Sonsuzluğum

Od queenwtr

16.3K 1K 368

Gerçekten şu dört ay içinde onun o mavi gözleri sonsuzluğum olmuştu.O gözlere bakınca kayboluyordum. Sen Deni... Viac

Bölüm 1:Son seneye geçiş
Bölüm 2:Neden?
Bölüm 3: Benim kızım
Bölüm 4:Aşığım Bu Adama
Bölüm5: Aşığım sana
Bölüm6:Biz çıkıyoruz
Bölüm 7:Parti
Bölüm 8:Beni Bırakma
Bölüm 9:Gerçekler
Bölüm 10:İlk Öpücük
Bölüm 11:Gizli numara
Bölüm 12:Mafyalar aşık olmaz!
Bölüm 13:Seni Asla Bırakmayacağım
Bölüm 14:Sana yemin ederim
Bölüm 15:Sensiz Uyuyamıyorum
Bölüm 16: İzmir
Bölüm 17: İyi ki doğmuşsun
Bölüm 18: Üniversite
Bölüm 19:Romantik öküz
Bölüm 20 : Haftasonu partisi
Bölüm 21

Bölüm 22

153 9 12
Od queenwtr

  Bir sonsuzluk yılı sonrası merhaba!

  Bayadır bir şey yazmıyordum çünkü kitap gerçekten hiç içime sinmiyor ama sizin için devam edeceğim biraz daha, iyi okumalar! 💎

💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙
Deniz'den devam
Biraz daha oturduktan sonra bizimkiler gitmişti. Tabii ki Arda, Zehra'yı bırakmak için ısrar etmiş ve Bora'da poposunun erimesi korkusuyla son anda arabaya atlayıp yürümekten kurtulmuştu.

Biz de Ulaş'la koltuğa kurulup televizyon izlemeye başladık. Hiç ilgi çekici bir şey bulamayınca mecburen 'Yaparsın Aşkım'ın son bölümünü izlemeyi teklif ettim.

"Saçmalama kızım o şeyi izleyecek değilim."

"Ne izleyeceksin Ulaş? Flash Tv açalım istersen, Ankaralı Ayşe'yi dinlersin."

"Sen çok konuşma ver kumandayı erkeğine bakayım."

"Nah diye bir kelime var çok güzel bil istedim." deyip önüme döndüm ama tabii ki elimden kumandayı alıp yerine oturdu.

"Düzgün bir şey aç o zaman." diyerek uyarımı yaptım.

Tabii o beni dinlemeyerek maç programı açtı.

"Ulaş bu ne ya. Kapat şunu!"

"Ne güzel işte kızım ne istiyorsun ben anlamıyorum ki seni?"

Gözüm seğrimeye başlamadan kalktım ve

"Bir şey istemiyorum Ulaş sen benim düşüncelerimi hiç önemseme zaten tamam mı?" diyerek merdivenlere yönelip odaya girdim.

Tamam biraz abartmış olabilirim ama ne yapayım trip atmayınca istediğimi yapmıyor.

Biraz sonra odanın kapısı açıldı ve içeri girip yanıma oturdu. Tabii ben burnum havada, dudaklarım hafif büzük, başım diğer tarafa çevrili klasik trip pozisyonundaydım.

"Ya yavrum ne var yani onu izlesek ben bok yaparsın aşkımı izlemek istemiyorum."

"Peki." diyip tekrar kafamı çevirdim.

"Deniz vallahi seni alır camdan sallandırırım." deyip beni kaşla göz arasında kucağına aldı ve merdivenlerden indirmeye başladı.

"Bana gelmek istiyor musun diye sordun mu?" dedim sakin bir şekilde.

O da aynı sakinlikle "Hayır" dedi.

Sonra beni koltuğa oturtup kumandayı elime verdi ve dizime yatıp elimi saçlarına koydu.

"Bunu izlemek istiyorsan benimle ilgilenmek zorundasın"

İçimdeki gülme isteğini bastırıp bir yandan programı bulmaya çalışıyor bir yandan da Ulaş'ın saçlarını okşuyordum.

