Bölüm şarkısı: Ahmet Faik Dökmeci Rüya
Multi bölümden bir kesit.
'Adin kalk annem. Efe ve Barış geldi.' dediğinde yatağımdan kalktım ve hangi günde olduğumuza baktım. Bugün cumartesiydi. Peki Efe ve Barış'ın benim evimde ne işi vardı.
Yatağımdan kalkıp tuvalete girdim ve üstümü değiştirdim. Tabii ki bunlar çok kısa sürmedi. Yarım saatte anca hazırlanabilmiştim. Ama onlar beni
daha fazla beklemek istememiş ve yukarı çıkmışlardı
' Lan Adin ağaç olduğum sayende çıksana kızım artık' Barış'ın sesi ile göz devirdim.
'İçeri girin ve cumartesi günü neden bu kadar erken kalktığımızı biri açıklasın' dediğinde kapı açılmış ve Efe ve Barış aynı anda içeri girmeye çalıştığı için kapıda sıkışmışlardı.
'Yuhh koca kapıdan geçemediniz' Barış gözlerini devirdi ve Efe'yi itip içeri girdi.
'Hazırlan havuza gidiyoruz. Biraz hızlı olsana kızım ayrıca yarım saat aşağıda bekledik.'
'Nereye gidiyoruz' dediğimde gözlerini devirdi.
'Efe kalk bana şu çantayı ver. Sende mayonu getir. Kapalı bir şey olsun. Havuzu kapatırdım ama yine de Deniz'ler var kapalı giy. Hatta mayo giy altına şort giy. Böyle daha iyi olur aynen.' şok olmuş bir şekilde Barış'a baktım. Aslında normaldede böyleydi ama şimdi daha bir abartmıştı sanki.
'Sen beyaz tenlisin güneş kremi al yanına ben aldın ama belki seninki farklıdır.' dediğinde gülümsedim ve yaklaşıp yanağından öptüm.
'Sen nasıl tatlı bir kankişsin yaa.' dediğimde gülümsedi. Bende hızlı bir şekilde mayomu ve altına şort aldım. Giyeceğimden değildi ama yinede Barış'ı sinirlendirmek istemiyordum.
Eşyalarımı ona verdim ve çantaya koydu.
' Hazırım hadi çıkalım' dediğimde Efe elini omzuma attı ve beraber odadan çıktık. Aşağıda bizi gülümseyerek izleyen annem ve babama baktım.
'Kızım size emanet gençler.' Efe ve Barış babama gülümsediler ve bir kaç sözden sonra çıkmıştık.
'Nehir'i ve Arya'yı alıp yola çıkıyoruz. Onlara daha önceden haber verildi sadece senin ağır uykun yüzünden bu kadar oyalandık' dediğinde göz devirdim.
'Daha önce haber verebilirdiniz' haklıyım ama şimdi.
'Grup mesajlarına baksaydın haberin olurdu' tamam onlar haklı olabilirdi şimdi.
'Grubu yine sessize aldın demi.' gözlerimi kaçırdım. Ve oturduğum arka koltuktan radyoya uzanmaya çalıştım.
'Ben niye arkada oturuyorum yaa. Efe arkaya geçsin' dediğimde Efe beni başımdan geriye itilmiş ve radyoyu açmıştı.
'Bir sus be kızım.' dediğinde gülümsedim. Ve arkama yaşlandım. Araba Nehir'lerin evinin orda durduğunda Arya ile dışarda bizi bekleyen kızlara kaşlarımı çattım. Arabaya bindiklerinde sinirle nefes aldım.
'Demek bensiz haa.' dediğimde Arya göz devirdi.
'Sabah abim bıraktı.' dediğinde gülümsedim ve başımı salladım.
'Tamam o zaman' dediğimde ikiside gülümsemişti.
'Nereye gidiyoruz şimdi tam olarak' dediğimde Efe bana döndü.
'Şehir dışında yeni yapılmış gayet güzel bir yer. Zaten kapattırdık havuzu. Ares ve Deniz'in kardeşide geliyormuş. Rahat edersiniz it kopuk olmaz en azından' dediğinde başımı salladım.
'Biliyor musunuz ? Şirketin yeni ortağı Ares'lerin şirketiymiş. Dün akşam onlarda yemeğe davetliydik'
Derin ve Arya kolumu dürtüp gülmeye başladıklarında ikisinde dirseğimi geçirdim.
'Babam söylemişti dün akşam. Sizin ve Ares'lerin şirketi birleşiyormuş. Bilin bakalım bu şirketin avukatları kim' dediğinde gülümsedim.
