Manyak Sevgilim

By masaldiyari

2.5M 94.2K 8K

♢İlk Hikâyem olduğu için, yazımım pek iyi sayılmaz. Bilginize!♢ "ABLAĞĞ!! VUR DEDİK ÖLDÜR DEMEDİK YAA!" diye... More

Manyak Sevgilim <3
1. Bölüm; lütfen gitme baba
2.Bölüm- Peki Ya Bu Kadın Kim??
3. BÖLÜM~Yine mi Yalnızım~
4. Bölüm; Pis sapık - Çikolata canavarı
5. Bölüm; Bu histe ne lan böyle ?
~KARAKTERLERİN ÖZELLİKLERİ~
6. Bölüm; Yok artık!
7. Bölüm; Bu ne rezillik!
8. Bölüm; Yaa ben böyle şansın..
9. Bölüm; Susman içindi ..
10. Bölüm; Seçimini yap..
11. Bölüm; Kötü Çocuk ..
12. Bölüm; Allah kahretsin..
13. Bölüm; Morluk..
14. Bölüm; Parti..
15. Bölüm; Çok özür dilerim ..
16. Bölüm; Oyun Bitti..
17. Bölüm; İtiraf..
18. Bölüm; İlk öpücük..
19. Bölüm; Sarhoş..
20. Bölüm; Tam bir rezillik..
21. Bölüm; Sürpriz..
22. Bölüm; Elektro Halay..
23. Bölüm; Gönlümün Eğlencesi..
24. Bölüm; Benimle misin ?
25. Bölüm; Anahtar..
26. Bölüm; Mavi göz..
27. Bölüm; Ne çektin bee Ceyhun!
28. Bölüm; Portakal..
29. Bölüm; Böbrek..
...
30. Bölüm; İzmir..
31. Bölüm; Git..
AÇIKLAMA
32. Bölüm; Kader..
33. Bölüm; I'M A PENCİLLLLL!!
34. Bölüm; Bar
35. Bölüm; Son
36. Bölüm; Yalanlar
Final Hakkında
37. Bölüm; Hayriye Sultan
38. Bölüm; Lanet Olası Hormonlar
39. Bölüm; Sarı Kız
40. Bölüm; Kumanda
41. Bölüm; Yanma hissi
42. Bölüm; FİNAL
Özel Bölüm 1: Kadınım.
KISA BİR KESİT
Özel Bölüm 2; Yetimhane

Son Özel Bölüm; Seni Seviyorum ❤

42.4K 1.7K 347
By masaldiyari

Son özel bölüm ile karşınızdayım. Artık manyak sevgilime veda edin. Manyak abime merhaba deyin adadsfs manyak abimi yazdım ama tanıtımını. Hatta yayımladımda. Linkini birazdan bölüm olarak paylaşıp atacağım. Bu arada multimedya Yağmur bebek. (çok dadluuu) Neyse bölüme geçelim.

Bölüm ithafı; @akcicekbeyza ve @bayan-usengec

İYİ OKUMALAR

-

-CEYHUN'UN AĞZINDAN-

"Babaaaaaaaa.. Baaaaa-baaaaaa.. BABAAAAAAAA.. BAAAAA-BAAAAAA.. BABAAAAAAAAĞĞ!!" kulağımı s*ktin bee Yağız!

"Hııııı ?" gibi bir ses çıkartarak bir gözümü açtım.

"Baba benim tisim deldi." oğlumun çevirmeni olarak bu görevi üstleniyorum. Çişi gelmiş arkadaşlar.

"Ya annene desene oğlum!" diye bağırdım. Bir pazarım var zaten uykum içine edecek illa. Gitsin anasına desin. Te Allahım yaa!

"Annem uyyo ten dötür." Bak hele bak bak bak! Anası uyuyormuş ben götürecekmişim. Ulan ben halay çekiyorum demi !! Lan asıl uyuyan benim. Burada hayvan gibi horluyorum ama küçük beyin anası uyuyor babası halay başı. Sabırrr!

"Bırak lan donuna kalkmayacam !!" sonuçta anası uyuyormuş görmez işte, işe yavrum işe!

