Seni Unuttuğumu Hatırlamıyorum

By SelinBaytak

3.2M 156K 17.5K

''Senden sadece beni bırakmamanı istedim. Yanımda olmanı istedim. Çünkü sen farklıydın.Kalbimde ritim değişme... More

1.bölüm
2.bölüm
3.bölüm
4.bölüm
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9.bölüm
10.bölüm
11.bölüm
12.bölüm
13.bölüm
14.bölüm
15.bölüm
16.bölüm
17.bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20.bölüm
21.bölüm
22.bölüm
23.bölüm
24.bölüm
25.bölüm
26.bölüm
27.bölüm
28.bölüm
29.bölüm
31.bölüm
32.bölüm
33.bölüm
34.bölüm
Final
Playlist
2.kitap YAYINDA!!!!

30.bölüm

71.3K 3.6K 722
By SelinBaytak

Gözlerimi açmadan konuşmaya başladım.

"Lütfen bir rüya olmasın."

"Lütfen bir rüya olmasın."

"Lütfen yanımda olsun."

Hadi Günce hazırsın.

Şimdi gözlerini açacaksın ve Doruk yanına uyuyor olacak.

3-2-1

Aç gözlerini!

Şimdi ise kapat gözlerini.

Çünkü Doruk falan yok Günce.

Gördüklerin sadece bir rüyaymış işte.

Daha rüyayla gerçeği ayırt edemiyorsun.

Aptalsın kızım sen.

Sizcede iç sesim biraz asabi değil mi?

Sonuçta sen bensin iç ses. Ve bende sen oluyorum.

Yani ben aptalsam sende aptalsın demektir.

Evet yine saçmaladım.

Bir insan uyanır uyanmaz saçmalayabilir mi ya?

Eğer cevabınız hayır ise daha beni tanımamışsınız demektir.

Yataktan uyuz bir şekilde kalktım ve paytak adımlarla banyoya girdim.

Yüzüme soğuk su çarpınca kendimi daha iyi hissettim.

Daha sonra aynadaki görüntüme baktım.

Gözlerimin etrafındaki kızarıklarla berket görünüyordum.

Şimdi siz berket ne diyeceksiniz.

Berbat + felaket = berket.

Anladığınızı umuyorum.

Aynada kendime yeterince baktıktan sonra banyodan çıkıp mutfağa girdim.

Her zaman ki gibi yine annem ve babam kalkmış masanın başında bekliyorlardı.

"Günaydın prensesim."

dedi babam neşeli ses tonuyla.

"Günaydın."

diye mırıldandım.

Babamınkinin aksine benim sesim neşeli değildi.

Ne? Benden neşeli olmamı falan beklemeyin.

Doruk'u yanımda sanarken bunun sadece aptal bir rüya olduğunu öğrendim.

"Bir sorun mu var tatlım?"

"Ha?"

"Üzgün görünüyorsun."

Üzgün görünüyorum hmm bi düşünelim bakalım acaba neden?

Ah durun söyleyeyim.

Çünkü Doruk yok.

"Üzgün değilim baba."

Yerime oturup önümdeki kahvaltılıklardan tabağıma almaya başladım.

"Bir sorunun varsa bizimle paylaşabilirsin tatlım."

dedi annem saçımı okşarken.

Hayır anne.

Tabiki de sorunumu sizinle paylaşamam.

Doruk'la kavga ettik. Benimle birlikte olmak istedi ama ben istemedim. Çünkü sürtük muamelesi görmek istemiyorum.

Kavgamızdan sonra hiç konuşmadık. Dün onu okul çıkışında başka bir kızla gördüm ve eve gelip uyuyana kadar ağladım.

O kadar meşgulsunuz ki bunu farketmediniz bile.

Artık Doruk yok ve bu benim canımı çok acıtıyor.

Hadi ama bunları size anlatamam anne.

Daha Doruk'un 'D' sini söylemeden bağırmaya başlarsınız.

"Sorunum yok anne. İyiyim."

"Günce."dedi babam. "Geçen gün tanıştığımız arkadaşınla aran nasıl? Neydi ismi? Hah Akın değil mi?"

Baba sanane ya.

Off

"İyi."

"Sevindim. İstersen onu akşam yemeğine davet edebilirsin."

"İstemem."

"Ama biz-"

"İstemem dedim baba. Her neyse size afiyet olsun."