'Sedat Özsoy eşi Melda Özsoy' Efe başını salladı.
'Ve Deniz'in anne ve babası. Zaten babamla babası tanışıyormuş. Aileden gelen bir büroları var. Babası ve annesi avukat bu yüzden Deniz'de o büronun başına geçmek için avukatlık okuycakmış.' dediğinde başımı salladım.
Barış'a baktığımda sadece yola bakıyordu. Canını sıkan bazı şeyler var gibiydi.
'Barış'ım neyin var' dediğimde derin bir nefes aldı.
'Sonra anlatırım güzellik. Bugün bu u yapmamın sebebi kafa dağıtmak zaten'
'tamam' aynadan bana bakıp gülümsedi.
'45 dakikalık bir yolculuğun ardından sonunda gelmiştik. Arabadan inip derin bir nefes aldım.
'Ayy içim şişti valla' dediğimde Efe gülümsemiş ve bagajdan aldığı çantamı uzatmıştı.
'Deniz aradı şimdi onlar girmiş' Barış elini omzuma attığında beraber içeri girdik.
'Hoşgeldiniz Barış Bey' adam yanımıza geldiğinde Barış selam verdi.
'Hadi hazırlanın gelin' Barış'ı onaylayıp kabinlerin olduğu bölümü girdik. Mayomu giyip dışarı çıktığımda Efe ve Barış bizi bekliyordu.
'Lan şortun nerde' göz devirdim.
'Tabii ki onu gitmiycem Barış. Bu mayonun altına şort mu olur' dediğimde derin bir nefes almış tam ağzını açmıştıki kalbinden çıkan Nehir ve Arya'da ben gibi olunca susmuştu.
'Allah'ım sen bana sabır ver. Geçin içeri' dediğinde başımı salladım ve içeri geçtik.
Bizimkiler bizi görmesiyle ayağa kalktıklarını gülümsedim ve Rüzgar'ın yanına gittim.
'Kankiaşkım yaktın ortalığı yine' dediğinde gülümsedim. Bakışlarım bizim çetede dolaşırken Ares ile buluştu. Sinirli bakışları bizim üzerimizde gidip gelirken derin bir nefes aldım.
'Ölmek için çok gencim. Hele katilimin en yakın arkadaşım olması çok koyar. Benden uzaklaşsana azcık' dediğinde gülümsedim.
'Peki' dediğimde havluyu şezlonglardan birine serdim ve oturdum. Yanıma Ares geçtiğinden bir güzel küfür ettim. Kesinlikle şezlong seçimim harikaydı.
'Adin' dediğinde ona baktım. Elindeki güneş kremini uzattığında bir kreme bir ona baktım.
'Kremi sırtıma sürer misin?' dediğinde yutkundum. Sürerdim sürmesinede kalpten ölmezsem.
'Süremem' dediğimde kaşlarını çattı. Ne dediğimi sonradan farkettim ve elindeki güneş kremini aldım.
'yanii sürerim nolucak sanki' dediğimde gülümsedi ve sırtını döndü. Sakin ol Adin. En azından o karın kaslarına sürmüyorsun. Sadece sırtı.
Güneş kremini elime döktüm. Ve sırtına sürmeye başladım. Her yerine sürdükten sonra bana döndüğünde kremi uzattım.
'Sağol' dediğinde gülümsedim. Ve şezlonga uzandım. Mayomdan kaynaklı beyaz bacaklarım ortaya çıktığına kremimi aldım ve sürmeye başladım acı çekmek istemiyordum. Ulaşabildiğim yerleri kremlediğimde sırtıma sürmesi için kalktım ve Nehir'in yanına gittim.
'Nehir yavrım şunu sırtıma sürsene' dediğimde piç bir sırıtış attı.
'Ares'e söyleseydin sürerdi zaten yavrım. Bana niye geldin' dediğinde gözlerimi kıstım ve ona baktım.
'Bence benle dalga geçme Deniz'e nasıl baktığını gördüm güzellik. Herşeyi bir akşam planlayalım anlatıcaksın' dediğimde yutkundu.
'Kızım gözünden hiçbir şey kaçmıyor anasını satayım. Neyse anlatırım. Dön kremleyim' dediğinde gülümsedim ve sırtımı döndüm.
'Adin abla' yanıma gelen Arel'e gülümsedim.
'Abla demene gerek yok canım. Aramızda en fazla iki yaş vardır. Oda yoktur belkide' dediğimde gülümsedi.
