Mert'e baktım ne cevap verecek diye ama o kızı takmamıştı bile. Yanıma gelerek "ya sabır, ya sabır sen çok oldun " deyip beni havanlandırdı
" hooop ne oluyor ya " " heey indirsene beni " ama o beni takmadan yürümeye devam ediyordu.
" Mert " , " Yaa Mert indirsene " pat diye koltuğun üstüne indirmesiyle neye uğradığım şaşırdım " Al indirdim "
" yavaş ayı "
" sus "
" susumuyorum ya hem sen kimsin de bana emir veriyorsun "
"Ada ! sabrımı sınıyorsun kalbini kırmak istemiyorum o yüzden sus "
" Mert " dedim aynı zamanda ayağa kalkmaya çalışırken "aaa" ayağımın acımasıyla yüzümü buruşturdum. Mert yanıma gelip " al işte bir rahat durmadın .... iyimisin ? " diye sordu cevap veremedim çünkü ayağımın acısı buna izin vermedi.
"Ada cevap versene iyimisin ? " sessiz bir şekilde "iyiyim " diyebildim sadece .
"kalk doktora gidiyoruz " deyip beni kucaklayacağı sırada elimle onu durdurdum
" hiç bir yere gitmiyoruz sen bana telefonumu veriyorsun ve ben TEK BAŞIMA eve gidiyorum "
tek başıma kısmının üzerine baskı uygulayarak söyledim
" o zaman eve ben bırakıyorum "
"Mert ! cidden çok yoruyorsun beni taksiyle giderim ben "
" Ada illa sevgilini mi çağıralım ? ! " diye bağırmasıyla mal mal bakmaya başladım. Ne saçmalıyor bu hiç bir şey anlamadım ama daha fazla ayakta duramayacağımı anladım ve geri oturdum. Mert'e bakıp bu saçma çıkışına cevap verdim.
"Mert ne saçmalıyorsun sen ya benim sevgilim falan yok "
o zaman o it neden sevgilim dedi lan "
" sen şuan kimden bahsediyorsun bilmiyorum ama ortada yanlış anlaşılma olduğu net bir şekilde bariz " içeri yine esmer kız girdi ve konuşmamız yarıda kesildi kız Mert'in yanına geçip omzuna dokundu " sakin ol Mert kızın üstüne gitme " bak sen şuna ya , elimle kızı işaret edip
" Mert Allah aşkına sen onu bunu bırak da bu kız kim oluyor da durmadan bizim konuşmamızı bölüyor "
Mert'e sorduğum soruyu yine o kız cevapladı
"kuzeniyim adım Dilara " dedi
ana kuzeni çıktı ya lan e söylesenize baştan dimi ama yanlış anla - neyse
Mert' e dönüp
"kuzenin mi ? "
Mert " evet ne sandın "
hadi bakalım Ada cevap ver şimdi
" ben bir şey sanmadım canım ben ne sanabilirim ki zaten hem sansam da beni neden ilgilendirsin zaten ..." tam dürüst toparlayamadığım sözümü kesen bu sefer benim telefonum oldu .
Mert arayan numaraya bakıp bana verdi soğuk ve sinirli bir ses tonu ile " Mertcan " dedi
" açmak istemiyorum "
" ver o zaman ben açarım "
" saçmalama "
" saçmalamıyorum, gayet ciddiyim "
" tama ben açıyorum ve BEN konuşuyorum " diyerek telefonu açtım
"Ada sen misin ? yoksa o it mi ? "
" hayır benim Ada 'da o it derken "
"Ada sonunda ; dün seni aradım telefonu bir it açtı "
kafamı kaldırıp Mert'e baktığımda dik dik bana bakıyordu
" Mert beni yalnız bırakır mısın ? tek başıma konuşmak istiyorum "
Mert bana bakıp tamam anlamında kafasını sallayıp odadan çıktı. Ve bende Mertcan ile konuşmama geri döndüm .
