Karı vs Koca (oyun arkadaşım)...

By catisyyy

256K 12.8K 9.8K

"Umarım evleneceğimiz gün yanlışlıkla sakalını değil de, kaşlarını keserler, Yavuz. " "Umarım evleneceğimiz... More

※Giriş※
Bölüm.1. "Uyuz herif"
Bölüm.2. "Kaçıralım, aga"
Bölüm.3 "Sen!"
Bölüm.4 "Karı vs Koca"
Bölüm.5. "Nişan"
Bölüm.6. "818"
Bölüm.7. "Düğün günü"
Bölüm.8. "Kına&Bekarlığa Veda"
Bölüm.9. "Evrenin en güzel gelini"
Bölüm.10. "Angry Birds"
Bölüm.11. "Bahar Karasu!"
Bölüm.12."Özür dilerim"
Bölüm.13. "Kurt!"
Bölüm.14."Oha, çüş"
Bölüm.15. "Sen daha güzlesin"
Bölüm.16. "Maydanoz vs Şans"
Bölüm.17."Beşik kertmesi"
※Duyuru※
Bölüm.18. "Bir hafta özlemi"
Bölüm.19."Seni seviyorum"
Bölüm.20. "2501"
Bölüm.21. "2501 vs 2502"
Bölüm.22 "Kiraz ve Mavi"
Bölüm 24 "Eylem Mericer göbek şov"
Bölüm. 25 "Ekmek arası dondurmalı, ultra acılı patates"
Bölüm.26 "Aileye hoş geldin Maydanoz"
Final. "Karı-Koca"

Bölüm.23 "No stres, yes fantazi"

7.4K 411 238
By catisyyy

Bölüm şarkısı ;  Simge Sağın- Ram ta tam

   ⭐  

Bahar hemen gardiroptaki su mavisi kazağını alıp üzerine geçirdi ve üzerini hızla değiştiren Yavuz'a çevrildi. Genç adam siyah kazağını hızla üzerine geçirdikten sonra dağılan sarı saçlarına aldırmadan elini karısına uzattı.

"Saçlarını düzeltseydin," dedi Bahar dudak büzerek.

"Sonra.. Aşağıda neler oluyor öğrenelim, sonra!" dedi Yavuz.

Bahar kafasını olumlu anlamda salladı ve elele tutuştular. İkisi birlikte hızla yatak odasından çıktılar. Merdivenleri indiklerinde karşılarındaki manzara ile ikisi de küçük çaplı bir şok geçirdi. Şu an aşağıda Çolak ellerini beline koymuş, bezgin ifade ile onu süzen Hamit'e öfke ile bakıyordu.

"Bunu bana nasıl yaparsın, nasıl?" dedi Çolak yeniden bağırarak.

"Yine ne yapmışım, sevgili Çolak? Sabahın köründe niye çemkiriyorsun?" diye Hamit esnedi.

"Ya sen nasıl gidip Ömer İplikçi ile anlaşma yaparsın? Hani bendim senin stil danışmanın? Hani bütün dizayn işleri benim sorumluluğum altındaydı?" dedi Çolak.

"Çolak, manyak mısın sen? Lan sen kıyafet tasarımcısının, Ömer ayakkabı. İkisi çok farklı şeyler. Ayrıca ikinizde kendi alanınızda en iyisisiniz.." dedi Hamit.

"Beni ırgılamaz, profesör! Bana söylemen gerekirdi. Şu an sana tripliyim.." diye Çolak Hamit'in açıklaması ile biraz daha rahatlayarak kollarını göğsünde çaprazladı.

"Bunlar niye böyle?" diye Bahar kocasının koluna girip yavaşça fısıldadı.

"Bilmem. Bazen ben bile onları anlayamıyorum.. Babamın kaprizlerine sabrettiği tek kişi Çolak," dedi Yavuz sırıtarak.

"Şu an fesat düşünen bir tek ben miyim?"

