♦️BÖLÜM 12♦️

60.4K 2.6K 192
                                    

İyi okumalar.❤

Baran huzursuz bir şekilde arabadan inip yavaş adımlarla konağın kapısına doğru ilerledi. Ayakları geri geri gidiyor,kendi yuvasına girmekten kaçınıyordu artık.

Bu haline,bu hale gelmesine neden olana yine sinirlenerek yumrularını sıktı. Biliyordu hep böyle olacaktı artık.Adamlardan birinin kapıyı açmasıyla içeri girdi. Kimseye görünmeden odasına gitmek istiyordu ama avulda oturan annesi ile göz göze gelince bunun pekte mümkün olmadığını anladı.

Rojbin hanım kaç saattir orada öyle oturduğunu bilmeden oğlunun gelmesini beklemişti. Saat geciktikçe gelmemesinden korkmaya başlamıştı. Umudunu yitirmek üzereyken açılan kapı ile umutla oraya baktı. Sonunda gelmişti oğlu. Göz göze gelince kalktı ve hızlı adımlarla oğlunun yanına gitti.

Anne oğul birbileri ile bir süre bakıştılar. O gözler bir oğlanın annesine caresizliğini anlatıyordu. Yorgunluğunu,bitmişliğini anlatıyordu. Anne ve oğulun konuşmasına gerek yoktu ki. Anneydi bu. Tek bakışıyla anlamıştı oğlunun anlatmak istediklerini. Gözleri doldu. Bir annenin en zor anıydı evladını üzgün görmek. Onun oğlunda daha fazlası vardı. Göz yaşlarını tutamayarak daha fazla dayanamadı ve kollarını oğlunun koca bedenine sardı. Kokusunu içine çekti.

Baran annesinin sarılmasına biraz bekledikten sonra karşılık verdi. Sıkıca sarıldı annesine. Saçlarını örtmüş beyaz yazmasına bir öpücük kondurdu. Özlemişti ana kokusunu. Anneye sığınmayı özlemişti. Her şeye herkese rağmen huzur veren bu koku özlenmez miydi? Derince içine çekti. Artık hayatında kokusunu içine çekebileceği bir kadın, annesi kalmıştı.

Rojbin hanım oğlundan güçlükle ayrılarak yüzünü avuçları arasına aldı. Her iki yanağına öpücükler kondurdu ardından  bir elinden tutarak oğlunun odasına doğru yöneldi. Baran ise bir çoçuğun annesinin serçe parmağını tutup takip ettiği gibiydi. Koskoca adam bir çoçuk gibi annesinin elini tutmuş onu takip ediyordu.

Beraber odaya girdiklerinde Rojbin hanım oğlunun yorgun olduğunu farkındaydı. Elini bırakmadan yatağa oturdu ve oğluna uzanmasını işaret etti.
Baran yatağa uzanarak kafasını annesinin dizlerine koydu ve annesinin saçlarını okşaması ile gözerini kapattı. O kadar yorgun düşmüştü ki bedeni. O kadar sarsılmıştı ki. Bütün yaşadıkları fazlasıyla ağırdı. Şu an bir anlığına bile olsa her şeyi unutmak istedi. Annesinin dizerinde uyumak,her şeyden uzaklaşmak istedi. Yorgundu bu yüzden kendini huzursuz bir uykunun kollarına teslim etmesi uzun sürmedi.

Rojbin hanım oğlunun halini içi yana yana izlerken gözlerinden akan yaşları sessizce sildi. Evladının çektiği acıyı görüyordu da elinden bir şey gelmiyordu ya yüreği sızlıyordu. Hangi annenin yüreği dayanırdı evladını böyle görmeye.
Bir süre sonra oğlunun uyuduğuna emin olunca bir eli ile başını kaldırarak yavaçca kalktı ve başının altına bir yastık koydu. Daha sonra ayakkabılarını çıkarak üstüne bir pike örttü. Karşısında ki kanepeye oturarak bir süre oğlunu izledi. 'Allahım sen yardım et. Sen oğlumu battığı bu bataklıktan çıkar.' Diye dua etti. Zaten elinden dua etmekten başka çare gelmiyordu. Bir süre sonra yavaş adımlarla kalkıp odasına yöneldi.

Odaya girince kocasını yatakta düşünceli bir şekilde otururken gördüğünde artık konuşma vaktinin geldiğini düşündü.Kocasına yaklaşarak ayaklarının önüne oturdu ve dizindeki ellerinin üstüne kendi ellerini koyarak yüzüne baktı.

Agit ağa önüne oturan ve kendisini merakla izleyen karısına bakınca anladı ki karısı konuşmak isteyecekti. Zaten o da biriyle konuşmaya ve fikilerini paylaşmaya ihtiyaç duyuyordu. Yoksa tek başına yaptıklarının doğruluğunu düşünmekten delirecekti. Karısını kollarından tutarak kaldırdı ve yanına oturttu.

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin