BANA İKİMİZİ ANLAT

By blue-alone

127K 5.9K 2.4K

'İsminin anlamını biliyor musun?' beklemediğim bu soru karşısında yüzüne baktım ve yavaşça başımı salladım. ... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
BÖLÜM 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
BÖLÜM 29
Duyuru
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Duyuru
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
FİNAL
DUYURU

Bölüm 18

2.5K 129 43
By blue-alone

Gözlerimi açtığımda karşılaştığım yüzle gülümsedim. Kumral saçlarından bir kaç tutam yüzüne düşmüştü. Ellerimi o saç tutamlarına götürüp yüzünden çektim. Yüzünde takılı kalan ellerim yeni çıkmaya başlayan sakalları üzerinde gezdirmeye başladım. Bir anda hayatımda öyle bir yere taht kurmuştu ki. Giderse ne yapardım bilmiyordum.

Gözlerim dudaklarında takılı kalırken gülümsedim. Beni ilk öptüğü gün aklıma gelmişti.

'Beklediğim öpücük hala gelmedi.' bir anda duyduğum sesiyle uzaklaşmaya çalıştığımda belimde duran ellerini daha da sıkılaştırdı.

'Sen uyanık mıydın?'

'Sabahtan belli seni izliyorum. Salyalarını hep koluma akıttın biraz da tişörtüme tabii' dediğinde göz devirdim.

'Ben salya akıtmam falan demiyeceğim çünkü uyurken naptığımı bilmiyorum. Salyamı akıtmış olabilirim. ' kollarının arasından hızla çıktım ve yataktan kalktığım gibi banyoya girdim. İnsan azcık güzel bir şey söylerdi. Salya akıtıyormuşum.' banyodaki aynaya baktığımda saçlarımın dağınıklığına ofladım. Millet sevgilisinin yanına makyaj yapıp, süslenerek gider. Ares benim sümüklü halimden tut ağlarken oluyor buu. Salyalarıma kadar gördü. Yakında terk edileceğim bence.' bu düşünceyle gözlerim dolarken soğuk suyu açıp elimi yüzümü yıkadım. Yan tarafta bulunan havluyla yüzümü sildikten sonra dağılan saçımı yeniden topladım ve banyodan çıktım. Kapının önünde bekleyen Ares beni kolları arasına aldığında sırtımı duvarla birleştirip alnını başıma dayadı.

'Ares napıyorsun?' gözleri dudaklarımda takılı kalırken bakışlarını yavaş yavaş gözlerime çıkardı.

'İnsan güzel bulduğu için sevmez. Sevdiği için güzel bulur. Ne halin olursa olsun güzelim. Uyurken salyalarının aktığı sen mi kabülüm. O halin bile güzel. Ağlarken burnunun tıkanması bir taraftan burnunı çekmen mi o halinde kabulüm. Ama sadece benim göğsümde ağla. Bilmem ben senin çirkin halini sevgilim. Sen her halinle güzelsin bana.' yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamamıştım. Kollarımı beline doladım ve başımı göğsüne koydum.

'Hıhh Ares ben Nehir'i unuttum.' kollarının arasından çıkacakken kollarını sıkılaştırdı.

'onlara biraz daha zaman ver. Deniz hatasını anladı zaten barışır onlar. ' kararsızlar gözlerle baktım.

'Bir de bana öküz dersin. O romantik anımıza Deniz ve Nehir'i soktu yaa. ' gülümsedim.

'Peki kendimi affettirmek için bir kahvaltı hazırlasam kabul eder misiniz?' kaşları hayretle yukarı kalktığında omzuna vurdum.

'Yemek yapabiliyorum ben. En azından kahvaltılıkları masaya koyabilirim.' alay eder gibi gülümsedi ve banyoya girdi. Gözlerimi kısıp arkasından bakmaya devam etmedim tabi ki. Gidip kahvaltı hazırlamam gerekti.

Mutfağa girip buzdolabını açtım. Kahvaltılıkları dolaptan çıkarıp melemen yapmak malzemeleri çıkarttım. Önce domatesleri yıkayıp kabuklarını soyduktan sonra ocağa yaktım ve malzemeleri bir tavaya koydum.

'Seni böyle göreceğimi düşünmezdim hiç' arkamdan gelen sesle birlikte yerimde sıçrarken sinirle Ares'e döndüm.

'Sessiz sessiz niye geliyorsun yaa.'

'bu kadar korkacağını düşünmedim.' yanıma gelip tavaya baktığında bende onun tavırlarını izliyordum. Aklıma gelen melemenle tahta kaşığı alıp karıştırdım. Ares'in bakışlarını üzerimde hissederken ona döndüm.

'Ben biri beni bu kadar yakından izlediği zaman bir şey yapamıyorum ama.' kaşları çatılıp bana baktı.