"Saçmalama, Bahar. Şaka amaçlı şey etmiştim ben." diye Yavuz kolunu kızın elinden kurtardı ve parmaklarını parmaklarına doladı.

"Öf, bu mizahın bir gün beni öldürecek, kocacım.. Neyse, hadi onların yanına gidelim." dedi Bahar ve kocasının çenesine bir öpücük kondurdu.

Genç adam göz ucu kıza bakıp çarpık bir gülüş attıktan sonra kıkırdadı. Bahar'ın elini tuttu ve birlikte aşağıya doğru inmeye koyuldular.

"Çolak'cım, sanki sana ihanet edip başka tasarımcı ile iş birliği yaptım! Abuk sabuk konuşma!" dedi Hamit.

"Sen bana ihanet edemezsin, ben seni yarı yolda bırakırım, profesör!"

"Tamam, tamam. Sen haklısın. Hadi şimdi git kıyafet falan tasarla, canım benim." diye Hamit tuttuğu nefesi sıkıntı ile üfledi.

"Aaaaa, üstüme iyilik sağlık. Senin densizliğin yüzünden sabahın köründe çıktığım gibi buraya geldim. Aç geldim ben buraya, aç!" dedi Çolak elini havada sallayarak.

"Allah, Allah. Parfümünü sıkmayı, üzerine kıyafet giymeyi unutmamışsın, ama aç gelmişsin öyle mi? İnsan bir poğaça falan getirir. Nankör!"

"Öfkeliyim, profesör! O yüzden yok sana poğaça falan." dedi Çolak.

"Çolak!" diye Bahar ve Yavuz ortamdaki gerginliği yok etmek için gülümsedi.

"Ah, Sarı ve Porselen. Günyadın,"

"Hiç gün aymadık valla. Sabah-sabah neden kavga ediyor sunuz?" dedi Yavuz saçlarını karıştırarak.

"Ne o, sarışın? İşin mi vardı?" diye Çolak pis-pis ona bakıp sırttı.

"Edepli, ol!" dedi Hamit ve Çolak'ın koluna yavaşça vurdu.

Çolak gözlerini akı görünecek şekilde devirdi. Hemen Hamit'i boş verip, Bahar'a yaklaştı ve kıza sıkı-sıkı sarıldı.

"Porselen, yeğen var mı, yeğen?" dedi Çolak gülerek.

Bahar kıkırdayıp kollarını adama doladı. Çenesini Çolak'ın omzuna koyup,

"Var, var.. İki haftacık," dedi.

"Ay, ne diyorsun? Canım porselenim, tebrik ediyorum. Çolak onun için dünyanın en muhteşem zıbınlarını tasarlayacak. Kız mı, oğlan mı?"

"Ya daha iki haftalık, canım. Bilmiyoruz ki cinsiyetini." dedi Bahar tebessüm ederek.

"Aman, sağlıklı olsun, yeter vallahi. Ben hem erkek için, hem de kız için tasarlarım. Malum, rahat durmuyorsunuz siz. Daha bir ay bile olmadan hamileysen, ileride varya ohoooo.. Bir sürü jojuk doğurursun." dedi Çolak dalga geçerek.

"Çolak!" diye Hamit ve Yavuz bağırdığında,

"Ne var lan, ne var? Sanki doğru değil, yahu.." dedi.

"Ya noloyo sabah-sabah? Niye bağırıyor sunuz be?!" diye bir ses duyduklarında merdivenlere baktılar. Su üzerinde pijamalar ve ayaklarında pofuduk terliklerle aşağıya iniyordu.

"Boncuk, günaydın.. Eee sen ne zaman evleniyorsun?"dedi Çolak sırıtarak.

"Aaa günaydın, Çolak amca.. Hıııı ben unuttum ya söylemeyi" dedi Su gözlerini pörtleterek.

"Sensin be amca! Doğru konuş benimle, daha on sekizinde genç bir erkeğim ben.." dedi Çolak.

