NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)

By selin-visne

1.8M 105K 38.6K

Kiraz Mahallesinin yaralı abisi Halit ve masum kızımız Nazenin'in hikayesi... Başlama Tarihi : 2017 More

TANITIM
TANITIM II
TANITIM III
1. Yeni Bir Hayat
2. Göğe Bakma Durağı
3. Çiçek Kız
4.Muhallebi Çocuğu!
5. Dedikodu
6.Pamuk Şeker
7. Umutları Elinde Kalır
8. İmtihan Bu Ya..
9. Biçare
10. Bak Aşk Diyorum
11. Uzaktan Sevmek
12. Çıkmaz Sokak
13. Çok Eskiden Karşılaşacaktık
14.Kendini Bulmak Senin Elinde
15. Hüzün Sessizliğin Olmuş
16. Rüzgarım Olan Adam
17. Seni Zamana Bıraktım
18. Sensiz Olmaz
19. Senden Öğrendim
20. Bu Şehirde Sen Varsın
21. Mavi Hareler
22. Bitmesin
23. İlkler
24. Bir Çıra Meselesi
25. Bir Sen, Bir Ben, Bir De Bebek
26. Küçük Osman (Osman&Yeliz)
27. Kaynanam Baldan Tatlı!
28. Naz Evi !
29. Beklenmeyen Misafir
30. Dönüm Noktası
31. Meftun Bir Adam
32. Anne Kız
33. Ay Şahit
34. Meydanlar Bizim!
35. İstemeyle Topyekün Mücadele
37. Sevda Kervanı
38. Anılar
39. Bir Pazar Kahvaltısı
40. Bir Olmak -1-
41. Bir Olmak -2-
42. Hazırlıklar Başlasın
43. Son Dokunuşlar
44.Kınayı Getir Aney!
45. Hayat
46.Bir Şarkısın Sen
47. Oy Oy Güzelim
48.Sevince
49.
50.
Minicik Bir Duyuru
51. Hızla Geçen Günler
52. Bölüm (Final)

36. O Kurnadan Bu Kurnaya !

21.7K 1.4K 574
By selin-visne

İyi Okumalar. Bölümü @melankolikkx ithaf ediyorum 🌸

~~
İstemeden Birkaç Gün Önce      

Nazenin kolundaki saatine bakıp gözlerini yola çevirdi. Annesinin yolculuk yaptığı otobüsü gelmek üzereydi. Yanında duran sevdiği elini tutup öptü. Bir hafta önce Halit'in annesi kendi annesini arayıp "Nalan Hanım hayırlı bir iş için size gelmek istiyoruz" demesiyle isteme merasimi yavaştan başlamıştı. Neyseki annesiyle daha önceden bu konuyla ilgili konuşmuşlardı bu yüzden Nalan Hanım'ın beklediği bir olaydı. Okulların tatil olmasını bekliyordu annesi gelmek için. Okullar kapanır kapanmaz da annesi otobüse atladığı gibi Kiraz Mahallesine geliyordu.

"Naz'ım ben çok heyecanlıyım" Nazenin gülerek elini Halit'in yanağına koydu.

"Normalde bu tür durumlarda bende heyecan olması gerekiyor damat sakin olur. Bizde tam tersi gibi."

Sevdiğinin yanağına gelen saçını yavaşça kulağının arkasına sıkıştırdı. "İsteme durumu açığa çıktığından beri çok heyecanlıyım. Evliliğimize ilk adımı atıyoruz"

"Yavaş yavaş evlilik yolundayız canım" diyip yanağından öptü.

"İsteme, nişan, çeyiz, ev yerleştirmesi, kına gecesi ohoooo düğüne kadar bir sürü evre var ya."

"Bu işler öyle kolay değil Halit Bey."

"Güzelim isteme öncesinden böyle heyecanlıysam düğüne kadar kalbim dayanmaz bence hemen nikah masasına oturalım. Sonra bu evreleri tek tek yavaş yavaş yaşarız. Ne dersin ? " çapkınca göz kırpıp baktı Nazenin'e.

Nazenin kendini tutamayarak kahkasını ortaya koyuverdi. Müstakbel sözlüsü yine çok pratikti. Hiçbir zaman işin gidişatıyla ilgilenmediğini neticeye odaklı olduğunu bir kez daha göstermişti.

"Ailelerimize de, sizi strese sokmamak için böyle bir güzellik yaptık deriz artık "

"Çok mantıklı çiçeğim."

"Şimdi bu güzel rüyadan uyanıp gerçeğe dönebilirsin canım. Önümüzde upuzun bir serüven var."

Halit saçlarını eliyle düzeltip Nazenin'in beline kolunu dolayıp yanına biraz daha çekti. "Ben anlamam uzun serüven felan en fazla 3 ay içinde nikah masasında "evet" demek istiyorum."

"Ne üç ayı canım haftaya oturalım nikah masasına."

"Valla de " Halit Nazenin'in kendisiyle dalga geçtiğini anlamayıp galeyana gelerek heyecanla sordu.