Masadan kalkıp mutfaktan çıktım ve odama girdim.

Hızlı bir şekilde pijamalarımdan kurtulup formamı giydim.

Saçıma da sıradan bir topuz yaptım.

Önceden olsa saatlerde ayna karşısında saçıma şekil vermekle uğraşırdım.

Neden?

Çünkü o zaman Doruk'a güzel görünmek gibi bir amacım vardı.

Tamam şimdi de güzel görünmek isterim ama artık Doruk'la karşılaşmıyoruz ki.

Aynı okuldayız ama onu göremiyorum.

Saçmalığa bak.

Okul çantamı omzuma taktıktan sonra annemlere bir şey söylemeden evden çıktım.

Okula yürüyerek gitmeye karar verdim.

En iyisi müzik dinlemekti.

Depresyona bire bir.

Hatta bazı şarkılar var bırak depresyona sokmayı depresyonu direk insana sokuyor.

Kulaklığımı kulağıma taktıktan sonra şarkı seçimi yaptım ve ardından da şarkıya eşlik ettim.

I can be tougf, I can be strong.

Sert olabilirim, güçlü olabilirim.

But with you, it's not like that at all

Ama seninle, hiçte öyle değil.

There's a girl that gives ashit

Umursamaya bir kız var burada

Behind this wall

Bu duvarın arkasında

You just walk through it

İçinden geçtiğin

And I remember

Ve hatırlıyorum

All those crayz things you said

Söylediğin tüm o çılgınca şeyler

You lefy them running through my head

Aklımın içinden geçiyor

You're always there, you're ewerywhere

Her zaman ordasın, her yerdesin

But right now I wish you were here

Ama şimdi keşke burada olsan

Damn! Damn! Damn!

Kahretsin! Kahretsin! Kahretsin!

What I'd do to have you here here here

Burda olman için neler yapardım

What I'd do to have you near near near

Yanımda olman için neler yapardım

I wish you were here

Keşke burada olsan

I love the way you are

Seni olduğun gibi seviyorum

It's who I am, I don't have to try hard

Bu benim, kendimi zorlamama gerek yok

We always say, say it like it is

Her zaman olduğu gibi söylüyoruz

And the truth, is that I really miss

Ve gerçek şu ki, seni gerçekten özlüyorum.

Şarkı bittiğinde hemen başka şarkıya geçtim.

Yol boyunca 7 şarkı dinledim ve nihayet okula gelebildim.

Okuldan içeri girer girmez bir kız yanıma geldi.

Bu kız dün Doruk'un yanında gördüğüm kızdı.

Bana bakıyordu ama konuşmuyordu.

"Bir şey mi var?"

dedim tersler gibi.

"Kıyamam, çok mu ağladın sen?"

"Ne diyorsun be?"

"Gözlerin baya kızarmışta çok ağladığın için heralde."

"Biraz daha konuşursan senin gözünde moraracak."

"Oo hırçın çıktın sen?"

"Senin derdin ne?"

"Hiç. Sadece eğleniyorum."

Şeytan diyor git saçını başını yol şunun.

Neden şeytana uymuyorum ki

Kafa göz dalsam şuna. Ya da en azından saçlarını yolarım.

Evet evet. Güzel fikir.

Hadi Günce.

Tam kızın saçına yapışacakken biri adımı seslenince durmak zorunda kaldım.

Başımı çevirince seslenen kişinin Özlem olduğunu gördüm.

Hızlı adımlarla yanımıza gelip kıza bakarak "Bir derdin mi var canısı?"

dedi.

"Hayır."

"Güzel. Eğer başına dert almak istemiyorsan uzaklaş."

Özlem o kadar ters bakıyordu ki kız bir şey diyemeden gitti.

"Özlem niye gönderdin ya. Dövecektim ben onu."

"Onu sonra hallederiz. Şimdi halletmemiz gereken başka bir konu var."

"Ne?"

"Gel benimle."

Beni tutup zorla çekiştirmeye başladı.

Bu sırada da bütün okula rezil oluyorduk tabi.

Zaten Doruk bıraktı bari diğer kısmetlerimi kapatmasaydın Özlem ya.

Tabiki de şakaydı.

Doruk'tan başkasıyla işim olmaz.

Nihayet beni çekiştirmeyi bitirdiğinde geldiğimiz yerin tuvalet olduğunu gördüm.