" onun da mı adı Mert "
hiç bir şey söylemedim
" seni dinliyorum iki de bir arayıp beni neden rahatsız ediyorsun "
" Ada bak ben gerçekten çok pişman-"sözünü yarıda kesip
" ya geç bunları Mertcan insan olan bir kere anlar konuşmak istemiyorum senin yalanlarını da dinlemek istemiyorum
" Ada seni ne kadar çok sevdiğimi bilmiyor musun ? "
" bilmiyorum , bilmekte istemiyorum ."
" nasıl bilmezsin seni ne kadar çok sevdiğim senin için yaptığım onca şeyi ne çabuk unuttun"
" onca şey mi yaptın ? evet yaptın ! unutmak kolay mı oldu sanıyorsun yaptığın şerefsizlikleri, hayat adanmak için değil yaşanmak içinmiş bunu sana adadığım hayatı mahvettiğin zaman anladım Mertcan bu yüzden hiçte kolay olmadı "
"Ada "
bıkkın bir ses ile " Mertcan yeter artık arama beni arama bana mesajda atma benim bu Dünya da ki varlığımı unut "
" sen beni affet edene kadar asla vazgeçmeyeceğim "
" YA YETER ! VAZGEÇ ! Böyle yaparak beni de kendine de acı çektiriyorsun gerçekten yeter "
en son söylediğim cümleyi fazla bağırmış olmalıyım ki Mert hızlı bir şeklide odaya girdi ve yanıma gelip telefonu kulağımdan alıp Mertcan ile konuşmaya başladı .
"lan piç kurusu , kızı rahat bırak "
"bende diyordum benim adaşım nerede"
" ne diyorsun lan kimsin "
sinirlerim bozulmaya başladı ağlamak istemiyorum ama elimde olan bir şey değil
" kimsem kimim sen bizim aramızdaki meseleye karışma "
" bana bak lan o.ç bu kızı rahatsız etmiyorsun bu bir , eğer bu kızın senin yüzünden ağladığını ; bırak ağlamayı senin yüzünden üzüldüğünü görürsem veya duyarsam ölümün ellerimden olur bu da iki " deyip telefonu kapattı ve bana verdi bir süre telefonun ekranına baktıktan sonra telefonu yere fırlattım yanımda gördüğüm ne varsa yere fırlattım sinir krizi geçirdiğimin farkındaydım ama kendimi sakinleştiremiyordum tıpkı eskiden olduğu gibi. Mert'te bunu fark edip beni sakinleştirmeye çalışıyordu fakat onuda duyamıyordum.Sonra Mert'e durup baktım feci halde dağılmış saçları ile beni sakinleştirmeye çalışıyordu daha sonra gözlerim karardı ve yere düştüm bayılmadan önce son duyduğum ses Mert'in sesiydi .
*************
Gözlerimi açtığımda hastanedeydim bir kurtulamadım şu lanet olası yerden... Gözlerimi biraz kırpıştırdığım da yanımda Esila ve Mert vardı ha birde Mert'in kuzeni .
Esila uyandığımı görünce hemen yanıma geldi
" uyandın mı ? kuzum nasılsın ? iyisin dimi ? "
"iyiyim " dedim sesim biraz kısık çıkmıştı. Mert'e döndüğümde bir süre bana bakıp odadan çıktı. Ne oldu şimdi buna şimdi yaa .
MERT'İN AĞZINDAN ;
Dayanamıyorum...Ada' nın bu halini görmeye cidden dayanamıyorum .Onu üzdüğümde kendimden nefret ediyorum insanlardan nefret ediyorum .Onun canı yandığında kendi canım yanıyormuş gibi hissediyorum Ada hayatıma girdiği günden beri her şey çok değişti off kafam çok karışık .
Ben lavoboya giderken Nehir Nazlı ve Ekin bana doğru geliyorlardı
Ekin telaşla " Ada kaç numaralı oda da " diye sordu
" 102 numaralı oda da"
onlar yanımdan uzaklaşırken bende lavoboya gittim elimi yüzümü yıkayıp odaya geri döndüm. Odaya geri döndüğümde kimse yoktu ve Ada uyuyordu yanına yaklaştım istemsizce elim saçına gitti o kadar yumuşaktı ki ipek gibi elimi saçından çekip yüzünü incelemeye başladım hiçbir pürüz yoktu çok güzeldi tıpkı masum bir bebek gibi ... Kapının açılmasıyla kendimi toparlayıp Ada'nın yanından ayrıldım . Yatağın karşısındaki koltuğa oturup telefonumu elime aldım . İçeri giren Esila'ydı elinde tepsi ile yanıma doğru geldi "Ada'ya yemek getirdim .. şey rica etsem tepsiyi tutar mısın ? bende Ada'yı uyandırayım "
"tabi " deyip tepsiyi elime aldım Esila 'da Ada'nın yanına gitti uyandırmaya başladı şuan fark ettim de Ada ne güzel uyuyordu . Ada uyandıktan sonra tepsiyi Esila'ya verdim . ve yedirmeye başladı.