Nazenin gülüp sevdiğinin yanağını sıktı. Halit somurtarak baktı. "Duygularımla oynuyorsun."

"Duygularını severim senin."

Gara giren otobüsle, yolcuların ineceği yere yürüdüler. Nazenin otobüsten inen annesini görünce koşup sarıldı.

"Annem hoşgeldin" sımsıkı sarılıp öptü yamaklarından.

"Hoşbuldum güzel kızım, canım" Nalan Hanım geri çekilip kızına baktı. Günden güne güzelleşiyordu yahu kızı. Gözlerinin içi gülüyordu. Kızının yanında duran Halit'e döndü.

"Hoşgeldiniz Nalan Anne" diyip elini öptü Halit. Ardından bir an duraksayıp sarıldı Halit'te. Nalan hanım anneliğin vermiş olduğu sevecenlikle sarıldı yakında damadı olacak delikanlıya.

"Hoşbuldum oğlum"

Nazenin annesinin elini tutup bagaj tarafına geçerken Halit muavinin yanına gidip hemen valizi eline almıştı. Arabanın olduğu tarafa doğru geçtiler. 15 dakika süren bir yoldan sonra Nazenin'in evinin önünde durdu araba.

Bagajdan valizi çıkarıp apartmandan içeriye girdiler. Evin kapısının önünde durduklarında Nazenin ve Nalan Hanım içeriye girdi. Halitte valizi eline alarak portmantonun önüne koydu.

"Annecim acıkmışsındır sen kahvaltı hazır geçelim mutfağa."

"Nalan anne, Nazenin ben gideyim artık" dedi Halit. Birbirlerini ne zamandır görmeyen anne kızın konuşacak şeyleri vardır, ilk günlerini yalnız geçirmek isterler diye düşünüyordu.

"Oğlum kahvaltı yapalım öyle gidersin."

"Birlikte yapacağımız daha çok kahvaltılar var Nalan anne. Siz bugünlük anne kız baş başa yapın. Hem yoldan geldiniz dinlenin. Sonra zaten isteseniz de yalnız bırakmam sizi." Diyerek hem kendisi hemde anne kızı güldürdü Halit.

"Peki madem. Annenlere çok selam söyle. Akşama doğru arayacağım anneni." Halit tekrar Nalan annesinin elini öpüp kapıya doğru sevdiğiyle ilerledi.

"Ne kadar da kayınvalidesinin gözüne girmeye çalışan bir damat" dalga geçiyordu sevdiğiyle Nazenin. Göze girmek için değil içinden geldiği için yaptığının farkındaydı tabi ki.

Halit de sevdiğinin söylediklerini bozuntuya vermeden "kaleyi içten feth ediyorum çiçek kızım."

Nazenin parmak uçlarında yükselip yanağını öptü sevdiği adamın.

"Annenle hasret giderin biraz" diyip öptü sevdiğinin çenesinden.

Nazenin Halit'i yolcu ettikten sonra mutfağa geçip annesiyle kendisine çay doldurdu. Nalan hanım üstünü değiştirmiş, elini yüzünü yıkamış biraz da olsa kendisine gelmişti.

Birbirilerinden ayrı geçen zamanda ne yaptıklarını anlatırken bir yandan da kahvaltılarını yapıyordu anne kız. Konuşma eşliğinde biten kahvaltılarının sonunda Nazenin Türk kahvesi yapıp içeriye annesinin yanına geçti.

"Gülistan Hanım aradı" kahveyi sehpaya koyup oturdu annesinin yanına. Meraklı gözlerle baktı.

"Hoşbeş ettikten sonra 2 gün sonraya müsaitsek hayırlı bir iş için gelmek istediklerini söyledi." Kahvesinden bir yudum içip kızına baktı.

"Sen ne dedin?"

Nalan Hanım ciddi bir tavırla "gelmeyin bende size verecek kız yok diyip kapattım telefonu" dedi.

"Ha iyi demişsin" Nazenin cümleyi idrak etmeye başlayınca "Ne" diyerek bağırdı.

Nalan Hanım gülerek kızına baktı. "Kesin kanaat getirdim sen Leyla olmuşsun. Nasıl tutuştun ama."

"Ya anne" nazlanarak gözlerini annesine dikti Nazenin.

"Müsaitiz, buyrun gelin dedim. Gelin Hanım."

Nazenin annesine yanaşarak boynuna sarıldı. "Daha gelin değilim ki"

"Gelinsin. Gör bak isteme olup bitsin düğüne kadar olan süre o kadar hızlı geçecek ki anlamayacaksın bile. Bir anda nikah masasında bulacaksın kendini."

"Güzel geçsin de gerisi önemli değil annem."

Nemlenen gözleriyle omzuna kafasını koymuş kızına eğdi başını. "Of Naz ben nasıl vericem seni ? Gözümde hala küçücüksün."

Gözyaşı burnunun ucunda hazır bekleyen Nazenin için annesinin nemlenen gözleri konuşurken titreyen sesi yeterli olmuştu gözyaşlarının göz pınarlarına dolmasına.

