanız, bir şeyler paylaşmanız gerek. Ben seni ilk kez böyle görüyorum. Anlatırken gözlerinin parladığını o kızdan her bahsedişinde yüzünde oluşan tebessümü huzuru gördüm."

"Çok başka Nazenin" diyip iç çekti.

"Çünkü çok başka hissettiriyor sana. Bak arkadaşım, gerçek sevda hayatında sadece bir kez uğrar insana doğru zamanda ve doğru kişiyle. Bunu ancak sen hissedersin. Kalbini dinle Hüsamettin eğer kalbin razıysa bu hissettiğin sevdadan vazgeçme."

"Vazgeçmek istemiyorum Nazenin. Bir kere baksa bana görse beni yanına gitmek için cesaretlenebilirim." Kendinden emince konuştu.

"Hislerinden eminsen ona karşı bir adım atmak için bekleme bile. Hayat sevdiğimiz insanlara kavuşmak için çok kısa Hüsamettin. Sevda emek ister, özveri ister biraz yanmak biraz yakmak ister ama inan bana hepsi sevdiğin kişiye değer."

Dinledi arkadaşını Hüsametttin. "Sevdanın çemberinden geçmiş, zorluklarla mücadele etmiş, vazgeçmemiş olan biriyle seninle paylaşmak istedim beni anlayacağını biliyordum."

"Ne zaman istersen konuşuruz, ortada sevda varsa küçücük de olsa bir yardımım dokunursa ne mutlu bana." Gülümseyerek baktı arkadaşına. Çok sevindi, çok mutlu oldu Nazenin.

Sohbetlerine devam ederken Halit gelmişti yanlarına. Çay bahçesinde işlerine ara verip sevdiğinin yanına uğramak istemişti. Hüsamettin'le konuşuyorlardı. Eskiden olduğu gibi kıskanmıyordu Hüsamettin'i ondan bir zarar gelmeyeceğini içi dışı bir olduğunu biliyordu. Daha önceden olanlarında oyun olduğunu da.

"Naptın Naz'ım halledebildin mi ?"

"Kolay oldu hemen hallettim."

Sevdiğinin saçlarını öptü. Uzun zamandır baş başa kalamamışlardı özlemişti. Bugünde belki yalnız olur diye yanına gelmişti ama maalesef hayalleri suya düşmüştü.

"Sen naptın Hüso nasıl gidiyor?"

"Aynı ya senin"

Halit karışısında oturan muhallebi çocuğuna anlamsızca baktı kendisiyle uğraşmamıştı dükkana girdiğinden beri. Bakışlarını Nazenin'e çevirdi. Dudaklarını oynatarak "neyi var" dedi cevabını da "sonra" olarak aldı.

"Kolay gelsin" diyerek içeriye giren genç kadına gülümseyerek bakıp ayağa kalktı Nazenin.

"Teşekkür ederim hoşgeldiniz. Yardımcı olabilirim isterseniz."

"Lütfen rahatsız olmayın, bakacağım" genç kadın tebessümüyle raflara ilerledi.

Nazenin masadaki fincanları toplarken kolunu çekiştiren ele bakıp başını çevirdi.

"Nazenin bu o Fatma, inanamıyorum burada" heyecanla kıza bakıp sessizce konuşuyordu.

"Anlattığın kişi mi ?"

Hevesle başını salladı. Nazenin başını çevirip kıza baktı. Orta standartlarda boyu, zayıf bedeni, esmer küçük yüzünde dikkat çeken iri ela gözleri başına örttüğü eşarbıyla güzel görünüyordu.

"Gitsene yanına"

"Gidemem"

"Niye "

"Utanıyorum" Nazenin gözlerini kocaman açarak baktı. Gözleriyle kızı işaret edip hadi dedi. Hüsamettin'i hala oturur görünce gözlerini devirip kızın yanına gitti.

"Aradığınız kitap varsa yardımcı olabilirim."

"Varsa 4,5 yaş çocuklar için kitap arıyorum."

