NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)

By selin-visne

1.8M 105K 38.6K

Kiraz Mahallesinin yaralı abisi Halit ve masum kızımız Nazenin'in hikayesi... Başlama Tarihi : 2017 More

TANITIM
TANITIM II
TANITIM III
1. Yeni Bir Hayat
2. Göğe Bakma Durağı
3. Çiçek Kız
4.Muhallebi Çocuğu!
5. Dedikodu
6.Pamuk Şeker
7. Umutları Elinde Kalır
8. İmtihan Bu Ya..
9. Biçare
10. Bak Aşk Diyorum
11. Uzaktan Sevmek
12. Çıkmaz Sokak
13. Çok Eskiden Karşılaşacaktık
14.Kendini Bulmak Senin Elinde
15. Hüzün Sessizliğin Olmuş
16. Rüzgarım Olan Adam
17. Seni Zamana Bıraktım
18. Sensiz Olmaz
19. Senden Öğrendim
20. Bu Şehirde Sen Varsın
21. Mavi Hareler
22. Bitmesin
23. İlkler
24. Bir Çıra Meselesi
25. Bir Sen, Bir Ben, Bir De Bebek
26. Küçük Osman (Osman&Yeliz)
27. Kaynanam Baldan Tatlı!
28. Naz Evi !
30. Dönüm Noktası
31. Meftun Bir Adam
32. Anne Kız
33. Ay Şahit
34. Meydanlar Bizim!
35. İstemeyle Topyekün Mücadele
36. O Kurnadan Bu Kurnaya !
37. Sevda Kervanı
38. Anılar
39. Bir Pazar Kahvaltısı
40. Bir Olmak -1-
41. Bir Olmak -2-
42. Hazırlıklar Başlasın
43. Son Dokunuşlar
44.Kınayı Getir Aney!
45. Hayat
46.Bir Şarkısın Sen
47. Oy Oy Güzelim
48.Sevince
49.
50.
Minicik Bir Duyuru
51. Hızla Geçen Günler
52. Bölüm (Final)

29. Beklenmeyen Misafir

27.1K 1.7K 556
By selin-visne

Bölümü @KiTaPkolikKIZ27 ithaf ediyorum 🌸
İyi Okumalar.

~~

Nazeninle Nalan Hanım kahvaltıdan sonra Ahsen'e kahve içmeye çıkmışlardı. Aslında kahve işin bahanesiydi, Nalan Hanım geleli beri kızı gibi gördüğü Ahsen'le sohbet edememişti Nazenin de Yiğithan bebeği özlemişti.

Ahsen yaptığı kahveleri sehpanın üstüne koyup Nalan Teyzesinin yanına oturdu. Çok severdi Nalan teyzesini. Uzakta olsalar bile sürekli telefonla görüşürlerdi. Elinde büyümüş sayılırdı.

"Ahsen her geçen gün daha çok büyüyor sanki" kucağına aldığı Yiğithan'ın boynunu koklayıp öptü Nazenin. Oldum olası bebekleri koklamaya bayılırdı.

"3. Ayına girdi teyzesi koca adam oldu benim oğlum. Gör bak yürümeye başlasın soluğu ilk sende alacak" göz kırparak konuştu Ahsen.

"Nasıl gidiyor güzel anne alışabildin mi bebeğine, anneliğe ?"  Nalan Hanım kahvesini eline alırken konuştu.

"Hamile olduğumu ilk öğrendiğimde biraz tereddüte düştüm Nalan teyze hazır hissetmiyor gibiydim. İçimde bir canlı büyüdükçe sevincimin yanında korkum da baş gösterdi. Ya bakamazsam ? Ya iyi bir anne olamazsam düşünceleri yedi bitirdi beni. Doğumdan sonra onu kucağıma aldığım ilk an" Ahsen derin bir iç çekerek Nazenin'in kucağında kendisine bakan oğluyla göz göze geldiğinde dayanamayıp minik eli öptü.