"Olmas anne kısay. Sonya üsülüy. O saman bende ağlayım." Ne dedi lan bu ? Olmaz anam kızar sonra üzülür bende ağlarım dedi galiba. Ağağağağağ! Bu ne biçim konuşma tarzı bee! Allahım bu çocukta ki anne sevgisinden istiyorum. Ulan ben sana naptım da beni sevmedin nankör pislik!

"Tamam lan tamam." deyip iki gözümü birden açıp oflayarak ayağı kalktım. Paşayı kucaklayıp odamızda ki banyoya soktum. Ulan çocuk 3 yaşına bastı ama çişini ben yaptırıyorum. Of Offfff! Neymiş dışarı sıçratıyormuş, lambayı açmak için boyu yetişmiyormuş. Sabır Allahım sabır!

Klozetin kapağını açıp Yağız'ın eşofmanını ve süpermenli boxerını indirdim. Çocuk bana çekti tabi araya kaçmasın diye bu yaşta boxer giyiyor. Birde süpermen falan babası gibi uçacak vuhuuuuu.

"Hadi lan işesene." dedim onu iyice bacaklarından klozete dayayarak. Yaşına görede büyük şeyi var yani. Bu konuda da babasına çekti kerata. Ee anasına çekecek hali yokya. Neyse..

"Kattı baba." kaçtı mı ? KAÇTI MIIĞ ? KAÇTII ? KAÇTI HAA ? ULAAAAAAAN!!!

"Çabuk işe lan bak keserim o çükü ikinci kez sünnet olursun!! İşe lan hadisene!!" Banane işeyecek Allah Allah! Tatlı uykumun içine etti o kadar, işeyecek ulan!!

"Ketme baba ühühühü!" lan bu çocuk niye ağladı ki şimdi ? Kesmeyecektim ki. Doğru Kıvanç abi kesecek diye az mı yusuf yusuf oldum lan. Ne dedin sen Ceyhun! Dilini eşek arıları soksun bee!

"Yok yok paşa şaka yaptım ben sana tamam kaçtıysa kaçtı sonra yaparsın çişini. Hadi gel yatağımıza gidelim." deyip boxerını ve eşofmanını çektim. Banyonun kapısını açıp yatağa doğru koştu. Ortamıza geçip anasına sarıldı. Ben eşek başıyım zaten. Hayır kıskanmadım!

Yatağa girip onlara götümü döndüm. Tam tekrar tatlı uykuma dönecektim ki..

"Baba timdi dertekten deldi." AĞAĞAĞAĞAĞ! Allah'ım ne günah işledim ben yaa!

***

"Aşkım kahvaltı hazıııırr." karımın güzelim sesi ile uyanmak kadar güzel birşey yok bu hayatta. Sabahın köründe üzerime atlayan küçük canavardan bin kat daha iyi olduğu kesin.

"Aşkım hadi ama kalk." inadına kalkmıyordum. Öpücüğümü almadan asla kalkmam vallahi. Biranda yanağımda hissettiğim.baskı ile dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı. Sonra burnumda ve dudaklarımda hissettim dudaklarını. Aniden onu belinden kavrayıp yatağa yatırdım ve üzerine çıktım.

"Ceyhun kalk üzerimden Yağız mutfakta. Ya bizi böyle yakalarsa. Kalkkk!" omuzlarımı silkip anlından başlayarak yüzünün her noktasına öpücük kondurdum. Dudaklarına ulaştığımda alt dudağını, dudaklarım arasına alıp emdim. Derisine dişlerimi geçirdiğimde, acıdan ağzından hafif bir inleme kaçtı. Dudaklarını aralamasını fırsat bilip dilimi ağzının içine kaydırdım. Dillerimiz buluştuğunda dans edermişcesine hareketlendiler. Bir süre sonra dilini dudaklarımın arasına alıp emmeye başladım. (bu nasıl bir fantazidir amk ajskgf)

"Bak Ede abi babam annemin dilini yiyyoooo!"

"Hayvan işte ne olacak! Zehra bakma yavrum."

Duyduğum sesle hemen geri çekildim. Kapının önünde karısının gözlerini kapatan bir Ege ve baş belası oğlum Yağız dikiliyordu.