"Tam zamanında geldiniz daha bugün sabah geldi çocuk kitaplarımız" diyip raftan uygun kitapları gösterdi.

Halit olayı anlamış, 32 diş Hüsamettin'e bakıp gülüyordu. "Vay Hüso hoşgeldin sevda kervanına."

"Sessiz ol duyacak şimdi"

Halit masada eğilerek yaklaştı. "Gitsene yanlarına. Hazır fırsat ayağına gelmiş. Hadi."

Tereddütle arkadaşıyla konuşan Fatma'ya baktı. Yanına gitmekle gitmemek arasında gidip geliyordu.

"İyi sen böyle pısırık davran, yarın bir gün yanında başka birisini görürsen de şaşırma." Bu taktik hep işe yaramıştı başta kendisinden biliyordu Halit. Seven bir erkek buna dayanamazdı. Sözlerinden sonra Hüsamettin yerinden fırlayıp yanlarına gitti.

"Merhaba Fatma Hocam."

"Aa merhaba Hüsamettin Bey, ne güzel tesadüf."

Eliyle Nazenin'i gösterip "burası arkadaşımın, ziyarete gelmiştim bende."

"Bende çocuklar için kitap alacaktım yakınlarda kitap satan yer ararken şans eseri burayı gördüm."

Nazenin aklına gelenle gülümsedi. Yakınlarda bir yerde kitapçı aradığına göre buralarda oturuyordu. "Bu muhitte mi oturuyorsunuz ? "

"Evet. Kiraz Mahallesinin 2 arka sokağında oturuyorum yaklaşık 4 aydır."

Hüsamettin duyduklarıyla gözleri parladı, demek yakındı evleri. "Bizde Kiraz Mahallesinde oturuyoruz. Nazenin, ben, sonra yakınlarımız." Heyecanlı sesini kontrol altına almaya çalışarak konuştu.

Fatma duyduğu cümleyle gülümsedi. Aldığı kitapları Nazenin'e gösterdi. "Ben bunları almak istiyorum."

Kasaya ilerlediklerinde kitapları poşete koyup uzattı. "Her zaman beklerim, eğer istediğiniz kitap varsa getirebiliriz de."

"Çok teşekkür ederim Nazenin Hanım. Kitap okumayı çok severim sık sık ziyaret edeceğim."

"Kapımız hep açık."

Fatma tekrar teşekkür ederek Hüsamettin'e döndü.

"Okulda görüşürüz, kendinize iyi bakın."
"Görüşürüz, sizde kendinize iyi bakın Fatma Hanım."

Nazenin kasada giden kadının ardından hala bakan Hüsamettin'i izliyordu tebessüm ederek. Sevda ne güzeldi ardından bakmak bile mutlu ediyordu seveni.

Halit kasada duran sevdiğinin yanına geçip elini beline atıp Hüsamettin'i gösteriyordu gülerek. "Sen elini çabuk tutmazsan arkasından daha çok böyle bakarsın benden demesi."

Hışımla döndü. "Bi aralar Nazenin'in arkasından seninde baktığın gibi mi Halit "

Halit kaşlarını çatmıştı. "Çok çabaladım bak şimdi yan yanayız" sevdiğinin sağ eliyle kendi sağ elini havaya kaldırdı. "Tanıştırayım bu da yüzüklerimiz Hüsocum."

"Sen geç akıllandın ben senin gibi geç akıllanmam merak etme" Hüsamettin de dalga geçerek konuşuyordu şimdi.

"Nazeninle akıllanmak bile güzeldi bence" diyip baktı sevdiğine. Nazenin belinde duran eli okşadı.

"Nazenin müstakbel kocan oldu bence yiğidi öldür hakkını yeme demişler."

Nazenin hala okşadığı eli bırakmadan konuştu. "Halit haklı Hüsamettin. Seviyorsan bir an önce arkadaşlık kurmaya bak. Sana güvenmesini sağla, vakit geçirin."