20 dakika sonra Ulaş benden heyecanlı bir şekilde 'Yaparsın Aşkım'ı izleyip yarışmacılar hakkında yorum yapıyordu.

"Ben demiştim değil mi?Bak finale geldiler." diyerek bana baktı.

"Sen sanki öbür finale çıkanları söylemiştin ama n-"

"Hayır ben bunları dedim sen yanlış anlamışsın"deyince ses çıkarmadan önüme döndüm. Halat çekme oyunu vardı ve kazanan arabayı alıyordu.

"Hadi be, çeksene oğlum. Hay ben senin amına koyayım ya senin kolunu sikeyim. Protein tozunu içtiğin ağzına ayağımı sokayım ya!"

Daha sonra Ulaş'ın tutmadığı çift arabayı kazanınca Ulaş bağırmaya başladı.

"Bak ben demedim mi? Ha demedim mi? Nasıl kazandılar ama heyt be aferin koçuma!"

"Ulaş sen onları tutmuyodun ki?"

"Hayır onları tutuyordum ya Deniz neden yanlış anlıyorsun sürekli?"

Artık daha fazla dayanamayıp yerimden kalktım ve mutfağa su içmeye gittim. Keşke maç programını izlemesine izin verseydim.

Suyumu içtikten sonra içeri geçerken kapı çaldı. Kapıyı açtım, Arda gelmişti.

"Hoşgeldin Arda. Zehra 'yı bırakmak bu kadar uzun mu sürdü ya?" diyerek göz kırptım.

"Çok konuşma Deniz." diyerek burnumu sıktı ve içeri geçti.

Ulaş ona hoşgeldin demeye tenezzül etmeden televizyonda kanal değiştirmeye devam etti.

"Ee ne yapacağız?"  diye sordum.

"Oturuyoruz?"  diye cevap verdi Arda.

Ağzımı açacakken Ulaş yerinden kalkıp yanıma geldi ve  elimi tuttu.

"Valla kusura bakma ya da vazgeçtim bak. Ben sevgilimle dışarı çıkacağım. Evin ağzına sıçma yeter" dedi ve kapıya yöneldik.

"Ulaş üstümü deği-"

"Hayır böyle güzel işte boşver" dedi ve evden çıktık.

Saat 7'ye geliyordu. Yürüyerek dolaşmaya başladık. Tabii nereden koruma çıkacağını bilmiyordum, gözüme görünmeseler yeterliydi.

"Deniz?"diye soru sorar gibi adımı söyledi Ulaş.

"Efendim?"

"Şu kafeye oturalım mı?"

"Benim daha iyi bir fikrim var."deyip elinden tuttum ve koşturmaya başladım.

Hiç itiraz etmeden gülerek benimle koşmaya başladı ve sahile geldik. Ayakkabılarımı çıkarıp, Ulaş'a da aynısını yapması için işaret verdim. O da ayakkabılarını çıkardığında bir deniz kenarından doğru el ele yürümeye başladık.

"Baksana güneş ne güzel." dedim. Batmak üzereydi ve gerçekten çok güzel görünüyordu.

"Deniz daha güzel." deyip saçlarımı öptü.

Güldüm ve yanağına bir öpücük kondurdum.

"Acaba bir kez daha mı öpsen" dedi yerinde durarak. Bende durup ona döndüm ve yine yanağına bir öpücük kondurdum.

"Oradan istemedim ki" deyip piç smile yaptı.

"Ya nereden istedin?"

"Belki buradan olabilir." deyip dudaklarımdan öpmeye başladı. Kollarımı boynuna dolayıp ben de karşılık verdim.

Alt dudağını ısırdığımda "ah" deyip daha şiddetli öpmeye başladı. Biraz sonra geri çekildim ve dudağının hafif kanadığını gördüm.

"Şey, özür dilerim bilerek yapmadım." deyip arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Utanıyordum.

Yanıma gelip kulağıma fısıldayarak "Emin ol özür dilemene hiç gerek yok" deyip gülümseyerek elimi tuttu.

Piç çocuk.

Sahil boyu yürüdükten sonra bir kafeye girdik ve iki kahve söyledik.
O sırada telefonum çaldı. Selin arıyordu.