'Kim izledi lan seni bu kadar yakından.' gülmemek için dudaklarımı bastırdım kıskanmış mıydı ne.

'Ares kim izleyebilir Allah aşkına yaa. Ben sadece beni biri böyle izlediği zaman yapacağım şeyi unutuyorum. ' gülümsedi ve belimden tutup beni kenara çekti. Çıkardığım yumurtaları melemenin içine kattığında elimden tahta kaşığı aldı ve karıştırmaya başladı. Sonra aklına bir şey gelmiş olmalı ki telefonunu çıkarttı. Kamerayı açarken beni belimden tutup yüzümü kendisine çevirdi. Gözleri gözlerimi bulurken bir fotoğraf sesi geldiğinde fotoğrafa baktım. Fotoğraf yandan alınmıştı ve ikimizde bir birimize bakıyorduk. Gülümsedim.

'Çok güzel çıkmış.' tek eli belimde dururken melemeni ocaktan aldı ve masaya koydu. Beni de yanında sürüklerken gülümsedim. Uzanıp yanağına öpücük kondururken birden bana dönmesiyle dudaklarımız buluşmuştu. Gözlerim kocaman olurken hemen kendimi geri çektim.
Yüzünde oluşan o meşhur gülümsemesiyle bana baktı.

'Sabah sabah çok iyi geldi.' öküzdü.

'Sennn' konuşmama izin vermeden dudaklarını tekrar dudakrımda buluşturduğunda gözlerimi kapattım.

Yavaş yavaş öperken en son alt dudağıma bir öpücük kondurup uzaklaştı.

'Hayatıma iyi ki girdin.' dudaklarından dökülen sözlerle gözlerine baktım.

'İyi ki hayatımdasın.'

'Hadi bakalım şimdi kahvaltı yapma zamanı.' başımı salladım ve sandalyeyi çekip oturdum.

NEHİR ULUSOY

Gözlerimi hiç bilmediğim oda da açtığımda yatakta doğrulup oturur pozisyonuna geldim. Hemen yan koltukta uyuya kalmış Deniz'i görmemle gözlerim büyürken dün akşam zihnimde yavaş yavaş canlanmaya başlamıştı. O kadar içersem tabi böyle olurdu. En son Deniz'e bağrıyordum sonrası yoktu işte.

'Uyanmışsın' gelen sesiyle düşüncelerimden kurtulup ona baktım. Saçları dağılmış ve gözleri kızarmıştı. Koltuktan kalktığında belini tuttuğunda yüzünğ buruşturdu. Beli tutulmuştu anlaşılan. Cevap vermeden yataktan kalktım ve etrafa baktım.

'Çantan ve telefonun aşağıda ama konuşmadan seni bir yere göndermem.' kaşlarımı çattım ve ona baktım.

'Annem merak etmiştir. Onlara haber vericem.'

'Adin halleti. Acıkmışsındır kahvaltı yapalım ondan sonra da şu aramazda ki saçma soğukluğu bitirelim.'

'Aç değilim yapmayacağım kahvaltı. Gitmek istiyorum.' derin bir nefes aldı ve bana yaklaştı.

'Bak senden önce olan şeyleri ne yazık ki değiştiremem. Evet inkar etmiyorum hayatımda bir çok kız oldu ama hiçbirine sana baktığım gibi bakmadım. Hiçbirinin elini tutmadı. Nehir ben senden başkasını sevmedim. İlk defa birine karşı bir şey hissediyorum ve şu sikik olaylar yüzünden kaybetmem seni. Salağın biri gelip saçma sapan şeyler söylüyor ve sendr inanıyorsun. Yapma güzelim gel bana sor. Böyle aramıza mesafe koyma.' gözlerimden bir yaş akarken ona baktım. Yanıma yaklaşıp gözümdeki yaşı sildiğinde anlıma bir öpücük kondurdu.

'Boşa üzüyorsun bizi.' kollarımı beline doladım ve başımı göğsüne koydum.

'Çok kötü şeyler söyledi ama.'

'Ben halledicem onu ama bir daha böyle sebeplerden dolayı küsmek yok' başımı salladım.

'Tamam'

Elimden tuttuğunda beraber aşağı inmiştik. Etrafa izlerken duvarda asılı bir çerçeveyle adımlarımı durdurdum. Benimle birlikte dururken baktığım yere bakıp gülümsedi.

'Hiç değişmemişsin'

'Öyle zaman bende pek fazla etki yapmamış' gülümsedim.

'Ailen nerde'

'Annem ve babam bir kaç günlüğüne il dışına çıktılar. Yanş evde kimse yok.' başımı salladım. Beraber mutfağa girdiğimizde bana baktı.