"Haklısın da nasıl yapacam ki ? Yanlış bir hareket yapıp kendimden soğutmaktan, saygısızlık yapmaktan çekiniyorum."

"Bence sen olduğun gibi davran, Hüsamettin olarak çık karşısına. Nasıl yapacağın da sana kalmış. Aynı yerde çalışmanız büyük avantaj."

"Umarım yaparım Nazenin. "

Halit gülümseyerek yumruk yaptığı elini Hüsamettin'in omzuna vurdu. "Yaparsın Hüso, iyi birisin sen. Eminim sendeki seni görse Fatma da etkilenir."

"İnşallah." Biraz daha sohbet ettikten sonra Hüsamettin gitti.

"Kızla muhallebi çocuğunun aralarını biz mi yapsak Naz'ım?"

Nazenin biraz düşündü, bu fikir aklından geçmemiş değildi. "Kızı tanımıyoruz ki keşke tanısak en azından arkadaş ortamında bir araya getirme şansımız olur."

"Doğru söylüyorsun."

"Bana kalırsa Hüsamettin bir şeyler yapacaktır. Vazgeçeceğini sanmıyorum. Sadece nasıl yaklaşacağını bilmiyor onu daha çok tanıdıkça yolu da bulacaktır. İzleyip göreceğiz." Gülümseyerek baktı sevdiğine. Özlemişti.

"Seni çok özledim çiçek kızım. Bir türlü tek kalamıyoruz farkında mısın?" Yakınmaya başlıyordu Halit. Kendisine göre çok da haklıydı, ne zaman Nazeninle görüşecek olsa ailecek cümbür cemaat gidiyorlardı. Yani güzeldi bu durumlar itirazı yoktu ama insan birazda sevdiğiyle baş başa kalmak istiyordu.

"Evet baş başa kalamadık. Hazırlıklardı derken görüşemedik, sonra aileler arası gidip gelmeler oldu, hamama gittik sonra çeyiz telaşı başladı."

Halit gözlerini kısarak Nazenin'e baktı. "Hamamda görücü çıkmış sana hiç anlatmıyorsun ?"

Nazenin hatırladıklarıyla gülmeye başladı. Yeliz'in kadının saçını tutması Aysel sultanın kadının üstüne atlaması o arada Gülistan annesinin diğer kadına girişmesi.

Halit kolları arasına aldığı sevdiğinin gülmesini gülerek izliyordu. Dayanamayıp boynuna bir öpücük kondurdu. Konuyu annesi anlatmıştı. Özellikle nişanlısına görücü olan kadının saçını nasıl yolduğunu da ballandıra ballandıra anlamıştı. Kavganın çözüm olmadığını sık sık tekrarlayan annesine bu sözleri hatırlatıp gülmüştü.

"Gülistan anne gibi sakin bir kadının nasıl oldu da kadının saçına yapıştığını hala anlamış değilim" aklına o anlar geldikçe hala gülmeye devam ediyordu.

"Gelinine görücü gelmiş napsaydı kadın sakin sakin mi konuşsaydı ?"

"Ben öyle beklerdim Gülistan anneden. Kadına saldıracağı aklımın ucundan geçmemişti."

Kollarının arasında sevdiğini biraz daha kendisine çekti. "Annem sakin, orta yolu bulmaya çalışan biri ama söz konusu sevdikleriyse sakinliğinden eser kalmıyor. Bakınız hamam."

"Beni orada sahiplenmesi hoşuma gitti aslında. Anneni seviyorum."

Halit duyduğu sözler sonrasında yaklaşıp öptü sevdiğinin dudaklarını. Yasladı alınlarını birbirine. "Annemde seni çok seviyor. Ama en çok ben seviyorum." Küçük bir çocuk gibi konuştu.

Yüzünü elleri arasına alıp öptü yanaklarından. "Yarın beraber vakit geçirelim güzelim" diyip o da öptü.

"Yarın annemle çarşıya çıkacağız, olmaz."

"Çeyiz işi mi "

"Sana bohça hazırlayacakmışız sonra çeyiz için yine bir şeyler bakarız."