"Onu kucağıma ilk aldığım an o an istedim ki zaman dursun. Biz hep böyle kalalım. Nalan teyze bugüne kadar bütün yaşadığım duyguların o günkü hissettiğim duygunun yanında ne kadar az kaldığını anladım. Kucağıma aldığımda içimden dedim ki, keşke daha önce kavuşsaydım sana. Nasıl bir özlemmiş bu. Geleceğinden haberin bile olmayan birini bu kadar özlemek. Tarifi olmayan bir duygu. Anne olmadan da anlayamıyor insan" parmaklarını göz pınarlarına koyup sildi Ahsen. Anne olalı beri de ayrı bir duygusallaşmıştı.

Nalan Hanım eliyle Ahsen'in elini tuttu. "Ah benim güzel kızım. Annelik bambaşka bir duygu değil mi ? Hiçbir şeye benzemiyor. Her duyguyu içinde barındırıyor fakat hissettiğimiz her duygudan daha farklı daha üstün."

"İçim titriyor bebeğime bakarken. Aklımın bir köşesinde ya ona bir şey olursa vesvesesi var ve bir türlü kurtulamıyorum."

"Kurtulamazsın ki bu düşüncenden bak bu yaşımda bile benim aklımda da var bu düşünce. Çünkü anneyiz biz. Ayağına taş değmesinden bile korkarız."

"Dünyadaki tek meziyetim anne olmakmış gibi geliyor bana" oğluna bakarak konuştu Ahsen.

"Anne olunca insan kendini unutuyor değil mi" gülümseyerek sordu Nalan Hanım.

"Öyle Nalan teyzem. Kendimden önce bebeğim geliyor"

Ahsen ayağa kalkıp Nazenin'in kucağından oğlunu alıp öpüp kokladı.

"Ya niye aldın ki ? Biz ne güzel oturuyorduk birlikte seviyordum Yiğithan'ı " Nazenin sızlanarak söylendi.

"Özledim oğlumu" diyip bir kez daha öptü sonra arkadaşına bakıp devam etti konuşmaya. "Bu benim oğlum. Hem çok istiyorsan evlende doğur bir tane" sözlerinden sonra Nalan teyzesine göz kırptı.

"Nalan teyzemin de anneanne olma zamanı geldi bence Naz. Hem benim oğluma da arkadaş lazım gördüğün gibi çok çabuk büyüyor."

Nazenin Ahsen'in bu sözlerine gözlerini devirdi. "Merak etme canım yarın siparişin elimizde olur" diyerek dalgayla konuştu. Annesi Halit'i benimseyecekti de, evlenecekti de çocuk yapacaktı da içinden koca bir "ohooo" çekti Nazenin. Uzun zaman vardı önünde ne yazık ki. Yoksa istemez miydi Nazenin sevdiği adamdan çocuğu olsun? Annelik duygusunu tatmayı. Canından gelen canı sarmalayıp sarmayı.

Nalan Hanım Ahsen'in kucağındaki Yiğithan'ı kucağına alıp severken konuştu. "Aslında benimde anneanne olma zamanım geldi sanki"

Ahsen Nazenin'e dönüp tek kaşını yukarıya kaldırıp "duydun mu" der gibi baktı.

"İlgili kişiye iletilsin lütfen" diyerek konuştu Ahsen.

"Ama anne sende hem Halit'in burnundan getirmek istiyorsun hemde anneanne olmak istiyorsun. Arada yırtılan deli Bekir'in yakası oluyor haberin yok"

"Oda seni ilk başlarda ağlatmasaydı şimdi burnundan getirmezdim. Anneyim ben anne. İlk önce benim içimin rahat etmesi lazım."

Nazenin Ahsen'e bir şeyler söyle dercesine baktı. Ahsen Nalan teyzesinin yanına oturup "valla hiç öyle bakma Nalan teyzem çok haklı. Ya hem biz kız tarafıyız. Kız evi Naz evi. İstediğimiz kadar naz yapma ve süründürme hakkına sahibimiz. Öyle değil mi Nalan teyzem?"

"Ne güzel dedin Ahsenciğim. Keşke benim güzel kızım da anlasa biraz"

Nazenin kendisine karşı bir olmuş ikiliye bakıp "off " çekti.

Ahsen çalan kapıyı açmak için ayağa kalktı. Yılmaz'la birlikte salona döndüler.

"Nazenin Nalan teyze hoşgeldiniz" misafirlerle selamlaştıktan sonra oğlunu kucağına alıp karısıyla yan yana oturdu. Tam evli mutlu çocuklu resmî çizmişlerdi.

