GÜN DOĞUMU

By zeynrs123

6.3M 236K 54.1K

"Birbirimize en yakın olduğumuz an, Gün doğumu." Baran ARSLANOĞLU: Bir şehre sahiplik yapan gözü kara,delikan... More

♦️MERHABA♦️
♦️BÖLÜM 1♦️
♦️BÖLÜM 2♦️
♦️BÖLÜM 4♦️
♦️BÖLÜM 5♦️
♦️BÖLÜM 6♦️
♦️BÖLÜM 7♦️
♦️BÖLÜM 8♦️
♦️BÖLÜM 9♦️
♦️BÖLÜM 10♦️
♦️BÖLÜM 11♦️
♦️BÖLÜM 12♦️
♦️BÖLÜM 13♦️
♦️BÖLÜM 14♦️
♦️BÖLÜM 15♦️
♦️BÖLÜM 16♦️
♦️BÖLÜM 17♦️
♦️BÖLÜM 18♦️
♦️BÖLÜM 19♦️
♦️BÖLÜM 20♦️
♦️BÖLÜM 21♦️
♦️BÖLÜM 22♦️
♦️DUYURU♦️
♦️BÖLÜM 23♦️
♦️BÖLÜM 24♦️
♦️BÖLÜM 25♦️
♦️BÖLÜM 26♦️
♦️BÖLÜM 27♦️
♦️BÖLÜM 28♦️
♦️BÖLÜM 29♦️
♦️BÖLÜM 30♦️
♦️BÖLÜM 31♦️
♦️BÖLÜM 32♦️
♦️BÖLÜM 33♦️
♦️BÖLÜM 34♦️
♦️BÖLÜM 35♦️
♦️2019♦️
♦️BÖLÜM 36♦️
♦️BÖLÜM 37♦️
♦️BÖLÜM 38♦️
♦️BÖLÜM 39♦️
♦️BÖLÜM 40♦️
♦️BÖLÜM 41♦️
♦️BÖLÜM 42♦️
♦️BÖLÜM 43♦️
♦️BÖLÜM 44♦️
♦️BÖLÜM 45♦️
♦️BÖLÜM 46♦️
♦️BÖLÜM 47♦️
♦️BÖLÜM 48♦️
♦️DUYURU♦️
♦️BÖLÜM 49♦️
♦️BÖLÜM 50♦️
♦️BÖLÜM 51♦️
♦️BÖLÜM 52♦️
♦️BÖLÜM 53♦️
♦️BÖLÜM 54 ♦️
♦️BÖLÜM 55♦️
♦️BÖLÜM 56♦️
♦️BÖLÜM 57♦️
♦️BÖLÜM 58♦️
♦️BÖLÜM 59♦️
♦️BÖLÜM 60♦️
♦️BÖLÜM 61♦️
♦️BÖLÜM 62♦️
♦️BÖLÜM 63♦️
♦️BÖLÜM 64♦️
♦️BÖLÜM 65♦️
♦️BÖLÜM 66♦️
♦️BÖLÜM 67♦️
♦️BÖLÜM 68♦️
♦️BÖLÜM 69♦️
♦️BÖLÜM 70♦️
♦️BÖLÜM 71♦️
♦️BÖLÜM 72♦️
♦️BÖLÜM 73♦️
♦️BÖLÜM 74♦️
♦️BÖLÜM 75♦️
♦️BÖLÜM 76♦️
♦️BÖLÜM 77 (FİNAL)♦️
♦️VEDA♦️
♦️ ÖZEL BÖLÜM ♦️

♦️BÖLÜM 3♦️

81.7K 3.2K 229
By zeynrs123

İyi okumalar.❤

▪ 1 Hafta sonra ▪

"Ağabey su ister misin?

Yaklaşık yarım saattir dalmış olduğu mermerde yazan 'BERFİN GÜLZADE' yazısından duyduğu ses ile ayırdı gözlerini Baran. Kendisine seslenen kişiye çevirdi bakışlarını. On yaşlarındaki çocuğu gördü yine. Bir hafta boyunca her gelişinde yanına gelip aynı cümleyi kuruyordu.

Üst dudağı belirsizce yukarı kıvrıldı. Gülümsemeye çalıştı karşısındaki çocuğa ve başını olumlu anlamda salladı. Gülümseyen çoçuk su bidonunu bırakıp uzaklaşırken Baran tekrar yanına yığıldığı toprağa döndü.

'Allahım bu nasıl bir acı?'