"Yatak odası lan burası. Ne bakıyonuz mahremimize. Ayıp ayıp." dedim kaşlarımı çatarak.

"Asıl sizin yaptığınız ayıp lan. Madem öyle şeyler yapacaksınız kapıyı kapatsanıza. Mesela bizi örnek alın. Kapımız uyurken bile kilitli. Ama tabi uyurken biranda Zehra'nın üstüne çıkıp-" Zehra dirseğini Ege'nin boşluğuna geçirirken, Ege'den 'höhğnk' gibi bir ses çıktı.

"Ede abi yendemin dözlerini attana." Yağız bile daha zeki. Kızın hâlâ gözü kapalı duruyor yani ama bizim mal farkında bile değil.

"Siz niye gelmiştiniz canım." diye sordu Mira, gözleri açılmış bir adet Zehra'ya. Zehra ise sıcak bir gülümseme takındı.

"Ya ben birşey açıklayacağım size ve bu yüzden hep beraber kahvaltı yapalım dedim. Hadi kalkın bize gidiyoruz." dedi. Ne açıklayacak ki ? Yoksa Ege ile boşanıyorlarmı ? Ee tabi dayanamadı çocuğa. Bu beyinsizle yaşayamam diyecek kesin.

"Yok yok geçin mutfağa bizde yapalım kahvaltıyı. O kadar hazırladım. Hadi." dedi Mira ve ikiside başını sallayıp mutfağa inmek için merdivenlere yöneldiler.

"Baba ben tonya intem atta. Yokta annemi yiyyosun." aman yesek biter anan zaten. Aşağı sonra inecekmiş miş. Bugün pazar oğlum. Babaannen öğlen gelecek seni alacak ve baban gece ananı ham yapacak. Nihahaha!

"Tamam paşam bekle burada beraber inelim aşağıya." dedim çocukla çocuk olmayarak.

"Babaannem altak mı beni ?" kaltak anladım çocuğa 'anama küfretme lan' diye dalacaktım. Bak çocuğum konuşma tarzın yüzünden ağzını yüzünü dağıtıyordum görüyor musun ? Hayır görmüyorsun. Her neyse.

"Evet alacak paşam." bu gece fanfinifinfon alttan üstten sağdan soldan oh oh. Ne diyorum lan ben ?

"İyi ki baban ile barıştın Ceyhun. Yoksa çocuk dedesi ile babaannesiyle uzak yaşayacaktı." evet haklıydı. Eğer geçmişin üzerine bir çizgi çekmeseydim pazar günleri fanfinifinfon olayı olmayacaktı. Artık olsa olsa çocuğu uyutup koltukta- tövbe. Tamam sustum. Ha ayrıca şirketin patronu olamayacaktımda. Zaten annem ve babamın arkamda oluşu bile iyi hissettiriyordu.

"Evet hayatım hadi aşağı inelim kurt gibi acıktım valla." deyip merdivenlere yöneldim.

"Anne bende atıktım." aman zaten sen herşeye sazan gibi atlamasan olmazdı.

"Gel bakalım paşa." dedim ona elimi uzatarak omuz silkip annesinin eline yapıştı. Ulan.. Neyse!

"Ben annemle ditcem attaya." aman anasıylan aşağı gitcekmiş miş. Banane lan! Çokta umrumda!!!!!

"Sen bilirsin." deyip hızla merdivenleri indim ve mutfağa girip masaya kuruldum. Mira ve Yağız'da ardımdan masaya oturdu. Mira her ikimizinde ortasına oturmuştu.

"Anne ben retel istiyyom." bok ye! Tövbe yaa!

"Tamam aşkım." aşkımmış. Benim ulan senin aşkın o sadece şımarık bir veletin teki. Tamam kabul biraz aşırı tatlı bir velet.

"Baba reteli usattana." omuzlarımı silkip gözünün içine bakarak dilimi çıkarttım.

"Anan versin!" dediğimde Ege ve Zehra gülmeye başladı. Mira ise bıyık altından sırıtıyordu.

"Çocuk ile çocuk olma hayatım." bok hayatın. Senin hayatın Yağız olmuş bee!

"O beni sevmiyorsa bende onu sevmem." dedim kaşlarımı çatarak.