"Bende seninle bir şey konuşacaktım Yılmaz."

"Hayırdır baldız bir sorun mu var?" merakla sordu Yılmaz.

"Göğe Bakma Durağını yeniden açmaya karar verdim ama dükkan satılmış galiba satan alan kişiyle görüşmem gerek."

Yılmaz sakince başını salladı. Ahsen ise arkadaşına "ciddi misin" der gibi bakıyordu.

"Ne yani sen tekrardan mı açacaksın dükkanı ? Gitmeyecek misin ?" Sevinçle sordu sorusunu aslında dükkanı açmak istediğinden gitmeyeceğini anlamıştı ama ne olur ne olmaz diye tekrardan teyit etmek istemişti Ahsen.

"Evet tekrar açıcam Göğe Bakma Durağını ve evet gitmiyorum"  dün akşam annesiyle enine boyuna konuşmuşlardı Nazenin. Ne istiyordu bundan sonrası nasıl olacaktı beraber konuşmuşlardı. Mutlu olduğu bir işi yapmak istiyordu ve Göğe Bakma Durağında çok mutluydu Nazenin.

"Çok sevdiğim bir kocam var canım oğlum var en yakın arkadaşımla komşuyum. Daha ne isterim ki ben ?" Gülerek arkadaşının boynuna sarıldı Ahsen. Bazı insanlar gerçekten çok şanslıydı.

"Aslında bir tane de kızımız olsa fena olmaz" karısının tepkisini ölçmek ister gibi baktı Yılmaz.

Ahsen hışımla Yılmaz'a dönüp gözlerini kocaman açtı. Şimdi burada söylenecek şey miydi bu ? "Yiğithan daha çok küçük" dişlerinin arasından konuştu.

Yılmaz tam bir şey söyleyeceği sırada Ahsen konuşmaya başladı. "Aşkım sen dükkanın sahibini ara istersen de Nazeninle konuşsunlar" Yılmaz karısına gülerek kafasını sallayıp mutfağa geçti.

"İlahi Ahsen. Yılmaz'ın ağzına tıkadın kelimeleri"

"Bugünlerde abimde de Yılmaz'da da çocuk isteği başladı. Hadi abim neyse yeni evlendi istiyor. Bizimkine ne oluyorsa. Yiğithan daha çok küçük. İki yaşına gelmeden bu söz konusu bile değil." Kesin bir dille ifade etti Ahsen. Gebelik zorlu bir süreçti ve şuan bunu tekrardan kaldıramayacağını biliyordu.

"Baldız saat 5'te dükkanın önünde seni bekliyor sahibi."

Yılmaz'ın söylediğiyle kafasını salladı Nazenin. İçinden dükkanın sahibinin zorluk ya da sıkıntı çıkarmamasını ümit ediyordu.

~~

Nazenin sahilden yürüyerek dükkanına ilerliyordu. Kendini çok gergin hissediyordu ya sahibinin o dükkan hakkında başka planları varsa ve dükkanı kiralamasında sıkıntı çıkarırsa ? O zaman mecbur başka bir yerde dükkan bakacaktı. Bakardı bakmasına da o dükkanı istiyordu Nazenin. Çünkü o yeri kendine ait hissediyordu. Hem o duvarlar kendiyle ilgili birçok anıya şahitlik etmişti. Halitle orada tanışmıştı, tanımıştı. İpek'le o dükkan sayesinde tanışmıştı, kardeşi yerine koymuştu. Bir sürü yeni insan edinmişti o yer sayesinde. Dükkanın duvarlarına ilmek ilmek işlemişti dekorasyonlarının her birini zevkle, sevinçle. Dört duvarı kendi hayal dünyasına çevirmişti hayallerini gerçekleştirmişti orada. Eğer şimdi dükkanın sahibinden olumsuz yanıt alırsa yıkılırdı.

Dükkanın önüne geldiğinde başını yan tarafına çevirip Halit'in yenilemekte olduğu çay bahçesine baktı. Havaların iyice ısınmasıyla Halit dışarda oturulan yerleri yeniden dekore ettiriyor, boya yapılıyor masa ve sandalyeler değişiyordu. Arkasına dönüp kepenkleri indirilmiş dükkanına baktı. Evet orası kendisinin dükkanıydı. Adam zorluk çıkarırsa Nazenin de hiç yapmadığı bir şeyi yapıp çirkefliğini gösterecekti. Kararlıydı.