'Peki Adin. Havuza girelim mi diyecektim' başımı salladım.
'Mira neden gelmedi' dediğimde gülümsedi.
'Bugün Trabzon'a gittiler onlar' dediğinde başımı salladım.
'Ayy Adin o çok soğuktur şimdi giremem ben' Nehir'e tuhaf tuhaf baktığımda Efe yanımıza gelmişti.
'Barış suyun ılık olmasını özellikle söylemiş. Su soğuk değil yani istediğin gibi girebilirsin' dediğinde Nehir çoktan havuza atlamıştı bile. Gülümsedim ve yanımıza gelen Arya'ya baktım.
'Deli bu kız' dediğinde başımı salladım. Bende suya dalıp Nehir'in yanına gittim. Arel ve Arya'da bize katıldığında yüzmeye başlamıştık. Yorulduktan sonrada havuzun bir kenarına geçip sohbet etmeye başladık.
'Kızlar dedikodunuzunu sonra yapsanızda biraz beraber takılsak' Toprak'dan gelen bu fikiri herkes onayladığında onların bulunduğu yere yüzdük.
'Eee ne yapabiliriz ki beraber' Arel'e bakıp başımı salladım.
'Deve güreşi' ortaya atılan bu fikirle kaşlarımı çattım.
'Yalnız 4 kız 6 erkek. Bir erkek bir erkeği sırtına almalı' dediğimde şeyle herkes Rüzgar ve Efe'ye bakarken kahkaha attım.
'Benim boynum ağırıyor ben oynamam zaten' Efe kenara çekildiğinde Rüzgar etrafa baktı.
'Ben videoyaya çekiyim. Siz oynayın' havuzdan çıkıp havlusunu aldığında herkes birbirine bakıyordu.
'Şey nasıl olucak şimdi' dediğimde gergindim.
'Heyy ben buldum durun' Rüzgar ordan atladığında gözlerimi kısıp ona baktım. Bu çocuk napar eder Ares ve beni yanyana kordu.
'Kızlar arkanızı dönün ve erkekler sizde şu şahane parmaklarımdan birini seçin sonra kızlara seçtiricem ve böylece eşleşmiş olucaksınız. Lan çok zekiyim anasını. Ben olmasam napıcaksınız acaba' dediğinde gülümsedim.
Arkamı döndüm ve erkeklerin parmak seçmesini bekledik.
'Kızlar sora sizde' Rüzgar'ın uzattığı parmaklarına baktım ve birde yüzüne baktım.
Birini seçtiğimde kızlarda seçmişti.
'Evet şimdi kim kimle eş söylüyorum hazır mısınız?'
'Evet söylüyorum'
'Söylüyorum.
'Söylüü.......
' Lan söyle artık oğlum mal mısın. Ne gerilim yaratıyon anasını. Kendini Acun Ilıcalı mı zannettin yoksa Mehmet Ali Erbil mi? Parmaktan sonra diyeceksin diye götüm tutuştu' Barış'a şok içinde baktığımda herkesten bir kahkaha sesi yükselmişti. Bu çocuk bu kadar şeyi ne ara düşünmüşte ne ara söylemişti.
'İyi bee sizede iyilik yaramıyor. Deniz ve Nehir, Arya ve Toprak, Barış ve Arel, Adin ve Ares' dediğinde şüpheyle baktım. Bu çocuk fazla zekiydi.
Barış ve Ares birbirlerine baktıklarında önce Barış konuştu.
'Kardeşime dikkat et' dediğinde gülümsedim.
'Sende. İçim rahat gerçi' dediğinde Arel şaşkınca abisine baktı.
Gülümsedim ve Ares'in yanına gittim. Kalbim heyecandan hızlanırken ilk defa ona bu kadar yakın olmanın hissi vardı bir de.
'Omzuna binmem için biraz eğilme gerek' dediğimde gülümsedi ve nefesini tutup suyun içine girdi. Omuzlarına çıktığımda sudan çıktı ve bacaklarımdan tuttu.
'Dengeni koruyabildin mi?' dediğinde derin bir nefes aldım.
'Evet. Rahatım ben' dediğimde gülümsediğini hissetmiştim sanki.
Ortaya geçtiğimizde Efe ıslık çalmış ve başlamıştık.
Önce Arya ve Toprak ikilisini oyundan attığımızda gülümsedim.
'Ares sen rahat mısın?'
'Neden rahat olmuycakmışımki' dediğinde gülümsedim.
'Omuzlarında beni taşıyorsunda ondan' dediğimde gülümsedi.