"Tevme." hay senin ben! İnsan 'Baba ben seni çok seviyorum' der. Konuşma tarzı bozuk bir şekilde tabi. Ama bizim ki odun bee 'sevme' diyor birde. Kime çektiyse artık ?!.

"Sevmiycem. Gideceğim leyleklerden yeni bir çocuk alacağım. Onu seveceğim. Senide ananla başbaşa bırakacağım. Terkedeceğim sizi." dedim öfkeyle. Çok mu abartıyordum acaba ? Hayır alakası yok. Saçmalayan o. Benim gibi bir baba sevilmez mi ya ? Gitsin annesini sevsin anca. Zevksiz!

"Babaaaaaaaa.. Di-ditme!" biranda hıçkırıklara boğulması bir oldu. Gözyaşları yanaklarından süzülürken yerinden kalkıp kollarını belime doladı. Niye ağladı lan bu ? Yalan dedim yani. Hemen onu kucağıma oturttum. Hâlâ sımsıkı belime sarılıyordu. Bende kollarımı onun gibi beline doladım.

"Baba ditme. Batka totuk tevme." diye mırıldandı. Saçlarını okşadım ve anlına minik bir öpücük kondurdum.

"Şşştt! Tamam ağlama artık. Ben şaka yaptım sana. Benim senden başka oğlum olmayacak. Beni sevmesen, anneni sevsen bile ben sizden asla vazgeçmem." başını kaldırıp masmavi gözlerini, gözlerime dikti.

"Baba ben teni tok teviyorum." bende aç puhahaha. Neyse romantizmin içine etmeyeyim şimdi.

"Bende seni paşam." deyip masayı gösterdim. "Bu yemeklerin hepsi bitecek. Hadi bakalım git annenin yanına." tam onu kucağımdan indirecekken başını hızla iki yana salladı.

"Ben tenle yiceeem." dediğinde şok olmam bir oldu. Ulan bileydim başında bu yalanı derdim. Çocuk benide sevmeye başladı.

"Her neyse ben açıklamam gereken şeyi söyleyebilir miyim artık ?" dedi Zehra. Doğru lan bu bişey diyecekti.

"Açıklaaaa." diye anırdı Ege.

"Ben hamileyim." hönkk! Böyle aniden söylenir mi böyle birşey bee! Oha. Yuh. Çüş. Ben niye şok oluyorum ki.

"Bende kamil puhahaha!" diye haykırdı Ege. Ne alaka lan. Evet Ege'den amuda kalkıp dişlerini tahtaya falan sürtmesini falan beklerdim de bu tepkiyi beklemezdim.

"Pardon ?" dedi Mira. Ege kahkaha atmayı kesip teker teker hepimizin yüzüne baktı.

"Ben kamileyim dedi ya bende kamilim dedim. Espri yaptım yani. Anlamadınız mı ?" atın beni aşağı. Bu ne bee!

"Ege hamileyim dedi kız. HA-Mİ-LE. Yani çocuğunuz olacak geri zekalı." Ege biranda ağzına sokmak üzere olan çatalı elinden bıraktı ve öylece karşıya bakmaya başladı. Zehra'nın tüm çabalarına rağmen şoktan çıkamadı. Bende görevi üstlenip Yağız'ın kulağına eğildim.

"Paşam hadi bakalım Ege abinin kafasına bir tane geçir gel. Ama tüm gücünle geçir. Hani sana fortcu, pandikçi falan görürsen yumruklaman için bir vuruş tarzı öğretmiştim ya. Hah işte git ve onu uygula." sen benim oğlumsun lan kim tutar seni!

"Ama baba Ede abi fork yapmıyo ki. Pampikte yapmıyo." ya bu kadar ayrıntıya girme oğlum bee. Sen benim oğlumsun azıcık sazan ol.

"Olsun hadi git dediğimi yap. Eğer yaparsan bugün dondurma alacağım sana." ve Yağız yok olur. Dondurma delisi yav bu çocuk. Ege'nin kafası öne doğru savrulurken 'İşte benim oğlum' diye bağırıp Yağız'ın poposunu ısırmak istedim.

"Ha-ha-ha-ha-hami-mi-le misin ?" o nasıl bir kekeleme lan. Neyse sonuçta kendine gelebildi. Aferin benim oğluma.