Omzuna dokunan elle irkilip hızlıca arkasını döndü ve sevdiğinin kollarında buldu kendini. Halit'e dükkanın sahibiyle konuşacağını bilerek söylememişti. Dükkanın sahibi zorluk çıkarır Halit'in de sağı solu belli olmaz diye kendi halletmek istemişti.

Halit kollarındaki kadının boynunu başını eğip kokladı. Ardından yanaklarından öptü. Baldan tatlı kayınvalidesi geldiği günden beri ne başbaşa vakit geçirebilmişlerdi öpmeyi bırak el ele bile tutuşamamışlardı. Hasret çekiyordu ilişkilerine gelen sıkı denetim yüzünden.

Halit sormadan Nazenin anlatmaya başladı. "Ben tekrardan Göğe Bakma Durağını açmaya karar verdim"

Halit Nazenin'in alnından öpüp konuştu. "Nihayet"

"Açmaya karar verdim de dükkan satılmış bende yeni sahibiyle konuşmak için geldim"

Halit başını usulca sallayıp Nazenin'in elinin bir tanesini kavrayıp tokalaşma hareketini yaptı.

"Merhaba Nazenin Hanım ben dükkanın yeni sahibi Halit Alsancak."

Nazenin önce söylenenleri idrak etmeye çalıştı, sonra da kaşlarını çattı.

"Şaka yapıyorsun. Halit gerçekten şakanın sırası değil" diyerek konuştu Nazenin.

"İsterseniz şaka yapmadığımı benim odamda belgeler eşliğinde konuşabiliriz Nazenin Hanım" Halit kaşları çatılmış ve şaşkınca bakan sevdiğinin bir şey demesini beklemeden elimden tutup çay bahçesinden içeri girdiler. Kasanın biraz ilerisindeki kendi odasına geçtiğinde kapıyı kapattı. Masanın üstündeki evrakı alıp Nazenin'in gözlerinin önünde tuttu.

Kağıdı elleri arasına alıp bir çırpıda okudu Nazenin. Ardından elindeki evrakı hızlıca Halit'in koluna vurmaya başladı.

"Ah ya Naz napıyorsun. Kızım vurmasana bi dur. Ah !" Halit beklemediği bir anda gelen darbelerden kurtulmaya çalışırken sevdiğinin elini tuttu.

"Sen şimdiden başladın ama şiddete güzelim olmaz ki böyle" gülerek konuşurken Nazeninden dizine bir tekme yedi.

"Ah dizim" eliyle dizini tuttu. Çiçek kızın elinin ayağının böyle ağır olduğunu bilmiyordu. Yalnız sol dizine sağlam tekme yemişti. Halı saha da bile olmamıştı böylesi.

Nazenin hızını alamayıp elinin içiyle dizini tutmuş sızlanan adamın kafasına vurup yanıbaşındaki koltuğa oturdu.

Kafasına gelen darbeyle resmen afalladı Halit. Koltuğa geçmiş bacak bacak üstüne atmış sevdiğine gülmemek için zor tutuyordu. Gülmemesi gerekti yoksa Nazenin kafa göz Allah ne verdiyse kendisine dalacaktı bu sefer.

"Senin bu şiddete eğilim sorununu konuşmamız gerek bitanem. Hep böyle olacaksa evlendiğimizde ben bir aya kalmaz öbür tarafı boylarım" gülmemek için kendini kasarak konuşuyordu Halit.

Nazenin hışımla yanında oturan Halit'e döndü. "Zaten biz sadece benim şiddete eğilim sorunumu konuşalım. Yanılıp şaşıp da, dükkanı satın aldığını, bana bunu neden söylemediğini, bütün gün dükkanın sahibiyle konuşmanın nasıl geçeceğinin stresinden karnıma giren ağrıları, annemle senin arandaki husumetin ne zaman sona ereceğini, annemin bugün öğrendiğim anneanne olma zamanının geldiğini dile getirmesini hiç konuşmayalım Halit olur mu ? Biz sadece şiddete eğilimi konuşalım hayatım."