ADA'NIN AĞZINDAN ;
Yemeğimi yedikten sonra Esila bir peçete yardımı ile ağzımı sildi ona gülümseyip teşekkür ettim oda bana gülümseyip "rica ederim bebeğim sen benim kardeşimsin her zaman yardımcı olacağım " yeniden gülümseyip sarıldım sarılırken gözüm Mert'e kaydı oda gülümsüyordu ...Sarılmamızı bitirdiğimizde içeri doktor girdi .
" hastamız nasılmış bakalım "
" gayet iyiyim ne zaman çıkabilirim "
" şu anlık bir sıkıntı yok yarım saat sonra çıkabilirsiniz "
" peki teşekkür ederim "
" ne demek görevimiz yalnız ayağını daha fazla zorlamamaya dikkat et "
" tamam "
"görüşürüz "
"görüşürüz"
doktor odadan çıktıktan sonra Esila Mert'e dönüp " çıkış işlemlerini sen hallet ben Ada'yı hazırlayayım " dedi Mert bana dönüp " tamam " deyip odadan çıktı...
"Ada "
"efendim"
"sence de Mert çok garip davranmıyor mu ? sana karşı "
" ne gibi "
" ne biliyim sana bir şey olunca deliye dönüyor farkındaysan"
" bir şey deyim mi "
" de kuzum "
" hiç fark etmedim "
Esila bana ters ters bakıp "salaksın sen "
" ne ya " dedim gülerek " bu arada Ekinler nerede " diye sordum
" onların yarına yetişmesi gereken sunumları varmış o yüzden gittiler eğer akşama kadar bitire bilirlerse gelecekler "
Eyvah sunum yarın sondu inanamıyorum ya ne yapacağız şimdi biz nasıl yetiştireceğiz " Esila bizim bugün Mert ile sunumu tamamlamamız lazım "
Esila bir yandan eşyaları toparlarken bir yandan da bana söyleniyordu "deli misin ? sen hala sunum diyorsun " tam da o sırada elinde tekerlekli sandalye ile odaya Mert girdi .
"işlemleri hallettim hadi çıkalım " diyerek beni yataktan kaldırıp sandalyeye oturttu
Esila " siz çıkın ben de çantaları alıp geliyorum hem etrafa bakarım bir şeyler kalmış mı diye "deyince bizde odadan çıktık.Asansörden inerken sunum konusu açmaya karar verdim umarım kızmaz
"Mert .. sunum yarına son "
"ee ne yapalım"
"Mert ne yapalım mı var yapmamız lazım yarına kadar o sunumu ben bir sene daha aynı dersi okumak istemiyorum "
" ADA ! tek başına okumayacaksın bende olacağım "
" Allahım delircem sen mal mısın acaba istemiyorum neyine ısrar ediyorsun sen yapmazsan yapma ben yaparım tek başıma " dedim trip atarak
" of Ada of tamam yaparız "
sırıtarak ona baktım
" valla bir triple her bir şeyi yaptırıyorsunuz adama "
"sunuz ? "
"kadın milletti "
"hee .. ee işimiz bu "güldü ve beni arabaya bindirdi Esila da gelince yola çıktık . Esila'yı eve bıraktıktan sonra bende üzerimi değiştirip Mert'in yanına indim Mert ilk önce beni baştan aşağı süzüp .