Diye geçirdi içinden. Bir hafta geçmişti o kara günün üstünden . Tam bir hafta. Zehir gibi, işkence gibi geçen bir hafta.
Bir haftadır hergün geliyordu buraya. Hergün toprağın altındaki bu bedene sarılıp,okşuyordu.Ama alışamamıştı hâlâ. Bütün olanları düşündü. O lanet gün olduğu tepeden ayrılıp hastahaneye dönmüştü. Orada yaşadıkları geldi gözünün önüne.

🍁

▪ 1 hafta önce ▪

Baran tepede uzunca bir süre oturup mantıklı düşünmeye başladıktan sonra arabasına binerek ayrıldı ordan. Tekrar hastahaneye döndüğünde adamlarını bıraktığı yerde gördü. Ağasını gören Cengiz yanına koşarken Baran onun konuşmasına fırsat vermeden sordu.

"Nerdeler?"

Cengiz, babasını ve kardeşini sorduğunu anlayıp hızla cevap verdi.

"İçerdeler, seni bekliyorlardı."

Baran,Cengiz'i gerisinde bırakıp hastahaneye girdiğinde Bedirhan'dan sonraki ikinci kardeşi Miran ile karşılaştı. Genç adam ağabeyine doğru hızla yürürken dağılmış hali yüzünden içi parçalandı. Yanına yaklaşıp direk sarıldı ona.

"Başın sağolsun ağabey.Başımız sağolsun."

Baran kardeşine cevap verecek takati kendine bulamasada sırtını sıvazlamakla yetinip geri çekildi.

"Ağabey Berfin'in annesi ve kardeşi geldi. Halleri perişan."

Duyduklarıyla duraksadı Baran. Onları görmeye güçü yoktu. Özellikle de annesini. Berfin ve annesinin birbirlerine ne kadar düşkün olduklarını bilirdi. Şimdi o kadını görünce ne diyecekti? Nasıl hesap verecekti?

Utanıyordu karşısına çıkmaya. Kızını koruyamamıştı. Omzundaki eli hissedince kendine geldi ve arkasını döndü. Omzunu sıkan kişi Bedirhan' dı. Bedirhan'ın kendisine 'Ben yanındayım' deme şekliydi bu hareketi. Daha sonra kollarını açıp birbirlerine sıkıca sarıldılar. Bu zamana kadar hep ağabeyi kardeşine güçlü bir şekilde sarılıp,sırtını sıvazlayarak yanında olduğunu belirtmişti. Gücü ve dayanağı olmuştu her zaman ağabeyi Bedirhan'ın. Bugün ise Bedirhan, ağabeyine olan desteğini ona aynı şekilde gösteriyordu.

Birbirlerinden ayrılınca üç kardeş diğer aile üyelerinin yanına gittiler. Baran'ın duyduğu ağıt sesleri yüreğini yakmıştı. Bu ses Berfin'in annesinden geliyordu. Bacakları titredi. O yaşlı kadının kaşısına çıkacak cesareti bulamıyordu kendinde. Sırtını sıvazlayan bir el ile kardeşine baktı.

"Güçlü ol Ağabey. Sen güçlü olmazsan diğerleri yıkılır. "

Derin bir nefes alarak güçlü durmaya çalıştı. Ve diğer aile fertlerinin yanına geldi. Gözleri önce babasının gözleriyle buluşmuş daha sonra da Berfin' in annesine kaymıştı. Kadın dağılmış haldeydi. Gözleri ağlamaktan kızarmış ve şişmişti. Uzun süredir ağladığı belli olan sesi artık kısılmış ağıtlarını sessizce yakıyordu. Bara'nın içi yanmıştı kadının haline. Gözleri üstünde gezinen kadının gözleriyle buluşunca kısa bir bakışma yaşandı. Baran kadının gözlerinde kendisine karşı öfke ve nefret beklemişti. Hatta gelip yakasına yapışmasını,

"Neden koruyamadın kızımı?"

Diye bağırmasını beklemişti. Fakat yaşlı kadının gözlerinde bunlar yerine gizli bir şey görmüştü. Üzüntü dışında başka bir şey...

Daha sonra yaşlı kadın gözlerini ondan çekip yere odaklanmıştı. Baran'ın kaşları çatılmıştı fakat şu an bunu düşünücek hali yoktu. Kafasını Berfin'in erkek kardeşine cevirdi. Genç çoçuk arkasındaki duvara yaslanmış başını ard arda duvara yavaş bir ritimle vuruyordu. Anlaşınan kendisini daha görmemişti. Dönüp babasına çevirdi gözlerini.