Halit güzel gözlüsünün nefes bile almadan söylediği sözlerde ne kadar haklı olduğunu biliyordu. Sözlerin içinden şaşırdığı kayınvalidesinin anneanne olma isteğiydi. Demek ki durum sandığı kadarda vahim değildi. Anneanne olmayı istediğine göre Nazeninle evlenmesine onay verirdi. Verirdi tabi yoksa nasıl anneanne olacaktı !

Sinirle kendisine bakan Nazenin'in yanaklarını kavrayıp dudaklarından öptü. Alnını alnına dayayıp konuşmaya başladı. "Sakinleşmediysen sakinleşene kadar vurabilirsin."

"İstemiyorum" diyerek mırıldandı Nazenin. Söyleyince rahatlamıştı. Her şey güzel giderken küçükte olsa sorun çıkmasına dayanamıyordu.

Halit koltukta arkasına yaslanıp Nazenin'i göğsüne doğru çekti. Çenesini sevdiğinin başına yasladı.

"Gideceğin gün Göğe Bakma Durağının önünde konuşmuştuk. Sen konuşurken o anda kendi iç hesaplaşmam başladı. İçimden dediğim ilk cümle şu olmuştu. Ulan şu dükkanı bile hevesle , heyecanla, umutla baştan yarattı şimdi de senin sevdan yüzünden elleriyle yaptığı her şeyi bırakıp gidiyor. Öyle bir vicdan azabı sarmaya başlamıştı ki beni. Çünkü senin Göğe Bakma Durağını kendi ellerinle nasıl yaptığını görmüştüm. Duvarlara o afişleri asarken heyecandan merdivenden düşecek olduğunu, duvarın tavanına güneş ve bulut çizerken boyanın üstüne dökülmesini ve senin umursamadan tekrar devam ettiğini. Üstünün kirlenmesini umursamadan yere oturup kitapları tek tek sildiğini özenle raflara yerleştirdiğini günde belki 10 defa yerleri ve camlarını sildiğinin hepsinin farkındaydım. "

Sevdiğinin başını öpüp devam etti.

"Bir gün çay bahçesine giderken dükkanın üstünde satılık yazısını gördüm. Kalakaldım. Orası senindi. Benim yüzümden bırakıp gitmiş olsanda sana aitti orası. Başkası kim bilir neler yapacaktı o dükkana. Senin özenle astığın afişleri sökecekti, tavanına güneş çizdiğin yeri griye boyayacaktı belki de. Kitap raflarını sökecekti senin tek tek uğraştığın şeyleri bir anda bozacaktı. Buna müsaade edemezdim. Aradım dükkanın sahibini çok kısa sürede satın alma işlemlerini tamamladık. Dükkanın kapısından içeriye girdiğimde sana yemin ederim ki buram buram sen kokuyordun. Kokusu sendin. Afişlere baktım. Elimi boş kitap raflarından gezdirdim. Ağaç şeklinde olan rafın üstündeki "Nazenince" yazan yerde elimi gezdirirken seni ne kadar çok özlediğimi anladım. Dükkanda olduğum dakikalar içinde sanki sen kapıdan içeri girecekmişsin gibi bekledi gözlerim. Sensiz o yerde durmakta o yere girmekte o kadar zordu ki bir daha girmedim zaten. Ama söz vermiştim kendime ikinci defa  Göğe Bakma Durağına geldiğimde yanımda sende olacaksın diye."

"Ne diyeceğimi bilemedim. Beni öyle mutlu ettin ki. Teşekkür ederim" gözlerini silerken bir yandan da konuşmaya çalışıyoruz Nazenin.

"Teşekkür etmeni istemiyorum. Ben bir söz verdim kendime sana. Bundan sonra mutsuz olacağın hiçbir şey olmayacak hayatımızda. Sen yeter ki mutlu ol." Sımsıkı sarıldılar birbirlerine.

"Hadi dükkanıma gitmek istiyorum." Halit sevdiğinin elinden tutup dışarı çıktılar. Dükkanın önüne geldiklerinde cebinden çıkardığı anahtarı Nazenin'e uzattı.

"Kendi dükkanınmış gibi girebilirsin" Nazenin'i kızdırmak için gülerken söyledi Halit.