'İyim ben hem kuş gibisin biraz kilo alsana sen' dediğinde gülümsedim. Ne kadar fazla yediğimi sende biliyorsun ama kilo alamıyorum' dediğimde gülümsedi.
'Hadi çık bakalım omuzlarıma' tekrar omuzlarına çıktığımda Efe'nin ıslığıyla tekrar oyun başlamıştı.
Arel ve Nehir birbiriyle uğraşırken birbirlerini devirmişlerdi. Bu durum kahkaha atmama neden olurken gülümsedim.
'Hiç bu kadar çabuk yeneceğimizi düşünmemiştim' Ares başını salladığında oyun bittiği için havuzdan çıktık.
'Acıktınız mı?' Barış'tan gelen bu soruya başımı salladım.
' Barış'ım karnımdan sesler gelmeye başladı vallahi yaa. Su insanı çok yoruyor' üzerimde hissettiğim yoğun bakışla döndüğümde Ares ile göz göze geldim. Gülümseyerek beni izliyordu.
Bu çocuk ilk geldiğimde beni öldürecekmiş gibi bakıyordu.
'Tamam kızlar havlunuza sarılın yan tarafa geçip yemek yiyelim.' gösterdiği yere baktığımda havuza bağlı Cafe vardı ama havuza açılan kısım camdı. Yani ayrı bir bölüm gibi duruyordu.
'Barış'a göz devirdim. Yanıma getirdiğim şortumu giydim.
'Havlu ser omuzlarına' Ares kaşlarını çatıp söylediğinde göz devirdim.
'yaa Allah aşkına bizden başka kimse yok.'
'Menüyü verecek kişi erkek olabilir'
'Yuhh abi' Arel bana destek çıkmak istediğinde Ares'in bakışlarıyla sustu.
'Hadi gidelim' önden ilerlediğimde sinirden kudurduğunu bilir gibiydim.
Bu çocuğun duygularını anlamak neden bu kadar zordu. Bazen beni sevdiğinş düşünüyordum bazen öyle bir davranıyordu ki o zaman vazgeçiyordum o düşüncemden.
💫💫💫💫💫💫
Yorgunca kendimi yatağa attığımda gözlerimi kapattım. Bugün çok eğlenmiş ve yorulmuştum.
'Kızım ne uyuyorsun. Sen çağırmadın mı bizi. Kalk şimdi dedikodu yapıcaz. Yarım öğlene kadar uyursun' Nehir'in cırlamasıyla kalktım.
'Tamam tamam kalkın o zaman terasa çıkalım. Yatağı gördükçe uykum geliyor' Arya gülümseyip odadan çıktığında bende arkalarından çıktım.
'Önce mutfaktan abur cubur alalım. Ondan sonra çıkalım' mutfağa inip cips ve diğer abur cuburları doldurduktan sonra terasa çıktık.
Kendimi yerde ki minderlerden birine attım. Kızlarda oturduğunda Nehir'e baktım.
'Dökül bakalım Nehir Hanım' dediğimde gülümsedi.
'Aslında ben emin değilim. Yani sadece çok fazla yakınlaşıyoruz. Bunun üzerimde etkisi olabilir. Birde biliyorsunuz. Ben öyle çok kolay seven bir insan değilim. Belki hoşlantı olabilir ama onun duygularından ve kendi duygularımdan emin olmadığım sürece bir şey söylemek istemiyorum.'
'Anladım.' dediğimde gülümsedi ve öpücük attı.
'Eee Arya senden var mı bir şeyler' dediğimde Arya başını iki yana salladı.
'Siz Ares'le naptınız' gelen soruyla derin bir nefes aldım.
'Ben emin değilim. Kendi duygularımın farkındayım. Ama o ne hissediyor bilmiyorum. Tamam kıskanıyor. Bazen çok farklı hareketleri oluyor ama bu kadar. Sevdiğine dair başka hiçbir bir belirti yok' dediğimde Nehir ve Arya yanıma gelip sarıldığında bende kollarımı onlara doladım.
'Elbet her şey zamanla belli olur kuzum. Üzülmeni istemiyorum.' Arya'da gülümsedim.
'Yanımda sizin gibi arkadaşlarım varken nasıl üzülebilirim' dediğimde gülümsemiştik.
Telefonuma gelen mesaj sesiyle masanın üzerinde duran telefonumu aldım. Ekrana baktığımda şaşkınlıktan küçük dilimi yutucaktım.
