Seni Unuttuğumu Hatırlamıyorum

Af SelinBaytak

3.2M 156K 17.5K

''Senden sadece beni bırakmamanı istedim. Yanımda olmanı istedim. Çünkü sen farklıydın.Kalbimde ritim değişme... Mere

1.bölüm
2.bölüm
3.bölüm
4.bölüm
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9.bölüm
10.bölüm
11.bölüm
12.bölüm
13.bölüm
14.bölüm
15.bölüm
16.bölüm
17.bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20.bölüm
21.bölüm
22.bölüm
23.bölüm
24.bölüm
25.bölüm
26.bölüm
27.bölüm
28.bölüm
29.bölüm
30.bölüm
31.bölüm
32.bölüm
33.bölüm
Final
Playlist
2.kitap YAYINDA!!!!

34.bölüm

62K 3.4K 426
Af SelinBaytak

-Özlem'in Anlatımından-

Kafeden içeri girdiğimde gözlerimle etrafı taradım.

Onu görünce oturduğu masaya doğru ilerledim.

Beni görmesine rağmen ayağa kalkmadı. Öküz. Neyse bunu dert edecek değilim.

Masaya oturunca ''Fazla bekletmedim değil mi?''diye sordum.

Aslında buluşma saatimize tam 45 dakika geç gelmiştim. Bilerek. Ve şimdide gıcıklık olsun diye soruyordum.

''Hayır. bende daha yeni geldim zaten.''

''Ne yani, ben tam zamanında gelseydim bekleyecektim öyle mi?'

''Ne oldu? Bozuldun mu yoksa?''

''Bozulmadım canım (!)''

''Tamam canım (!)''

''Herneyse konumuza dönelim.''

''Konuya dönmeden önce bir şeyler içer misin?''

''Soğuk bir şeyler olabilir.''

Ulaş garsonu çağırıp siparişleri verirken bende yan masadaki taş çocuğu kesiyordum.

Analar ne yiğitler doğuruyor.

Herneyse unutun şimdi onu.

Evet buraya Ulaş'la buluşmak için geldim.Okulda gördüğüm yetmiyormuş gibi bir de haftasonu görüyorum. Ne kadar güzel (!) değil mi?''

Üstelik onunla buluşmak için Günce'ye yalan söyledim.

''Eee nerde kalmıştık?''

''Senin şu kalas arkadaşın gitmekte kararlı mı?''

''Kalas arkadaş..hmm..öyle bir arkadaşım olmadığı için soruna cevap veremeyeceğim tatlım.''

''Bana tatlım deme. Ve cevap ver. Doruk kesin gidecek mi?''

''Öyle görünüyor.''

Normalde olsa böyle bir haber aldığımda sevinçten göbek atardım. Ama söz konusu Günce'nin mutluluğu olunca Doruk'un gitmesini istemiyorum.

''Ne biçim arkadaşsın sen. İkna edemedin mi?''

''Onun ne kadar inatçı olduğunu bilmiyorsun.''

''Sonuçta ikinizde sümsüksünüz.''

''Düzgün konuş benimle.''

''Düzgün konuşmazsam ne yaparsın?''

''Dua et ki kızsın.''

''Dua et ki öküzsün. Hayvan sevgisi var da bende.''

''Hiç arkadaşına çekmemişsin.''

''Nasıl yani?''

''Günce melek gibi kız ama sen tam bir cadısın. Bir süpürgen eksik.''

''Ahha ben mi cadıyım?''

''Evet sen cadısın.''

''Bana baksana sen-''

Garson siparişlerimizi getirince cümlem yarıda kaldı.

Bu çocuk beni deli ediyor.Sinir bozucu pislik şey.

''Bak kızım buraya kavga etmek için gelmedim.''

''Güzel. Çünkü bende kavga etmek için gelmedim.''

''İyi. Şimdi ne yapabiliriz onu düşün.''

''Yapılacak şey belli. Doruk Günce'den özür dileyecek.''

''Şaka yapıyorsun heralde. Doruk asla özür dilemez. Ayrıca Günce'nin sevgilisi var. Özür dilemesi neyi değiştirir ki?''

''Off saf mısınız ya? Günce Akın'I sevmiyor.''

''O zaman neden onunla birlikte?''

''Doruk yüzünden.''

''Nasıl yani? Doruk mu dedi git Akın'la çık diye?''

Ay buçocuk tam bir mal.Spastik özürlü falan yani. Anlama kıtlığı var bunda. Almıyor kapasitesi.

''Doruk Günce'nin gözünün önünde başka kızlarla yiyişirke-''

''Tamam anladım.''

Nihayet.

''Yani sırf Doruk'a olan sinirinden Akın'la çıkıyor öyle mi?''

''Aynen öyle.''

''Kızları anlamak gerçekten zor.''

''O sizin kıtlığınızdan kaynaklanıyor.''

Çenesinin kasıldığını görebiliyorum. Onu  sinir etmek gerçekten çok eğlenceli.

''Bir planım var sanırım.''

''Ooo beynini kullanabiliyor muydun sen*''

''Bak kızım çarpacam şimdi iki tane ha.''

''Dene istersen.''

''Sus da bir planı anlatayım.''

''Off tamam anlat.''