"Ya Çolak bir dur. Noldu, kızım?" dedi Hamit.

"Şe-Şey.. Bugün beni istemeye geleceklerdi de."

"Ne? Kızım, mal mısın sen? Bu şimdi söylenilir mi?" dedi Gülümser mutfaktan elinde ekmekle içeriğe doğru koşuşturarak.

"Mal, tescilli mal hem de.. Babama mı çekti ne?" diye Yavuz güldüğünde, Hamit ayağındaki terliği çıkardığı gibi oğluna fırlattı.

"Lan eşek oğlu eşek, utanmıyor musun babanla dalga geçmeye?"

"Ne var ya? Şaka yaptım.. Ayrıca kendini de sövdün az önce," diye Yavuz terlik çarpan kolunu sıvazladı. Bahar'sa Çolak'ın yanında durmuş onun bu çocuksu hallerine gülüyordu.

"Yahu boş verin şunları! Su, git üzerini değiştir ve hemen mutfağa gel. Bahar sen de git salona istirahet et, güzelim. Çocuk daha önemli," dedi Gülümser.

"Yok anne, işe gidiyorum ben. Meraklanmayın, kendime ekstra dikkat edicem ve aşırı yorulmayacağım," diye Bahar hatırlatma yaptı ve elini kocasına uzatıp,

"Gidelim mi artık?" dedi gülümseyerek.

Akşama çöktüğünde Bahar üzerindeki önlüğü çıkarıp katladı ve çantasına yerleştirdi. Sonunda yoğun bir iş günü daha bitmişti ve şimdi eve gidip sevdikleri ile güzel vakit geçirecekti. Dahası şapşik kardeşi, kız istemeye gelecekti.

Kardeşinin ne ara bu kadar büyüdüğünü düşünüp gülümsedi. Feyzullah onun için aşırı önemliydi ve onun mutluluğu, Bahar'ın mutluluğu demekti.

İç geçirip, kapıyı açtı ve dışarıya çıktı. Uzun, beyaz koridorun sonuna vardı ve karşıdan ona doğru gelen Yavuz'u gördüğünde sadece gülümsedi. Genç adam ellerini paltosunun cebinden çıkarıp kollarını yavaşça açtı ve Bahar'a gelmesi için işaret verdi.

Genç kadın küçük bir çocuk gibi sevinip hemen hızla kocasına doğru koşuşturdu. Sonunda adama vardığında hemen adama sarılıp, kafasını göğsüne yasladı.

"Kaslı kollarınla sar beni, kocacım.." dedi Bahar gözlerini yumarak.

"Noldu?" dedi Yavuz gülerek.

"Çok yoruldum ve seni özledim.." dedi Bahar kollarını iyice sıkarak.

"Hey, kaburgalarımı kıracaksın, biraz yavaş, doktor hanım."

Bahar yavaşça Yavuz'dan ayrılıp kaşlarını çatarak adama baktı. Genç adam ellerini kendi beline koyup, ona dik dik bakan kıza gülümseyip,

"Noldu?" dedi.

"Ben burda çok özlediğimden sarılayım, sen kaburgalarını düşün! Kendini beğenmiş.." diye Bahar yalandan adamın yanağına tokat attı.

"Ama bu acıdıııı.." dedi Yavuz dudak büzerek.

"Aşkın vurduğu yerde çiçekler açarmış, Yavuz'cum. Mızmızlanma.."

"Belki öpersen, papatyalar açar ha?" dedi adam sırıtarak.

Genç kadın omuz silkip parmak uçlarına yükseldi ve adamın yanağına tüy misali bir öpücük kondurdu. Ardından bir tane daha kondurarak,

"Dudaklarını da öperdim ama müsait yerde değiliz," diye fısıldadı.

"O zaman müsait bir yere gidelim, karıcım." dedi Yavuz bilmiş bilmiş sırıtarak.