"Baba oydu mu ? Oymadıysa biy tane daha yapayım ama o saman iki tane donduyma alıysın ona döre." çıkarcı pislik. Kime çekti bu böyle yaa.

"Aferin oğlum oldu oldu gel sen benim kucağıma." Yağız kucağıma oturduğunda Ege'nin bağırarak miley gibi poposunu salladığını farkettim. (kesinlikle hakaret yoktur.)

"Baba oluyorum!" bağırışları ile ev sarsılırken Yağızla ben, Ege'ye bakıp kahkahalar atıyorduk.

Ege kendine gelip masaya oturduğunda kulağını Zehra'nın karnına koyup dinlemeye başladı. Sanki ses gelecek Te Allah'ım yaa.

"Lan beyinsiz ne yapıyorsun." dememle Ege sinirle bakışlarını üzerime çekti ve kaşlarını çattı.

"Çocuğumun yanında öyle şeyler konuşma. Terbiyesini bozacaksın." dedi. Ulan sanki kendisi benimki daha büyük deyip Yağız'a şeyini- Neyse..

"Aman sanki duyacak." elini Zehra'nın karnına koyup okşadı.

"Yerin kulağı varsa çocuğumunda vardır. Duyaaar!" Ege sözünü tamamlar tamamlamaz Mira masadan kalktı ve ağzını tutarak tuvalete koştu.

"Bak beğendin mi yaptığını. Yaptığın espri kalitesini bir gör. Milleti kusturacak kadar boktan." hemen Yağız'ı kucağımdan indirip bende banyo'ya doğru ilerledim.

***

"Çilekli, Muzlu, Vanilyalı, Limonlu ve karamelli istiyor beyefendi." dedim dondurma satan adama. Annesinin rahatsız olmasına rağmen beni sık boğaz edip dondurma aldırtmıştı Yağız bey.

"Buyrun Efendim." adamın elinde ki kabı alıp arabama bindim ve eve doğru sürmeye başladım.

Kapının önüne geldiğimde anahtarımı takıp kapıyı açtım. Kapıyı açar açmaz karşımda Yağız belirdi. Ağlıyordu

"Baba kos annem biyanda öydü." ne diyor lan bu ?

"Nasıl yani ?"

"Biyanda yere düttü. Uyanmıyoo. Ühühühü." ağlamasını umursamadan koşarak salona girdim. Ama yoktu. Daha sonra mutfağa girdim ve kenarda kırılmış bir sürahi ve yerde öylece baygın yatan Mira'yı farkettim. Koşarak yanına gittim ve hızla onu kucaklayıp evden dışarı çıkarttım.

"Baba neyeye gidiyotun." dedi arkamdan Yağız. Biranda karşımda annemi görmemle bağırdım.

"Anne Yağız'ı içeri sok."

"Oğlum ne oldu ? Nereye ? Miraaaaa!" diye bağırdı.

"Anne dediğimi yap acelem var." hemen arabanın kapısını açıp Mira'yı arka koltuğa yatırdım. Bende şoför koltuğuna oturup arabayı çalıştırdım ve gazı kökleyip hastahaneye sürdüm.

***

"Doktor bey o iyi mi ? Nesi var ?" diye gurledim adama doğru. Neredeyse bir saattir tahlil sonuçlarını bekliyordum. Daha doğrusu bekliyorduk. Evde haber bekleyen bir sürü vardı resmen.

"Eşinizin durumu gayet iyi beyefendi. Tahlilleri temiz çıktı. Zaten bu dönemlerde böyle şeyler çok olur. Halsizlikten kaynaklanan birşey. Fazlasıyla yorulmuş olmalı. Bundan sonra daha dikkatli olsun. Kendini yormayıp beslenmesini sağlıklı bir şekilde yapsın." dedi doktor bey. Demek birşeyi yokmuş ohhhhh! Bu dönemlerde oluyor- Ha ? Ne dönemi lan ?

"Pardon ? Ne dönemi yaa. Regl dönemi falan mı ?" adam yüzüme bön bön bakarken bende ona sorarcasına baktım.