" kızım senin ha uzun elbisen yok mu ? "
" Mert yaz günü nasıl bir şeyler giymemi beklersin "
" bilmem diz altı etek veya elbise "
" Mert saçmalama istersen .. neyse hadi arabaya binmeme yardım et "
Mert sessiz bir şekilde "en azından bana gidiyoruz başka yere gitseydik çok beklerdin bu elbise ile gitmeyi " diye söylenince dik dik ona baktım her ne kadar sessiz söylese de duyuluyordu
" geç hadi geç bakma öyle " diyerek arabaya bindirdi ve Mert'in evine geçtik .
*************
Mert oturma odasına beni bırakıp kendisi odasına bilgisayarına almaya çıktı. O odaya çıktıktan 2.3 dakika sonra kuzeni geldi biraz sohbet ettik . Bugün gidecekmiş Mert'in yanına 2 günlüğüne gelmiş onu da ben zehir ettim Mert Dilarayı gönderdikten sonra bizde sunuma başladık. Saat 6'ya geliyordu ve ben acıktım aynı zaman da yoruldum Mert'e dönüp
" ben acıktım " dedim
"bende acıktım dışarıdan bir şeyler sipariş verelim hem beklerken dinlenmiş oluruz , ne istersin "
"pizza ! " diye çıkıştım gülerek
" tamam o zaman ben hemen söylüyorum " deyip pizza sipariş verdi . Bende bu arada tuvalete gittim . Geri geldiğimde çok beklemeden pizzalarımız geldi ve yemeye başladık .
Saat 11;30 'a gelirken sunumun tamamlıyorduk ve benim yorgunluktan uykum geldi. Mert bunu anlamış olacak ki "biraz dinlenelim istersen "dedi
bitkin bir ses tonu ile " olur" dedim
"sen burada otur ben kahve hazırlayayım "diyerek mutfağa gitti .Bende bilgisayarı kucağıma alıp kafama göre takılmaya başladım fakat bu iyi bir fikir değildi çünkü daha da çok uykum geldi göz kapaklarım kapanmak için direnirken bende onlara ters tepki yaparak kapatmamak için direniyordum. Mert gelene kadar kafamı koltuğun kenarına koydum ve gözlerimi kapatıp biraz dinlenmelerine izin verdim .
***********
Gözüme gelen güneş ışınları ile gözlerimi araladım . İyide burası benim odam değil ki hemen yatakta toparlanıp etrafıma bakındım bu siyah renkle dekore edilmiş oda Mert'in olmalı kokusu çok tanıdık çünkü için içim tam rahatlarken dün ki sunum aklıma geldi "eyvah sunum " tam ayağa kalkacağım sırada alçım da ki notu fark ettim notta ; " Günaydın sunumu dert etme ben dün hepsini bitirdim bugün hocaya teslim edicem sende bir yere ayrılma ben gelicem ben " derin bir nefes verdim oh rahatladım üstümüzden kocaman yük kalktı yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu tam odadan çıkacaktım ki gözüme bir fotoğraf çarptı . Fotoğrafta ki kadın annesi galiba çok benziyorlar Mert ile . Odadan çıkmak yerine biraz daha kalıp inceledim çoğu eşyası siyahtı ama benimkinden toplu bir odası vardı Mert'in kokusu her yere yayılmış o kokuyu son kez içime çekip aşağı indim . Kendime koltuğa bıraktım ve Esila'nın dedikleri aklıma geldi
GEÇMİŞ:
"Ada "
"efendim"
"sence de Mert çok garip davranmıyor mu ? sana karşı "
" ne gibi "
" ne biliyim sana bir şey olunca deliye dönüyor farkındaysan"
" bir şey deyim mi "
" de kuzum "
" hiç fark etmedim "
###
Aslında fark etmiştim ama ne bileyim şuan kendimi bir ilişkiye hazır hissetmiyorum...Mert'in bana karşı olan davranışları çok hoşuma gidiyor ama ona aşık olmaktan korkuyorum. Mert; dışarıya karşı ne kadar sert gözükse de aslında o kadar sert birisi değil dışarıya sert olmasının nedeni büyük ihtimalle geçmişte yaşamış olduğu olaylar ne yaşadığını bilmiyorum ama bunun tek açıklaması bu olabilir .Derin düşüncelerden çıkıp hava almak için bahçeye çıktım . " ben bu alçıya alıştım ya yürüyebiliyorum öncesi ki kadar acımıyor da " ben kendi kendime alçımla konuşurken Mert geldi
" of Mert nerede kaldın çok acıktım ve çok sıkıldım"gülerek yanıma geldi "tamam o zaman hadi gidiyoruz " dedi önden giderken arkasından bağırdım "Mert ! zahmet edeceksin ama beklesen mi acaba her ne kadar yürüye bilsem de koşturamıyorum " arkasını dönüp beni aldı ve arabaya gittik
"nereye gidiyoruz şimdi "
"ilk önce senin evine gidip şu elbiseni değiştiriyoruzüstüme bakıp ondan sonra kahvaltıya gidiyoruz "
"taktı elbiseme ya ne var elbisemde "
"elbise miydi bu ? ben bunu tişört sanmıştım alt tarafı yok ya ondan " üstüme bakıp
" mal mısın var ya işte " deyip eteğimi gösterdim tam bir şey söyleyecekti ki telefonu çaldı .