Bahar kafasını sallayıp, elini adama uzattı. İkisinin parmakları kenetlendi ve tam çıkışa doğru ilerleyecekken Bahar'ın çalan telefonunun sesi ile oldukları yerde çakılıp kaldılar.

"Aç hadi.." diye Yavuz gülümseyip çıkışa doğru ilerledi. Bahar telefonu açarken onun birlikte yürüdü. Sonunda telefonu açtı ve arayanın Asya olduğunu görüp rahatladı.

"Alo, canım? Ne oldu?"

".."

"Ne? Peki, peki!"

".."

"Tamam, teşekkürler"

Telefonu kapatıp hemen internetine tıkladı. O sırada çoktan dışarıya çıkmışlardı.

"Bahar, noluyor? Her şey yolunda mı?"

"Yavuz, sınavın cevapları çıkmış.. Kalbim heyecandan duracak şimdi," diye Bahar derin bir nefes aldı.

"Kızım, sakin ol, hamilesin. No stres, yes fantazi."

"Yavuz, dur iki dakika ya.." dedi Bahar sırıtarak.

"Ver şunu.." diye Yavuz kızın elinden telefonu alıp, ekrandaki sonuç tuşuna bastı.

"Ya, ver telefonumu."

"Hayır, bırak ben bakayım. Şans getirdiğimi söylerler." dedi Yavuz.

Bahar çaresizce kafasını sallayıp elleri ile yüzünü kapattı. Şu an heyecan yüzünden kalbi küt-küt atıyordu. O sırada ekrana gelen sonuçlarla genç adam tek kaşını kaldırdı ve,

"Ben bunu anlamadım, sen baksana.." dedi.

Telefonu Bahar'a uzattı ve genç kadın heyecanla telefonu alıp ekranına baktı. Minnak gözleri git gide büyürken kocası anlamsız bir ifade ile onu izliyordu.

"Hayatım, noldu?" dedi Yavuz şaşırarak.

"Ya-Yavuz.. Yavuz, Yavuz... Yavuz geçtim. Lan geçmişim. Yavuz geçtim, geçtim!" diye Bahar zıplamak istedi ama bebeğini düşünüp bu isteğinden vazgeçti.

"İşte bu! Afferin, benim akıllı hatunuma." diye kızı kendine çekip sıkı-sıkı sarıldı. Hemen sonra ayrılıp, alnına küçük bir buse kondurdu ve,

"Tebrik ederim, sevgilim." dedi sırıtarak.

"Se-Sevgilin mi?" dedi Bahar şaşkınca.

"Hım.. Öyle değil misin?"

"Öy-Öyleyim galiba.. Ay, ne diyorum ben. Öyleyim tabii ki.." dedi Bahar yeniden adama sarılarak.

"Daha da başarılı olacaksın, birtanem. Sana inanıyorum."

"Teşekkürler, canım kocacım, teşekkürler. Seni seviyorum.."

"Ben de seni seviyorum, birtanecik karıcım."

Sonunda genç çift çokta uzun olmayan bir yolculuğun ardından eve varmıştı. Bugün büyük bir gündü. Sonunda Su ve Feyzullah arasındaki ilişki, resmi bir şekilde taçlandırılacaktı..

Araba durakladığında genç kadın kemerini çözdü. Tam arabadan inecekken, Yavuz onun elini tuttu ve inmesini engelledi.

"Noldu?" dedi Bahar endişe ile.

"Sarılsana bana.." dedi genç adam ve kemerini çözdüğü gibi uzanıp kıza sarıldı. Genç kadın kocasının bu cümlesinden sonra sadece gülümsedi. Kollarını adama sardı ve yanağını omzuna yasladı. Şu an neden bunu yaptıklarını anlamasa bile oldukça rahat hissediyordu kendini.

"Seni sevdiğimi söylemiş miydim?" dedi Yavuz heyecanla karısından ayrılarak.

"Bilmem, hatırlamıyorum." dedi Bahar sırıtarak.