"Bilmiyor muydunuz ? Eşiniz hamile." zank zönk hank hönk. Kimden ? Nasıl. Doğru benden. Ama nasıl ? Ne ara soktum. Doğru ya her pazar yapıyorum. Tutturmuş muyum yani ? Sonunda maçı aldık mı yani ? Allaaaaaaaaaah 9 ay sonra kupayı kaldıracağım lağnnnnn !!

"Verin elinizi öpeyim doktor bey." deyip elini öpüp anlıma koydum. Kendimi tutamayıp adama sarıldım. Kemiklerini kırabilecek kadar sıkı sarmıştım onu. Ahtapot gibi. Ne yapalım mutluluğun yan etkileri.

"Neyse ben karımın yanına gideyim doktor bey. İyi günler." deyip hiçbir şey olmamış gibi geri çekildim. Mira'nın odasına balıklama dalarken hemşirelerin gözü üzerimdeydi.

"Ceyhun." diye mırıldandı.

"Hayatım." dedim.

"Bari burada hayvanlığını belli etme." dedi. Hemşireler gülerek dışarıya çıkarken bende yanına doğru ilerledim ve yatağının kenarına oturdum.

"Olacağını biliyordum. Sonunda başaracağımızı biliyordum." ellerini avuçlarımın içine aldığımda bana anlamsızca baktı.

"Neden bahsediyorsun ?" sorusu üzerine kaşlarımı çattım. Bilmiyor muydu yani ?

"Aşkım hamilesin ya hani-" kelimemi bölen Mira'nın gürleyişiydi.

"HA ?!" odunların en güzeli karıcığım benim oyyy.

"Birtanem hamilesin. Bir bebeğimiz olacak." başını hızla iki yana salladı.

"Şaka mı bu ? Şakaysa ne olur yapma." yüzünü avuçlarımın içine aldım ve gözünden damlayan yaşı sildim.

"Hayır hayatım. Gerçek." alt dudağını kanatırcasına ısırdı. Eminim şu an kendini çığlık atmamak için zor tutuyordu. Avuçlarımın arasında ki elini sıklaştırdı ve etimi parçalarcasına sıktı.

"Ce-Ceyhun.." kelimesini tamamlayamadan elini avuçlarımın arasından çekip sıkıca boynuma sarıldı. Bende belini sararak sarılışına karşılık verdim.

"Şükürler olsun." diye fısıldadı kulağıma ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Niye ağlıyor ki şimdi ?

"Niçin ağlıyorsun ?" diye sordum. Başını göğsüme gömüp mırıldandı.

"Mu-mutluluktan.." sözleri ile benimde gözlerim dolarken elim ile saçlarını okşadım. Bir insan nasıl bu kadar masum olabilirdi ki. İnsan sanki onun yanında tüm pisliklerinden arınıyordu. Artık Yağız'ın minik bir kardeşi olacaktı. İki küçük bela. İşte bu insanın neşesini dahada arttırıyordu.

*** (yaklaşık 9 ay sonra)

"Baba bana tu detiiiiiir." zıkkım iç. Off Offfff. Kalkamayacağım valla.

"İçme. Ölmezsin." dedim ve gözlerimi yumup tekrar uykuya dalmaya çalıştım. Evet sadece çalıştım.

"Baaaabbbbaaaaaaa.. Banaaaaaaa tuuuuuu detiiiiiiiiiir!!" bu nasıl bir sestir bee!

"Anırma lan eşek! Gidip kendin alsana." dedim. Tekrar o cırtlak sesini duydum.

"Ayamam ben tu. Ten detiiiiiir!!" yavv bağırma bee!

"Niye alamazmışsın küçük bey ?" açıkla bakalım.

"Ben daha tok tütüğüm." hı hı tabi. 3,5 yaşındasın bee!

"Lafa gelince ben adam oldum dersin ama icraata gelince sezen aksu moduna geçersin. Küçüğüm daha çok küçüğüm bu yüzden bütün korkularım..." şarkı bile söylettirdi çocuk bana bee!

"Yaaa baba bana tuuu detiiiiii-" sözünü kesen ben değil Mira oldu.

"Aaah! Ce-Ceyhun! Su-suyum geldiiii!" dedi inleyerek!