Halit anlamayarak baktı. "Bohça mı ? Annem sana hazırlamıştı bana niye hazırlıyorsunuz ?"

"Gülistan anne bana bohça hazırladı diye sana hazırlıyoruz bizde."

"Bana bohça hazırlarken kendine de birkaç parça şey koy ve bohçanı alıp bana kaç nasıl fikir?" Muzipçe bakıyordu Halit. Geçen gün annesine 3 ay sonra düğünü yapalım dediğinde annesi "3 aya ne yetişecek" diyerek azarlamıştı kendisini. Kararı netti en fazla 3 ay sabrederdi.

Nazenin gülüp yanağını okşadı. "Çok sabırsızsın."

"Biz annelerimize kalırsak çok bekleriz bohçasıydı, çeyiziydi, kınasıydı derken bu gidişle düğün hayal olacak. Bunların hepsini hızlandırmamız gerek."

"Nasıl olacakmış o ?" Halit'in ne söyleyeceğini bekliyordu.

"Bugünden sonra hızlandırılmış düğün serüvenine geçiyoruz. Her şeyi olabildiğince hızlı yapıyoruz güzelim. "

"Büyütecek bir şey yok yaparız. Ev hakkında da bi ara konuşalım seninle." Sakince konuşuyordu Nazenin çünkü evde telaşlı bir annesi diğer tarafta annesinden geri kalmayan bir kayınvalidesi, sabırsız nişanlısı varken kendisi sakin olmak zorundaydı.

Halit gözlerini kaçırıp yutkundu. Evet bir de ev sorunları vardı. Onu da hemen halletmesi lazımdı hemen.

"Bence benim oturduğum evde oturabiliriz tabi sende istersen. Yeniden beraber eşyalarını alırız, düzenleriz. Evin sahibiylede konuşmalıyız."

Halit gerginliğini Nazenin'e belli etmemeye çalışarak konuştu. "Birlikte olduktan sonra nerede oturduğumuz çok mühim değil. Sen kafana takma hallederiz ev işini."

Nazenin kafasını sallayıp onayladı sevdiği adamı. Önlerinde onları bekleyen bir düğün serüveni vardı. Tatlı telaşları olan yoğun bir dönem bekliyordu ikisini de. Her şeyden önce güzel geçmesini diledi, diğer işleri bir şekilde yoluna koyalardı. Yeter ki sevdikleri yanında olsun bu serüven eğlenceli ve güzel geçsindi.

~~

Nazenin ve annesi Nalan Hanım sabah erken saatte kalkıp kahvaltılarını yapmışlar, iki dirhem bir çekirdek hazırlanmışlar ve dışarı çıkmışlardı. Nazenin bugün biraz daha iyi olan İpek'e dükkanı emanet etmişti. Bütün gün annesiyle olacaktı.

"Bak şimdi ben alacaklarımızı sıralıyorum. Ben unutursam sen hatırlat."

Gülerek annesine baktı. "Dinliyorum öğretmenim anlatın."

"Zevzek seni. Halit için iç çamaşırı, pijama, havlu, tıraş takımı, alt üst kıyafet alalım. Sonra çeyiz için bornoz takımı, yatak örtüsü takımı almamız gerek. Yarın da Gülistan Hanımla terziye gidip pike takımı yaptırıcam."

"Anne gördüğüm kadarıyla fazlaca çeyizim var. Daha fazlasına gerek yok." Annesinin geçen gün serdiği çeyizlere bakarken ne kadar çok olduğunu görmüştü nefes almadan çeyiz hazırlamıştı hala da hazırlıyordu bu sefer de kayınvalidesiyle.

"Kızım ben ne hazırladığımı bilirim daha eksikleri var o çeyizin. Hem bir genç kızın çeyizi dolu dolu olmalı göz kamaştırmalı."

"Peki Nalan Hanım siz nasıl isterseniz öyle olsun."

Kol kola girmiş yürürlerken Nalan Hanım kızının elini sıktı. "Bir tanecik kızım var bırak her şeyi istediğim gibi içimde uhte kalmadan yapayım."