'Kızlar Ares mesaj atmış' Nehir ve Arya hemen telefona baktığında yazan mesajla gözlerim daha çok büyüdü.
'Dışarı çık. Bekliyorum.'
'Yuhh burda mı bu şimdi'
'Sanırım. Ben dışarı çıkıyorum. Ne derdi varmış öğreniyim' dediğimde kızlar başını salladı. Hemen koşarak aşağı indim ve dışarı çıktım.
Kapıyı açmamla karşıma çıkan Ares'e şaşkınca baktım.
'Ares senin burda ne işin var' dediğimde kaşlarını çattı ve üstüme baktı. Tamam pijamalarımla çıkmıştım bu pijama şort ve askılıdan oluşuyordu.
'Böyle dışarı mı çıkılır kızım' dediğiyle göz devirdim.
'Konu benim nasıl dışarı çıktığım mı cidden'
'Evet. Biri seni bu halde görebilir' dediğinde yutkundum. Bu çocuk benim kalbimden ne istiyordu.
'Ares bu saatte neden geldin?' dediğimde gözlerime baktı.
'Bu çocuk kim?' telefonundan bir fotoğraf gösterdiğinde kaşlarımı çattım. Dün okulda tesadüfen karşılaşıp konuştuğum bir çocuktu. Aynı kitabı okuduğumuz için konu açılmış ve sohbet etmiştik.
'Dün kütüphanede tanıştığım bir çocuktu. Tesadüfen tanıştık ve bir kitap hakkında konuştuk. Hepsi bu kadar' dediğimde sinirle saçını çekti.
'Gel benimle konuş. Neden bir başkasıyla konuşuyorsun.'
'Ares tesadüfen karşılaştık ve konu açıldı hepsi bu' dediğimde sinirle gülümsedi.
'tesadüfen karşılaştığın kişilerle konuşma o zaman.'
'Ya sanane. Kimle konuştuğum seni neden ilgilendiriyor. Neyimsin sen benim.' dediğimde sinirle etrafında döndü ve yanıma yaklaştı.
Tam bir şey diyecekti ki. Sustu.
Geri döndü kaskını taktı ve motora bindiği gibi gözlerimin önünde kayboldu. Acıyla yutkundum. Çok mu ileri gitmiştim. Gözlerimden yaşlar akarken arkamı döndüm ve kapıda bekleyen Arya ve Nehir'i görmemle koşarak sarıldım.
'Neden canım bu kadar yandı' Nehir sırtımı okşarken içeri girmiştik. Beraber odaya geçip yatağıma uzandığımda gözlerimi kapattım.
'Yarın Fiko'ya gidelim. Kafamızı dağıtırız' başımı salladım.
'Adin üzme kendini. Düzelir elbet'
'Sonra konuşalım olur mu?' ikisindende ses gelmediğinde sırtımı döndüm ve uykunun kollarını kendimi bıraktım.
🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃
'Adin, Nehir ve Arya. Kızlar kalkın artık.' annemin sesiyle gözlerimi açtığımda yanımda döndüm ve kendimi yerde buldum.
'Neden ama yaa neden' isyanımla birlikte kızlar uyandığında onlara baktım.
'Neden ben en uçta yattım yaa.' kızlar gülümserken annemde bu halimize gülmeye başladı.
'Tamam yeter bu kadar. Hadi kalkın kahvaltı yapın. Benim annelerinizle işim var bugün. Çıkıyorum' dediğinde öpücük attım.
'Bizde Fiko'ya gitcez bugün' Annem başını salladığında odadan çıktı.
'Hadi hazırlanın kahvaltı yapıp çıkalım' kızlar başını sallayıp kalktıklarında bende yerden kalktım.
'Adin kıyafetlerinden alıyorum'
'istediğini al kanka' gülümsediğimde gülümseyip dolabı açtı.
'Ayy güzel giyinebilirsin Fiko'yu hiç çekemem' Arya'nın söylediklerine gülümsedim.
Fiko ile güzel bir gün geçirebilirdik ama sanırım birazda olaylı bir gün olucaktı.
Selam. Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Diğer bölümüde yazmaya başladım 600 kelime falan oldu.
Öncelikle sizce Ares'in tavrı nasıl ve diğer bölümde nasıl davranıcak.
Adin ne yapmalı.
Nehir ve Deniz ikilisi olsun mu?
Vee son olarak sınır koyuyorum. Cidden ben bu kadar zaman ayırıp yazıyorum ve okunma sayısına göre gelen oy çok az. Sınır geçince diğer bölümü atıcam.
Oy:15
Yorum:10