"Evlenmemi istiyor musun anne" başını kaldırıp baktı annesine. Bu soru gerçekten önemliydi kendisi için. Bu sorunun altında bir soru daha vardı. "Halitle evlenmemi istiyor musun?" Annesinin fikirleri kendisi için çok kıymetliydi. Annesinin gönlünün olmadığı, içine sinmediği bir şey yapmak istemiyordu. Çünkü biliyordu ki anne hisleri hiçbir zaman yanılmazdı ve anne istemezse mutluluğun olacağını sanmıyordu.

"Her ne kadar gözümde hala benim küçük kızım olsan da sevdiğin adamla mutlu bir yuva kurmanı canı gönülden istiyorum. Bu hayatta bazı fırsatlar ya da şanslar insanın eline bir kez gelir. Sende kalbini çarptıran, yüzünü güldüren, seni anlayan seven birisini bulmuşken bunu kaybetmeni istemem."

Kızının saçlarını okşayarak devam etti. "Biz sana mutlu bir yuva veremedik. Gençlik döneminin ilk zamanlarında parçalanmış bir ailenin ortasındaydın. "

Nazenin başını annesinin omzundan kaldırıp göz göze geldi. Annesinin elini alıp öptü defalarca. Bu durumdan kendisini sorumlu hissetmesini istemezdi.

"Anne sen o durumdan etkilenmemem için elinden gelen her şeyi yaptın. Lütfen bu konuda için rahat olsun."

"Yine de daha mutlu bir yuva verebilirdik sana. Çünkü sen ne verilirse onunla yetinen bir gün olsun sızlanmayan daha fazlasını istemeyen birisin. Bir yanın eksik olduğu halde bunu bana bile belli etmemeye çalışan Nazeninsin."

Annesinin sözlerine burukça gülümsedi Nazenin. İsteme mevzusu açığa çıktığından beri içinde bir yerlerde kendisini kaygılandıran düşünceyi unutmak istiyordu. Sanırım annesiyle konuşmasının sonunda istemediği düşüncenin tam ortasında bulacaktı kendini.

"Babanı özlüyorsun değil mi ? "

Nazenin dolan gözlerini havaya kaldırıp başını usulca salladı. Ne yaşarlarsa yaşasın, yine de babasını özlüyordu. Büyüdü diye babasına ihtiyacı olmayacak anlamına da gelmiyordu.

"İsteme söz konusu olduğundan beri de içini yiyip bitiren, o günde babanın yanında olmayacak olması dimi ?"

Konuşacak sözü yoktu, tekrar başını salladı. Gözyaşlarını elinin tersiyle sildi.

Nalan Hanım kızının ellerini tutup öptü. "Annecim eğer istersen babanı çağırabilirsin. İnan bana benim için bir şey ifade etmeyen adamın burada olmasından rahatsız bile olmam. Benim için önemli olan senin mutluluğun Nazenin. "

"Aradım anne " Nazenin babasını dün akşam aramıştı. Babasının yanağına attığı tokatı söylediklerini hiçe sayıp aramıştı. Tanımadığı birisiyle bile babasıyla konuştuklarından daha samimi konuşurlardı bunu anlamıştı.

"Ne dedi ?"

"Zorunlu olarak sorduğu hal hatıra cevap verdikten sonra istememin olacağını söyledim. Birkaç dakika konuşmadı ardından Halit mi diye sordu bende evet dedim. Eğer isterse kapımın açık olduğunu söyledim. Sadece mutluluklar diledi."

Nalan hanım kızını göğsüne yatırıp okşadı saçlarını, öptü. Gözünden akan her yaşa kahroluyordu. Sessizce ağlayan kızına engel olmadı. Tek bir kelime etmedi.

"Kalbi güzel kızım benim. Telefon etmek zorunda bile değildin sen bunu yaparak yüce gönüllülüğünü ortaya koydun."

"İçim rahat şuan, ileri de keşke arasaydım demek istemiyorum. Gelmeyeceğini de biliyorum."

Kızının gözyaşlarını yavaşça sildi. "Bu saatten sonra kına gecene kadar ağlamayı yasaklıyorum sana haberin olsun."

Annesinin sözlerine güldü Nazenin. "Kına gecesinde ağlayacaz yani."

"Millete ayıp olmasın diye yalandan ağlarız artık. Yoksa ben altın gibi kız verdiğim için sen ise sevdiğine kavuştuğun için ağlanmaz ama maksat adet yerini bulsun" anne kız gülüştüler.

"Seni çok seviyorum anne" diyerek sarıldı annesine Nazenin. Canı, yoldaşı, en yakın dostu, huzuruydu annesi.

"Bende seni çok seviyorum bebeğim" mis kokusunu koklayıp öptü kızının. Biraz böyle durdular.

"Çok işimiz var Nazenin. Önce evi dip bucak temizleyelim ardından çarşıya çıkalım eksik gedik ne varsa alalım."