Annesinin yanağından öptü Nazenin. "Haklısın annem. Yap kız Nalan Sultan dolu dolu hazırla çeyizlerimi." Keyifle baktı kızına Nalan Hanım. Ee o zaman kimse tutamazdı onu.

Erkek giyim mağazasına girip Nazenin kendi zevkine göre Halit'e keten pantolon ve gömlek aldı beğendiği kıyafetleri sevdiğinin üstünde hayal etmişti, çok yakışacaktı. Oradan sonra annesiyle tıraş makinesi aldılar. Halit'in vardı bu aldıklarını da evlenince kullanırdı.

Çeyiz satan bir dükkana girdiklerinde Nalan Hanım'ın gözleri parladı. Kenarları dantelli, oyalı havlular, kırmızı, mor, mürdüm renklerin üstünde incilerin, parlayan taşların yoğun olduğu yatak örtüleri, gelinlere özel gecelikler, taşlı terlikler daha neler neler.

"Nazenin şunların güzelliğine bak gelmişken alalım kızım." Hayran hayran bakıyordu.

Nazenin gülümseyerek annesine baktı, "alalım annem de çok şatafatlı olmasın." Bunların hepsi çok gösterişliydi kendisini yansıtmıyordu yine de en az gösterişli olanı alabilirdi.

Annesiyle ortak olarak beğendikleri mavi renk üstünde gümüş renginde işlemelerin yatak uçlarında dantellerin olduğu yatak örtüsü takımı, gelin ve damat için bornoz takımı, kendisi için gecelik, sabahlık takımı almışlardı. Annesini ancak bunları alarak durdurabilmişti Nazenin yoksa dükkanı toplayıp gideceklerdi.

Şimdi de Halit'e iç çamaşırı almak için başka bir dükkana girmişlerdi. İçeri girdiklerinden erkek iç çamaşırı bölümüne geçtiler.

"Seç bakalım gelin hanım" Nalan Hanım sırıtarak kızına bakıp önünde duran iç çamaşırlarını işaret etti.

"Anne alt tarafı bi iç çamaşırı, alalım kaç tane alacaksak." utanmanın verdiği gerginlikle hızlıca konuştu Nazenin.

Yanlarına genç bir kız gelip yardımcı olabileceğini söylemişti Nalan Hanım alacaklarını kıza sıralayıverdi.

Kız Nazenin'e dönüp "sanırım eşiniz için alacaksınız."

"Yok nişanlım için. Bohça işleri işte." Gergince gülümsemeye çalıştı.

Kız önlerine atlet, kilot baksır çıkarıp koydu. "Modellerimiz bunlar efendim."

Nazenin önündeki çamaşırlara baktı. Askılı beyaz atletle Halil'i düşünemiyordu. Yanına göbeğini kaşıya kaşıya geldiğini, istemsizce gülümsedi. Bu aralar iç dünyası çok karışıktı.

Askılı atlet, yarım kollu atlet, yüzücü atleti birkaç tane daha vardı. Seçtiklerinin renklerini bedenlerini söyledi çalışan kız paketleri önüne koydu.

Adamın nasıl alt iç çamaşırı giydiğini nerden bilecekti acaba ? Çalışan kızın önüne serdiği kiloda ve baksıra bakıp annesine döndü. Göz göze geldiği annesi kendisine hafifçe sırıtıyordu.

"Hangisini alcaz?" Bu saçma soruyu sorduğuna Nazenin de inanamıyordu, bunların hepsi utançtan.

"Hepsinden birer tane al istersen"

Çalışan kız elinde tuttuğu baksırı havaya kaldırıp "bedenini bilmiyorsunuz sanırsam bu olur mu ?" Dediğinde Nazenin utançtan biraz daha kızardı.

"Bilemedim ki şimdi" mırıldanarak baktı çamaşırlara.

Kızın gösterdiklerine bakıp göz kararı bedeni söyledi. Olursa ne ala olmazsa pekalaydı artık.