Nazenin parmak uçlarında yükselip sevdiğinin yanağını öptü. "Gibisi fazla dükkan benim zaten."

İçeriye girdiğinde ilk yaptığı gözlerini kapatıp havayı koklamak oldu Nazenin'in. Kitapları kokuyordu, yaşadıkları günler güzel anılar kokuyordu. İlerleyip raflarda parmaklarını gezdirdi. Rafların kenarlarına koyduğu küçük tabureler temizlik malzemesi bile duruyordu. Her şey nasıl bıraktıysa öyleydi. Dükkanın tabelası asılmayı bekler gibi rafın yanındaydı.

Beline dolanan kollarla başını arkaya atıp Halit'in göğsüne yaslandı. Elleri karnının üstünde birleşmişti. Tekrar eski haline döndürecekti burayı. Kitaplarını özenle her bir rafı süslercesine yerleştirecekti. Çok şeye tanık olmuştu burası. Daha bir sürü anılarına ev sahipliği yapacaktı. Bir sürü yüreği güzel insanla tanışmasına vesile olacaktı yine.

"Çok özlemişim burasını."
"Senin elinin değmesini bekler gibi bir halleri var her eşyanın."

Halit'in kolları arasında dönerek yüz yüze geldiler.

"Buradan içeri girdiğimde yuvama girmiş gibi oluyorum"

"Tıpkı sana her baktığımda kendimi yuvamda hissetmem gibi" sözlerinden sonra usulca öptü sevdiğini Halit.

~~

Halitle konuştukları günün akşamında istediği kitapları yayınevleriyle konuşup sipariş etmişti kitapların gelmesi iki günü bulduğu için ancak bugüne kalmıştı dükkanı düzenlemek, yerleştirmek. Sabah gözlerini açar açmaz hızlıca kahvaltısını yapıp soluğu burada almıştı Nazenin. İçi içine sığmıyordu. Öyle mutluydu ki. Daha sonra Halit gelmişti yanına dükkanın eksikleri konusunda liste yapmışlardı birlikte. Aslında çok bir eksiği yoktu yine de tam olmasını istiyordu. Duvarların bazı yerlerine rötuş yapacağı için Halit boyaları getirip geri gitmişti. Tabela için birilerini getirecekti.

Halit gittikten sonra da annesi, Aysel sultan, Yeliz ve Duygu gelmişti yardım etmek için. Ahsen de gelmeyi çok istemişti ama Nazenin Yiğithanla kalmasını işleri bitince gelmesini söylemişti.

Şimdi de Nazenin boyayı hazırlamış duvarların bazı yerlerine sürerken, Yeliz rafların tozunu alıyor, Duygu yeri siliyor, annesi gelen kitapları türüne göre ayırırken Aysel sultan ise boncukları dizip nazar boncuğu yapıyordu dükkan için.

"Nazenin abla" İpek şaşkınca dükkana ve içerideki herkese bakıyordu.

Nazenin gülümseyerek oturduğu yerden ayağa kalkıp fırçayı yere bıraktı. İpek'e söylememişti dükkanı yeniden açtığını. Gelip kendisi görsün istemişti. Biraz önce de Nazenin'in oyunuyla Halit İpek'i arayıp çok acil çay bahçesine gelmesini söylemişti. İpek çay bahçesine giderken dükkanın açık olduğunu görmüştü ve içi sızlamıştı kendine engel olamayıp içeri girdiğindeyse karşılaştığı manzarayla ağzı açık kalakalmıştı.

"Nazenin abla sen burayı" yutkunup tekrar konuşmasına devam etti İpek. "Burasını yeniden mi açıyoruz ? Yani tekrardan mı ?"

"Tekrardan değil kaldığımız yerden yeniden devam ediyoruz eskisinden çok daha güzel hemde"

"Oley be oley" diyip Nazenin'in boynuna atladı İpek. Nazenin de kendisine sarılan kardeşim dediği kıza sarıldı sımsıkı kendisi küçük arkadaşıydı aynı zamanda.

Herkes işi bırakmış birbirine sarılan aynı zamanda yerinde minik minik zıplayan kızlara bakıp güldüler. Nalan Hanım kızının hep böyle mutlu olmasını istedi tüm kalbiyle.

