Ömer ağa ve eşi Fatma Hanım İstanbul'a iniş yapmışlar oğulları Alparslan onları karşılayıp İstanbul'daki evlerine götürmüştü. Ömer ağa telefonu açmak için saatin biraz daha ilerlemesini bekliyordu ama en sonunda dayanamadı ve leyla hanımın kendisini aradığı numarayı aradı
"Ömer Bey bu saatte insanları uyandıracaksın daha erken" Fatma Hanım eşine söylense de Ömer Bey ısrarla telefonun açılmasını bekliyordu
"Alo"
"İyi günler ben leyla hanımla görüşecektim"
"Leyla evinde ama Feyza burada dur vereyim" makbule hanım Feyza'yı çağırmış ve telefonun annesine olduğunu söylemişti. Feyza kimin aradığını biliyordu, derin bir nefes aldı ve telefonu kulağına götürdü
"Buyurun ben leylanın kızıyım" Ömer ağa müstakbel gelininin sesini duyunca mutlu olmuştu gelinin sesi çok duruydu kendisinin de öyle olduğunu hissediyordu
"Kusura bakma kızım rahatsız ettim bu saatte ama biz bugün leyla hanım ile görüşecektik onu haber vermek istedim"
"Ben size telefon numaramı vereyim, annemle oradan haberleşirsiniz" Feyza telefon numarasını verdikten sonra telefonu iyi günler dileyerek kapatmış ardından da giyinip annesinin yanına eve gitti
"Feyza sen neden geldin ben sana gelme demedim mi?"
"O adam aradı görüşmek için bende telefon numaramı verdim sen al benim telefonumu arar ona göre nerede buluşacaksınız haberleşirsiniz"
"Sen gelmeyecek misin güzel kızım"
"Ben gelmesem daha iyi siz önce bir konuşun" leyla hanım kızının saçlarını okşadı
"Peki senin düşüncen ne kuzum" Feyza annesinin elini tuttu
"Eğer velinin bu pis işleri olmasaydı bile ben babamın son dileğini yerine getirirdim anne o yüzden için rahat olsun, ama lütfen onlara okuduğumu ve okulumu bitirmek istediğimi söyle ben bunca emeğimin çöpe gitmesine göz yumamam" leyla hanım kızına sıkıca sarıldı
"Tamam benim biricik kızım merak etme sen, tamam dediysek de kızımı hemen de vermem" anne kız sessizce gülüştüler
"Tamam sen hadi makbule teyzenlere git bende hazırlanıp çıkayım"
"Tamam annem dikkat et kendine beni de habersiz bırakma makbule teyzeleri ara"
"Tamam annem haber ederim ben sana" leyla hanım kızını öpüp yolcu ettikten sonra üzerine önemli günlerde giydiği kıyafetini giydi ve eşini uyandırmadan sessizce çıktı evden.
Leyla hanım Ömer ağayı aradı ve bir çay bahçesinde buluşmaya karar verdiler. Ömer ağa hazır olan hanımına haber edip evden ayrıldılar ve çay bahçesine geldiler, büyük bir heyecanla leyla hanımı beklemeye başladılar.