Aldıklarının ücretini ödeyip çıktılar. Nalan Hanım kızının yüzüne bakarak tuttuğu kahkahalarını bıraktı.

"Anne gülmesene" 

"Ay Nazenin, iç çamaşırlarına özelliklede alt iç çamaşırlarına bakarken ki halini görmen lazımdı. Renkten renge girdin, gerildin bi ara kaçacaksın sandım" deyip bir kez daha güldü.

"Hayatımda ilk kez erkek iç çamaşırı aldım olsun o kadar" diyip güldü annesine.

"Daha çok alacaksın. Evlenince kocan söyleyecek mesela "hatun iç çamaşırı alsana" diye o zaman ne yapacaksın?"

"Kendi alsın bi zahmet ben iç çamaşırımı ona mı aldırıyorum ?" gözlerini devirdi.

"Kendi iç çamaşırlarını sana aldırır da senin iç çamaşırlarını almak için senden önce yola düşer." Sırıtarak kızına bakıyordu Nalan Hanım. Biraz daha utandıracaktı.

Nazenin kocaman açtığı gözleriyle annesine bakıyor. İlk kez böyle konuşmalarına tanık oluyordu annesinin. "Yuh anne" Nalan Hanım omuz silkti.

"Aşk bazen kocana atlet don almaktır da annecim bunu unutma" demesiyle bir kahkaha daha attı. Nazenin annesinin haline bakıp gülmeye başladı. Bakalım daha neler bekliyordu kendisini ?

~~

Tanıştırayım Hüsamettinçiğimiz😍

Herkese Merhaba 😍 Kısa zamanda beni burada görünce eminim şaşırmışsınızdır😂 Uzun bölüm aralarının telafisini yapmaya çalışıyorum 🙊

Bölüm hakkında yorumlarınızı çok merak ediyorum gidişat nasıl gidiyor sizce ? Bizim anneler çeyiz işinde ne yapacaklar acaba ? Hüsamettin sevda kervanına katılıyor gibi bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz, Hüsamettin ve Fatma olacak mı ?

Bir konu hakkında da çok fazla soru geldi. Final ne zaman ? Finale kaç bölüm var ? Bu hikayeyi yazdığımdan beri benim gözlemlediğim, okunma oranları, oy vermeler, yorumlar git gide azalmaya başlıyor. Sanırım sıkılanlar ya da okumayı bırakanlar oldu veya ben bölüm aralarını uzun tuttuğum için bırakanlar oldu  saygı duyarım. Her zaman söylediğim gibi beni tanıyanlarda bilir, bir kişi okusa bile ben yine yazarım. Fakat burada demek istediğim hikayenin okunması oyların verilmesi olumlu ya da olumsuz geri dönüt yapılması hikayeyi yazmada daha çok kamçılar. Hemen bitirmek istemiyorum bende "Neredesin Sen'i" uzun uzun yazıp anlatmak istediğim, hayatlarına dokunmak istediğim çok şey var. Beni de anlamınızı bekliyorum. Açıkçası final konusunda kararsızım.

Diğer bölümde görüşmek üzere kendinize çok iyi bakın hepinizi seviyorum 🌸♥️

Continue Reading

You'll Also Like

733K 50.9K 59
-TAMAMLANDI- Mevlana derki aşk ateşi önce sevilene, oradan sevene düşermiş. Yani bir insan aşık olmuşsa, maşuk ışığını yaktığı için olmuştur. Eğer...
777K 46.7K 90
[11.09.2021 - 09.03.2022] Şüphe #zor 1.sırada (17.10.2021) #boşanma 1.sırada (28.10.2021) #yanlışanlama 1.sırada (03.11.2021) #spiritüel 1. sırada (...
551K 29K 28
#İlişkiler etiketinde 1 numarayız 🎊 Aldatıcı 'mutlu son' hikayelerine yeterince inanılmış, bu uğurda beş yıl heba edilmiş karşılığında parlak boynu...
604K 11.9K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...