Seni Unuttuğumu Hatırlamıyorum

By SelinBaytak

3.2M 156K 17.5K

''Senden sadece beni bırakmamanı istedim. Yanımda olmanı istedim. Çünkü sen farklıydın.Kalbimde ritim değişme... More

1.bölüm
2.bölüm
3.bölüm
4.bölüm
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9.bölüm
10.bölüm
11.bölüm
12.bölüm
13.bölüm
15.bölüm
16.bölüm
17.bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20.bölüm
21.bölüm
22.bölüm
23.bölüm
24.bölüm
25.bölüm
26.bölüm
27.bölüm
28.bölüm
29.bölüm
30.bölüm
31.bölüm
32.bölüm
33.bölüm
34.bölüm
Final
Playlist
2.kitap YAYINDA!!!!

14.bölüm

78.2K 4.1K 524
By SelinBaytak

Multimedia'da ki şarkıyla okuyun.

-Doruk'un Anlatımından-

Günce'ye söylediklerimden sonra bana tokat atıp okuldan koşarak çıkmıştı. Bu kadar büyütmeye ne gerek var ki? Tamam biraz ağır konuşmuş olabilirim ama yine ağlamasını beklemiyordum. Hep sadece ufak bir oyundu.

İtiraf etmek gerekirse onu ağlattığım için pişmandım ama ne de olsa kendimi affettirirdim. En fazla iki gün sonra bir oyun olduğunu ve onu bırakmadığımı öğrenirdi.

Okuldan çıktıktan sonra ağaç eve geldim. Kafamı dinlemek için hep buraya gelirdim. Ve Günce buraya getirdiğim ilk ve tek kızdı.

Çünkü o farklıydı. Masumdu. Belki de beni gerçekten seven tek kişiydi. Bana iyi geliyordu. Kendimi iyi hissetmemi sağlıyordu. 

Şu saçma sapan 'değiştim' işlerine neden bulaştığını hiç anlamıyorum. Ben onu değişmediği için istiyorum. Farklı olduğu için. Ama bu yaptıkları onun farkını yok ediyor. 

Her neyse yakında o da anlar bu yaptıklarının çok saçma olduğunu.

Telefonum çalınca cebimden çıkarıp ekrana baktım. Ulaş arıyordu. Kim bilir yine ne söyleyecekti?

''Umarım aramak için önemli bir sebebin vardır.''

''Doruk..şey..''

''Ne söyleyeceksen söylesene lan.''

''Günce-''

''Biliyorum biliyorum. O çok kötü durumda ve ağlıyor öyle değil mi? Yarın onunla konuşurum tamam mı?''

''Hayır dostum. Sorun bu değil. Daha ciddi bir şey.''

''Ne oldu?''

''Öncelikle sakin ol Doruk.''

''Günce'ye bir şey mi oldu? Ulaş cevap ver. Konuşsana lan. Ona bir şey mi oldu?''

''Günce..o intihar etmiş.''

Bunları duyunca beynimden vurulmuşa döndüm. Bu olamazdı değil mi? Gerçek olamazdı.

''Şaka yapıyorsun değil mi? Günce'nin oyunu bu. Benim yaptığıma karşılık olarak yapıyor bunu ve seni de plana ortak ettiler değil mi?''

''Malesef şaka değil.''

''Lütfen şaka olduğunu söyle dostum. Lütfen.''

''Üzgünüm dostum.Gerçek olan bu.''

''O ölmedi değil mi?''

Bu soruyu sorarken oldukça zorlanmıştım. Ulaş'ın cevabını beklerken ''ölmedi'' demesi için dua ediyordum. Ölemezdi o. Beni bırakamazdı.

''Hayır, ölmedi ama-''

''Ama ne? Söylesene lan söyle.''

''Durumu çok ciddi.''

''Hangi hastanedesiniz? Hemen geliyorum.''

''Gelmesen daha iyi olabilir. Günce'nin ailesi, Efe, Özlem buradalar. Ve seni suçlayacaklar. Gerginlik çıkmasın.''

''Adresi ver. Hemen.''