Leyla hanım kızını aramış ve gidecekleri çay bahçesini söylemiş ve kapatmıştı, çay bahçesine geldiğinde etrafa göz gezdirdi köşedeki masada heybetli bir adam ve yanında bir hanım vardı biraz gerilerinde ayakta bekleyen elleri önünde bağlı başı eğik bir vaziyette hazır ol da bekleyen bir genç duruyordu. Leyla hanım telefonda konuştuğu Ömer beyin onlar olduğunu görünüşlerinden anlamıştı çekingen ve korkan adımlarla onlara doğru yürüdü, sesini toparladı
"Ömer Bey" dedi Ömer Bey gelen kişinin leyla hanım olduğunu anladığında hemen masalarına buyur etmişti
"Bilal sen arabaya geç"
"Peki ağam" yanlarında bekleyen Bilal ağasının emriyle hemen yanlarından uzaklaşmıştı
"Buyurun leyla bacım, eşim Fatma" leyla hanım sandalyeye oturmuş ve konuşmaya girilmesini bekliyordu
"Leyla bacım öncelikle başınız sağ olsun hasanı genç yaşta kaybetmişsiniz"
"Dostlar sağ olsun"
"Bak bacım yaşananları biliyor musun bilmem ama Hasan bana bir söz verdi kızım olursa oğluna gelin edeceğim dedi... oğlum Alparslan evlenecek yaşa geldiğinde çok düşündüm... eğer ben oğlumu evlendirirsem bir gün Hasan gelirde ben kızımı oğluna gelen etmeye geldim derse diye korktum o gün Bilal'i hasanı bulması için görevlendirdim. Aradan geçen yıllara rağmen vazgeçmedim, bir gün Bilal aradı ve bana hasanın öldüğünü senin de bir adamla evlenip kızını da alıp İstanbul'a geldiğini söyledi. Eski komşunuz telefon numarası vermiş ama sen yanlış numara deyip kapattığında Allah var korktum. İstanbul gibi bir yerde adınız ile sizi bulmak kim bilir kaç yıl sürer diye düşünmüştüm, siz beni arayınca şaşırdım bu kadar kolay olmasını beklemiyordum" Ömer ağa konuşmasını bitirdiğinde leyla hanımda diyeceklerini toparlıyordu
"Eşim ölmeden önce anlattı bana ve sözünü yerine getirmemi istedi ama o göçtükten sonra çok zorluklar yaşadım ve kızım için istemeyerek bir adamla evlendim, benim sizi bulacak ne göçüp ne de tanıdığım insanlar vardı o yüzden sadece bekleyebildim. Siz telefon ettiğinizde eşim evdeydi onun öğrenmesini istemediğim için kapatmak zorunda kaldım kusuruma bakmayın, eşimin sözünü tutmak benim vazifemdi o yüzden sizi arayacaktım hatta kızıma da her şeyi anlatacaktım ama anlatamadım" leyla hanım utanarak sözlerine devam etti
"Eşim velinin belalı adamlara kumar borcu varmış, veliyi dövmüşler ardından eve gelip veliyi tehdit ettiler...3 aya kadar borcunu ödemezse borcuna karşılık Feyza'yı alacaklarını söylediler..."
"Kim bu adamlar anlat hele bacım kimse cezalarını verelim" Ömer ağa duyduklarıyla hiddetlenmiş ve hemen emirler yağdırmak için telefonuna sarılmıştı
"Bilmiyorum ama belalı oldukları belli, sabah hemen sizi aradım ardından da kızıma her şeyi anlattım, kızıma bir zarar verirler diye de komşumda kalmasını tembihledim"
"İyi etmişsin bacım ama artık ben varım oğlum var aşiretim var kimse ne sana ne de kızına zarar veremez korkma sen... peki gelin kızımız ne der bu duruma inşallah gönlü vardır" Ömer Bey tereddütle sormuştu bu soruyu
"Kızımla konuştum o da babasının sözünü yerine getirmek istediğini söyledi ama bir şartı var; benim kızım sınıf öğretmenliği okuyor son sınıf şurada 2 aya mezun olacak inşallah, çok emek verdi ve okulunu bitirmek istiyor sizden tek isteği budur" Ömer ağa hanımına baktı ardından leyla hanıma döndü
"Bak bacım ben Karahan aşiretinin ağasıyım benden sonra da ağa oğlum Alparslan olacak, oğlumun evlenmesinin kendi ailesini kurmasının zamanı gelmiştir ama bizlerde cahil insanlar değiliz gelinimizin tahsiline biz bir şey demeyiz ama oğlum ne der bilmem" leyla hanım karşısındaki ailenin düşündüğünden daha köklü ve güçlü olduğunu bir o kadar da katı kararlarını olduğunu anlamıştı ama artık bunun dönüşü yoktu.
"Ben oğlumla konuşayım sizde kızınızla konuşun yarın çocuklarımız da gelir hem tanışırlar hem de bir karar veririz"
"Peki siz nasıl derseniz, ben müsaadenizi isteyim eşimin haberi olmadan geldim bir an evvel gitmem gerek"
"İstersen seni bıraksınlar bacım"
"Gerek yok sağ olun" leyla hanım masadan kalkmış ve çay bahçesinden ayrılmıştı. Hemen kızını aradı ve çıktığını söyledi.
Feyza dört dönerken içi içini yiyor ne olup bittiğinimerak ediyordu, Alparslan ise şirkette babasının vereceği kararı merakediyordu.