Annesinin bir anda değişen duygu haline bakıp kafasını salladı Nazenin. Hoşgelmişti telaşlı Nalan sultan.

"İki günde hepsini halletmemiz lazım inşallah yetişir. Sana da kıyafet bakalım isteme için. Ay kızım kalksana yerinden oturuyorsun hala! " gözlerini kocaman açıp baktı. Kızını hem bu duygusal ruh halinden çekip almak hemde isteme için hazırlık yapmak zorundaydı.

"Annecim hepsini yetiştiririz."

Annesinin kendi kendine konuşmasına kıkırdadı Nazenin. 2 gün boyunca da devam edecekti bu telaşlar kendi kendine konuşmalar. Tatlı heyecanlar başlıyordu. Bakalım istemesi nasıl olacaktı ?

~~

Kahvaltı masasının kenarında keyif çaylarını yudumluyordu anne kız. İsteme merasimi hem duygusal hem de fiziksel olarak yormuştu ikisini de. Tatlı bir yorgunluk kalmıştı geriye bol duygu yüklü.

Nalan Hanım kızının elini tutup okşadı. Gülerek "nasıl gidiyor nişanlılık" dedi.

Nazenin annesinin elini öpüp yanağına yasladı. "Aslında bir şey değişmedi. Sağ elimize takılan alyanslar oldu farkı. Bir de daha gerçek gibi anne yaşadığımız."

Nalan Hanım anlamak istercesine kaşlarını çatıp baktı.

"İstemeden önce sanki Halitle yaşadıklarımız hayal gibi. İki küçük çocuğun odasına kapanıp evcilik oynaması gibi. İşin içine aileler girince özellikle büyükler girdiğinde gerçekliğinin farkına varıyor insan. Ciddi bir yolda olduğunu o zaman anlıyor."

"Peki bu durum nasıl sence ? " merakla sordu Nalan Hanım.

"Çok güzel anne. Aile olacağımızı tam anlamıyla hissetmeye başladım artık. Önceden aile olmak istiyorduk ama şuan aile olmaya başlıyoruz. İstemekte çok güzel ama istediklerinin gerçekleşmeye başladığı yolda yürümek daha güzel."

"Hele ki bu yolda yürürken yanında sevdiklerin varsa."

Kalkıp annesinin boynuna sarıldı Nazenin. "İşte o zaman gittiğin yol çok daha güzel olur."

Çalan zille annesinin boynundaki kollarını çözüp birbirlerine baktılar. "Birini mi bekliyorduk" annesi kafasını olumsuzca salladı,
kapıya ilerledi.

"Hoşgeldin sarı şeker"

"Günaydın şekerim" Yeliz içeriye cıvıldayarak girdi. Nazenin'i yanaklarından öpüp mutfağa geçti.

"Günaydın Nalan teyzem afiyet olsun" şen şakrak haliyle bir de Nalan Hanımı öpüp oturdu.

"Günaydın Yelizcim hoşgeldin."

"Nalan teyzem biz hazırız senden "çıkalım" komutunu bekliyoruz" masadaki zeytini ağzına atıp anne kıza baktı.

"Kahvaltımızı yaptık buraları toplayıp üstümüzü giydikten sonra hazırız canım."

"Hadi bende yardım edeyim buraları toplayalım." Yeliz kahvaltılıkların kapağını kapatmaya başladı.

Nazenin bir annesine bir Yeliz'e bakıyordu. "Hanımlar bana da söyleyecek misiniz nereye çıkıyoruz."

"Annecim dün Aysel hanımla Gülistan hanımla konuştuk hamama gidelim dediler bende kabul ettim. Hepimiz toplanıp hamama gidiyoruz."

"Hamam mı ? Hamam da nerden çıktı" anlamsızca bakıyordu Nazenin.

"Gelin hamamı canikom" Yeliz kahkaha attı.

"Benim bildiğim gelin hamamı düğüne sayılı günler kala yapılır. Bu biraz erken oldu sanki."

Nalan Hanım bulaşıkları makineye koyarken konuştu. "Ay Nazenin hazırlıklardı istemeydi derken yorulduk hepimize hamam iyi gelir."

"Kuşum o dediğin düğüne sayılı günler kala gelin hamamını yine yaparız. Şimdi bunu yapmamız lazım. Tamam elin yüzün düzgün maşallah. Ama kaynanan vücudunu incelesin baksın kusur var mı ele geliyon mu? Birde kaynana kesesi atsın sana" Yeliz hınzırca gülerek anlattı.

Nalan Hanım Yeliz'in anlattıklarıyla gülmeye başladı. Yeliz tam anlamıyla anasına bak kızını alın canlı örneğiydi. Aysel sultan gibi kıpır kıpır sözü dilindeydi. Çok da tatlı dilliydi.

Nazenin elindeki minik havluyu Yeliz'in omzuna vurdu. "Farz et ki kusur var."

"Sende kusur varsa hazır hamama gitmişken bakıveririz ordan bir hatun daha."