"Efendim Selin." diyerek açtım.

"Nasılsın kanki"

"İyiyim sen nasılsın, ne yapıyorsun oralarda?" diye sordum.

"Ne yapayım işte alışveriş, gez-toz, aynı şeyler. Sen?"

"Biz de aynı. Arda geldi bugün biliyor musun bizim evde kalıyor."

"Yaa Zehra ne dedi?"

"Dili tutuldu. Bugün bizdeydi tüm gün işte abim eve bıraktı sonra."

"Ay inşallah bunları da yapacağız kız."

"İnşallah kanki" deyip güldüm.

"Neyse Ulaş'a selan söyle görüşürüz"

"Tamam görüşürüz" deyip telefonu kapattım.

"Kimdi o?"

"Selin. Selamı var."

"Aleykümselam, nasılmış?"

"İyiymiş işte alışveriş falan aynı Selin. Selim arıyor mu seni?"

"Arıyor. Cemre'yle iyilermiş baya bu ara"

Gülümseyip kahvemden bir yudum aldım.

Biraz daha oturup kalktık ve evin yolunu tuttuk.

Arda ortalarda görünmüyordu. Ulaş su almak için mutfağa geçerken ben de duş almak için odama geçtim.

Duşumu aldıktan sonra iç çamaşırlarımı ve geceliğimi giydim. Saat 10'a geliyordu. O kadar uykum vardı ki saçımı kurutmadan yatağa yattım ve gözlerimi kapatıp uykunun beni kollarına almasını bekledim.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Sabah uyandığımda Ulaş yanımda yoktu. Bende biraz gerinip saate baktım. 10'a geliyordu ve ilk ders 11'deydi.

O sırada Ulaş banyodan çıkınca gözleri önce bana sonra vücuduma kaydı. Ne var diye baktığımda gerindiğim için neredeyse popomu açıkta bırakacak kadar açıldığını ve kolumun bir askısının kaydığını gördüm. İçimden bir siktiri çekerek hemen üstümü düzelttim.

"Ya sen neden benim odama giriyorsun!" diye bağırdım ona.

"Akşam öyle demiyordun ama."

"Ne diyordum?"

"Gece üstünü örtmeye geldim tam gidecekken 'Ulaş gitme 'diye mırıldandın. Tabii benim de canıma minnet olduğu ortada."diyerek güldü.

"Be-ben öyle dememişimdir sen yanlış anlamışsındır."

"O gecelikle hala karşımda durmaya devam edecek misin?" deyip koyulaşmış gözleriyle bana baktı.

Bende hemen kalkıp banyoya girdim ve işlerimi halledip çıktım. Ulaş odada yoktu. Dolabımın karşısına geçip giyecek bir şeyler çıkardım, saçlarımı düzleştirip takılarımı taktım ve hafif bir makyaj yaptım.

Aşağıya indiğimde Ulaş kahvaltı yapıyordu. Mutfağa girip Pembe ablaya "Günaydın" dediktek sonra masaya oturup kahvaltı yapmaya başladım.

"Deniz."

"Efendim?"

"Bugün gelmeyeceğim ben bir işim var. Seni okula bırakacaklar tamam mı?"

"Ne işin var?" diye merakla sordum.

"Bizim işler işte." diyerek geçiştirdi. Anlamıştım zaten.

İyice doyduktan sonra Ulaş'la vedalaşıp arabaya bindim. Şoför arabayı sürerken ben de müzik dinlemeye başladım.

Okula geldiğimizde korumalar etrafa yayıldı. Bende içeri girip kantine geçtim ve bir çay alıp masaya oturdum. Derse 10 dakika vardı çünkü.

"Selam!" diyen neşeli sesle arkama döndüm ve Tülay'ı gördüm.(Deniz ve Ulaş'a partiye gelmelerini teklif eden kız)

"Selam!" dedim aynı şekilde gülümseyerek. Karşımdaki sandalyeye oturup çantasını masaya koydu.

"Nasılsın, haftasonu olan tatsız olaydan sonra gerçekten mahcup oldum size." dedi.

