2.BÖLÜM

154 19 4
                                    

İnanmıyorum sarının arkadaşı tam da karşımda duruyordu. O da mı bu sınıftaydı, şahsen sınıfa ilk geldiğimde hiç dikkatimi çekmemiş. Ekin'in bana seslenmesiyle gözlerimi çocuğun üstünden çektim. '' Efendim mavişim'' ben mavişle konuşurken Özgür' ün arkadaşının benim sırama oturduğunu farkettim. Buda bana ikinci şok oldu. Maviş ''ağzını kapat ağzını sinek girecek şimdi'' deyip kahkahalar attı.

Mavişin bana laf sokmasıyla ağzımın açık olduğunu farkettim. Fark eder etmez ağzımı kapattım. Gözlerimi kısıp Ekin' e dil çıkarttıktan sonra yerime oturdum.

Oha kokusu tanıdık gelen kişi sen miydin? Acaba adını tekrar sorsam söyler mi. Tam soracakken çocuğun biri lafımı kesti.

''Mert oğlum gelmiyomusun''

Ben ''Mert mi??'' diye kısık sesle adını tekrarlayınca,

Bana döndü ve tek kaşını kaldırıp ''beğenmedin mi, adımı öğrenmek istiyordun öğrendin işte.'' deyip sırıttı. Ben ise şaşkınlıktan dona kalmıştım elim ayağım titriyordu. Gözümden yaşların boncuk boncuk aktığını farkettim. Ben unutmaya çalışırken sıra arkadaşımın adının Mert olması normal mi?

Cevap veremeden sınıftan koşar adımlarla çıktım. adımlarım hızlanmıştı, nereye gideceğimi bilmeden koşuyordum, sadece snıftan uzaklaşmak istiyordum. En sonunda bahçeye çıktım, duvara yaslandım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Ben bu çocuğu unutmamışmıydım neden şimdi bu haldeyim.

Bir elin omzuma dokunduğunu hissettim Ekin' di. O bana ağlamamın nedenini bilmeden üzgün bir şekilde bana bakıyordu , benim ise hala gözlerimden yaşlar süzülüyordu.

''Sorun mu var dicem ama sormama hiç gerek yok. Noldu güzelim kim üzdü seni hıh ??''. Ona anlatmalımıydım yoksa yapmacık bir gülümsemeyle yok birşey deyip geçiştirmelimiydim. İkinci seçeneği seçip '' yok birşey maviş'' dedim. Bana bakıp inanmayan gözlerle ''eminmisin yüzün hiç öyle demiyor ama.'' Ben bile inanmadım onun inanmamasına şaşırmadım. Bana bakıp ''gel buraya sümüklü cadı'' bana sarılmak için kollarını kocaman açtı, kollarımı boynuna sarrak sarılmasına izin verdim . Sımsıkı sararken gözlerimdeki yaşlar daha fazla akmaya başladı . Kendime hakim olmaya çalışsamda olmadı . Göz yaşlarımı durduramadım.

Ekin ; sakinleş konuşucaz kim üzdü seni bu kadar ?

kollarımı boynundan çekip yanaklarımda süzülen yaşı sildim

" şuan konuşmak istemiyorum sonra konuşsak olurmu ? "

Ayağa kalktı ve " gel bakalım " deyip elini uzattı beni de yerden kaldırdırdıktan sonra karşımızdaki banka oturduk

Ekin; "Nazlı ve Nehir hocaya yakalandıkları için yanına gelemediler onlar dersten çıksın kafeye gideriz orda biraz sakinleşirsin konuşuruz sonra seni eve bırakırız "

gülümseyerek "olur " dedim benim omzuma kolunu atıp beni kendine çekti ve saçlarımı karıştırmaya başladı bende gülerek ona vuruyordum sonra bakışlarıma bize dik dik bakan Mert'e çevirdim karşımda duruyordu onu görünce duraksadım ama hala Ekin saçımı karıştırıyordu bende Mert'i umursamamaya çalışarak tekrar Ekine dönüp kızmaya başladım ama gülerek tabi

"yaaa maviş karıştırıp durma saçımı " gözüm yine Mert'e kaydı bize bakarak yeşil ceketinin cebinden bir sigara çıkartı ve dudaklarının arasına aldı diğer eliyle çakmağı alıp sigarayı yaktı. Biz Ekin ile tartışırken Nazlı ile Nehir bizi görünce el sallayıp "Adaa'' diye seslenmeleriyle, son kez Mert' e baktım ve kendimi daha fazla üzmemek için oradan ayrılıp kızların yanına gittik.

Nehir ''yaa canım bizde gelicektik yanına ama hocaya yakalandık nasılsın iyimisin''. Biraz daha iyi olduğumu belirtmek için gülümseyerek '' önemli değil, iyiyim şuan Ekin saolsun beni kendime getirdi'' Ekin bana bakarak "ne demek her zaman omzumda ağlayabilirsin" dedi omzumu gösterip gülerek.

Sersem SevgilimWhere stories live. Discover now