Yeliz söylediklerinden sonra gülerek evin içinde kaçmaya Nazeninse kovalamaya başladı. Yeliz hala bir şeyler söylüyordu.

"Gelin hamamının yararı işte Nazenincim kusur varsa bırak kusuru olmayanı al. Boşuna götürmüyoruz seni."

Nalan Hanım kızlara bakıp kıkırdadı. "Bana bakın 15 dakikaya çıkıyoruz hazır olun."

15 dakikaya hepsi hazır vaziyette apartmanın önüne çıkmışlardı. Ahsenle Yılmaz apartmandan çıkıp yanlarına gelirken Duygu da arabasını apartmanın önüne çekti. Arabadan Aysel sultan, Gülistan Hanım, Semra Hanım, Duygunun annesi Zenan Hanım ve İpek'le Meltem indi.

Arabadan inenlere bakanların aklındaki tek soru bu kadar kişi bu arabaya nasıl sığmıştı? Muhtemelen alt alta üst üste gelmişlerdi.

Yılmaz annesi ve tayfasına döndü. "Altın kızlar bir hamama el atmadığınız kalmıştı çok şükür bugün bunu da gerçekleştiriyorsunuz. Tebrikler"

"Ayol hazır hepimiz bir aradayız azıcık eğlenelim" Aysel sultan keyifle konuştu.

"O zaman size iyi eğlenceler gelin hamamı ekibi, hamamı yıkmadan gelin olur mu" gülerek söylendi. Karısını öpüp oğlunu kucağına aldı. Bugün baba oğul birlikte takılacaklardı.

Duygu'nun arabasına Nalan Hanım, Gülistan Hanım, Semra Hanım ve Zenan Hanım binerken Ahsen'in kullandığı arabaya Aysel sultanla birlikte Nazenin, İpek, Meltem ve Yeliz geçmişti. Hamam ekibi hazırdı. Kısa bir yolculuktan sonra hamam yerinin önünde durdular.

Yılmaz'ın deyimiyle altın kızlar kol kola girmiş  önden önden giderken genç kızlarımızda çantalarını alıyorlardı. Nazenin Ahsen'e eliyle telefonu gösterip siz gidin dedi. Herkes içeri girince telefonunun ekranından Halit'in ismine dokunup aradı.

"24 yaşında Nazenin Hanım kimlere aldanmış"
Sevdiğinin Türk sinemasından esinlenip söylediği şarkıyı duyunca kıkırdadı.

"Bende hamam için sana haber vereyim dedim ama senin zaten haberin varmış."

"Annem dün  "gelinimle yarın hamama" gidiyorum diye söyleyince haberim oldu güzelim. "

"Benimde sabah son dakika haberim oldu." Nazenin aklına gelen cümleyi hemen sıraladı. "Gelin hamamı vücudumda kusur var mı yok mu diye bakmak için sanırım" diye ortaya sözünü attı. Merakla gelecek cevabı bekliyordu.

"Vücudunda kusur var mı yok mu diye bakacaklarsa orada onların değil benim olmam gerekir Naz'ım. Sonuçta..." Halit muzipçe söylediği cümlenin devamını getiremeden Nazenin cümlesini kesti.

"Halit" gülmesini bastırıp uyarırcasına konuştu.

"Doğru bence söylediğim. İstersen gelip bakayım ne dersin ?" Muzipçe konuşmasına devam eden nişanlısına gülmemek için kendini tutuyordu Nazenin.

"Diyelim ki vücudumda kusur var ne olacak ?"

Halit derin bir nefes aldı. "Ben sana kalp gözümle bakmışım vücudundaki olan kusuru görür müyüm sence ? Kalbinden öptüm seni orası en kusursuz yer, vücudundaki kusur gözüme görünür mi sanıyorsun ? "

Duyduğu cümleyle gözleri istemsiz kapandı, çok seviyordu bu adamı. Kendisinden önce yüreğini seviyordu.

"Güzel gören gözlerinden öperim "
"İki gözümün çiçeği bende kalbinden öpüyorum seni. " diyip kapattılar telefonu.

Nazenin içeri girdiğinde soyunma kısmına geçti. Üstünü çıkarıp peştemalı vücuduna sardı. Topuz yaptığı saçlarını açıp eliyle dağıttı. Çantasını da annesininkinin yanına koyunca içeriden çıktı. Orada çalışan kadının yönlendirmesiyle hamamdaki sıcak alan/sıcaklık kısmına geldi.

Ortadaki kocaman göbek taşının üstünde zeytinyağlı sarma, dolma, tepsi börek, meyveler , soğuk mezeler çeşit çeşit atıştırmalıklar vardı. Bu kadar yiyeceği hangi ara hazırlamışlardı ? Demek ki hamam işini çok önceden düşünmüşlerdi. Yemeklerin çevresine de hamam ekibi yerleşmişti.

İçeri girdiğinde gözler kendisine çevrildi. Ailesi dışında 5 kadın daha vardı hamamda.

"Ay mavişimde geldi." tek boş yer olan Aysel sultanın yanına ilişti Nazenin. Yemeklerden yemeye başlamıştı hepsi.