'Ben yemek yapamam' gülümsedim.

'Bende bilmiyorum.'

'Bir ömür aç kalıcam desene' gülümsemem yüzümde donup kaldı bir süre.

'Hadi Adin'lere gidelim. Ares yemek yapmıştır eminim.' kaşlarım yukarı kalktığında gülümsedi.

'Adin tek başına kalmasın diye Ares bu akşam orda kaldı. Onlarla birlikte bir kahvaltı yapabilirz güzelim hadii. ' başımı salladım.

'Sizi takip ediyorum Deniz Bey. Önden lütfen.' başımı sallayıp önden çıktığında koşarak yukarı çıktı ve kısa bir süre sonra kendi montu ve benim montumla aşağı indi.

'Teşekkür ederim.' belimden tutup kendine çekti ve alnıma bir öpücük kondurdu.

'Önemli değil.' gülümsedim ve adımlarına ayak uydurdum.

ADİN ALADAĞ

Çalan zil sesiyle Ares'e baktığımda kaşlarını çatıp bana baktı.

'Biri mi gelecekti'

'Hayır Sevoş bugün izinli. Abim de gitti gitmese bile zile basmaz o. ' başını salladı ve mutfaktan çıkıp kapıyı açmaya gitti.

'Ares kapıyı ben açsam daha iyi gibi haa' beni dinlemeyip kapıyı açtığında gözlerimi devirdim.

'Ne işiniz var sizin' Ares yine bütün öküzlüğünü konuşturduğunda başımı salladım. Haklıydı ama sevgilim.

'Aç kalmamak için geldik kanka. Siz yemek yapmışsınızdır.' içeri girip mutfağa yönelen ikiliye baktım bir süre sonra. Sonra kapıda bekleyen sevgilime.

'Bizim arkadaşlarımız fazla şaşırma sevgilimç kapıyı kapatabilirsin artık.' başını iki yana sallayıp içeri yöneldiğinde masada oturan Deniz ve Nehir'e baktım.

'Ekmek alsaydınız en azından' Deniz masumca gülümsedi.

'Düşündüm kanka aldırıyorum.' o sırada kapı tekrar çaldığında yerinden kalkıp kapıyı açmaya gitti. Bir süre sonra arkasında Barış, Toprak ve Rüzgar'la giren Deniz'e baktım. Ares ellerini yumruk yapıp Deniz'in üstüne yürümeye başladığında önüne geçtim.

'Lan şerefsiz kendin habersiz geliyorsun çeteyi niye topluyorsun sikik beyinli.'

'Poğaça aldırdım kanka'

'Melemen kokusu alıyorum' Rüzgar ocağa baktığında ellerini açıp yukarı dua etti.

'Ateisti bile imana getirdin kanka. Bu yaptığınız çok büyük sevap' Toprak masada boş bir yere otururken kahkaha attım bende. Ortam bir anda değişirken Ares'e baktım o ise bana bakıyordu.

'Onlarla daha mutluyuz kabul et' başını salladığında kapı yeniden çalmıştı.

'Eksiktik zaten' başımı salladım. Zik tekrar çaldığında Ares derin bir nefes aldı.

'Lan şerefsiz kapıya baksana' Deniz oturduğu yerde kalkıp kapıya bakmaya gittiğinde bu sefer içeri Efe, Arya ve Helin girmişti. Gülümsedim.

'Buraya sığmayız. İçeri masaya geçelim. Kızlar siz kahvaltılıklarla, tabakları götürün. '

'Biz de yolda gelirken simit almıştık.' Arya simitleri de masaya bıraktığında başımı salladım.

Hep beraber salona geçip güzel bir kahvaltı yaptığımızda evin salonuna oturmuştuk.

'Eee bugün ne yapıyoruz.'

'Lunaparka gidelim mi?' hepsi bana tuhaf tuhaf bakarken omuz silktim.

'Ya çok eğleniriz bence de gidelim.' Arya'nın da bana katılmasıyla fikir onaylanmıştı.

'Ares ara Arel'leri de alalım.' başını salladığında evden çıkmış arabalara geçmiştik. Biz Arel ve Mira'yı almak için tek giderken diğerleri direk lunaparka geçicekti.

Kısa bir süre sonra Ares'lerin evin önünde durduğumuza kapıda bekleyen Mira ve Arel hemen arabaya bindi.

'Yengoş bu harika fikir senden çıktı demi.' Arel'e bakıp başımı salladım.

'Yengoş ne Arel yaa' omuzlarını silkti bende önüme döndüm. 20 dakikanın sonunda Lunaparka geldiğimizde bizi bekleyen bizimkilerin yanına gittik.

'Önce jetonları alalım. Önce hangi oyuncak.'