"İyiyim. Senin bir suçun yok geçti gitti zatem boşver tatlım."diyerek teselli ettim onu.

"Peki o zaman dersin bitince bana söylüyorsun, birlikte bir şeyler yemeye gidiyoruz. Olur mu?"

"Ya Tülay, önce bir Ulaş'a sorayım sonra söylerim sana tamam mı? Hah bir de numaranı verirsen daha kolay haberleşiriz." dedikten sonra numaralarımızı birbirimize verdik ve vedalaşıp dersliklerimize geçtik.

Hocanın da girmesiyle dersi dinlemeye koyuldum.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Tüm derslerim saat 4'te bitmişti. Okuldan çıkmadan Ulaş'ı aradım ve uzun uğraşlar sonucu Tülay'la yemeğe gitmeme ikna edebildim.
Şuanda da okuldan çıkmış bizim arabayla bir restoranta gidiyorduk.

"Deniz bu korumalar falan baya iyiymiş, baksana arkada bir araba koruma var."

"Ben pek rahat olamıyorum ama olsun." deyip önüme döndüm.

Restoranta geldiğimizde bir masaya oturduk ve yemeklerimizi sipariş ettik.

"Ulaş'la ne zaman tanıştınız?" diye bir soru yöneltti yemeklerimizi beklerken.

"Geçen sene tanıştık. Okula yeni gelmişti."

"Nasıl aynı üniversiteye denk geldiniz peki?"

"Ben burayı kazandım o da sen nereyi kazanırsan kaydımı oraya alacağım dedi"

"Vay. Çok güzelmiş."

Biz böyle konuşurken yemekler geldi, havadan sudan sohbet ettikten sonra mekandan ayrılıp onu evine bıraktık. Biz de eve geldiğimizde Ulaş koltukta oturmuş tabletten bir şeyler yapıyordu. Beni görünce kalkıp yanıma geldi ve sarılıp alnımdan öptü.

"Nasılsın?" dedim.

"Yorgun."

"Duş falan al o zaman bende yemek yapayım."

"Hayır Pembe abla yaptı yemekleri sen dinlen. Hem seninle bir şey konuşacağım" deyip beni koltuğa oturttu.

Merak etmiştim. Ne olabilirdi ki?

"İki gün sonra bir davet var ama diğer insanlar için bir davet bizim içinse toplantı."

"Nasıl yani? Ne toplantısı?"

"Bir mal almamız gerekiyor. Ve davet gecesi yeraltından birkaç adamla gizli bir görüşme yapacağız. Ama herkesin bir partneri olmalı."

"Ben mi geleceğim yani?"

"Seni bu işlere karıştırmak istemiyorum ama zaten ben varken sana kimse bir şey yapamaz. Ayrıca sadece oturacaksın zaten. Malı elinde tutan adam 'Ateş Soylu', o kime vermek isterse ona verecek ve bu mal benim için ve itibarım için çok önemli."

"Anladım ama mal ne?"

"Bir silah. Ama dünyaca ünlü mafya babalarının kullandığı ve en tehlikeli mafya babası ünvanını taşıyan birinin kullandığı bir silah. Yani çok çok önemli."

"Peki o zaman. Gelirim."

"Tamam" deyip gülümsedi ve elimin üstüne bir öpücük kondurdu.

Bakalım bizi neler bekliyordu?

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Oy verip yorum yapmayı unutmayın! 💎💗

Pokračovať v čítaní

You'll Also Like

Acımasız mafya Od nilaa avre

Tínedžerská beletria

3M 83.4K 54
Kitabım mafya konuludur , şiddet ve 18 sahneler olacaktır duyar kasmaya gelmeyin lütfen , bu şekil de okumak isteyen herkesi beklerim
KÜÇÜK KIZ (+18) Od beny4r3n

Tínedžerská beletria

1M 14.6K 37
Aşık olduğu adamın evleneceğini öğrenen Mavi, çareyi en yakın kız arkadaşında bulur. Düğüne kısa bir süre kala acilen bir plan yapmaları gerekmektedi...
25.4M 904K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
1.5M 56.9K 55
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...