"Halletmemiz gerek bir sorun var derken bunu mu kastediyordun? Çişin varsa git yap kızım beni niye sürüklüyorsun peşinden."

"Of Günce saçmalama. Çişim falan yok."

"Ha anladım ka-"

"Sus Günce. İğrençleşme lütfen."

"Ee niye geldik o zaman buraya."

Omuzlarımdan tutup beni aynaya dönderdi.

"Bak aynaya, ne görüyorsun?"

"Belki üç kere bağırırsam Bloody Mary'i görürüm ama şimdilik sadece kendimi görüyorum."

"Espri yap sen Günce ya. Sus ve aynaya bak. Ne bu halin. Gözlerinin etrafı kıpkırmızı. Hala Doruk için mi ağlıyorsun?"

"Şey..ben boşver."

"Konu sen olunca boşveremem."

"Ben sınıfa gitsem daha iyi olacak."

"Hayır. Hiçbir yere gitmiyorsun."

Çantasını karıştırmaya başladı.

Kim bilir beni yine ne bekliyor.

"Hah işte nihayet buldum."

dedi elindeki kapatıcı gösterirken.

"İstemiyorum Özlem."

"Bende güçsüz görünmeni istemiyorum."

"Güçsüz değilim!"

"O zaman bunu kanıtla. Şimdi izin ver de şu kızarıklardan kurtulalım."

Ne kadar itiraz etsemde ona karşı gelemeyeceğimi biliyordum.

Bu yüzden kendimi Özlem'in sihirli(!) ellerine teslim ettim.

Önce gözlerimin etrafına kapatıcı sürdü.

"Günce ben sizden ayrıldıktan sonra kaç saat ağladın sen?"

"Uyuyana kadar."

"Aptalsın."

"İyi ki söyledin sanki ben bilmiyordum aptal olduğumu."

"Kabullenmen güzel bir şey tabi."

Kapatıcıtla işimiz bittiğinde eline patlatıcısını aldı.

"Özlem."

Dudağıma parlatıcı sürerken "Hmm?" diye mırıldandı.

"Bir rüya gördüm."

"Eee?"

"Çok gerçekciydi."

"Ne gördün?"

"Doruk gece benim odamdaydı. Bana sarılmıştı. Ona gitmemesini falan söyledim. O kadar güzeldi ki."

"Ama sadece bir rüya."

dedi parlatıcıyı çantasının içine atarken. Ardından da rimeli aldı.

"Abartma Özlem, rimele gerek yok."

"Ama-"

"Gerek yok dedim."

"Off iyi be."

diyip rimeli tekrar çantasına koydu.

Bu sefer çantasından başka bir şey çıkardı.

"Oha Özlem düzleştirici mi getirdin."

"Aynen öyle canım."

"Saçımı takmana izin vermeyeceğim."

"Sus ve aç şu topuzunu."

"Hayır."

"Dediğimi yap."

"Of Özlem ya."

Mecburen söylediğini yapıp topuzumu açtım ve saçlarımı Özlem'e bıraktım.

*****

Öğle arası bu kadar sıkıcı olmak zorunda mı?

Aslında Doruk olsa eğlenceli olabilirdi.

Of düşünme Günce, Doruk'u düşünme.

Oturduğum yerden kalkıp çikolata almak için kantine girdim.

Neyse ki sıra yoktu.

Tam parayı uzatacakken çikolataların her zaman ki yerinde olmadığını gördüm.

"Çikolatalar nerde?"

"Kalmadı."

"Nasıl ya? Kalmadı da ne demek? Ben nasıl depresyonumu atlatacağım söyler misiniz lütfen. Kim verecek bunun hesabını. Benim günlük çikolata ihtiyacımı kim karşılayacak? Sonra bu kız niye böyle diyorsunuz. Tabi böyle olurum.Neden? Çünkü çikolata yok! Anlıyor musunuz beni ha? Anlıy-"

"Hoop kızım bir nefes al ya."

dedi çok tanıdık bir erkek sesi.

Arkamı dönünce Efe'yi gördüm.

Hemen yanına gittim ve ellerimi yakasına koyup "Bana çikolata bul."dedim.

"Günce kafayı çikolatayla bozmuşsun sen."

"Efe lütfen. Nolur nolur. Hadi ya. Bak benim acilen çikolata yemem lazım."

"Yok sana çikolata falan."