"Kurnaz sıçan," dedi Yavuz gözlerini kısarak.

"Sinsi yılan," dedi Bahar da aynen onun gibi gözlerini kısarak.

"Taş kafa,"

"Ot beyinli," diye Bahar gülüp, biraz yükseldi ve yana doğru geçip adamın kucağına yerleşti.

"Bana beni sevdiğini mi söylesen acaba?" dedi dudaklarını adamın boynuna sürterek.

"Önce sen söyle.." dedi genç adam gözlerini kapatarak.

"Seni seviyorum," diye Bahar adamın kulağına fısıldadığında Yavuz yutkundu. Karısının sesi tahrik ediciydi.

"Bak, beni zorlama, Bahar. Ayrıca oturduğun yer hiçte sağlam değil."

"Zorlarsam ne olur diye merak ediyorum, sadece." dedi Bahar küçük bir çocuk gibi omuz silkerek.

"Ne olur mu? Tahmin etmek bu kadar zor olmamalı. Sadece hamile olduğuna dua et.." diye genç adam karısının belini kavrayıp kulağına doğru,

"Seni seviyorum," dedi. Bahar sadece gülümsedi. Pis-pis sırıtıp kocasının dudağına bir öpücük kondurduktan sonra yeniden yerine geçti ve kapıyı açtı.

"Mahsus yapıyorsun, biliyorum.." dedi Yavuz bezgin bir ifade ile.

"Tadını çıkarayım dedim!" diye Bahar sırıttı.

"Şu düşük tehlikesi bir geçsin, ben de tadını çıkaracağım." dedi Yavuz kıza göz kırparak.

Bahar gözlerini devirip arabadan indi. Biraz sonra Yavuz da arabayı kitledikten sonra genç kadının elini tuttu. İkisi el-ele verip eve doğru ilerlediler.

"Dur, şimdi duymazlar. Anahtarla açalım" dedi Bahar Yavuzun zile basmasını engelleyerek.

"Peki," diye Yavuz anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı.

İkisi birlikte içeriğe geçip kapıyı kapattılar. Tam ses edecekken, misafir salonundan seslerin geldiğini duydular. Yavuz parmağını dudaklarına koyup, Bahar sesini çıkarmamasını söyledi. İki genç parmak uçlarında misafir salonuna vardığında duydukları ile şoka uğradılar.

"Vay be. Bugünleri de görmek varmış, Yıldırım" dedi Hamit neşe ile.

"Haklısın valla, Hamit. İyi ki bu oyunu oynadıkta, Yavuz ve Bahar evlendi. Artık mutlu-mesut günler bizi bekliyor.." 

Herkes'e merhaba!

Biliyorum, bölüm geç geldi ama internetim yoktu o yüzden bugün yayımladım. Ayrıca bugün Galata'nın Kızkulesine bölüm gelme ihtimali var. 

Emin değilim yine de. Çünkü internetim yok ve birkaç işim var. Umarım anlayışla karşılarsınız.

Bakalım gerçekleri öğrenen Yavuz ve Bahar'ın tepkisi ne olacak.

Continue Reading

You'll Also Like

208K 12.9K 102
Sadece keşke olsaydı dediklerimiz... YavBah #1
171K 11.9K 23
Her yerin yeşillikler ile dolu bir mahalle düşünün. Şehrin o kirli havasından uzak, sessiz, sakin bir sahil kasabası. İşte orası yeşil mahallesi. T...
46K 3.6K 52
Uçurumun kenarında ölüme adım adım yaklaşırken kaybedecek canımdan başka hiçbir şey kalmadığını fark ettim. Kaybedicek hiçbir şeyi olmayanlardan kork...
92.8K 7.8K 61
İdil, çok küçük yaşta ailesi tarafından terk edilmiş bir kızdı. Verildiği yurtta da, yurttan ayrıldıktan sonraki hayatında da bu terk edilmişlik onun...