Ulaş'tan adresi aldıktan sonra telefonu hemen kapattım ve ağaç evden çıkıp arabama bindim. 

Sürebildiğim kadar hızlı sürdüm arabayı. Hastanenin önüne gelince durdurup hızla indim. Hataneden içeri girdiğimde Ulaş'ı gördüm. Koşarak yanına gittim.

''O iyi mi? Nerde şimdi?''

''Yoğun bakımda.''

''Nerde bu lanet olası yoğun bakım?''

''Üst katta. Ama gitmesen daha iyi olur Doruk.''

''Onu görmem lazım.''

Ulaş'ı itip merdivenlere doğru yürüdüm. Asansörü beklemekle uğraşamazdım. Merdivenleri üçer üçer çıkıp yoğun bakımın olduğu tarafa yöneldim. Ulaş'ta arkamdan geliyordu.

Günce'nin annesi ve babası beni görünce donup kaldılar. Yurt dışından döndüğümü bilmiyorlardı ve beni görmeyi beklemiyorlardı. Kenan bey -Günce'nin babası-  sinirle yanıma gelirken annesi ''Senin yüzünden.'' diye bağırıp ağlamaya başladı.

Haklıydı. Benim yüzümden olmuştu.

''Defol buradan.''
Kenan bey yüksek sesle söylemişti bunu.

''Hayır'' diye itiraz ettim. ''Gitmiyorum.''

''Sana defolmanı söyledim. Ne zamandan beri kızımın hayatına yeniden girdin ha? Ne zaman döndün? Bunların hepsi senin suçun.Git buradan.''

''Gidemem. Onu görmeden olmaz.''

Efe üstüme doğru yürümeye başladığında Ulaş araya girip kavga çıkmasını engelledi. Daha sonra beni kolumdan tutup kenara çekiştirdi.

''En azından bahçeye ya da kafeteryaya gidelim.''

''Burda kalacağım.''

''Bak zaten Günce yoğun bakımda. Onu görmemize izin vermiyorlar.''

Cevap vereceğim sırada yoğun bakımdan bir doktor çıkınca hemen onun yanına gittim.

Günce'nin annesi ağlayarak ''Kızım iyi mi?'' diye sordu. Daha sonra da Özlem -o da ağlıyordu-  ''Durumu nasıl?'' dedi.

''Kızınız kendini zehirleyerek intihar etmiş. Eğer sıradan bir  zehirlenmesi olsaydı midesi yıkanırdı ve kısa sürede toparlanırdı. Ama Günce farklı tatlarda yiyecekler yiyip daha sonrada uyku ilacı içmiş. İçtiği ilaç durumu dahada zorlaştırmış ve hastanemize çok geç getirilmiş. İlacı içtikten yakşalık iki saat sonra.

''Be-ben uyuduğunu sanmıştım.''

''Geç müdahale edildiği için bir süre daha yoğun bakımda kalması gerekiyor.''

''Ölmeyecek değil mi?''

Efe'nin sorduğu sinirlerimi bozmuştu. Doktor bir şey söylemeden lafa atladım.

''Ölmeyecek.'' dedim sinirle. ''Bırakmayacak geride kalanları anladın mı? Bir daha asla böyle bir soru sorma.''

Efe'nin bana karşılık vermesini beklemeden Ulaş kolumdan tutup hastanenin bahçesine doğru sürükledi.

Fazla kalabalık olomayan bir yere gittik. Duvara sertçe yaslandım. Sinirliydim kendime. Günce'nin intihar etmesinde ki tek sebep bendim. Sinirim tüm bedenimi ele geçirirken duvara sertçe bir yumruk attım. Hırsımı alamadım ve bir kaç yumruk daha geçirdim.

''Yeter artık.''

Ulaş'ın sesiyle durdum ve dizlerimi kırıp yere oturdum. Ulaş'ta karşıma geçti ve cebinden bir kağıt çıkarıp bana uzattı. ''Bu ne?'' diye güçlükle sordum. ''Günce'den'' dedi. ''Sana yazmış, intihar etmeden önce.''