"Kuru kuru gitmez bu hamam hatunlar" diyerek yanındaki büyük poşetten bir darbuka bir de tef ve udu çıkardı Yeliz. Ses sistemini de yanına koydu belki ihtiyaç olur diye getirmişti.

Tefi Meltem'in eline, darbukayı Duygu'ya udu da kendisi aldı. "Şenlenelim biraz ayol" diyip kahkaha attı.

Kızların hepsi gülerek Yeliz'e bakıyordu müzik aletlerini hiç fark etmemişlerdi oysaki. Eğlence denildiği zaman başı çekiyordu bu kız.

"Hanımlar hem eşlik ediyoruz hem kurtlarımızı döküyoruz."

Udu eline alıp yavaş yavaş tıngırdatmaya başladı türkünün hareketli ahengi hamamdakilerin omuzlarını kıpırdatmaya başlamıştı bile, billur gibi sesi de duyuldu Yeliz'in.

"Erkilet Güzeli Bağlar Bozuyor
Amanın aman ben yandım aman"

Yeliz'in sesiyle çaldığı ud, darbukanın tınısı tefin hareketli sesi hamamın mermer taşında yankılanıyordu. Türkünün başını duyunca bilen herkes Yeliz'e eşlik etmekten alıkoymadı kendini.

"Kirpikleri Kalem Olmuş Yazıyor
Canım canım

Tek Tek Basaraktan
Bade Süzerekten
İnci Dizerekten
Gel Canım Gel Aman"

Söyledikleri türküyle kimse yerinde duramaz olmuştu. Aysel sultan önce Nazeninle omuz tokuştururken bu oynama yetmemiş olmalı ki göbek taşından yere inip elinden tuttuğu gibi Nazenin'i de kaldırdı. Tombul bedenine sardığı peştemalla, kafasına örttüğü yazmasının uçlarını kenarlarına sıkıştırmıştı yuvarlak bedenini kıvrakça döndürüp mavişiyle kalça tokuşturuyordu. Herkes hem alkış tutup hemde beğeniyle izliyordu oynayanları.

Nazenin türkünün ritmine kendini kaptırmış Aysel sultanla bütün kurtlarını döküyordu. Darbukanın çıkardığı tok sesle daha çok oynuyordu ikili.

"Cevizin Yaprağı Dal Arasında
Severler Güzeli Bağ Arasında

Tek Tek Basaraktan
Bade Süzerekten
İnci Dizerekten
Gel Canım Gel Aman"

Aysel sultan tombik bedenini kıvıra kıvıra göbek taşının üstünde oturan altın kızlarının yanına geldi. Bir eliyle Nalan Hanımı bir eliyle de ahiretliği Gülistan'ı kaldırdı. 

Nazenin bir yanında kendi annesi diğer yanında anne olarak benimsemeye başladığı kadının ortasına geçip oynamaya başladı. Gülistan Hanım geliniyle bir güzel gerdan kırıp oynadı keyiflice. Aysel sultan bir yanına gelinini bir yanına dünürünü alıp göbekleri atıyordu. Peştemalı düşmesin diye arada bir de sıkıştırıyordu.

Erkilet Güneydir Gölge Basma Mı
Benim Sevdiceğim Senden Yosma Mı

Türkünün sonlarına doğru göbek taşında oturan kimse kalmamıştı hepsi oynamaya başlamıştı. Yeliz oynayanları alkışlayıp ritim tutanları gördükle çaldığı udu elinde döndürüyordu resmen. Güzel sesiyle hamamı inletmişti. Sıcak suların aktığı yerde oturan tanımadığı kadınlar bile oynuyordu.

Tek Tek Basaraktan
Bade Süzerekten
İnci Dizerekten
Gel Canım Gel Aman

Türküyü bitirdiğinde herkes alkışlıyordu. Oynamanın sonunda göbek taşında yerlerine geçtiler.

"Kız saçaklım diline sağlık ayol kendimize geldik" ağzına sarma attıktan sonra kızının yanağını sıktı.

Nazenin bir yanında annesi bir yanında ikinci annesiyle keyfine diyecek yoktu. Tüm sevdikleri yanındaydı. Kırk yıl düşünse Halit'in annesiyle hamamın orta yerinde gerdan kıracağı, göbek atacağı aklına gelmezdi.

Aysel sultan bir tabak hazırlayıp karşılarında mermer taşta oturan kadınlara vermek için ayaklandı.

"Buyrun hanımlar tadına bakın" Aysel sultanın verdiği tabağı güleç yüzlü bir kadın mahçupça aldı. Yanında 4 kadın daha vardı.

"Teşekkür ederiz ellerinize sağlık sayenizde bizde çok eğlendik bugün, dilinize sağlık" diyip güleryüzüyle konuştu.

"Afiyet olsun, işte bizde kendimizce eğleniyoruz kızlarımızla."

Güleryüzlü olan kadın "Eskiden büyüklerimiz hamamlara gidip beğendikleri kıza görücü olurlarmış. Yanlış anlamazsanız size bir şey sormak istiyorum."