''Şimdi sen Günce'yi bende Dorukû arayacağım. İkisinide buraya çağıracağız. Ama bir şey belli etmeyeceğiz. Buraya geldiklerinde onları barıştıracağız.''

''Cidden mi? bu mu?''

''Beğenemediysen sen bul bir şeyler.''

''Neyse. Ara hadi.''

Cebinden telefonu çıkarığ Doruk'u aradı.

''Hoparlörü aç''

Sesi dışarı verdi. Telefon uzun bir süre çaldıktan sonra Doruk'un sesi gedli.

''Ne var lan?''

''Nerdesin?''

''Annemle birlikte altın günündeyim. Salak salak sorular sorma. Nerde olabilirim sence?''

''Bar?''

''Bravo. Doğru cevap. Niye aradın?''

''Buluşalım dşye aradım.''

''Hergün görüşüyoruz zaten. Valla gay olduğunu düşünmeye başlayacağım.''

Doruk'un söyledikleri benş güldürürken Ulaş bozulmuşa benziyordu.

''Hadi abi ya buluşalım işte.''

''İyi. Gel bara.''

''Kafede buluşsak?''

''Siktir git Ulaş.''

Ve dıt dıt dıt

Kahkaha atarak gülmeye başladığımda Ulaş'ın bakışlarını üzerimde hissediyordum.

''Kes şunu.''

''Ama komik.''

''Hıı tabi.''

''Tamam tamam gülmüyorum. Doruk'un gelmeyeceği kesin olarak belli oldu amna ben yine de Günce'yi arayacağım.''

''Ara bakalım.''

Son armalardan Günce'nin numarasını buldum ve arama tuşuna dokundum. Tıpkı Ulaş gibş sesi dışarı verdim.

''Özleğğğğm.''

Evet telefonu aynen böyle açtı. Böğürerek.''

''İyi misin?''

''Sence?''

'Değilsin.''

''Çünkü depresyondayım.''

''Bulıuşalım mı? İyi gelir.''

''Evden çıkmak istemiyorum.''

''Biraz hava almış olursun.''

''Gördüğüm herkesi Doruk'a benzetiyorum. Her şey bana onu hatırlatıyor.''

''Bunu psikoloğuna anlattın mı*''

''Hayır. Çünkü o da bana Doruk'u hatırlatıyor.''

''Bence buluşmamız iyi hissettirecek.''

'İstemiyorum. Depresyonun tadını çıkarmalıyım.''

''Günc-''

Suratıma kapanan telefonla sözüm yarıda kaldı.

Bu sefer Ulaş gülmeye başladı.

''Senin yapacağın plan ancak böyle olur zaten.''

''Başka bir şey bul o zaman.''

''Tamam bekle.''

''Bekliyorum bakalım.''

Düşün Özlem düşün. Sırf şuna gıcıklık olsun diye bul bir şeyler. Bul da sinir olsun şu. Sümsük.

Halbuki şu yan masadaki çocuk ne kadar da taş. Bir ona bak bir de Ulaş'a bak. Tamam Ulaş'ta yakışıklı ama bu ona gıcık olduğum gerçeğini değiştirmiyor.

Oha!! Yan masada ki çocuk bana mı bakıyor? Evet evet bana bakıyor. Yuh hemde gülümsedi.

Seni yerim ben yerim.

''Nereye bakıyorsun sen?''

Ulaş'ın sesiyle düşüncelerimi bir keneara bıraktım. Benim baktığım tarafa bakınca taş çocukla bakıştığımı gördü.

Ardından bana baktı ve tekrar çocuğa.

Sonra birden oturduğu yerden kalkıp çocuğun yanına gitti. Çocuğu yakasından tutup ayağa kaldırdı ve yumruğunu geçirdi.

Tabi bu sırada bende çığlık atmakla meşguldum.

''Ne yapıyorsun sen be?''

''Yürü gidiyoruz.''

''Bıraksana kolumu. Hayvan.''

Kolumdan tutup beni sürüklmeye devam etti. Kafeden dışarı çıkınca kolumu ondan kurtarabildim.

''Ne yaptığını sanıyorsun sen?''

''Hiç kimse yanımda ki kıza gözlerini dikemez.''

''Sanane ya. Sevgilim misin sanki?''

''Yürü.''

''Gelmiyorum.''

''Deli etme beni.''

''Zaten delisin sen. Zır deli.''

Arkamı dönüp yürümeye başladım. SOnra birden durdum. Ulaş'a doğru yürüdüm.''

''Bir şey unutmuşumda.'' dedim ve tokadı Ulaş'ın suratına geçirdim. O neye uğradığını şaşırıken gülümsememi yüzüme ekleyerek yürümeye devam ettim.

Bölüm geç geldi biliyorum. İnternetle ilgili sorunum var. Bu yüzden diğer bölüm ne  zaman gelir bilmiyorum. Bu arada diğer bölüm final olacak ve 2.kitap gelecek.

Sizden bol bol yorum istiyorum.

Lütfen bölümün gecikmesiyle ilgili kısımda beni anlayın.

Not: Instagramda çok öksüz kaldım. Orada beni yalnız bırakmak istemeyenler profilimden instagram hesabımı bulabilirler.

Hepinizi çok seviyorum.

Fortsæt med at læse