"Aha Yağız al iç işte su getirmiş annen." dedim. Uyku sersemi olduğum için ne denileni anlıyordum ne de ne dediğimi biliyordum.

"CEYHUN BEBEK GELİYOOOR! İÇME SUYU DEĞİL APTAL RAHİMDEN GELEN SU!" Mira'nın son ses bağırması ile yerimden sıçradım ve bu defa denileni anladım. Hasiktir!

"Anaaaaam! Mira du-dur ben arabayı hazırlayayım.. Yok ya da ilk seni indireyim.. Yok yok ilk Yağızı ortadan kaldıralım.. Ya da ambulansı falan mı arasam ?.. Yok onlarda yetişmez.. En iyisi ebe çağıralım evde doğur.. Olmadı ben doğurtayım-"

"Ceyhun sakiiin! Saçmalamayı kes. Git arabayı hazırla. Sonra gel beni al! Hadi.." hemen kapıyı çarpıp merdivenleri inerken, yeni farkettiğim şeyle geri yukarı çıktım. Anahtar.

Anahtarı alıp arabayı hazırladım. Mira'nın kolundan tutup zar zor aşağı indirdim ve arka koltuğa yatırdım. Yağızıda mecburen yanımıza alacaktık. Bu yüzden onuda ön koltuğa oturttum ve gazı kökleyip hastahaneye sürdüm.

***

Şu an herkes Yağmur'u görmek için can atıyordu. Bebek ağlama sesi yaklaşık on dakika önce duyulmuştu ve hepimiz heyecanla kızımı bekliyorduk. Zehra ve Ege hariç herkes buradaydı. Onlar neden mi yoktu ? Çünkü Zehra doğum yapalı bir hafta oldu. Onlarında kızları olmuştu ve adını Nur koymuşlardı. Mira'nın odasıda hazırlanmıştı. Geriye bir tek anne kız kalmıştı.

Biranda kapı açıldı ve içeriden hemşire kucağında, örtüye sarılı bir bebek ile çıktı. Hepimiz hemşirenin başına toplandık. Beyaz çarşafın içinde yanakları balon gibi tombik olan bir kız uyuyordu. Bu benim kızımdı. Yağmurumdu. Onu yıkayıp pembe zıbınlarını giydirmişlerdi. Hemşire aniden onu bana doğru uzatıp kucağıma verdi Allah'ım bu ne kadarda tatlıydı böyle.

***

"Çok tombik aşkım bu yaa. Maşallah." dedi Mira. Odaya geçmişti ve nihayet herkes gitmişti. Bir Yağız kalmıştı. Uzanıp küçük meleğimin kokusunu içime çektim.

"Babaaaaaaaa! Tıstanıyorum amaaaaa!" noldu lan bu çocuğa ? Anneciydi bu.

"Aman da aman. Tamam paşam ellemiyorum." deyip bebekten azıcık uzaklaştım. Ee onun içinde zor bir dönem olmalıydı. Sonuçta sevgisi yarıya bölünüyordu. Bu yüzden tepkilerini anlayışla karşılayacaktım. Karşılıyacaktık.

"Yeterince emdi demi Ceyhun?" Mira'nın sorusu ile piç bir şekilde gülümsedim.

"Maşallah resmen sömürdü. Tabi benim gibi o göğüslerde sömürge devlet kuramazda neyse." karnıma yediğim darbe ile iki büklüm oldum.

"Terbiyesizleşme. Çocuk var burada. Hemde iki tane. Edebini takın." anneler ve çocuklarına iyi örnek olma çabaları.

"Tamam aşkım sakin ol. Sadece şakaydı." deyip burnundan öptüm.

"Beni öpmeyin saten!" ufak bir kahkaha atıp Yağız'ı kucakladım. Yanaklarına hiç durmadan öpücükler kondururken, Mira'da yanımda olduğu için uzanıp oda öpmeye başladı.

"Heyyy! Bir selfie'ye ne dersiniz ?" sorumu Mira başı ile onayladı. Yağız selfie ne bilmiyor zaten. Kesin selpak havlu falan sanıyordur garibim.