MERT AĞZINDAN ;
Ada'ya laf sokacağım sırada telefonum çaldı .Arayan Özür dü
" efendim Özgür "
"alo abi "
"söyle"
neredesin yani şuan ne yapıyorsun "
"yoldayım ne oldu "
"benim arabam çekildi de beni gelip alıver dicektim"
"yine mi ? "
"aynen ama bu sefer bir kızın oyununa geldim "
"he , he "
"valla abi ya "
"iyi tamam geliyorum neredesin "
".....dayım bekliyorum "
telefonu kapatıp Ada'ya döndüm
"ne oldu "
"Özgür'ün arabası çekilmiş onu almaya gidiyoruz"
" hee tamam ... yav manyak mısın beni eve bırak sonra nereye gidiyorsan git"
"beleş kahvaltı kaçırıyorsun ama bak "dedim göz kırparak.Benim göz kırpışıma karşılık oda gözlerini devirdi ve bıkkın bir ses tonu ile
"Mert !" dedi gülüp "seni aç bırakacağımı düşünmedin dimi , kahvaltımızı yapalım sonra seni eve bırakırım ama ilk önce gidip şu yolda kalmış kerizi alalım "dedim hafif bir tebessüm ile kafa salladı .
************
"ya sabır" derin bir nefes alıp gözlerimi Ada'ya diktim belki demek istediğimi anlar diye ama saf anlamadı daha fazla dayanamayıp yüksek bir ses tonu ile "Özgür ceket " dedim arabayı durdum Özgür kaşlarını çatıp salak mısın der gibi baktı ve ceketi uzattı "bu sıcakta ceketi ne yapacaksın "diye sordu ama onu cevaplamak yerine ceketi Ada'nın bacaklarına koydum.
Ada ceketi düzeltirken bana baktı ve " bu ne şimdi "dedi
bende "arabada iki tane erkek var"dedim uyarıcı bir ses tonu daha sonra önüme dönüp arabayı çalıştırdım ...
"Mert"
"efendim güz-" son anda diyeceğim şeyin farkına varıp sustum.
"ne kadar kaldı kahvaltı yapacağımız yere"
"az kaldı"
"yaklaşık 1 saatten beri az kaldı diyorsun ama az kaldığı falan yok .. çok acıktım ben "
"işte geldik "Ada etrafına meraklı gözlerle bakınmaya başladı "ee hani nerede" ona doğru yaklaşıp bir yeri işaret ettim "bak şurada ki çay bahçesi" dedim
"tamam hadi inelim çok acıktım"
***********
"off be ne yedim " dedi Özgür
"oğlum ne midesizsin sen"
"ne abi acıkmışım"
Ada'ya döndüğümde yüzünü buruşturmuş bir şekilde Özgür'e bakıyordu acaba şu an ne kadar tatlı gözüktüğünün farkında mıydı ?
"Mert ya ne biçim arkadaşların var senin " Özgür Ada'ya bakıp
"bu biçim arkadaşları var beğenemedin mi ? "
"beğenemedim"
"ama Mert'i beğeniyorsun galiba"
"ne alaka ya şimdi "
Bölümü beğenirsiniz inşallah😊