Aysel sultan göz ucuyla göbek taşında oturan kızlarına baktı. İkisi evli, üçü nişanlı geriye kalan İpek'i de Demir kapmıştı. Evde kalan kızı yoktu çok şükür. Bozuntuya vermeyip kafasını sorun anlamında sallayıp dinlemeye başladı.

"Sizinle oynayan kahverengi saçlı mavi gözlü olan kızınızı çok beğendim maşallah çok güzel. Sizde uygun görürseniz kaptan oğlum var bir tanışsınlar derim."

Aysel sultan duyduğu cümleyle mavişe baktı. Güzel kıza elinde yüzük olsa bile görücü geliyordu. Eee kızlarının hepsi ay parçası gibiydi. Ayol onun kızlarına görücü gelmesinde kime gelsindi.

Göbek taşında oturan hanımlar Aysel sultanla karşısında duran kadının ne konuştuğunu duymuştu. Nazenin şaşkınca kocaman açtığı gözlerle kadına baktı. Gülistan Hanım gelinine görücü çıktığını duyunca neye uğradığını bilemedi. Elindeki kocaman yüzüğü de mi görmemişti bu kadın. Oturduğu yerden kalkıp eli belinde ahiretliğinin yanına gitti.

"Hanım hanım görücü geldiğin kız benim bugüne bugün gelinim olur." Diyip kadını payladı.

Kadının yüzü aniden düştü oysaki kızı çok beğenmişti. Zülfikarıyla da ne güzel yakışırdı diye düşündü.

"Kusura bakmayın gelininiz olduğunu bilmiyordum. Evli mi nişanlı mı yoksa oğlunuzun sevgilisi mi " kadın vazgeçmeyerek bir ümitte olsa sormaya devam etti evli değilse hala bir şansı vardı kadına göre.

"Nişanlılar" deyiverdi Gülistan Hanım.

Kadın aldığı cevaptan memnun bir şekilde  ayağa kalkıp yanlarına gelmiş olan mavi gözlü kızı süzdü. Bir içim su deyip maşallah dedi.

"Hanım sen çek bakayım o gözlerini gelinimin üzerinden." Gülistan Hanım Nazenin'i arkasına alıp bir adım öne çıktı. Bu arada göbek taşında oturanların hepsi ayağa kalkmış Aysel sultanın arkasında duruyordu.

Nalan Hanım dünürünün yanına geçip "Hanım efendi sanırım siz yanlış anladınız benim kızım nişanlı görücü olayları çoktan geçildi bizde."

"Demek siz annesisiniz. Maşallah çok beğendim kızınızı benim oğlumda kaptan. Kızınız henüz evli değilken bence düşünebilir."

Aysel sultan kadının dediğiyle ağzı açık kaldı. Ayol yolardı bu karıyı. "Hanım ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin" kendini tutamayarak konuştu.

Mermer taşında oturan kilolu olan kadın ayağa kalkıp Nazenin'e bakarak konuştu. "Kızım başına talih kuşu kondu. Kaptan görücü çıktı sana görüşmekten ne zarar gelir belki fikrin değişir."

Gülistan Hanım duyduklarıyla kadının saçını eline dolamak istiyordu. Neler diyordu bu kadınlar ?

"Resmen ikisini de dene tarafını seç diyor. Teyze kız nişanlı anlamıyor musunuz? " Meltem de olaya karıştı.

"Kaptandan koca mı olur be ? Ay her limanda bi tane buluyor onlar " kınayarak kadına baktı Yeliz.

Nazenin olayın büyümesini istemeyerek konuştu. "Bakın biz buraya eğlenmeye geldik lütfen bu konuşmayı hiç yapmamış varsayalım herkes yerine geçsin."

Kadın pes etmeyerek "bir düşünseydin" dedi.

Ahsenle Duygudan "yuh" nidası yükseldi.

Gülistan Hanımın sabrı bitmişti artık. Yanında duran Aysel sultanı biraz kenara iterek öne geçti. "Bana bak yoldurtma kendini hala bir düşünseydin diyor belli ki anlamıyorsun sen ?"

Kilolu olan kadın öne çıkarak "sen kimi yoluyorsun be" dedi.

"O kurnadan bu kurnaya çirkef sıçramış sözünü canlı yaşıyoruz şuan" kadına sinirle baktı İpek'te.

Aysel sultan burnundan derin bir nefes alıp eliyle yanında duran Nalan Hanımı, ahiretliğini  arkaya hafifçe itti.

Kilolu olan kadına döndü "seni bu göbek taşına yatırıp yağın çıkıncaya kadar ezerim hanım ayağını denk al diklenme bize."

"Diklenirsem ne olurmuş haminne asıl ben ezerim seni."

"Sensin haminne benim annem seni cebinden çıkarır." Ahsen kayınvalidesinin yanına geçerek kadına cevabını söyledi.

"Sen kimi eziyorsun be" Yeliz bu tartışmaya daha fazla dayanamayarak kadının ıslak saçlarını eline dolayıp kendine çekti.

