"Umarım evleneceğimiz gün yanlışlıkla sakalını değil de, kaşlarını keserler, Yavuz. "
"Umarım evleneceğimiz gün gelinliğin kirlenir de, kot pantalon giymek zorunda kalırsın, Bahar"
Romantik Komedi✏
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
⭐
Hamit bey kapıyı aniden açıp, oğlunun odasına daldığında, Yavuz yüzükoyun bir şekilde yatağında uyuyordu. Sapsarı saçları birbirine geçmiş, üzerindeki yorgan kalçalarına kadar sıyrılıp, çıplak sırtını açıkta bırakmıştı.
"Lan, Yavuz!" dedi Hamit ve yatağın kenarına oturup, oğlunu dürttü.
Yavuz homurdanıp, babasının elini uykulu-uykulu itti ve yan çevrilip uyumaya devam etti.
"Duymuyor musun beni, çocuk?!"dedi Hamit ikinci kez onu dürterek.
"Ya ne istiyorsun, baba! Çık git, uyuyacağım" diye Yavuz boğuk bir sesle konuştu.
"Kalk lan! Daha nişanlını hastaneye götüreceksin!" dedi Hamit sırıtarak.
Yavuz duydukları ile kaşlarını çatıp, hemen yatakta doğruldu ve sırtını yatak başlığına verip, aval aval babasına baktı.
"Baba? Sen iyi misin? Ateşin falan yok değil mi? Ya o kızın kendi arabası var zaten! Ayrıca sabahın köründe neden ben onu götürüyorum ki? Kendisi gitsin!"
"Bana bak, Yavuz! Yemin ediyorum, arabanın anahtarlarını alırım, bir daha zor veririm ha! Kalk diyorsam, kalk lan!" dedi Hamit tıslayarak.
Genç adam göz devirip, yorganı üzerinden sıyırarak hemen ayaklandı. Arabası onun için daha değerliydi. O yüzden onu kaybetmemek için, mecburen sabahın köründe Bahar'ın yanına gidecek, onu hastaneye götürecekti.
Yavuz bir yandan giyinirken, Hamit komodindeki telefonu aldı. Açmak isterken, ekrandaki şifre ile duraklayıp,
"Telefonunun şifresi ne?" dedi.
"Ya sana ne baba ya? Bırak telefonumu"
"Araba anahtarlarıııııı" diye Hamit sinsi-sinsi ona baktığında,
"2501" dedi genç adam.
Hamit hemen gerekli şifreyi girdiğinde, telefon açıldı. Ardından Bahar'ın numarasını rehbere ekleyip, hemen "Evden ayrılma, geliyorum" diye mesaj attı. Telefonu kapatıp, komodinin üzerine koydu. Sonra kıkırdayarak,
"2501 ne lan?" dedi.
"Baba, çık odamdan! Karışma artık bana ya!"
"Bağırma bana! Hadi, üstüne başına çekidüzen verip, aşağıya in. Fethi'ler de kahvaltıya gelecek!"dedi Hamit ve kapıya doğru yöneldi. Tam çıkacakken, genç adam bir bebek gibi gözlerini ovup,
"Geliyorum işte! Allah, Allah ya! Baba değil, istihbaratçı sanki!" dedi.
"Seni duyuyorum, ayağını denk al, sarışın"
Yavuz, babasının cevabı ile göz devirdi. Üstünü giyinip, ayna karşısına geçti. Sapsarı saçlarını taradı ve sağ tarafa doğru birazcık jöle ile düzeltti. Bugün de oldukça karizmatik olmuştu. Kendi-kendine kıkırdadı. O kendini bir şey sanan Bahar'ın, ağzının salyaları akacak diye düşündü. Ardından ayaklandı ve banyoya geçti. Yüzünü yıkadıktan sonra, kirli sakallarını temizledi. Losyonla nemlendirip, aynada kendine göz kırptı.