Cebimden iphone 5s gold'umu çıkartıp (hava atma Ceyhun ayıp ediyon ajakskd) ön kamerayı açtım ve telefonu havaya kaldırıp, Yağız'ı kucağıma oturttum. Yağmur'da annesinin kucağında melekler gibi uyuyordu. Çekme tuşuna bastığımda, galeriye girip fotoğrafa baktım. Dördümüzde çok güzel çıkmıştık. İşte ben buna yüz yılın selfie'si derim.

***

Ertesi gün Mira taburcu olmuştu ve şu an evimizdeydik. Yağız'ı ve Yağmur'u uyutmuş film izliyorduk. Fakat dün geceden beri aklıma tek bir soru takılmıştı.

"Mira birşey diyeceğim ben." dedim. Kaşlarını kaldırıp yüzüme baktı. Büyük bir tedirginlik ile sorumu sordum.

"Şimdi Yağız ve Yağmur öz kardeş değiller ya hani. Ya büyüyünce aşk falan yaşarlarsa ?" Mira'nın şen kahkahası evi doldururken şaşkınca ona baktım.

"Ahh benim paranoyak kocam. Aklını bunlarla yorma. Kaderde ne varsa onu yaşayacağız. Kafana saçma sapan sorular takma." dedi sırıtarak. Haklıydı. Yani umarım öyle birşey olmazdı. Yoksa ikisinide kulaklarından tavana asardım. Tabi büyüyünce. Zaten aşık olurlarsa büyüyünce olurlar.. Off neyse ışte!

"Haklısın manyak karım beniiiiim." dedim ondan alıntı yaparak. Gülümseyerek başını dizime yasladı ve gözlerini kapatıp fısıldadı.

"Seni seviyorum paranoyak kocacığım."

Ellerimi saçlarının arasında gezdirirken bende mırıldandım.

"Bende seni seviyorum manyak karıcığım."

İkimizinde yüzünden tebessum hiç eksik olmazken gözlerimize aşk ile baktık. İşte şu an evli, mutlu, iki çocukluyduk. Ha birde ilk günkü gibi deliler gibi aşık. Birbirimize sonsuz bir sevgi ile bağlıydık ve bu sevgi gün geçtikçe dahada artıyordu. Gün geçtikçe aşkımız daha çok büyüyordu ve beraberken hep huzurluyduk. Evet tabiki arasıra tatsızlıklar olacaktı ama biz yine sonunda sımsıkı sarılıp tüm zorluklara göğüs gerecektik.

Biz birer aşıktık, aynı zamanda karı ve koca. Hah birde anne ve baba. Unutmadan ayrıca iki birer manyak. Birbirine akıl almaz derecede aşık iki tatlı manyak.

-

Ehehehe nasıldı ama ? Her zaman ki gibi mikemmel değil miii ajakskd biliyorum, biliyorum iltifatlara gerek yok :D

Ayrıca geçen bölüm gelen vote sayısı tam bir hayal kırıklığıydı yani. Lütfen her okuyan vote verebilir mi ? Yorum atarsanızda çok sevinirim yani. Hadi bakın tatilden zar zor zaman bulup bölüm yazdım, voteleyin ve iki kelimede olsa yorum yapın (uzunda olsa fena olmaz haniii ajskdkd)

Bu zamana kadar yanımda oldugunuz için sizlere sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Hepiniz aşksınız ❤

Neyse ben kaçar hepinizi öptümmmm :* :* Sizi çoook seviyorummmm ❤ ❤ ❤

Continue Reading

You'll Also Like

440K 24.8K 47
Siz: Selamünaleyküm beyefendi Hayırlı Doktor Kısmet: Aleykümselam, kimsiniz? Siz: Teravihte annenizin numaranızı verip, doktor oğlum diye övdüğü kişi...
527K 16.7K 49
Arya küçüklüğünden beri Kıvanç'a umutsuzca aşık ve onu kendisine aşık etmek için elinden geleni yapıyor bütün girişimleri başarısızlıkla sonuçlanırke...
130K 5.2K 36
|Yarışma 4.sü|Kızıl saçlı bir prenses;Isabella.Annesi ve babasını düşman ülkenin askerleri öldürüyor.Isabella'yı da kaçırıyorlar.Tam öldürülecekken p...