Kendisine bakan oğlunu gören Agit Ağa oturduğu yerden kalkarak oğluna yöneldi. Karşısına gelince iki kolundan tutup sıktı hafifçe.

"Yapman gerekeni biliyorsun oğul."

Hep netti Agit Ağa. Söyleyeceği sözü az ve öz söylerdi. Gevelemeyi sevmezdi. Baran başını olumlu anlamda salladı. Daha sonra Baran ve diğer aile üyeleri Morg'a indiler.Baran Ağa sevdiğini görmek istedi. Son kez.

Morg yazısını görünce içi ürperdi adamın.Üşüdüğünü hissetti. 'Bu yer' diye geçirdi içinden.

'Daha içine girmeden üşüyor insan. Nasıl orada kalırsın Berfin?'

Olduğu yerde kalmıştı. Kendisine seslenen görevli ile yürümeye devam etti. İçeri girdiklerinde bakışları etrafı gezerken güvenliğin yaklaştığı bedene takıldı gözleri. Kalbi hızlanmıştı. Yaklaştıkça terliyordu bu soğuk yere inat. Görevli,Baran'ın yaklaşmasıyla uzaklaştı ordan.

Baran karşısında örtülü olan bedene sadece bakabildi bir süre. Aklı olanları hazmetmeye calışıyordu. Fark etmediği yaşlar gözünden birer birer akmaya başlarken titreyen elleri ile yavaşça kaldırdı örtüyü. Yavaş yavaş görünüyordu o bakmaya doyamadığı yüz örtünün altından. Tamamen açıldığında kaşları çatılmıştı adamın. Gözleri algılamakta zorluk çekiyordu. Karşısında ki yüz bembeyazdı,dudakları ve göz kapakları morarmıştı. Bir eli yavaşça kadının yanağına dokundu. Buz gibiydi.

"Üşümüşsün Berfin.Demiştim ben burada üşürsün diye."

Sesi titremişti tıpkı kendisi gibi. Diğer elini de kadının diğer yanağına koydu titrek bir şekilde. Dokunmaya çekinmişti. Yavaşca eğildi ellerinin arasına aldığı surata. Önce bir gözüne yaklaştırdı dudaklarını ve yumuşak bir öpücük bıraktı. Artık gözlerinden yaşlar hızlıca dökülüyordu. Daha sonra diğer gözüne yöneldi ve onuda öptü yavaşca. Daha sonra yanağını ve diğer yanağını. Gözyaşları kadının yanaklarını ıslatmıştı. Titreyen elleriyle sildi gözyaşının ıslattığı yerleri. Artık takati kalmamıştı. Yatan bedenin karşısındaki duvara yaslanmış ve yavaçca yere çökmüştü. Gözlerini yatan bedene dikmişti. Yaşadıkları kalbine ağır gelmişti. Kelimenin tam anlamıyla bittiğini hissetmişti o an.

Omzuna dokunan bir elle daldığı bedenden çekti gözerini. Ne kadar süredir orada oturduğunu bilmiyordu ama kendisine dokunan kardeşinin gelişini fark etmemişti. Gözleri kardeşiyle buluşunca konuştu Bedirhan.

" Hadi Ağabey, Annesi de vedalaşsın."

Başını olumlu anlamda salladı adam. Kardeşinin çıkmasını bekledi. Odada tekrar yanlız kalınca güçlükle kalkıp kadının bedenine yaklaştı ve alnına uzun bir öpücük bıraktı. Örtüyü tekrar üstüne örttü yavaşça. Sevdiği kadına son vedasını yapıp çıkışa yöneldi. Arkasında sevdiği kadın ile birlikte kalbini de bırakmıştı. Elinin tersiyle gözünü silerek çıktı ordan.

Karşısındakilere bakmadan ilerledi. Fakat önüne dikilen bir beden ile durmak zorunda kaldı. Karşısında Berfin'in on sekiz yaşındaki kardeşi Burak'ı görmüştü ve annesi olan yaşlı kadının gözerinde bulamadığı öfkeyi görmüştü bu gencin gözlerinde.