İpek hemen kollarını sıvayıp dükkanın camlarını silmeye başladı. Aysel sultan kızların hepsine bakış içinden bir maşallah dedi. Canavar gibiydi kızları. İçinden hepsine okuyup tükürüklerini havaya savurdu.

"Ay yoruldum ayol. Nalan Hanımcım gelin bana gidelim bir şeyler hazırlayalım öğlen oldu. Kızlarda işlerini bitirip gelsinler bize."

Nalan Hanım Aysel sultanı onaylayıp kızlara veda edip kol kola girip dükkandan çıktılar.

Yeliz Nalan hanımla kol kola giren annesinin arkasından bakıp sırıttı. "Bunlarda iyice kanka oldular he "

Kızlar Yeliz'in söylediğine gülüp işlerine tekrar devam ettiler. İşlerine öyle dalmışlardı ki yankılanan topuk sesini bile duymadılar.

"Kolay gelsin"

Herkes işini bırakıp gelen kişiye baktı. Yeliz biraz daha uzun baktı.

Nazenin yerinden kalkıp toparlandı. "Teşekkür ederiz."

"Yandaki çay bahçesi kapalı mı ?" Yerinde kıpırdanarak sordu kadın.

"Hayır kapalı değil fakat tadilatta şuan da galiba yarına bitiyor" diyerek cevapladı kadını Nazenin.

"Anladım. Peki yandaki çay bahçesinin sahibi Halit Bey'i nerede bulabilirim ?"

Kadının sorusu üzerine istemsiz kaşları çatılmıştı Nazenin'in. Niye durduk yere Halit'i sormuştu ki ? Belki eski bir arkadaşıydı.

Yeliz hala dikkatlice karşısında duran kadına bakıyordu ama kadın kendisine bakmıyordu niyeyse.  Çok tanıdık geliyordu bu sima.

"Naz hayatım tabela işi de tamam adamlar yarım saate geliyorlar. İkna etmek baya zor oldu ama hallettim."

Halit konuşarak içeri girdiğinde kimseye bakmadan Nazenin'e ilerleyip yanağından öptü. Sonra tam karşısında duran kadınla yüz yüze geldiğinde ise elleri yumruk olmuştu çoktan.

"Merhaba Halit"

~~

Aaa kim geldi ki acaba ? 😮😮

Herkese Merhaba, bir yeni bölümle daha birlikteyiz😄

Nasıl buldunuz bölümü efenim yorumlarınızı bekliyor olacağım 😍

Okuduktan sonra yazılanların bir emek olduğunu lütfen unutmayalım olur mu 🙊 💫

Bir dahaki bölümde görüşünceye kadar kendinize çok iyi bakın hepinizi seviyorum 🙏🏻❤️

Şimdiden " 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun" 🌸
Kadın olarak başlıca başına muhteşem varlıklarız daha ne olsun. Lütfen kendi değerinizi bilin, kendi benliğinizin bir başkası tarafından ezilmesine asla müsaade etmeyin! Siz başkası olduğunuz için değil siz, siz olduğunuz için çok özel ve güzelsiniz ! Kendi kıymetinizi bilin! 💜

Continue Reading

You'll Also Like

102K 46.6K 103
Sen hiç görmediğin sevdanı dualarınla Rabbim'den istedin mi? Hiç onu düşünüp gizli gizli ağladın mı? Onu düşünüp "Yâ Rabbi, beni ona hayırlı bir eş...
734K 51K 59
-TAMAMLANDI- Mevlana derki aşk ateşi önce sevilene, oradan sevene düşermiş. Yani bir insan aşık olmuşsa, maşuk ışığını yaktığı için olmuştur. Eğer...
3.4M 145K 55
Bir kadın;bazı gerçekler ile düzeni bozulmuş,duyguları ağır bir darbeye maruz kalmış,yalnız hissetmiş,acı çekmiş,ama sadakatini kaybetmemiş. Gerçekle...
7.3K 1.4K 102
Heyecanla okuyacağınız kısa bir güldürü. Samimiyet ve içtenliği bulacağınız Bacanaklarla uzun bir macera. Sıradışı hikayelerle eğleneceğiniz anlara h...