"Ah bırak saçımı aşüfte" Yeliz duyduğu sözle kadının saçını daha çok çekerken Aysel sultanla Ahsen de dahil oldular.

"Aşüfteymiş gösteririm ben sana aşüfteyi yarım dünya." Aysel Sultan'la Yeliz'in ellerinden kadını almaya çalışıyordu herkes.

"Ayselcim bırak şu kadını"

Aysel Sultan'ın saçını kavramaya çalışan kadının elini Yeliz geri çekti. Sinirle kadına bakan Aysel sultan kalın kolunu alıp ısırdı. Kadından yükselen çığlıkla anne kızı tutmaya çalıştılar.

"Hiii Aysel kadının kolunu kopardın" Zenan Hanım bedenini araya geçirerek engellenmek için çabalıyordu.

Herkes kavgayı ayırmaya çalışırken Nazenin'e görücü gelen kadın bir kenarda durmuş hala Nazenin'i süzüyordu fırsattan istifade yanına geldi.

"Güzel kızım keşke bir kez düşünsen" demesiyle Gülistan Hanımda saçına yapıştı kadının.

"Kadın sen laftan anlamıyor musun rahat bırak gelinimi" diyip bir kez daha çekti saçını. Nalan hanım bir yandan Nazenin bir yandan Gülistan hanımı çekmeye çalışıyorlardı.

"Gülistan anne lütfen bırak kadının saçını"

Hamamın ortasında kopan kıyamet orada çalışanın gelmesiyle son buldu. Çalışan, kavga eden kadınları zorla ayırıp artık hamamdan çıkmalarını söyleyince Aysel sultan atıldı.

"Bunlar çıksın hamamdan nişanlı kıza görücü oldukları yetmemiş gibi bir de tatsızlık çıkarıyorlar. Hem biz daha kese bile atmadık" diyip ayak diretti.

"Aman kalmadık sizin kokmuş kızınıza"

Bu söz üzerine Nalan hanım kadına döndü. "Kızım hakkında düzgün konuş sıcak suya batırıp haşlarım seni patates çuvalı."

Görevli en sonunda Aysel sultanında diretmesiyle diğer kadınları hamamdan çıkardı.

"Bu olayı Tosun Paşa filmindeki hamam sahnesine benzemedi sizce de " diyip gülmeye başladı Meltem. "Aysel teyzede de tam Adile Naşit havası vardı." Diyince herkes güldü.

"Ne zamandır yelloz yolmuyorduk iyi oldu. Azıcık paslanmıştık sanki."

"Hadi hanımlar ellerimizi keseledik birazda kendimizi keseleyelim ayol" diyerek daldırdığı tastan su alıp başından aşağı döktü Aysel sultan.

Hararetli bir kavganın, çirkef yolmanın üstüne bu kese hepsine çok iyi gelecekti. Kiraz Mahallesi kadınlarının gittikleri her yerde bir olay olmazsa olmazdı neyseki sonu mutlu bitiyordu da yüzleri gülüyordu.

~~

Herkese Merhaba 🥰🥰 uzun bir aradan sonra nihayet görüşebildik 😂

Umarım severek, beğenerek okuduğunuz bir bölüm olmuştur 🙏🏻 bölüm hakkındaki yorumlarınızı fikirlerinizi gelecek bölümlere dair varsa önerilerinizi merakla bekliyor olacağım 😍

Hikaye için gösterdiğiniz sabrınız ve özeniniz için hepinize ayrı ayrı tüm samimiyetimle teşekkür ederim iyi ki varsınız❤️🙏🏻

Sizinle bir şey daha konuşmak istiyorum. Hikayeyi çok fazla kişi okuduğu halde oy verenler okuyan kişilerin yarısı bile değil. Sizce de biraz emeğe saygısızlık olmuyor mu bu durum ? Lütfen kendinizi benim yerime koyun. Hikayeye oy sınırı da koymuyorum çünkü zoraki bir şey yapmanızı da istemem sadece size bırakıyorum bu durumu.

Continue Reading

You'll Also Like

1K 88 10
İki evlilik Biri acı Biri Tatlı ** İsim ile bu kitapta kullanıldı bu kitap adında başka kitap yoktur. Evin Zemheroğlu & Boran Bozoğlu
820 101 7
İnsanların hayatlarını güzelleştirmeyi ilke edinen öğretmen hanımımız 20'li yaşların başında yeni bir serüvene atılarken yüzünde herzamanki kocaman g...
3.4M 145K 55
Bir kadın;bazı gerçekler ile düzeni bozulmuş,duyguları ağır bir darbeye maruz kalmış,yalnız hissetmiş,acı çekmiş,ama sadakatini kaybetmemiş. Gerçekle...
734K 51K 59
-TAMAMLANDI- Mevlana derki aşk ateşi önce sevilene, oradan sevene düşermiş. Yani bir insan aşık olmuşsa, maşuk ışığını yaktığı için olmuştur. Eğer...