Efe'nin arkasında duran bir kız "Bir sorun mu var?" diye sordu.

Bu kız dün bahçede konuştuğum kızdı. Adı Melis'ti sanırım.

Ellerimi Efe'nin yakasından çekip Melis'e yaklaştım.

"Şey acaba yanında çikolata olma ihtimali var mı?"

"Hayır malesef."

Yüzümü buruşturduğum sırada Efe yanımıza gelip "Siz ikiniz tanışıyor musunuz?"diye hayretle sordu.

Cevap vermeden Melis konuştu.

"Asıl siz tanışıyor musunuz?"

dedi Efe'yle beni göstererek.

Bu sefer konuşma sırası bendeydi.

"Hey hey hey. Asıl siz ikiniz tanışıyor musunuz?"

Cidden bunlar nerden tanıyorlardı birbirlerini?

"Efe benim erkek olarak en yakın arkadaşım. 9.sınıftan beri tanıyoruz birbirimizi."

dedi Melis'e bakarak.

"Ve Melis'le dün tanıştık."

dedim. Bu sefer Efe'ye bakıyordum.

"Şimdi siz nerden tanıştığınızı söyleyin."

"Efe bana arabayla çarpmıştı. Biz öyle tanıştık."

"Ne? Ona çarptın mı Efe?"

"Abartılacak bir şey yok Günce. Tam olarak çarptım sayılmaz."

dedi Efe kendini savunarak.

"Nasıl çarptın sayılmaz? Bildiğin çarptın hödük."

diye karşılık verdi Melis.

"Bak kızım benimle düzgün konuş."

"Yok ya. Ne yaparsın?"

"Görmek ister misin ne yapacağımı?"

"Hadi göstersene. Gerizekalı."

"Yeter! Bir susun ya. Depresyondayken bile rahat yok. Gidiyorum ben. Sizde ne haliniz varsa görün."

Yanlarından ayrılırken hala söyleniyordum.

Nereye gitsem diye düşünürken karşıdan Akın'ın geldiğini görünce durdum.

"Selam."

dedi gülümseyerek bende aynı tonda karşılık verdim.

Daha sonra devam etti.

"Seninle konuşmam gereken şeyler var."

"Dinliyorum."

"Bahçeye çıkalım mı?"

"Olur."

Bahçeye çıkmak için binanın çıkış kapısına doğru yürüdük.

Bahçeye çıktığımızda gölge bir bank aradık.

Tek bir yer boştu. Bilin bakalım neresi?

Doruk'un otutduğu bankın yanı.

Mecburen oraya gidip oturduk.

Banklar birbirnin dibinde değildi ama yinede yakındı.

"Şey Günce."

"Evet."

"Belki anlamışsındır."

"Neyi?"

"Sana olan duygularımı."

"Ne?"

"Senden hoşlanıyorum Günce."

Başımı yan tarafa çevirdiğimde Doruk'un yanına bir kızın geldiğini gördüm.

Onlara bakmaktan dikkatiki Akın'a veremiyordum.

Ve gördüğüm manzara canımı acıtmaya yetiyordu.

Ağlama!

"Günce."

"E-efendim?"

"Söylediklerimi duydun mu?"

"Ha?"

"Diyorum ki senden hoşlanıyorum. Uzun zamandır bunu sana söylemek istiyordum ama cesaretim yoktu. Bu sabah kalktım ve artık söylemem gerektiğini düşündüm. Yani ben..ah.. bilmiyorum. Beni etkiliyorsun. O kadar güzelsin ki sana karşı koyamıyorum. Böyl-"

"Yeterli. Uzatmanın bir anlamı yok. Madem benden hoşlanıyorsun o zaman deneyelim."



Ha? Ne? Kim?

Deneyelim dedi değil mi? Yani şimdi bunlar sevgili mi oldular?

Olaylara bak sen :D

Öncelikle size söylemem gereken bir şey var.
Yakında -yaklaşık 5 bölüm sonra- final yapmayı düşünüyorum.
Sadece Arkadaş? kadar uzun yazmayacağım bunu.

Ama eğer siz isterseniz 2.kitap gelecek.

Yani sizden ricam bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazdıktan sonra ikinci kitabı isteyip istemediğinizi de yazın.

Günce'nin söylediği şarkı multimedia da var.

Hadi herkes yoruma!!!

Continue Reading