'Hız treni' oy çoğunluğu kabul etsede tabii ki aramızda kabul etmeyenler olmuştu. Ama yine dr hep beraber binmeye karar vermiştik.

En öne Ares ve ben bindiğimde sırayla sıralanmıştık. Görevli çalıştırdığında arkadan çığlık sesleri yükselmeye başlamıştı bilee. Yüksek bir yerden aşağı doğru düşerken gelen seslerle kahkaha atmaya başladım.

'Ananı satıyım lan oğlum çok yüksek lan. '

'Beni buna bindirenin ben gelmişini geçmişini ....'

'Oha lan ohaaa yavaş çocuk var arkada.' rüzgar yüzüme çarparken fazlasıyla eğleniyordum.

'Yükseklikten korkmuyorsun' Ares'e bakıp başımı salladım. Bakışları rüzgardan dolayı savrulan saçlarımı bulurken gülümsedi.

'Lan kusuyorum oğlummm' Rüzgar bütün ortamı bozarken hızlı tren sonunda durmuştu.

Rüzgar koşarak inerken Efe ettiği küfürlerle birlikte saydırarak iniyordu.

'Şimdi korku trenine binelim.' gözlerimi kocaman açıp Ares'e baktım.

'Binmem ben korku trenine. Sanki bilmiyorsunuz.' dediğimde hepsi bana döndü.

'Güzelim ben yanındayım'

'O gün de yanımdaydın' dediğimde kaşlarını çattı.

'Hatırlatma lan ağlayışın hala aklımda' dediğinde önüme döndüm.

'Ben de korku trenine binme taraftarı değilim.' Nehir benim yanımda olurken öpücüm attım canım kankam.

'Kızım ortalık yerde şöyle hareket yapmasana' Ares'e dönüp derin bir nefes aldım.

'Binmek isteyen binsin abii. Ben Adin'i bindirmem korku trenine. Asrın abiye bir söz verdim gözünden bir damla yaş akmayacak' Barış'a dönüp gülümsedim ve gidip sarıldım.

'Cansın sen yaa.' sarıldığında gülümsemem daha çok büyüdü.

'İyi tamam binmek isteyenler olarak binelim. Sizde biz gelene kadar başka oyuncaklara bakın.' Ares sinirle bana bakıp ilerlediğinde omuz silktim. Barış ve Efe'den beni kıskanması saçmaydı. Beni onlarla bu kadar yakın görmeye alışmalıydı.

'Barış biniceksen sende bin. Bizde Nehir'le birlikte dönme dolaba bineriz. En sevdiğimiz şey zaten biliyorsun.' başını sallayıp gittiğinde Nehir'e bakıp gülümsedim.

'Hadi biraz o eski Nehir ve Adin olalım.' bir tane pamuk şeker alıp beraber dönme dolaba bindik.

'Kızım sevgililerimiz var hala senle biniyorum şu dönme dolaba' Nehir'e bakıp gülümsedim.

'Sanırım hep de benle biniceksin kanka.' başını salladı. Biz yukarı çıktığımızda duran dönme dolapla birlikte kaşlarımı çattım.

'Bizimkilerdir.' başımı salladım ve aşağıda birini görebilir miyim diye baktım ama kimse yoktu.

Lunapark bir anda boşalmıştı sanki.

'Selam Adin' gelen sesle birlikte etrafa baktım.

'Boşa beni arama. Ama size kötü bir haberim var. Arkadaşlarınız mahsur kaldı. Aaa bakıyım sizde kalmışsınız. Kim yardım edecek şimdi size. Çok üzüldüm bak. ' kahkahası duyulurken Nehir'le göz göze geldik.

'Neyse ben kaçar tekrar görüşmek üzere. Size kurtulmanız için bir çok yol sunuyorum bak. Bir daha ki bu kadar basit olmayacak.'

'Anlaşılan bu Baran denilen gerizekalıyla daha çok uğraşıcaz'

Selam millet. Umarım bölümü beğenirsiniz.

Baran hakkında ne düşünüyorsunuz. Sizce daha neler yapıcak dersiniz?

Diğer bölümdr görüşmek üzere.

Continue Reading

You'll Also Like

345K 1.5K 48
seks hayatın bir parçası...
1.4M 89.9K 39
Romans #1 🩷 Romantizm #3 🩷 Romantik #4 🩷 Neydi gonca gülü açtıran? Bahar mı, bülbülün aşkı mı? Bülbülün aşkı olmasa gül açmaz mıydı? Ya baharın...
1.3M 40.8K 52
Karanlık bir CEO'nun gecesine doğan güneş kız. Tümüyle sert olan adam, evinde uzun sarı saçlara sahip cıvıl cıvıl bir kadın dolaşınca, zamanla ona a...
1.3M 78K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.