''Kağıdı elime aldım fakat okuyamadım. Bu çok zordu. Fazlasıyla zor. Daha sonra derin bir nefes alıp yazanları okumaya başladım.

"Senden sadece beni sevmeni istemiştim, beni bırakmanı değil. Ama sen her zaman ki gibi istemediğimi yaptın. Bıraktın beni. Şimdi ben de seni bırakıyorum. Sadece seni değil. Herkesi bırakıyorum.

Benden kurtuldun Doruk. Umarım mutlusundur."

Hayır Günce. Bırakma beni. Lütfen.

Kağıdı cebime koyarken gözlerimin dolduğunu farkettim. Ulaş'ta bunu farketmiş olacak ki beni teselli etmeye başladı.

''Dostum, bak Günce güçlü bir kız. Ölmeyecek bunu biliyor-'

''Defol.''

''Ama Doruk sana destek olma-''

''Yalnız bırak beni. Hemen.''

Her ne kadar gitmek istemesede bana karşı gelmeyip gitti. Bana destek olmaya çalıştığını biliyorum ama yalnız kalmam lazımdı. Yalnız kalayıp ki rahat bir şekilde ağlayabileyim.

Evet ben, Doruk Yazgan ağlıyor. 

İlk defa bir kız için gözyaşı döküyor.

Neden mi?

Çünkü o bunları haketmedi. Onun tek hatası benim gibi bir pisliğe aşık olmasıydı.

Ben hataydım. Büyük bir hata.

Ne diye bu saçma sapan oyunuma onu bulaştırıyorum ki?

Onu zaten bir kere bıraktım ve gittim. Neden ikinci defa aynı şeyi yapıyorum ki? Tamam aslında ikincisi gerçek değildi ama sonuçta o kendisini bıraktığımı biliyordu.

Buna nasıl inanmıştı onu da bilmiyorum. Bana kalsa onu asla bırakmazdım ama buna mecburdum. Ona iyi gelmiyordum.Tıpkı şimdi olduğu gibi.

Başımı dizlerimin arasına alıp gözlerimdeki yaşları sildim. Güçlü olmam lazımdı. Günce için.

Çok geçmeden yanıma Efe -sinirli bir şekilde- geldi. Yakalarımdan tutup beni hızla ayağı kaldırdı ve yumruğunu yüzüme geçirdi. Karşılık vermemiştim ve evrmeyeceltim de. Çünkü bunu hakediyordum.

''Senin yüzünden lan. Bunların hepsi senin yüzünden.''

Bir kez daha vurdu. O sinir küpüne dönüşmüşken ben gayet sakindim. Hatta daha sert vurması için dua ediyordum. Belki böyle birazda olsa Günce'ye yaptıklarımın bedelini öderdim.

''Ne diye geri döndün lan? O kız yokluğuna alışmışken neden tekrar hayatını altüst ettin?''

Beni duvara yasladı ve sesini yükselterek konuşmaya başladı.

''Seni uyarmıştım. Onu üzmemen konusunda seni uyarmıştım. Mutlu musun lan şimdi?''

Tam bir yumruk daha atacakken Ulaş geldi ve onu üzerimden çekip aldı.

İstesem Efe'yi döveceğimi biliyordu. Karşılık vermemem onu şaşırtmış olmalı.

Aslında Ulaş'ın gelmesi sinirimi bozmuştu. Çünkü bu dayağı hakediyordum. Hatta daha fazlasını.

Efe'nin telefonu çaldığında derin bir nefes alıp telefonu açtı.

''Ne var Özlem?''

''...''

Anlaşıldığı gibi Özlem'le konuşuyordu. Özlem'in konuşması bittikten sonra ona cevap vermeden telefonu kapattı. Ve ardından da ağzından tek bir kelime çıktı.

''Günce.''

Herkese merhaba. Bölümü daha önce paylaşacaktım ama internetle ilgili bazı sorunlarım vardı. Neyse ki düzeldi. Sİzden bol bol yorum istiyorum.

Bu bölümü okuyandemetist adlı okuyucuma ithaf ediyorum. <3

Continue Reading