Burak karşısında duran adama her zaman imrenerek bakardı. Fakat şu an bu adama bütün öfkesini sunuyordu. Bu adamı ablasının katili gibi görmüştü. Nefret etmişti karşısındaki adamdan ablasını koruyamadı diye. Bütün Mardin'in korumalığını yapan bu adam kendi ablasını koruyamamıştı. Hatta belki de onun düşmanları vurmuştu ablasını. Tabi diye düşündü ablasının düşmanı mı vardı sanki? Bu adamın düşmanları belki de intikam için ablasını vurmuştu. Düşündükleri ile ellerini yumruk yaptı. Tam ağzından kelimelerini dökeceken annesinin kısık sesini duydu. Kendisini çağırıyordu. 'Bu iş burda bitmedi Baran Ağa.' Diye geçirdi içinden ve karşısındaki adamı geçerek annesinin yanına gitti. Baran bir şey olmamış gibi devam etti yoluna.

🍁

Sonraki gün içinde Berfin'in cenaze töreni yapılmış. Baran her ne kadar Berfin'i Mardin'e götürmek,kendi topraklarına kavuşturmak istese de. Kızın annesinin,

"Ben İstanbul'da yaşıyorum oğlum Mardin'e dönmeye niyetim yok kızımı ayırma benden."

Israrlarıyla İstanbul'da bir kabristana defnedilmişti kızın bedeni. Daha sonraki günler de Berfin'in evinde mevlitler yapılmış,taziyeler düzenlenmişti. Baran ve ailesi de bir haftadır o evde bulunmuş son görevlerini yerine getirmişlerdi. Ve bu geçen bir hafta da Baran her gün sevdiğini ziyarete gelmişti.

Şimdiden içinde Mardin'e gideceği zamanlar her gün yanına gelemeyeceği için pişmanlıklar sarıyordu. O yüzden çok istemişti sevdiğini Mardin'e götürmeyi fakat bu sefer annesi onsuz kalacaktı. Annesini kırmak olmazdı kendisini ona karşı bu kadar mahçup hissediyorken.

🍁

Çalan telefonu ile düşüncelerinden sıyrıldı Baran. Gözü avucunda ki toprağa kaydı. Boşta olan eliyle telefonu çıkardı arayan kişi Miran'dı. Telefonu kapatıp. Elindeki toprağı tekrar mezarın üstüne dökerek eliyle ileri geri bir şekilde toprağını düzeltmeye başladı.

"Kokun Berfin. Bu toprak kokunu aldı benden. Artık aldığım tek koku bu kara toprağın kokusu."

Derin bir nefes alarak devam etti .

"Alışamıyorum. Bütün bu bir hafta için de yaşadıklarım sanki ruhumdan bağımsız. Sanki bunları yapan sadece bedenim. Ben - ben senin yokluğuna nasıl alışırım söyle? "

Daha sonra sustu adam. Bir haftadır sürekli kurduğu bu cümlelerin cevabı olmadığını biliyordu. Ayağa kalkarak ufaklığın getirdiği su ile toprağı suladı. Geri kalan su ile mermerin cevresini yıkayıp bidonu bir kenara bıraktı. Üstünde ki tozu temizleyerek. Ellerini yukarı açtı ve Fatihasını okudu.

Mezarlık çıkışına gelince ufak çocuğu aradı gözleri. Bulunca eli ile gelmesini işaret etti. Yanına gelen ufaklığa gülümseyip cebinden çıkardığı bir miktar parayı uzattı.

"Yarın su yine hazır olsun anlaştık mı?"

Utangaç bir şekilde parayı alan çoçuk Asker duruşuna geçerek "Anlaştık" diye bağırdı. Baran eliyle çocuğun saçlarını okşayıp ayrıldı ordan.

Mezarlıktan cıkınca durdu. Arkasını dönüp mezarlığın adına baktı. Bir haftadır geldiği yerin adını dahi görmediğini farketti. Gözlerini mezarlığın bütününe çevirdi. Bir tarafından diğer tarafına kadar süzdü.

Ve bir şeyi daha farketti;

"İnsanlar mezarlıktan korkmamayı sevdiklerini toprağa gömünce öğrenirmiş."

Diye geçirdi içinden.

| | |

Umarım beğenmişsinizdir yeni bölümü. ❤

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
Kendinize iyi bakın.❤

Continue Reading

You'll Also Like

3.6K 722 6
GATA'da işine başarılı bir doktor olan Kuzey Ataman, aşk, aile, kadınlar ve güven ile ilgili hiçbir şeye inanmıyordur. Onun için aşk yoktur, sevgi...
869K 36.5K 38
0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kategorisinde 1.S...
1.7M 27.1K 50
- Ahh...abim gelicek yapamayız.. Üstümdekileri delice yırtarak çıkardı. - Abini boş ver gece. Bugün gelmeyecek güzelim Erkekliğini boxer'ından çıkar...
785K 47K 45
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.